T.C. MALATYA VALİLİĞİ - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
T.C. MALATYA VALİLİĞİ - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
T.C. MALATYA VALİLİĞİ - Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
2.3.1.81. Halfetih Minaresi<br />
Tamamen tuğla malzeme ile yapılan minare 13. yüzyıl eseridir. Tahminen çevresinde<br />
bulanan cami <strong>ve</strong>ya medresenin bir parçasıdır. Yapı tekniği ile malzeme olarak Ulu cami ile<br />
çağdaştır. Battalgazi ilçesinde halk tarafından "Hötüm Dede" olarak bilinir.<br />
2.3.1.82. Toptaş Camii<br />
Battalgazi ilçesinde kendi ismi ile anılan mahallede yer alan cami çok tamir görmüş <strong>ve</strong><br />
orijinal durumu bozulmuştur. Kitabelerdeki tarihlere göre 1681 <strong>ve</strong> 1827 tarihlerinde tamir<br />
edilmiştir. Minaresi1960'lı yıllarda inşa edilmiştir. Cami üzeri çatılıdır.<br />
2.3.1.83. Şahabiye-i Kübra Medresesi<br />
Battalgazi Ulu Camii'nin güneyinde çok harap durumda olan kalıntılar bu medreseye aittir.<br />
Sanat tarihçi araştırmacılara göre Selçuklu Sultanı Keykavus zamanında Mimar Semaddin<br />
Muhammed İbn Osman <strong>ve</strong> Tekfuroğlu Stefan isimli ustaya yaptırılmıştır. Ulu Camii ile birlikte<br />
küllüye olduğu tahmin edilmektedir<br />
2.3.1.84. Ahmet Duran Mescidi <strong>ve</strong> Türbesi<br />
Muhammed Sabit Bey tarafından 1792 yılında ahşap olarak inşa edilmiştir. Yöre halkı<br />
tarafından kutsal sayılarak sık sık ziyaret edilir. Esere adını <strong>ve</strong>ren kişinin Seyit Battalgazi 'nin sadık<br />
bir subayı olduğu rivayet edilmektedir.<br />
2.3.1.85. Kırk Kardeşler Şehitliği<br />
13. yüzyıl Selçuklu Dönemi mezarlığı olan yerleşim birimi, Battalgazi Belediyesince etrafı<br />
taş <strong>ve</strong> beton duvarlarla çevrilmiş korunmaya alınmıştır. Halen dökülmüş vaziyette mezar taşları,<br />
yazı, stil <strong>ve</strong> yapılış tarzıyla Selçuklu Dönemini yansıtır. Halk buranın 40 adet Selçuklu yiğidine ait<br />
mezarlık olduğuna inanır.<br />
2.3.1.86. Malatya Müzesi<br />
Antik çağlarda en eski <strong>ve</strong> ileri medeniyetlerin geliştiği Mezopotamya ile İç Anadolu<br />
arasında bulunan, tarih öncesi dönemden başlayarak tarihi kervan yolları üzerinde bulunan<br />
Malatya’nın jeopolitik önemi daima büyük olmuştur. Jeopolitik konumunun yanında hayatın <strong>ve</strong><br />
uygarlıkların gelişmesinde önemli bir etken olan suyun katkıları da inkar edilemez.<br />
Bu faktörler M.Ö. 8000 yılından itibaren, Pirot bölgesi, Caferhöyük neolitik yerleşimi ile<br />
başlayıp günümüze kadar Malatya'nın Anadolu'da gelmiş geçmiş bütün uygarlıkları ihtiva eden bir<br />
yer <strong>ve</strong> bölge olmasına sebep olmuştur.<br />
Bu tarihi önem içerisinde, Malatya'da müzecilik fikri 1931-1937 yılları arasında,<br />
Arslantepehöyük <strong>ve</strong> Gelinciktepe'de yapılan kazılarda ortaya çıkan eserlerin, Malatya'da müze<br />
olmadığından Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenmek için götürülmesi sonucu<br />
ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Malatya’nın, arkeolojik <strong>ve</strong> etnoğrafik eserler bakımından bol <strong>ve</strong><br />
zengin kaynaklara sahip olması ilde bir müze ihtiyacını doğurmuştur.1969 yılında geçici bir<br />
binada hizmete başlayan Malatya müzesi <strong>ve</strong> 1979 yılında ise kendi binasında hizmetini<br />
sürdürmektedir.<br />
Malatya müzesinde, teşhiri yapılan <strong>ve</strong> yeni düzenleme ile ziyaretçilerin görüşlerine sunulan 15.000<br />
aşkın eser mevcuttur. Bu eserler; kazılar, satınalma, hibe(bağış) <strong>ve</strong>ya istirdat (el koyma) gibi<br />
yollarla Müzeye kazandırılan eselerlerdir. Malatya yöresinde, özellikle kum ocakları <strong>ve</strong>ya<br />
konglemeralarda (kum kayaları) ele geçen fosiller, geçmiş yıllarda tespiti yapılan <strong>ve</strong> bazı<br />
140