25.08.2022 Views

Şarkışla - Tarih ve Kültür

Şarkışla - Tarih ve Kültür

Şarkışla - Tarih ve Kültür

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yaşamaya başlamış. Kış gelince hastalanmış, sözlüsünün köyüne inmiş onların evine varmış ki kızın

kendinden daha hasta olduğunu görmüş. Onlarda bir süre misafir olup biraz iyileşmiş, kız da kendini

toparlamış ama laf söz çıkmış hem köyde hem Tonus’da. En sonunda kızla beraber kaçmışlar bir

zemheri gecesinde. Bunu duyan köylüler “Berihay” etmişler. Eline değnek alan çıkmış dışarı köyün

kızı zorla kaçırıldı sanıp. Ama ne yaptılarsa bulamamışlar ikisini de. Kış günü mecburen dönmüşler

evlerine. Sevlü ve Ulfani ise ne yana gittiklerini bilmeden tipide yürümüşler, bir kurt görüp önü takip

etmişler, bir dağın beline kadar çıkmışlar. Bahar gelip karlar eriyince sığır yayan çobanlar bir kar

kürtüğünün içinde birbirine sarılarak donmuş iki ceset bulmuşlar. Jandarma gelmiş, Şarkışla’dan

çağrılan mustantih (sorgucu) cesetleri incelerken ikisi de ayağa kalkmış yürüyüp gitmişler.

Göğüslerinin üzerinde açan kar çiçekleri yerlere dökülmüş. Sonra tekrar yere düşmüşler. Mustantih

ne yaptıysa ikisini birbirinden ayırmayı başaramamış. Bakmışlar ki olacak gibi değil ikisini birlikte aynı

mezara gömmüşler. Başuçlarına da bir ahlat ağacı dikmişler. Çevredeki diğer ahlatlar baharda al,

mor çiçekler açarken yalnız bu ağaç beyaz çiçekler açarmış, çevredeki gelincik çiçekleri de kırmızı

değil beyazdır. Mezara geceleri nur indiğini gördüğünü söyleyenler de vardır. (Dünük / Düğnük Kaya

günümüzde Ulaş ilçesine bağlı Baharözü köyüne yakındır ve koç adağına yerine getirmediği için taş

kesilen çoban efsanesi buraya dair anlatılan bir öyküdür.)

38

Kömürkaya

Geçmişte Ermeni kökenli vatandaşlar oturmakta iken daha sonradan Bulgaristan’dan gelen

muhacirler yerleşmişlerdir. Köyün adı yörede Lisanlı, Nisanlı veya İhsanlı olarak da bilinir. Yıllardır

çobanlık yapan Hasan adlı sessiz, sakin bir kişinin tam 40 senedir köyün koyunlarını otlattığı ve aynı

zamanda bu ağrı ve sızılara karşı yel ipliği bağladığı bilgisi verilmiştir.

Lisanlı Höyüğü

Köyün güneyindeki ovada, yol üzerinde yer almaktadır. Üzerinde yetişen üzerlik otları höyükte

toprak kaymasını önlemiştir. Toplanan malzemeler Tunç Çağı'na tarihlendirilmektedir. Yörede

höyük, "Külüğün" adıyla anılmaktadır. Etrafını çevreleyen çit veya herhangi bir uyarı levhası yoktur.

Kümbet

Köyün hemen üst tarafında yer alan tepede köye adını veren bir ziyaret yeri bulunmaktadır. Bu eski

kalıntıda büyük kesme taşların üzerinde henüz okunamayan (okunaklı olmayan) yazılar vardır.

Muhtemelen eski bir tapınak olan bu yerde köylülerin adak adayıp kurban kestiği bilinmektedir.

Mengen

Yıllar önce köyün yanından kervan yolu geçermiş. Yine bir gün köyden tüccarlar geçerlerken altın

dolu bir kese düşürürler ve giderler. Daha sonra bu altın dolu kese köy sakinleri tarafından bulunur

ama hiç kimse bu keseye el sürmez. Çünkü kendilerinin değildir. Bu nedenle altın dolu keseyi, bir gün

sahibinin tekrar köyden geçebileceği ihtimaliyle saklarlar. Zaman geçer ve bu kervan aynı yoldan

dönerken köylüler onlara bir şeyleri kaybedip etmediklerini sorarlar ve onlar da altın dolu bir keseyi

yaklaşık olarak altı ay önce yitirdiklerini ve içinde kaç altın olduğunu söylerler. Köylüler altın dolu

keseyi getirir ve beraber sayarlar ve altınların onların olduğunu öğrenince sahiplerine verirler. Bunun

üzerine yöre halkı tarafından Sofu’lar olarak anılmaya başlanırlar.

___________________________________________________________________________

Kaynak: Vikipedi (Wikipedia)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!