Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
2. Kuramsal çerçeve<br />
2.1. Refah rejimleri ve toplumsal cinsiyet eşitliği<br />
Gøsta Esping-Andersen’ın 1990 yılında çıkardığı “Refah Kapitalizminin Üç Dünyası”<br />
(Three Worlds of Welfare Capitalism) başlıklı eserini takiben ortaya çıkan “refah rejimleri”<br />
yaklaşımı, sosyal politika alanında geniş bir akademik yazına öncülük yaptı. Bu yaklaşım<br />
içerisinde, “refah rejimi” kavramı ülkelerin refah hizmetleri alanında kurumsallaşmalarını<br />
ifade etmektedir. Bu kurumsallaşma gerek o ülkedeki sosyal politika reformlarını<br />
şekillendirici bir etkisi olması, gerekse ülkenin vatandaşlık rejiminin vatandaşlar arasında<br />
nasıl bir dayanışma modeline dayandığını ifade etmesi açısından önem taşımaktadır (Esping-<br />
Andersen, 1990: 80). “Refah rejimi” yazını temel değişken olarak ülkedeki istihdam<br />
piyasasının yapısını almakta ve refah kurumlarının istihdam ile ilişkisini ön planda<br />
tutmaktadır. Bu ilişki temelinde, akademik yazın başta Batı Avrupa ülkelerinin refah<br />
rejimlerinin birbirleri ile kıyaslanmasına imkan vermiş, ardından bu karşılaştırmalı yaklaşıma<br />
Türkiye’nin de parçası olarak kabul edildiği Güney Avrupa ülkeleri de katılmıştır (örneğin<br />
Gough, 1996; Andreotti vd., 2001; Buğra ve Keyder, 2006).<br />
“Refah rejimi” yaklaşımı ve bu yaklaşım çerçevesinde oluşturulan akademik yazın farklı<br />
tür eleştirilerin odağını oluşturmaktadır. Bu eleştirilerin en önemlisini toplumsal cinsiyet<br />
temelli eşitsizlikler ve sosyal politika ilişkisi üzerine çalışan akademisyenlerin eleştirilerinin<br />
oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz. Eleştirilerin temelini “refah rejimi” yaklaşımının<br />
“toplumsal cinsiyet körü” olduğu fikri oluşturmaktadır. “Toplumsal cinsiyet körü” olmasının<br />
temel nedeni olarak ise, istihdam piyasası temelinde analiz yapan ve toplumsal cinsiyet<br />
eşitsizliğine eğilmeyen bu akademik yazının farklı ülkelerde kadınların istihdam piyasası<br />
içerisindeki farklı konumlarını ve kadınların ücretli iş dışında üzerlerine yüklenen toplumsal<br />
sorumlulukları (örneğin, çocuk, yaşlı ve engelli bakımı) göz ardı etmesi gösterilmektedir.<br />
Bu çerçevede, “toplumsal cinsiyet temelli bir refah rejimi” yazınına Ann S. Orloff’un<br />
öncülük ettiği belirtilebilir. “Toplumsal Cinsiyet ve Vatandaşlığın Sosyal Hakları” başlıklı<br />
makalesinde Orloff, refah devleti ve sosyal politika çalışmalarında ilgili toplumlardaki<br />
toplumsal cinsiyet ilişkilerinin dikkate alınmasının gerekliliğinin altını çizmektedir (Orloff,<br />
1993: 305). Orloff bu makalede, kamunun her türlü sosyal programının kadının toplum<br />
içerisindeki yerini eşitsizliği giderici ya da pekiştirici nitelikte etkileyerek toplumsal cinsiyet<br />
12