04.09.2015 Views

Startup Alaturka

startup_alaturka_4_pdf

startup_alaturka_4_pdf

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

öneminin farkında ama bizi diğerlerinden asıl ayıran bunlar değil. Bizim en önemli<br />

özelliğimiz bizim dürsüt olmamız ve birbirimize güvenmemiz. Biz bir sözleşme imzalayacağımız<br />

zaman birbirimize kazık atacağımızı düşünmeyiz, birbirimize son derece güveniriz.<br />

Biri söz verdiğinde sözünü mutlaka tutar.”<br />

Yukarıdaki ifadeler Türkiye için en azından şu anlık ne kadar uzak kavramlar değil mi? Bu<br />

ifadeler Türkiye için kullanılsa kimsenin inanmayacağı son derece aşikar. Aslında biz kendimizi<br />

de biliyoruz ama bir türlü yüzleşemiyoruz. Türk toplumu ne yazık ki etik yönünden<br />

çok parlak değil. İş yapacağımız zaman birbirimize güvenmiyoruz. Güven toplumu kesinlikle<br />

değiliz.<br />

Halbuki kendimizle yüzleşsek her şey değişecek. Aynaya biraz baksak ve kendimizi düzeltme<br />

yollarını arasak bütün her şey tersine dönecek, talihimiz açılacak. Bir toplum kendini<br />

değiştirmeden Allah o toplumu değiştirmezmiş.<br />

Bireysel değişime kapalı olduğumuz yetmezmiş gibi bir de bunun üstünü kapatmak için<br />

farklı yollar deniyoruz. Örneğin yaptığımız en büyük hatalardan birisi ülke sorunlarını<br />

sistemsel boyutta tartışmaktır. Yıllarca memlekette eğitim sistemini defalarca değiştirdik.<br />

Hiç bir şey değişmedi, eğitim sistemimiz halen felç ve dünyanın en gerilerindeyiz. İyi de<br />

mesela Yabancı Dil eğitimi halen neden yeterli değil? Parlamenter sistem mi olsun yoksa<br />

yarı Başkanlık sistemi mi olsun, yoksa tam Başkanlık sistemine mi geçelim diye kendimizi<br />

yedik bitirdik. Politikayı onlar mı yönetsin yoksa bunlar mı yönetsin ve daha neler neler.<br />

Ülkenin gündemine bakın bir ceviz kabuğunu doldurmayacak tartışmalar yaşanıyor. Televizyonların<br />

büyük bir kısmı siyasi ve futbol tartışmalarının yapıldığı açık oturumları işliyorlar.<br />

Yorumculuk ve polemik kavgası Türkiye’nin en güzide mesleği olmuş.<br />

İşte girişimcilikte de aynı hata yapılıyor. Melek yatırımcı, Risk Sermayeleri (Venture Capitalists),<br />

Üniversite ayağı ve girişimcileri bir araya getirdik mi bu iş tamamdır modundayız.<br />

Türkiye’nin girişimcilik sistemini yine sistemsel düzeyde tartışıyoruz. Sanki milyon dolarları<br />

ortaya döktüğümüzde her şey düzelecekmiş gibi. Ayrıca girişimcilikle ilgili sistemsel<br />

bazda konuşmadığımız şey kalmadı. Artık o kadar çok bir araya geliyoruz ki yüzümüz eskimeye<br />

başladı. Bence artık networking yapmaya da ihtiyaç kalmadı çünkü herkes birbirini<br />

tanıyor zaten.<br />

Binaenaleyh, girişimciliğin mana boyutunu ıskalıyoruz. Girişimcilikte mana köklerimizi<br />

konuşanı duydunuz mu? Ecdadımızı bize hep asker diye tanıttılar, peki Atalarımız ne tür<br />

girişimciliklerde bulundular? Havada uçmayı hayal eden ve dünya tarihinde kanatlarla uçan<br />

ilk biz değil miydik? Noldu da hayallerimizden vazgeçtik? Matematiğin, tıpın ve kimyanın<br />

temel formüllerini bulan Endülüs Emevi Devleti’ni neden neden kimse konuşmuyor? Bütün<br />

buluşları kusura bakmasınlar ama Amerikalı’lara borçlu değil.<br />

Eskiler anlayış, seziş ve kavrayış becerisine basiret derler. Basireti bağlanmış sözü de buradan<br />

gelir. Yani seçerlik, sorunların hakikatını bilebilme feraseti demek oluyor. Bundan<br />

dolayı girişimcilik mevzusunda da körü körüne gitmemek için basiretimizin açılması adına<br />

ilk önce doğru soruları sormamız gerekiyor çünkü doğru sorular doğru cevaplar getirir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!