You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SÖYLEŞİ<br />
mamızı dayatmaz, bu yolu tercih<br />
edenler bireylerdir. Özellikle sosyal<br />
ağlarda sıklıkla rastlanan bir<br />
tablo sözünü ettiğim dua ritüeli.<br />
Oysa dua, inananın Allah’a ya da<br />
Tanrı’ya yakarışıdır ve bir aracıya<br />
hele ki dijital ortama hiç ihtiyacı<br />
yoktur. O zaman şunu sormak<br />
gerekiyor: Bireyler neden buna<br />
ihtiyaç duyuyor? Sosyal ağlarda<br />
başka paylaşımlar yapmaya neden<br />
ihtiyaç duyuyorsa bu nedenle<br />
ihtiyaç duyuyor yani kendini var<br />
etmeye çalışıyor. Gerçek dünyada<br />
çizmeye çalıştığı ama çoğu<br />
zaman çizemediği profilini dijital<br />
dünyada, özellikle sosyal ağlarda<br />
baştan inşa etmeye çabalıyor.<br />
Sosyal ağlar üzerinden edilen dua<br />
aslında bunu görenlere o kişinin<br />
aidiyetini gösteriyor, bireyler de<br />
bu aidiyeti göstermek amacıyla bu<br />
yolu seçiyor. Belki çok masum bir<br />
şey. Ancak sosyal ağlarda sadece<br />
tek tıkla paylaşılan duanın gerçeğinin<br />
yerini alabilirliği düşüncesi<br />
bence tehlikeli. Tehlikeli olarak<br />
değerlendirdiğim nokta dinî vecibe<br />
açısından değil, gerçeklik ve<br />
sanal gerçeklik açısından. Paylaşılan<br />
dualar ile yani tek tıkla yapılan<br />
dualar ile gerçekten dua etmenin<br />
aynı olduğu algısı toplumda<br />
oluşmaya başlıyorsa bu sorunlu.<br />
Çünkü o zaman dinin uygulanışında<br />
yaşanan bir dönüşümden ve<br />
dolayısıyla toplumsal bir dönüşmeden<br />
söz etmek mümkün hâle<br />
gelir. Sözünü ettiğim dua örneği<br />
sıkça uygulanan bir şey, bu da<br />
toplumdaki bireylerin en azından<br />
bazılarının bunu kabullendiğini<br />
gösterir. Din nasıl dijitalleştirildi<br />
sorusunun yanıtı aslında burada,<br />
Sosyal ağlar üzerinden<br />
edilen dua aslında bunu<br />
görenlere o kişinin aidiyetini<br />
gösteriyor, bireyler de bu<br />
aidiyeti göstermek amacıyla<br />
bu yolu seçiyor. Belki çok<br />
masum bir şey. Ancak<br />
sosyal ağlarda sadece tek<br />
tıkla paylaşılan duanın<br />
gerçeğinin yerini alabilirliği<br />
düşüncesi bence tehlikeli.<br />
din kendi kendine dijitalleşmiyor.<br />
Onu bu hâle getiren yani dijitalleştirenler<br />
inananlar. Bireyler<br />
medyayı doğru ya da yanlış olarak<br />
kendi ihtiyaçları doğrultusunda<br />
kullanırlar. Geleneksel medyanın<br />
kullanıcılara çizdiği ve çok da<br />
esnek olmayan sınırları var, oysa<br />
dijital medyanın ya da yeni medyanın<br />
sınırları çok esnek. Kullanıcıya<br />
sunulan bir mecra var ama bu<br />
mecranın içeriğini şekillendirmek<br />
kullanıcının ürettiği içeriklerle<br />
mümkün. Demek ki bireyler<br />
buna ihtiyaç duyuyorlar. Eğer ihtiyaç<br />
duymasalardı tek tıkla dua<br />
sürdürülebilir bir hâl almazdı, kabullenilmezdi.<br />
Modern toplumun<br />
getirmiş olduğu hız çağı ibadeti<br />
ya da dinle bağlantılı pratikleri<br />
bile hızlı olmaya zorluyor. “Amin”<br />
demek yerine “beğen” tuşuna basmak<br />
kabullenilebilir bir hâl alıyor.<br />
Yakın zamanda Medya ve Din<br />
konulu bir sempozyum düzenlediniz<br />
Ticaret Üniversitesi<br />
olarak. Medya ve din ilişkileri<br />
açısından baktığımızda sempozyumun<br />
sonuçlarını bize değerlendirir<br />
misiniz?<br />
2-3 Nisan’da Medya ve Din<br />
Sempozyumu’nu gerçekleştirdik<br />
ve 10 farklı oturumda konuyu<br />
olabildiğince kapsamlı bir biçimde<br />
ele almaya çalıştık. Tüm bu konuşmalar<br />
ışığında 20 maddeden<br />
oluşan bir sonuç bildirgesi yayınladık.<br />
Bunların bir kısmı medyaya<br />
yöneltilen eleştirilerdi, bir kısmı<br />
dinî oluşum ve kurumlara, bazıları<br />
da işin akademi kısmına.<br />
Çıkan sonuçların bazılarını şöyle<br />
özetlemek mümkün: Medyada<br />
yer alan din temsillerinin ve dine<br />
ilişkin bilgilerin doğru verilmesinin<br />
sağlanabilmesi için konu ile ilgili<br />
uzmanların istihdam edilmesi;<br />
dinî oluşumların ve kuruluşların<br />
mesajlarını daha doğru bir şekilde<br />
aktarabilmesinin yollarının<br />
aranması; medyada din istismarı<br />
yapılmaması, propagandist bir<br />
dilden uzak durulması, kullandığı<br />
dil ve üslup ile dini ve dinî bilgiyi<br />
hafifletmemesi; dinî inançlara<br />
saygı gösterilmesi, hiç kimsenin<br />
inancından dolayı ötekileştirilmeye,<br />
hedef gösterilmeye, aşağılanmaya<br />
maruz bırakılmaması; yapılan<br />
yayın ve programlarda tek bir<br />
dinin eksen alınmaması, toplumu<br />
oluşturan tüm yurttaşların dinî<br />
inançlarının temel değer olarak<br />
alınması. Ayrıca akademik alanda<br />
medya ve din araştırmalarının<br />
çoğalmasına yönelik olarak bir<br />
merkez kurulması ve akademik<br />
yayınların arttırılması konuları da<br />
sempozyumun sonuç bildirgesinde<br />
ortaya konuldu.<br />
32 DİYANET AYLIK DERGİ AĞUSTOS 2015