Şarkışla - Tarih ve Kültür
Şarkışla - Tarih ve Kültür
Şarkışla - Tarih ve Kültür
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Nallı (Yıldızeli)
Bir rivayete göre Nallı köyünün ilk adı "Keçi Kıran" köyüdür. Bir gün bir keçinin ayağı sakatlanır ve
keçinin ayağını nallarlar. Kimin olduğu bilinmiyor. Bu olaydan sonra köyün yeni adı Nallı Köyü olur
ve böyle kalmaya devam eder. Köyde yaşayan iki grup vardır. Bunlardan ilk yerleşenlere "Yerli",
sonradan gelip yerleşenlere ise "Karslı" denir.
46
Şeyhhalil (Yıldızeli)
Şeyh Halil adlı bir erenin köyde türbesi bulunur. Yakınlarda bir yerde yapılan bir savaşta düşmanlar
tarafından kesilen kafasını eline Şeyh Halil mezarın şimdiki bulunduğu yere kadar yürür ve orada
şehit düşer. Savaştan önce tarımla uğraşır ayrıca geyikleri tarım araçlarına koşarmış.
Yolkaya (Yıldızeli)
Köyün adının nereden geldiği ve geçmişi hakkında bilgi yoktur. Köyün eski ismi olan Çakraz ("Çarkaz"
ya da "Çarkraz" biçiminde söylenişleri de yaygındır) kelimesinin değirmen taşı çarkından
kaynaklandığı söylenir. 1960 yılında değiştirilerek "Yolkaya" adı verilmiştir.
Kevgir Baba Türbesi
Köyün güneyindeki yaklaşık 7–8 km uzaklıktaki bir tepenin üzerinde yer almaktadır. Eskiden kayıp
olan mezarın tespiti hakkında benzer iki rivayet bulunmaktadır. Birinci rivayette Tokat'ın Zile
ilçesinden Tahsildar Mehmet Efendi isimli bir kişi rüyasında Kevgir Baba'yı görmüştür. (Bazı
kaynaklarda bu isim Mustafa Efendi olarak geçmektedir.) Bu kutlu kişi kendisine: "Ben bataklıklar
içerisindeyim. Gel beni kurtar." diye seslenir ve köyün adını söyler. Bunun üzerine Mehmet Efendi
sorarak Çakraz köyünü bulur. Rüyasında gördüğü tepeye çıkarak orada bulunan bataklığı kazdırır. Bir
elinde kılıç bulunan ve sağ gözünde ok yarası olan sarı sakallı bir kişinin cesedini bulur. Bataklıktan
yaklaşık on adım kadar yukarıda kazılan bır mezara defneder. Sonra oradaki bataklık ıslah edilerek
bir pınara dönüştürülür. İkinci söylentiye göre ise, Tokat'ın Artova ilçesindeki bir genç kız rüya görür.
Rüyada gördüğüne göre bir bataklıkta elinde kılıcı olan birisi yatmaktadır. "Gel beni kurtar, beni
suyun üzerıne çıkar ve mezarımı yaptır." diye söyler. Genç kız babası ile birlikte Çakraz köyüne gelir.
Orada yanına aldığı köylülerle beraber rüyasındaki tepeye çıkarlar. Burayı kazdıklarında elinde kılıcı
olan birisi suyun içinde yatmakta olduğunu görürler. Kılıcını almaya çalışsalar da bunu başaramazlar,
eren elindeki kılıcı bırakmaz. Sonra içlerinden birisi "Kılıcını tekrar vereceğiz" deyince kılıcı bırakır.
Daha sonra genç kız ve babası Kevgir Baba'nın mezarını yaptırırlar. Kevgir Baba'yı Yıldızeli ve
çevresindeki köyler ile Şarkışla'ya bağlı köylerden de insanların gelip ziyaret ettiği bilinmektedir.
İki odalı bir binanın içerisindeki mezar yaklaşık üç metreye iki metre boyutlarında üzeri toprakla
kapatılmış durumdadır. Odalardan birinde mezar vardır, diğerinde ise gelenlerin oturması için
minderler serilmiştir.
Süt-Oluk Efsanesi
Çakraz dağı eteklerindeki dere inanışa göre bahar aylarının başlarında süt renginde akmaktadır.
Efsaneye göre çobanın biri derenin başında aşık olduğu kızla buluşur ve ona kaval çalarmış. Bunu
duyan koyun ve keçiler de sütlerini dereye akıtırlarmış. O günlerden beri dere bahar aylarında hep
süt akmış. (Bir yoruma göre derenin rengi erezyonla suya karışan bazı maddelerden
kaynaklanmaktadır.)
___________________________________________________________________________
Kaynak: Vikipedi (Wikipedia)