Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
camia | 30 Kasım 2012<br />
İrşad Başkanlığı<br />
Mercek Altında<br />
|<br />
17<br />
Her şeyi helalleştirecek gibi bir duruma düşmek de büyük<br />
bir kimlik bunalımına götürebilir. Bunun içindir ki, helalharam<br />
hassasiyetinin ortadan kalkması gibi bir endişeyi<br />
de göz önünde bulundurmak durumundayız.<br />
- Aynı şekilde namaz vakitleri meselesi<br />
de var. İslam dünyasından bir fetva<br />
alındığında, yaz ve kış aylarında vakitlerin<br />
sürekli olarak tesbit edilebildiği yerlerde<br />
yaşayan alimlerin bir kısmı, “Vakit girmiyorsa<br />
namaz kılınmaz” diyor. Ya da insan<br />
takâtını aşan vakitler ortaya çıkıyor. Ama<br />
bizim cemaatinizin önemli bir bölümü,<br />
fıkıh kitaplarında tarif edilen vakitlerin<br />
oluşmadığı yerlerde yaşıyor. Bu konuda<br />
da farklı görüşleriniz ortaya çıkıyor.<br />
- Her şeyden önce 5 vakit namazın,<br />
vakitleriyle birlikte farz olduğunu biliyoruz.<br />
Kur’an’da her bir vakitle ilgili müstakil ayetler<br />
var, aslolan namazın vaktinde eda edilmesidir.<br />
Ancak, özellikle kuzey kesimlerde vakitlerin<br />
girmediği, çıkmadığı yerler var. Buralarda<br />
namazların nasıl kılınacağı ile ilgili çeşitli görüşler<br />
var. Biz, aslolan namazın günde 5 defa<br />
mutlaka eda edilmesi görüşünü benimsiyoruz.<br />
Alimlerin bir kısmı, bu yerlerde, en yakın<br />
yere göre veya Mekke’nin Ummu’l Kura<br />
(Şehirlerin anası) olması itibariyle oradaki vakitlere<br />
göre kılınması gerektiğini söylüyor. Biz,<br />
buralarda vakitler oluşmadı diye namazları<br />
düşürme gibi bir hak görmüyoruz. Namazlar<br />
mutlaka günde 5 defa kılınarak eda edilmelidir.<br />
Bunun için de, bu yerlerdeki Müslümanların<br />
vakitlerden kaynaklanan sorunlarının da<br />
farkında olarak namaz vakitlerini tesbit ediyoruz.<br />
- İrşad Başkanlığı deyince bazı kesimlerde<br />
sadece imamların görevlendirilmesi<br />
ve imamları organize eden bir birim gibi<br />
bir anlayış var. Bu birimin başkanı olarak<br />
İrşad Başkanlığı’nı nasıl tanımlıyorsunuz?<br />
- Ben de imamlıktan gelen bir kişiyim.<br />
Bu konudaki eksik algıyı da iyi biliyorum. Biz,<br />
dinî bir cemaat, teşkilat olduğumuza göre,<br />
imamların tayin, tesbit ve organizesi sadece<br />
teknik bir boyut olarak kalıyor. İrşad Başkanlığı<br />
deyince, cemaatimizin İslam algısı, Avrupa<br />
bağlamında hem kuruluş hem de fert bazında<br />
İslam’ın nasıl temsil edileceği, insanlarımızın<br />
dinî, ahlaki, itikadî alanlardaki eksikliklerin giderilmesi,<br />
yeni nesillerimizin İslamî bir kimlikle yetişmeleri,<br />
yeni imamların yetiştirilmesi gibi daha<br />
pek çok alanda görevimiz var. Kur’an’ı anlama,<br />
Kur’an okuma, Kur’an tilavet yarışmaları,<br />
Kur’an’ın toplumla buluşturulması, insanların<br />
İslam’a yakınlaştırılması ve buna giden bütün<br />
vesilelerin, vasıtaların inşa edilmesi, bu vasıtaların<br />
bulunması gibi konular bizim aslî iştigal<br />
alanlarımızdır. Dolayısıyla, dinî hayatın tamamı<br />
bizim çalışma ve görev alanımızdadır. Erkekkız<br />
genç nesillerimizin, kadınlarımızın dinîn gerektirdiği<br />
bir şekilde yetiştirilmesi gibi konular<br />
da bu bağlamda değerlendirilmelidir.<br />
İmamlarımız, camilerin mihrâplarında ve<br />
kürsülerinde, hayatımızın merkezinde olan camilerimizde<br />
hep önde olduğu ve bu görevlerin<br />
icrasında bulundukları için böyle bir algı da<br />
olabilir.<br />
- İmamlar meselesi açılmışken, artık<br />
Avrupa ülkelerinde İslam din derslerini<br />
verecek, imam olarak görev yapacak kişilerin<br />
yetiştirileceği akademik kurumların<br />
açıldığı bir aşmaya gelindi. Siz de mevcut<br />
imamların eğitimlerini geliştirecek<br />
tekâmül programları yapıyorsunuz. İmam<br />
yetiştirme projeleriniz var. Ayrıca imamların,<br />
her hangi bir yerde yetiştirilmeleri<br />
veya eğitimlerini belirli dillerde almaları<br />
gibi tartışmalar var. Siz bu konuda nasıl<br />
bir usul benimsiyorsunuz?<br />
- Biz bu konunun bir ülkeye veya bölgeye<br />
bağlanması gibi bir yaklaşımı doğru<br />
bulmuyoruz. İmamın nerede değil de nasıl<br />
yetiştirildiği meselesini daha önemli buluyor<br />
ve bunu önceliyoruz. Yani, “İmamlarımız,<br />
bizim cemaatimizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek<br />
bir donanımda mı yetişiyor?” sorusuna<br />
cevap arıyoruz. Elbette ki, imamlarımız<br />
bulunduğu yerin toplumsal, siyasal, kültürel<br />
değerlerini, önceliklerini çok iyi bilecekler.<br />
Bu ortamda cemaatini yetiştireceğine göre,<br />
bu donanımı nerede ve hangi dille alırsa alsın<br />
problem olmaz. Ama, Arapça dili, İslamî<br />
bilgilerin ana kaynağı ve Kur’an da Arapça<br />
olduğuna göre nerede olursa olsun mutlaka<br />
Arapça’yı bilmelerini önemsiyoruz. Temel<br />
sabitelerimiz konusunda birikimli imamlar<br />
olarak yetiştikten sonra, Mısır olsun, Türkiye<br />
olsun, Almanya veya Fransa’da yetişmiş<br />
olsun fark etmez. İslam’ı temsil konusunda<br />
insanlarımızın, çocuklarımızın eğitimi konusunda<br />
tam bir donanımı yoksa eksiklik olur.<br />
Hadis, fıkıh, tefsir gibi alanlarda asgarî donanımı<br />
olmadığı müddetçe, imamın yetiştiği<br />
yerin bir anlamı olmayacaktır.<br />
İrşad Başkanlığı<br />
İslam Toplumu Millî Görüş bir dinî bir cemaat<br />
olarak, İslam’ı bütün hayatı kapsayan<br />
ve hayatın her alanında insana ve topluma<br />
yön vermeyi amaçlayan bir din olarak görür.<br />
İrşad Başkanlığı bu anlayışı kapsayan her<br />
alanda faaliyet gösteririr. Cemaate ve içinde<br />
yaşadığımız toplumlara İslam’ı izah ederek,<br />
Müslüman olmanın beraberinde getirdiği sorumluluğu<br />
hatırlatır ve dinin pratiğe dökülmesinin<br />
yollarını gösterir.<br />
Bir taraftan modern hayatın getirdiği<br />
şartlar, diğer taraftan ise Müslümanların<br />
bu şartlara uygun hareket edememe zaaflarından<br />
dolayı Müslümanlar arasında da<br />
“dünyevîleşme” gibi bir olgu ile karşı karşıyayız.<br />
Dünyevîleşmenin getirdiği problemlerin<br />
çözümü de önemlidir. Bunun için, İslamî<br />
inancın güçlenmesi, itikadın bilinçle buluşması,<br />
manevî ihtiyaçların karşılanması ve nefsin<br />
terbiye edilmesi gerekmektedir. İman, itikad,<br />
ibadet ve nefsin terbiye edilmesi şuuru irşad<br />
hizmetleri ile mümkün olabilmektedir. IGMG<br />
İrşad Birimi bu alanda, Müslümanlara, dinî<br />
rehberlik eder ve hayatın her alanında dinin<br />
yönlendiriciliğine vurgu yaptığı gibi Müslümanların<br />
günlük yaşamlarında inançlarına<br />
göre yaşamını kolaylaştırma, bir başka deyişle<br />
“günlük yaşam fıkhını” geliştirme çabasındadır.<br />
Din İstişare Kurulu’nun görevleri özellikle<br />
bu alandadır.<br />
Öte yandan Müslümanların dinî ve kültürel<br />
çoğulcu toplumlarda yaşam tecrübeleri ta ilk<br />
dönemlerden beri mevcuttur. Ancak bu tecrübe,<br />
kollektif zihinde aktüel değildir. Böyle<br />
bir aktüelleştirme/güncelleştirme temel İslamî<br />
kaynaklardan ve temel İslamî ilkelerden hareketle<br />
gerçekleştirildiğinde kabul görecektir.<br />
Bu bağlamda, İrşad görevlilerinin Avrupa toplumlarını,<br />
tarihî, toplumsal ve siyasal süreçlerini<br />
kavrayabilmeleri ve Müslüman toplumu<br />
yönlendirmeleri önem arzetmektedir. İmamlar<br />
için düzenlenen “Tekamül Kursları” veya yeni<br />
“İmam yetiştirme projeleri” bu ihtiyaçların da<br />
giderilmesine matuf bir programdır.<br />
Müslümanların bu ülkelerde kalıcılığının<br />
göstergelerinden birisi de çocuklarının ve yeni<br />
nesillerinin buralarda doğup, eğitimlerini buralarda<br />
tamamlayarak hayata atılmalarıdır. Bu<br />
bağlamda İslam inancının, İslam kültürünün<br />
gelecek Müslüman nesillere aktarılması zarurettir.<br />
Bizzat camilerde ya da cami dışında<br />
İslam din dersleri, İslamî dinî eğitim ve irşad<br />
programları doğrudan İrşad Başkanlığımız<br />
bünyesinde icra edilmektedir.<br />
İrşad Başkanlığı toplantı yaparken<br />
Camiler ve İslamî Eğitim<br />
Cami, Müslümanlar için hayatın merkezidir.<br />
Namazlar gibi ibadetlerin yerine getirilme<br />
mekanı olmasından öte dinî eğitim ve öğretimin<br />
de merkezi durumundadır. Cuma ve bayram<br />
namazı gibi namazların yanında, ayrıca<br />
toplumsal meselelerin dinî olarak değerlendirildiği<br />
vaaz ve hutbeler çoğunlukla camide olur.<br />
Dolayısıyla İslamileşme, Müslüman olma şuuru<br />
camilerle diri tutulur. Kur’an-ı Kerim’in öğrenilmesi,<br />
ezberlenmesi, toplumun Kur’an ile yakınlaşması<br />
ilk adımda camiden başlar.<br />
Din İstişare Kurulu<br />
Müslümanların günlük yaşamlarında karşılaştıkları<br />
meselelerin fıkhî açıdan cevaplandırılması<br />
Din İstişare Kurulu’nun (DİK) görevidir.<br />
Müslümanların Avrupa’daki tecrübeleri nisbeten<br />
yeni bir tecrübedir. Bunun için ortaya çıkan<br />
konuların, problemlerin değerlendirilmesi için<br />
yeni bir metodoloji geliştirilmekte, dinî ilimlerde<br />
uzman kişilerin yanı sıra sosyal bilimcilerin,<br />
zaman zaman da diğer ilimlerde uzmanların<br />
görüşlerine baş vurulmaktadır. Beklenildiği gibi<br />
bugüne kadar en fazla helal gıda, evlenmeboşanma,<br />
kredili alış-veriş konularında sorular<br />
sorulmuş durumdadır. DİK günlük soruların<br />
yanında, karşılaşılan ya da karşılaşılması muhtemel<br />
konularda da araştırmalar yapmaktadır.<br />
Kur’an Yarışması/Mâide-i Kur’an<br />
Kur’an, İslam’ın temel kaynağıdır. Namaz<br />
gibi kimi ibadetler, ancak Kur’an’dan ayetlerin<br />
okunması ile gerçekleşebilmektedir. Bu açıdan<br />
Kur’an öğrenimininin yanı sıra, Kur’an öğrenimini<br />
teşvik etmek için Avrupa Kur’an-ı Kerim<br />
Tilavet Yarışması yapılmaktadır. Bu sene<br />
Kur’an-ı Kerim Tilavet Yarışması’nın 25.cisi<br />
düzenlenmektedir. Cemaatin geniş çaplı olarak<br />
katılımının gerçekleştiği ve Kur’an’ın kendine<br />
has okuyuşunun yapıldığı Mâide-i Kur’an<br />
(Kur’an Sofrası) programları da bu amaca yöneliktir.<br />
Hizmet Alanları<br />
İmamlar<br />
İmamlar, namaz kıldırma görevlerinin yanı<br />
sıra irşad hizmetlerinin tamamında aktif görev<br />
yapmaktadırlar. Dolayısıyla gerekli vasıflara<br />
haiz imamların tesbit edilmesi, ilgili cami ve<br />
cemiyetlerle buluşturulması, duruma göre<br />
görevlendirilmesi, yer değişimleri ve özlük<br />
haklarının korunması gibi çalışmalar da gerekli<br />
olmaktadır.<br />
Tekamül Kursları<br />
İmamların, gerek kendi bilgi ve tecrübelerinin<br />
geliştirilmesi gerekse, Avrupa ülkelerindeki<br />
tarihî, dinî, toplumsal, kültürel ve siyasal<br />
değişiklik ve farklılıkların güncel bir şekilde<br />
takip edilebilmesi ve böylece kültürel altyapısı<br />
da farklılaşan Müslümanların ihtiyaçlarına<br />
cevap verebilmeleri için her zaman bilgilerini<br />
taze tutmaları gerekmektedir. Bununla birlikte,<br />
Tekamül Kursları’nda, farklı ortamlarda görev<br />
yapan imamların karşılıklı olarak birbirlerine<br />
tecrübe aktarmaları da mümkün olmaktadır.<br />
Mevcut imamların çoğunluğu, Avrupa’da<br />
görev yapmak amacıyla eğitim görmedikleri<br />
için cemaatin dinî ihtiyaçlarının görülmesinde<br />
problemler yaşanmaktadır. Bunun içın İrşad<br />
Başkanlığı İlahiyatçı Yetiştirme Projesi başlatmış<br />
durumdadır. Bu projelere katılanlar daha<br />
sonra, imam/hatip, din dersi öğretmeni, irşad<br />
görevlisi olarak çalışabilecek ya da bu alanda<br />
akademik çalışmalar yapacaklardır.<br />
İmamlar Tekamül Kursu