Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
GÜNDEM<br />
Dinin medyada sunumu ve daha genel anlamda medya ile din ilişkisi konusu<br />
değerlendirmeye tabi tutulurken özellikle medyaya ilişkin birtakım ön kabullerin<br />
aşılması gereğidir. Bunu aşmak ve ön kabullerin ötesini aydınlatabilmek için<br />
bilimsel çalışmaların ve akademik araştırmaların artması elzemdir.<br />
epeyce önemli bir kısmını ifade<br />
eden dinin medyada sunumu konusuna,<br />
özellikle medyaya ilişkin<br />
birtakım ön kabulleri irdelemekle<br />
başlamak doğru olacaktır. Doğası<br />
gereği, gerçeğin çarpıtılması<br />
ve gizlenmesine sebep olan söz<br />
konusu ön kabuller, elbette özel<br />
olarak medya ve din ilişkisi bağlamını<br />
değil kitle iletişim araçlarının<br />
birebir kendisiyle alakalı algıları<br />
yansıtır. Genel bir çerçevede kitle<br />
iletişim araçlarını değerlendirirken<br />
karşılaşılan ön kabullerin çoğunlukla<br />
olumsuz olduğunu ayrıca<br />
belirtmeye gerek yok sanırım.<br />
Medya ile ilgili değerlendirmeler,<br />
doğal olarak, kitle iletişim araçlarının<br />
ortaya çıkıp yaygınlaştığı<br />
dönemde başlar ve bu araçların<br />
birey/toplum üzerinde ne tür<br />
etkileri olduğu sorununa odaklanır.<br />
Bu anlamda etki kavramı<br />
medya alanında anahtar kavram<br />
olagelmiştir. Etki sorunsalı XX.<br />
yüzyılın başından itibaren iletişim<br />
alanında farklı dönemlerde farklı<br />
paradigmalar ışığında anlaşılmaya<br />
çalışılmıştır. Tüm bu araştırmalar,<br />
bize kitle iletişim araçlarının birey<br />
ve toplum üzerindeki etkilerinin<br />
ve bu süreçteki etkileşimlerin oldukça<br />
karmaşık olduğunu gösterdi.<br />
Konuyu daha fazla açmak<br />
gerekirse, bir toplumda faaliyet<br />
gösteren medya diğer toplumsal<br />
sistemlerden ayrı ve bağımsız<br />
değildir. Medya, toplumdaki insanlardan<br />
bağımsız olarak işlemez,<br />
toplumun sosyal ve siyasal<br />
sistemleriyle paraleldir. Bununla<br />
birlikte, medya söz konusu olduğunda<br />
yapılan yorumların genel<br />
mahiyeti elbette yalnızca bizim<br />
yaşadığımız topluma has değildir.<br />
Yukarıda aktarılanlardan, dinin<br />
medyada sunumunun tamamen<br />
sorunsuz olduğu ve ortaya çıkan<br />
aksamaların medyanın yapısından<br />
ötürü doğal olduğu anlamı<br />
çıkarılmamalıdır. Medyada din<br />
sunumu ve bu konudaki problemler<br />
üzerine hatırı sayılır çalışmalar<br />
bulunuyor. Elbette bu yazıda<br />
hepsine değinmek mümkün<br />
değildir. Burada vurgulanmak istenen,<br />
dinin medyada sunumu ve<br />
daha genel anlamda medya ile din<br />
ilişkisi konusu değerlendirmeye<br />
tabi tutulurken özellikle medyaya<br />
ilişkin birtakım ön kabullerin<br />
aşılması gereğidir. Bunu aşmak ve<br />
ön kabullerin ötesini aydınlatabilmek<br />
için bilimsel çalışmaların ve<br />
akademik araştırmaların artması<br />
elzemdir. Daha iyi anlamaya yönelik<br />
amacın gerçekleştirilebilmesi<br />
için uzun soluklu ölçümlerin,<br />
değerlendirmelerin ve analizlerin<br />
birikmesinin daha sağlıklı bir bakış<br />
getireceği aşikârdır.<br />
İletişim süreçlerinin yönetiminin<br />
günümüzde daha önemli hâle<br />
gelmiş olduğunu özellikle vurgulamalıyız.<br />
Geleneksel kitle iletişim<br />
araçlarının yanı sıra yeni medyanın<br />
sağladığı imkânlar göz önünde<br />
bulundurulursa bu önem daha<br />
iyi anlaşılacaktır. Dinin medyada<br />
sunumu konusunda ortaya çıkan<br />
problemlerin yeni medya teknolojileriyle<br />
daha karmaşık bir niteliğe<br />
büründüğünü söylemek yanlış<br />
olmaz. Yeni medya teknolojilerinin<br />
bireysel yayına imkân verdiği,<br />
enformasyon ve veri akış hızının<br />
eskisiyle kıyaslanamayacak ölçüde<br />
arttığı malumdur. Dolayısıyla<br />
kamuyu ilgilendiren konular çok<br />
daha hızlı gündem olabilmektedirler.<br />
Maxwell McCombs’ un<br />
(2005) vurguladığı gibi modern<br />
toplumda pek çok gündem bulunur.<br />
Sosyal hayatın en önemli<br />
unsurlarının başında gelen dinin<br />
de mensuplarının hayatlarında<br />
önemli bir gündem belirleme rolü<br />
ve işlevi olduğu tartışılmaz. Dine<br />
ilişkin gündem konularının hızlıca<br />
medyaya geçişi ve yayılması,<br />
iletişim yönetimi konusunu ö-<br />
nemli kılan bir diğer etmen olarak<br />
değerlendirilebilir.<br />
Değinilmesi gereken bir diğer<br />
konu, toplumun çoğunluğuna<br />
ulaşabilme imkânına sahip olan<br />
medyanın homojen olmadığıdır.<br />
Genel bir isimlendirmeyle medya<br />
diye adlandırdığımız oluşumların<br />
farklı yapıları ve yayın politikaları<br />
bulunuyor. Şüphesiz bu oluşumlar<br />
arasında olumlu örnekler<br />
de görülebilir. Olumlu tavırdan<br />
kasıt; toplumun farklı inançlara<br />
AĞUSTOS 2015 DİYANET AYLIK DERGİ 23