27.08.2015 Views

agustos

agustos

agustos

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SÖZÜN YANKISI<br />

Kimsesi olmayanları, yalnızları düşünmeden de edemiyorum bunca sevincin arasında;<br />

boğazıma takılıyor yine bütün hüzünler. Çorbası tütmeyenleri, annesi öp(e)<br />

meyenleri, ütülü önlük giy(e)meyenleri de konuk ediyorum vicdanımın başucunda.<br />

ve dönmeyi isteyeceğim zaman<br />

dilimi. Herkesin kanatlarımın<br />

altında güven ve sevgi içinde<br />

büyümeye çalıştıkları muhteşem<br />

bir serüven. Dinlediğim bütün<br />

tecrübelerden de duyduğum gibi<br />

ah o günler demeden kocaman<br />

bir nefesle sık sık içime çekiyorum<br />

bulunduğumuz zamanı ve<br />

mekânı. Donduruyorum ve bakıyorum<br />

dikkatlice. İzliyorum hep<br />

beraber sofrada bulunan bizi;<br />

oğluma dökmeden, kızıma daha<br />

çabuk yemesi gerektiğini söylerken<br />

ve en küçüğüme bir lokma<br />

daha tıkıştırmış olmanın mutluluğunu<br />

yaşarken izliyorum hepimizi.<br />

Ve eksilmemesini umuyorum<br />

Allah’tan huzurumuzun<br />

ve gülen yüzlerimizdeki neşenin.<br />

Herkes tabağıyla cedelleşirken<br />

oğlum okulda yaşadıklarını anlatırken,<br />

kızım yememek için bin<br />

türlü bahaneler bulurken, minik<br />

bebişim yüzünü gözünü çorba<br />

yaparken eşim bütün yorgunluğunu<br />

giderek unuturken bir an<br />

durduruyorum dünyayı. Satırları<br />

dolduran bu anlar, aslında<br />

saniyeler içinde vuku buluyor.<br />

Ve zamanın mekânın, soframdaki<br />

nimetlerin, onlardan istifade<br />

edenlerin, içimize dolan neşenin,<br />

herkesin ve her şeyin Rabbine<br />

hamdediyorum kerelerce. Tüm<br />

aile bireylerinin kendilerine ait<br />

sandalyelerde oturuyor olmasına,<br />

henüz gurbetlerin kekre tadını<br />

yaşamamış olmamıza… Şükrediyorum<br />

birçok şeye; şenlik içinde<br />

yenilen yemeğe, içine konan<br />

tuza, yaptığım acemiliklere, dibi<br />

tutan tencerelere, dökülen salçalı<br />

lekelere, sürekli dağılan mutfağa,<br />

birikip dağ olmuş bulaşıklara<br />

sonsuzlarca şükrediyorum.<br />

İleriye hatıra kalacak bu akşamın<br />

kusurlarını, eksiklerini bulmaya<br />

çalışıyorum. Yarın akşam yanlışlar<br />

olmasın diye masamızda.<br />

Tavuk suyuna çorba, çamaşır suyuna<br />

temizlik yaparken bir yandan<br />

zamanın yetişilmez hızında<br />

git gide gerilerde, eskilerde kalarak<br />

yaşlanıyorum.<br />

Bu koltuklar, takımı çoktan bozulmuş<br />

bardaklar, tabaklar, devrilmiş<br />

toprak dolu saksı çiçeği ve<br />

şu biraz kirlenmiş olan halı hani<br />

bu senin öyle gördüğün ev benim<br />

cennetim… Bilmeden özleyecekleri<br />

günleri şu anda yaşayan çocuklarımın<br />

güldükleri, oynadıkları,<br />

sevildikleri sevdikleri küçük<br />

cennetimiz burası.<br />

Şu anda yaşadıklarımızın telaşı,<br />

yorgunluğu, önce ve sonrası çoğu<br />

zaman ileride mazi olacağını hissettirmiyor<br />

bizlere. Annelerimizin<br />

böreğini, çorbasını, sarmasını<br />

özleriz ya yerli yersiz. Ben de gidiyorum<br />

eski günlerden, sararmış<br />

fotoğraf piksellerinden bir sevinci,<br />

bir kız kardeş yakınlığını, sıkı<br />

saklanan bir sırrın esrarını, evde<br />

mayalanmış yoğurdun tazeliğini,<br />

mahlep kokusunu, kavrulmuş<br />

susam tadını, iyice tutuşmuş bir<br />

sobanın sıcaklığını bulup, getiriyorum.<br />

Koyuyorum salonumun<br />

başköşesine. İçimizi daha da ısıtsın<br />

diye. Odalara, her köşeye sevgi<br />

bulutu yayılıyor böylece.<br />

Kimsesi olmayanları, yalnızları<br />

düşünmeden de edemiyorum<br />

bunca sevincin arasında boğazıma<br />

takılıyor yine bütün hüzünler.<br />

Çorbası tütmeyenleri, annesi<br />

öp(e)meyenleri, ütülü önlük<br />

giy(e)meyenleri de konuk ediyorum<br />

vicdanımın başucunda. Ve<br />

mis kokulu bahar çiçeklerinin<br />

koynunda uyutmak istiyorum<br />

bütün annesiz çocukları. Buruk,<br />

kırık, çarpık, soyu tükenmiş bir<br />

tebessüm donup kalıyor yüzümde<br />

aniden. Yine buluyorum mutsuz<br />

olmanın tükenmeyen çarelerinden<br />

bir tanesini daha. Ve tekrar<br />

şükür yorgunu anlarıma dönüyorum.<br />

Utangaç çekingen teşekkürlerimin<br />

semaya kanatlanışına bakakalıyorum<br />

ve gülümsüyorum.<br />

Evim küçük cennetim;<br />

Varlığım, yokluğum<br />

Açlığım tokluğum,<br />

Bereketim, saadetim<br />

Güvenliğim, şenliğim<br />

Eksilmiş fincanlarım<br />

Kirlenmiş duvarlarım,<br />

Parmak izi olmuş aynalarım<br />

Eğilmiş tablolarım<br />

Dağılmış bütün oyuncaklarım<br />

Yağ lekesi olmuş elbiselerim<br />

Kararmış derzlerim<br />

Olsun!<br />

Derdim, kederim, kaderim<br />

Başucumdaki küçük cennetim…<br />

AĞUSTOS 2015 DİYANET AYLIK DERGİ 49

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!