14.07.2013 Views

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ir şey yok. Artık doğal hayat kayboldu.<br />

Her taraf maden duvar. Herkes maden<br />

kutuların <strong>için</strong>de. Hava yok. Sinirler alışıyor.<br />

Çocuklar ona göre doğuyor.<br />

Sadece insanları değil, hayvanları da yok<br />

ettik biz. Tavuklar, fabrikalarda sun’i<br />

olarak büyütülüp kesiliyor. Toprağa basmıyor,<br />

böcek yemiyor. Hormonla şişiriliyor.<br />

Sonra sen onun yumurtasını<br />

yiyorsun. Aslında yediğin yumurta değil.<br />

Artık insanlar da öyle yetişiyor. Yarın bir<br />

firma diyecek ki benim yeraltında çalışacak<br />

beş bin kişiye ihtiyacım var. Hemen<br />

üretilecek.<br />

Fotoğraflarını, portrelerini çektiğiniz bir<br />

sürü ünlü var. Bir anekdot anlatır mısınız?<br />

Alfred Hitchcock ile yaptığımız çalışmayı<br />

unutamam. Onun çekimi biraz sıkıntılı<br />

olmuştu. Ayaklarını ön plana<br />

alarak bir fotoğraf çekmek istedim.<br />

Hitchcock da rejisör falan olduğu <strong>için</strong>,<br />

fotoğraf işlerini de iyi biliyor. Karşımda<br />

kurnazca hareketler yapıyor. Adam ne de<br />

olsa, korku sinemasının ustası, korkuya<br />

görsellik veren kişi; tabi ki tecrübeli. Çalışırken<br />

sanki rol yapıyor, sesler çıkartıyor,<br />

oyun oynuyordu.<br />

Sabah 11.00’de başladığımız çalışma hiç<br />

unutmuyorum akşam 5’te bitti. Bana<br />

kızdı başlarda, sevmedi ama sonra alıştık<br />

birbirimize. Şakalaşmaya başladık. Baktı<br />

ki, ben ondan daha matrak biriyim,<br />

rahat rahat çalıştık sonra.<br />

Ben de içimden: “Yahu ben, Picasso'larla<br />

falan çalışıyorum. Sen de kim oluyorsun?<br />

Sen Hitckok isen ben de Ara Güler’im.”<br />

diyorum.<br />

Son olarak yine <strong>İstanbul</strong> ile ilgili soru sormak<br />

istiyorum. Günümüz <strong>İstanbul</strong>’u sizde<br />

hâlâ o eski heyecanları oluşturuyor mu?<br />

İyi ki bu soruyu sordun evlat! Şu andaki<br />

<strong>İstanbul</strong>’u soruyorsan hayır, yaratmıyor.<br />

Eylül / 2010<br />

<strong>İstanbul</strong> <strong>Eğitim</strong> ve Kültür <strong>Dergi</strong>si<br />

Ama benim şansım o eski günleri de yaşamış<br />

olmam. Bugün dahi <strong>İstanbul</strong>'un<br />

sokaklarında gezerken eskiyi hatırlayabiliyorum.<br />

Çünkü eski günlerini iyi biliyorum <strong>İstanbul</strong>’un.<br />

Benim <strong>için</strong> önemli olan da bu<br />

zaten. “Bu sokakta Rum madam oturuyordu;<br />

güzel bir kadındı, camdan bakardı...”<br />

diyebiliyorum. Ya da sokağın<br />

köşesini döndüğümde 'Buradan tramvay<br />

geçerdi' diye düşünebiliyorum.<br />

Memleket sadece bir bayrak, bir marş<br />

değildir. Yaşadığın topraklardır. İnsanlar<br />

yaşadıkları topraklarda gömülmek isterler.<br />

Babam bir gün bana 'Beni n<strong>için</strong> doğduğum<br />

memlekete götürmüyorsun' diye<br />

sordu. Neresiydi gitmek istediği yer? Şebinkarahisar...<br />

Gittik, doğduğu köyü<br />

aradık, bulduk. Hayatındaki en önemli<br />

'mantrası' bu oldu.<br />

27

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!