Şarkışla - Tarih ve Kültür
Şarkışla - Tarih ve Kültür
Şarkışla - Tarih ve Kültür
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
güç efsaneler uyduruyorlardı. Radar üssü kurulurken yatırın başka yere nakli düşünülmüş bir türlü
muvaffak olunamamıştı. Köylüler yılın belli aylarında buraya gelir. Çaresizliklerine derman olması
için, Arap dedeye dua ederlerdi. Çocuğu olmayan kadınlar, evlenecek genç kızlar, hastalar, sakatlar,
yaşlılarla, radar üssü dolup, dolup taşardı. Mezarın tüm bakımı birliğe aitti. Yatırı gözlerken, hem
ürperir, hem korkar, hem de saygı duyar yanından geçerken’ de besmele çekerdik. Mezarın hemen
yanında verici binamız mevcut’tu. İçinde yirmi dört saat çalışan cihazlar, birde bunları kontrol eden
nöbetçi erimiz bulunurdu. Bizim görev yaptığımız operasyon binası, Arap Dede mezar’ına yüz metre
mesafedeydi. Sabaha karşı nöbette, uyku bastırdığında hava almak için bazen dışarı çıkardık. Mezar
tam karşımızda belirir, oraya bir türlü bakmak istemezdik. O, an içimizi bir gariplik kaplar. Bu gizemi
çözemez çok çabukta cihaz nöbetimizin başına dönerdik.
54
Yetmişli yıllar, mevsim sonbahar, iki bin rakımda rüzgâr her zaman uğultulu eser, sabaha karşı, şafak
ağarmak üzere, telefon çaldı. Titreyen bir ses,
---Komutanım burayı evliyalar bastı. Ses kesik, kesik kekeliyor korku dolu. Uykulu halim gitmiş,
şaşkınlık içinde beraber nöbet tutuğum yüzbaşıya,
---Efendim telefon ettiler verici binasını evliyalar basmış. O’da şaşırdı, ayağa kalktı,
---Kim o yahu, hadi beraber gidip bir bakalım dedi.
Belimizde Smith Wesson, elimizde çift şarjörlü otuz iki mermili Sten makineli tüfek alelacele
operasyon binasının önündeyiz, mezar tüm heybetiyle tam karşımızda, yüz metrelik mesafe bize çok
yakın gibi geldi. Yan, yana yatıra doğru yürüyoruz. Birden bire,
--- Allahüekber, Allahüekber sesiyle irkildik.
---Duydun mu?
--- Evet
Dilimiz damağımız kurudu. Telaştayız, gözlerimiz yuvalarından fırlayacak gibi, şaşkınlığımız
geçmeden, binanın etrafında beyazlar içinde biri koşarak geçti. İkimizde yere atladık. Korkuyoruz.
--- Gördün mü?
--- E evet
Seslerimiz ve vücudumuz titriyor.
---Ben okuyorum Tacettin sende oku.
Bildiğimiz sureleri okuyor bitince tekrar ediyorduk.
Aynı ses daha da yükselerek
---“Eşhedüenlla ilaha illallah”
Diye uzatıyor. Beyazlar içindeki hayalet bir görünüyor bir kayboluyordu.
O, ara binanın içinden, Allah, Allah sesleri yükseliyordu. Zaman durdu. İkimizde birbirimize sarıldık.
Saniyeler yıl gibi, korkudan tir, tir titriyoruz.
Kalbimiz göğsümüzden fırlayacak gibi, bilinçsizce devamlı kelimeyi şahadet getiriyoruz. Neydi nasıl
bir şey yarabbi, sesimizi duy, bizi kurtar, yüce Allah’ım diye feryadı figan ediyorduk. Gözlerimizi
kapattık. Çaresizlik içinde beklemedeyiz. Birdenbire derin bir sessizlik oldu.
---Bu kadarı yeter Selman, çok korktu, ben bırakıyorum. Diyen sese kulak kesildik. Başka birisi
---Haklısın bu kadarı kâfi ödü patladı diyerek, gülüşmeye başladılar. Sarılarak yattığımız yerden
yavaşça ayağa kalktık. Bunlar bizim askerlerimizdi. Bizi görünce İkisi de toparlandı. Binadaki
nöbetçide şaşkınlık ve korku içinde bizlere bakıyordu. Yüzü kireç gibi beyazlaşmış halada titriyordu.
___________________________________________________________________________
Kaynak: Vikipedi (Wikipedia)