Kızıldere'nin Yolu Zaferin Yoludur! Silahlı Mücadele Ezilen ... - Yürüyüş
Kızıldere'nin Yolu Zaferin Yoludur! Silahlı Mücadele Ezilen ... - Yürüyüş
Kızıldere'nin Yolu Zaferin Yoludur! Silahlı Mücadele Ezilen ... - Yürüyüş
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Sayı: 358<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
31 Mart<br />
2013<br />
48<br />
Halk<br />
Kafesli, Telli Kapılar<br />
Arkasında Kilitli Kara<br />
Elmas Emekçileri<br />
Türkiye Taş Kömürü Kurumu<br />
Karadon Maden Ocağı yöneticileri,<br />
üretimi artırmanın<br />
yeni bir yolunu bulmuş. Yüzlerce<br />
işçiyi, vardiya başlayınca dışarı çıkmasınlar diye yerin<br />
yarım kilometre altındaki kuyularda sıkı sıkıya kilitleyeceklermiş.<br />
Boş senet imzalamaya zorlanan, vardiyada üzerlerine<br />
kilit vurulan, kameralarla gözetim altında tutulan ve<br />
bu şekilde baskı uygulanan, potansiyel suçlu statüsüne sokulan<br />
madenciler bir de borçlu çıkarılıyorlar. Taş Kömürü<br />
Kurumu daha fazla kar elde etsin diye bir çok işçi "ofiste<br />
çalışıyor" gösteriliyor.<br />
Türkiye Taş Kömürü Kurumu’na bağlı işletmelerde yer<br />
üstünde 1787, yer altında 8 bin 204 olmak üzere 2012<br />
yılı sonu itibarıyla toplam 9 bin işçi çalışıyor.<br />
Çeşitli maden ocaklarında çalışan işçilerden toplam<br />
10.051 işçinin 4 bin 613 icra dosyası var. Ve diyorlar ki,<br />
borcu olan verimli çalışamaz, çünkü kafasında sürekli borcunu<br />
nasıl ödeyeceğini düşünür. Bunun için borcu olanları<br />
işten atalım, borçsuz olanları çalıştıralım…<br />
Madencilerin yaşam standardını nasıl yükseltiriz, açlıklarına<br />
nasıl çözüm buluruz diye düşünmüyor devlet. Onlar<br />
yine kendi karlarını, çıkarlarını düşünüyorlar ve bizi<br />
atıp yerine işsizler ordusundan başka birilerini almak istiyorlar.<br />
Verimli çalışsınlar diye…<br />
Düzenin elle tutulur bir yanı kalmamıştır. Neresinden<br />
tutarsak elimizde kalır. Madenciyi yer altında tutsak<br />
eden halk düşmanlarından hesap soracağız.<br />
Düşmanı<br />
AKP<br />
Suçlu ve Suça Teşvik Eden AKP’dir<br />
Erdoğan 6 Mart 2013 tarihinde yaptığı konuşmada "Taşeron<br />
meselesi durup dururken ortaya çıkmadı, işsizliğe<br />
iş zemini hazırlayalım diye sendikaların getirdikleri<br />
AKP Emekçiye Düşmandır<br />
Eylemde de Düğünde de<br />
Faşizme Karşı Omuz Omuza<br />
Grup Yorum ve dinleyicileri 18 haftadır olduğu gibi geçtiğimiz hafta sonu<br />
da İdil Kültür Merkezi önünde bir araya geldi.<br />
Her yeni güne baskınla uyandığımız, iktidarın faşist baskılarının artarak devam<br />
ettiği bu günlerde, faşizme karşı dimdik durmak için türküler, marşlar bir<br />
kez daha hep birlikte söylendi.<br />
Ayrıca bütün eylemlerde Grup Yorum’la birlikte<br />
olan Grup Yorum’un arkadaşları, evlendikleri gün de<br />
nikah öncesinde İdil’in önüne gelerek Grup Yorum’la<br />
birlikte oldu. Grup Yorum elemanları yeni evlenen<br />
arkadaşları için Seni Seviyorum’u söyledi ve<br />
düğün hediyesi olarak yıldız taktı. Eylem haftaya yine<br />
aynı saatte İdil Kütür’ Merkezi’nin önünde buluşmak<br />
üzere sözleşerek bitirildi.<br />
bir tekliftir" diyerek sendikaları<br />
suçlu gösterdi.<br />
Diyelim ki işçinin<br />
emeğini 2 kez sömüren<br />
taşeron sistemi sendikaların<br />
isteğiyle uygulamaya<br />
geçti; peki sen buna<br />
niye izin verdin diye sormazlar<br />
mı?<br />
Erdoğan AKP dışında<br />
herkesin suçlu olduğunu göstermeye çalışıyor.<br />
AKP döneminde 350 binden 1.5 milyona yükselen taşeron<br />
işçi sayısından ve ciddi tepki çeken taşeron sisteminden<br />
sendikaları sorumlu tutarak asıl suçlunun düzen<br />
olduğu yönündeki hedefi şaşırtmaya çalışıyor. AKP bizzat<br />
kendisi taşeron sistemini yaygınlaştırmaya çalışıyor.<br />
Çünkü böyle yaparak hem patronu zenginleştiriyor hem<br />
de kendi çıkarını genişletiyor.<br />
Taşeron, tekellerin halka yönelik saldırılarından bir tanesidir.<br />
Emeğimizi 2 kez sömüren bu sisteme karşı örgütlenmeliyiz.<br />
AKP Çalışmak Zorunda Bırakılan<br />
Çocukların Katilidir<br />
Ahmet Yıldız, 7. sınıf öğrencisiydi. Okul masraflarını<br />
karşılamak için okul sonrası çalışmaya başlamıştı. Ahmet'in<br />
çalıştığı yer Adana'da bir plastik fabrikasıydı. Çay ve temizlik<br />
işlerine yardımcı oluyordu. Ama nasıl oluyorsa Ahmet bir<br />
anda ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor. Hastanede Ahmet'in<br />
patronu "araba çarptı kaçtı" diyerek gerçeği gizleme<br />
telaşına giriyor. Oysa ki Ahmet'in kafası pres makinesine<br />
sıkıştığı için yaralanıyor ve ardından ölüyor.<br />
Evet, çocuk ya da yetişkin, bunun hiçbir farkı yok kar<br />
hesabı güden işverenler ve işverenlere bu zemini sağlayan<br />
düzen için. Ölürse iş kazası, yaşarsa tedbirsizlik ya<br />
da bir başka yalan... AKP ve onun düşüncesini savunanlar<br />
için en kolay yol bu.<br />
Sürgün Sevklere Son!<br />
Malaya E Tipi Kapalı Hapishanesi’ndeki<br />
özgür tutsaklar Rıza Şahin,<br />
Cem Aslan, Murat Çeçen ve Atilla<br />
Ögeyik, zorla Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne<br />
sürgün edildiler.<br />
Malatya Halk Cephesi, sürgün<br />
sevki duyurduğu bir açıklama yaparak,<br />
“Özellikle son süreçte sürgünsevkler<br />
artırılmıştır. Ama unuttukları<br />
tek şey özgür tutsakların sadece bedenleri<br />
mahkumdur. Hiçbir koşulda<br />
teslim olmayacağız, bütün cezalara<br />
rağmen düşüncelerimizi sonuna kadar<br />
savunacağız” dedi.<br />
KIZILDERE’NİN YOLU ZAFERİN YOLUDUR