13.07.2015 Views

Halkın da Adaleti Var! - Yürüyüş

Halkın da Adaleti Var! - Yürüyüş

Halkın da Adaleti Var! - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

30 Mart 1972’de Katledi̇len Mahi̇r Çayanve Yol<strong>da</strong>şlarını Anmak İçi̇nKIZILDERE'YE GİDİYORUZ!Biz Cepheli’yiz;Doğum Yerimiz Kızıldere’dirwww.yuruyus.comwww.yuruyus.comHaftalık Dergi / Sayı: 35724 Mart 2013Fiyatı: 1 TL (kdv <strong>da</strong>hil)info@yuruyus.com<strong>Halkın</strong> <strong>da</strong> A<strong>da</strong>leti <strong>Var</strong>!Biz Kızıldere’yiz;Kızıldere Yenilmezliğimizdirinfo@yuruyus.comADALETBAKANLIĞIA<strong>da</strong>let İstiyoruz! Hakkımız Olanı İstiyoruz!Vermezseniz Zorla Alacağız!ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAMEDECEĞİZ!


ÖğretmenimizDüzenin gerçek alternatifi olan, kitleleri örgütleme yeteneği ve dinamiğinesahip olan sadece bizdik. Başta Cephe olmak üzere devrimcilerdi.Dünya<strong>da</strong> yenilgi rüzgarlarının estiği, bayraklar<strong>da</strong>n orak çekiçlerin çıkarıldığı,gerilla hareketlerinin silah bıraktığı bir dünya<strong>da</strong>, devrim hedefinden,Marksizm-Leninizm’den bir adım bile geri atmayan bir devrimciliğintemsilcileriydik. Oligarşi bütün o “ezdik... yok ettik... marjinal...” demagojilerinerağmen, böyle bir kararlılık ve devrim iddiasının kokuşmuşbir düzende en büyük tehlike olduğunu çok iyi biliyordu.Emperyalistlerin ve işbirlikçilerin dilinden düşürmediği “istikrar”,bu tehlikenin bertaraf edilmesine, en azın<strong>da</strong>n etkisizleştirilmesine bağlıydı.Ülkemizde emperyalizmin siyasi, ekonomik, askeri politikalarını rahatçauygulayabilmesinin önündeki tek engel olarak gördükleri devrimci hareketitasfiye ettiklerinde, direnen hiçbir gücün kalmayacağını hesapladılar.Hesap, bir yanıyla doğruydu; bu ülkede düzen değişikliği denildiğindeolduğu gibi, demokratik muhalefet denildiğinde de devrimcilerin öncülüğüvardır. Bu olma<strong>da</strong>n, “muhalefet” olarak ortaya çıkan hareketlerin egemensınıfları rahatsız bile etmediği gibi, demokrasicilik vitrininin süsü olma işlevigördükleri bilinen bir gerçektir.Ancak hesaptaki hata, Türkiye devrimci hareketinin direnme gücünün,dinamiğinin ve geleneklerinin bu ka<strong>da</strong>r köklü oluşunuöngörememiş olmalarıdır.Bugün, koyu bir sansürle direnişi yok sayma politikasını uygulasalar <strong>da</strong>,direnişin uzun vadede sistem için çok <strong>da</strong>ha büyük bir tehlikeTel: (0-212) 251 94 35www.yuruyus.cominfo@yuruyus.compotansiyelini, isyan ruhunu ve direnme kararlılığınıbu topraklara ektiğini çok iyi bilmektedirler.Haftalık Süreli Yerel YayınSiyasi DergiFiyatı: 1 TLSahibi ve Sorumlu YazıişleriMüdürü: Mustafa DoğruAdres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2Beyoğlu/İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Gülbahar Mah. Cemal SahirSok. Kral Apt. 7/1 B Blok No: 17Daire: 6 Mecidiyeköy / İSTANBULTel: (0-212) 216 41 78Faks: (0-212) 216 41 79Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotter<strong>da</strong>m/NederlandISSN: 1305-7944Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02Dağıtım: Turkuvaz DağıtımPazarlama San. ve Tic. A.Ş.Tel: (0-216) 585 90 00Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euroİsviçre: 6 FrankHollan<strong>da</strong>: 4 Euroİngiltere: £ 3Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 EuroDaha fazla sansüre, tehdite, şantaja başvurmaları <strong>da</strong> bura<strong>da</strong>n kaynaklıdır.


İ ç i n d e k i l e r4 DHKC: <strong>Halkın</strong> <strong>da</strong> a<strong>da</strong>leti var! İkiel bombası bir lav halkına<strong>da</strong>leti oldu patladıkarargahlarınız<strong>da</strong>!HALKIN DAADALETİ VAR!7 30 Mart - 17 Nisan:Devrim Şehitlerini Anma veUmudun KuruluşunuKutlama Günleri9 Halk Cephesi: Bu operasyonTayyip’i “11 çelik kapı”yalanın<strong>da</strong>n kurtarmaoperasyonudur!Ülkemizde Gençlik12 Gençlik Federasyonu’n<strong>da</strong>n:Polis yine GençlikFederasyonu’nu talan etti13 Gençlikten Haberler:Dev-Genç gelenek,Dev-Genç gelecektir !17 Gençliğin Gündeminden:Direnmek meşrudur,haklarımızı almak içindirenmekten başka yol yoktur18 16 Mart'ı unutmadık!A<strong>da</strong>let istiyoruz!20 Nerede görülmüş kurtlakuzunun muhabbeti? Kurtlarsofrasın<strong>da</strong> kuzular hep yemolur!21 Gençlik Röportaj: Biz HasanSelim’in yol<strong>da</strong>şlarıyız!Derneklerimizi sahiplenmeyedevam edeceğiz24 Röportaj: <strong>Halkın</strong> avukatlarıBizi YargılayanlarıYargılayacağız Diyor!26 Selçuk Kozağaçlı’<strong>da</strong>n mektup27 Özgür Tutsaklar<strong>da</strong>n:F Tiplerinde hukuk yok!28 Dünden bugüne kadınıntoplum<strong>da</strong>ki yeri ve kadınsorunu - 331 Yargı paketiyle hayal kırıklığınauğrayanlar; faşizminpaketlerinden nebekliyordunuz?34 Sınıf Kini: Dünyanın katiliAmerika’ya karşıuyanık olalım35 Devrimci İşçi Hareketi:Sabancı ve Ülkerler içinkarlı yıl, halk için işsizlik,açlık yoksulluk30 Mart 1972’deKatledilenMahir Çayan veYol<strong>da</strong>şlarını AnmakİçinKızıldere’yeGidiyoruz!Toplanma Yeri: Gazi MezarlığıTarih: 29 Mart 2013Saat: 21.0036 Devrimci bir derginin ilanınasansür uygulamak AKPfaşizminin tecrit saldırısınadestek vermektir!38 Kürt milliyetçi hareket “barış”diye diye, oligarşiyi aklıyor!Faşist AKP ikti<strong>da</strong>rınınkökleşmesini sağlıyor42 Emek Haber: İşçiyiz haklıyızkazanacağız!44 Haberler: Keyfi tutuklamazulmüne karşı açlıkgrevindeyiz46 Sanatçıyız Biz: 500 binkişilik halk korosunuBağımsız TürkiyeKonseri’nde buluşturmazamanıdır!48 10. Uluslararası Tecrite KarşıMücadele Sempozyumuyapıldı50 Avrupa’<strong>da</strong> <strong>Yürüyüş</strong>: Kavga<strong>da</strong> özgürleşen bizimkadınlarımız52 Yitirdiklerimiz...54 Kulağımıza Küpe Olsun...55 Öğretmenimiz...ADALETİSTİYORUZ!Faşizme KarşıDemokrasi,Keyfi TutuklamalaraKarşı A<strong>da</strong>letİstiyoruz!Her Cuma Saat 19.00’<strong>da</strong>Taksim Tramvay Durağı’n<strong>da</strong>nGalatasaray Lisesi ÖnüneYürüyoruzSANAT CEPHESİDevrimci Avukatlar


HALKIN DA ADALETİ VAR!İki El Bombası Bir Lav<strong>Halkın</strong> A<strong>da</strong>leti Oldu Patladı Karargahlarınız<strong>da</strong>!A<strong>da</strong>let İstiyoruz! Hakkımız Olanı İstiyoruz! Vermezseniz Zorla Alacağız!ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Devrimci Halk KurtuluşCephesi’nin 19 Mart tarihindeAnkara’<strong>da</strong> A<strong>da</strong>let Bakanlığıve AKP Genel Merkez binasınayapılan eylemleri üstlendiği20 Mart tarih ve407 sayılı Basın Bülteni’ni yayınlıyoruz.***19 Mart 2013 tarihinde, Başkent Ankara’nıngöbeğinde Kızılay’<strong>da</strong>ki a<strong>da</strong>letsizliğin sembolüolan A<strong>da</strong>let Bakanlığı ve halk düşmanı kararlarınalındığı AKP’nin Ankara’<strong>da</strong>ki Genel Merkez karargahısaat 21.00 sıraların<strong>da</strong> savaşçılarımız tarafın<strong>da</strong>nvurulmuştur.Faşist AKP ikti<strong>da</strong>rı “DHKP-C terör” demagojisi yaparakaralıksız halkın hak alma ve örgütlenme hakkınasaldırıyor.Hergün yeni “şafak operasyonları”yla uyanıyor halkımız.“Terör” demagojisi ile halkın örgütlenme hakkıgasp ediliyor.AKP, Halkı POLİS ve YARGI terörüyle yönetiyor.Hak ve Hukuk Olmayan Yerde,Devrimci A<strong>da</strong>let,Mutlaka Uygulanacaktır!KİMSE BİZE AKP’NİN TERÖRÜNDEN BAŞKABİR TERÖRDEN BAHSETMESİN!HİÇ KİMSE HALKIMIZA “DHKP-C TERÖR ÖR-GÜTÜDÜR” DEMAGOJİSİ YAPMASIN!Terör; hergün halkımızın iliklerine ka<strong>da</strong>r yaşadığıdır.Terör; her sabah operasyonlarla uyanmaktır.Terör; derneklerin, dergi, binalarının yakılıp yıkılmasıdır.Terör; silahsız tutsakların diri diri yakılmasıdır.DHKP-C a<strong>da</strong>lete susayan ülkemizde HALKIN ADA-LETİDİR!DHKP-C halkımızın a<strong>da</strong>lete susadığı ülkemizdea<strong>da</strong>leti uyguluyor…Halk Düşmanı AKP, halkı a<strong>da</strong>letsizlikle sindirmeyekalkışırsa; BİZİM DE DEVRİMCİ ADALETİ UYGU-LAMA HAKKIMIZ VARDIR!Halka karşı aralıksız terör uygulayanlar, HALKINADALETİ BİR GÜN SİZİNDE KAPINIZI ÇALACAK.BUNU AKLINIZDAN ÇIKARTMAYIN.İki yıl sonra, iki ay sonra, iki gün sonra, veya iki saatsonra… <strong>Halkın</strong> a<strong>da</strong>leti yakanıza yapıştığı zaman, artıkuyarıları dikkate almak için çok geç kalacaksınız. HALKAZULMETMEKTEN VAZGEÇİN !Devrimcilerin Şiddete BaşvurmasınınNedeni Faşizmin Terörüdür!<strong>Halkın</strong> her türlü hak ve özgürlük mücadelesini copla,gaz bombasıyla, terörle bastıran AKP ikti<strong>da</strong>rıdır. Halkasaldırı<strong>da</strong> hiçbir hukuk tanımamakta ve her türden hukukuve yasayı geçersiz hale getirmektedir.Devrimcilere saldıran, kurumlarını basan, yakan,yıkan, işkence yapan, delilsiz sorgusuz tutuklayan,katleden AKP ikti<strong>da</strong>rıdır.Devrimci mücadeleyi boğmak için her türlü terörebaşvuran AKP ikti<strong>da</strong>rıdır.Terörün, zulmün kol gezdiği ülkemizde halkın <strong>da</strong>silaha sarılma hakkı vardır. DHKP-C halkın silahlıdevrimci örgütüdür.Hiç kimse, devrimciler, şiddete başvuruyor diye Cepheyisuçlayamaz. Devrimcilerin şiddeti, gelişi güzel birşiddet değildir; DHKP-C, halkın a<strong>da</strong>letini temsil ediyor.DHKP-C, faşizmin terörüne karşı halkın savunmasınıtemsil ediyor. Bu yüzden devrimcileri “terörist”ilan ediphalktan yalıtabileceklerini sananlar hep yanıldılar, yineyanılıyorlar.<strong>Halkın</strong> A<strong>da</strong>leti <strong>Halkın</strong> İkti<strong>da</strong>rı İçindir!ZULMÜN KALELERİNİ VURUYORUZVURACAĞIZ.ADALET İSTİYORUZ!VERMEZSENİZ ZORLA ALACAĞIZ!“ÇÖZÜM”müş, “BARIŞ”mış, “DEMOKRASİ”yimiş,“HUKUK”muş, “ADALET”mişHepsi al<strong>da</strong>tmaca… Kimi kandırıyorsunuz. Hergünhalkın operasyonlarla uyandığı, “süreç bozulmasın” baskısıylakonuşmanın bile yasaklandığı ülkemizde hangi“barış”tan, hangi “çözüm”den bahsediyorsunuz?Komplolarla, sahte belgelerle yüzlerce insan gözaltınaalınıp tutuklanıyor.AKP’nin polisi takır takır devrimcileri, halktan insanlarımızıkatlediyor.Tüm polis karakolları işkencehaneye dönüştü. Tekbir polis var mı cezalandırılan?YOK!4HALKIN DA ADALETİ VAR!


17 yaşın<strong>da</strong> sırtın<strong>da</strong>n vurularak felç edilen Ferhat Gerçek’ivuran polisler hala cezalandırılmadı.Ankara Keçiören’de polisler tarafın<strong>da</strong>n katledilenCem Aygün’ü vuran polisler cezalandırılmazken, ablalarına58 yıl hapis, 55 milyar para cezası isteniyor…Bu mu hukuk, bu mu a<strong>da</strong>let?Başbakan’ın “önüne gelen dernek kuruyor” dediğiülkede, hangi demokrasiden bahsediyorsunuz?Oligarşi, Türkiye halklarını her türlü baskı-terör yöntemiylesindirerek onursuzluğa, kişiliksizliğe, a<strong>da</strong>letsizliğemahkum etmek istiyor. Bunun için halkın a<strong>da</strong>letine saldırıyor.Anarşi-terör demagojileriyle karalamaya çalışıyor.Ancak halkın a<strong>da</strong>leti her koşul<strong>da</strong> işleyecektir. Neoligarşinin kof tehdit ve demagojileriyle, ne de“a<strong>da</strong>let, hukuk, demokrasi çığırtkanlıkları halkdüşmanlarını, işkencecileri, katilleri halkına<strong>da</strong>letinin yargısın<strong>da</strong>n kurtarabilecektir.<strong>Halkın</strong> a<strong>da</strong>letini uyguluyoruz diye,işkencecileri, katilleri cezalandırıyoruzdiye bize, “terörist diyenler:Hükümet üyeleri, düzensavunucuları, polis şefleri,“hümanist”ler, vb. vb.Bize terörist diye bağırmaya devamedin! Sesinizi <strong>da</strong>ha <strong>da</strong> yükseltin,demeçler verin, yazılar yazın. Boş durmayın,işkencecileri, katilleri savunma,koruma suçuna devam ettiğinizi tüm dünyayagösterin.HALKIN EN TEMEL HAKLARINI GASPET-TİNİZ!HALKIN YASALARDA VE ANAYASADA YA-ZAN HAKLARINA SAYGI GÖSTERECEKSİNİZ.ÇÜNKÜ O HAKLARI ALMAK İÇİN HALKINKANI DÖKÜLDÜ SİZ BAHŞETMEDİNİZ.ÖRGÜTLENME HAKKI, DÜŞÜNCE HAKKI, SA-VUNMA HAKKI BİZİM HAKLARIMIZDIR!BİZ KAZANDIK SİZ GASPETTİNİZ.Burjuva demokratik hakların kazanılması için dünyahalkları kan revan içinde kalmıştır. Gasp ettiniz. Kendiyasalarınıza bile uymadınız.Bu halkın sanatçıları, avukatları, tutsakları, gençliği,memurları, işçileri, mühendisleri, tüm halkı anlattı size.Sloganlarıyla, mitingleriyle, dernekleriyle, şarkılarıylasendikalarıyla savunmaları ile hep anlattı.DİNLEMEDİNİZ!YAKTINIZ, YIKTINIZ, TALAN ETTİNİZ, TUT-SAK ETTİNİZ, KATLETTİNİZ!DİNLEMEDİNİZ!ŞİMDİ HALKIN ADALETİ KONUŞUYOR VESİZ DİNLEYECEKSİNİZ!ADALET BÖYLE UYGULANMAYA BAŞLAYA-CAK. ŞİMDİ SİZ İKİ EL BOMBASI BİR LAVINSESİNİ DİNLEYECEKSİNİZ!BİZDEN ÇALDIKLARINIZI İSTİYORUZBİZE AİT OLANLANI, HAKKIMIZI İSTİYO-RUZ!ADALET İSTİYORUZ!Bize terörist demeye devam edin. Devrimcia<strong>da</strong>let karşısın<strong>da</strong> işkencecileri, katilleri,halk düşmanlarını savunanlar olarakadınızı tarihe geçirin. Başka <strong>da</strong> birşey kazanamayacaksınız, çünkübiz işkencecileri, katilleri, halkdüşmanlarını ve bunlaraemir verenleri cezalandırmayayani bu teröristliğe devam edeceğiz.Siz ise bu insanlık dışı suçlarıve suçluları korumanın, savunmanıncezai ve siyasi sorumluluğunu üstlenmekzorun<strong>da</strong> kalacağınızı unutmayın!Her şeyi bir kenara bırakalım; Bize terör örgütü,terörist diyenler, siz kendiniz bu düzenina<strong>da</strong>letine ne ka<strong>da</strong>r güveniyorsunuz? Bize terörist diyebağırma<strong>da</strong>n önce bu soruyu kendinize bir kez <strong>da</strong>ha sormalısınız...Cumhurbaşkanı’n<strong>da</strong>n yargı kurumlarına ka<strong>da</strong>r herbirimin rüşvet, fuhuş, telekız, yolsuzluk, işkence, katliamsuçlarına karıştığı, her kurumunun mafya ile iç içegeçtiği bir düzende a<strong>da</strong>let yoktur. Bilinçli veya bilinçsizbu düzenin a<strong>da</strong>let ve hukuku için çığlık atanlar, bununtarihi ve siyasi sorumluluğunu <strong>da</strong> düşünmek zorun<strong>da</strong>dır.Demokrat olduğunu, halktan yana aydın olduğunuiddia edenler, oligarşinin demagojik yaygaraları ve koftehditleri karşısın<strong>da</strong> paniğe kapılıp halkın ve devrimcilerinmücadelesine, halkın a<strong>da</strong>letine saldırmaktan, karalamaktanvazgeçmelidirler. Buna devam ettikleri sürece demokratve halktan yana olma iddiaları boş bir demagoji olarakkalacaktır.Uyarıyoruz!AKP’yi Uyarıyoruz!Başbakan Erdoğan’ı Uyarıyoruz!A<strong>da</strong>let Bakanlığı ve AKP Genel Merkezi Türkiye’ninSayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!5


O BAYRAKLA NEYİÖRTECEĞİNİZİSANIYORSUNUZ?Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Başkenti Ankara’nın göbeğinde en iyi korunan binalardır.Halka zulmetmekten, devrimcilere saldırmaktan vazgeçin!Halkı on binlerce kameralarla izleyip baskı altına alıyorsunuz.<strong>Halkın</strong> yatak o<strong>da</strong>larına ka<strong>da</strong>r girip alçakça, ahlaksızca“böcek”lerle, gizli kameralarla izliyorsunuz!Halk düşmanlığın<strong>da</strong>n vazgeçin.Devam ederseniz biz de sizin yatak o<strong>da</strong>larınıza ka<strong>da</strong>rgirip beyinlerinizi <strong>da</strong>ğıtacağız.Hiçbir güvenlik önleminiz sizi halkın a<strong>da</strong>letindenkurtaramaz.<strong>Halkın</strong> A<strong>da</strong>leti şaşmazdır.<strong>Halkın</strong> ahını almaktan vazgeçin.Ankara’nın sokakların<strong>da</strong> dolaşan iki el bombası birlav halkın a<strong>da</strong>letidir. <strong>Halkın</strong> adeletinin karşısın<strong>da</strong> kameralarınızınhiçbir güvenlik önlemlerinizin hükmü yoktur.HalkımızDEVRİMCİ HALK KURTULUŞ PARTİSİ-CEPHESİKIZILDERE’DEN BUGÜNE 43 YILDIR EMPERYA-LİZME KARŞI BAĞIMSIZLIK, FAŞİZME KARŞIDEMOKRASİ, KAPİTALİZME KARŞI SOSYALİZMİÇİN SAVAŞMAKTADIR.Kökümüz hep Anadolu toprakların<strong>da</strong> olmuştur. Bağımsızlıkolma<strong>da</strong>n demokrasi de, özgürlük de olmaz.Olur diyenler yalan söylüyor. Vatanımız Amerika baştaolmak üzere emperyalistlerin gizli işgali altın<strong>da</strong>dır. Vatanımızın35 milyon metre karesi Amerika ve NATO’nunüsleriyle dolu.Onun için Kızıldere’de Mahir Çayanlar’<strong>da</strong>n devraldığımızbağımsızlık bayrağını tam 43 yıldır <strong>da</strong>lgalandırıyoruz.Tam 43 yıldır vatanımızın bağımsızlığı, halkımızınkurtuluşu için Amerikan işbirlikçisi ikti<strong>da</strong>rlara karşısilahlı mücadele veriyoruz.Kızıldere’den bugüne 43 yıllık tarihimizde, silahlıeylemlerimizi yaparken halka zarar vermemek için kılıkırk yaran hassasiyeti gösteriyoruz.ADALET BAKANLIĞI’NA VE AKP GENEL MER-KEZİNE YAPILAN EYLEMLERİMİZ DE BU HAS-SASLIKLA YAPILMIŞTIR.EYLEM ÖZELLİKLE AKŞAM ÇALIŞAN PERSO-NELİN KALMADIĞI GEÇ BİR SAAT SEÇİLEREKYAPILMIŞTIR.Her iki eylemimizde de düşman cephesinden polis,herhangi bir AKP’li ya <strong>da</strong> kurum çalışanı hedeflenmemiştir.Hedef olarak; A<strong>da</strong>letsizliğin sömbolü olan A<strong>da</strong>letBakanlığı ve halk düşmanı kararların alındığı AKP’ninGenel Merkez karargahı olan iki kurum alınmıştır.Bütün hassasiyetimize rağmen A<strong>da</strong>let Bakanlığı’nayönelik yapılan eylemde kurum çalışanı bir kişinin eşininhafif yaralandığı söylenmektedir.Elimizde olma<strong>da</strong>n neden oluduğumuz bu hafif yaralanma<strong>da</strong>ndolayı yaralanan kişi ve ailesinden özür dileyerek,geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.Halkımız<strong>da</strong>n İsteğimizdir!Bu kurumlar halka zulmün karargahlarıdır. Halkdüşmanı kurumlar<strong>da</strong>n uzak durun. Bu kurumlar<strong>da</strong> çalışıyorsanızistifa edin.HALKA ZULMETMEYE DEVAM ETTİĞİ SÜRECEAKP’liler ve AKP binaları hedefimiz olmaya devamedecek.Fe<strong>da</strong> eyleminden Lav’a, bir bidon benzinden taşa,sopaya, sapana ka<strong>da</strong>r her türlü silahla zulüm karargahlarınıvurmaya devam edeceğiz.<strong>Halkın</strong> A<strong>da</strong>leti İşleyecektirHalklar hiçbir zaman a<strong>da</strong>letsiz kalmamışlardır. Tarihinhiçbir döneminde halklar, uzun süre teslim alınarak,aşağılanarak zorbaların a<strong>da</strong>letsiz düzenlerine mahkumolmamış, kendi a<strong>da</strong>let mekanizmalarını mutlaka yaratmışlardır.Kendi hukukunu, yasa ve kurallarını <strong>da</strong>hi tanımayanbir ikti<strong>da</strong>rın, katliamlarına, faşist terörüne karşı kendimizisavunmak, büyük bedellerle kazandığımız haklarımızısavunmak için, can güvenliğimizi sağlamak için silahasarılmaktan başka yol kalmamıştır. Düzenin sınırlarıiçinde, hukuki yollarla hak aramak ve elde etmek;a<strong>da</strong>letin gerçekleşmesini beklemek bir hayaldir. A<strong>da</strong>letinolmadığına tüm halkımız tanıktır.<strong>Halkın</strong> düşünce ve örgütlenme özgürlüğüne saldırmaktanvazgeçin!Saldırmaya devam ederseniz karargahlarınızı başınızayıkacağız!Hesabını misliyle soracağız!HAK VE HUKUKUN OLMADIĞI YERDE,BİZ HALKIN ADALETİNİ UYGULAYACAĞIZ!YAŞASIN DEVRİMCİ ADALET!YAŞASIN HALKIN ADALETİ!”6HALKIN DA ADALETİ VAR!


30 Mart - 17 Nisan: Devrim Şehitlerini Anma veUmudun Kuruluşunu Kutlama GünleriBiz Cepheli’yiz;Doğum Yerimiz Kızıldere’dir!Biz Kızıldere’yiz;Kızıldere Yenilmezliğimizdir!Türkiye Halkları!30 Mart 1972’de Mahir Çayan ve 9 yol<strong>da</strong>şı Kızıldere’dekuşatıldıkları bir köy evinde BAĞIMSIZ, DE-MOKRATİK, SOSYALİST TÜRKİYE için çatışarakşehit düştüler.Şehitlikleriyle Türkiye halklarına çok büyük bir mirasbıraktılar. Türkiye halklarının kurtuluşunu, devriminmanifestosunu yazdılar.O günden beri Anadolu ihtilalinin öncüsüdür Kızıldere.Anadolu ihtilalinin tutuşan devrim meşalesidir.Biz Kızıldere’yiz Kızıldere yenilmezliğimizdir.Kızıldere, bir manifestodur. Bu manifesto<strong>da</strong>, Türkiyehalklarına bir çağrı vardır; bu çağrı emperyalizme ve oligarşiyekarşı savaş çağrısıdır!.. Kızıldere kararlılıktır, halka,devrime inançtır, güvendir, bir coşkudur Kızıldere. Birruh halidir.Kızıldere, devrimci <strong>da</strong>yanışmadır. Devrimci <strong>da</strong>yanışmayısürdürmenin koşulu, Mahirler’in, Denizler’in devrimcilikanlayışına ve savaşma kararlılığına sahip olmaktır.1972'den bu yana, anti-emperyalist, anti-oligarşikdevrim hedefiyle Kızıldere’nin yolun<strong>da</strong> yürümeye devamediyoruz. Onun için biz Kızıldere'yiz.Kızıldere’nin mirasını politik, pratik olarak taşıyan tekhareket olduğumuz için biz Kızıldere'yiz.Mahirler gibi, gerektiği an<strong>da</strong>, gerektiği yerde “BİZ BU-RAYA DÖNMEYE DEĞİL, ÖLMEYE GELDİK” diyebildiğimiziçin biz Kızıldere'yiz.Diyorlar ki: “Kızıldere'nin adı değişti siz hala değişmediniz”...Kızıldere'ye kanımız karıştı, ne bizi ne Kızıldere'ninadını değiştiremezsiniz! Kızıldere'de ısrar devrimve sosyalizmde ısrardır!Kızıldere halkına karşı sorumluluğumuz, vatan sevgimizve büyük iddiamızdır!Kızıldere zafere giden yolumuzdur. Kızıldere’nin yolun<strong>da</strong>nasla ayrılmayacağız.Emperyalizm Karşısın<strong>da</strong> İdeolojik OlarakSilahsızlanmak En Büyük Teslimiyettir!İdeolojimiz en güçlü silahımızdır. Savaşan <strong>da</strong>, savaştıran<strong>da</strong> ideolojidir. İdeolojimizden sapmadığımız için 43yıldır dimdik ayaktayız. Bugün sol<strong>da</strong> tam bir ideolojik çürümeyaşanıyor. Yurtsever, sol, hatta sosyalist, komünistsıfatları taşıyan örgütler, dünya haklarının baş düşmanıAmerika ve AB emperyalistlerinden demokrasi ve özgürlükbekliyorlar. Bağımsızlığın mo<strong>da</strong>sının geçtiğini,silahlı mücadele devrinin kapandığını savunuyorlar.Bağımsızlık Olma<strong>da</strong>nDemokrasi de, Özgürlük de Olmaz!Ülkemiz emperyalizmin yeni sömürgesidir. Emperyalistve işbirlikçi tekellerin katmerli sömürüsü altın<strong>da</strong>dır.Topraklarımız emperyalizmin askeri, ekonomik gizli işgalialtın<strong>da</strong>. Emperyalizmin askeri, ekonomik boyunduruğun<strong>da</strong>nkurtulma<strong>da</strong>n bağımsızlık olmaz. Bağımsızlık olma<strong>da</strong>nasla demokrasi de özgürlük de olmaz.Türk, Kürt, tüm Türkiye’de yaşayan halkların kurtuluşuiçin tek yol; emperyalizme ve onun işbirlikçisi faşistikti<strong>da</strong>rlara karşı Kızıldere’nin yolun<strong>da</strong> savaşmaktır. Bugüneka<strong>da</strong>r ezilen halklar savaşma<strong>da</strong>n, büyük bedeller ödemedendünyanın hiçbir yerinde hak sahibi olamamıştır.Silah; ezilen halkların işbirlikçi, faşist ikti<strong>da</strong>rlara karşı politikmücadele aracıdır.Yol<strong>da</strong>şlar, Dostlar Halklarımız!Cepheliler savaşmayı Kızıldere’den öğrendi! Kızıldere’denbu yana aynı ahlakla, aynı kültürle, aynı inançlayeni Kızıldereler yaratarak savaşıyoruz! Savaşacağız!Çünkü her Cepheli’nin doğum yeri KIZILDERE’dir!Bugün dünya<strong>da</strong> onlarca yıldır silahlı mücadeleyi savunan,ulusal, sosyal kurtuluş mücadelesi veren örgütlerdeyılgınlık, yorgunluk, teslimiyet, uzlaşma kol geziyor. Sosyalistdeğerler adına sivil toplumcu düşünceler savunuluyor.Yozlaşma, çürüme hat safha<strong>da</strong>. Devrim inancını yitirmiş,ikti<strong>da</strong>r hedefinden uzaklaşmış bir sol tablosu var.Dünya halkların direnme hakkını kurtuluş umudunuyok etmeyi amaçlayan politikalara teslim olmayacağız.Bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm düşüncemizdenvazgeçmeyeceğiz. Devrim ve sosyalizm umudunun yokedilmesine, halkların çaresizliğine izin vermeyeceğiz.


Halkımız! Biz Kızıldere’de‘Ölmek <strong>Var</strong> Dönmek Yok’Diyen Mahirler’inYol<strong>da</strong>şlarıyız!Uzlaşmaya, teslimiyete, çürümeye izinvermeyeceğiz. Emperyalizme ve faşist AKPikti<strong>da</strong>rına karşı savaşı büyüteceğiz! Direnerek,savaşarak Er<strong>da</strong>llar’la, Hasanlar’la, İbrahimler’le,Alişanlar’la yeni değerler yaratarakçürümenin teslimiyetin önünde barikatolacağız...Kızıldere’den 12 Temmuzlar’a, Çiftehavuzlar’<strong>da</strong>n,Büyük Ölüm Orucu Direnişi’ne,Büyük direnişten Alişanlar’aDevrim Meşalesi yanıyor.Faşist AKP ikti<strong>da</strong>rının her alan<strong>da</strong>ki halkdüşmanı politikalarının önünde engel olan bizvarız. Onun için bu operasyonlar, komplolar...Son iki ay içinde 130’un üzerinde tutuklamalaroldu. Halk düşmanı AKP’nin busaldırıları savaşı büyütmemizin önünde engelolamayacak.90’lı yıllar<strong>da</strong>ki gibi herkes emperyalizmleuzlaşmanın yolunu arasa <strong>da</strong>, biz savaşıbüyüteceğiz.Önderimiz, şehitlerimiz ve tarihimiz en büyük yolgöstericimizdir.12 Temmuz 1991’de önder yol<strong>da</strong>şlarımız katledildi.Sosyalist blokun yıkıldığı bu yıllar<strong>da</strong> biz cüretle sosyalizmisavunduk.17 Nisan 1992’de aynı Kızıldere’deki gibi yine kuşatmaaltın<strong>da</strong>ydık. Sabolar, Sinanlar kuşatma altın<strong>da</strong> sonnefeslerine ka<strong>da</strong>r sosyalizmin kızıl bayrağını <strong>da</strong>lgalandırdılar.Onlar<strong>da</strong>n devraldığımız mirasla emperyalizm veoligarşinin Kızıldere’de yok ettiğini sandığı umudu 30Mart 1994’de yeniden yarattık.Biz umudu büyütürken düşmanlarımız umudu yok etmekiçin planlar yaptılar. Hapishanelerdeki tutsak yol<strong>da</strong>şlarımızaboyun eğdirerek halkı ve devrimcileri moralmençökertmek için görülmemiş saldırılar gerçekleştirdiler.20 Ekim 2000’de başlattığımız direnişte, 7 yılboyunca 122 şehitle bir fe<strong>da</strong> destanı yazdık. Emperyalizminve oligarşinin Türkiye toprakların<strong>da</strong>n devrimmücadelesini tasfiye politikalarını boşa çıkardık.Dün devrimcilik direnmektir demiştik. Büyük direnişimizledevrimciliği yeniden tanımladık. Bugün devrimcilikuzlaşma, teslimiyet, çürüme kol gezerken emperyalizmeve faşizme karşı savaşı büyütmektir.Büyük direnişin fe<strong>da</strong> ruhuyla, Er<strong>da</strong>llar’la, Hasanlar’la,İbrahimler’le, Alişanlar’la emperyalizme ve işbirlikçi oligarşiyekarşı <strong>da</strong>rbeler vurarak savaşı büyütüyoruz.Halkımız!Mahir’den Dayı’yaSürüyor Bu Kavga!1960’ların ikinci yarısın<strong>da</strong> başladıTürkiye halklarının devrimeyürüyüşü...Bu mücadelenin başlangıcın<strong>da</strong>Mahir Çayan’ın önderliğindenetleştirildi Türkiye DevrimininYolu... İlk Parti, onun önderliğindekuruldu; yıl 1970’di..Onlar Kızıldere’de şehit düşerkenbayrağı genç Cepheliler devraldı.Dursun Karataş’tı onlar<strong>da</strong>n biride. Yani Dayı. Onun önderliğindedevrimci hareket umudun adıoldu... 1994’ün 30 Mart’ın<strong>da</strong> onunönderliğinde Parti yeniden yaratıldı.2008’e ka<strong>da</strong>r onun önderliğindesayısız destanlar yazıldı Türkiyedevrim mücadelesinde... ŞimdiMahir’in, Dayı’nın öğrencileri,onların kılavuzluğun<strong>da</strong>sürdürüyorlar devrim yürüyüşünü...KURTULUŞA KADAR SAVAŞyazıyor hala bayrağımız<strong>da</strong>...Ülkemizi Amerika’nın esareti altın<strong>da</strong> bırakmayalım!Emperyalizme ve işbirlikçi AKP ikti<strong>da</strong>rına karşı birleşelim,örgütlenelim; emperyalizme karşı bağımsızlık, faşizmekarşı demokrasi, kapitalizme karşı sosyalizm içinsavaşı büyütelim.Şimdi devrimci olma zamanıdır. Şimdi Kızıldere'ninaçtığı yol<strong>da</strong> İbrahimler gibi, Alişanlar gibi emperyalizmeve işbirlikçilerine <strong>da</strong>ha güçlü <strong>da</strong>rbeler vurmazamanıdır. Şimdi çürümeye, uzlaşmaya, teslimiyetekarşı barikat olma zamanıdır.Diyoruz ki, Kızıldere’nin Yolun<strong>da</strong> Birleşelim.Türk, Kürt, tüm halklarımız için, gerçek ve tek kurtuluşyolu budur. Kurtuluşa Ka<strong>da</strong>r Savaş!Kurtuluş Kavga<strong>da</strong> Zafer Cephede!Kızıldere’nin Yolun<strong>da</strong> Zafere Yürüyelim!Halk Cephesi


Halk CephesiAmerikan uşağı AKP’nin faşist terörüsürüyor. 14 Mart sabaha karşısaat 06.00’<strong>da</strong> AKP’nin yüzlerce polisipanzerlerle, zırhlı araçlarla, karmaskeli, robocoplu yüzlerce polisiyleyine terör estirdi.Bu sefer <strong>da</strong>ha bir özel hazırlanmışlardıbaskına. Ne yapıp edip Tayyip’inaçığa çıkan “11 çelik kapı” yalanınıdüzelteceklerdi.Kendini kanıtlamak için yeni İçişleriBakanı Muhammer Güler veTayyip’in sözcüsü ihale medyasıoperasyon için tam tekmil hazırdı.Yasal, demokratik bir kuruma yapılanlarıkelimeler ifate etmeye yetmiyor.Gençlik Federasyonu’nun bulunduğubinanın kapıları söküldü,duvarları yıkıldı, atılan bombalarla yakıldı.Bina tam bir harabeye çevrildi.Ve AKP’nin sözcüsü haline gelenihale medyası aracılığıyla polisin buterörü meşrulaştırılmaya çalışıldı.İhale medyasının düştüğü durumabakın. Gazetecilikle ilgileri yok: Tayyip’ingözüne girip bir ihale kapmapeşindeler...Gençlik Federasyonu’na baskınlailgili dosya<strong>da</strong> gizlilik kararı olduğu içinpolis kaynaklı medyanın haberlerinindışın<strong>da</strong> bilgi yok. Ancak ihale medyasınınhaberlerinden anlaşılan tek bir gerçekvardır ki, bu yıkım, bu talan, bu terörTayyip’i “11 Çelik kapı” yalanın<strong>da</strong>nkurtarma operasyonudur.İşte baskın<strong>da</strong>n bir gün sonra 14Mart tarihli gezetelerden aktaracağımızbazı haber ve başlıklar:Star Gazetesi: “Terör ÖrgütüDHKP-C'nin 11 çelik kapılı kozmiko<strong>da</strong>sına 3. baskın” “Son operasyonlar<strong>da</strong>büyük <strong>da</strong>rbe yiyen DHKP-C terör örgütünün yurtdışın<strong>da</strong>ki yöneticilerisansasyonel eylem talimatıverince dün örgütün kozmik o<strong>da</strong>sının<strong>da</strong> bulunduğu binaya yeniden baskınyapıldı. Örgüt liderlerinden K.Üile 12 zanlı gözaltına alındı”Milliyet Gazetesi: “İstanbul'<strong>da</strong>DHKP-C Operasyonu: 13 kişi gözaltınaalındı. Yorum şarkılarıyla polisikarşıladılar! Bir örgütün üst düzeyyöneticilerinin olduğu iddia edilen13 kişi dün yapılan operasyonlagözaltına alındı. Bina<strong>da</strong> 11 çelikkapı bulunduğunu açıklayan polis,bunları sökebilmek için zırhlı araçlarkullandı.”Milli Gazete: “İstanbul'<strong>da</strong> DHKP-C Operasyonu: Terörle MücadeleŞube Müdürlüğü ekipleri, dün sabahsaatlerinde kent genelinde terör örgütüDHKP-C'ye yönelik operasyondüzenledi. Önceden belirlenen adresleredüzenlenen operasyon<strong>da</strong> çoksayı<strong>da</strong> kişi gözaltına alındı."Atın atın... Yalan söylediniz diyekimseye hesap verdiğiniz yok. GençlikFederasyonu dışın<strong>da</strong> İstanbul genelindedüzenlenen başka bir baskınolmamıştır. Ama Milli gazete Tayyip'eyalakalık yapmakta hızını alamamış...Tutabilene aşkolsun...Türkiye Gazetesi: “11 çelik kapıkurtaramadı” başlığını atmış Türkiyegazetesi. Övünün, faşizmin zulmüyleövünün.Türkiye gazetesi iç sayfaların<strong>da</strong>habere “DHKP-C'nin binasın<strong>da</strong>nkandırılmış gençler çıktı: Hücre evinde6 çocuk. Operasyon yapılan bina<strong>da</strong>yakalanan 13 kişiden 6'sı 18 yaşın<strong>da</strong>nküçük” diyor.http://www.ba gim siz lik-de mok ra sii cinhalkcep he si.comBU BASKIN TAYYİP’İ “11 ÇELİK KAPI”YALANINDAN KURTARMABASKINIDIR!Amerikan uşağı AKP’nin faşist terörü sürüyor! Gençlik Federasyonu’naiki ay<strong>da</strong> ikinci baskın: Gençlik Federasyonu binası yakıldı, yıkıldıkullanılmaz hale getirildi! 13 GÖZALTI, 2 TUTUKLAMA!Ne oldu? “Terörist” demagojinizsuya mı düştü? Şimdi de “çocuk” demagojisimi yapacaksınız.Ey ahmaklar! Ey yalakalar! Orasıadı üstünde gençlik derneği... Lise veÜniversite gençliğinin örgütlendiğibir kurumdur. Ancak faşizm kendinehizmet etmeyen her türlü örgütlenmeleredüşmandır. 4 yaşın<strong>da</strong>ki çocuklarıKur’an kurslarına gönderirkendemokrasi oluyor değil mi? Fethullah’ın“Işık evleri”nde kalanlar “kandırılmamış”oluyor öyle mi? Gençlerimizinbeyinleri dini hurafelerle doldurulmayıncakandırılmış oluyor. Hadiora<strong>da</strong>n faşist, gerici yobazlar. Devrimcilerbu ülkenin halkını, vatanını canınıfe<strong>da</strong> edecek ka<strong>da</strong>r seven en onurluinsanlarıdır. Siz Amerika’ya uşaklıkyapmaya devam edin...Yeni Akit: “DHKP-C'ye 3. <strong>da</strong>rbe:13 gözaltı, Çelik kapılı ve kameralıörgüt evi, kaçak elektrik, su ve doğalgaz,Örgüt'ün üst düzey yöneticiside gözaltın<strong>da</strong>”Bugün Gazetesi: “DHKP-C'yeŞafak operasyonu: Bina<strong>da</strong>ki 11 çelikkapı aşılana ka<strong>da</strong>r şüpheliler örgütseldökümanları ateşe verdi.”Zaman Gazetesi: “DHKP-C'ninyeni kozmik o<strong>da</strong>larına baskın: Ekipler,500 kilo ağırlığın<strong>da</strong>ki çelik kapıyıkırarak girdikleri örgüt evinde yenikozmik o<strong>da</strong>larla karşılaştılar. ÖrgütünTürkiye sorumlusu ile birlikte13 kişi gözaltına alındı. Çelik kapılarınkırılarak girildiği kozmik o<strong>da</strong><strong>da</strong>nSelanik'teki kampla haberleşmeyisağlayan cihazlar çıktı"Ortadoğu Gazetesi: “Hücre evinde11 çelik kapı çıktı.”Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!9


Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Hürriyet Gazetesi: “Aynı adreslere2. operasyon. İstanbul'<strong>da</strong>DHKP-C'den 13 kişiye gözaltı”Posta Gazetesi: “DHKP-C örgütüneşafak baskını, Kaleye operasyon.Bina<strong>da</strong> 11 çelik kapı vardı.”Vatan Gazetesi: “Kale ev”e şafakbaskını. DHKP-C'ye ait eve sabah06.00'<strong>da</strong> opersayon yapıldı. Evin çelikkapılar ve demir kalkanlarla korunaklıhale getirildiği görüldü.”Vatan <strong>da</strong> hızını alamayanlar<strong>da</strong>n,kapı sayısını 13'e çıkarmış. Bravoo...sizin gazeteciliğinize... Tayyip bunlarıunutmaz. Mutlaka görüyordur. Patronunuz<strong>da</strong> bun<strong>da</strong>n nasiplenir artık.Sabah Gazetesi: “Hücre evinde11 çelik kapı: DHKP-C operasyonun<strong>da</strong>polisin kırdığı 11 çelik kapınınardın<strong>da</strong>n kozmik o<strong>da</strong> çıktı. Okmey<strong>da</strong>nı’<strong>da</strong>kiGençlik Federasyonu veçok sayı<strong>da</strong> adrese baskın yapıldı.”Görüldüğü gibi, bütün gazeteler“11 çelik kapı” ve “kozmik o<strong>da</strong>” yalanınıispatlama derdinde. Vatan gazetesindeolduğu gibi hızını alamayıpkapı sayısını 13’e çıkartanlar <strong>da</strong> olmuş.Gençlik Federasyonu talan edilirkengazeteciler de ora<strong>da</strong>ydı. Ama 11çelik kapı haberi yine polisin iddialarınagöre yapılmış. 4 katlı binanınduvarları yıkıldı, bütün kapıları söküldü.Hatta demir kapılar “suç unsuru”olarak yüklenip emniyete götürüldü.Ancak gün boyu yapılan televizyonhaberlerini ve gazetelerinmanşetlerini emniyete götürülen demirkapı sayıları yalanlıyordu. 4 katlıbir bina<strong>da</strong>n söküp götürdükleri beşdemir kapıdır.11 çelik kapı sayısını tutturamayıncabu sefer duvarlar<strong>da</strong>ki levhaları,kapıların sürgülerini göstermeyebaşladılar.“Yeni kozmik o<strong>da</strong>lar bulduklarını,Örgütün Türkiye sorumlusu”nu yakaladıklarınıyazdılar.11 Çelik kapı yalanına gelince;<strong>da</strong>ha önceki açıklamalarımız<strong>da</strong> <strong>da</strong> belirttik.Çelik kapı yapmak suç mudur?Eğer bir yasal dernek iki ay içinde ikikez basılmış ve kullanılmaz hale getirilmişse,talan edilmişse faşizminzulmünden korunmak için değil bütünkapıların çelik yapılmasını bütünbinayı çelikle kaplarız. Geçin bu çelikkapı demagojilerini. O çelik kapılarfaşizmin eseridir...Ne yapacaksınız? Şimdi de çelikkapı yapan ustalara mı operasyon düzenleyeceksinizDHKP-C’ye yardımyataklıktan. Durmayın hadi çelikkapı yapanları <strong>da</strong> gözaltına alın...YALANLARINIZLA TAYYİP’İAKLAYAMAZSINIZ! YALANCIÇIKMAYA DEVAM EDİYOR TAY-YİP!Boşuna çırpınmayın. Boşuna yalakalıkyapmayın. Duvarlar<strong>da</strong>ki levhalarla,kapı sürgüleriyle 11 çelikkapı yalanının üstünü örtemezsiniz.Çıkan kapı sayılarını ikiye de katlasanız11 çelik kapı yapmıyor. YalanlarınızlaTayyip’i temize çıkartamazsınız.Tayyip’e yalakalık yapıp,bir ihale kapmak için yalanların içinebattıkça batıyorsunuz.Bir: 18 Ocak’ta yapılan baskınlar<strong>da</strong>“11 çelik kapı” ve “kozmiko<strong>da</strong>” yalanı İdil Kültür Merkezi ve<strong>Halkın</strong> Hukuk Bürosu için söylenmiştir.Tayyip’de katıldığı bir televizyonprogramın<strong>da</strong> <strong>Halkın</strong> Hukuk BürosuAvukatlarını hedef alarak şöyle konuşmuştur:“Bir apartman <strong>da</strong>iresinde,gecenin yarısın<strong>da</strong> avukatlar toplanıp,11 çelik kapı, ora<strong>da</strong> ne iş görür?Bu çelik kapıların arkasın<strong>da</strong>, ardın<strong>da</strong>acaba neler yapılıyor? Bu çelikkapılar açılamıyor, bir taraftankaynak, testerelerle açılmaya çalışılıyor,açılamayınca güvenlik neredengirebiliyorsa ora<strong>da</strong>n girecek. İçeridene isterseniz var; yakılmak istenen evrak,kimlik, sahte kimlik ora<strong>da</strong> yakalanıyor.Kim bunlar? İşini iyi bilenavukatlar. Dışarı<strong>da</strong> <strong>da</strong> bakıyorsunuzbazı avukatlar, onlar <strong>da</strong> o avukatlarlailgili 'avukatlara mü<strong>da</strong>hale edilemez'.Hadi canım sende, nasıl edilemez?Eğer bunlar teröre yataklık,yan<strong>da</strong>şlık yapıyorsa bal gibi de edilir,hukuk devletinde edilir. Avukathakkı, hukuku savunacak, terörizmideğil”Aktardığımız bölümden anlaşıldığıgibi Tayyip’in bu sözleri avukatlar içinsöylenmiştir. Ve tek bir kelimesinindoğru olmadığı açığa çıkmıştır.İstanbul polisi ve ihale medyasıTayyip’in yalanlarının üzerine örtmekiçin 11 çelik kapı arayışına girmiştir.Akşam gazetesinin sahibi MehmetEmin Karamehmet gibi bazı medyagrupları Tayyip’in gözüne girebilmekiçin bu olayı adeta fırsat bilippolisle işbirliği içinde özel haberleryapmıştır.Ancak bütün bunlar Tayyip’i kurtarmayayetmedi ki, şimdi bu saldırıyıyaptılar.İki: Basılıp terör estirilen yerGençlik Derneği Federasyonu’dur.Manşetlerinizi ve haberlerinizitekrar gözden geçirin: Hepniz de“İstanbul’<strong>da</strong> DHKP-C’ye şafak operasyonu,11 çelik kapılı hücre evinde13 kişi yakalandı” şeklindedir.Gözaltına alınan 13 kişiden 11’iserbest bırakıldı. Peki şimdi yaptığınızhaberleri tekzip edecek misiniz?11 kişinin serbest bırakılması yaptığınızhaberlerin hepsinin yalan olduğunukanıtlamaktadır.Üç: Bir çok gazetenin haberlerinde“İstanbul’<strong>da</strong> polisin önceden belirlediğiçok sayı<strong>da</strong> adres basıldı ve çoksayı<strong>da</strong> kişi gözaltına alındı” diye haberyaptınız. Bu <strong>da</strong> yalandır. GençlikFederasyonu dışın<strong>da</strong> basılan başka bir10HALKIN DA ADALETİ VAR!


Halk Cephesikurum ve 13 kişinin dışın<strong>da</strong> gözaltınaalınan olmamıştır.Dört: “Basılan hücre evinde terörörgütünün Türkiye sorumlusu <strong>da</strong> yakalandı”diye yazdınız. Bahsedilenkişi <strong>da</strong>ha önce hapishanede yatmışçıkmış ve yıllardır devrimci demokratikmücadele içinde yer alan, yasalkurumlar<strong>da</strong> çalışan Kaan Ünsal’dır.Kaan Ünsal’ın hiç bir savcılık tarafın<strong>da</strong>naranması yoktur. Tutuklanmasınıgerektirecek hakkın<strong>da</strong> yürütülenbir soruşturma yoktur.Basın<strong>da</strong> çıkan bu yalan haberlerleKaan Ünsal’ın tutuklanması için zeminyaratılmış ve İstanbul polisi de“gizli tanık ifadesi var” diyerek KaanÜnsal tutuklatmıştır.Polis ve burjuva basın infaz savcılığıyapıyor. Kaan Ünsal’ın Türkiyesorumlusu olduğuna <strong>da</strong>ir tek birbilgi ve kanıt yoktur.Beş: Gizli tanık AKP’nin halkakarşı hukuk teröründe hiçbir kanıt, deliluyduramadığın<strong>da</strong> başvurduğu biraraçtır. Bulduğu her hangi bir itirafçıya“gizli tanık ifadesi var” diyerekistediği kişiyi tutukluyor. Gizli tanıkAKP’nin hukuk terörünün aracıdır.Altı: Basın<strong>da</strong> “gizli belgelerin yakıldığıyer” diye gösterilen kat,Gençlik Federasyonu’nun içinde kimseninolmadığı 3. katıdır.POLİS BU KATI YANGINBOMBASI ATARAK KASITLIOLARAK YAKMIŞTIR.Polislerin “11 çelik kapı açılanaka<strong>da</strong>r örgüt üyeleri gizli belgeleri yaktılar”diye haber yaptırması kendisuçlarının üzerini örtme çabasıdır.Sonuç Olarak;Basılan Gençlik Federasyonu yasal,demokratik bir kurumdur. Gözaltınaalınanlar <strong>da</strong> yasal demokratikbir kurum<strong>da</strong> çalışan kişilerdir.AKP’nin polisi ve yalaka basını,Gençlik Federasyonu’na “yasadışıDHKP-C”, binaya “hücre evi” gözaltınaalınanlara <strong>da</strong> “örgüt üyesi” diyerek,suç işlemektedir.AKP, bu saldırılarla düşünce ve örgütlenmehakkımızı gasp etmektedir.Buna izin vermeyeceğiz. Düşünce veörgütlenme hakkımız için mücadeleedeceğiz.http://www.ba gim siz lik-de mok ra sii cinhalkcep he si.comÇok başbakanlar gördük, çok emniyetmüdürleri, valiler, içişleri bakanlarıgördük... Yeni değil, kurumlarımızdefalarca basıldı. Basın<strong>da</strong> çıkanhaberlerde de “Aynı adreslere 2.operasyon” diye yazılmıştır. Bir ay<strong>da</strong>iki operasyon ne ki, kurumlarımızınaynı gün içinde iki kez basıldığıoldu.Mehmet Ağarlar, Necdet Menzirler,Taşanlar, Ünal Erkanlar, Kozakçıoğlular,Çillerler... ve <strong>da</strong>ha nicelerigelip geçti... Biz hala bura<strong>da</strong>yız.Gülerler, Tayyipler de gelip geçecektir.Ödediğimiz bedeller çokbüyük de olsa DÜŞÜNCE VE ÖR-GÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜNE sahipçıkacağız. Tayyip her ne ka<strong>da</strong>r“önüne gelen dernek açıyor” desede biz derneklerimize sahip çıkacağız.Yaksanız <strong>da</strong>, yıksanız <strong>da</strong>, kapatsanız<strong>da</strong> biz dereneklerimizi açacağız. Yaktığınız,yıktığınız o derneğin 43 yıllıktarihi var. O tarihi yok etmeye sizinde gücünüz yetmeyecek!..18 Mart 2013Halk CephesiDüşüncelerimizi ve Derneklerimizi Savunmaya Devam Edeceğizİstanbul’<strong>da</strong> 19 Mart günü sabaha karşı saat 05.30’<strong>da</strong>Okmey<strong>da</strong>nı Haklar ve Özgürlükler Derneği’ne ve dernekçalışanlarının evlerine baskınlar yapıldı. Yapılan baskınlarsonucun<strong>da</strong> 12 devrimci gözaltına alındı, kitaplara ve dergilereel konuldu. Gözaltına alınanlar<strong>da</strong>n isimlerini öğrenebildiklerimizşöyle: Durmuş Erdemir, İhsan Bulut,Kemal Yıldırım, Musa Aykanat, Murat Sur, Murat Gün,Cem Çeçen, Veli Coşkun, Aykut Valavani, Ali Cıblak, BedirhanPamuk, Ogün ...19 Mart günü yapılan bu saldırılar, aynı gün öğle saatlerindeprotesto edildi. Okmey<strong>da</strong>nı Sağlık Ocağı önündebaşlayan eylemde, “Faşizme Karşı Demokrasi, KeyfiTutuklamalara Karşı A<strong>da</strong>let İstiyoruz” pankartı açıldı.“Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz”, “KomplolarıBoşa Çıkaracağız” sloganlarıyla Okmey<strong>da</strong>nı Haklar veÖzgürlükler Derneği’nin önüne yüründü.Dernek önüne gelindiğinde, baskın sırasın<strong>da</strong> tekerleklisan<strong>da</strong>lyeye bağlı olmasına rağmen polisin işkencesine maruzkalan İrfan Yılmaz’ın yaşadıklarını anlattı. Yılmaz konuşmasın<strong>da</strong>,terör süsü vermeye çalışmak için kapıyı kapalıgösterdiklerini ama kapılarının iki ay önce yapılanbaskın<strong>da</strong> patlatıldığı için zaten açık olduğunu söyledi. İçeridegeçen baskın<strong>da</strong>n kalan her şeyi topladıklarını söyleyenYılmaz’ın ardın<strong>da</strong>n Serkan Fikir bir konuşma yaptı.Fikir, kendilerinin “Biz buraya dönmeye değil ölmeyegeldik!” diyen Mahir Çayanlar’ın yolun<strong>da</strong> ilerlediklerinive AKP ikti<strong>da</strong>rının <strong>da</strong> bu yüzden bu ka<strong>da</strong>r pervasızcasaldırdığını vurguladı.Eylem sloganlarla ve Vatan Emniyet Müdürlüğüönüne çağrı ile sonlandırıldı.19 Mart sabaha karşı, Okmey<strong>da</strong>nı Haklar Derneği veçeşitli evlere yapılan hukuksuz baskınlar sonucu gözaltınaalınanları sahiplenmek için Vatan Caddesi’ndeki İstanbulEmniyet Müdürlüğü önüne giden ailelere vedevrimcilere polis tomalarla, gazlarla saldırdı.<strong>Halkın</strong> Hukuk Bürosu, baskının ardın<strong>da</strong>n 19 Mart’<strong>da</strong>bir açıklama yaparak, “Bütün bu saldırılar, AKP ikti<strong>da</strong>rınınhalk düşmanlığının, ülkenin faşizmle yönetildiğinin kanıtıdır.Ardı ardına çıkarılan yargı paketleri, demokrasi mücadelesiverenler için değil AKP’nin demokrasi maskesialtın<strong>da</strong> uyguladığı faşizmi sürdürebilmek içindir” dedi.20 Mart günü Halk Cepheliler tarafın<strong>da</strong>n Okmey<strong>da</strong>nı’nınçeşitli yerlerine “Baskılar Bizi Yıldıramaz!” yazılamalarıyapıldı.21 Mart günü çıkarıldıkları mahkeme tarafın<strong>da</strong>n“Durmuş Erdemir, İhsan Bulut, Kemal Yıldırım, MusaAykanat, Murat Sur, Murat Gün, Cem Çeçen, Veli Coşkun,Ali Cıblak, Bedirhan Pamuk” tutuklandı.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!11


Ülkemizde GençlikSayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Gençlik Federasyonu’n<strong>da</strong>nPOLİS YİNEGENÇLİK FEDERASYONU’NU TALAN ETTİ13 Mart 2013 tarihinde İstanbulSiyasi Şube polisleri yine talan etmeküzere Gençlik Dernekleri Fe<strong>da</strong>rasyonu’nubastılar. Daha öncede 18Ocak 2013 tarihinde aynı yer basılmıştı.Dili olsa <strong>da</strong> bina anlatsa polisinbaskınlarını. 2001 yılın<strong>da</strong>n buyana sayısız kez basılmış, duvarlarıkırılmış, delik deşik edilmiştir. Önceleripolis iki baskın arasın<strong>da</strong> en azbir yıl ara verirdi, şimdi iki ay<strong>da</strong> birbasmaya başladı. Bu <strong>da</strong> AKP’nin“çözüm” sürecinde oldu nedense. Polisbaskınları nedeniyle, derneğinneredeyse onarılmayan duvarı kalmamıştır.Apartmanın kolonları parçalandığıiçin bir kısmı demirlerle kapatılmıştır.Bu nedenledir ki, polisinişlemi arama işlemi değil talandır, yıkımdır.Polisler baskın<strong>da</strong> binayı yıkmayayetecek güçle gelirler.Buna <strong>da</strong> hukuki bir gerekçe bulurlar.Sözde arama kararı vardır ellerinde.Birincisi arama kararı hukuki midir?Bir hakim tarafın<strong>da</strong>n imzalanmışolması arama kararını hukuki yaparmı? İkinci yasal bir arama kararı olsabile, içeriye her türlü yöntemle girebilirmi? Binayı tahrip edebilir mi? Hayır.Birinci soru<strong>da</strong>n başlayalım: Birkararın hukuki olması için hukukişartları taşıması gerekmektedir. Hakiminkararı imzalaması yetmez çünkühakimler kanun<strong>da</strong> yazılan şeklegöre değil, talimatlara göre hareketediyorlar. Polis onlara ne diyorsaonu yapıyorlar. Bunun en görülen kanıtıhakimlerin polisin istediği hiçbirkararı geri çevirmemeleridir. Özellikledevrimcilerin yargılandığı özel mahkemelerinsavcı ve hakimleri polisingetirdiği hiçbir kararı geri çevirmemişlerdir.Bu nedenle hakimin imzaladığıkararlar o kararı hukuki yapmaz,bir yerde arama yapılabilmesiiçin ciddi gerekçelerin olması gerekmektedir.Kanuna göre, suç işlendiğine<strong>da</strong>ir kuvvetli bir şüphesi bulunmasıdurumun<strong>da</strong> ya <strong>da</strong> aranan kişiyiyakalamak için arama yapılabilir,arama kararın<strong>da</strong> aramanın ne için yapıldığı,ne arandığı, suçlamanın ne olduğuve aranacak yerin adresi, aramanınhangi saatte yapılacağı açık venet ifade edilmelidir. Birini arıyorsabu kişinin ismini arama kararına yazmalıdır.Ancak polis kendini kanunauymakla yükümlü saymıyor ve göstermelikolarak arama kararı taşıyor.Ki bu arama kararı <strong>da</strong>ha önce emniyettehazırlanmış matbu kağıt dediğimizevraktan oluşuyor. İhtiyaç olduğun<strong>da</strong>boş bıraktıkları yere, soruşturmanumarasını, saat ve tarih yazıphakime imzalatıyorlar.Arama yapacağız diyorlar ama kapılarıçalmak yerine, çatılar<strong>da</strong>n, pencerelerden,duvarı kırarak girmeye çalışıyorlar.İki ay önceki operasyon<strong>da</strong>pencereden girdiler, bir yıl öncekioperasyon<strong>da</strong> duvarları kırdılar. İddiaşu, delilleri yok etmesinler diye kapıyıçalma<strong>da</strong>n gizlice giriyoruz. Eğeröyle ise, birincisi delilleri yakalamakiçin gerekirse duvarlar kırılabilir diyebir kanun maddesi yok, ikincisi o haldeelinizde delil yok, delil bulmak içingerekçe yaratıyorlar.Yapılan baskın<strong>da</strong>n sonra 13 kişi gözaltınaalındı ve bunlar<strong>da</strong>n Kaan Ünsal’ınörgütün üst düzey yöneticilerinden birisiolduğu ve aranan kişi olduğu söylendi.Basına haber yaptırdı polis. Derneğinson katın<strong>da</strong> çıkan yangının içeridebulunanların delilleri yakmak isterkençıktığı haberi yaptırıldı, oysa yangınpolisin attığı bombalar nedeniyleoluşmuştu bunu gizlediler.Bu haberlerin nedeni ise yasadışıyapılan operasyona meşruluk kazandırmaktır.İddia edildiği gibi, polis aranankişileri bulmak için baskın yapmışolamaz, gözaltına alınan kişilerinbüyük çoğunluğu <strong>da</strong>ha önce gözaltınaalınan kişilerdi zaten. Bir kısmıise sürekli dışarı<strong>da</strong> polisin gözüönünde gezen kişilerdi, baskın yapmakyerine sokaklar<strong>da</strong>n gözaltınaalabilirdi. Kaldı ki, Gençlik Federasyonu’nunkapısı sürekli izlenmektediriçerde kimin olduğu bilinmektedir.Aranan kişileri bulduk söylemiyalandır, Gençlik Federasyonu’n<strong>da</strong>kim olursa olsun aranan kişilistesinde olduğunu söyleyerek baskınıyasal hale getirmeye çalıştılar. Veeğer aranan birini almak için baskınyapmışlarsa, gözaltına alınmaların<strong>da</strong>nsonra dernekte neden saatlerce kaldılar,neden derneği işgal edip basınagezdirdiler, avukatları neden aramayerine almadılar? Yine kanunagöre, arama kararın<strong>da</strong> ne için aramayapıldığı belirtilmişse sadece o işlemiyapabilirler. Birini aramak için gelmişlersearanan kişiyi aldıktan sonraarama yerinden ayrılmak zorun<strong>da</strong>lar.Ama polis arama yerinden ayrılmadığıgibi basını <strong>da</strong> dernekte gezdirdi.Konut hakkına saygı, özel yaşamasaygı ve örgütlenme hakkı gibi haklarıhiçe sayarak ve suç işleyerek basınakapıları açtı. Gizli olarak yürütülensoruşturma <strong>da</strong> her zamanolduğu gibi basına haber yaptılırkenavukatlara bilgi verilmedi,derneğe alınmadı.Sonuç olarak, Gençlik Federasyonu’nayapılan baskın hukuk dışıdır,gayrı meşrudur. Aranan kişileri bulduksöylemi yasadışılıklarına meşrulukkazandırmak için yapılmıştır. Dernektekim olursa olsun gözaltına aldıklarıkişi aranan kişi olarak tanıtılacaktı.Ve aslolan yasadışılığa karşı direnmektir.Haklı ve doğru olan budur.12HALKIN DA ADALETİ VAR!


Ülkemizde GençlikTrakyaAnkaraBalıkesirDev-Genç Gelenek, Dev-Genç Gelecektir;Faşizmin Ayak İzlerini Vatan Topraklarımız<strong>da</strong>n Silmek İçinMücadele Etmeye Devam Edecektir!14 Mart sabahı İstanbul Okmey<strong>da</strong>nı'n<strong>da</strong>bulunan Gençlik Federasyonuyine AKP'nin polisleri tarafın<strong>da</strong>nbasıldı. Yine hava aydınlanma<strong>da</strong>nsabahın beşinde gelen polisler camlar<strong>da</strong>ngaz attıktan sonra kapıları vepencere demirlerini keserek Federasyonbinasın<strong>da</strong>n içeri girdiler.19 Aralık’tan öğrenmişlerdi katliamagelmeyi ve yine aynı Bayrampaşa'<strong>da</strong>6 kadını diri diri yaktıkları gibiyangın çıkardılar. Dev-Genç'lileridiri diri yakmak istediler.Gençlik Federasyonu'na yapılanbaskın sonucu 13 devrimci işkencelerlegözaltına alındı. Polis baskın boyuncaFederasyonu’nu önündeki PiyalePaşa Caddesi'ni trafiğe kapattı veİdil Kültür Merkezi ve Okmey<strong>da</strong>nıHaklar ve Özgürlükler Derneği'nipolis ablukasına aldı.Baskını ve kurumların ablukayaalınmasını protesto etmek için HalkCepheliler İdil Kültür Merkezi önünegelerek “Katil Polis MahalledenDefol”, “Gözaltılar TutuklamalarBaskılar Bizi Yıldıramaz” sloganlarınıattılar.İdil Kültür Merkezi önünde bir basınaçıklaması yapılarak yaşanan saldırılarprotesto edildi. Sanat Cephesiadına hazırlanan açıklamayı okuyanGrup Yorum elemanı Cihan Keşkek,halka umut taşımaların<strong>da</strong>n korktuklarınıve bu yüzden saldırdıklarını söyleyerek,korkularını <strong>da</strong>ha <strong>da</strong> büyütecekleriniifade etti.Gençlik Federasyonu önüne gitmekisteyen Halk Cephelilere polisgaz sıkarak saldırdı. Cephelilerin taşve so<strong>da</strong> şişeleriyle karşılık vermesiüzerine Okmey<strong>da</strong>nı sokakların<strong>da</strong>npolisler kovulana ka<strong>da</strong>r çatışma devametti. Polisin attığı biber gazın<strong>da</strong>nokul<strong>da</strong>n çıkan çocuklar ve camiden çıkanyaşlılar etkilendi. Oturduğu apartmanıngaza boğulması, bir anne ile çocuğunuetkilemesin diye evinden çıkmakzorun<strong>da</strong> kaldı.Polisin kurumların önündeki ablukayıkaldırması ve Gençlik Federasyonu'n<strong>da</strong>nçekilmeleri üzerine çatışmasonlandırıldı. İdil Kültür Merkeziönünde çekilen halayların ardın<strong>da</strong>n“Yaşasın Dev-Genç, YaşasınDev-Genç'liler!” sloganlarıyla GençlikFederasyonu'na yüründü. Sahiplenmeyive kararlılığı hazmedemeyenpolis kitlenin üzerine yeniden saldırdı.Cepheliler yine polise karşılıkverdi ve çatışma bir süre <strong>da</strong>ha devametti. Polisin attığı gazların cam<strong>da</strong>n içeriyegirmesi sonucun<strong>da</strong> bir ev alevaldı.Polisin geri çekilmesi üzerine çatışmasona erdi.Saat 16,00'<strong>da</strong> İdil Kültür Merkeziönünde, saldırıları ve polis ablukasınıprotesto etmek için bir eylem<strong>da</strong>ha yapıldı.İbrahim Karaca, Er<strong>da</strong>l Bayrakoğlu,Hilmi Yarayıcı, Okşan Dede ve Ayla'nındestek verdiği eylemde, GrupYorum elemanı Selma Altın bir konuşmayaptı. Faşizmin ayak izleriylevatanın kirletildiğini söyleyen Altın,“Bu ülkenin vatanseverleri, devrimcilerbu ayak izlerini silmeye devamediyorlar” dedi. Bu ülkede çokbüyük bir süredir bağımsızlık, demokrasi,sosyalizm mücadelesi verildiğiniifade eden Altın, bu mücadeleboyunca çok operasyonlar yaşandığını,bu saldırılara rağmen yüz binlerleumudun türkülerini söylediklerini vesöylemeye devam edeceklerini belirtti.Eylemde, İbrahim Karaca, HilmiYarayıcı, Er<strong>da</strong>l Bayrakoğlu konuşmayaparak Grup Yorum'un yanın<strong>da</strong> olduklarınıbelirttiler.Eylemde ayrıca HalkevlerindenHasan Pulat <strong>da</strong> bir konuşma yaptı.Halk Cephesi'nin dostları olduğunusöyleyen Pulat, saldırılara karşı HalkCephesi'nin yanın<strong>da</strong> olduklarını ifadeetti.Eylem çekilen halaylarla sonaerdi.İstanbul-Bakırköy18 Mart günü TAYAD’lı Aileler veGençlik Federasyonu, Bakırköy KadınKapalı Hapishanesi önünde yaptıklarıeylemle baskınları teşhir etti.Yapılan açıklama<strong>da</strong> bu baskınlarla, tutuklamaterörüyle Dev-Genç’i bitiremeyeceklerindenbahsedildi. Açıklamayıokuyan Yusuf Kul, aynı zaman<strong>da</strong>Gençlik Federasyonu baskının<strong>da</strong>Sevinç Boz<strong>da</strong>ğ’ı keyfi bir şekildetutukladıklarına <strong>da</strong> değindi.18 kişinin katıldığı basın açıklamasın<strong>da</strong>nsonra oturma eylemine geçildi.1 saatlik oturma eylemi boyuncaSayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!13


Ülkemizde GençlikSayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013sloganlar atıldı, halaylar çekildi,marşlar söylendi. En sonun<strong>da</strong> TA-YAD’lı Aileler, önümüzdeki Pazartesiyine Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesiönünde olacaklarını duyurdular.<strong>Halkın</strong> Hukuk BürosuGençlik Federasyonu binasınabaskının yapıldığı 14 Mart günüaçıklama yapan <strong>Halkın</strong> Hukuk Bürosu,aramalara katılmak, hukuksuz vekeyfi işlemleri engellemek için baskınınyapıldığı Gençlik Federasyonu’nagiden meslektaşları Av. SüleymanGökten’in polis tarafın<strong>da</strong>n engellendiğinibelirtti. Av. Gökten’earama kararının <strong>da</strong>hi gösterilmediğininvurgulandığı açıklama<strong>da</strong>, “Neavukat arka<strong>da</strong>şlarımızı tutuklayarakne de büromuz hakkın<strong>da</strong> yalan ve spekülasyonlaryaratarak halkın avukatlığınıyapmamızı engelleyemeyecekler...Özgür tutsaklar, devrimciler, işçiler,öğrenciler, kamu emekçileri veyoksul gecekondu halkı mücadeleyedevam edeceği gibi biz de halkı savunmayadevam edeceğiz” denildi.TAYAD’lı Aileler“AKP, Devrimci Gençliğe ve DemokratikKurumlara Saldırmaya DevamEdiyor... Baskınlarla, Gözaltı veTutuklamalarla Devrimci GençliğiSusturamayacaksınız!” başlığıyla 14Mart’ta yazılı açıklama yapan TA-YAD’lı Aileler, “İşkenceci polis, birkez <strong>da</strong>ha gün ağarma<strong>da</strong>n saldırdı. Ülkemiz,‘şafak operasyonları’nın rutinhale getirildiği, komplo ile tutuklamalarınsıra<strong>da</strong>nlaştığı bir hale getirildi.Avukatlara, memurlara, öğrencilere,mahallelere, demokratik kurumlarayapılan operasyonlar YALAN PRO-PAGANDASI altın<strong>da</strong> meşrulaştırılmayaçalışılmaktadır” dediler.Ankara14 Mart günü Ankara YükselCaddesi’nde Gençlik Federasyonu’nayapılan baskınlar protesto edildi. Yapılaneyleme 35 kişi katılırken, Kaldıraçve Ekim Gençliği de destek verdiler.Eylemde yapılan açıklama<strong>da</strong>Dev-Genç’liler, baskınların Amerikanuşakları tarafın<strong>da</strong>n yapıldığını ve hukukihiçbir yanı olmadığını dile getirdi.“Dev-Genç Gelenek, Dev-GençGelecektir!” denilen eylemde gözaltınaalınanların başına geleceklerdenpolisin sorumlu olacağı vurgulandı.Aynı gün Ankara Üniversitesi CebeciKampüsü kantinlerine ve fakültelerinede 6 tane ozalit asıldı.BalıkesirBalıkesir Gençlik Derneği girişimi,15 Mart günü Zağnos Dershanesiönünde basın açıklaması düzenleyerek,Gençlik Federasyonu'na yapılanoperasyon teşhir edildi. Ayrıca 16Mart katliamı şehitleri de anıldı, katliamınunutulmadığı, hesabının sorulacağıvurgulandı.10 kişinin katıldığı eyleme DHFde destek verdi. Açıklamanın sonun<strong>da</strong>,ahlaksız Balıkesir polisi, muhabirolduklarını söyleyerek basın metniniistediler. Basın kartlarının sorulmasıüzerine kaçarak gittiler.AntalyaAntalya Halk Cephesi, GençlikFederasyonu’na yapılan saldırıyı vedernekler üzerine kurulan komplolarıprotesto etmek için 16 Mart günüKışlahan Mey<strong>da</strong>nı’n<strong>da</strong> eylem düzenledi.17 kişinin katıldığı basın açıklamasınıHalk Cephesi adına okuyan İbrahimSaban, AKP ve uşaklarına seslenerek:“Senaryo Ekibinizi toplayıngidin filmlerinizi Amerika’<strong>da</strong> çekin!”diyerek basın açıklamasına sonverdi.Hatay18 Mart tarihinde, baskınlarla ilgiliyazılı açıklama yapan HatayGençlik Derneği, “Saldırın, her ay başın<strong>da</strong>baskınlar yapın. Her tutukladığınızarka<strong>da</strong>şımızın yerini yeni arka<strong>da</strong>şlarımızalacak; 1 iken 5, 5 iken10 olacağız. O kozmik o<strong>da</strong>lar var dediğiniz,11 çelik kapı var dediğinizderneğimizin kapısına kilit vurmayacağız.Halkımıza yaptığınız zulmünhesabını biz Dev-Genç’liler sizden binkat fazla soracağız!” dedi.BursaBursa’<strong>da</strong>, Gençlik Federasyonu’nabaskının yapıldığı gün saat19:30’<strong>da</strong> Fomara Mey<strong>da</strong>nı’n<strong>da</strong>AKP’nin terörünü teşhir etmek içinbasın açıklaması yapıldı. “Dev-Genç’iBitiremezsiniz Baskılar Bizi Yıldıramaz- Gençlik Federasyonu” yazılıpankartın açıldığı eylemde sloganlaratıldı. 10 kişinin katıldığı basın açılamasınaBursa polisi, çevik kuvvetve çok sayı<strong>da</strong> siville geldi. Yarım saatinardın<strong>da</strong>n açıklama sloganlarla bitirildi.Tekir<strong>da</strong>ğTekir<strong>da</strong>ğ Namık Kemal ÜniversitesiYerleşkesi önünde 18 Martgünü, Tekir<strong>da</strong>ğ Gençlik Komitesi tarafın<strong>da</strong>n,14 Mart günü Gençlik Federasyonu’nayönelik yapılan baskınprotesto edildi. Sloganların atıldığı eylemde,“Gençlik Federasyonu’na yapılanbu baskınlar tesadüfen yapılmamıştır.Bugün AKP politikalarınınönündeki en büyük engel olarak vatansevergençliği görmektedir” denildi.Öğrenciyiz Haklıyız Kazanacağızİzmir’de Mopak Anadolu Teknik ve Endüstri MeslekLisesi'nde kantin fiyatlarının düşürülmesi için Liseli Dev-Genç'liler öncülüğünde kampanya başlatıldı. Kampanya<strong>da</strong>öğrenciler 450 imza topladı. Öğretmenlerden biri Dev-Genç'lilere “Siz <strong>da</strong>ha önce neredeydiniz, biz de böyle birşey bekliyorduk” dedi. Kantin fiyatlarının %25 azaltılmasıiçin yapılan kampanyaya öğretmenler ve müdür yardımcısı<strong>da</strong> destek veriyor. Liseli Dev-Genç'liler tüm öğrencilereulaşıp hedef imza sayısına ulaşana ve kantin fiyatlarıdüşürülünceye dek çalışmalarına devam edecek.14HALKIN DA ADALETİ VAR!


Ülkemizde GençlikÖğrencinin Yemeğini Kar Aracı Yaptırmayacağız!Ankara’<strong>da</strong> Dev-Genç’liler yemekhane işgaline devamediyor. İşgalin 2. günü Rektör yardımcısı ile bir görüşmeyapıldı. Yapılan görüşmede rektör yardımcısı talepleri değerlendireceklerini,artık eylemi sonlandırmalarını istedi.Fakat devrimci öğrenciler talepler kesin olarak kabuledilene ka<strong>da</strong>r işgale devam edeceklerini söylediler. Bununüzerine rektör yardımcısı, ertesi gün de eylem devamederse polis çağıracağını söyledi. 3. gün eyleme devameden Dev-Genç’liler olası bir saldırıya karşı hazırlıklıydıfakat hiç saldırı olmadı.4. günse yemekhanenin kapıları kilitli, yemekhane işçileriise yoktu. Yalnızca öğretim üyelerine yemek gelmişti.Devrimciler yemekhanenin camlarını kırarak içeridekimasa ve san<strong>da</strong>lyeleri dışarı çıkardılar. Ayrıca hocalara gelenyemekleri öğrencilere <strong>da</strong>ğıttılar. Eylem sonun<strong>da</strong> isehep birlikte bulaşıkları yıkayıp etrafı toplayarak kolektifbir çalışma örgütlediler. Devrimciler talepleri kabul edileneka<strong>da</strong>r eylemlerine devam edeceklerini duyurdular.Eylemin 5. gününde yemekhaneye yemek gelmemesiüzerine öğrenciler dışarı<strong>da</strong>n çorba temin ettiler ve ekmekarası yiyecekler hazırladılar. Fakat okulun ÖGB’leriçorbanın içeri girmesini engellemeye çalıştı. Devrimcilerinkararlı duruşları ve kendi çabaları ile kampüs girişkapısı açıldı. Bu ara<strong>da</strong> ÖGB şefi Aslan… yaralandı.Yaralanma, bazı burjuva basın<strong>da</strong> verildiği gibi, okula çorbasokmaya çalışan aracın ÖGB’ye çarpması sonucu değilÖGB’nin kendini duran arabanın önüne atması ve arabayaçarpması sonucu oluştu.18 Mart’ta yani direnişin 6. gününde yemekhane işgalikitleselleşerek devam etti. Ankara Üniversitesi CebeciKampüsü’nde6 gündürsüren yemekhaneişgalleri AnkaraÜniversitesiTandoğanKampüsü'ndede başlatıldı.Öğlen saatlerindebaşlayan işgalile yaklaşık500 kişiye ücretsizyemek <strong>da</strong>ğıtıldı.Anarşist-Komünistler,Ankara Gençlik Derneği, Direnişçi Üniversiteliler, GençlikMuhalefeti, Emek Gençliği, Kaldıraç, Kızıl Hareket,SGD, SODAP, Söz Dergisi, SYK, TKP, TÜM-İGD ortakimzasıyla asılan ozalitler ve <strong>da</strong>ğıtılan bildiriler ile Tandoğanöğrencisi hakkını aramaya çağrıldı.Direnişin talepleri şöyle:“- Yemek fiyatları 1 TL olsun- Kaliteli, nitelikli, sağlıklı yemek sunulsun- İşçilere iş güvencesi verilsin”Eylemin 2. haftasın<strong>da</strong> ise Eğitim Fakültesi, Siyasal BilgilerFakültesi dekanları öğrencilere destek olduklarını veeğer öğrencilere yemek gelmiyorsa hocalara <strong>da</strong> yemek gelmemesinisöylediler rektörlüğe.Dev-Genç’liler, devrimciler talepleri kabul edilene ka<strong>da</strong>reyleme devam edeceklerini duyurdular.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Oligarşiyle Uzlaşanlar Devrimcilere Saldırıyor;Yüzünüzü Düşmanlarınıza Değil Dostlarınıza Dönün!Eskişehir de 13 Mart günü AnadoluÜniversitesi'nde yemekhane önünde<strong>Yürüyüş</strong> dergisi <strong>da</strong>ğıtmak için masaaçan Dev-Genç’lilere, Özgür Gündemgazetesi <strong>da</strong>ğıtımı yapan yurtseveröğrenciler engel olmaya çalıştı.Birkaç ay önce de, <strong>Yürüyüş</strong> dergisindeKürt milliyetçileri tutsaklarınınaçlık grevi süreci ile ilgili yayınlanmışolan eleştiri yazısı nedeniylede dergi <strong>da</strong>ğıtımı yapan bir Dev-Genç'li sıkıştırılmış kendisine “Budergiyi size yediririm; üniversitedesize bu dergiyi <strong>da</strong>ğıttırmam” denilerektehdit edilmişti.13 Mart günü aynı kişiler Dev-Genç'lilerin masasına gelerek, yarımsaat içinde masayı kaldırmalarını,yoksa saldıracaklarını söylediler. Buseferki saldırı nedenleri ise "Kürt <strong>Halkın</strong>ınÖzgürlüğü İmralı Görüşmelerindedeğil, Anti-Emperyalist Anti-Oligarşik Demokratik Halk İkti<strong>da</strong>rın<strong>da</strong>dır!"yazılı dergi kapağıydı.10’a yakın kişinin masaya toplanıptartışmaya başlaması üzerine,bunun yönteminin bu şekilde saldırmakolmadığı; zorbalıkla, derginin<strong>da</strong>ğıtılmasını engelleyemeyecekleri,dergi <strong>da</strong>ğıtımı bittikten sonra kurumlarınagidilip konuşulabileceği,masanın kaldırılmayacağı söylendi.Dergi <strong>da</strong>ğıtımı bittikten sonraBDP Eskişehir İl Örgütü'ne gidildi.BDP Eskişehir İl Örgütü'ndeki yetkililer,Halk Cephelilere devrimci değilfaşist olduklarını söyleyerek, gerçeklerdenduydukları tahammülsüzlüğügösterdiler.Dev-Genç'lilerin, “Kendi gazetenizdebu eleştirilere cevap verin o halde,bunu bu şekilde saldırarak çözemezsiniz”demesi üzerine “Koskocaörgüt size cevap vermez” diye karşılıkverdiler.Ayrıca, “bütün Kürtler örgütlü insanlar<strong>da</strong>noluşmuyor, duygusal yaklaşıpsizin konuşmanıza bile fırsat vermedensaldırabilirler, tutamayabiliriz."tehdidinde bulundular.Dev-Genç'liler, tehditlerin kendileriniyıldıramayacağını söyleyerek,dergi <strong>da</strong>ğıtmaya ve çalışma yürütmeyedevam edeceklerini söylediler.Bu saldırıya rağmen 2 saat içinde10 adet Tavır dergisi, 20 adet de <strong>Yürüyüş</strong>dergisi öğrencilere ulaştırıldı.ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!15


Ülkemizde GençlikSayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Tehditleriniz Bize SökmezBalıkesirBalıkesir Gençlik Derneğigirişimi, Sibel simli arka<strong>da</strong>şlarınınailesinin İzmir polisi tarafın<strong>da</strong>naranarak, tehdit edilmesiyleilgili olarak yazılıaçıklama yaptı. Aileyi, BozyakaKarakolu’na çağıran işkenceciler,ailenin gitmemesiüzerine bir gün sonra tekrararadı. Ailenin yine konuşmayıkabul etmemesi üzerine, bukez de işyerine giderek, konuşmayıkabul etmedikleri takdirdeişten attırmakla tehditettiler.Balıkesir Gençlik DerneğiGirişimi, polisin tehditleriyle ilgiliyaptığı açıklama<strong>da</strong>, “Baskılarınızlabizi yıldıramazsınız.43 yıllık tarihimizde boyuneğmek yoktur. Bir karanfil gibibaşeğmeden toprağa düşenleringeleneğinden geliyoruz.Ailelerimizi aramaktan vazgeçin,komplolarınız<strong>da</strong> boğulacaksınız”dedi.AnkaraAKP’nin komplocu polisi,17 Mart günü, Ege Lisesi’ndeokuyan Liseli Dev-Genç’liCan Ardıç’ın annesini arayaraktaciz etti. Uzun süreden beri aileyirahatsız eden ve aileye psikologbularak çocukları hakkın<strong>da</strong>yalanlar sıralayan Ankarapolisi, “Rahat durmazsa bizdengünah gider!” tehdidinde bulundu.Ankara Liseli Dev-Genç,polisin tehditleriyle ilgili yaptığıaçıklama<strong>da</strong>, “Arka<strong>da</strong>şımızınve ailesinin başına gelecekher şeyden siz sorumlu olacaksınız.Kanlı elinizi bizdenve ailemizden çekin!” dedi.İzmirAKP'nin katil polisi, 18Ocak 2013 tarihinde yapılanbaskınlar<strong>da</strong> işkencelerle vekomployla tutukladığı GökhanÇoban'ın, İzmir Aliağa'<strong>da</strong>oturan ailesinin evine giderek,“Biz Gökhan’ın arka<strong>da</strong>şlarıyız”diyerek annesiyle sohbetetmeye ve üzerinde baskıkurmaya çalıştı.Gökhan Çoban'ın annesine“Ailenizde başka bu işlerle ilgilenenvar mı? Görüştüğü arka<strong>da</strong>şlarıkimdi” diye soranpolise, aile, evlatlarının kötü birşey yapmadığını ve onunlaonur duyduklarını söylediler veişkenceci polisleri evlerindenkovdular.Dev-Genç TutsaklarıOnurumuzdur! Yeni TutsaklıklarPahasına Sahipleneceğiz!8 Mayıs 2012 günü AKP’nin işkenceci polisleribirçok ilde baskınlar yapmış, onlarca kişiyi tutuklamıştı.Tutuklananlar arasın<strong>da</strong> Dev-Genç’li HaticeKalkan ve Rıdvan Akbaş <strong>da</strong> vardı. Tutuklu Dev-Genç’liler yaklaşık bir yıl sonra ilk mahkemelerineçıkarıldılar.13 Mart 2013 günü Ankara’<strong>da</strong> görülenmahkemede AKP’nin polislerinin komplosunamaruz kalan Dev-Genç’liler, yargılanan değil yargılayanoldular salon<strong>da</strong>.Salon<strong>da</strong> bulunanlar Dev-Genç’lilerin komplolarınasıl boşa çıkardığına tanıklık etti. Hakim iddialarıokurken salon büyük bir kahkaha attı. İddianamedeGençlik Federasyonu’na gidip gelmek,parasız eğitim istemek, füze kalkanını protestoetmek, otobüse binmek, akşam olunca bir eve gidipkalmak sonra sabah kalınan evden çıkmak…kısacası her gün tüm insanların yaptığı, milyonlarıntaleplerini dile getiren eylemler yazıyordu.Dev-Genç’liler, bunların suç olmadığını, anayasalhak olduğunu, tüm bunlar yüzünden kendilerinibunca zaman tutsak edenlerin suçlu olduğunuve yargılanmaları gerektiğini söylediler. Mahkemeninsonun<strong>da</strong> hakim 7 kişinin tahliyesine kararverirken, Dev-Genç’li Rıdvan Akbaş’ın <strong>da</strong> içindebulunduğu 4 kişinin tutukluluk hallerinin devamınakarar verdi.Ankara Gençlik Derneği, tahliye kararının ardın<strong>da</strong>n19 Aralık’ta yaptığı açıklama<strong>da</strong>, “Bizler Dev-Genç’liler olarak tutsaklarımızı yeni tutsaklıklar pahasınasahiplenmeye devam edeceğiz.” dedi.Tehdit ve Tacizler Devrimcileri Yıldıramaz!Çanakkale' de son birkaç haftadırfaşist saldırılarla, üniversite yönetimininkeyfi uygulamalarına yeni örneklereklendi.Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’ndeEğitim Fakültesi’nde bildiri <strong>da</strong>ğıtmakisteyen devrimcilere ÖGB'lerve sivil polisler engel olmuştu. Bu olayıngecesinde de Kredi ve Yurtlar Kurumu’nabağlı erkek öğrenci yurdun<strong>da</strong>,gece yarısı faşist saldırı gerçekleşti.30 kişilik yüzü maskeli faşistgrup, Kürt milliyetinden öğrencilerinbulunduğu o<strong>da</strong>ya girerek 3 kişiyi bıçak,sopa ve demirlerle yaraladı.Tüm bu saldırılara ve baskılarakarşı 5 Mart tarihinde, gençlik örgütleriEğitim Fakültesi önünde buluşarakbu olayı protesto etmek içiniçeriye girmek istediler. AncakÖGB'ler ve çevik kuvvet polislerininengeliyle karşılaştılar. Bunun üzerinekapının önünde bir oturma eylemiyapıldı ve süreci anlatan bildirileröğrencilere ve halka <strong>da</strong>ğıtıldı.Daha sonra İskele Mey<strong>da</strong>nı’na geçilerekbir eylem yapıldı.Saldırının herkese duyurulmasıiçin 7 Mart tarihinde Terzioğlu Yerleşkesi’ndeyürüyüş ve basın açıklamasıyapıldı. Tüm bunların üzerinebun<strong>da</strong>n <strong>da</strong>ha öncede olduğu gibiyine Çanakkale Emniyeti, öğrencilerinailelerini arayarak tehditler savurduve göz korkutmaya çalışarak tacizetti.Bu nedenle 16 Mart günü ÇanakkaleGençlik Derneği, Ekim Gençliği,SGD ve YDG, İskele Mey<strong>da</strong>nı’n<strong>da</strong>bir eylem yaptılar. Eylemde tacizve tehditlerin kendilerini yıldıramayacağınıvurguladılar.16HALKIN DA ADALETİ VAR!


Hatay Çanakkale İstanbul16 Mart’ı Unutmadık!A<strong>da</strong>let İstiyoruz!Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013İstanbul16 Mart 1978 tarihinde, İstanbulÜniversitesi Eczacılık Fakültesi önündebir katliam yapıldı. Hatice Özenile birlikte 7 öğrenci bura<strong>da</strong> katledildi.Bu saldırının yapılacağını polis öncedenbiliyordu. Polisle işbirliğiiçinde olan faşistler, öğrencilerinüzerine bomba atarak, kurşun sıkarak7 öğrenciyi katletti.Katliamın yıldönümü nedeniyleGençlik Federasyonu 15 Mart günüeylem düzenledi.Eylem öncesinde, 13 Mart günüDev-Genç’liler İstanbul Üniversitesiana kapı<strong>da</strong> 16 Mart’ın el ilanlarını<strong>da</strong>ğıttılar. Yapılan <strong>da</strong>ğıtımlar<strong>da</strong> sohbetedilen öğrenciler 15 Mart’ta yapılacakanmasına çağrıldı. Yapılan sesli çağrılar<strong>da</strong>ise “Yıllardır katleden hepdevlet olmuştur. Yıllardır bu katliamlarlaDev-Genç’lileri bitirmeyeçalışmışlardır. Dün Hatice ÖZEN’lerikatleden devlet, bugün Hasan Selim’lerimizikatlediyor. Bunun hesabınıfaşizmin mahkemeleri değilbiz soracağız!” denildi.Aynı gün Dev-Genç’liler tarafın<strong>da</strong>nİstanbul Üniversitesi Fen-EdebiyatFakültesi'nde masa açıldı. Kantinlerdebildiri <strong>da</strong>ğıtarak öğrencilere16 Mart anması için çağrı yapıldı.15 Mart günü İstanbul ÜniversitesiFen Fakültesi önünde toplanan kitle,sloganlar eşliğinde yürüyüşe geçti.<strong>Yürüyüş</strong>ün ardın<strong>da</strong>n, öğrencilerinvuruldukları Eczacılık Fakültesi önünegelindi. Katledilen öğrenciler içinbir <strong>da</strong>kikalık saygı duruşunun ardın<strong>da</strong>n,Gençlik Federasyonu adına biraçıklama yapıldı.Açıklama<strong>da</strong>, üzerinden 35 yıl geçmesinerağmen katillerin yargılanmadığıvurgulanarak, “16 Mart katliamın<strong>da</strong>nbugüne dek, yüzlerce devrimci,Dev-Genç'li işkencelerden geçirildi,infaz edildi. Sokak ortasın<strong>da</strong>sırtın<strong>da</strong>n kurşunla vurularak katledildi.Ne ka<strong>da</strong>r gizlemeye çalışırlarsa çalışsınlar,gizleyemezler, halkın üzerinesıkılan bütün kurşunlar aynı silahtansıkılmıştır… Halkı katlederek bitiremezsiniz.İşte yine bura<strong>da</strong>yız. Yüreğimizgümbür gümbür atıyor. Tekbir kişi bile kalsak, asla vazgeçmeyeceğiz.Korkularınızı büyüteceğiz.Milyonlar olacağız. Katliamların hesabınısoracağız!” denildi.Açıklamanın ardın<strong>da</strong>n şair RuhanMavruk söz aldı ve “Biz sanatçılar<strong>da</strong> bu insanlık için verilen mücadeleninyanın<strong>da</strong> olmalıyız” dedi. Dahasonra “Gitme” adlı şiirini okudu.Ruhan Mavruk'un şiirinin ardın<strong>da</strong>nmarşlara geçildi ve sırayla Dev-Genç,16 Mart ve Haklıyız Kazanacağızmarşları okundu. 16 Mart'ta katledilenöğrencilerin isimleri okunarak “Yaşıyor!”denildi. 40 kişinin katıldığıanma Eczacılık Fakültesi’nin içineatılan karanfillerle sona erdi.Liseli Dev-Genç'liler de 16 Martkatliamını unutmadıklarını yaptıklarıeylemlerle gösterdiler. 13 Mart sabahıLiseli Dev-Genç’liler tarafın<strong>da</strong>n KaptanpaşaLisesi önünde bildiri <strong>da</strong>ğıtımıyapıldı. 1 saat süren bildiri <strong>da</strong>ğıtımısonucun<strong>da</strong> 100 bildiri öğrencilereulaştırıldı.12 Mart’ta saat 03.00’<strong>da</strong> GaziMahallesi Şair Abay Lisesi’nde 16Mart katliamını anmak için okul duvarlarınayazılama yapıldı. Dev-Genç’liler “16 Mart katliamının HesabınıSoracağız - Dev-Genç” yazılamasıyaptılar.HatayHatay Gençlik Derneği, MustafaKemal Üniversitesi ana giriş kapısın<strong>da</strong>Yeniden Don Quichotte’la birliktebir açıklama yaptı. 15 Mart günüyapılan eylemde; Ahmet Atılgan,katliamın devlet eliyle yapıldığınıbelirtti. Zaman aşımıyla suçlularınaklandığını ve yeni katliamlara zeminyaratıldığının dile getirildiği eylemejan<strong>da</strong>rmalar engel olmaya çalıştılar.Açıklamayı jan<strong>da</strong>rma önlerindençekilmedikçe okumayacaklarını belirtenöğrenciler, jan<strong>da</strong>rmaların çekilmesisonucu eyleme devam ettiler.“Beyazıt Katliamının Hesabını Sorduk,Soracağız” pankartının açıldığı“Hatice Özen Ölümsüzdür”, “YaşasınDev-Genç, Yaşasın Dev-Genç’liler”,“Öğrenciyiz Haklıyız Kazanacağız”ve “Beyazıt Katliamının SorumlusuDevlettir” dövizlerinin ve kızıl flamalarıntaşındığı eyleme 12 kişi katıldı.Açıklama bitirildikten sonra İstanbulGençlik Derneği’ne yapılanbaskın kınandı.Çanakkale16 Mart günü İskele Mey<strong>da</strong>nı’n<strong>da</strong>Ekim Gençliği, YDG ve SGD'nin18HALKIN DA ADALETİ VAR!


Ülkemizde Gençlikde katılımıyla Gençlik Federasyonutarafın<strong>da</strong>n bir eylem yapıldı. Eylemde,egemenlerin devrimcileri hedef almaların<strong>da</strong>kisebebin, zulüm düzenlerinidevam ettirebilme çabası olduğuvurgulandı. “Dev-Genç'liler olarakbu katliamı <strong>da</strong> unutmadık. Hiçbirbaskı hiçbir katliam Dev-Genç'lilerinonurlu mücadelesini engelleyemez.16 Mart katliamının sorumlusu devlettir,hesap soracağız!” denilen eylemde,saldırıların bugün de Dev-Genç’liler üzerinde yoğunlaştığı, baskınlarörnek verilerek ifade edildi.Tekir<strong>da</strong>ğ13 Mart günü Tekir<strong>da</strong>ğ GençlikKomitesi tarafın<strong>da</strong>n 16 Mart katliamıylailgili bir anma düzenlendi. 16Mart Beyazıt, Gazi ve Halepçe katliamların<strong>da</strong>yaşamını yitiren insanlarımızsaygıyla anıldıAnma programına tüm devrim şehitlerianısına saygı duruşuyla başlandı.Ardın<strong>da</strong>n Beyazıt katliamıyla ilgilibir konuşma yapıldı. Katliamın devleteliyle planlı bir şekilde yapıldığınınanlatıldığı konuşma<strong>da</strong>, 16 Mart’ın 12Eylül öncesi devletin gerçekleştirdiğikitlesel katliamların ilklerinden olduğuvurgulandı. Sonrasın<strong>da</strong> başlatılan hukukisürecin sonuçsuz bırakılarak katillerinaklandığı belirtildi.15 kişinin katıldığı anma<strong>da</strong> sırasıylaBeyazıt katliamı, Gazi katliamı,Halepçe katliamı ve Ortak DüşmanAmerika’dır belgeselleri izlendi.Anma programının sonun<strong>da</strong> 14 Nisan’<strong>da</strong>yapılacak olan 3. BağımsızTürkiye Konseri’nin duyurusu yapıldı.“O gün o mey<strong>da</strong>n<strong>da</strong> 500 bin kişiolacağız” denildi.MersinMersin’de 16 Mart tarihinde Emekve Demokrasi Plartformu tarafın<strong>da</strong>nBeyazıt, Gazi ve Halepçe katliamlarıylailgili bir eylem yaptı. MersinHalk Cephesi’nin de yer aldığı açıklamaya100 kişi katıldı. Remzi Çiftçi’ninyaptığı açıklama<strong>da</strong>; katliamlarkarşısın<strong>da</strong> tepkisiz kalanların, bugünde katliamcıları korumaya ve yaşananlarıunutturmak için ellerindengeleni yapmaya devam ettikleri vurgulandı.18 Ocak ve 19 Şubat tarihlerindeyapılan baskınlar 18Ocak gecesi yasal derneklerolan Gençlik Federasyonu, Okmey<strong>da</strong>nıHaklar Derneği, TAYAD, Çağ<strong>da</strong>ş HukukçularDerneği, <strong>Halkın</strong> Hukuk Bürosu, İdil Kültür Merkezi veevler hukuksuz bir şekilde gecenin bir yarısı 04.00'<strong>da</strong>basılmış, çalışanları gözaltına alınmıştı. Avukatlar, GrupYorum elemanları, tiyatro sanatçıları, öğrenciler, esnaflarve ev kadınların<strong>da</strong>n oluşan 55 kişi keyfi bir şekilde tutuklanmıştı.19 Şubat’ta ise yine gece yarısı onlarca polis, panzerve silahlarla evlere girildi. AKP'nin çıkarmış olduğu yasalarakarşı, “Sağlıkta Değişime Hayır” dedikleri için,parasız eğitimi savunan, belediye ve maliyede eşit işeeşit ücreti isteyen, rüşvete hayır diyen halkın memuru,doktoru, hemşiresi, öğretmeni, belediye çalışanları maliyeçalışanları; “Rant İçin Değil Halk İçin Mühendislik”isavunan mühendisler işkence yapılarak gözaltına alındı.Gözaltına alınan 184 kamu emekçisinden 64'ü, hiçbirgerekçe gösterilmeden tutuklandı.Bu hukuksuz tutuklamalara karşı her hafta istanbulAdliyesi önünde Halk Cephesi tarafın<strong>da</strong>n A<strong>da</strong>let nöbetitutuluyor. Bu hafta altıncısı yapılan A<strong>da</strong>let Nöbetieylemine sanatçı Efkan Şeşen de katıldı.Oturma eylemine geçmeden önce bir açıklama yapanHalk Cepheliler, “A<strong>da</strong>leti ancak satın alırlar. A<strong>da</strong>leti bizyoksullar, emekçiler hep sürdüreceğiz. Sınıf gerçeğininortaya çıktığın<strong>da</strong>n beri ezilenler hep a<strong>da</strong>let aramıştır.Eşit, sömürüsüz sınıf düzenini kurana ka<strong>da</strong>r, yoksullar,emekçiler hep a<strong>da</strong>let arayacaktır. Bizim avukatlarımızaolmadık suçlamalar yaptılar. Hepsi de asılsızdır… Biz oyalanları başlarına çalacağız. <strong>Halkın</strong> hukukunu, halkına<strong>da</strong>letini hep sağlayacağız” dediler.Daha sonra Efkan“A<strong>da</strong>let Ekmeği” Devrimci HalkŞeşen bir konuşma yaptı.Şeşen, “Böylesi birİkti<strong>da</strong>rının Fırının<strong>da</strong> Pişmeli!dönemde suskun, örgütsüzbir halk istedikleri aşikar. Buna halkın sanatçıları,halkın avukatları <strong>da</strong> <strong>da</strong>hil, halkın gerçekten her türlü sorununasahip çıkan, gençliğinden emekçisine, işçisinememuruna, köylüsüne… Bu insanların, bu ordunun hiçbirzaman bitmeyeceğini mücadele edeceğini, bitirilemeyeceğini,bu halkın her şeye evet diyen örgütsüz bir halk olmayacağınıbilmeleri lazım” diye konuştu.Ardın<strong>da</strong>n Bertolt Brecht'in “<strong>Halkın</strong> Ekmeği” şiiriokundu. Yaklaşık 25 kişinin katıldığı A<strong>da</strong>let Nöbetieylemi, sloganlar ve alkışlarla bitirildi.Devrimcilerin komployla tutuklanmasının protestoedildiği eylemin beşincisi 20 Mart günü yapıldı. Sloganlarlabaşlayan eylemde, Halk Cephesi adına Nuri Cihanyandıbir konuşma yaptı. Cihanyandı, AKP ikti<strong>da</strong>rının kendinemuhalif kimseyi bırakmak istemediğini ve ikiyüzlülükleriniortaya çıkaranlara karşı her gün operasyonlar yaptığınısöyledi. Ardın<strong>da</strong>n sözü tutsak ailelerine bıraktı.Tutsak Dev-Genç’li Eser Morsümbül’ün annesi AytenMorsümbül, “Benim çocuğum böbrek hastası. Buna rağmenasker oğlumu yerde sürükleyerek götürüyor. Bura<strong>da</strong>a<strong>da</strong>let yok. Türkiye’de a<strong>da</strong>let yok” dedi. İki çocuğu <strong>da</strong>devrimci tutsak olan Songül Çimen de oğullarının namuslarıylayaşadıklarıiçintutuklandıklarınıbelirtti.Konuşmalarınardın<strong>da</strong>n eylemsonlandırıldı.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!19


Nerede Görülmüş Kurtla Kuzunun Muhabbeti?Kurtlar Sofrasın<strong>da</strong> Kuzular Hep Yem Olur!Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013“Barış” süreci meyvelerini veriyor!Taraflar tüm enerjilerini bu “barış”için harcıyor. “Umut” veren açıklamalarokuyoruz, izliyoruz medya<strong>da</strong>n.AKP tüm kadrolarını bu yönde çalıştırıyor.Ve tabi BDP'nin de olumlukatkılarıyla perçinleniyor bu çabalar!Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu15 Mart'ta Diyarbakır'ı ziyaret etti.Onu BDP'li Diyarbakır BüyükşehirBelediye Başkanı Osman Baydemirkarşıladı büyük bir memnuniyetle.AKP'nin “Çözüm Süreci” dediği,BDP'nin “Barış Süreci” dediği, asılolarak silahlı mücadelenin tasviyesinihedef alan bu süreç, Kürt halkınıngözlerinin içine baka baka “karşılıklıiyi niyet” temennileriyle pohpohlanıyorve büyük bir yalan olarak önümüzekonuluyor.16 Mart tarihli Akşam gazetesi,Davutoğlu’nun ziyaretinin “tarihi çıkış”olarak veriyor: “Şefkatli olmayandevlet acizdir!”, “İki yol var. YaTürk'üyle , Kürt'üyle, her bir milletiyleyürüyeceğiz, ya <strong>da</strong> bizi lime lime edecekler”diyor Davutoğlu. Böyle birikiyüzlülüğü bir AKP'liden başkası <strong>da</strong>söyleyemez zaten. Şefkatli olmaktanbahseden Davutoğlu, PKK her konu<strong>da</strong>anlaşmaya hazırken, hala PKK kamplarınınbombalanmaya devam edilmesininasıl açıklayabiliyor. Ya <strong>da</strong>Baydemir bunu soramıyor mu? Bu riyakarlıknasıl hazmediliyor? “Limelime” edilmekten bahsediyor AKP'ninBakanı Davutoğlu. Kimmiş “bizi limelime edecek” olanlar. E boşu boşunaemperyalizmin çok trajlı dergileri onugeleceğin önemli liderlerinden biri olarakgöstermiyor! Emperyalizmin uşağıAKP neden lime lime edilmekten korkuyor.AKP'nin asıl korkusu bu kirlioyunun başarısız olup, ikti<strong>da</strong>rı kaybedebilecekolması, emperyalizmin güveniniyitirme korkusudur. Yani “deliğesüpürülme” korkusudur.Ama asıl, AKP'yi lime lime edecekgüç halktır. Er ya <strong>da</strong> geç, Davutoğlu'nun korkusu başına gelecektir. Bun<strong>da</strong>nkimsenin kuşkusu olmasın.Çok bilimsel, çok dokunaklı konuşmasınadevam ediyor Davutoğlu,ağzın<strong>da</strong>n dökülen her bir inci Kürthalkının olmasa <strong>da</strong> Baydemir'in gönülteline dokunduğu anlaşılıyor,ağzı kulakların<strong>da</strong>dinliyorlarDavutoğlu'nu.“Her şey unutulur.Özgürlükunutulmaz. Devlethem kudretli,hem şefkatliolmak zorun<strong>da</strong>dır.Şefkatliolup kudretliolmayandevlet acizdir.Bir devletinkudretivar, şefkatiyoksa zalimleşir,tiranlaşır” diyorDavutoğlu. <strong>Halkın</strong>AKP’li olmayanher kesimineyönelik saldırılarorta<strong>da</strong>yken, zalimlikten,tiranlıktanbahsediyorikiyüzlü bakan.Ülkenin üzerineçöreklenen korkubulutunun mimarıAKP değilmişgibi atıp tutuyor.Şefkatten bahsediyorSuriye halkının katilleri. İşteemperyalizmin işbirlikçileri siyasetiböyle körün gözüne misali yapıyorlar.Çok sevgili “umut elçisi”ni baharımüjdeleyen nergislerle karşılamış OsmanBaydemir. Yazık, çok yazık...Binlerce Kürt'ün katilinin temsilcisinibaharın müjdecisi olarak niteleyiponu methiyelerle karşılamak bırakalımsosyalist olmayı, az çok ülkesiningerçeğini gören, halka karşı ufak birsorumluluk duyan hiç kimsenin yapabileceğibir <strong>da</strong>vranış değildir.Davutoğlu: “Nevruz çiçekleri açtı,cemre düştü. Muhabbet Cemresi deDiyarbakır'a, Bursa'ya Ankara'yaher yere düştü...” diyor ve ekliyor:"Acılarımızı acılarımızla karıştırarakgeleceğimize güzel bir emanet bırakmakzorun<strong>da</strong>yız... Aramıza fitne sokmayaçalışanlara fırsat vermelim...”diyor.KurtlaKuzunun MuhabbetindeKUZULAR HEP YEM OLUR!Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu “MuhabbetCemresi de Diyarbakır'a, Bursa'ya Ankara'ya heryere düştü” diyor. Osmanlı’<strong>da</strong>n bugüne Kürt halkınıkatleden, yurdunu ilhak edip asimilasyon politikalarıylayok etmek isteyen bu devlet değilmiş gibi muhabbetlehalledeceklermiş her şeyi. Ne muhabbet ama? Bunakurtla kuzunun muhabbeti denir ancak. Davutoğlu gibileribaşka türlü muhabbeti bilmezler. Kurtlarla kuzununmuhabbetinde malum son hiç değişmez: KUZULARHEP YEM OLUR!Alçaklık burjuva siyasetinin özüdür.Davutoğlu Kürt halkının acılarıyla,kendi acılarını birleştirmekten bahsederekbu alçaklığı yapıyor, fakatya onu dinleyenler? Onu dinleyenlerde hiç sormuyor; "yakılan köylerimiz,terkettiğimiz topraklarımız, evlatlarımızınyattığı toplu mezarlar, Uludere...Bunlar ne olacak?” demiyor.Bunları siz yapmadınız mı? Bunlarnasıl sizin acılarınız olabilir?..Kürt halkı katilleriyle barıştırılmayaçalışılıyor. Bu ziyarette onun göstergesidir.Kurtla kuzu bir olabilir mi?Bunlar aynı sofraya oturabilir mi?Oturamaz, bu bilimin gerçeğidir. BDPde <strong>da</strong>hil bu yasayı kimse tersine çeviremez.Er ya <strong>da</strong> geç kurtlar kurtluğunuyapacaktır. Kürt halkı hiçbirAKP’liyle kardeş değildir, olamaz.Bunun aksini söyleyen Kürt halkınaihanet ediyor demektir.20HALKIN DA ADALETİ VAR!


RöportajBiz Hasan Selim’in Yol<strong>da</strong>şlarıyız!Derneklerimizi Sahiplenmeye Devam Edeceğiz14 Mart günü Gençlik Federasyonu’nayapılan baskın sonrasın<strong>da</strong>gözaltına alınıp mahkemeden bırakılanDilan Poyraz, Mahir Mete Kulve Nehir Sarıkaya polis terörünü anlattılar.Dilan PoyrazBaskın<strong>da</strong> ben ve Mete uyanıktık.Saat 05.30 suların<strong>da</strong> cam<strong>da</strong>n baktığım<strong>da</strong>akrepler ve itfaiye aracı kapımızınönünde durdu. Hemen yukarıkoşup yukarı <strong>da</strong> yatan arka<strong>da</strong>şlarıuyandırdık. 5 <strong>da</strong>kika geçmeden o<strong>da</strong>larıniçine gaz bombaları atıldı. Bizaşağı kata indik. O sıra<strong>da</strong> içeriyeatılan gazın etkisiyle öksürmeye başladık.Barikatları<strong>da</strong> kurmaya başladık.Sloganlar atıyorduk. Daha sonra derneğimizinbasıldığını diğer demokratikkurumlara haber verdik.Aramız<strong>da</strong> ilk defa gözaltına alınacakolanlar vardı. Hiçbirimizdekorku yoktu. En son kaldığımız o<strong>da</strong>yadeğişik kimyasal bir gaz sıkıyorduözel harekatçılar. Nefesimiz kesiliyor,gözümüzü açamıyorduk. Arka<strong>da</strong>şlarcam<strong>da</strong>n polis terörünü teşhir edenkonuşmalar yapıyordu. Bende nefesalmak için cama çıktığım<strong>da</strong> mutfağınyandığını gördüm.Dilan Aç KapıyıGebertmeye Geldik SiziYukarı<strong>da</strong> polisin biri ismimizlehitap edip “Dilan aç kapıyı gebertmeyegeldik sizi” diye bağırıyordu.Sibel Yalçın Parkı’nın ora<strong>da</strong>ki tümevler camları açıp bize bakıyorlardı.Hava aydınlanmıştı. En son kaldığımızo<strong>da</strong>nın kapılarını kırıp içeriyegazlar sıkmaya başladılar. O ka<strong>da</strong>rçok gaz sıkıyorlardı ki kendi sıktıklarıgaz<strong>da</strong>n içeriye giremiyorlardı.Sonra içeriye doluştular. Bizbirbirimize kenetlenmiştik. Koparıpkoparıp dövmeye başladılar. 10 <strong>da</strong>kikasonra aşağı indirip çevik kuvvet aracınaişkencelerle koydular. Arabanıniçinde sürekli marş söylüyorduk.Herkesin elleri, yüzleri gaz<strong>da</strong>n kaynaklıyanıyordu.Ben4 saat boyuncagözümühiçaçamadım.Gözümüaçamadığımiçin Vatan’-<strong>da</strong> habiresaldırıya uğruyordum.Siyasi şubeye gittiğimizde zorla üstaraması yaptılar. Bu sıra<strong>da</strong> sol elbaşparmağımı kadın polislerden birivurarak çıkarttı. Ve kolumun bir lifikoptu. Habire “kör oldun sen bir<strong>da</strong>ha gözünü açamayacaksın” diyorduitin biri. Sonra yanıma Meralabla geldi. Gözümü açmama yardımediyordu. Ama açamadım. Yanmayadevam ediyordu.İşkencelereMarşlarımızlaCevap VerdikHepimizi ayrı yere koydular. Bura<strong>da</strong>slogan atıp 16 Mart, Dev-Gençmarşlarını söyledik. Bunu hazmedemediler.Bizi birbirimizden ayırmayaçalıştılar. Sonra Çağlayan Adliye’sindekiAdli Tıp’a götürüldük. Kollarımız<strong>da</strong>nsürükleyerek götürüyorlardı.Sonra doktora çıkarken amirleri bize“yaşınız küçük ama büyük işler yapıyorsunuz”dedi. Bizde onlara “Sizbüyüksünüz de bir halta yaramıyorsunuz”dedik. Sonra sürükleyerek indirdiler.Çevik kuvvet arabasına girdiğimdesivillerde geldi. Benim inmemisöylediler. Neden ineceğimisorduğum<strong>da</strong> hastahaneye sevk edildiğimisöyledi. Kağıdı göster o zamandediğimde kollarım<strong>da</strong>n tutup götürdü.Bende slogan attım. Hastahanede bilesaldırıyorlardı. Hastanenin içinde “Terörörgütüne senin gibi üyemi olacaktım”diyerek provokasyon çıkarmayaçalıştılar. Ama başarısız oldular.Hastanede doktor parmağımın çıktığınıve ödem oluştuğunu söyledi.İlaç ve askı verdi. Ve bunun acilDilan Poyraz Mahir Mete Kul Nehir Sarıkayaolduğunu belirtti. Ama polisler yinede ters kelepçe takacağını söyledi.Sonra doktora ne dedilerse doktor<strong>da</strong>saldırmaya başladı. Bana “benimiki kelimeme bakar kelepçe takılıptakılmaması” diyordu. Ben de “seningörevin hastalara bakmak” diye bağırdım.Polise bağırıp kelepçe takabilirsindedi. Onlar <strong>da</strong> saldırıp taktılar.Geri geldiğimde herkese nasılsınızdiye sorduğum<strong>da</strong> çok iyiyiz dediler.Bomba gibiyiz diyorlardı. Coşkumuz,moralimiz yerindeydi. Sonra bizi çocukbüroya götürdüler. Çocuk büro<strong>da</strong>üstümü aramaya kalkıştılar. Arattırmadım.Ben gittiğimde diğer arka<strong>da</strong>şlarora<strong>da</strong>ydı. Daha sonra halayçektik. Sonra<strong>da</strong> adliyeden serbest bırakıldık.Baskın bana 19 Aralık’ı andırdı.Bizi teslim almaya geldiler:Biz ise Dev-Genç’e yakışır bir şekildedirendik. Ama biz yine de derneğimizesahip çıkmaya devam edeceğiz.Hasan Selim’in yol<strong>da</strong>şlarıyız biz…***Mahir Mete Kul“Dev-Genç’iBitiremeyeceğiniÖğrenemeyen OligarşiyeCevap Verdik!”Saat gece 05.30 gibi geldiler. Penceredenbaktığım<strong>da</strong> 3 tane akrep vebir tane itfaiye gördüm. Hemen arka<strong>da</strong>şlarıuyandırmaya gittim. Merdivenlerdençıkıp yukarı koşup Baskınvar diyene ka<strong>da</strong>r baktığım pencereyegaz bombası atmışlardı. Hemen seslendimarka<strong>da</strong>şlara. Yine uykumuz<strong>da</strong>yakalamaya çalıştı bizi işkenceciler.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!21


Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Daha sonra baskın var diye seslendim.Hemen uyandı arka<strong>da</strong>şlar. Hızlıca toparlandık,ayakkabılarımızı giydik.Hep beraber toplanıp 2. katın merdivenlerindebuluşana ka<strong>da</strong>r o<strong>da</strong>larımızıgaza boğmuşlardı. Hızlıca 2. kattabir o<strong>da</strong>ya geçtik ve barikat kurmayabaşladık. İşkencecilerin bizim derneğimizeelini kolunu sallaya sallayagirip bizi kolayca almalarını istemiyorduk.Ne ka<strong>da</strong>r direnebilirsekdireneceğiz dedik. Bir yan<strong>da</strong>n barikatkuruyorduk diğer yan<strong>da</strong>n havlularııslatıyorduk. Biz, bulunduğumuz o<strong>da</strong>yagelene ka<strong>da</strong>r; işkenceciler itfaiye ileyukarı çıkıp pencereleri kırmışlar, 2.katı <strong>da</strong> gaza boğmuşlardı. Tek tekkapıların kırılma seslerini duyuyorduk.Onlar<strong>da</strong> her yerden saldırıyordu. Biryan<strong>da</strong>n bizim bulunduğumuz kata gazsıkıyorlar diğer yan<strong>da</strong>n kapıları kırıyorlardı.Bir tanesi de çatı<strong>da</strong>n küfrediyorhatta “Sizi öldüreceğiz”,“Sizi geberteceğiz” ,“ bura<strong>da</strong>n çıkamayacaksınız”gibi tehditler savuruyorlardı.Sözde psikolojik olarakyıldırmaya çalıştı bizi beyinsiz. Dahasonra pencereleri, kapıları önlerineçıkan her şeyi kırıyor, hayvan gibiparçalıyorlardı. Seslerini bulunduğumuzo<strong>da</strong><strong>da</strong> duyuyorduk. Biz ise cam<strong>da</strong>nhalka sesleniyor, slogan atıyorduk.Yaklaşık yarım saat ka<strong>da</strong>r sürdü bizimkata girebilmeleri. Bizim katta iseneredeyse hepsi küfrediyordu. Ancakyoğun olarak “teslim olun!” çağrısıyapılıyordu. Biz ise sloganlarımızlakarşılık veriyorduk.İşkenceci Köpekler ÖyleKudurmuştu Ki MutfağaÖyle Fazla Gaz SıktılarKi Yangın ÇıkardılarKapıyla duvar arasın<strong>da</strong>n yoğunbir şekilde gaz sıktılar. Hepimiz gaz<strong>da</strong>netkilendik. Pencerelere çıktık,ıslak havlularla kapattık yüzümüzü.Nefes alamıyorduk. Sürekli öksürüyorduk.Diğer yan<strong>da</strong>n slogan atamayınca<strong>da</strong> pencereye çıkıp zaferişareti yapıyorduk. Çatı<strong>da</strong>ki işkenceciiyice kudurdu. Yukarı<strong>da</strong>n bize sesleniyor“açın kapıyı, teslim olun”diye bağırıyordu. Hatta arka<strong>da</strong>şlarımızınisimleriyle hitap ediyordu. Yukarıbakan bir arka<strong>da</strong>ş o an<strong>da</strong> mutfağınyandığını söyledi. Katil, işkenceciköpekler öyle kudurmuştuki mutfağa öyle fazla gaz sıktılarki yangın çıkardılar. Delirmişlerdi,ne yaptıklarını bile bilmiyorlardı.Bir an için 19 Aralık’ta şehit düşendiri diri yakılan yol<strong>da</strong>şlarımız gibibizi de yakacaklar zannettim. Yoğunbir şekilde gaz sıkmaları, yangınçıkarmaları ve sürekli “teslimolun” demeleri bana 19 Aralık katliamınıhatırlattı. İçeri girmeden 10<strong>da</strong>kika önce elektrikleri kestiler…İşkenceciler Dev-Genç’i hala tanıyamamışherhalde. Psikolojik işkenceyedevam ediyorlardı. En sonun<strong>da</strong>son kapımız <strong>da</strong> kırdılar.Kırdıktan sonra Elinde gaz tüpüolan köpek deli gibi gaz sıkıyordu.Zaten yarı baygınız, üstüne üstelik<strong>da</strong>ha fazla sıkıyordu. Yüzümüz,gözümüz her yerimiz iyice yanıyordu.Nefes alamıyorduk. O an<strong>da</strong>hareketsiz kaldık. Neyse ki kenetlenmiştik,birbirimizi ayakta tutuyorduk.Sonra içeri doğru ayak sesleriyaklaştı. Hemen ani bir şekilde birtane işkenceci “arka<strong>da</strong>şlar teslimolun, hadi çıkın” dedi. Ardın<strong>da</strong>n birtanesi “bitti artık, hadi çıkın bitti”diyordu. Öylece durduk. Hiçbir yeregitmedik. Sonra zaten çılgına döndüler.Herbirimizi iki işkenceci götürüyordu.Yerlerde sürükleyerekbulunduğumuz o<strong>da</strong><strong>da</strong>n çıkardılar.Sırt üstü yere yatırdı. Bura<strong>da</strong> zatentekmeler hava<strong>da</strong> uçuşuyordu. Yüzümhariç her yerime tekme geldi.Gözümü açmaya çalıştığım an<strong>da</strong>refleks olarak gazın etkisiyle kapanıyordu.Hepimizi merdivenlerdenaşağıya sürükleyerek götürdüler.1. katta işkenceyi <strong>da</strong>ha <strong>da</strong>arttırdılar. Perdeleri çekip, <strong>da</strong>hafazla saldırdılar. Biz ise slogan atıyordireniyorduk.Sonrasın<strong>da</strong> çevik otobüsüne bindirildik.Bura<strong>da</strong> <strong>da</strong> direndik. Sonrabir işkenceci “direnene gaz sıkın”dedi. Aptal Siyasi Şube polisleri bizi“korkutmaya” çalışıyordu. Çevik otobüsündenmutfağın cayır cayır yandığınıgördük. 10 dk <strong>da</strong>ha içeridekalsaydık diri diri yakacaklardı…Sonra marş söylemeye başladık. Herkesiniyi olduğunu öğrendik. Zatenbiz ölüme giderken bile coşkulu gideriz.Çevik otobüsünde her ne ka<strong>da</strong>rsesimiz gaz<strong>da</strong>n kısılsa <strong>da</strong> gür sesimizlemarşlar söylüyorduk.Vatan İşkence MerkeziDireniş Merkezi Oldu!Vatan İşkence Merkezi’ne getirildik.Otobüsten kendi irademizledışarı çıkmayacağımızı bildikleri içindirek tutup çekiştirdiler. Hepimizitek-tek aşağıya indirdiler. Kelepçemizdentutuyorlardı. Havayakaldırdık. Filistin askısı şeklini alıyordu.Siyasi Şube’ye girdiktensonra hepimizi sırt üstü yere yatırdılar.Kimisi kafamıza basıyorkimisi sırtımıza bastırıyor ama sloganlarımızıkesemiyorlardı. Herbir sloganımız, her bir kelimemizzaferdi onlara karşı. Ağzımız<strong>da</strong>nçıkan kelimeleri hazmedemiyorlardıazgınca saldırıyorlardı. Tek,tek sırayla içerisi bomboş bir o<strong>da</strong>yagötürdüler. Bura<strong>da</strong> ahlaksız köpeklerzorla onursuz arama yaptılar.Her şeyimizi çaldılar, cebimdençıkan paraları kimliğimi, öğ-22HALKIN DA ADALETİ VAR!


enci akbilimi, bağcıklarımı… SürekliHem psikolojik hem fiziki işkenceyapıyorlardı. O ka<strong>da</strong>r ahlaksızo ka<strong>da</strong>r şerefsizler ki şehitlerimiz ilealay edercesine <strong>da</strong>lga geçiyorlardı.Aramaya götürülen arka<strong>da</strong>şlarımızıgötürürken tekmelemeye çalıştığımız<strong>da</strong>4 arka<strong>da</strong>şımızı başka tarafagötürdüler. İşkence de bile birbirimizlekonuşuyor, sohbet ediyorduk.Sloganlar atıp, marşlar söylüyorduk.Tekrar sürükleyerek çevik otobüsünebindirdiler. Bura<strong>da</strong> <strong>da</strong> saatlerce psikolojikişkenceyi sürdürdüler…En sonun<strong>da</strong> ise Beyoğlu ÇocukBüro’ya götürdüler. Çocuk Büro’yasokarken de hiç sormadılar. Direksaldırıp sürüklediler bizi. Hemen aramafalan yapma<strong>da</strong>n hücreye soktular.Hücreye doğru yaklaşan bir işkenceci“ben sizin işlerle uğraşmam benimşubem ASAYİŞ benim sizle alıp-veremediğimyok. Siz bana ben sizekarışmayayım” dedi. Hemen kovdukköpeği. Daha sonra Çevik otobüsündezorla hastaneye götürdükleri arka<strong>da</strong>şımızDilan’ı getirdiler. Zorla aramayapmaya götürdüler. Biz de kapılarvurmaya, slogan atmaya başladık.Eli-ayağı titreyen ahlaksız köpeklerhemen geri getirdi arka<strong>da</strong>şımızı.Her şey keyfi bir şekilde idi.Hücrede ise marşlar söyledik, halaylarçektik. O gece karakol<strong>da</strong> kaldıktansonra savcılıktan serbest bırakıldık.***Nehir Sarıkaya:“Karlı Dağlar Gibi DikTut Başını. Biz UtanacakBir Şey Yapmadık”Dilan’ın “Baskın oluyor” diyebağırmasıyla uyandık. Herkes uyanmıştıyataklarımızı topladık. Benimüstümde okul kıyafetim vardı. Sadeceçorabımı giydim. Aşağı orta kata indim.Sonra fark ettim Hale’nin ayakkabılarınıgiymiştim. Sonra tekraro<strong>da</strong>ya çıkıp ayakkabımı aldığım<strong>da</strong>o<strong>da</strong><strong>da</strong> yoğun bir duman bulutu vardı.Çok fazla etkilendim. Aşağıya indiğimdebaşım dönüyordu gözlerimyaşardı. Muhtemelen sinir gazıydı.Sonra o<strong>da</strong>ya girdik.İçeriye gaz girmişti. Etkisi <strong>da</strong>hibaşlamıştı. Havlu vardı 1 tane hemenonu ıslattık 1 bar<strong>da</strong>k su doldurduk.13 kişiydik. Ben, Hale, Mete, SevinçAbla, Meral Abla, Kaan Abi, Onur,Ufuk, Ahmet, Rengin, Dilan, Yusuf,Bir<strong>da</strong>l.Ben hemen aşağı giriş kata indim.Sonra koşarak teknik o<strong>da</strong>ya geçtim.Önce kendi telefonumu sonra derneğintelefonunu aldım geri yukarıçıktım. Hemen ulaşabildiğimiz basınahaber verdik. Baskın olduğunu anlattık.Ben bir ara babaannemi aradım.Baskın olduğunu onları çok sevdiğimisöyledim. Ardın<strong>da</strong>n Dilan aradı sonraBir<strong>da</strong>l. Hepimiz ve<strong>da</strong>laştık. Gazınyoğun etkisi vardı üzerimizde. Dilan,Hale nefes alabilmek için cam<strong>da</strong>ydı.Ben ve Hale arasıra ajitasyon çekiyorduk.Yapılanları anlatıyordum.Onur slogan atıyordu. Hepimizincoşkusu morali çok iyiydi. Dahasonra tek bir o<strong>da</strong>ya geçtik. Ve girmelerinibekledik. Saat 6’ya gelmişti.Yan o<strong>da</strong>mıza girdiler. Slogan atıyormarş söylüyorduk. Barikat kurup çekiçlerialdık elimize ve onların vurduğuyere vuruyorduk. Sonra bir aralıkbuldular ve gaz sıkmaya başladılar.Gazı engellemek için battaniye ilekapattım. O ara<strong>da</strong>n battaniyeyi elimdençekip aldılar. Ve sıkmaya devamettiler. Duvar kenarına geçtik. Arka<strong>da</strong>şlarbana sakin olmamı söyledi.Bende Ahmet’e ağzın<strong>da</strong>n nefes almasınısöyledim. Tıpkı 18 Ocak baskının<strong>da</strong>Mahir Abi’nin bana söylediğigibi. Havluyu Ahmet’in ağzına tutupnefes almasını söyledim. (...)Dışarı çıkarttı biraz nefes alıncaslogan atmaya başladım. İnsanlıkonuru işkenceyi yenecek. Ama gözlerimiaçamıyordum. Göremiyordumsadece nefes alabildiğim ka<strong>da</strong>r sloganatıyordum. Her yer karanlıktı ,sesleriduyuyordum. Hale’nin ve Ahmet’insesi çok yakındı. Nasıl olduğunu sordumiyiydi. Sonra kelepçe takmayaçalıştılar. Direndim. Ama taktılar.Filistin askısı gibi kelepçeden kaldırdılarbeni. Yürümeyecektim neka<strong>da</strong>r canım yanarsa yansın sonraayağım<strong>da</strong>n tuttu. Az bir yırtılma sesigeldi pantolonum yırtılmıştı biraz.Sonra tuttu yırtık yerden boy<strong>da</strong>nboya yırttı okul pantolonumu polis.Sonra kafamı duvara götürerek yüzüstüindirdiler beni ve çevik arabasınabindirdiler. Slogan atıyordum amagözlerim kapalıydı hala.Herkesi yavaş yavaş bindirdiler 2araba vardı birinde ben, Meral Abla,Hale, Sevinç Abla, Ahmet, Dilan, Yusufvardık. Diğerinde Kaan Abi, Mete,Ufuk ve Onur vardı. Klima çalıştıbiraz bekledim gözümü açmaya çalıştım.Herkese halini soruyor nasılolduklarını öğrenmeye çalışıyordum.İyiydiler “bomba gibiyiz” diyorlardı.Gözümü açtım hemen marş söylemeyebaşladık. Sevinç Abla zılgıtçekiyordu. Sonra Beyoğlu ÇocukBüro’ya götürdüler. Tüm gece ora<strong>da</strong>tutulduk. Avukatlarımız bize pantolongetirdi. Dedem biz gelir gelmez ora<strong>da</strong>ydı.Ona sarıldım gülümsedi.Bana nasıl olduğunu sordu. Bizeşeker almasını söyledim, aldı. Polisleronunla konuşmuş ama hiçdinlememiş. Çok mutlu oldum. Karlı<strong>da</strong>ğlar gibi dik tut başını. Bizutanacak bir şey yapmadık dedim.Biliyorum dedi. Kolumu sordu iyiyimdedim. Sonra gitti. Adliye’dende serbest bırakıldık…Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!23


Röportaj<strong>Halkın</strong> Avukatları Faşizmin zin<strong>da</strong>nların<strong>da</strong>n sesleniyor:Bizi yargılayanları yargılayacağızSayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013<strong>Yürüyüş</strong>: Gözaltı ve tutuklamasürecinde yaşadıklarınız<strong>da</strong>nkısaca bahseder misiniz?Taylan Tanay: Esasın<strong>da</strong> buülkede yaşayan herkes nasıl birsüreç yaşıyorsa biz de benzerbir süreç yaşadık. Gece yarısıbürolarımızın, evlerimizinkapısı çelik yelekli kar maskelipolisler tarafın<strong>da</strong>n kırıldı, helikopterdestekli operasyonlagözaltına alınmış olduk.Gözaltının her aşamasın<strong>da</strong> arama,parmak izi alma, tükürük örneğialma gibi işlemler gerekçe gösterilerekbizlere işkence yapıldı. Yinegözaltın<strong>da</strong> tüm bu uygulamaları protestoetmek için açlık grevi yaptık. 2gün boyunca avukatlarımızın getirdiğisu ve şeker verilmedi. Biz 18 Ocak'tagözaltına alınmıştık. 21 Ocak'ta ise26 saat süren bir adliye işlemindensonra tutuklandık.<strong>Yürüyüş</strong>: Yıllardır siyasi <strong>da</strong>valaragiren avukatlar olarak bir gün böylebir durumla karşılaşacağınızı bekliyormuydunuz?Taylan Tanay: Özgürlüğünhapishane demek olduğu bir ülkedeyaşıyoruz. Bu ülkenin gerçeklerineyabancı değiliz. Öyle olsa düzendebinlercesi bulunanlar gibi avukatlıkyapardık.Halkımızın, devrimcilerin, işçilerin,öğrencilerin ve de tüm ezilenlerinsavunmacılığını üstlenmenin,bu ülkede kan can bedeli yürütülena<strong>da</strong>let mücadelesinin bir parçasıolmanın elbette bir bedeli var. Bugünbiz bu bedeli ödüyoruz. Pişman,üzgün veya şok içerisinde değiliz.Yaşadıklarımız sadece öfkemizibüyüttü diyebilirim. Bu halk buvatan için seve seve hapis yatılır.Gencecik insanlarımızın çok büyükbedeller ödediği yerde bunun dışın<strong>da</strong>olmak zaten mümkün değlidir.<strong>Yürüyüş</strong>: Neyle suçlanıyorsunuz?Av. Taylan TanayAv. Güçlü SevimliTaylan Tanay: Devrimci avukatlıkpratiğimizle suçlanıyoruz.İşten atılan işçilerin haklarınısavunmak, kentsel dönüşüm adıaltın<strong>da</strong> sürgün ve talan tehdidialtın<strong>da</strong>ki konduları savunmak,devrimci tutsakları savunmak, tecritekarşı mücadele etmek, işkenceve infazlara karşı mücadele etmek...Liste uzun. Bizim yapmaktan neka<strong>da</strong>r onur duyduğumuz şey varsahepsini suç sayıyorlar.<strong>Yürüyüş</strong>: Siz gözaltın<strong>da</strong>yken ortayaatılan "ajanlık iddiası" hakkın<strong>da</strong>ne diyeceksiniz?Taylan Tanay: Vallahi bize böylebir soru sorulmadı. Ancak artık polisoperasyonlarının bir ayağı <strong>da</strong> medya.Onlar herhalde bunun eksik kaldığınıdüşünüp böyle bir suçlama yarattılar.Biz vatanseveriz. TopraklarımızıABD üsleriyle dolduranlar vatanımızınher karış toprağını emperyalistlerepeşkeş çekenler bize busuçlamaları yönlendiriyorlar. Tekkelimeyle komedi.<strong>Yürüyüş</strong>: Gözaltına alınırken vegözaltın<strong>da</strong> neden direndiniz? Biravukat olarak <strong>da</strong>ha "makul" olmanızgerekmez miydi?Taylan Tanay: Gecenin bir vaktindekendi hukuk kurallarını <strong>da</strong>hiçiğneyerek, kapılarımızı kırarak bizigözaltına aldılar. Derneğimizde, büromuz<strong>da</strong>hukuka aykırı aramalar yaptılar.Dosyalarımıza, yazışmalarımıza elkoydular. Yaşanan açık birterör. Bu devlet terörünedirenmek meşrudur, haktır.Avukat kimliğimiz, "bey"söylemi ara bir yol aramamızaneden olmadı.İnsanlarımız, müvekkilerimizne yapıyorsa biz de onu yaptık.Bugüne ka<strong>da</strong>r avukatlıkpratiğimizde nasıl a<strong>da</strong>letimahkeme salonlarına, <strong>da</strong>vadosyalarına hapsetmediysekdirenişimizi de yasa maddelerinehapsetmedik. Aksi tutum faşizmuygulamalarını meşrulaştırırdı.Buna hakkımız yoktu.<strong>Yürüyüş</strong>: Size yönelik sahiplenmeiçin ne düşünüyorsunuz?Taylan Tanay: Büromuz, derneğimizaçık. Meslaktaşlarımız, arka<strong>da</strong>şlarımız,yol<strong>da</strong>şlarımız halkın barikatların<strong>da</strong>savaşmaya devam ediyorlar.Mahkemelerde, nezarethanelerde,hapishanelerde, sokaklar<strong>da</strong>, hayatınaktığı her yerde haklının yanın<strong>da</strong>mücadele sürüyor. Bu süreç boyuncaavukatlar ciddi bir sahiplenme gösterdiler.Çünkü AKP ikti<strong>da</strong>rı avukatlarabizim üzerimizden "kimin avukatlığınıyapacağınıza, nasıl avukatlıkyapacağınıza ben karar veririm"diyor.Bunu uzun süredir yapıyor. Bizeyönelik operasyon<strong>da</strong> bu çıplak şekildeaçığa çıktı. Bizim tavrımız bu saldırıyakarşı bir barikat oluşturdu. Bunaihtiyaç vardı ve bir süre sonra bubarikatın ardı dolmaya başladı.Bugün önümüzdeki görev bu barikatıtahkim etmektir.<strong>Yürüyüş</strong>: F Tipi hapishaneye giriştenelerle karşılaştanız?Taylan Tanay: Hapishane girişindeçıplak arama <strong>da</strong>yatmasınamaruz kaldık. İnsan onuruyla bağ<strong>da</strong>şmayanbu işleme direndiğmiz içinhakkımız<strong>da</strong> soruşturma açıldı ve24HALKIN DA ADALETİ VAR!


MECLİS HALKA KAPATILIYOR! AKP’YEBUNLARI YAPTIRAN HALKTAN KORKUSUDUR“Meclis Başkanı Cemil Çiçek,siyasi partilerin haftalık grup toplantıların<strong>da</strong>kiyoğunluğun güvenlikendişesi yaratması nedeniyle partitemsilcileriyle biraraya geldi.Toplantı<strong>da</strong>, grup toplantılarına ziyaretçisınırlaması getirilmesi, milletvekillerininberaberinde getirdiğimisafirlerin de arama<strong>da</strong>n geçirilmesive yaka kartı alması, milletvekiliolmayanların Meclis’te basın toplantısıyapmaması gibi önlemler elealındı.” (09 Mart 2013-RadikalGazetesi)Halk düşmanları korkuların<strong>da</strong>nne hale gelmişler… Hani o çokövdükleri meclis, “milletin” meclisiydi?Neden halka kapatıyorsunuz?Neyi koruyorsunuz halktan? Bu vesileyleMeclisin kimin meclisi olduğu<strong>da</strong> <strong>da</strong>ha iyi görülmektedir. O meclistehepiniz Amerikan Başkanı Obama’nınkarşısın<strong>da</strong> yerlere ka<strong>da</strong>r eğilirsiniz.Çaresiz yoksul halk sesimi duyurayımdiye kırk yıl<strong>da</strong> bir meclise uğrayacakona <strong>da</strong> meclisi kapatıyorlar.Halktan korkanlar halkın vekiliolabilir mi, halkın sokulmadığı meclismilletin meclisi olabilir mi?Korkmaları <strong>da</strong> çok doğal. TBMM“çoğunluk demokrasisi” ile aldığıkararlarla halka zulümeden, faşizminyasalarını çıkaran ve hergün halkakarşı suçlarına bir yenisini <strong>da</strong>ha ekleyenbir kurum olduğu için, bu ka<strong>da</strong>rönlem alıyorlar. Halkı meclisin 100metre yakınına <strong>da</strong> yanaştırmayın.Çevresindeki yolları kapatın halka...Ne olur ne olmaz. Halk bu sağı-solubelli mi olur?AKP ikti<strong>da</strong>rı baskısın<strong>da</strong>n, faşistteröründen, açlıktan, yoksulluktan,işsizlikten şikayet eden, sesini meclistenduyurmak isteyen halka bunu<strong>da</strong> yasaklıyor.AKP meclisi halka, sorunlarınıifade etmek için, yasaklarken diğertaraftan kapalı olduğu Cumartesi günlerihalkın turistik gezi yapması içinaçtı.“Milli irade” diyorlar meclise...Ancak meclis halk sadece gezi yapmasıiçin açılıyor meclis.Yani istiyorlar ki, meclisten hergünhalka karşı soygun, sömürü, baskıyasaları çıkarırken kimse sesini çıkarmasın.AKP’ye bunları yaptıran halktankorkusudur. Onlar hergün halka karşıişledikleri suçlara bir yenisini eklerken,biz de halkın öfkesiyle, kinimizibüyütüyoruz.Ey acizler! <strong>Halkın</strong> öfkesindenkorkun! Bu önlemlerle halkı durduramazsınız.Birgün yakanıza yapışacaklar.disiplin cezası verildi. bu işten sonrasın<strong>da</strong>"yaparsın-yapmazsın" tartışırkenmüdür ve başgardiyan "yasatüzük-yönetmelikböyle diyor, sizde avukatsınız" dediler. Cevap olarak"hayır biz avukat değil tutsağız,direneceğiz" dedik.<strong>Yürüyüş</strong>: F Tiplerini nasılbuldunuz?Taylan Tanay: F Tiplerinde tecritve tecrite karşı mücadele benim açım<strong>da</strong>nete kemiğe büründü. Bir yan<strong>da</strong>ntecrit gerçeğini yaşıyoruz diğeryan<strong>da</strong>n direnişin, özgür tutsaklığınnasıl tecriti parcaladığına tanıkoluyoruz. Tabi bu mücadeledeyaşamını yitiren 122'ler hepaklımızın bir köşesinde, saygıylaanıyoruz...Av. Şükriye Erdem ve Av. Barkın Timtik<strong>Yürüyüş</strong>: Yargılama boyuncatavrınız ne olacak?Taylan Tanay: Faşizminhukukuna <strong>da</strong> mahkemelerine deteslim olmama tavrını sürdüreceğiz.Bizi yargılayanları yargılayacağız.Tahliye vb. taleplerdebulunmuyoruz. Konjonktürel hiçbirdeğerlendirme yapma<strong>da</strong>n, ara yolarama<strong>da</strong>n, tahliyeye göz kırpma<strong>da</strong>n,aman gerginlik olmasın demeden birsavunma belirleyeceğiz. Onların elindekisilahlar belli; tutukluluk halinindevamı, mahkemenin, Silivri'ye kaçırılması,jan<strong>da</strong>rma mü<strong>da</strong>halesi vb.Güçsüzler yani. Biz haklılığımız vemeşruluğumuzla karşıların<strong>da</strong> olacakhalkın a<strong>da</strong>letini savunacağız. Yanipolitik bir yargılama yapıyorlarmadem biz de politik bir tavır sergileyeceğiz,mahkemenin hiçbir işleminiyaptırımını tanımayacağız.<strong>Yürüyüş</strong>: Şu an kendinizi nasılhissediyorsunuz?Özgür tutsak cephesindeki birkişi kendini nasıl hissediyorsa işteöyle. Yüksel moralli, yüreği buhalkın yüreği nerede çarpıyorsaora<strong>da</strong> çarpan biri gibi yani.<strong>Yürüyüş</strong>: Son olarak söylemekistediğiniz bir şey var mı?Taylan Tanay: Öncelikle bize busaldırı yapıldığı an<strong>da</strong>n itibarenbürolarımızın, derneklerimizinönüne gelip bize sahip çıkanhalkımıza, meslektaşlarımıza,direnişçi işçilere, yoksul gecekondululara,aydınlara, sanatçılaraçok teşekkür ediyor,selam ve saygılarımızı iletiyoruz.Faşist AKP ikti<strong>da</strong>rınınbu saldırılarını püskürtmekiçin direnmekten başka seçenekyoktur. Bunu biliyoruz vebu konu<strong>da</strong> bize destek verenleri,yanıltmayacağız.Direneceğiz. Ve inanıyoruzki Biz Kazanacağız!Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!25


<strong>Halkın</strong> Avukatları FaşizminZin<strong>da</strong>nların<strong>da</strong>n SesleniyorSayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013*Bir <strong>da</strong>ktilo istedim. Hani “hayattabir <strong>da</strong>ktilom olmadı, <strong>da</strong>ktilo istiyorum!”gibi değil, bildiğiniz dilekçeyletalep ettim; ihtiyacım var diye…Kandıra’<strong>da</strong>yım. Kocaeli 1 No’lu FTipi Hapishanesi’ndeyim.Aslın<strong>da</strong> buraya ilk getirdiklerinde,bir dizüstü bilgisayar ve yazıcı istedimhücreye; evlere şenlik! Hatta öylebir bitti ki işin sonu, anneannem sağolsaydı, “üstüme iyilik sağlık” derdi.Zarif ve öğretici bir şekilde reddedildim.07.02.2013 gün ve2013/171 sayılı kararla, kısaca: Yasahücrenize bilgisayar verilmesiniyasaklıyor. Sizi hafta<strong>da</strong> iki gün ikişersaat bilgisayarı olan bir o<strong>da</strong>ya çıkarabilirdikama evraktan anladığımızka<strong>da</strong>rıyla “DHKP-C örgütününmilitan kadrosun<strong>da</strong>yken yakalandığınız<strong>da</strong>n”onu <strong>da</strong> yapmamayakarar verdik, diyorlar.Bağırmak İstiyor İnsanA<strong>da</strong>letin hızlı tecellisi hoş tabiiama herhalde alışık olmadığımız<strong>da</strong>ninsanın şakaklarına doğru kan basıncıartıyor. Be a<strong>da</strong>m, üzerinde konuştuğundosya gizli, orta<strong>da</strong> <strong>da</strong>ha <strong>da</strong>vayok. “Olsun, başkası <strong>da</strong> konuşuyor”diyorsan, öbürü başbakan gizli mizligöstermişlerdir hızlıca, artık bakabildiğika<strong>da</strong>r anlatıyor doğru yanlış,11 kapı, 13 kapı diye sana ne oluyor?Hapishanede oturduğun yerden sennasıl uydurdun “militanı, kadroyu,yakalanmayı”?Sonra bağırmak <strong>da</strong> istiyor insan:“Beni kimse yakalamadı efendi!Derneğimize, büromuza, evimize girdiğiniziduyunca iki bin kilometreyol geldim Şam’<strong>da</strong>n, ne diyorsunuzsiz?” diye hesap sormak için. İçimdenbir ses, sakin olmak lazım, bunlarısonra konuşuruz, şimdilik <strong>da</strong>ktiloyayoğunlaşalım dediğinden bir dilekçe<strong>da</strong>ha yazdım.Terörist ve İnternetPeki, bu sefer ne yazdımdilekçeye? Öncelikle ilgili mevzuatıhazırlayan ve bizim retkararını veren genç kuşağın,hayatların<strong>da</strong> internetsiz bilgisayargörmedikleri için bu iki mefhumubirleşik zannediyor olabileceklerinitespit ettim. İnanmayan5275 sayılı kanunun 67/3,4 maddelerinebakabilir. Yani asıl mevzu,elimizdeki teröristi internettenuzak tutmak, bilgisayar<strong>da</strong>n değil!Şimdi, belki de a<strong>da</strong>mcağızlar“yazı cihazı” ihtiyacımı fark edemeyip,internette sörf istediğimidüşünmüştür diye bu sefer “elektrikli<strong>da</strong>ktilo” talep ettim. İnternetistemediğimi açıkça belli ederek“güven arttırıcı” bir adım attığım<strong>da</strong>nolsa gerek, cevap metnigayet “açılımcı” bir paragraflabaşlıyordu. “… Bu bağlantı<strong>da</strong> hafta<strong>da</strong>iki gün bilgisayar kullanma kursu,iki gün din eğitimi kursu, üç günbağlama kursu, üç gün çini kursu,bir gün resim-hobi çalışması mevcuttur”demişler. Yahu son an<strong>da</strong> sürecebir sabotaj olmazsa sanki bir şeylerverecek gibiler. Tabii belirsizlikler devar, hobi derken ne diyorsun mesela?Olsun icabın<strong>da</strong> zamana yayarız müzakereyi,demeye kalma<strong>da</strong>n felsefi tokadıyedim. “Yönetmelikte elektrikli <strong>da</strong>ktilodiye bir şey yazmadığına göre talebinizinolması <strong>da</strong> mümkün değil”demişler. Aldın mı müzakere sürecini.Yazdım bir dilekçe <strong>da</strong>ha, “Sen istesenededim bir anam-babam klasik mekanik<strong>da</strong>ktilo”.Hain DaktiloCevabın gelmesi uzadıkça ümidimarttı. 27.02.2013 tarih ve 2013/278sayılı cevap yazısı mazgal<strong>da</strong>n görününce,“aldık işte bu sefer!” dediiçimden bir ses. Hapishane i<strong>da</strong>resitalebimi reddetmekle kalmayıp sanıyorumbir dilekçe<strong>da</strong>ha vermemi engellemek için, nemal olduğumu bildiklerini hissettirmeyede karar vermiş olacak ki cevapkapsamlı geldi. Kötülük diz boyuanlayacağınız.Son ret kararının ilk gerekçesişöyle: “Mekanik <strong>da</strong>ktilonun içerisindebulunan metal parçaların veharfleri tutan metal çubukların sertmetal olması, bu metallerden kesicive delici alet yapılabileceği...”Aslın<strong>da</strong> itiraf ediyorum ki benarandım. 2006’<strong>da</strong>n bu yana kaynamamışparçalı kırık bir kolla yaşıyorum.10-12 santimlik bir platinçubuk sekiz-on vi<strong>da</strong>, ağrı, sızı <strong>da</strong>cabası. Bu protez sağ kola bir de sağelle yazma zorunluluğu eklenincebir saat yazıp, yarım gün dinlenmeyebaşladım ağrı<strong>da</strong>n. Böylece de yazmıştım.Yazmaz olaydım. Toplanıpgeçmiş olsuna geldiler.Herkesi bulmuşken “Bilgisayar<strong>da</strong>n,elektrikliden vazgeçtim, şöyle26HALKIN DA ADALETİ VAR!


F Tiplerinde Hukuk Yok!Ceza Verip Tebliğ Etmiyorlarİtiraz Hakkımızı Gasp EdiyorlarÖzgür Tutsaklar<strong>da</strong>nMerhaba arka<strong>da</strong>şlar,Seni, sizleri sevgiyle özlemlekucaklıyor, selam ve sevgilerimizigönderiyorum. Nasılsınız? Umuyoruzsağlık sıhhat iyidir. Bizler iyiyiz.AKP'nin hukuksuzluğu, demokrasigüçlerine karşı saldırıları her geçengün <strong>da</strong>ha <strong>da</strong> pervasızlaşıyor. Devrimcidemokrat memurlarla saldırıları bunuaçıkça gösteriyor. Devrimci avukatlarıntutuklanmaları bunların en açıkkanıtıdır. İstiyorlar ki tüm memurlar,avukatlar AKP'nin yalakası olsun,onurunu namusunu üç kuruşa satsın.Ama başaramayacaklar.Dışarıya böylesine pervasızca saldıranAKP, gözlerden uzak, kopkoyubir tecritin sürdüğü hapishanelerdeneler yapmaz ki? Yüzlerce ölüm,binlerce hasta tutsak bunun kanıtıdır.Dahası hak gaspları, keyfilikler,işkenceler... Saldırılar boyutlanıyor.Bura<strong>da</strong> 2010 Ağustos'un<strong>da</strong> gardiyanlarlayaşanan bir olay<strong>da</strong> bana"memura hakaret ve yaralama<strong>da</strong>n"<strong>da</strong>va açılmıştı. Onunla ilgili tarafımaherhangi bir ceza kararı tebliğ edilmedi.Ama 19 Şubat günü gardiyanlarbana "sen artık hükümlüsün" dediler.Bir kaç gün neden hüküm aldığımıöğrenemedim. Öğrenmek için dilekçeyazdığım<strong>da</strong> 21 Şubat günü gelipbana yaşanan olayı hatırlattılar. Ve"cezaya itaraz etmediğin için onanmış"dediler. İtiraz etmem için cezakararının elime geçmesi lazım.Ama orta<strong>da</strong> öyle bir şey yok. Kararıtebliğ ettiklerine <strong>da</strong>ir benden imzaalmaları lazım. Ama benim hiçbirşekilde imzam <strong>da</strong> yok. Ali kıran başkesengibi kendi kafalarınca cezaonaylıyorlar. Orta<strong>da</strong> 2.5 yıllık birhüküm var. Bu tam bir saçmalık.Hukuk mukuk hikaye. Tarafıma müddetnamebile verilmiyor. "Savcılıkne zaman gönderirse o zaman alırsın"diyorlar. Böyle saçmalık olur mu?Türkiye'de olur. İşte kanıtı:Cumhuriyet Başsavcılığı’na bukonu<strong>da</strong> yazıp bu saçmalığın düzeltilmesiniistedim. Devrimci-demokratbir dergi olduğunuz için bu hukuksuzluğusize de anlatmak istedim.Bu yazdıklarıma derginizde yer verirsenizsevinirim.Şun<strong>da</strong>n eminim. Tarafıma herhangibir karar tebliğ edilmedi. Onarağmen "tebliğ edilen karar itirazetmediğim" gerekçesiyle kararı onayladılar.Ben şuan<strong>da</strong> hükümlü statüsündeyim.Kendinize iyi bakın, sağlıcaklakalın... Çalışmalarınız<strong>da</strong> başarılardiliyorum.Kemal Avcı2 Nolu F Tipi HapishaneTekir<strong>da</strong>ğ22.02.2013Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013bir klasik <strong>da</strong>ktilo istiyorum” diyeceğimama gardiyanın yaşlısı 25, i<strong>da</strong>recininyaşlısı 35. Gerçek bir <strong>da</strong>ktiloyuyakın<strong>da</strong>n gördükleri şüpheli.Nihayet emekliliği gelmiş bir başefendibulundu: “Evet yahu, avukatbey haklı, eskiden yazar-çizer takımınaverilirdi böyle bir şey” dedi.İşte zafer! Fakat ben <strong>da</strong>ha zaferimintadını çıkarama<strong>da</strong>n, “sonra kavgaettilerdi galiba, sahibi bunun telindenşiş yapıp a<strong>da</strong>m öldürdüydü…” demesinmi! Ömrü uzun olasıca ayaklıhapishane!Ret kararının ikinci gerekçesitanıdık. Yönetmelikte “elektrikli <strong>da</strong>ktilo”olmadığı gibi <strong>da</strong>ktilo <strong>da</strong> yokmuş.Ben ısrarla tekrar ediyorum ki, <strong>da</strong>ktilodiye bir şey var ve bence yasaklanmayaihtiyaç duyulmadığın<strong>da</strong>n orayayazmamışsınız. Daha kitabi söylersek,madde düşünceden önce gelir.Biraz önce değerlendirme fırsatıbulduğum “militan kadrosun<strong>da</strong>n olupkaçarken yakalanma” meselesini saymazsakkaldı geriye son gerekçe:“Adı geçenin 23.01.2013 tarihindearamaya karşı çıktığın<strong>da</strong>n 1 (bir)ay ziyaretçi kabulünden yoksunbırakma cezası verildiği anlaşılmakla…”diyor.Soyunun!Hatırlıyorum o hadiseyi, ilk günümüz.Jan<strong>da</strong>rma ring aracıyla MetrisHapishanesi’nden getirilmişiz, yolboyu eller kelepçeli. Dijital kapıydı,x-Ray cihazıydı, el dedektörüydüderken, bunlar<strong>da</strong>n üç-dördü her birimiziayrı bir kapalı yere sokup“Soyunun” demez mi? Sebep?Yönetmeliğe göre çıplak arama yapacaklarmış.<strong>Var</strong> yönetmelikte dediler.İnsanın bu ka<strong>da</strong>r bağlılık duyduğubir metni en az bir kere okumuşolmasını beklersiniz ya hayatta. Yok!Okumuyorlar. Gerçi bence bütün kutsalmetinlerin ortak sorunu sayılabilirbu durum. “Makul sebep” diyor bea<strong>da</strong>m yönetmelik. Her neyse, çırılçıplaksoyma onursuzluğunun nemakul sebebi olacak zaten.Anlayacağınız hem hırpalanıp hemcezayı yedik, işte onu diyorlar.Velhasıl alamadık <strong>da</strong>ktiloyu. Vazmı geçtim? Hayır! Hala <strong>da</strong>ktilo istiyorumve kendisi bütün medyaimkanlarıyla televizyonlar<strong>da</strong> hakkımız<strong>da</strong>atıp tutarken, muhatabına ikisatır yazacak <strong>da</strong>ktiloyu verdirmeyenlerede bir çift sözüm var: Ayıp,eğer utanmanız varsa. (...)Kandıra 1 Nolu F TipiHapishanesiAv. Selçuk Kozağaçlı* Bu yazı 17 Mart 2013 tarihliRadikal gazetesinden alınmıştır.ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!27


Dünden BugüneKadının Toplum<strong>da</strong>kiYeri ve Kadın SorunuSayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Kadın ve AileKöleci devletlerden burjuva demokrasisineka<strong>da</strong>r sömürüye <strong>da</strong>yalıtüm sistemlerin kadına bakış açısıortaktır. Kadın bir çocuk doğurmamakinesi, zevk aracı. Hizmetçi olarakgörülür. Onlara yönelik tüm politikalarbu konumu pekiştirmek içindir.Biraz <strong>da</strong>ha güncel boyutuyla birliktedüşünürsek evliliğin ve aile yapısınıntarihsel gelişimiyle ortaya çıkançarpık yaklaşımların bugün dene ka<strong>da</strong>r etkili olduğunu rahatlıklagözlemleyebiliriz.Kadına uygulanan şiddet, eve bağımlılık,siyasal-sosyal hayattan uzaklaştırılma,özel mülkiyet ilişkilerindenve ticari yaşam<strong>da</strong>n uzak tutulma,eğitim olanakların<strong>da</strong>n yoksun bırakılmavb. gibi birçok yaklaşım, kölecitoplum döneminden itibaren ortayaçıkıp günümüze ka<strong>da</strong>r uzanan kadınpolitikaların<strong>da</strong>n başlıcalarıdır."Ev işleri kadın zamanının büyükbölümünü yutar ve düşünce hayatınıngelişmesine olanak vermez. Kadınıntek kaygısı 'bugün ne yemek pişirsem'dir.Zamanını evini silip süpürmeklekomşu komşu gezerek dedikoduyapmakla geçiren bir kadın<strong>da</strong>ndüşünce yeteneği nasılbeklenebilir. Ev kadını, evinrahat ve huzurunu sağlamak,sofraya iyi pişmiş yemeklerkoymak, aileyi sağlıklı tutmakiçin manevi yeteneklerini, zekasını,her şeyini ortaya koyar.Bugünkü düzen içindeyavaş yavaş ölen bu yaratığa,burjuva toplumunun bir avutmaolarak verdiği biricik iltifat,ev kadınlığı payesidir."(A. Babel- Kadınve Sosyalizm-syf:91)Eve bağımlıhale gelen kadın,kişilik olarak sürekligeriye gider,çünkü kendini geliştirebileceğibirsosyal ortam içerisindedeğildir.Yoksul tabakalara doğru inildikçeonların <strong>da</strong>ha çok üretim içinde yeralıyor oluşunun bir ölçüde iletişimpaylaşımolanakları yarattığı görülür.Ve bu a-sosyalliği kırıcı etki gösterir.Zengin tabakalar<strong>da</strong> ise zevk ve sefakaygısın<strong>da</strong>n başka pek de bir dertolmadığı için ayrıca değerlendimeyegerek görmüyoruz.Kadının güncel sorunları esas olarakikiye ayrılır ve bu iki temeldenbiri diğerinin sebebidir aynı zaman<strong>da</strong>.Birincisi, erkeklerden kaynaklanansorunlardır. Aile içinde yaşananlar,kadının erkek karşısın<strong>da</strong> hizmetçigibi görülmesi, şiddet, aşağılama,çeşitli haklar<strong>da</strong>n yoksun bırakılma,namus kavramının kadın cinselliğiüzerinden şekillendirilmesivb. sorunları sayılabilir.İkincisi, egemen sistemin yarattığısorunlardır ve yukarı<strong>da</strong> saydığımızçarpıklıkları ortaya çıkaran <strong>da</strong> asılolarak bu sömürü sisteminin özüdür.Kadını aşağılayan ezen erkek kimli-BÖLÜM 3ğini yaratan <strong>da</strong>; ezilen, iki kere sömürülenkadın gerçeğini ortaya çıkaran<strong>da</strong> bu sistemdir. Bu nedenleher koşul<strong>da</strong> mücadelenin hedefindesistemin özü olmalıdır zaten. Yoksaana halkayı kaçırıp tali noktalar üzerindeçaba sarf etmek, bataklığı bırakıpsineklerle uğraşmaya benzer.Aile içindeki eşitsizlik her koşul<strong>da</strong>kadının aleyhine işler. "Evin reisi"olan erkek bu sınırlar <strong>da</strong>hilinde çoğuzaman kral gibi görür kendini. Heleki kadın çalışmıyor ve erkek tek başına"evi geçindiren kişi" konumun<strong>da</strong>bulunuyorsa... Kadının bütün günçalışıyor oluşu tamamen gözardı edilerekhazırlopçu muamelesi yapılır.Çalışan kadın aile içinde <strong>da</strong>hasaygın bir konum<strong>da</strong> olsa<strong>da</strong> özündefazla bir değişiklik olmaz. Dışarı<strong>da</strong>çalışan kadın çoğu zaman evde detüm işleri üstlenmek zorun<strong>da</strong> kalır.Çamaşır, bulaşık, yemek, ütü, ev temizliği,çocuk bakımı vs. vs. tümyük yine onun omuzların<strong>da</strong>dır. Kadınınçalışması, eve getirdiği gelirsadece "ev ekonomisine destek"olarak görülür. Toplumsal konumdeğişmemiştir. "Erkek çalışır eve bakar,kadın ona yardımcı olur" yaklaşımbudur.Sonuç olarak aile içerisindeki kadın;(evlat, kardeş, eş ya <strong>da</strong> anne)sürekli birileri tarafın<strong>da</strong> yönetilenyönlendirilen kişi olmaktadır. Çalışankadın, okuyan bilinçlenen kadın kendibağımsız kimliğini nispeten oluşturabilmektedir.Ancak onundışın<strong>da</strong> kalan geniş birkesim yaşamını hep başkalarınao<strong>da</strong>klı sürdürmekte,bu nedenle kimlikbunalımı yaşamaktadır.Kapitalist sistemin aileyebiçtiği misyon bellidir.Bu düzen içerisindekadının konumun<strong>da</strong> ciddibir değişim-dönüşüm olmayacağı<strong>da</strong> açıktır. Busistem içerisinde "birey"28HALKIN DA ADALETİ VAR!


olarak kurtulma vaadleri, halkıngeneli için hiçbir şey ifade etmez.Kadının kurtuluşu devrimle, sosyalizmlemümkündür.Sosyal ve SiyasalMücadeleler İçerisindeKadınBura<strong>da</strong> binlece yıllık ayaklanmalartarihini baştan ele almakgibi bir niyetimiz yok elbette. Tarihiyapan halklardır. Bu "halk"kavramının cinsiyeti yoktur. Elbettebir yarısı erkek diğer yarısı kadındır.Dolayısıyla erkeklerden bağımsızkadın, kadınlar<strong>da</strong>n bağımsız erkektarihi yoktur. Kadınlar ilk köle ayaklanmaların<strong>da</strong><strong>da</strong> erkeklerle omuzomuzaydı ve toplumsal kültürün etkisiyleayaklanma önderi-devrim önderiolmadılar ama <strong>da</strong>rağaçların<strong>da</strong>kendi i<strong>da</strong>m sehpalarını tekmeleyenlerde çıktı içlerinden. Devrim kürsülerineçıkıp halka hitap edenler de.Bizim bura<strong>da</strong> ele almak istediğimiz<strong>da</strong>ha çok kadın hakları mücadelesive tarih içinde bu çabaların yoğunlaştığıbelli dönemlerdir. Geneltarih açısın<strong>da</strong>n ele aldığımız<strong>da</strong> egemenlerinkadınlara biçtiği rollerinaksine, her direniş ve ayaklanma<strong>da</strong>onlar kendilerinden beklenenin çoküzerinde direnç ve fe<strong>da</strong>karlık sergilediler.Kadınların içerisinde yeralmadığı ayaklanma ve direnişyoktur. Ve kadınlar olma<strong>da</strong>n kazanılmışzafer hiç yoktur!Fransız devrimi kadın hakları mücadelesindemilat niteliği taşır. Öncesindende kadın hakları için önesürülen talepler olmuştur elbette, ancak,bunlar çok cılız ve tekil seslerdi.Bu mücadelenin kitleselleşmesi veetkili olması kapitalist devrimler sonrasıağırlığını hissettirmiştir.1789 Fransız devrimi sonrası kadınlarkamusal yaşam<strong>da</strong>n tamamendışlandılar. Çeşitli farklılıklar sözkonusu olsa <strong>da</strong> bu durum bütün Avrupaülkelerini etkiledi.1830'lara doğruFransa'<strong>da</strong> Olympe de Gavges,Marie Wollstanccraft gibi kadın önderlerinçevresinde yoğunlaşan kadınhakları mücadelesi, birçok kişinini<strong>da</strong>m edilmesi ile sekteye uğratılsa<strong>da</strong>, feminizm düşüncesi İngiltere,Almanya gibi diğer ülkelerde <strong>da</strong>hageniş kitlelerle buluştu. Bura<strong>da</strong> özelliklebelirtmek gerekir, Fransa'<strong>da</strong> ortayaçıkan Bujuva Feminizmi diğerülkelerde farklı akımlar ile kaynaşarak,zaman zaman onların içinde eriyerekgösterir kendini. Örneğin1850'ler de İngiltere de geniş işçikitlelerinin sahiplendiği Çartist Hareketçatısı altın<strong>da</strong> <strong>da</strong>ha çok kadınayönelik sosyal politikalarla kendinigösteriyordu. Benzer şekilde Almanya'<strong>da</strong>özellikle 1848 devriminin deetkisiyle gerek burjuva kadın hareketigerekse işçi hareketi bu anlam<strong>da</strong> öneçıkmıştır.Kadınların kitlesel olarak destekverdiği en önemli hareketlerden biriAmerika'<strong>da</strong> gelişmiştir.Amerikan kapitalizminin geçmişinebaktığımız<strong>da</strong> ilk başlar<strong>da</strong> fabrikalar<strong>da</strong>kadın işçilerin erkeklere oranla<strong>da</strong>ha yoğun olduğunu görürüz. Buolgu kadın hareketinin doğuşun<strong>da</strong>nitibaren bir çok avantaj sağlamıştır.Çalışma saatlerinin düşürülmesi,insanca çalışma koşullarının sağlanmasıiçin verilen mücadele kısa zaman<strong>da</strong>gelişip güçlenmişti. Binlercekadının katıldığı grevler örgütleniyor,buna paralel olarak <strong>da</strong> siyasal mücadeleiçinde etkinlik sağlanıyordu.Çeşitli dernekler aracılığı ile oy hakkıtalebi yükseliyordu.New York'ta 40 bin dokuma işçisinininsanca yaşam koşulları talebiylebaşlattığı hareket bu mücadelenindoruk noktaların<strong>da</strong>n biriydi. 8 Mart1857'de patronların sorumlu olduğubir yangın nedeniyle hayatını kaybeden129 kadın, bu grev hareketininölümsüz şehitleri oldu. (Yaklaşık 187yıldır 8 Mart günüonların anısına tümdünya<strong>da</strong> Emekçi KadınlarGünü olarakkutlanmaktadır.)Kadın hakları hareketiningerek ideolojikgerekse kitleselanlam<strong>da</strong> ancak diğersiyasal hareketlerlebütünleştiğinde sonuçalıcı bir etki yarattığısöylenebilir.Kadın-erkek cinsiyet ayrımınakarşı tepkilerin doğurduğu ancakideolojik olarak kendisini de buayrımı besleyen feminizm hareketibelirli dönemler sesini duyurabilmiş,özellikle 19. yüzyılın ortaların<strong>da</strong>kadın hakları mücadelesindeön açıcı olmuş olsa <strong>da</strong> genel birdeğerlendirme yaptığımız<strong>da</strong> düzeneyönelik tepkileri yanlış hedeflerekanalize eden bir niteliği vardır.Kadınların sorunlarını bu sisteminyarattığını görmezden gelerek, tamamıylabu sistem içerisinde çözümönerileri sunan burjuvazi feminizmdışın<strong>da</strong>, sosyalizmden etkilenen, eşitlikçiliğisavunan <strong>da</strong>ha radikal feministhareketler de şu veya bu oran<strong>da</strong> aynıolumsuzluğu taşır.Kadın hakları mücadelesinde tarihselolarak elde edilen kazanımlarabaktığımız<strong>da</strong>, medeni hakların 20.yüzyıl başların<strong>da</strong>, özellikle de 1. EmperyalistPaylaşım Savaşı’nın hemenardın<strong>da</strong>n seçme ve seçilme haklarınınise ağırlıklı olarak 2. EmperyalistPaylaşım Savaşı’nın ardın<strong>da</strong>n eldeedildiğini görürüz.Büyük savaşlar döneminde gerekcephe gerisi faaliyetlerde gerekse sanayive bürokrası alanların<strong>da</strong> doğanboşlukları hep kadınların doldurmasınınetkisi vardır. Bunun yanın<strong>da</strong>1917 Sovyet devrimi ile birlikte gündengüne büyüyen sosyalizm sempatisininkapitalistleri korkutması veçeşitli sosyal ve siyasal haklarla kendiülkelerindeki özgürlük alanlarını genişletme,taban<strong>da</strong>n gelen baskıyıazaltma kaygısının belirleyici önemivardır.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!29


Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Bugünden değerlendirdiğimizdekadın haklarıaçısın<strong>da</strong>n kağıt üzerindebir eşitlik görüntüsü olsa<strong>da</strong> yaşama yansıyan boyutuylakadınlar her alan<strong>da</strong>(eğitimde, politika<strong>da</strong>, işyaşamın<strong>da</strong>, kültürel ve sosyalalan<strong>da</strong>!...) erkeklerdengeride tutulmakta, üstelikçeşitli söylemlerle de bugeri konum meşrulaştırılmayaçalışılmaktadır. Bunedenle kadınların siyasal ve sosyalhak mücadelesine katılması için özelnedenler hala mevcuttur. Ancak yukarı<strong>da</strong><strong>da</strong> belirttiğimiz gibi bu mücadele,"feminist"bir bakış açısıylaerkekleri dışlayan bir yaklaşımla elealındığın<strong>da</strong>n sonuç alıcı değil aksinebaltalayıcı olacaktır. Nihai açı<strong>da</strong>nkadının kurtuluşunu sağlamak biryana, reformist anlam<strong>da</strong> hak talepleri<strong>da</strong>hi bu anlam<strong>da</strong> güçlü bir etki yaratamayacaktır.Bu nedenle kadınlarayönelik özel çalışma<strong>da</strong> yine ortakbir çatı altın<strong>da</strong> yürütülmelidir. Çözümegiden yol ancak bu şekildeaçılabilir.Kadın ve Savaşİnsanın yerleşik olarak yaşadığıama hiç bir savaşın olmadığı bir coğrafyayoktur sanırız. Devrimci savaşlarve ayaklanmalar dışın<strong>da</strong> genelolarak kadınlar savaştan uzak tutulur.Bura<strong>da</strong> kadınların "savaşamayacakka<strong>da</strong>r zayıf" görünmesinin dışın<strong>da</strong>koruma içgüdüsü de etkilidir. Ataerkilbakış açısına göre kadın sahipolunan, erkeklerden korunması gerekenbir mal olarak görülür çünkü.Savaşlar tüm toplumların yaşamınıderinden etkileyip sarstığı gibi özeldekadınların yaşamın<strong>da</strong> <strong>da</strong> büyük değişikleryaratır.Milyonlarca erkeğin cephelerdeolduğu emperyalist savaşları düşünelim.Normal zamanlar<strong>da</strong> fabrikalar<strong>da</strong>,tarlalar<strong>da</strong> çalışan belediyelerde,bürokratik kurumlar<strong>da</strong> memurluk yapanerkekler artık silah altın<strong>da</strong>dır.Ve ülkelerdeki üretim çarkının dönmesigerektiği gibi sürekli beslenmesi,giydirilmesi, silah ve mühimmat açısın<strong>da</strong>ndesteklenmesi gerekmektedir.Uzun seneler süren savaşlar<strong>da</strong> kadınlarher alan<strong>da</strong> erkeklerden doğanboşluğu doldururular."Barış" zamanların<strong>da</strong> kadınların"yapamaz" sayıldığı tüm işler onlarınomuzlarına yüklendiğinden, bu dönemlerkadınların çeşitli hakları kazanmasın<strong>da</strong>etken olmuştur. Bunakarşın savaşlar<strong>da</strong>n sonra kadınlar<strong>da</strong>ntekrar eve dönmeleri, fabrikaları erkeklereiade etmeleri beklenmiştir.Genelde kadınlar bu durumu doğallıklakabullenmiş ve eski konumlarınageri dönmüşlerdir.Emperyalizmin doymak bilmeyenkar hırsı yüz milyonlarca insana yaşamızehir etmiştir. Savaşların kadınlaragetirdiği en büyük acılar işgalaltına alınan topraklar<strong>da</strong> işgalci askerlerintecavüzleri, babasız büyüyençocuklar, savaşta yitirilen-sakatlanankocalar, oğullar, babalar, kardeşlerdir...Ancak acılar bunlarla sınırlı değildir.Yaralar sadece savaş yılların<strong>da</strong> kanamaz.Bir savaş en az üç kuşaküzerinde etkisini sürdürür. On yıllarcadevam eder sancıları, özellikle Hitler,Mussolini, Franko gibi faşist diktatörlüklerinhüküm sürdüğü dönemdekadınlar ırkçı politikalar doğrultusun<strong>da</strong>sadece "vatan için çocuk doğuran"kişiler olarak ele alınmış,büyük bir aşağılanmaya maruz kalmışlardır.Şu an<strong>da</strong> Babakan Erdoğan’ınher zeminde 3 çocuk deyipdurması aynı faşist mantığın ürünüdür.Kadınlar “çocuk doğurma makinası”olarak görülür. Çocuklar tekeller içinucuz iş gücüdür. Kadın “ana” isekutsaldır. Onun dışın<strong>da</strong> bir kutsallığıyoktur. Hatta bu gerici faşist anlayışagöre doğurmayan kadın “kısır” kadındır.“Kadın”lık göreviniyerine getiremeyenkadındır.2. Paylaşım Savaşı’n<strong>da</strong>bu orduların işgalialtın<strong>da</strong> kalan topraklar<strong>da</strong>yüzbinlercekadın tecavüze uğramış,binlercesi sekskölesi olarak kullanılmıştır.Sorunlar sadece savaşzamanlarıyla <strong>da</strong>sınırlı değildir. Savaş ve işgallerinkadını aşağılaması, Hitler, Mussolini,Franko gibi faşist diktatörlerin kadınayönelik aşağılamaları onları sadeceçocuk doğuran ve geliştiren annelerolarak görmeleri...Emperyalist savaş aygıtı içerisindebir dişli olmak insanı insanlığın<strong>da</strong>nçıkarır. İşgalci bir ordu içinde silahaltına alınan topraklar<strong>da</strong> yaşayan kadınlariçin potansiyel tecavüzcüyedönüşürler. Irak'ta Ebu Garip Hapisahnesi’ndeyaşanan ve işkence fotoğraflarıylatüm dünyanın gözlerininönüne serilen örnekler kadınların <strong>da</strong>her soysuzlaşma<strong>da</strong>n nasibini aldığıaçıkça gösteriyor. Emperyalist-işgalcibir ordu<strong>da</strong> halklara karşı kurşun sıkanbirinin-kadın ya<strong>da</strong> erkek-insani vasıflarınıkoruması zaten mümkün değildir.Vatanının bağımsızlığı için savaşankadınlar <strong>da</strong> var elbette. Kadınefeler, Kara Fatmalar Nene HatunlarAnadolu toprakların<strong>da</strong> hiçeksik olmamıştır. Ve isimlerini bilebilmediğimiz ama ülkesinin bağımsızlığıiçin can veren nice Ayşeler,Fatmalar vardır <strong>da</strong>ha.Savaşta ve barışta her zaman erkeklerleomuz omuza, yaşamı yenidenyaratan, üretenlerdir onlar.Egemen sınıflar tarafın<strong>da</strong>n ve onlarınyaydığı yoz kültürün etkisi altın<strong>da</strong>kalan erkekler tarafın<strong>da</strong>n ezilen, sömürülenkadınların savaşlar<strong>da</strong>ki rolüne ka<strong>da</strong>r küçümsenirse küçümsensin,kazanılmış bir zaferi onlar <strong>da</strong> diğerlerika<strong>da</strong>r ve hatta onlar<strong>da</strong>n <strong>da</strong>ha çok hakeder. Acılarını çektikleri gibi...Sürecek30HALKIN DA ADALETİ VAR!


Yargı Paketiyle Hayal Kırıklığına UğrayanlarFaşizmin Paketlerinden Ne Bekliyordunuz?Faşizmin Paketlerinden Demokrasi Değil,Faşist İkti<strong>da</strong>rları Güçlendiren Yasalar Çıkar!AKP ikti<strong>da</strong>rı, ikti<strong>da</strong>ra geldiğindenbu yana yargı paketleriaracılığı ile makyaj tazeledi.İkti<strong>da</strong>ra geldikten bir süre sonra2004 yılın<strong>da</strong> büyük reformpaketleri diyerek Ceza Kanunu’n<strong>da</strong>,Ceza İnfaz Kanunu’n<strong>da</strong>,Ceza MuhakemesiKanunu’n<strong>da</strong> değişiklikile başladı. Daha sonra her krizyaşadığın<strong>da</strong> yeni reform paketlerihazırlamaya başladı, burjuva basın4. Yargı Paketini süslemeye başladı.4. Yargı Paketi bir öncekilergibi allanıp pullanıyor. AKPdemokrasi ve insan haklarınasaygı yalanıyla insanların beyinlerinesaldırıyor, göstermelik,şekli değişiklik ileinsanların gözüne perdeçekiyor, üstelik tül perde çekiyor.Buna rağmen kendisini solcuolarak tanıtanlar bile bu görüntüyeal<strong>da</strong>nıyor ve AKP’nin samimiyetadımlarını bekliyorlar. Demokrasi veinsan hakları adına yapılan yargı paketlerisürekli yenilenmelerine rağmenhapishaneler neden siyasi tutsaklarladolu diye sormuyorlar.4. Yargı PaketindeNe <strong>Var</strong>?AHİM kararları açısın<strong>da</strong>n görünümü<strong>da</strong>ha iyi bir noktaya taşımakiddiasıyla hazırlanan 4. Yargı Paketine getiriyor bakalım;Meclise sunulan ve “İnsan HaklarıVe İfade Özgürlüğü Bağlamın<strong>da</strong>Bazı Kanunlar<strong>da</strong> DeğişiklikYapılması Hakkın<strong>da</strong> Kanun” olarakisimlendirilen tasarı 21 maddedenoluşuyor. Tasarı 6 ayrı kanun<strong>da</strong> kısmideğişiklik yapıyor. Tasarının gerekçekısmın<strong>da</strong>, 2012 yılı itibariyle Avrupaİnsan Hakları Mahkemesi’nde 16bin 900 dosyanın açıldığıve ihlal tespit edilen47 AvrupaKonseyi ülkesiarasın<strong>da</strong> 2. ülke olduğu, değişikliğinbu nedenle yapıldığı belirtilmiş.Tasarının ilk ve ikinci maddesiaskeri mahkemelerde açılan tazminat<strong>da</strong>vaları ve bu <strong>da</strong>valar hakkın<strong>da</strong> Avrupaİnsan Hakları Sözleşmesi’ninihlal edildiği tespit edilmesi durumun<strong>da</strong>yeniden yargılama yapılacağıdüzenlenmiştir. Yeniden yargılamaile ilgili düzenleme ceza <strong>da</strong>valarıiçinde düzenlenmiş, Avrupa İnsanHakları Mahkemesi’nde açılan <strong>da</strong>va<strong>da</strong>n,soruşturmanın etkili yapılmadığıyönünde karar çıkmışsa tekrar<strong>da</strong>va açılabilecekmiş. Daha önce deadil yargılamanın ihlali tespit edildiğindeyeniden <strong>da</strong>va açılabileceğidüzenlenmişti. Ancak pratikte mahkemelerciddi bir araştırma yapma<strong>da</strong>n,dosyayı esastan incelemeden eskivermiş oldukları kararları vermeyedevam ettiler. Yeniden açılan <strong>da</strong>valar<strong>da</strong>Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ninkararına rağmen sonuç değişmedi,<strong>da</strong>ha hızlı hareket etmekgereken soruşturma dosyaların<strong>da</strong> <strong>da</strong>durumun pek değişeceğini sanmıyoruz.Tasarının 4. maddesi kamulaştırma<strong>da</strong>vaları hakkın<strong>da</strong>dır.Kamulaştırma <strong>da</strong>vası 4ay içerisinde bitmezse, devletinbankaya yatırdığı kamulaştırmabedeline faiz işletebileceği belirtilmiştir.Bu kanun maddesiyle ilgiliolarak birincisi neden 4 aybeklendiği açıklanmamıştır;ikincisi hakim üzerindebaskı kurarak kamulaştırma<strong>da</strong>valarının hemenbitirilmesi amaçlanmaktadır.Çünkü AKP ikti<strong>da</strong>rının sermayesigayrimenkul sektörüüzerinden büyümektedir ve enönemli programları kentsel dönüşümprojelerine hız kazandırmaktır.Kentsel dönüşüm projelerininyaşama geçmesi önündekiengellerden bir tanesi uzun süren<strong>da</strong>vaların bulunmasıdır. Kamulaştırma<strong>da</strong>vaların<strong>da</strong> eskiden mahkemeleri<strong>da</strong>re mahkemesinde açılan <strong>da</strong>valarısonuçlanmasını bekliyorlardı. Bu düzenlemeile muhtemel ki iptal <strong>da</strong>valarınsonuçları beklenmeyecek vekamulaştırma <strong>da</strong>vaları <strong>da</strong>ha hızlı sonuçlanacaktır.Tasarının 5. ve 6. maddesi TerörleMücadele Kanunu’n<strong>da</strong> yapılan değişiklikile ilgilidir.5. maddesine “Terör örgütlerinin,cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerinimeşru gösteren veya övenya <strong>da</strong> bu yöntemlere başvurmayıteşvik eden bildiri veya açıklamalarınıbasanlara ya <strong>da</strong> yayınlayanlarabir yıl<strong>da</strong>n üç yıla hapis cezası verilir.”Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!31


Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013denilmektedir.Örneğin DHKP-C’nin AmerikanBüyükelçiliği’ne yaptığı eylemle ilgiliaçıklama<strong>da</strong>n bahsetmek yine suç olacak.Ya <strong>da</strong> bir örgütün eyleminin nedenihakkın<strong>da</strong> bilgi yazmak suç oluşturacaktır.Bir olayın nedenini açıkladığınız<strong>da</strong>,nedeni hakkın<strong>da</strong> ifadelerkullandığınız<strong>da</strong> “Eylemi meşru gösteriyorsunuz”suçlamasıyla karşılaşılacaktır.Meşru göstermek kavramıo ka<strong>da</strong>r geniş yorumlanacak ki, herhangibir örgütün açıklamasını yayınlamaksuç sayılacaktır. Dolayısıylabu düzenlemenin eskisi ile bir farkıbulunmamaktadır.6. maddesindeki “b) Toplantı vegösteri yürüyüşü sırasın<strong>da</strong> gerçekleşmese<strong>da</strong>hi, terör örgütünün üyesiya <strong>da</strong> destekçisi olduğunu belli edecekbiçimde, örgüte ait, amblem,resim veya işaretlerin asılması ya<strong>da</strong> taşınması, slogan atılması, sescihazı ile yayın yapılması, terör örgütüneait, amblem, resim veya işaretlerinüzerinde bulunan üniformanıngiyilmesi” düzenlemesi ileeylemlerde kızıl bayrak taşımak,döviz taşımak, önlük giyinmek, fotoğraftaşımak; eylemlere katılmasanızbile gözaltına alındığınız<strong>da</strong> sloganatmak, internet sitelerinizdekızıl bayraklı fotoğraf yayınlamak,eylemlere katıldığınızı gösteren fotoğraflarıyayınlamak, ses düzeniile halkı bilgilendirmek suç sayılacak.Bu madde o ka<strong>da</strong>r keyfi uygulanacakki, Mahir Çayan’ın,Che’nin fotoğrafının bulunduğutişörtlerini giymek, benzer şekildekalem, anahtarlık taşımayı suç sayabilirler.Sola ait değerleri sahiplenmeniz,öyle görünmeniz <strong>da</strong>hi propagan<strong>da</strong>suçunu yapıştırabilirler.7. madde de işkence suçuna zamanaşımıuygulanmayacağı belirtilmektedir.Bu maddenin pratiktebir anlamı bulunmamaktadır, işkencesuçu açıkça kanıtlandığın<strong>da</strong> <strong>da</strong>hi işkenceciler,işkence suçun<strong>da</strong>n değil,yaralama ya <strong>da</strong> görevi kötüye kullanmasuçun<strong>da</strong>n yargılanıyorlar. Örneğinzamanaşımı ile orta<strong>da</strong>n kalkan19 Aralık Katliam <strong>da</strong>valarının hiçbirisi işkence suçlamasıyla açılmamıştı.8. madde de suç ve suçluyu övmesuçu için “AÇIK VE YAKIN TEH-LİKE” kriteri getirilmiştir. Açık veyakın tehlikeyi kim belirleyecek, örneğingericiler övülecek, devrimcilerövülemeyecek mi, Fethullah Gülenövülünce suç olmayacak, MahirÇayan övülünce suç mu olacak,ya <strong>da</strong> dünya halklarının katili Obamaövülebilecek, Esad övülemeyecekmi? Muhtemelen kimin övülemeyeceğinehakimin siyasi görüşleri kararverecek. “Açık ve yakın tehlikeyi”canlarının istediği gibi uygulayabilecekler.Tasarının diğer maddelerinde yeralan, tutuklama kararların<strong>da</strong> savcınıngörüşünün alınmayacağı, sanık vemü<strong>da</strong>fiilerinin görüşünün alınacağıyönündeki düzenleme sadece şeklibir düzenlemedir. Çünkü tutuklu olankişilerin tutukluğunun aylık olarakincelenmesi şekilseldir ve hiçbir hakimher dosyayı aylık olarak incelemez.Buna ilişkin verilen kararlarönceden verilmiş hazır kararlardır.Mevcut düzenlemede ise avukat vetutuklu kişiler her zaman tutuklu incelenmesiniisteyebilirler, aylık görüşlerinialınması pratik bir fay<strong>da</strong>sıyoktur.Bir noktayı <strong>da</strong>ha eklemeden geçmeyelim,AKP devrimcilere saldırırken,gericilerin önünü açıyor. Aynıgünlerde meclise bir yasa tasarısı<strong>da</strong>ha gönderildi. Hukuk MuhakemeKanunu ve Bazı Kanunlar<strong>da</strong> DeğişiklikYapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı’n<strong>da</strong>Kur’an kursları gibi kaçakolarak kabul edilen, kanunlaraaykırı olan kursların açılmasını<strong>da</strong> yasal hale getirmektedir. Yanidevrimcileri sahiplenmek suç, sosyalistyayınları okumak suç,Kur’an kursları vb. kursları açmakyasal hale geliyor.AKP DemokrasiGetirmezAKP faşist uygulamalarıyla örgütlenmeözgürlüğünü çiğnedi. Mülkiyethakkına saldırdı. İşkenceyi sıra<strong>da</strong>nlaştırdı.İfade özgürlüğünü sınırladı.Bu nedenle Avrupa İnsanHakları Mahkemesi’ne başvurularınartmasını sağladı ve şimdi şişen dosyalarıdüşürmek için şekilsel hatalarıdüzeltmeye çalışıyor. Örneğin 3.Yargı Paketi’nde çok sayı<strong>da</strong> kişinintahliye olacağı beklentisine rağmentahliye olan insan sayısı beklenengibi olmadı, 3. Yargı Paketi ile 220.madde de yapılan değişikliğe rağmenbun<strong>da</strong>n yararlanması gereken devrimcileryasaya aykırı bir biçimdekanun değişikliğinden yararlanamadılar.Yine sözde tutuklama yerinegetirilen adli kontrol yöntemleridevrimciler için kullanılmıyor.AKP son on yıl<strong>da</strong> hukuk eliyledemokrasiyi genişletmek bir yana,faşizmi yasal hale getirdi. AKP 3.Yargı Paketi’ni yürürlüğe koyduğun<strong>da</strong>4. Yargı Paketi’ni tartışıyorlardı veo dönemde “Şimdi aynı şeyleri yenidenduyuyoruz. 3. Yargı Paketiiçin söylenen şeyler bu kez neredeysenoktasına virgülüne varana ka<strong>da</strong>raynı şekilde 4. Yargı Paketi için söyleniyor.Bu paketin de özgürlükleritemel alan, özgürlükleri geliştiricideğişikler içerdiği, özellikle ifadeözgürlüğünün önündeki engelleri kaldıracağıifade ediliyor. Yine yargımekanizmasın<strong>da</strong>ki aksaklıkları gidererekuzun yargılamaları önleyici,böylece ‘a<strong>da</strong>lete <strong>da</strong>ha hızlı erişimisağlayan’, silahların eşitliği ilkesinigüvenceye alan nitelikte değişiklikleriçerdiği gibi pratik hiçbir değeri olmayanyorumlar ve nitelendirmeleryapılıyor.Bunun böyle olmadığını görmekiçin çok zaman geçmesi gerekmeyecek.Son süreçte yaşadıklarımızabaktığımız<strong>da</strong> bunu bugünden söylemekyanlış olmayacaktır.” (<strong>Yürüyüş</strong>dergisi sayı 340, syf 24) demiştik.Daha 3. Yargı Paketi’nin uygulamalarınıgörmeden yaptığımız tespitlerbugün bizi doğrulamıştır. Daha önceyapılan yargı paketleri ne demokrasigetirdi ne de gözaltına alınan kişisayısını, işkence uygulamalarını,mahkemelerin tutumunu değiştirmedi.Hal böyleyken 4. Yargı paketlerindenumutlar beklemek saflığın ötesindeAKP’ye hizmet etmektir.BDP Milletvekili İdris Baluken32HALKIN DA ADALETİ VAR!


4. Yargı Paketi meclise sunulduktansonra tasarı hakkın<strong>da</strong> “<strong>da</strong>ğ fare doğurdu”yorumu yaptı. BDP CezaKanunu’nun 314. maddesinde değişiklikyapılarak genel affın önününaçılacağını düşünüyordu herhalde.3. Yargı Paketi’nde yapılandeğişikliği yaşama geçirmeyen AKPneden devrimcilerin serbest kalmasınısağlayacak düzenlemeler yapsın ki.Ya <strong>da</strong> bir yan<strong>da</strong>n barış görüşmeleriyaparken Kandil’i bombalayanAKP’ye umut bağlanabilir mi?Son iki ay<strong>da</strong> Halk Cephesi’neyönelik yapılan operasyon<strong>da</strong> yaklaşık300 kişi gözaltına alındı, yaklaşık140 kişi tutuklandı. Tutuklanmalarınana nedeni, AKP politikalarınakarşı örgütlenme hakkınıkullanmak iken, bu operasyonlarıboşa çıkartacak, tutuklanan kişilerinserbest kalmasını sağlayacak düzenlemelerinyapacağına inanmak apolitikliktir.Yine Radikal gazetesinde yazanTarhan Erdem tasarı<strong>da</strong> yer alan “Açıkve yakın tehlike” kriterinin getirilmesininkendisini heyecanlandırdığını,bu kriterin büyük bir yenilikgetirdiğini belirterek düzenlemeyigetirenlere teşekkürlerini sunarak,“Seçim işlerimizden ticaret hayatımızaka<strong>da</strong>r her yerde demokrasi getirilmesineneden olacak, yurttaşlarınözgürlüklerini yaşamalarını sağlayacaktır”demiş.Bu abartı ve gerçeklikten uzakyoruma benzer düşünenler şu örneğivermek gerekir: Ceza Kanunu’nagöre, bir kişinin anayasal düzeni değiştirmeyeteşebbüs suçlaması ileyargılanması için, eylemin “elverişliaraçlarla yapılması” kriteri bulunmasınarağmen, AKP ikti<strong>da</strong>rı silahlayapılan her eylemi anayasal düzeniyıkmaya teşebbüs olarak değerlendirmektedir.Bu konu öyle abartıldıki, bir kumarhaneye molotof kokteylatmak eylemi <strong>da</strong>hi anayasal düzeniyıkmaya teşebbüs olarak değerlendirilmektedir.Anayasal düzeni yıkmakiçin bir molotof kokteylini “elverişliaraç” sayan AKP ikti<strong>da</strong>rı “açıkve yakın tehlike” kriteri ile tutuklamakistediği her kesi açık ve yakıntehlike diyerek tutuklayacaktır.Demokrasi BağımsızlıkSorunudurKimi sol çevreler AKP’nin sözlerineinanarak kendisinden samimi<strong>da</strong>vranışlar beklemektedir. “Ayinesiiştir kişinin lafına bakılmaz.” AKPikti<strong>da</strong>rının samimiyetini anlamak içinson on yıl içerisinde demokrasi, insanhakları, yargı<strong>da</strong> reform paketleri sonucunuincelemenize gerek yok. Soniki yıl içersindeki tutukladığı insansayısına ve çeşitliliğine, tutuklamagerekçelerine baktığınız<strong>da</strong> söylenensözlerin demagojiden ibaret olduğunuanlayacaksınız. Tutuklamaları yapanhakimlerin adını bile değiştirdiler,“özgürlük hakimi” dediler. Ancakonlar ka<strong>da</strong>r tutuklama kararına imzaatan hakim olmadı bugüne ka<strong>da</strong>r.AKP ikti<strong>da</strong>rı, ülkemizin tüm ekonomikdeğerlerini talan ederken, sömürüyüdizginsiz artırırken, demokrasigetirmez. Bağımsız olunma<strong>da</strong>ndemokrasi gelmez, bağımsızlık mücadelesiniyükseltmek için örgütlenmeli,faşizme karşı demokrasi mücadelesinibüyütmeliyiz.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Mete Diş DerhalSerbest Bırakılsın!TAYAD'lı Aileler, Kandıra 1 No'luF Tipi Hapishanesi’nde tutsak olan,kanser hastası Mete Diş’in tahliye edilmesiiçin 19 Mart günü İstanbul Adliyesiönünde eylem yaptılar. Eylemde: “Mete Diş,hapishanenin sağlıksız koşulların<strong>da</strong>n kaynaklı kanserhastalığına yakalanmıştır. Bilindiği üzere, F Tipi hapishaneler,tutsakları ‘sessiz imha’ etme üzerine inşaedilmiştir. F tipi hapishanelerde hasta tutsakların bilinçliolarak te<strong>da</strong>vi edilmeleri engellenmektedir. Güler Zereörneği, bu durumun en iyi kanıtıdır. Mete Diş de te<strong>da</strong>visiengellenerek, katledilmek isteniyor. Hasta tutsakların te<strong>da</strong>vilerininyapılabilmesinin tek koşulu serbest kalmalarıdır”denildi.15 kişinin katıldığı eyleme, o sıra<strong>da</strong> eylem alanın<strong>da</strong>ngeçen bir kadının <strong>da</strong> katıldığı gözlendi. Eylem, “KanserHastası Mete Diş Serbest Bırakılsın!”, “Hasta TutsaklarSerbest Bırakılsın!”, “Anaların Öfkesi Katilleri Boğacak!”sloganlarıyla bitirildi.Ayrıca, eylemle aynı saatlerde mahkemeye çıkartılanMete Diş'in, serbest bırakılmadığı öğrenildi.Tecrit Öldürür Tecrite Son!İzmir’de, Tecrite Karşı Mücadele Platformu bileşenleri(ESP, DHF, Partizan, Alınteri, Halk Cephesi) 15 Martgünü keyfi uygulamalara karşı eylem yaptı. Eski Sümerbankönünde yapılan eylemde, “Türkiye’de hapishanelertarihi kanla, ölümle, işkence ile doludur. Adli ya<strong>da</strong> siyasi olsun, tüm tutuklu ve hükümlülerin F Tipi vediğer tüm hapishanelerde en temel insani hakları ve talepleritecrit politikasın<strong>da</strong> ısrar edilerek yok sayılıyor.”denildi.“İçeride Dışarı<strong>da</strong> Hücreleri Parçala” pankartının taşındığıeylemde Kırıklar F Tipi ve Şakran Kapalı Hapishanesi’ndetutsaklara yapılan keyfi uygulamalar, onursuzaramalar ve gardiyanların tutsaklara saldırıları anlatılırken;Şakran Hapishanesi müdürü ve Kırıklar F Tipi HapishanesiMüdürü Necmi Üçler teşhir edildi. “İçeride Dışarı<strong>da</strong>Hücreleri Parçala”,“Tecrit Öldürür TecriteSon”, “YaşasınDevrimci Dayanışma”sloganlarıylaeylem sonlandırıldı.Eyleme ÇHD,KESK, İHD, DİSKdestek verdi.ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!33


Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Halkların bütün acılarınınhesabını sormak içinSınıf KiniDuyduk duymadık demeyin!Bun<strong>da</strong>n sonra sorgu<strong>da</strong> Conilervarmış.Sorgu<strong>da</strong> Coniler varsa bizim de7’den 70’e Amerikan “gavuruna”alerjimiz var.1 Şubat günü Ankara’<strong>da</strong> bulunanAmerikan Büyükelçiliği’ne DHKP-C’li Alişan Şanlı’nın gerçekleştirdiğife<strong>da</strong> eyleminden sonra olay yeri incelemeçalışmalarına Türk polisiylebirlikte FBI ve CIA ajanlarının <strong>da</strong> katılacağınıöğrendik. Yine haberlerde elçilikbinasın<strong>da</strong> patlayan bombanınAmerikan toprakların<strong>da</strong> mı yoksaTürkiye toprakların<strong>da</strong> mı, hangi nokta<strong>da</strong>patladığına <strong>da</strong>ir açıklamalar yapıldı.Eylemin “Amerikan toprakların<strong>da</strong>”gerçekleştiği kararına varıldı.Uluslararası ilişkilerde elçilik binalarıhangi ülkeye aitse o ülkenin topraklarıkabul ediliyor. Ve tartışmalara,yorumlara bir açıklama <strong>da</strong> Büyükelçidengeldi. Amerikan BüyükelçisiFrancais Riccardone elçilikiçindeki soruşturmayı doğru<strong>da</strong>n Amerikangizli servislerinin yürüteceğini,elçilik dışın<strong>da</strong> <strong>da</strong> izin alarak FBIve CIA ajanlarının sorgulara katılacağıaçıklamasın<strong>da</strong> bulundu.Amerikan ajanları ülkemizde sorgularailk kez katılmıyor. 12 Eylül1980 cunta döneminde devrimcilerinişkenceli sorgularına FBI, CIA ajanlarınınbizzat katıldığı biliniyor. Ancakbugüne ka<strong>da</strong>r bunlar hep gizlenirdi.Bu gün ise açıktan, gizlemeyebile gerek görmeden ilan ediyorlar.Amerika fe<strong>da</strong> eylemiyle sanıldığıka<strong>da</strong>r güçlü olmadığını görmüş olmalıki, eylemin halka ulaşmasını engellemeyeçalışıyor. Eylem hakkın<strong>da</strong> itibarınızedeleyen, karalayan, küçümseyen,çarpıtan tarz<strong>da</strong> yapılan açıklamalarınkarakterine baktığımız<strong>da</strong> görünensuçluluğunun yansımasıdır.Amerikalı ajanlar kendi can güvenlikleriaçısın<strong>da</strong>n Türkiye’nin güvenilirolmadığını gördüler.Dünya<strong>da</strong>İsrail’den sonraen iyi işbirlikçisiAKP’ye olan güveninigözden geçirecekleri kesin. İşbirlikçiAKP’de Amerika’nın güveninikazanmak için eylemin “ipuçlarına”ulaşabilmek adına gerekirse her yanabaskınlar düzenleyecektir. Hem de bubaskınlara hiçbir neden bulmadığı haldeyapacak. Eylemin üzerinden iki haftageçtikten sonra Amerikalı FBI, CIAajanlarıyla birlikte AKP eylemi gerçekleştirenAlişan Şanlı’nın eylemihiçbir yardım alma<strong>da</strong>n, Ankara’<strong>da</strong>ki örgütüyeleriyle bağlantı kurma<strong>da</strong>n yineörgütün talimatıyla “kapalı devre”yöntemiyle eylemi gerçekleştirdiğibilgisini basınla paylaştılar. Bu tabloyaiyi bakın düşmanın ruh halini iyi takipedin.İşçiler, memurlar, öğrenciler, kadınıerkeği ile bu vatanın sahipleri bizlerAmerika’nın açıklamalarını nasıl yorumlamalıyız?..Türkiye 1950’lerden bu yana işbirlikçihükümetler aracılığı ile Amerika’yabağımlı hale getirildi. Ülkemizdeİncirlik Üssü gibi <strong>da</strong>ha bilinmeyensayısız üssü var. BinlerceAmerikan şirketiyle zaten içimizdeler,diye mi bakacağız? Bu zamana ka<strong>da</strong>rsorguladılar, şimdi de sorgulamayagirseler ne olur mu, diyeceğiz?Mahir Çayan, Amerika’nın ülkemizdekiemperyalist tutumunu ve halkın1960’lar<strong>da</strong>ki durumunu şöyle ifadeediyor: “II. Yeniden paylaşım savaşın<strong>da</strong>n,özellikle 1960’<strong>da</strong>n sonra(Amerika gizli işgalinin oluşturduğu)ekonomik, sosyal ve politik kriz ülkedekisınıflar arası kutuplaşmayı veemekçi kitlelerin memnuniyetsizliğinihad safhaya çıkarmıştır. Bu gün Anadolu’nunpek çok yerinde halkın uyanıkkesimleri, düzenin bütün partilerindenumutlarını kesmişler ve bu sefalettenkurtulmanın tek yolunun isyanetmek olduğunun bilincine varmışlardır.Halkımızın uyanık kesimleri Amerikan“gavuru” ile işbirliği içindeDünyanın Katili Amerika’yaKarşı Uyanık Olalım!olan ağaların, patronların, parababalarınınnasıl kendilerini iliklerine ka<strong>da</strong>rsömürdüklerinin farkın<strong>da</strong>dırlar.Kitlelerde zenginlik düşmanlığı had safha<strong>da</strong>dır.Onların anlamadığı tek şey,yenilmez bir güç olarak gözlerinde büyüttüklerioligarşik devlet düzeninin kofve çürüklüğüdür. (oligarşi, kitlelerin bilincindefikri sabitlik derecesinde “devletekarşı konulmaz” düşüncesini iyiceperçinleştirmek için, sürekli olarakyaygara, göz<strong>da</strong>ğı, kuvvet gösterisi vedemagoji ve özellikle bu konuyu işlemektedir.)”(Mahir Çayan Bütün Yazılar’<strong>da</strong>n.)1960’ların Türkiye’sindeki Amerikanemperyalizmi ile günümüzdekiişbirlikçi AKP hükümetinin durumun<strong>da</strong>bir değişiklik var mı, diye bakacakolursak; Evet var. Bugün işgalini<strong>da</strong>ha açıktan sürdürüyor. 12 Eylül1980’de cunta için “bizim çocuklaryaptı” açıklamaları boşuna değil.Çünkü tüm kurumlar emperyalizminbelirlediği şekilde düzenlendi.Hangi partinin ikti<strong>da</strong>ra geleceğindenöte atanacak memurların sayısın<strong>da</strong>n,ne ka<strong>da</strong>r ücret alacağına, toprağımızane ekip biçeceğimize ka<strong>da</strong>r Amerika’nınbelirlediğini 75 milyon biliyoruz.Amerika’ya bağımlılığımızkat be kat arttı. Bu düzenin böyle sürmeyeceğinibiliyoruz.Biliyoruz çünkü dünya yüzündehiçbir halk, hiçbir ulus sömürü ve işgalaltın<strong>da</strong> yaşamayı kabul etmemiştir.Bizim gibi geri bıraktırılmış ülkelerde“devlete karşı konulmaz” düşüncesiOsmanlı’<strong>da</strong>n günümüze ka<strong>da</strong>rgüçlü bir olgu olarak işlenmiştir. Bugüçlü olgunun yıkılması zor görünebilirama imkansız değil. Amerika’nıngücüne karşı Anadolu’nun Amerikan“gavuruna” karşı, işbirlikçilerine karşıalerjisi güçlüdür. Bu nedenle diyoruzki, sorgu<strong>da</strong> FBI, CIA ajanlarıvarsa bizim de Amerika’ya kinimizvar. Kinimizi anlatan türkülerimizvar. “Hoşt Amerika puşt Amerika /Allende’yi öldürdünüz / Vietnamıkana buladınız / Hoşt Amerika puştAmerika.34HALKIN DA ADALETİ VAR!


Devrimci İşçiHareketiSabancı ve Ülkerler İçin Karlı YılHalk İçin İşsizlik, Açlık YoksullukSabancı Holding, 31 Aralık 2012 tarihiitibariyle; sona eren yıla ait konsolide mali tabloların<strong>da</strong>4 milyar 676 milyon lira konsolide faaliyet karı ve1 milyar 856 milyon lira konsolide net kar elde etti.Satışları önceki yıla göre yüzde 17'lik artışla 26 milyar94 milyon lira olarak gerçekleşen Sabancı Holding'intoplam varlıkları ise 31 Aralık 2012 tarihinde, geçenyıla gereğ yüzde 16 artış ile 175 milyar 398 milyonliraya, ana ortaklığa ait özkaynakları yüzde 17 artış ile 16milyar 251 liraya ulaştı.Sabancı Holding Üst Yöneticisi Zafer Kurtul, "2012yılın<strong>da</strong> Sabancı Holding, hedeflerinin üzerinde büyümeyibaşardı. Yüksek büyümemizin yanın<strong>da</strong> kararlılık olarak<strong>da</strong> başarılı sonuçlar aldık. Akbank, bir taraftan bütünana ürünlerde pazar payı kazanımları elde ederken diğertaraftan yüzde 15'in üzerinde bir özkaynak getirisi sağlamış,sağlıklı ve istikrarlı büyümesine devam etmiştir" dedi. (Hürriyet,8 Mart 2013)Ülker ise 2012 yılın<strong>da</strong> satış gelirlerini yüzde 30.8 artırarak2 milyar 341 milyon liraya ulaştırdı. Şirket 2011yılının aynı döneminde 1 milyar 789 milyon lira satış gelirielde etmişti. 2011 yılın<strong>da</strong> 112.90 milyon lira faaliyetkarı elde eden şirket 2012 yılı sonu itibariyle faaliyet karıise, 202 milyon lira olarak gerçekleşti.Zafer Kurtul, 2020 yılı hedefi için de "8 bin megavatayükselterek, Türkiye'de tüketilen elektriğin yüzde 10'unuüretmeyi ve <strong>da</strong>ğıtım<strong>da</strong> 6 milyon müşteriye hizmet vermeyihedefliyoruz. Bu hedefimize ulaşırken, enerji alanın<strong>da</strong>kiözelleştirmeleri de yakın<strong>da</strong>n takip edeceğiz" diyor.Sabancı Holding faaliyet gösterdiği bütün alanlar<strong>da</strong> Türkiyeortalamasının üzerinde bir büyüme göstermiş.AKP ikti<strong>da</strong>rı yıl boyunca büyümeyle övünüp durdu.Açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten yakınan halka <strong>da</strong>,“Kesin sesinizi. İşte büyüme rakamları. Dünya kriz içindeykenülkemiz büyüyor” diyerek nankörlükle suçluyordu.İşte kimlerin büyüdüğü orta<strong>da</strong>dır.Zafer Kurtul, yüksek büyüme ve büyük karlar elde etmesininnedenini de "başarılı stratejiler uygulayarak ve operasyonelverimliliği yükselterek" sağladıklarını söylüyor.Patlayan baraj kapağıyla sular altın<strong>da</strong> kaybolan işçilerdenhiç bahsetmiyor.Halk açlık içinde yaşarken AKP ikti<strong>da</strong>rının tekelleresağladığı olanaklar<strong>da</strong>n hiç bahsetmiyor.Köle gibi çalıştırıp emeğini sömürdükleri işçilerden hiçbahsetmiyor.Kriz var diyerek halkın üzerine yeni vergiler bindirirkentekellere sunduğu teşviklerden hiç bahsetmiyor...Karlarının tek nedeni üç-beş başarılı yöneticinin izlediğistrateji...Ülker'in yöneticisi Mehmet Tütüncü de büyümelerinin"Ülker'in2011 yılın<strong>da</strong> başlamış olduğu yeniden yapılanmaçalışmalarıve önceliktespitlerinin"sonucuolduğunusöylüyor.AKP ikti<strong>da</strong>rın<strong>da</strong>devletin tüm olanakları, (yani halkın paraları)Ülker grubunun ayaklarının altına serildi, bun<strong>da</strong>nhiç bahsetmiyorlar.Tekellerin büyümesinin tek bir açıklaması vardır:Milyonlarca insanın <strong>da</strong>ha fazla yoksullaşması ve aç kalması...İşsiz kalan yüz binlerce işçi, iflas eden on binlerceesnaf, çiftçi ve küçük üreticidir.Taşeronluk sistemiyle işçilerin sömürülmesidir. Mesaisiödenmeyen, kıdem tazminatı verilmeden işten atılan işçidir.Tekeller, “kriz var” derler, ilk yaptıkları şey işçilerinmaaşlarını kesmektir. İşten atmakla tehdit edip <strong>da</strong>hafazla çalıştırarak mesai ücreti vermemektir.Evet, elbette, ekonomik kriz de olsa, onlar “krizi fırsata”dönüştürdükleri için en büyük karları ederler. On<strong>da</strong>n sonraholding “CEO”ları başarı masalları anlatırlar.*Konsolide: Uzun vadeli ve faizli hisse senedi veyatahvil kâğıdı. Konsolide bütçe:[ik.] Genel ve katmabütçeleri kapsayan bütçe.“Finans dergisi Forbes’in en zenginler listesine göreTürkiye “Milyarder” sayısın<strong>da</strong> Avrupa ikincisi oldu...Çok milyarder var...Öte yan<strong>da</strong>n...Nüfusun tümü ele alındığın<strong>da</strong> ise “yoksulluk” sıralamasın<strong>da</strong>,aynı Avrupa ülkeleri arasın<strong>da</strong> yine ikincisıra<strong>da</strong>... Ve çok yoksul var...Gel çöz... Yoksullar ülkesi, en çok “Milyarder” yetiştirebilmiş...”(Bekir Coşkun, 12 Mart 2013)Denklem çok basit aslın<strong>da</strong>. Karmaşık olan hiçbir şeyyok.Kapitalizmin değişmez kuralı <strong>da</strong> bu zeten.Zenginliğin tek kaynağı sömürüdür. Halk ne ka<strong>da</strong>rçok sömürülürse zenginlerin servetleri o ka<strong>da</strong>r büyür.Hem halkın geçim düzeyi yükselecek, hem de tekellerinserveti büyüyecek... Bunların ikisinin birlikte olmasımümkün değildir.Zenginlerin sayısının rekor düzeye ulaşması, yoksullarınsayısının rekor düzeyde artmasının en somutkanıtıdır.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!35


Devrimci Bir Derginin İlanına Sansür UygulamakAKP Faşizminin Tecrit Saldırısına Destek Vermektir!Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013AKP faşizminin F Tiplerinde tutsaklarabaskı, tecrit ve sansürününbir parçası olarak en çok başvurduğuceza “iletişimden mahrum bırakma”cezasıdır. Dışarıyla her türlübağı kopartmak ve tutsaklara yaptırımuygulamak için sürekli görüş yasakları,yayın yasakları koyuyor, ziyaretve mektup cezaları veriyorlar. Siyasiyayınlar sürekli sakıncalı bulunuyorve engelleniyor. <strong>Yürüyüş</strong> dergiside hapishanelere sokulmayan “sakıncalılar”listesinin başın<strong>da</strong> geliyor.AKP faşizminin bu tecrit ve sansürünekarşı tutsaklarımız en azın<strong>da</strong>n,dergimizin içeriği hakkın<strong>da</strong> bilgi sahibiolsunlar diye onlara, her hafta,ilan yoluyla ulaşmaya çalışıyoruz.İlan konusun<strong>da</strong>, burjuva medya dergimizekarşı düşmanca tutum sergilerken“dost!” olduklarını söyleyenlerintavırlarının <strong>da</strong> onlar<strong>da</strong>n çokfarklı olmadığını yaşayarak görüyoruz.Burjuva basının neden ve niçinyaptığını anlıyoruz. Onlar devrimcileredüşman. Onların sansürününanlaşılır nedenleri var. Ya kendilerine“sosyalist”, “komünist” diyenlerinasıl anlayalım?Evrensel ve Birgün gazeteleri de,devrimci tutsaklar için verilen <strong>Yürüyüş</strong>dergisinin ilanına sansür uyguluyor.Her iki gazetenin de “sansürcü”tavrı yeni değildir. Birgün veEvrensel bunu hep yaptılar ve yapıyorlar.Defalarca, tutsaklarımızın ülkemizgündemi hakkın<strong>da</strong> bilgi sahibiolması için verdiğimiz ilanı kabuletmediler. <strong>Yürüyüş</strong> dergisinin ilanınıkabul etmemeyi, eleştirilere karşı birkoz, bir tehdit ve kalkan olarak kullandılar.Yine her iki gazete de BüyükDireniş boyunca sansür uygulayarak,F Tiplerinde direnen tutsakların talepleriniiçeren ortak ilanını yayınlamayarakdevrimci tutsakların sesiniboğmaya çalışan burjuva medya ileaynı nokta<strong>da</strong> buluştular.Demokratlığın bile asgari gereklerivardır. “Devrimci” ve “sosyalist” olduklarınıiddia eden Birgün ve Evrensel’inbu sansürü bırakalım devrimciliği,demokratlığa bile sığmayanbir tavırdır.Faşizm, F Tipi hapishanelerdekoyu bir sansür ve tecrit uygulayarakkitap, dergi ve gazeteleri “sakıncalı”diyerek vermiyor. Öğrenme, bilgilenmehaklarını gasp ederek tutsaklarıcezalandırıyor. Evrensel ve Birgünde <strong>Yürüyüş</strong> dergisinin ilanını almayarakaynı şeyi yapıyor. Bu tavrın,devrimci yayınların ilanına sansüruygulayan burjuva basının<strong>da</strong>n, hapishanelerdeyasaklar uygulayan AKPikti<strong>da</strong>rının tavrın<strong>da</strong>n farkı yoktur.Devrimci bir derginin ilanına sansüruygulamak AKP faşizminin tecritsaldırısına destek vermektir. Devrimcitutsaklara tecrit içinde tecrit uygulamaktır.Birgün Gazetesi ilanı yayınlamamagerekçesini; “Daha önce yaşanansorunlar var, bize küfür ettiniz”,“Bize ve bize yakın olan kurumlarayönelik yazılar yazdınız” şeklindeaçıklarken, Evrensel, “Daha önceilanını yayınlıyorduk ancak <strong>da</strong>hasonra bir takım sıkıntı oldu. Bu sorunlarıntekrarını yaşamamak içinilanı bir <strong>da</strong>ha yayınlamayacağımızı<strong>Yürüyüş</strong> Dergisinin İlanınıYayınlamayan BirgünGazetesinde Yayınlanan Bazı İlanlar- İhale İlanı: 13 Kalem Merkez Sterilizasyon servsine sarfmalzeme alımı Sağlık Bakanlığı Medeniyet Ünitesi GöztepeEğitim ve Araştırma Hastanesi- TC. BÜYÜK ÇEKMECE 1. İCRA DAİRESİ; TAŞINIRINAÇIK ARTIRMA İLANI- MÜJDE FM 89.6Hem eylendiren hem de bilgilendiren radyo!- OLAĞAN GENEL KURUL İLANI- MİMAR VE TEKNİKER ARANIYOR- MEYAZ MİMAR-LIK- T.C. BAKIRKÖY 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ- SUDA MADEN AŞ. YÖNETİM KURULUTEMSİL BELGESİ İLANI- İSTANBUL DEFTARDARLIĞI AVRUPA YAKASI MİLLİEMLAK DAİRESİ BAŞKANLIĞI BEYOĞLU EMLAKMÜDÜRLÜĞÜNDEN SATILIK ARAÇLAR İLANI- BAĞIMSIZ MIYIZ? (DERGİ İLANI)- TEKİRDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİM-LİĞİNDEN KAMULAŞTIRMA DUYURUSU<strong>Yürüyüş</strong> Dergisinin İlanınıYayınlamayan EvrenselGazetesinde Yayınlanan Bazı İlanlar- YOĞURT (TAM YAĞLI)MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI GENEL KURMAY BAŞ-KANLIĞI VE MÜSTEŞARLIK HV. ER. EĞT. MARK.- RENKLİ DÖKME EPDM KAUÇUK ZEMİN KAPLA-MA YAPIM İŞİMALTEPE BELEDİYESİ PARK VE BAHÇELERMÜDÜRLÜĞÜ- MEZİTLİ BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN İHALE İLETAŞINMAZ SATIŞ İLANI- T.C. ÇORLU İCRA DAİRESİ TAŞINMAZIN AÇIKARTIRMA İLANI- T.C. TRABZON 2. İCRA DAİRESİ TAŞINMAZIN AÇIKARTIRMA İLANI- T.C. KEMALPAŞA (SULH HUKUK MAH.) SATIŞMEMURLARI TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI- BAĞIMSIZ METAL İŞÇİLERİ SENDİKASI (BİMİS) 2.OLAĞAN GENEL KURULUNA ÇAĞRI İLANI- İETT EDİRNE KAPI GARAJINA BAKIM HANGARIYAPILMASI İHALE İLANI- GÖKTÜRK BİLGİ EVİ YAPIMI İŞİ36HALKIN DA ADALETİ VAR!


ifade ettik. İlkesel olarak bu kararıaldık” diyor.Eleştiri ve Özeleştiriİdeolojisine vePolitikalarına GüvenenlerinSilahıdırEleştiri, sol içi ideolojik mücadelenintemelidir. Yayın organları <strong>da</strong>ideolojik mücadelenin araçlarıdır.Ama görüldüğü gibi Birgün ve Evrenselgazeteleri ideolojik mücadeledenkaçıyorlar. Yapılan eleştirilereyayın organların<strong>da</strong> yazılı cevap vermekyerine “Bizi eleştirirseniz ilanınızıyayınlamayız” diyerek, “Eleştirirsenizilişkimiz bozulur” diyerektehdit ediyorlar. Devrimciler eleştiriyeeleştiri ile cevap verirler. Cevap vermekyerine hapishanelerde tecrit altın<strong>da</strong>kitutsaklar için özel bir önemiolan ilanı yayınlamamak devrimcibir yöntem değildir. Eleştiri ve özeleştiriideolojisine ve politikalarınagüvenenlerin silahıdır. Eleştirmekde, hatayı kabul etmek de ideolojikolarak güçlü olanların işidir. İdeolojikmücadele devrimci yöntemdir. Evrenselve Birgün’de bu cüret yoktur.Sol içi ilişki yöntemleri devrimcideğildir. Açıklık ve samimiyet yerineburjuva yöntemlere sarılırlar. KendilerindeDevrimci hareket hakkın<strong>da</strong>her türlü yalan ve kışkırtıcı yazılaryazmayı hak görürler. Ama devrimcilerbu yalan ve demagojilere cevapyazdığın<strong>da</strong>, gerçekleri söylediğindekabul etme cesaretini gösteremezler.Eleştirenlere sansür uygulamaya başlarlar.“Eleştirmeyin ilanlarınızıbasalım” pazarlığı yaparlar. Düzeninokları kendilerine yönelmesin diyeonlar okları devrimcilere yöneltirler.Evrensel ve Birgün,İdeolojik MücadeledenKorkuyorEvrensel ve Birgün, <strong>Yürüyüş</strong>’üneleştirilerine ideolojik mücadele çerçevesindecevap vermek yerine, tahammülsüzleşipsıra<strong>da</strong>nlaşıyorlar.Evrensel ve Birgün, ideolojik mücadeledenkorkuyorlar. Eleştirilere cevapveremeyip “İlan almama” tavrınagirmek, güçsüzlüktür. Tutsaklarınilanını <strong>da</strong> yine benzer nedenlerle, 57şehidin ve ölüm yatağın<strong>da</strong>ki yüzlercetutsağın kanını, canını düşünemeyecekka<strong>da</strong>r <strong>da</strong> sorumsuz, ciddiyetsiz<strong>da</strong>vranarak “Vatan’<strong>da</strong> çıkan yazı<strong>da</strong>ndolayı böyle bir karar aldık” diyerekyayınlamamışlardı. Bugün yaptıkları<strong>da</strong> budur.Faşizmin zulmüne direnen devrimcitutsakları sahiplenmek, bir avuçişbirlikçi ve hain dışın<strong>da</strong> herkesingörevidir. Çünkü onlar, Türkiye vedünya devrimci hareketinin onurudur.Devrimci tutsaklara sansür uygulamanın,dostlukla, demokratlıkla, devrimciliklehiçbir ilgisi yoktur. Bu nesol adına, ne devrimcilik, ne demokratlık,ne komünistlik adına kabuledilebilir. Bizim bildiğimiz dostluk,direnenlerin yanın<strong>da</strong> olmaktır, zorzamanlar<strong>da</strong> <strong>da</strong>yanışmaktır, sahiplenmektir,yardımlaşmaktır. Paylaşmaktır,güvenmektir. Dostluk, hatalarınınüstünü örtmek değil eleştirmektir.Evrensel ve Birgün hem gazetelerinde“AKP ikti<strong>da</strong>rın<strong>da</strong> cezaevleriişkencehaneye dönüştü”, “Kitaplarınve telefon görüşmelerinin yasaklarıgiderek artıyor”, “ Hayatı 8 metrekareiçine sığdırmak ve yalnızlaşmak”,“Kitap okumak yasak, resimyapmak yasak, gazete okumak yasak,mektup yazmak yasak, türküve marş söylemek yasak”, “F Tipindetecrit içinde tecrit” diye yazıyorlar.Diğer yan<strong>da</strong>n <strong>da</strong> devrimci tutsakların<strong>Yürüyüş</strong> dergisinin içeriğini öğrenebilmelerinintek yolu olan ilanasansür uyguluyorlar. Bura<strong>da</strong> samimiyetyoktur. Bura<strong>da</strong> dostluk yoktur.Tecrite ve sansüre karşı olmak ajitatifbir slogan olmaktan öte bir anlamtaşımamaktadır.F Tipi tecrit hücrelerindeki devrimcitutsaklar için verilen <strong>Yürüyüş</strong>ilanını, bizim eleştirilerimizi “ağır”buldukları için yayınlamayan Evrensel’insayfaların<strong>da</strong> boy boy ihaleilanları, tatil köyleri ilanları, satılıkarsa ve <strong>da</strong>ire ilanları, ticari ilanlarvar. Bu ilanların büyük çoğunluğuBasın İlan Kurulu tarafın<strong>da</strong>n verilenticari ilanlardır. Demek ki bu ilanlarınsahipleri Evrensel’in gerçek dostları.Tabi durum böyle olunca Evrensel’dedevrimci tutsaklar için verilen ilanınyeri olmayacaktır.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Armutlu <strong>Halkın</strong>dır <strong>Halkın</strong> Kalacak!İstanbul Küçükarmutlu’<strong>da</strong> 10 Mart günü, KöyiçiMey<strong>da</strong>nı’n<strong>da</strong> yıkımlara karşı halk toplantısı düzenlendi.AKP’nin risk alanı ilan ettiği Armutlu’<strong>da</strong> yaşayan halk,yıkımlara karşı taleplerini haykırdı. Toplantı öncesindemahalle içerisinde pankartla, sloganlarla dolaşılarak,mahalle halkı yıkımlara karşı birlikte direnmeye çağrıldı.“Yıkımlara Karşı Omuz Omuza”, “Evimizi YıkanınVillasını Yıkarız”, “Halkımız Saflara Evimize SahipÇıkmaya” sloganları atılarak yapılan yürüyüşün ardın<strong>da</strong>nKöyiçi Mey<strong>da</strong>nı’n<strong>da</strong> toplanıldı.Baltalimanı ve Fatih Sultan Mehmet mahallelerininmuhtarları, yaptıkları konuşmalar<strong>da</strong> mahallelerinin yıkılmasınaizin vermeyeceklerini söylediler. BaltalimanıMahallesi muhtarı Ali Hay<strong>da</strong>r Aslan, Küçükarmutluhalkının onay vermediği hiçbir projeninbu mahallede hayata geçirilemeyeceğinisöyledi. “Evimizi Yıkanın Villasını Yıkarız”,“Armutlu Bizimdir Bizim Kalacak” yazılı pankartlarınaçıldığı toplantı, konuşmaların ardın<strong>da</strong>n sloganlarve alkışlarla bitirildi. Toplantıya 2 bin kişi katıldı. Ayrıcahalk toplantısın<strong>da</strong>, Cumartesi gecesi bir esnafa yönelikçetelerin saldırısı <strong>da</strong> protesto edilerek “Çeteler HalkaHesap Verecek” sloganları atıldı.ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!37


Kürt Milliyetçi Hareket “Barış” Diye Diye,Oligarşiyi Aklıyor!Faşist AKP İkti<strong>da</strong>rınınKökleşmesini Sağlıyor!Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Abdullah Öcalan 23 Şubat’ta BDPheyeti ile yaptığı görüşmelerde“AKP’YE İKTİDARI ALTIN TEP-SİDE SUNDUK” demişti.BDP Eş Genel Başkanı GültanKışanak 14 Mart 2013'de İstanbul'<strong>da</strong>bazı gazetecilerle yaptığı toplantı<strong>da</strong>“BAŞKANLIKLA İLGİLİ FATU-RAYI BİZE KESMEYİN” diyor.Peki, kime kesilecek fatura? Öcalan’ındediği gibi “AKP’ye ikti<strong>da</strong>rıaltın tepside sunun” on<strong>da</strong>n sonra“faturayı bize kesmeyin” deyin.Kürt milliyetçi hareket, AKP ikti<strong>da</strong>rageldiğinden beri, ‘barış politikaları’çerçevesinde AKP’ye adetacan simidi olmuştur. AKP’nin ihtiyacınagöre ateşkes ilan etmiş, AKPpolitikalarına koltuk değnekliği yapmıştır.Şimdi de aynı şeyi yapıyor.AKP’nin faşist terörü tüm halk kesimleriüzerinde saldırısı azgınca sürerken,Kürt milliyetçi hareket “çözüm”adı altın<strong>da</strong> AKP’nin faşist ikti<strong>da</strong>rınıkökleştirmesi ona koltuk değnekliğiyapıyor.Gültan Kışanak’ın “başkanlıklailgili faturayı bize kesmeyin” demesitam <strong>da</strong> suçluluk psikolojisiyle yapılanaçıklamadır.AKP, İmralı’<strong>da</strong> Öcalan’la sadeceKürt miliyetçi hareketi silahsızlandırmayaçalışmıyor, bu “süreç”le birliktebütün halk muhalefetini de sindiripteslim almaya çalışıyor.Kürt milliyetçi hareket AKP’ninpolitikalarına sadece koltuk değnekliğide yapmıyor, faşist AKP ikti<strong>da</strong>rınıaklıyor.Kürt milliyetçi hareketi sol, sosyalistbir çerçevede ele almıyoruz,çünkü o sıfatlarını ta 1990’lı yıllarınbaşın<strong>da</strong> terketmiştir. Ancak Osmanlı’<strong>da</strong>ngünümüze imha, ilhak ve asimilasyonauğrayan Kürt halkınınkurtuluşu için mücadele ettiğini söylüyorsabir hareket bu politikalarınKürt halkına özgürlük getirmeyeceğinibelirtmek istiyoruz. Kürt, Türkülkemizde yaşayan tüm halkları ezenAKP’nin faşist ikti<strong>da</strong>rını <strong>da</strong>ha güçlendirmektenbaşka bir işe yaramamaktadır.Ve yine halkımız “barış”“AKP’YE İKTİDARI ALTIN TEP-SİDE SUNDUK” (Abdullah Öcalan)***“Başkanlık sistemi düşünülebilir.Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz.Biz AKP ile bu temelde birbaşkanlık ittifakına girebiliriz” (AbdullahÖcalan)***“Ne ev hapsi, ne de af bunlaragerek kalmayacak. Herkes, hepimizözgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlemkomployu boşa çıkaracaktır. Ben komployuaşıyorum. Başarılı olursam, NeKCK tutuklusu kalır ne başkası” (AbdullahÖcalan)***Eski yaşam alışkanlıkları topyekunbırakmak gerekir. Neden, çünkü bu birrejim değişikliği olacak. Tanzimat, Meşrutiyet,Cumhuriyet, 1950 çok partilihayata geçişten çok <strong>da</strong>ha önemli, buhepsinden <strong>da</strong>ha derinlikli olacak. Başarılıolursak, yepyeni bir Cumhuriyete...Radikal demokrasi, tam demokrasi,Anadolu ve Mezopotamya’nın tam demokratikleşmesi,hazırlığım bu yönde.(Abdullah Öcalan)***“Sterk “MİT kaynaklı” demiş. Mümkündeğil ama düşüneceksin. Milyon<strong>da</strong>bir de olsa düşüneyim, MİT var mı?MİT de şaşırdı” (Abdullah Öcalan)adı altın<strong>da</strong> sürdürülen politikalarlaal<strong>da</strong>tılmaktadır.Faşist AKP düzeni halkın gözündemeşrulaştırılmaktadır.Öcalan’ın BDP heyeti ile 18Mart’ta yaptığı görüşmede basınailetilmek üzere söylediği şu sözlerebakın: “YÜCE İRADEYİ TEMSİLEDEN PARLAMENTONUN VESİYASİ PARTİLERİN SUNACAĞIDESTEĞİ ÇOK DEĞERLİ BULU-YORUM.” (Abdullah Öcalan)Kelimenin gerçek anlamıyla kendinikabul ettirmek için düzene “yağçekiyor” Öcalan.Hangi “yüce irade”den bahsediyorÖcalan?Herkes bilir ki, Öcalan’ın “yüceirade” dediği oligarşinin parlamentosuhalkın iradesini değil, emperyalistve işbirlikçi tekellerin iradesini temsiletmektedir. Emperyalistler ve işbirlikçioligarşinin ihtiyaçları doğrultusun<strong>da</strong>politika üretirler ve ülkeyionların ekonomik, politik çıkarlarınagöre yönetirler. Burjuva düzendeparlamento halkın değil, burjuvazininparlamentosudur.Oligarşinin parlamentosunun oligarşinezdinde bile bir “yüceliği”yoktur. Özellikle AKP ikti<strong>da</strong>rın<strong>da</strong>Başbakan Erdoğan’ın sözünün üstünesöz söyleyen yok. Bırakın halkıniradesini temsil etmeyi ora<strong>da</strong>ki milletvekillerikendi iradelerini <strong>da</strong>hitemsil etmekten acizdirler.Öcalan düzenin halkın nezdindeçürümüş parlamentosuna sırf kendinidüzene yarandırmak için “yücelik”payesi biçiyor. Düzenin parlamentosunuaklıyor. O meclis değil mi Kürthalkının önüne baraj gibi bir sistemikoyarak Kürt halkının ‘iradesi’ni parlamentoyayansıtmayan. Yıllardırbunu eleştirmiyor musunuz?38HALKIN DA ADALETİ VAR!


O meclisten yaka-paça atılan Kürthalkının seçtiği milletvekilleri değilmi?Kürt milliyetçi hareket için düzeninkurumlarına övgü yeni de değildir,on yıllardır emperyalistler veişbirlikçi oligarşiyle uzlaşmak içinyaptıkları politika tarzıdır. Kürt milliyletçihareket düzeni, düzenin kurumlarını,egemenleri hiçbir zamandoğru<strong>da</strong>n hedef almamıştır. Devletiçinde hep şahinler ve güvercinlerolmuştur. MHP gibi tescilli faşist birpartiyi <strong>da</strong>hi Kürt sorununun çözümüiçin adres gördü.Öcalan “Başkanlık sistemi düşünülebilir.Biz Tayyip beyin başkanlığınıdestekleriz. Biz AKP ilebu temelde bir başkanlık ittifakınagirebiliriz” diyor.Bugün düzen partileri, hattaAKP’nin kendi içinde bile başkanlıksisteminin tamamen Erdoğan’ın diktatörlüğünügetireceği düşüncesiylekarşı çıkanlar var.Ve Öcalan “Biz Tayyip beyin başkanlığınıdestekleriz” diyor. AKP’degerek başkanlık sisteminde olsun,gerek anayasa hazırlanmasın<strong>da</strong> olsundüzen için muhalefetlerini de dikkatealmayarak sırtını BDP’ye <strong>da</strong>yayıpher türlü halk düşmanı politikalarınıhayata geçiriyor.Türkiye her gün yeni bir operasyonlauyandığı, yüzlerce evin, demokratikkurumların basıldığı, yüzlercekişinin gözaltına alınıp tutuklanarakhapse atıldığı şu günlerdeÖcalan Türkiye’yi özgürleştirmektenbahsediyor.Bu AKP ikti<strong>da</strong>rının faşist düzeniniaklamak değil de nedir? Sonra GültanKışanak “başkanlıkla ilgili faturayıbize kesmeyin” diyor.“Roboski katliamının ya <strong>da</strong> bir Pariskatliamının üstü örtülerek kalıcı barışzeminin gelişeceğine ben inanmıyorum.”(Murat Karayılan, 16 Mart 2013, ÖzgürPolitika)***“Geride kalmış yüzyılın bakış açısıylasorunlara yaklaşanlar bir gelecekvaat edemez. Gelecek, yeni çağ<strong>da</strong>şbakış açısın<strong>da</strong> aranmalı.” (Murat Karayılan,16 Mart 2013, Özgür Politika)***“Şu an<strong>da</strong> yol<strong>da</strong>şlarımız hemen heryerde tartışma içerisindedir. Önceliklekendi kadro yapımızı ikna etme faaliyetiniyoğun bir biçimde gündemimizealmış bulunuyoruz.”(Murat Karayılan,16 Mart 2013, Özgür Politika)***“BAŞKANLIKLA İLGİLİ FATURAYIBİZE KESMEYİN” (BDP Eş GenelBaşkanı Gültan Kışanak)***“Başkanlık ille de otoriter yönetmebiçimi değil. Sorun modelin kendisideğil, kuvvetler ayrılığı.” (BDP EşGenel Başkanı Gültan Kışanak)Kürt Milliyetçi Hareket“Barış” Politikası AdıAltın<strong>da</strong> Faşizmin Kürt<strong>Halkın</strong>a Yaptığı Zulmünde Üstünü Örtüyor!2009 yılın<strong>da</strong> AKP’nin “Kürt açılımı”başlattığın<strong>da</strong> DTP EşbaşkanıAhmet Türk, “barış için 17 bin failimeçhulü... Diyarbakır’<strong>da</strong>ki işkenceleriunuturuz” demişti. Evet unuttular<strong>da</strong>.AKP’nin Kürt halkını imhayayönelik katliamları hiç bitmedi. Fakatbuna rağmen Kürt milliyetçi hareket“barış süreci” bozulmasın diye AhmetTürk’ün söylediği gibi bu katliamlarıgörmezlikten geldiler. Gündem yapsalar<strong>da</strong>açıkça katliam<strong>da</strong>n devleti sorumlututmak yerine, devleti aklayarakdevletin içindeki “şahinler”e,“savaş rantçıları”na, “Ergenenekoncular”ayükledi.En son Paris’te katledilen 3 PKK’liiçin de aynı şeyi yaptılar.Katliamı yaptığı söylenen kişininMİT ile görüşmeleri, bağlantıları ortayaçıktı. Tetiği kimin çektiğininnasıl çektiğinin hiçbir önemi yoktur.3 PKK’liyi katleden AKP ikti<strong>da</strong>rı veçok güvendiğiniz emperyalistlerdir.Kürt milliyetçi hareket bunu bileaçıkça ifade etmek yerine adeta “süreçbozulmasın” diye üzerine süngerçekmektedir.Abdullah Öcalan MİT’i aklamaderdinde: “Sterk ‘MİT kaynaklı’ demiş.Mümkün değil ama düşüneceksin.Milyon<strong>da</strong> bir de olsa düşüneyim,MİT var mı? MİT de şaşırdı” diyor.Öcalan’a göre MİT böyle şeyi aslayapmaz. O ka<strong>da</strong>r güveniyor ki, MİT’eÖcalan, MİT’e milyon<strong>da</strong> bir ihtimalveriyor. Onu<strong>da</strong> “şaşırmış” olmasınabağlıyor. Oysa halkımız MİT’i “İT”lebirlikte anar ve asla güvenmez. AmaÖcalan düzene kendini kanıtlamakiçin bu ka<strong>da</strong>r ucube açıklamalar yapıyor.16 Mart tarihli Özgür Politika’<strong>da</strong>Abdullah Öcalan’ın mektubuna verdiğicevabın çerçevesini açıklayanröportajın<strong>da</strong> KCK Yürütme KuruluBaşkanı Murat Karayılan, “Roboskikatliamının ya <strong>da</strong> bir Paris katliamınınüstü örtülerek kalıcı barışzeminin gelişeceğine ben inanmıyorum.Biz şimdi sürecin önündebir engel gibi koymak istemiyoruzama bu tür olaylar sürecin sağlıklıbir sonuca ulaşabilmesi için mutlakanetleştirilmesi gereken, tarihin karasayfaları arasın<strong>da</strong> bulunan son olaylardır.”(Murat Karayılan, ÖzgürPolitika, 16 Mart 2013)Birincisi, Kürt milliyetçi harekether şeyi kendisiyle başlatıp kendisiylebitiriyor. Ne Roboski, ne de Pariskatliamı “tarihin kara sayfaları arasın<strong>da</strong>bulunan son olaylar” olmayacaktır.Oligarşinin halka ve devrimcilereyönelik katliamları devamedecektir.İkincisi Karayılan; “Roboski katliamınınya <strong>da</strong> bir Paris katliamınınüstü örtülerek kalıcı barış zeminingelişeceğine ben inanmıyorum” diyor.İnanmıyorsanız peki ne yapıyorsunuz?Daha, ne Roboski’de ne de Paris’tekikatliamın devletin yaptığınıbile açıkça söylemiyorsunuz. Bu katliamlarıyapanlar<strong>da</strong>n katliamların“üstünü açmasını” bekliyorsunuz.Üçüncüsü Karayılan; “Biz şimdisürecin önünde bir engel gibi koymakistemiyoruz” diyerek her zaman olduğugibi “barış” politikaları kesintiyeuğrayacak diye, olgarşiyle uzlaşmakiçin oligarşinin katliamlarının üzerinibizzat kendileri örtüyor. Katliamlarınüstünü örterek, katilleri görmezdengelerek barış sağlanır mı?Roboski, Paris... “sürecin önüneengel olarak koymak istemiyoruz”Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!39


Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013deniyor... Barış taktiği savunulduğusöyleniyor. Hayır barış taktiği savunulmuyor.Bunun adı düpe düz emperyalizminve oligarşinin aklanmasıdır....Burjuva demokrasisi bile savunamıyorRoboski’yi... Aydınlar sanatçılarbile ‘üstü örtülmemelidir’diyor. Peki kim örtüyor üstünü?Kime söylüyorsunuz?“Nasıl ki “Türkiye’nin hassasiyetleri”deniliyorsa, Kürt tarafının<strong>da</strong> hassiyetleri vardır. Bunu herkesindikkate alması gerekiyor” diyor Karayılan.(Özgür Politika,16 Mart2013)Karayılan’ın “herkes” dediğikimdir? Kim dikkat edecek? Kürtlerinhassasiyetine dikkat etmeyen kim?Halk mı dikkat etmiyor? Kürt milliyetçiliğininklasik bakış açısı. Oligarşiyiaçıktan hedef alamıyor, asıldüşmana yönelteceği suçlamayı “herkes”diyerek oligarşiye dokunma<strong>da</strong>nhalkı suçluyor.Kürt Milliyetçi Hareket“Barış” PolitikalarıylaFaşist AKP İkti<strong>da</strong>rınınKökleştirmektedir!BDP heyeti ile yaptığı görüşmelerdeÖcalan’ın, “Başkanlık ABD’dekigibi olmalı” diye oligarşiye akılverirken Gültan Kışanak <strong>da</strong> gazetecilerleyaptığı toplantı<strong>da</strong> Öcalan gibidüzene akıl veriyor.“Daha demokratik bir başkanlıksistemi için kuvvetler ayrılığı, denge-denetimmekanizması ve merkeziyetkilerin bir bölümünün yerele devredilmesilazım. Üçü bir ara<strong>da</strong> olursamantıklı olur. Kürt sorunu <strong>da</strong> ancakTürkiye'de güçlü bir demokratik yönetimolursa çözülebilir” diyor.Kürt milliyetçi hareket, Kürt sorununu“çözdü” şimdi düzenin sorununuçözecek.Bura<strong>da</strong> durun. Kürt milliyetçi hareketeve onun yedeklenen reformizme,oportünizme sınıflar gerçeğinihatırlatacağız.Çarpıtılmak istenen devrimciliğiyeniden ve sürekli kalın çizgilerleçizeceğiz. Düzene kendinizi ispatlamakiçin sınıflar gerçeğini çarpıtmanızaizin vermeyeceğiz.“Daha demokratik bir başkanlık”Kimin için ?Nedir demokrasi? Burjuvazininsöylediği gibi “her derde deva” mıdırdemokrasi? Sınıflar üstü bir kavrammıdır?Beyinler o ka<strong>da</strong>r çok burjuvaziyeteslim olmuş ki, her şey burjuvazininkavramlarıyla düşünülüyor. Doğalolarak <strong>da</strong> düzene kendini kanıtlamakiçin oligarşiye çözüm üretme çabalarınagiriliyor.Öncelikle belirtelim, bağımsızlığınolmadığı bir ülkede ne demokrasine de özgürlük olmaz!Göbeğinden Amerika’ya, emperyalizmeekonomik, politik, askeriher şeyiyle bağımlı olan Türkiye’ninbağımsız olduğunu kimse iddia edemez.Bugün Türkiye’nin iç politikası<strong>da</strong>, dış politikası <strong>da</strong> her şeyiyle alenenAmerika tarafın<strong>da</strong>n belirlenmektedir.Daha yeni 4. yargı paketi açıklandı.Paketten demokrasi bekleyen baştaKürt milliyetçi hareket olmak üzerefaşizm gerçeğine gözünü kapatanlarbir kez <strong>da</strong>ha hayal kırıklığına uğradı.AKP, paketi açıkça “AB istediği içinçıkarttık” dedi.Ki, AKP ikti<strong>da</strong>rı işbirlikçiliktebugüne ka<strong>da</strong>r gelmiş geçmiş tüm ikti<strong>da</strong>rlarıgeride bırakmıştır. Böyle birülkede demokrasinin, özgürlüklerinolması mümkün mü?Herkesi kapsayan bir demokratiksistem yoktur. Burjuvazinin ikti<strong>da</strong>r<strong>da</strong>olduğu burjuva demokrasisi vardır.<strong>Halkın</strong> ikti<strong>da</strong>r<strong>da</strong> olduğu halk demokrasisivardır. Her iki sistemde de demokrasiikti<strong>da</strong>r<strong>da</strong> kim varsa demokrasionun için vardır. Burjuvazininikti<strong>da</strong>rın<strong>da</strong> burjuva için demokrasihalkı için diktatörlüktür. <strong>Halkın</strong> ikti<strong>da</strong>r<strong>da</strong>olduğu demokrasi de halkiçin demokrasi burjuvazi için diktatörlüktür.Kürt milliyetçi hareketinbahsettiği “demokrasi” burjuva demokrasisidir.Kaldı ki, kapitalizminemperyalist aşamasıyla birlikte tekellerinihtiyaçlarına göre şekillenmiştir.Ekonomide, politika<strong>da</strong> tekellerindiktatörlüğü hakimdir. Devlettekellerin devleti olmuştur. Burjuvazigericileşmiştir. Dolayısıyla tüm bur-“Cesur olmaZamanı”Öyle bir 'barış süreci'ki, sürecin selameti,bir yan<strong>da</strong>n medya diğeryan<strong>da</strong>n siyasetçilerin'susmasına' bağlanmışdurum<strong>da</strong>. Na-Nuray Mertsılsa, susarak, sorun çözeceğiz, susarakbarış kuracağız, susarakdemokratikleşeceğiz!Türkiye'de ifade ve düşünce özgürlüğününönünde öteden beri yasalsınırlar ve ikti<strong>da</strong>rların baskısın<strong>da</strong>nkaynaklanan engeller vardı. Ancak,AKP ikti<strong>da</strong>rı tahkim olduktansonra, çok güçlü bir ikti<strong>da</strong>r yapısınınbaskılama imkanı <strong>da</strong>ha <strong>da</strong> arttı.Ama en kötüsü, artık iyice sırıtanoto sansür çabaları, sansür ve baskıpolitikalarının, aydın ve demokratkisvesi altın<strong>da</strong> 'entellektüelleştirme've meşrulaştırılması adeti oldu.Demokratikleşme baskıcı yasa veuygulmalara direnmekle mümkünolur. Yeni Türkiye'de ise tam tersioluyor; yasaların mahkum ettiğini,'aydınlar', 'demokratlar' teyit ediyor.Yasal otoritelerin elinde gözaltı,ceza, cezaevi ve bin türlü baskı aracı,onların elinde ise 'Ergenekoncu','şiddetsever' gibi 'caydırıcı' silahlarıvar. Bugün geldiğimiz noktaya iştebu nedenle geldik.Yani 'barış sürecinde' aynı gidiş<strong>da</strong>ha <strong>da</strong> ağırlaşarak devam ediyor.Hiç olmazsa ikti<strong>da</strong>r 'barış sürecinisabote etmemek için susun' diyeaçıkça söylüyor. Susmayı reddedenlerisusturmak ise, aydın ve demokratkisvesi altın<strong>da</strong>ki bazılarına düşüyor.Sıkıysa, 'bu süreç bu şekildebaşarıya ulaşamaz' diye başlayanbir cümle kurun, eline kalemi yenialmış acemisinden, yaşını başını almışprofosörüne ka<strong>da</strong>r bir büyükkoro, 'işte barış istemeyenler','PKK'ye silah bırakma çağrısı yapanlar'diye ortalığı kasıp kavurmayabaşlıyor.Korku<strong>da</strong>n fısıltıyla söyleneniaçıkça söylemek lazım; 'böyle barışsüreci olmaz'! (...)(Nuray Mert, 12.03.2013,Birgün)40HALKIN DA ADALETİ VAR!


juva kesimler için de bir demokrasiyoktur. Demokrasi sadece tekelciburjuvazi için vardır. Yani burjuvademokrasisi halk için, emperyalisttekellerin diktatörlüğüdür.Şimdi emperyalizmin yeni sömürgesiolan ülkemizde emperyalistsömürüye, gizli işgale son vermeden,oligarşinin faşist ikti<strong>da</strong>rınıyıkma<strong>da</strong>n demokrasi olması mümkünmü?1950’lerden beri açılan onca demokratikleşmepaketlerine rağmenbir türlü burjuva anlam<strong>da</strong> <strong>da</strong> demokratikleşememeninnedeni budur.Açılan her demokrasi paketinin içindenhalk için zulüm çıkmıştır.Kürt milliyetçi hareket sosyalistdüşünceleri terk edip emperyalizmleve oligarşiyle uzlaşma çizgisine girincetüm bilimsel gerçekleri tersyüzetmiştir. Yaptıkları her açıklamayladüzene, kendilerinin değiştiğini, uzlaşmayahazır olduklarını, bunun içinkendilerinden korkulmaması gerektiğiniispatlamaya çalışmıştır.Oligarşi için “demokrasi” faşizminmaskesidir. Bu böyle iken Kürt milliyetçihareket hangi demokrasidenbahsediyor?AKP’nin faşist ikti<strong>da</strong>rını güçlendirenpolitikalarına ortak olurken onaBaşkanlık konusun<strong>da</strong> akıl <strong>da</strong> veriyor.Gültan Kışanak; “Daha demokratikbir başkanlık sistemi için kuvvetlerayrılığı, denge-denetim mekanizmasıve merkezi yetkilerin bir bölümününyerele devredilmesi lazım. Üçü birara<strong>da</strong> olursa mantıklı olur.”Düzeni meşrulaştırmaya bakın;sistemin özüne dokunma<strong>da</strong>n biçimseldüzenlemelerle faşist düzeni demokratikleştirecekler.Kürt milliyetçi hareket de oligarşigibi demokrasiyi, emperyalizmi, oligarşikdevletin diktatörlüğünü aklamakve düzenle uzlaşmasını maskelemekiçin kullanmaktadır.Öcalan, “Radikal demokrasi, tamdemokrasi, Anadolu ve Mezopotamya’nıntam demokratikleşmesi, hazırlığımbu yönde” diyor. “Herkes,hepimiz özgür olacağız” diyor.Tam bir ucube... Nasıl özgür olacak?Emperyalistlerle ve işbirlikçi18 Mart’ta BDP heyeti İmralı’<strong>da</strong>Öcalan ile yaptığı görüşmedeÖcalan’ın basına ilettiği mesaj:“Hedefimiz tüm Tüm Türkiye’nindemokratikleşmesidir. Çabalarımız <strong>da</strong>bunun içindir. Bu amaç çerçevesinde21 Mart Newroz’<strong>da</strong> bir çağrı yapmakiçin çalışmalarımı sürdürüyorum. ...Bu çağrı çözümün askeri ve siyasibütün ayaklarına <strong>da</strong>ir doyurucu bilgileriçeriyor olacaktır. ...Bütün bunların pratikleşmesi içinYÜCE İRADEYİ TEMSİL EDENPARLAMENTONUN VE SİYASİPARTİLERİN SUNACAĞI DESTEĞİÇOK DEĞERLİ BULUYORUM. ”AKP ikti<strong>da</strong>rıyla uzlaşarak... Yani budüzenin içinde “tam demokrasi”denbahsediyor.Peki açlığı, yoksulluğu, sömürüyü,emperyalizmin ekonomik, politik,askeri işgalini ne yapıyorsunuz?Faşist diktatörlük kişilerden, şunun,bunun niyetlerinden, kişiliklerindenmi ibaret?Kürt milliyetçi hareketin burjuvazininkavramlara yüklediği anlamlarlatartışması, çözümü düzende aramasıreformist, oportünist sol<strong>da</strong> <strong>da</strong>sorgulanmıyor. Sormuyorlar; “bu düzeniçinde ‘tam demokrasi’ nasılolacak? AKP, bir taraftan faşist diktatörlüğünükökleştirirken, halkın herkesimine azgınca saldırırken “herkesnasıl özgür olacak?”Bu soruların cevabı yoktur. Öcalan,düzeni aklamaktadır. Düzenekendini kanıtlamak ve uzlaşmayımeşrulaştırmak için faşist AKP ikti<strong>da</strong>rınagüç vermektedir.Kürt Milliyetçi HareketDüzenle UzlaşırkenFaşizmin DevrimcileriKatletmesinin Önünü deAçmıştır!Kürt milliyetçi hareket kendi dışın<strong>da</strong>kiher türlü gelişmeyi “komplo”,“provokasyon”, “ajan faaliyetleri”,“özel savaş güçlerinin oyuncağı”olarak değerlendirmiştir. Oligarşinindevrimcilere saldırısı Kürt milliyetçihareketini hiç ilgilendirmemiştir. Hatta,“barış” politikaları bozulmasındiye direnmeyerek, oligarşinin devrimcileresaldırılarına zemin sunmuştur.26 Eylül 1999’<strong>da</strong> Ulucanlar Hapishanesi’ndedüşman 10 devrimciyikatlederken “BİZ YOKUZ KOMU-TANIM” diyerek bulundukları koğuşuboşaltmış ve düşman <strong>da</strong> ora<strong>da</strong>nsaldırmıştır.19 Aralık 2000 hapishaneler katliamın<strong>da</strong>F Tiplerine karşı direnmeyeceklerinibaştan belirtmişlerdir.Katliam<strong>da</strong>n sonra <strong>da</strong> “FARKIMIZIKOYDUK İYİ OLDU” diyerekdevlete “güven” vermişlerdir.Büyük Direniş için “Tam birkomplo ve tasfiye hareketidir” dediler.Türkiye'de kendileri dışın<strong>da</strong> yapılmıştek bir eylem yoktur. Ki PKKonu komplo ya <strong>da</strong> tasfiye dememişolsun.Düşman vahşice saldırırken, katlederkenneden direnmediniz diyoruz.Evet eleştiriyoruz.Devrimci, sosyalist, yurtsever diyorsanızkendinize bu soruların cevabınıvermek zorun<strong>da</strong>sınız. Devrimcilerbu düzeni yıkmak için savşıyorlar,düzenle uzlaşmak için değil.Düzenle her türlü uzlaşmaya karşıyız.Uzlaşmaya karşı her zaman ideolojik,politik mücadelemizi sürdürürüz.Devrimde ısrarımız, ikti<strong>da</strong>r hedeflimücadelemiz, oligarşinin ve emperyalizmindevrimcileri teslim almapolitikalarına karşı direnişimiz uzlaşmave düzenici politikaların önündeengeldir. Kürt milliyetçi hareket bununiçin her zaman düzenle uzlaşırkendevrimcilere saldırmıştır.Her şeyden önce biz Kürt, Türk,Laz, Çerkez... Anadolu’<strong>da</strong> yaşayantüm halkların kurtuluşu için, savaşıyoruz.Politikalarımızın hedefi devrimigeliştirmek için... Eleştirilerimiz dedüzeni aklamak için değil, devrimcidoğruların, bilimsel gerçeklerin çarpıtılmasını,düzenin meşrulaştırılmasınıengellemek içindir.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!41


İŞÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Hakları verilmeden işten atılanişçilerin her Cumartesi, birlikte taleplerinihaykırdıkları ortak eylemedevam ediliyor. Eyleme ilk başlayanişçilerden birçoğu direnişlerini zaferlesonuçlandırdılar. Ve ortak eylemeyeni işçi direnişleri eklendi, yeni kazanımlarelde edildi.Şişli Belediyesi ve işbirlikçi sendikayönetimine karşı direnişe başlayıp,ortak eyleme <strong>da</strong>hil olan SavaşDoğan ve Genel-İş 3 No’lu Şubeyebağlı işçiler direnişlerini kazanımlasonuçlandırdılar. Genel Kurul’a hilekarıştırarak kazanmasına rağmen SavaşDoğan yerine belediyenin istediğiCan Çokürkmez’i seçtiren belediye vesendika yönetimi geri adım atmak zorun<strong>da</strong>kaldılar. Direnişi işçilerin dedesteklemesi üzerine Can Çokürkmezve ekibi istifa ederek, yeniden genelkurula gitme kararı alındı.Direniş sonucu elde edilen kazanımıSavaş Doğan ortak eylemdeaçıkladı.Taksim Tramvay Durağı’n<strong>da</strong> başlayaneylemde, işçiler “Yaşasın HeyTekstil Direnişimiz!”, “Yaşasın KazovaDirenişimiz!”, “Yaşasın Şişli Direnişimiz!”,“Patron Sendikacılığınaİzin Vermeyeceğiz!” sloganlarıylaGalatasaray Lisesi önüne yürüdüler.Galatasaray Lisesi önünde Şişliişçilerinin kazanımları anlatılarak,sendikacıların patronlarla işbirliğiyapmasına izin vermeyecekleri vurgulandı.Genel-İş yönetiminde bulunanMevsim Gürlevik, Kani Beko,Remzi Çalışkan, Hüseyin Yaman veCafer Konca isimleri verilerek, patronişbirlikçisi sendikacılar olarak teşhiredildiler.Savaş Doğan <strong>da</strong> bir açıklama yaparak,yaşadıkları süreci anlattı.Doğan açıklamanın devamın<strong>da</strong>, “Patronlarakarşı, belediye yönetiminekarşı işçilerin haklarını korumak içinkurulan sendikanın şube yöneticisi belediyebaşkanının isteğiyle istifa ediyor”diyerek, böyle bir sendika yöneticisininişçinin hakkını nasıl koruyacağınısordu.Savaş Doğan’ın ardın<strong>da</strong>n haklarınıpatronların<strong>da</strong>n almak için direnenKazova işçileri adına SerkanGönüş bir açıklama yaptı. Gönüşhaklarını patronlara yedirmeyeceklerini,haklarını alana ka<strong>da</strong>r her yerdepatronlarının karşısına çıkacaklarınısöyledi.Eylem hep birlikte Çav Bellamarşının söylenmesinin ardın<strong>da</strong>nsona erdi.Doluca Bağcılık veŞarapçılık Fabrikası İşçisi!Yaklaşık 3 yıldır Tekir<strong>da</strong>ğ ÇerkezköyDoluca Bağcılık ve ŞarapçılıkFabrikası’n<strong>da</strong> çalışmakta olan YılmazŞahin, işçilere yapılan zamların düşükolduğunu söylediği ve itiraz ettiği içinhiçbir hakkı verilmeden işten çıkarıldı.18.10.2010 tarihinden beri DolucaBağcılık ve Şarapçılık Fabrikasın<strong>da</strong>çalışan Yılmaz Şahin, yapılanzamların işinin ve emeğininkarşılığı olmadığını söylediği an<strong>da</strong>nitibaren fabrika yönetimi tarafın<strong>da</strong>nkendisine yönelik sistematik birbiçimde sindirme ve yıldırma politikasınagirişildi. 13.02.2013 tarihindede işine son verildi.Bunun üzerine fabrika önündebir basın açıklaması gerçekleştirenYılmaz Şahin, “Hak verilmez alınır,Ben de bu iradeyle hakkımı alana ka<strong>da</strong>rbura<strong>da</strong> olacağımı Doluca Bağcılıkve Şarapçılık Fabrikası'na bildiriyorum”dedi. Basın açıklamasının ardın<strong>da</strong>nfabrika önüne çadır kuruldu.15 Mart günü çadır eylemine başlayanDoluca İşçisi Yılmaz Şahin'inçadırına polis saldırdı. “Bizimle birlikteemniyete ifade vermeye gelin”diyen polise, onların ayağına gidilmeyeceğininbelirtilmesi üzerine DirenenDoluca İşçisi Yılmaz Şahin veona destek veren Deniz Özüyaman ileEvren Çiçek zorla gözaltına alındı.Gözaltılar aynı gün serbest bırakıldı.Devam eden direnişte, işçilerifarklı bir kapı<strong>da</strong>n çıkartarak Şahin’igörmelerini engellemek isteyen fabrikayönetimi, bu sefer de saldırdı.Saldırının sebebi ise fabrika tellerineasılan “%10 zam istediğim içim iştenatıldım. Hakkım olanı istiyorum”pankartı idi. Özel güvenliğin tutumunatepki olarak yan fabrika<strong>da</strong>çalışan işçiler çadıra gelerek çadır direnişinedestek oldular. Özel güvenliğinsözlü ve fiziki mü<strong>da</strong>halesine rağmengeri adım attıramayacaklarını anladıklarıan<strong>da</strong>n itibaren geri çekilmekzorun<strong>da</strong> kaldılar. Yol<strong>da</strong>n arabalarıylageçen insanlar de desteklerini bildirdiler.Fabrika önünde sürekli“İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız”,“Hakkım Olanı İstiyorum”, “DireneDirene Kazanacağız” sloganları atıldıve fabrika yönetimini teşhir edicikonuşmalar yapıldı.42HALKIN DA ADALETİ VAR!


Kazova Tekstil İşçileri!4 aylık maaşları, ikramiyeleri, kıdemve ihbar tazminatları verilmedenpatronları Ümit Somuncu ve MustafaUmut Somuncu tarafın<strong>da</strong>n iflas gösterilerekişten çıkartılan KazovaTekstil işçileri, 13 Mart günü işyerlerininönüne ka<strong>da</strong>r yürüyüp, basınaçıklaması yaptılar.Şişli Camisi önünde bir araya gelenişçiler, “Haklarımızı İstiyoruzAlacağız-İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız”yazılı önlüklerini giyerek,“Kazova Tekstil Patronları Ümit Somuncuve Mustafa Umut Somuncu’yaHaklarımızı Yedirmeyeceğiz” pankartınıaçtılar.Bomonti’deki işyerlerinin önünedoğru yürüyüşe başlayan işçileri,Şişli halkı camlar<strong>da</strong>n alkışlayarakdestekledi. Sloganlar eşliğinde işyerlerininönüne gelen işçiler adınabasın açıklamasını Serkan Gönüşokudu. Gönüş, “Fabrika kapanalı 40gün oldu. Ama Kazova Trikotaj patronlarıÜmit Somuncu ve oğlu MustafaUmut Somuncu hala kayıp.Borçlarını ödeyeceklerine, çareyiköşe bucak saklanmakta bulup kaçıyorlar.Emeğimizin hakkını vermedenbizleri işten atan patronları eylemlerimizleteşhir etmeye devamedeceğiz” dedi.25 kişinin katıldığı eylem haftayaaynı saatte ve yerde buluşulacağıduyurusu yapılarak sonlandırıldı.Kazova Tekstil işçileri, eylemlerinipatronlarının evinin önüne de taşıdılar.Patronlarının evinin bulunduğuSarıyer 7. Gazeteciler Sitesi önüne gidenKazova işçileri, “Kazova TekstilPatronları Ümit Somuncu ve MustafaUmut Somuncu’ya Haklarımızı Yedirmeyeceğiz”pankartını açtılar.Yapılan açıklama<strong>da</strong>, Ümit ve MustafaSomuncu’nun kendilerinden çaldıklarıparayla özel koruma tutup, tatilyaptıklarını belirten işçiler, haklarınıalma<strong>da</strong>n direnişlerinden vazgeçmeyeceklerinisöylediler.İşçilerin oluşturduğu bir heyet,patronların evlerine gitti ama evdeolmadıklarını öğrendiler. İşçiler herhafta ora<strong>da</strong> eylemlerine devam edeceklerinisöyleyerek eylemi sonlandırdılar.Kazova Tekstil işçileri, 20 Martgünü de Şişli Cami önünde eylemyaptılar.Faşist Saldırılara Karşı “BağımsızTürkiye” Şiarını Yükselteceğiz!Grup Yorum ve Sanat Cephesi'nin İdil Kültür Merkeziönünde başlattığı Pazar eylemleri haftalardır devamediyor. Komployla tutuklanan Grup Yorum elemanlarıAyfer Rüzgar, Seçkin Aydoğan, Tavır dergisi çalışanlarıVeysel Şahin, Gamze Keşkek ve Bahar Kurt, İdil KültürMerkezi çalışanı Güney Güzelkara'nın serbest bırakılmasıiçin her Pazar saat 14.00'te gerçekleşen eylem veküçük konserlerde bu hafta 17 Mart günü de Grup Yorumdinleyicileri hazır bulundu. Grup Yorum elamanı SelmaAltın yaptığı açıklama<strong>da</strong>, 14 Mart sabahı polisin GençlikFederasyonu'na yaptığı baskın ve İdil Kültür Merkezi'niablukaya almalarının, halka umut taşımaların<strong>da</strong>nkorktuklarını ve bu yüzden saldırdıklarını söyleyerek, korkularını<strong>da</strong>ha <strong>da</strong> büyüteceklerini ifade etti.Grup Yorum ve koro elemanlarının katıldığı program,okunan türküler ve halaylarla devam etti. Yaklaşık 120kişinin katıldığı eylem, 14 Nisan'<strong>da</strong>ki Bağımsız Türkiyekonseri için yapılan çağrı ve her Çarşamba İstanbulAdliyesi,her cuma günü de Taksim Mey<strong>da</strong>nı'n<strong>da</strong> gerçekleşeneylemlerin duyurusu ile son buldu.Faşizme Karşı Omuz OmuzaAKP ikti<strong>da</strong>rının ülkemiz toprakların<strong>da</strong> açık faşizmi uygulamasınakarşı, faşizme karşı omuz omuza mücadeleşiarını bir kez <strong>da</strong>ha haykırmak için 15 Mart günü saat 300kişi Taksim Mey<strong>da</strong>nı'n<strong>da</strong> toplanarak, İstiklal Caddesi boyuncayürüdü. Galatasaray Lisesi önünde bir basın açıklamasıgerçekleştirildi. Açıklamayı Çağ<strong>da</strong>ş HukukçularDerneği'nden Avukat Aycan Çiçek okudu. Ardın<strong>da</strong>nGençlik Federasyonu'na yapılan baskın<strong>da</strong> gözaltına alınıp,çocuk şubeden serbest bırakılan Mahir Mete Kul açıklamayıokudu.Kul, yüzlerce çevik kuvvet ve özel harekat polisinin kimyasalgazlarla, coplarla binaya girdiklerini, attıkları maddelerdenyangın çıktığını ve 19 Aralık'taki gibi kendilerininde diri diri yakılmak istendiğini ifade etti. Emniyet Müdürlüğü'ndeişkence gördüklerini ifade eden Mete Kul, gözaltın<strong>da</strong>bulunan arka<strong>da</strong>şlarının hala işkencede olduğunu söyledi.Daha sonra konuşma yapan Grup Yorum elemanlarıise AKP ikti<strong>da</strong>rının halkın her kesimine baskı uyguladığını,köylüleri gözaltına aldığını, öğrencileri, memurları,sanatçıları susturmaya çalıştığını; fakat kaybedenin yineAKP ikti<strong>da</strong>rı olacağını ifade ederek, 14 Nisan'<strong>da</strong>ki BağımsızTürkiye Konseri'nin çağrısını yineledi. Eylem Grup Yorum'unşarkılarıyla durulan halaylarla sona erdi.Yozlaşmaya Karşı GücümüzBirliğimizdir!Dersim Yenimahalle’de 13 Mart günü de DersimHalk Komitesi tarafın<strong>da</strong>n 3 adet yazılama yapıldı. DersimHalk Komitesi’nin başlattığı yozlaşma kampanyası ile ilgiliyazılamalar halkın <strong>da</strong> ilgisini çekti.17 Mart günü de yine Yenimahalle’de yozlaşmaya karşıdüzenlenecek olan toplantıya çağrı yapıldı. Mahalledebildiri <strong>da</strong>ğıtımı ve konuşmalar yapılarak, yozlaşma konusun<strong>da</strong>nasıl bu hale gelindiği anlatıldı. Örgütlenerek yozlaşmanınönüne geçileceği vurgulanarak; halk bir sonrakigün yapılacak toplantıya <strong>da</strong>vet edildi.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!43


Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Faşizme Karşı DemokrasiKeyfi Tutuklamalara KarşıA<strong>da</strong>let İstiyoruz İstanbul-TaksimTAYAD'lı Aileler, “Faşizme KarşıDemokrasi Keyfi TutuklamalaraKarşı A<strong>da</strong>let İstiyoruz!” kampanyasınıduyurmak için, 15 Mart günü GalatasarayLisesi önünde masa açtılar.“Baskılar Gözaltılar TutuklamalarBizi Yıldıramaz!” pankartı asılarak,konuyla ilgili bildiriler <strong>da</strong>ğıtılıp, konuşmayapıldı. Halkla, son saldırılarave tutuklamalara ilişkin sohbetleredildi. 1,5 saat açık kalan masa<strong>da</strong> 50imza toplandı ve 400 bildiri <strong>da</strong>ğıtıldı. İstanbul-Sarıgazi16 Mart günü Sarıgazi'de “FaşizmeKarşı Demokrasi, Keyfi TutuklamalaraKarşı A<strong>da</strong>let İstiyoruz” talebiyleDemokrasi Caddesi girişineDERSİM İstanbul-Gülsuyu12 Mart günü Cepheliler, uyuşturucuçetelerinin yoğun olarak kullandığıbir yola “Çetelerden HesapSoracağız!” yazılaması yaptılar. Ayrıca5 adet “Amerika Defol Bu VatanBizim” ve 8 tane “Cephe” yazılamalarıyapıldı. İstanbul-Okmey<strong>da</strong>nıOkmey<strong>da</strong>nı'<strong>da</strong> Cepheliler, 19 Martgünü birçok yere “CEPHE”, “DHKC”masa açıldı. Masa<strong>da</strong>,kampanya tanıtımı yapıldı.3 saat açık kalanmasa<strong>da</strong> 400 adet kampanyabildirisi <strong>da</strong>ğıtıldıve 5 föy dolusuimza toplandı. 18Mart günü de DemokrasiCaddesi ileİnönü Mahallesi’neafişleme yapıldı. Bakırköy’deyapılacakolan Bağımsız TürkiyeKonseri'nin afişlerindende 100 adet yapıldı. İzmirGrup Günışığı ve İzmir Halk Cephesi’ninortak örgütlediği eylemlere buhafta <strong>da</strong> devam edildi. 17 kişinin katıldığıeylemde, Gençlik Federasyonu’na14 Mart günü yapılan baskın veİdil Kültür Merkezi’nin ablukayaalınması <strong>da</strong> teşhir edildi. Okunanaçıklama<strong>da</strong> “Biz devrimciler, devrimcisanatçılar olarak ne halkımıza nevatanımıza ihanet etmedik. Susmayacağız,milyonlar olup korkularınızıbüyüteceğiz.’’ denildi.Sloganlar eşliğinde eylem sonaerdi. Eylemden sonra 200 adet “FaşizmeKarşı Demokrasi Keyfi TutuklamalaraKarşı A<strong>da</strong>let İstiyoruz”bildirisi <strong>da</strong>ğıtıldı.OKMEYDANIHer Duvarı Sloganlarımızla DonatacağızKadınınÖzgürleşmesiAncakSosyalizmle Olur,Devrimle Olur10 Mart günü, Pir Sultan Ab<strong>da</strong>lKültür Derneği Elazığ Şubesi’nde 8Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günükutlaması yapıldı. Program<strong>da</strong>, ülkemizdeve dünya<strong>da</strong> kadının yeri, metalaştırılması,katledilmesi, diri diri yakılması,köle gibi çalıştırılması konularınadeğinildi. Sonuç olarak kadınınkurtuluşunun ancak bağımsız,demokratik, sosyalist bir sistem geldiğindehayat bulacağına vurgu yapıldı.70 kişinin katıldığı program, yapılankonuşmanın ardın<strong>da</strong>n sazlı sözlütürkülerle devam etti.Yusuf Aslan'ınAnnesi Vefat EttiDevrimci önderlerimizden YusufAslan'ın annesi Mediha Aslan, 20Mart günü Antalya'<strong>da</strong> vefat etti. Aslan'ıncenazesi 21 Mart günü UncalıMezarlığı'n<strong>da</strong> defnedildi.Cenaze törenine katılan AntalyaHalk Cephesi, Mediha Aslan'nın ailesine,yakınlarına ve sevdiklerinebaşsağlığı diledi.ve “Katil Polis Su Sat, Simit Sat HedefimizOlma” yazılamaları yaptı.16 Mart günü ise Liseli Dev-Genç’liler, Gençlik Federasyonu baskınıesnasın<strong>da</strong> işkenceciler tarafın<strong>da</strong>nsilinen yazılamaların yerine yeni yazılamalaryaptı. Okmey<strong>da</strong>nı sokaklarına“Dev-Genç”, “Yaşasın Dev-Genç, Yaşasın Dev- Genç’liler”,“Dev-Genç’i Bitiremezsiniz!” yazılamasıyapıldı. 19 Mart günü de“Dev-Genç”, “Amerika Defol Bu VatanBizim!” yazılamaları yapıldı. İstanbul-Altınşehir13 Mart günü sabaha karşı Cephelilerumudun adını duvarlara nakşetti. DersimDersim’de Cepheliler 12 Martgünü Yenimahalle'de “12 Mart GaziKatliamının Hesabını Soracağız”,“12 Mart Gazi Şehitleri Ölümsüzdür”yazılamaları ile Gazi şehitlerini selamladı. KayseriDev-Genç'liler, 18 Mart günüKayseri Talas Yenidoğan Mahallesi'ndeöğrencilerin sıklıkla geçtiğiüniversite yolun<strong>da</strong> “Dev-Genç'i Bitiremezsiniz”,“Yaşasın Dev-Genç”yazılamaları yaptılar.44HALKIN DA ADALETİ VAR!


Newroz Ezilen HalklarınZulme Karşı İsyanıdırMalatya'<strong>da</strong> Halk Cepheliler, 18 Mart günü Cemal GürselMahallesi'nde Newroz’a çağrı bildirileri <strong>da</strong>ğıttı ve afişastı. Yapılan çalışma<strong>da</strong> kapı kapı bildiri <strong>da</strong>ğıtılarak, mahallehalkı 21 Mart günü yapılacak olan Newroz kutlamalarına<strong>da</strong>vet edildi. Halk Cephesi yazılı önlüklerle yapılançalışma<strong>da</strong> 300 bildiri halka ulaştırıldı. Yapılan afişçalışmasın<strong>da</strong> Cemal Gürsel Mahallesi’ne 50 adet Newroz’açağrı afişleri asıldı.19 Mart günü Malatya’<strong>da</strong>, Halk Cephesi ve Liseli Dev-Genç’liler, Cemal Gürsel Mahallesi’nde Newroz’a çağrıçalışmalarına devam etti. Mahallede megafonla çağrı yapılırken,aynı zaman<strong>da</strong> tek tek evler dolaşılarak bildiri <strong>da</strong>ğıtıldı.Megafonla yapılan çağrı<strong>da</strong>, “Newroz ezilen halklarınzulme karşı isyanıdır. Newroz isyandır, isyanı Cengiz Soy<strong>da</strong>şlar’la,Alişan Şanlılar’la büyütüyoruz” denildi.AKP’nin faşist polisleri de, çalışma sırasın<strong>da</strong> sivil araçlarıylamahallede dolaşarak mahalle halkına korku salmayaçalıştılar. Yapılan çalışma<strong>da</strong> 200 bildiri halka ulaştırıldıve mahalleye 15 tane Newroz’a çağrı afişi asıldı.Keyfi Tutuklama ZulmüneKarşı Açlık Grevindeyiz!Halk Cephesi, devrimci kurum kişilere yönelik baskınve tutuklama terörüne karşı “Faşizme Karşı Demokrasi, KeyfiTutuklama Zulmüne Karşı A<strong>da</strong>let İstiyoruz!” şiarıyla birkampanya başlattı. Kampanya kapsamın<strong>da</strong> 25-29 Mart tarihleriarasın<strong>da</strong> İstanbul Adliyesi önünde açlık grevi çadırıkurulacak.Yüzlerce kişinin tutuklandığı bu operasyonlar<strong>da</strong> dosyalar<strong>da</strong>gizlilik kararları olduğu ve tutuklamaların hangi delillere<strong>da</strong>yanarak yapıldığının bile belli olmadığını belirtenHalk Cephesi, “Yalanlarla, demokratik kurumlara ve halkaestirilen terör gizleyemeyecekler. AKP, kendine muhalifherkesi terörist olarak göstermekte ve hukuksuzca,komplolarla tutuklamalar yapmaktadır. Halkımız; buna hepbirlikte dur diyelim! Sıra sana gelmeden, hep birlikte direnerekve <strong>da</strong>ha çok örgütlenerek AKP'nin saldırılarını püskürtelim”duyurusun<strong>da</strong> bulundu.Evlatlarımızı TecritteSizlere Katlettirmeyeceğiz!15 Mart günü kaldıkları hücreye baskın yapılarak zorlaEdirne F Tipi Hapishanesi’ne sürgün edilen Hakan Karabeyve Özcan Bayram için TAYAD’lı Aileler İstanbulAdliyesi önünde eylem yaptılar. Sürgün sevkleri protestoetmek için 20 Mart günü yapılan eylemde, “HapishanelerdekiKeyfi Uygulamalara Son! Evlatlarımız SahipsizDeğildir” pankartı açıldı. “Hapishanelerde Keyfi SürgünlereSon Verilsin, Evlatlarımız Sahipsiz Değildir” sloganlarınıatan TAYAD’lı Aileler adına Nagehan Kurt basınabir açıklama yaptı.Sürgün sevklerin tecrit politikasının bir bölümü olduğunusöyleyen Kurt, “hapishane yönetimi hakkın<strong>da</strong> suçduyurusun<strong>da</strong> bulunacaklarını belirtti.<strong>Yürüyüş</strong>’ünHalka UlaşmasıEngellenemez! Zongul<strong>da</strong>k17 Mart günü Zongul<strong>da</strong>k’ın Kilimli Beldesi’nde15 adet <strong>Yürüyüş</strong> dergisi halkaulaştırıldı. Halkımıza son yapılan hukuksuzbaskınlar hakkın<strong>da</strong> bilgi verildi.Operasyonların halkın tüm kesimlerinisindirmek amaçlı olduğuifade edildi. İzmir17 Mart günü GüzeltepeMahallesi’nde <strong>Yürüyüş</strong> dergisinin355. sayısının tanıtımı yapıldı. Mahalle halkına devletleasalak burjuvazinin halkı sömürmek, servetlerine servetkatmak için nasıl işbirlikçilik yaptıkları anlatıldı. Mahallehalkı, tutuklanan devrimcileri sevdiklerini ve her zamansahipleneceklerini söylediler. Yedi dergi okuru 80 tane<strong>Yürüyüş</strong> dergisini halka ulaştırdı.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!45


camalı, milyonları örgütleme iddiamızıhalkımızla birlikte ete kemiğebüründürmeliyiz. Emperyalistlere veuşaklara halkların gücünü, yenilmezliğinigösterelim, 500 bin yüreğitaşıyalım Bağımsızlık Konserimize.Bunun için bugünden başlamalıyızçalışmalarımıza.Hedefimiz gerçekten büyük, amaulaşamayacağımız bir hedef değildirbu. Elbette kendiliğinden gelmeyecekhiç kimse. Her bir insanı getirmekiçin emek harcayacak, tek tek ulaşacağızherkese. Koca bir nehir olacak,akacağız Bağımsız Türkiye düşümüzügerçek kılmak için devrimyolun<strong>da</strong>...12 Mart 1995’te Gazi’de, 15 Mart1995’te Ümraniye’de yapılan katliamlarıprotesto etmek, şehitlerimizi anmak vehesap sormak için 1 Mayıs Mahallesi’ndeHaklar ve Özgürlükler Derneğiile 1 Mayıs Mahallesi yöre dernekleritarafın<strong>da</strong>n bir yürüyüş gerçekleştirildi.12-15 Mart 1995’te Gazi ve Ümraniye’de18 insanımız katledilmişti.Üzerinden 18 sene geçmesine rağmenkatillerin hiçbiri cezalandırılmadı.Hatta terfi edilerek ödüllendirildi.Devlet yaptığı katliamların üstünüörterek katliamı unutturmaya çalışıyor.Fakat devletin yaptığı katliamlarıunutmayacağız, unutturmayacağız.Ümraniye Katliamı’nın 18. yıl dönümüiçin birhafta öncesindençalışmalarabaşlandı.1 Mayıs veAşık Veyselmahalleleri ileski karakolTüm Anti-Emperyalistler,Tüm Anti-Faşistler, Türk,Kürt, Arap, Laz, Çerkez,Alevi, Sünni TümUluslar<strong>da</strong>n ve İnançlar<strong>da</strong>nHalklarımızSorunlarımızın çözümü bağımsızve demokratik bir Türkiye’den geçmektedir.Bağımsızlıktan ve demokrasidenyana olan, emperyalist yağmaya, sömürüye,işbirlikçiliğe karşı olan herkesitaşıyalım konser alanına...İşçiler, köylüler, memurlar, işsizler,ev kadınları, esnaflar, liselive üniversiteli öğrenciler, aydınlar,sanatçılar, avukatlar, emekliler, yaşlılar,çocuklar... herkes ama herkesolmalı bu akan nehrin içinde...Bugün Grup Yorum’un 3. sünündüzenleyeceği Bağımsız TürkiyeKonserine katılmak, Amerikan uşağıAKP faşizmine karşı yüzbinler olupomuz omuza verip direnmek demektir.Grup Yorum konserine katılmakAKP’nin hedef aldığı tüm halk muhalefetininfaşizme karşı tek vücutolup birleşmesi demektir.Grup Yorum Konserleri artık sadeceYorum Konseri değildir. AKPfaşizminin boyun eğdiremediği halkıonurlu ortak direniş sesidir.Halkımız!Gazi ve Ümraniye ŞehitlerimizinHesabını Soracağız!durağı ve merkez duvarlarına ozalitleryapıştırıldı, bildiriler <strong>da</strong>ğıtıldı. İş yerlerinekatliamı anlatan iç mekan afişleriasıldı ve sesli çağrılar yapıldı. 3001Caddesi üzerinde ve Pazar girişindemasa açıldı sesli çağrılar yapıldı.15 Mart günü eski karakol durağıönünde yöre dernekleri ile Haklar veÖzgürlükler Derneği’nin düzenlemişolduğu yürüyüş sloganlarla başladı.<strong>Yürüyüş</strong>e 1 Mayıs Mahallesi halkı yoğunkatılım ve ilgi gösterdi. Camlarave balkonlara çıkarak alkışlarıyla, ıslıklarıylasloganlara eşlik ettiler. 1 MayısMahallesi halkı şehitlerine ve mahallesinesahip çıktıklarını gösterdiler.<strong>Yürüyüş</strong>, insanlarımızın katledildiği30 Ağustos İlk Öğretim Okuluönünde sona erdi. Gazi ve Ümraniyeşehitleri için 1 <strong>da</strong>kikalık saygı duruşun<strong>da</strong>bulunuldu. Bir konuşma yapılarak,karanfiller bırakıldı ve anmasona erdi.Bugün tek görevimiz konsere katılmakdeğil, her birinizin faşizmekarşı mücadelenin bir neferi olarakkonsere a<strong>da</strong>m taşımaktır.AKP faşizmine teslim olmayanmilyonların sesini birleştirmektirgörevimiz.Emperyalizmin sömürüsü ve faşizminzulmü karşısın<strong>da</strong> büyük birsahiplenmeye dönüştürelim konserve 1 Mayıs çalışmalarımızı…Alacağımız sonuç, emperyalizmeve onun taşeronu AKP’ye karşı vereceğimizen güzel cevap olacaktır.Hiçbir saldırının milyonlar olmamızıengelleyemeyeceğini, Bağımsız Türkiyeiçin milyonları örgütlememizeengel olamayacağını gösterelim.Her fırsatta halka saldıran, halkıaşağılayan AKP’ye halkın gücünügösterelim...500 bin yürek, 500 bin ses olaraktek bir ağız<strong>da</strong>n haykıralım:Faşizme Karşı Omuz Omuza!Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye!Bağımsız TürkiyeKonseri içinBİN KOMİTE KuralımGrup Yorum'un 14 Nisan’<strong>da</strong> İstanbulBakırköy'de yapacağı “BağımsızTürkiye Konseri”nin çalışmalarıbaşladı. Gazi ÖzgürlüklerDerneği’nde, yapılan toplantı ilekonser duyurusunun yapılması içinkomiteler belirlendi.Öncelikle, geçen sene kaç komiteolduğu konuşularak, bu sene<strong>da</strong>ha fazla komite kurulması gerektiği;çünkü bu sene hedefingeçen senelerden <strong>da</strong>ha fazla olduğu,düşmanın saldırılarını boşaçıkarmak için bir eyleme dönüştürülmesigerektiği dile getirildi.Geçmiş tecrübelerden yola çıkılarak,komitelerin çalışma programlarızenginleştirildi.43 kişinin katıldığı toplantı,kaç komite kurulacağı üzerine konuşulmasınınardın<strong>da</strong>n bitirildi.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!47


10. Uluslararası Tecrite KarşıMücadele Sempozyumu YapıldıSayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Bu yıl 10.su düzenlenen UluslararasıTecrite Karşı Sempozyumu 15-18 Mart 2013 tarihlerinde Almanya’nınbaşkenti Berlin’de, TeknikÜniversitesi’nde geçekleşti.3 gün süren sempozyuma, Tanzania,Honduras, Kolombiya, İrlan<strong>da</strong>,Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Danimarka,Lübnan, Filipinler, Türkiye,Belçika, Almanya, Filistin ve Küba’<strong>da</strong>ntoplam 31 delege katıldı.15 Mart günü yapılan ilk panelinkonusu “Irkçılık bir devlet politikasıdır–NSU ve devlet el ele” oldu.Konuşmacılar olarak Alman AvukatGabriele Heinecke, Anadolu Federasyonuçalışanı Tuncay Yılmazve anti-faşist Sol Berlin’den (ALB)bir temsilcisi katıldı. NSU cinayetlerive Anayasa Koruma Örgütü’nün buNazi örgütlenmesiyle olan ilişkisikonuşuldu.Sempozyumun 2. gününde Avrupa’<strong>da</strong>kiKapitalist kriz ele alındı.Avrupa, Asya, Afrika ve Latin-Amerikaülkelerinden katılan konuklarlayapılan panelde ilk konuşmayı Devrimciİşçi Hareketi’nden Türkan Albayrakyaptı.Albayrak, DİH’in faaliyetlerindenbahsederken; Almanya’<strong>da</strong>n katılanARAB üyesi Arian Schiesser Yunanistan’<strong>da</strong>kiekonomik krizi ve halkınmücadelesini anlattı. Schiesser, Almanya’<strong>da</strong>Avrupa Merkez Bankasıönünde 31 Mayıs’tan 1 Haziran’aka<strong>da</strong>r on binlerle Avrupa’<strong>da</strong>ki kriziprotesto edeceklerini de duyurdu.Bulgaristan Komünist Partisi temsilcisiile Yunanistan Öğretmen Sendikası’n<strong>da</strong>nkatılan Pavlos <strong>da</strong> birerkonuşma yaptılar. Emperyalizmekarşı direnmekten başka yol olmadığıifade edildi.Sempozyumun ikinci bölümünde“Yorum'a baskın, HHB avukatlarıtutuklandı. Türkiye'de AKP gibi düşünmeyenherkese karşı hukuk sopasıkullanılıyor” konulu oturum yapıldı.İlk konuşmacı <strong>Halkın</strong> Hukuk Bürosutemsilcisi Engin Gökoğlu idi.HHB tarihini anlatan Gökoğlu,HHB’ye ve ÇHD’ye yapılan operasyonlar<strong>da</strong>nbahsetti.Ardın<strong>da</strong>n Die Linke (AlmanyaSol Partisi) Milletvekili Sevim Dağdelensözü aldı. AKP hükümeti ileAlmanya arasın<strong>da</strong>ki ilişkiye değindi.AKP hükümetinin emperyalizm ileişbirliği yaptığını vurguladı.Bir sonraki konuşmacı TAYADBaşkanı ve HHB çalışanı Behiç Aşçıidi. “Türkiye gibi NATO üslerineGenelkurmay Başkanının bile giremediğibir ülkenin yöneticilerininSelçuk Kozağaçlı gibi bir avukatısuçlama hakkı yoktur” dedi. GrupYorum’<strong>da</strong>n İbrahim Gökçek <strong>da</strong>yanışmaile ilgile kısa bir konuşmayaptı ve sonun<strong>da</strong> HHB’a yapılanbaskının görüntüleri gösterildi.Sempozyumun 3. günü “SiyasiTutsaklar” konusuyla devam etti.Başlangıcı İrlan<strong>da</strong>’<strong>da</strong>n katılan JuneKelly yaptı. Kelly, Sırbistan’<strong>da</strong>ki tutsaklarhakkın<strong>da</strong> konuştu. Sıra<strong>da</strong> İrlan<strong>da</strong>lıRepublican Sinn Fein temsilcisivardı. İrlan<strong>da</strong>’<strong>da</strong> devlet ile yapılananlaşma<strong>da</strong>n sonra fazla birşeyin değişmediğini ve hala siyasitutsakların direnişleri olduğunu anlattı.Ardın<strong>da</strong>n Kübali 5’ler, KlausEichner Basta Ya tarafın<strong>da</strong>n anlatıldı.Sonra sözü Ulusal Demokratik FilipinPartisi aldı. Filipin‘in yeraltı kaynaklarınınçok zengin olduğu haldeFilipin halkının yüzde 50’sinin yoksulolduğunu anlattı.Kolombiya’<strong>da</strong>n katılan konuk 50yıl süren mücadelelerinde yüz binlerceinsan kaybettiklerini söyleyerek, devletinyıkım politikaların<strong>da</strong>n söz etti.Tecrite karşı 10.su yapılan sempozyumun2. gününün sonun<strong>da</strong>, 1100kişinin katıldığı bir konser düzenlendi.Konserde açılışı Filistin Folklor Grubuyaptı. Halkoyunları ile konserekatkı<strong>da</strong> bulundular. AntifaschistischeRevolutionäre Aktion Berlin’in (AntifaşistDevrimci Hareket Berlin) kısabir konuşmasın<strong>da</strong>n sonra Filistinlibir genç, rap parçalarını sundu. Şarkılarınkonusu Suriye ve Filistin halkınındirenişi ve emperyalizm idi.Sonra tutsak mektupları okundu. FilistinFolklor Grubu’n<strong>da</strong>n bir şarkıcı48HALKIN DA ADALETİ VAR!


sahne aldı. Ut eşliğinde Arapça şarkılarsöyledi dinleyicilere ve hemensonra Almanca şarkılar söyleyen TobiasThiele sahneye çıktı.“Karl Marx Almanya’nın Trierşehrinde değil de Karadeniz’de doğsaydınasıl olurdu?” konusu ile HarunAçıksözlü, Laz Marks amca olaraksahnede politik bir stand-up sundu.Şili’li Nikolas, İspanyolca şarkı söylediktensonra Almanya Sol Partimilletvekili Ulla Jepke bir konuşmayaptı. Son olarak Grup Yorum sahneyeçıktı. Çeşitli dillerle söylediklerişarkıları ve türküleriyle Grup Yorum’unsusturulamayacağını bir kez<strong>da</strong>ha kanıtladı. Dev-Genç marşınısöyledikleri sıra Avrupa Dev-Genç’lilerisahneye çağırdılar ve marşı birlikteseslendirdiler. En son sempozyumuntüm konuklarını sahneye <strong>da</strong>vetedip, Çav Bella marşını hep birliktesöylediler.Öğretmenlerimiz SerbestBırakılsın, Eğitim HakkımızGasp Edilmesin!Hatay Saman<strong>da</strong>ğ’<strong>da</strong> öğretmen olan KamuEmekçileri Cephesi üyesi Metin Canpolat'ınevi 13 Mart gecesi AKP'nin eli kanlı polisleritarafın<strong>da</strong>n basıldı ve Canpolat gözaltına alındı.KEC tarafın<strong>da</strong>n yapılan açıklama<strong>da</strong>, “Öğretmenimizinbaşına gelecek her hangi bir durum<strong>da</strong>nAKP’nin polisleri sorumludur” denildi.13 Mart günü İstanbul 1 Mayıs Mahallesi’ndede KEC üyesi memurlara yönelik operasyon<strong>da</strong>tutuklanan öğretmen Nazife Onayiçin, 30 Ağustos Ortaokulu önünde bir basınaçıklaması yapıldı.Eğitim-Sen' in İstanbul 2 No’lu Şubesiadına yapılan açıklama<strong>da</strong> şu sözlere yer verildi:“Nazife öğretmenin öğrencileri, velileri ve bizEğitim-Sen olarak bu haksız tutuklamanın sonlandırılmasınıistiyoruz. Ve biliyoruz ki bubaskı ve korku düzenine karşı yaptığımız hertürlü mücadele, tutuklu arka<strong>da</strong>şlarımızın veNazife öğretmenin en kısa zaman<strong>da</strong> sınıfın<strong>da</strong>ki,aramız<strong>da</strong>ki yerini almasını sağlayacaktır.”Ardın<strong>da</strong>n okul Aile Birliği’nin kısa bir açıklamasıoldu. Açıklama<strong>da</strong>, “Nazife öğretmenve tutuklanan tüm arka<strong>da</strong>şlarımız AKP’ninmemurları köleleştirme düzenlemesine karşıörgütledikleri mücadele ile AKP politikalarınınönünde engeldir. Onun için saldırıyor AKP.Başaramayacaklar. Sendikalı olmaya, örgütlenmeye,haklarımızı ve tutuklanan arka<strong>da</strong>şlarımızısavunmaya devam edeceğiz” denildi.Öğretmenlerine destek amaçlı döviz taşıyanöğrenciler de hocalarına sahip çıktı. Eyleme80 kişi katıldı.Alişan Şanlı Ölümsüzdür!Emperyalistlerden hesap sormak için 1 Şubat günü Ankara’<strong>da</strong>Amerikan Konsolosluğu’na yönelik yaptığı fe<strong>da</strong> eyleminde şehitdüşen Alişan Şanlı TAYAD'lı Aileler tarafın<strong>da</strong>n verilen 40 yemeğiile anıldı.Alişan Şanlı vasiyetinde, cenazesinin Gazi Cemevi'nden kaldırılmasınıve on<strong>da</strong>n sonra memleketine defnedilmesini istemişti.TAYAD'lı Aileler, bu vasiyetini 40 yemeği ile gerçekleştirdiler.16 Mart günü yapılan anma<strong>da</strong>, Gazi Cemevi'nin salonuna“Amerika Defol Bu Vatan Bizim” ve “Alişan Şanlı Ölümsüzdür”pankartları asıldı.Şehit aileleri, Gazi halkı ve İstanbul'un yoksul mahallelerindengelenlerle birlikte 150 kişi Alişan Şanlı için Gazi Cemevi'ndeydi.Alişan Şanlı, vasiyetinde cenazesi sırasın<strong>da</strong> 3 el ateş edilmesiniistemişti. Saygı duruşu esnasın<strong>da</strong> Gazi'de yol<strong>da</strong>şları AlişanŞanlı'nın vasiyetini yerine getirerek 3 el ateş ettiler. Saygıduruşun<strong>da</strong>n sonra TAYAD'lı Aileler adına yapılan konuşma<strong>da</strong>Amerika'nın tüm halkların düşmanı olduğu ve Alişanlar4ın mücadelesininemperyalistlere karşı olduğu anlatıldı. Ardın<strong>da</strong>n Ümitİlter'in Alişan Şanlı için yazdığı şiir ile Hasan Hüseyin Korkmazgil'in“Nehirler Aka Aka” şiiri TAYAD'lılar tarafın<strong>da</strong>n okundu. Sonolarak hep bir ağız<strong>da</strong>n “Hekimoğlu”, “Kavuşma”, “Bize ÖlümYok'” ve “Haklıyız Kazanacağız” marşları söylendi. Program,“Amerika Defol Bu Vatan Bizim”, “Alişan Şanlı Ölümsüzdür”sloganlarıyla sona erdi ve yemeğe geçildi.Özgür Tutsaklar Teslim Alınamaz!Tekir<strong>da</strong>ğ 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde tutuklu bulunanHakan Karabey ve Özcan Bayram 15 Mart günü zorla hücrelerindençıkartılarak, işkenceyle Edirne F Tipi Hapishanesi’ne sürgünedildiler. Aynı gün Tekir<strong>da</strong>ğ 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde hücreleresaldırılarak, “10 kitap sınırlaması” yapılacağı gerekçesiyletutsakların kitapları gasp edildi ve tutsaklara saldırıldı. Tekir<strong>da</strong>ğHapishanesi'ndeki Özgür Tutsaklar, saldırılara karşı 18 Mart'tanberi açlık grevindeler.<strong>Halkın</strong> Hukuk Bürosu, saldırıyla ilgili olarak 19 Mart’ta yazılıbir açıklama yaparak, “Özgür tutsakları tecrit içinde tecritetmelerine izin vermeyeceğiz” dedi.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!49


Avrupa’<strong>da</strong>Avusturya; Avusturya’nın İnnsbruck şehrinde 10Mart günü Anadolu Kültür Merkezi’nde, 8 Mart DünyaEmekçi Kadınlar Günü ile ilgili seminer verildi.Saat 14.00’te başlayan seminerde saygı duruşun<strong>da</strong>n sonra“Dünden bugüne kadınlar” konusun<strong>da</strong> konuşuldu.Seminer'in yapıldığı Kültür Merkezi’nde kadın şehitlerinresimleri ile “Devrime Meşale Bizim Kadınlarımız”,“Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” pankartıasıldı. Seminere 35 kişi katıldı.Almanya; 10 Mart günü Almanya’nın Hamburg şehrindebulunan Ekin Kültür Merkezi’nde, 8 Mart DünyaEmekçi Kadınlar Günü anma ve kutlaması yapıldı. Anmayaönce bugün mücadelemizde yolumuzu aydınlatan kadınşehitler anısına yapılan saygı duruşuyla başlandı.Okunan bir şiirin ardın<strong>da</strong>n sinevizyon gösterimi yapıldı.Çocuklar, gelen misafirlere, üzerinde Ölüm Orucu kadınşehitlerinin isimleri yazılı karanfilleri verdiler. DahaKavga<strong>da</strong> ÖzgürleşenBizim Kadınlarımız!sonra dernekte gitar dersi veren Hüseyin Boğa <strong>da</strong> müzikleriile geceye katıldı. Program emekçi kadınlar korosuyla devametti. Koro, Grup Yorum’un şarkılarıyla halk türkülerisöyledi. Büyük bir beğeniyle dinlenen koronun ardın<strong>da</strong>nçekilen halaylarla gece bitirildi.Yunanistan; Atina’<strong>da</strong> 10 Mart günü “8 MartDünya Emekçi Kadınlar Günü” kutlaması düzenlendi.Dünya devrim şehitlerini anmak için bir <strong>da</strong>kikalık saygıduruşuyla başlandı. Sonrasın<strong>da</strong> “Dünya Emekçi KadınlarGünü”nün anlam ve tarihçesini anlatan kısa bir konuşmayladevam edildi. Nazım Hikmet ve Ümit İlter’den okunan şiirlerdensonra, marşlar söylendi ve bir skeç oynandı. Program,devrime meşale olan kahraman kadınlarımız<strong>da</strong>n oluşankısa kısa sözler okunarak devam etti. 17 kişinin katıldığıkutlama, hep birlikte söylenen marşlar, türküler veçekilen halayların ardın<strong>da</strong>n bitirildi.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013Nehirler Aka Aka, Fe<strong>da</strong>Çoğala Çoğala Destanlaşır!1 Şubat günü Ankara’<strong>da</strong> ABD Büyükelçiliği’ne yönelikyaptığı fe<strong>da</strong> eylemiyle şehit düşen Alişan Şanlı, 17 Martgünü Almanya'nın Köln şehrinde düzenlenen 40 yemeğindeanıldı.Saygı duruşuyla başlayan anma<strong>da</strong> Alişan Şanlı’nın yaşamıyla,mücadelesiyle ve en son eylemiyle halk sevgisininve vatan sevgisinin ne demek olduğunu bir kez <strong>da</strong>ha,çok çarpıcı şekilde öğrettiği anlatıldı.Kendisini yakın<strong>da</strong>n tanıyanların anlatımıyla sürdürülensohbette Hasan Hüseyin Korkmazgil’in “Nehirler AkaAka” şiiri seslendirildi. Alişan’ın ailesine bıraktığı vasiyetmektubu okunurken duygusal anlar yaşandı.Onun eylemini ve şehitliğini çok güzel ifade eden MacarŞair Sandor Petofi’nin “Bir Düşünce Kurcalar Kafamı”adli şiiri büyük bir coşkuyla alkışlandı.Anma<strong>da</strong> Alişan’ın dergi ve bildiri <strong>da</strong>ğıtırken çekilmişbir fotoğrafı çoğaltılarak, isteyenlere verildi. Yemeğe 100kişi katıldı.Özgür TutsaklarlaDayanışmayı Büyütelim!Avusturya Jennbach Pir Sultan Ab<strong>da</strong>l Kültür Merkezi’nde17 Mart günü Devrimci Tutsaklarla DayanışmaKahvaltısı düzenlendi. Kahvaltı<strong>da</strong>n ardın<strong>da</strong>n Anadolu KültürMerkezi adına konuşma yapan sözcü, Özgür Tutsaklarıngöndermiş olduğu mektubu okudu ve <strong>da</strong>yanışmanınönemini anlattı. Kahvaltıya 110 kişi katıldı.F Tipi Film’i YaygınOlarak İzletelim!13 Mart günü İngiltere’nin başkenti Londra’<strong>da</strong> bulunanAlevi Kültür Merkezi ile Cemevi’nde gerçekleştirilenGazi katliamı anmasın<strong>da</strong> F Tipi Film gösterildi.150 kişinin katıldığı gösterimde ilk önce Gazi katliamın<strong>da</strong>şehit düşenler için bir <strong>da</strong>kikalık saygı duruşuyapıldı. Gazi şehitlerinin kısa özgeçmişleri anlatıldı veokunan makale ve şiirlerin ardın<strong>da</strong>n film gösterimine geçildi.Filmden sonra cemevi başkanı İsrafil Erbil, Grup Yorumelemanı İnan Altın’ı sahneye <strong>da</strong>vet etti. Altın, Martayın<strong>da</strong> olan katliam ve direnişlerden kısaca bahsetti veGazi şehitlerini selamladı. Filmin yapılma amacını ve yapımaşamalarını anlatan İnan Altın <strong>da</strong>ha sonra sorularıcevapladı.50HALKIN DA ADALETİ VAR!


Faşizmin SaldırganlığınınSebebi Halk Korkusu!Yunanistan Halk Cephesi, ülkede demokratik kurumlara yönelik yapılanbaskınlarla ilgili olarak 20 Mart günü yazılı bir açıklama yaptı.AKP’nin devrimci eylemleri engelleyememenin acizliği ve çaresizliğiile demokratik kurumlara saldırdığının belirtildiği açıklama<strong>da</strong>, “AKPdemokratik kurumlara saldırarak, dernek çalışanlarını gözaltına alıp, işkenceyaparak, tutuklayarak hiçbir şey elde edemeyecektir. Yozlaşmaya,bir milyon halkın evlerini yıkmaya, a<strong>da</strong>letsizliğe karşı mücadeleyiengelleyemeyecektir. Demokratik kurumlara saldırarak, çaresizliğininve acizliğinin üstünü örtemeyecektir” denildi.****Bir Değil Binlerce Kimyasal Bomba <strong>da</strong>Atsanız Suriye Halkı DirenecekKazanacak!Yunanistan Halk Cephesi, Suriye’deki emperyalizmin işbirlikçilerininHalep’te kimyasal silah kullanmasıyla ilgili olarak 20 Mart’tabir açıklama yaptı. Kimyasal başlıklı füze saldırısı sonucun<strong>da</strong> şu anaka<strong>da</strong>r, 25 Suriyeli’nin öldüğü, 90’ın üzerinde de yaralı olduğu bilgisininverildiği açıklama<strong>da</strong>, “Tayyip' in beslemeleri Suriye halkınıkatletmeye devam ediyor” denildi.Emperyalistlerin Suriye'ye saldırısının 2. yılını doldurduğu hatırlatılarak,“Ne kimyasal bombalar, ne füzeler, ne de tüm emperyalistlerintehditleri Suriye halkını teslim alamayacak. Geride bıraktığımız iki yılbunu çok açık gösterdi. Suriye halkı direnen Esad'ın yanın<strong>da</strong>. Bu yüzdenMısır gibi, Libya vb. gibi yapamıyorlar Suriye'yi... Yapamayacaklar<strong>da</strong>. Çünkü direnenler <strong>da</strong>ima kazanır, er ya <strong>da</strong> geç...” sözleriyle açıklamabitirildi.****Umudumuzu Her Kapıya Taşıyalım!Yunanistan’<strong>da</strong> Halk Cephelilerin çıkardığı O Agonas (MücadeleninSesi) isimli derginin <strong>da</strong>ğıtımı devam ediyor.1 Mart günü 80 büro ve 45 dükkana girildi, 250 kişi ile görüşüldü.210 bildiri <strong>da</strong>ğıtıldı. 6 dergi ile 2 kitap <strong>da</strong>ğıtıldı.4 Mart günü, 60 büro ve 35 dükkana girildi. 90 bildiri <strong>da</strong>ğıtıldı. 8dergi ile 1 kitap satıldı.5 Mart günü, 65 büro 30 dükkan ve mağazaya girildi. 200 bildiri <strong>da</strong>ğıtıldı.Yaklaşık 200kişi ile görüşüldü, 10dergi ve iki kitap satıldı.8 Mart günü yapılansatış ve tanıtım<strong>da</strong>ise, 75 büro 35 dükkanve mağazaya girildi.150 kişi ile görüşüldü.110 bildiri <strong>da</strong>ğıtıldı 10dergi 2 kitap halkaulaştırıldı.Zulmün Olduğu YerdeDirenmek Haktır!14 Mart günü Gençlik Federasyonu’nayapılan saldırıyı protesto etmek ve gözaltınaalınan 13 Dev-Genç’linin yalnız olmadığınıgöstermek için aynı gün İngiltere’ninbaşkenti Londra’<strong>da</strong>ki Türkiye Elçiliğiönünde protesto eylemi yapıldı.Sloganların atıldığı eylemde, “A<strong>da</strong>letinOlmadığı Yerde Örgütlenmek Suç Değildir,Haktır” yazılı pankart açıldı, bildiri <strong>da</strong>ğıtıldı.Eylem, yapılan açıklamanın ardın<strong>da</strong>ncoşkulu bir şekilde sona erdi.İngiltere Halk Cephesi, 20 Mart'ta <strong>da</strong>,Türkiye’deki faşist baskıları protesto etmekve devrimcileri desteklemek için TürkiyeBüyükelçiliği önünde bir protesto eylemiyaptı. Halk Cephesi önlüklerinin giyildiği,kızıl bayrakların, pankartların açıldığı eylemde,“Alişanlar hesap sormaya devamedecek, sonuna, sonsuza, sonuncumuza ka<strong>da</strong>rdireneceğiz” denildi.Seyyar müzik sisteminden dinlenilenmarşlar ve şarkılar eşliğinde, alkışlar, ıslıklar,zılgıtlarla devam eden eylemde İngilizcebildiri <strong>da</strong>ğıtıldı. 20 kişinin katıldığıeylem, DHKC’nin “<strong>Halkın</strong> <strong>da</strong> A<strong>da</strong>leti<strong>Var</strong>! İki El Bombası Bir Lav, <strong>Halkın</strong> A<strong>da</strong>letiOldu Patladı Karargahlarınız<strong>da</strong>!” başlıklıbildirisinin okunmasının ardın<strong>da</strong>ncoşkulu bir şekilde sona erdi.Şehitlerimize DevrimSözümüz <strong>Var</strong>!16 Mart 1991’de İzmir’de, EmperyalistABD’nin Dışişleri Bakanı’nın ülkemizeayak basmasını protesto etmek içinyapılacak eylem sırasın<strong>da</strong> elinde bombapatlaması sonucu şehit düşen KahramanAltun, İngiltere'nin Londra şehrinde bulunanHalk Cepheliler tarafın<strong>da</strong>n anıldı.Altun’un Londra’<strong>da</strong> yaşayan ailesini ziyareteden 20 Halk Cepheli, ölüm yıldönümündeAltun’u andılar. Kahraman Altunanısına helva ikram edildi.Sayı: 357<strong>Yürüyüş</strong>24 Mart2013ZULMÜN KALELERİNİ DÖVMEYE DEVAM EDECEĞİZ!51


Bağımsızlık Demokrasi Sosyalizm MücadelesindeYitirdiklerimizHakkı KARAHAN30 Mart - 5 NisanFer<strong>da</strong> CİVELEKVeysel BEYSÜREN1993ʼte şehit düştüler. SDB üyesiydiler.30 Mart-17Nisan ŞehitleriniAnma Günleridolayısıyla faşistbir polis timinekarşı düzenleneneylem sırasın<strong>da</strong>1 NisanHakkı KARAHAN, 1989ʼ<strong>da</strong> İ.Ü. Veterinerlik Fak. Öğrencisiiken Dev-Genç saflarına katıldı. Dev-Gençʼin bölgesorumluluğunu, milis komutanlığını üstlendi.Fer<strong>da</strong> CİVELEK, Dev-Gençʼliydi. 1988ʼde Sağlık MeslekLisesiʼnde devrimci mücadeleye katıldı. Dev-Gençʼin Kadıköybölge örgütlenmesinde sorumluluklar üstlendi.Veysel BEYSÜREN, 1991ʼde Liseli Dev-Genç safların<strong>da</strong>mücadeleye katıldı. Milislerde yer aldı.13 Temmuz 1972'de Artvin'in Şavşat İlçesiKayadibi Köyüʼnde doğdu. 1989'<strong>da</strong> MarmaraÜniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliğiʼndeöğrenciyken Dev-Genç safların<strong>da</strong>yer aldı. 1992ʼde SDB savaşçısı oldu.1993'te tutsak düştü. İşkencede direndi. Hapishanesürecinde de çeşitli sorumluluklar almayadevam etti. 9. Ölüm Orucu Ekibi içindeÜmit GÜNGERaçlığa yatarak, aslolanın her koşul<strong>da</strong> düşmankarşısın<strong>da</strong> dik durabilmek olduğunu göstererek ölümsüzleşti.Tekir<strong>da</strong>ğ Devlet Hastanesi'nde 29 Martʼta bedenini tutuşturdu.31 Mart 2004 günü şehit düştü.Anıları MirasımızYol<strong>da</strong>şları, Yakınları HüseyinCoşkun’u Anlatıyor: “Planlı vedisiplinli çalışma onun özelliğiydi”Hüseyin, Antep'e 1993 Haziran'ın<strong>da</strong> geldi. Antep'e gelmesiyleberaber yoğun bir çalışmaya başladık. Bana ilksöylediği şey ilişkileri çıkarmak ve toparlamak gerektiğiydi.Hemen bu sorunun üzerinde durmaya başladık. Eldeki ilişkileridüzenlediğimizde <strong>da</strong>ha iyi bir çalışma yapabileceğimizisöylüyordu.Öne çıkan insanların üzerinde durmaya başladı. Kiminne yaptığını, neleri gerçekleştireceğini ayrıntılarıyla tasarlıyordu.Bunun üzerine bölgede görev paylaşımı yapıldı.Bu çalışmayla <strong>da</strong> verim elde etmeye başladık doğal olarak.Mücadele Gazetesiʼnin Antep'te bir mevzisinin de açılmasınıve faaliyet sürdürmesine Hüseyin çok sevinmişti.Açılış günü olarak 12 Eylül tarihi seçilmişti. Bu tarihinseçilmesi bilinçliydi. Faşizme böylesi bir günde bir mevziimizi<strong>da</strong>ha açarak cevap vermiştik. Hüseyin buna çok sevinmişti.Ancak her koşul<strong>da</strong> dikkatli olunması gerektiğinisöylüyordu. Mevziimize gelen insanların iyi bir çalışmaylaortaya çıkarılması gereği üzerinde özellikle duruyordu.Kadir Bülent ÜLKÜMustafa IŞIK“Zafer bize armağan edilmeyecek, onu bizkazanacağız, direnerek, bedel ödeyerekkazanacağız.”Meryem ALTUN5. Ölüm Orucu Ekibi direnişçisiydi. 31 Mart2002ʼde direnişin 90. şehidi olarak SağmalcılarDevlet Hastanesi'nde şehit düştü.Meryem, 18 Ağustos 1976ʼ<strong>da</strong> İstanbulʼun gecekonduların<strong>da</strong>n1 Mayıs Mahallesiʼnde doğdu.Ümraniye Lisesiʼndeyken gençliğin mücadelesiiçinde yer aldı. Ağabeyi Kahraman Altun, emperyalizmekarşı bir eylemde şehit düşmüştü.Meryem ALTUNAğabeyinin bayrağını devralıp kavgasını sürdürdü. 1991 sonların<strong>da</strong>İngiltereʼye götürüldü ve 7 yıl ora<strong>da</strong> yaşadı. Yurtdışın<strong>da</strong><strong>da</strong> mücadeleden uzak kalmadı. Ve bunun sonucun<strong>da</strong> İngiltereʼnintecrit hücrelerinde 6 ay tutuldu. Meryem 1998ʼde Türkiyeʼye döndü.Tutsak düştü. Vatanseverliğin adı olarak ölümsüzleşti.Cuntayakarşı mücadeleyisürdürendevrimcilerdendi.Gözaltına alınıpişkenceyapıldıktansonra 3 Nisan1981ʼde İstanbul Küçükköyʼegötürülüp kurşunadizilerek katledildi.1964 yılın<strong>da</strong> Ankaraʼ<strong>da</strong> doğdu. Devrimcidüşüncelerle lise yılların<strong>da</strong> tanıştı. Bursaʼ<strong>da</strong>Körfeze Bakış gazetesinin yazı işleri müdürlüğünüyaptı. İşçi alanın<strong>da</strong> sorumluluklar üstlendi.Polis tarafın<strong>da</strong>n kaçırıldı ve 31 Mart1992ʼde Ulu<strong>da</strong>ğ yolun<strong>da</strong> işkence yapılmış vebaşın<strong>da</strong>n vurulmuş olarak bulundu.Hasan ATAŞDevrimcihareketin işçialanın<strong>da</strong>ki örgütlülüğüiçindeyer alıyordu.Eczacıbaşıİlaç Fabrikasıʼn<strong>da</strong>ilk greviörgütleyenlerdendi.4 Nisan 1977 gecesi,grev nöbeti sırasın<strong>da</strong> faşistlertarafın<strong>da</strong>n katledildi.Disiplinsizliğe tahammülümüzün olmadığını, disiplin konusuüzerinde özellikle durulmasını istiyordu.Hüseyin, bir yan<strong>da</strong>n insanları eğitip <strong>da</strong>ha etkin bir faaliyetsürdürmelerini sağlarken, bir yan<strong>da</strong>n <strong>da</strong> örgütlülükleryaratıp var olan örgütlülükleri geliştirmek yönünde adımatılmasını sağlıyordu. Bir milis örgütlülüğünün yaratılmasınınaciliyet taşıdığını belirtiyordu. Bu örgütlenmeninde temelleri atılmaya başladı. Hüseyin yol<strong>da</strong>ş bu örgütçülüğüyleörnek alınacak bir komutandı.Bulunduğumuz alan<strong>da</strong> pek çok ilişkimiz ve özellikle evilişkilerimiz vardı. Bu ilişkilerin hareketimiz tarafın<strong>da</strong>n nasıldeğerlendirileceği üzerine konuşuluyordu. Ve ilişkilerindoğru tarz<strong>da</strong>, devrime en iyi nasıl fay<strong>da</strong>lı oluyorsa öyle<strong>da</strong>vranılması gerektiğini yol<strong>da</strong>şlara anlatıyordu. Herkesinistediği yere, istediği gibi girip çıktığı bir ilişki biçimine gözyummayacağımızı anlattı. Ve bu tür <strong>da</strong>ğınık ve disiplinsizbir ilişki biçiminin önüne geçti. Bıkma<strong>da</strong>n gösteriyor ve böyleceörgütlü yapıyı baştan aşağıya organize etmeye çalışıyordu.Bulunduğumuz alan<strong>da</strong> halktan insanlarımızın evlerineziyaretler yapıyordu. Bu ilişkiler içerisinde hareketimize hangiinsanın nasıl fay<strong>da</strong>lı olabileceğini ortaya çıkarırdı. Milisinihtiyaçlarına cevap verecek ve harekete kendisini enküçük nokta<strong>da</strong> <strong>da</strong>hi sunan insanların potansiyelini açığaçıkardı Hüseyin yol<strong>da</strong>ş. İlişkileri, insanları, olanakları eniyi şekilde değerlendirmesini biliyordu.


Neslihan USLU Metin ANDAÇ Hasan AYDOĞAN MehmetAli MANDALMehmetSelim YÜCEL1956 Çanakkale doğumlu olan Yücel, İstanbulMaliye Muhasebe Yüksek Okulu öğrencisiykenmücadeleye katıldı. İstanbul Dev-Genç yöneticilerindenbiri oldu. SDB üyesi olarak mücadelesinisürdürdü. 3 Nisan 1981ʼde İstanbul Kadıköyʼde,cadde ortasın<strong>da</strong> polis tarafın<strong>da</strong>n katledildi.31 Mart 1998ʼde Ege Bölgesiʼnde gözaltına alındılar.Gözaltına alındıkları kabul edilmedi. Kaybedildiler.Yaklaşık bir yıl sonra, itiraflar<strong>da</strong> bulunan TuranÜnal adlı kontrgerilla elemanı, dört devrimcinin Foçaʼ<strong>da</strong>kiaskeri birliklerde işkence yapıldıktan sonra, kolları, bacaklarıkırılmış olarak bir tekneye konulduklarını ve tekneninSeferihisar açıkların<strong>da</strong> bombayla batırıldığınıaçıkladı.Neslihan Uslu (Hayat), 1968, Bolu-Düzce Çilimli Beldesidoğumludur. Gürcüʼydü. İ.Ü. Hukuk FakültesiʼndeDev-Genç'li oldu. İYÖ-DER kurucuların<strong>da</strong>ndı. Gençlikörgütlenmesinde bölgesel sorumluluklar üstlendi.Metin An<strong>da</strong>ç, Bergamaʼ<strong>da</strong> bir çiftçiydi. "SiyanürcüŞirket"i Bergamaʼ<strong>da</strong>n söküp atma mücadelesinin önderlerindenbiriydi. '80 öncesinde TARİŞ Direnişi'nin militanların<strong>da</strong>ndır.'90'<strong>da</strong>n sonra İzmir İşçi Hareketi gazetesinintemsilciliğini üstlendi.Mehmet Ali Man<strong>da</strong>l, 1958ʼde İzmir Menemen-Aliağa'<strong>da</strong>doğdu. 1974ʼde işçi çocuğu olarak yurtdışına çıktı.1984ʼde Yunanistan'<strong>da</strong> örgütlü mücadeleye katıldı. Hertürlü göreve hazırdı ve ülkesine koştu.Hasan Aydoğan, 1974 Tokat/Almus Akarçay doğumludur.Düzene öfkesi ve devrimcilere sempatisi çocukyaştayken başladı. 16 yaşın<strong>da</strong> devrimci oldu. Çeşitligörevler aldı.Hüseyin COŞKUN Demet TANERBedii Cengiz SPB üyesiydiler.4 Nisan 1995ʼteGaziantepʼte ölüm mangalarıtarafın<strong>da</strong>n katledildiler.1962 Dersim doğumluHüseyin Coşkun, 1976ʼ<strong>da</strong>devrimci mücadeleye katıldı.1985 sonrası İzmir veEge yöresinde görevler aldı. Kısa süreli tutsaklıklar yaşadı.1993ʼte Gaziantep sorumluluğunun yanın<strong>da</strong>, BediiCengiz Silahlı Propagan<strong>da</strong> Birliğiʼnin komutanlığınıüstlendi.1971 Antep doğumlu Demet TANER, İzmirʼde üniversitedeDev-Gençʼli oldu. 1992ʼde Ege TÖDEF Temsilciliğiyaptı. İlerleyen süreçte Antalya, Burdur, Ispartaillerinin sorumluluğunu üstlendi. Daha sonra bir savaşçıolarak görev aldı.Mustafa KURAN1991ʼde Avusturyaʼ<strong>da</strong> devrimci hareketiçerisinde yer aldı. Yaklaşık 4 yıl Avusturyahapishanelerinde tutsak kaldı. 2000-2001 Ölüm Orucu çalışmaları sırasın<strong>da</strong>,sağlık koşullarını hiçe sayarak koşturdu.Kanser hastalığının ilerlemesi sonucun<strong>da</strong>3 Nisan 2001ʼde aramız<strong>da</strong>n ayrıldı.Kemal KARACAKırklareliʼnin Pehlivanköy İlçesiʼnde doğdu. BabaeskiDemokratik Kültür Derneğiʼnin kurucuların<strong>da</strong>ndır.Mücadelesini İstanbulʼ<strong>da</strong> sürdürüyordu..4 Nisan 1977ʼde bir sol grup tarafın<strong>da</strong>n İstanbulʼ<strong>da</strong>pusu<strong>da</strong> katledildi.Kömür Karasına Keser GözlerimKömür karasına kesergözlerimYangına tutuşuralev alevyanar yakargecenin karanlığın<strong>da</strong>tutuşur sabahınkızıllığıylagecenin güne evrildiğiyerdeumudun rengi olurbarikatlar ardın<strong>da</strong>kömür karasına kesergözlerimkaralığı cüretimizkömür yanı hıncımızkömür yanı ahımızasla asla yerdebırakmayacağızkömür yanığıyaşama ve ölme sebebidirömrümüzünkömür karasına keserkömür karasına kesergözlerimki aralık ayazın<strong>da</strong>kimsayal gazlarla yatılanbir avuç kömüre dönenbedenimsev<strong>da</strong> sev<strong>da</strong> açannilüferimbahara rengini verenyüzgülükavga kavga atanözlemimbayrampaşaduvarların<strong>da</strong>tutsak edilmeyenşefinur gülserimfırtına<strong>da</strong> sınanan revanzulmün ateşiniisyanlaştıran seyhanımaralık’ta kaç kez fermanyazılmıştır katlimizeyurdumun mapus<strong>da</strong>mın<strong>da</strong>gözlerimizin oyulduğuMaraş'taKozlu maden ocakların<strong>da</strong>ölüm düşer payımızakömür kokusu sinertabutlarımızaher aralık’takülüm savrulurbayrampaşa'<strong>da</strong>n kozluyabir ağıt yayılırkömür kokusuylakömür karasına kesergözlerimhalkı ölesiye sevmemizinbedelidir kömürleşenbedenim19 aralık'tan beriyol<strong>da</strong>şlarınıngözbebeklerindekiferimhayata sunulanyeminimve her yeminsesidir a<strong>da</strong>letimizin


KULAĞIMIZAKÜPE OLSUNAtasözüAcele yürüyen yol<strong>da</strong>kalır!Düşünmeden yapılan plansız programsızyapılan işlerden istenilen sonuçalınmaz.DeyimlerAbacı, kebeci, ara yerdesen neci?“Tamam, ilgililer bu işe karışabilirler,ama sen neci oluyorsun” anlamın<strong>da</strong>kullanılır.FıkraMilletvekilinin biri, bir köyü gezerken,bağlı olduğu değirmenidöndüren bir eşek görmüş.Yanın<strong>da</strong>ki köylüye sormuş;Bu eşeğin boynun<strong>da</strong>ki zil ne işe yarıyor?Efendim, demiş köylü, o zil sustuğun<strong>da</strong>eşeğin durduğunu anlıyorum.Mü<strong>da</strong>hale edince tekrarharekete başlıyor.Akıllıca, demiş vekil. Peki eşek olduğuyerde durup <strong>da</strong> başını sağasola sallarsa nereden anlayacaksındurduğunu?Anlayamam; ama ne gezer efendimsizin gibi akıllı eşek buralar<strong>da</strong>.Özlü SözPlansız çalışan bir kimse, ülkeülke dolaşıp hazine arayan birinsana benzer. (Descartes)ŞiirKORKMAYIN ÇOCUKLARÇok çalışıyoruz,Sabahtan akşama ka<strong>da</strong>rAma ekmeğimiz az,Ekmeğimiz yetmiyor çocuklar.YüzlerinizKırış kırış ağlamaktan,Hele gözlerinizSağır dilsizKocaman kocamanÜzgün gözleriniz…Korkuyla bakarlarÇığlık çığlığa:Ekmek!Ekmek!Ekmek!Dinleyin miniciklerim,Dinleyin, yavrularım benim,Bugün böyle,Böyleymiş dün de.Ve ben, yemeğim olmadığın<strong>da</strong>n,Elimden başka şey gelmediğinden,N’apayımİnançlaBesleyeceğim sizi. (...)Nikola Vaptsarov (Bulgar devrimci-şair)Kıssa<strong>da</strong>n HisseUmut Çocuk Öykülü Boyama Kitabı,Renkleri Siz Seçin, Siz BoyayınKISSADAN HİSSEBenim Bilmem YeterliYaşlı bir a<strong>da</strong>m, sabah erken evinden çıkmış,yol<strong>da</strong> ilerlerken, bir bisikletlinin çarpmasıyla yereyuvarlanmış ve hafif yaralanmış.Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakınsağlık birimine ulaştırmışlar.Hemşireler, önce pansuman yapmışlar ve birazbeklemesini, röntgen çekerek herhangi bir kırıkveya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerinisöylemişler.Yaşlı bey huzursuzlanmış; “Acelesi olduğunu,röntgen istemediğini” söylemiş. Hemşirelermerakla acelesinin nedenini sormuşlar.“Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah birliktekahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum”demiş.“Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz”deyince.Yaşlı a<strong>da</strong>m üzgün bir ifade ile “Ne yazık kikarım Alzheimer hastası hiçbir şey anlamıyor, hattabenim kim olduğumu <strong>da</strong>hi bilmiyor” demiş.Hemşireler hayretle “Madem sizin kim olduğunuzubilmiyor neden her gün onunla kahvaltıyapmak için koşuşturuyorsunuz?” diye sormuşlar.A<strong>da</strong>m buruk bir sesle “Ama ben onun kim olduğunubiliyorum” der.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!