Şarkışla - Tarih ve Kültür
Şarkışla - Tarih ve Kültür
Şarkışla - Tarih ve Kültür
- No tags were found...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
45
YAKIN ÇEVRE
Akkoca (Yıldızeli)
Akkoca (veya Akçakoca) adlı efsanevi kişinin yattığına inanılan mezar bulunmaktadır. Kendisinin
Muhammed Peygamber'in soyundan geldiğine dair Orhan Gazi tarafından verilmiş bir berat
bulunduğu da kayıtlara geçmiştir. Asık suratlı karısının misafirlere saygısızlık ettiği için güvercin
kılğında gelen Hacı Bektaş-ı Veli tarafından taş kesildiği anlatılır. İnanışa göre Akkoca adlı eren
Horasan'dan kardeşleri ile birlikte gelmiştir. Yöredeki inanışa göre köyde türbeden daha yüksek
yapılan evler, binalar çökermiş, bunların bazılarının enkazı ibret olsun diye kaldırılmazmış. Türbesinin
yakınında adak yeri vardır.
Davulalan (Yıldızeli)
Köyün isminin nereden geldiği hakkında çeşitli görüşler vardır. Birinci görüş şudur: Köye ilk gelindiği
zaman etrafı hep ormanlıkmış. Yalnız bu ormanlık alanın tam ortasında, içinden su çıkan boş bir alan
varmış. Bu boş alan rüzgar vurduğu zaman davul gibi ses çıkarırmış. İşte bu sesten dolayı buraya,
Davulalan demişlerdir. Kürebaba tepesi Bozdağlar üzerindedir ve burada evliya mezarı olduğuna
inanılan bir taş yığını vardır. Davulalan ve Canabdal (Şarkışla'ya bağlı) arasındadır. (İki köyün arası 14
km kadar olup araçla yaklaşık yarım saatte Davulalan köyünden Kürebaba yatırına ulaşılabilir.)
Merkez Sarıkaya (Yıldızeli)
Köyün kuzey yönünde, Merden yolu üzerindeki tarlaların ortasında tek, büyük bir kaya kütlesi
bulunmaktadır. Bu kayanın meteor mu, su çekilmesi-çözülme yoluyla ortaya çıkmış bir kaya mı
olduğu hakkında kesin bilgi yoktur. Merkez Sarıkaya, adını, köyün kuzeyinde yer alan bu tek “sarı”
kayadan almıştır. Şarkışla’ya bağlı bir köy ve Yozgat’a bağlı bir ilçenin de “Sarıkaya” adını taşıması
karışıklığa yol açtığından kaymakamlığa verilen bir dilekçeyle köyün adı “Merkez Sarıkaya” olarak
değiştirilmiştir. Köyün ilk yerleşimi, bugün “Ayınözü” denilen, köyün güneyinde bulunan yaylanın
eteklerinde, ırmak kenarı boyunca uzanan bölgededir. Köyün yaşlıları, bu bölgede daha önce bir
Ermeni köyünün kalıntısı olduğunu anlatmaktadırlar. Göç sonucu olan ilk yerleşimde yedi hane
bulunduğu söylenmektedir (“Eskiköy”). Bugünkü köy alanına göre daha ılıman ve verimli bir bölge
olan Aynözü’nden neden yeniden göç edildiği hakkında açık bilgi yoktur. Ancak, gerek ilk yerleşimde,
gerek sonradan yapılan göçlerde, çok eski dönemlerden bu yana Anadolu genelinde ve bölge
özelinde güdülen “iskan politikaları”nın etkili olduğu düşünülebilir.
Colü Baba Yatırı
Colü Baba (veya Coğlü Baba) bu köyde yaşamış bir kişidir. Rivayete göre her gün atına binip köyü
gören bir tepeye çıkarmış. Bu tepenin başında oturarak saatlerce düşünürmüş (tefekküre dalarmış).
Günlerden bir gün yine tepeye çıkmış, sonra da yumruk büyüklüğündeki taşları toplayarak yığmış ve
böylece mezar yerini belirlemiş, sonra da orayı temizlemiş. Köye döndüğünde gördüğü kişilere,
“Yarın ben öleceğim, beni bu tepeye gömün” demiş. Gerçekten de o gece ölür ve ertesi gün vasiyet
ettiği yere defnedilir. Yöredeki yaygın inanışa göre ölümünden sonra da mezarını temizlemeyi
sürdürmektedir ve atının ayak izleri de her sabah mezarının çevresinde görülür.
* Şarkışla'ya bağlı Alaman köyünde aynı adı taşıyan "Colü Dede" yatırı bulunur.
___________________________________________________________________________
Kaynak: Vikipedi (Wikipedia)