Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Röportaj
Firma olarak bir kriz koordinasyon merkezi
tarzında bir birim kurduk ve gelen her talebi
maksimum düzeyde bir hassasiyetle karşılamaya
çalıştık. Yıllardır sektörde olmamızın kamuoyuna
verdiği güvenle Türkiye’nin her yerinden talepler
geldi. Öyle ki, günde ortalama 20 saat telefonla
görüşme durumumuz oldu. İnsanlar panik haliyle
çevresinde ulaşabildiği herkesten bu ürünleri
soruyordu. Bu süreçte güven, hız ve tedarik gücü
bakımından çok iyi altyapıları olan firmalar güzel
işler başarabildi; ancak gereksiz bir iş yoğunluğu
durumu da oldu. Ev hanımından, asgari ücretli
çalışana kadar neredeyse herkes bu işin ticaretini
yapmaya başladı. Durum böyle olunca da
önemli oranda bir bilgi kirliliği ve direk müşteriye
ulaşamama durumları çıktı. Hatta hiç unutmam,
bina görevlimiz “abi benim Katar’da iyi dostlarım
var bir milyar adet maske için bize fiyat verir
misin?” dediğine bile tanık olduk.
Noktalamak gerekirse alışılmadık bir durum
yaşadık ve olağanüstü dönem geri kaldı diyebiliriz.
Koronavirüs krizinin yol açtığı sosyo-ekonomik
tahribat elbette azımsanmayacak düzeydedir.
Kovid-19 sürecinde dünya ekonomisinde
dikkat çeken önemli yapısal problemlerden biri,
küresel çapta yayılan toplumsal kötümserlik ve
güvensizlik atmosferi nedeniyle tüketicilerin ciddi
tüketim kararlarını ertelemeleri ve piyasalarda
talep düşüşü kaynaklı şoklar yaşanmasıdır.
Gıda ve tıbbi malzeme gibi dönemin şartları
ışığında acil ihtiyaç olarak görülmeyen tüm
harcama kalemlerinin askıya alınması,
birçok ülkede ekonomik büyüme ivmesinin
kaybedilmesine neden oldu.
Normalleşme süreçleri ilerledikçe tüketim
alışkanlıkları eski seviyelere yaklaşmaya başlasa
da bu tür geniş kapsamlı kriz durumlarında
toplumsal psikolojinin yönetilmesi ve sosyal
kesimlerin gelecek beklentilerinin iyileştirilmesinin
ekonomik performans açısından ne kadar önemli
olduğu somut biçimde ortaya çıktı.
Küresel salgın ortamında dünya ekonomisinde
hem arz hem de talep tarafında eşzamanlı bir
daralma yaşanması, birçok ülkede 1929 Küresel
Buhranı gibi sistematik kriz durumlarında bile
yaşanmayan çapta sosyo-ekonomik tahribat
yaşanmasına zemin hazırladı.
Bu tahribatın sosyal boyutları ABD gibi hizmet
sektörü ağırlıklı ekonomilerde çok daha net
biçimde görülürken, 2008 Küresel Finans Krizi
sonrasında oluşturulan yeni istihdam fırsatları
kaybedilmekle kalmadı, ABD özelinde 35 milyon
kişinin işsiz kalmasıyla kendisini gösteren ciddi
bir sosyal travma ortaya çıktı.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hükümetler
ekonomik ve sosyal hayatı tamamen durdurmanın
toplumsal refah ve kendileri için siyasi destek
anlamında ciddi riskler barındırdığını gördükleri
için ilk etapta süreci izlemeyi tercih ettiler.
Son dönemde dünya çapında yaşanan
sosyal ve ekonomik gelişmeler paralelinde
değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
firma olarak sizi nasıl etkiledi? Yaşanan
sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları
hakkında neler söylersiniz?
65