14.07.2013 Views

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

32<br />

Makale<br />

becerisi ileri yaşlarda gelişen bir beceridir.<br />

Üç yaştan önce çocuklar <strong>için</strong> televizyonda<br />

gördükleri her şey gerçektir.<br />

Mesela, televizyonda gördükleri bir bardak<br />

suyun, eğer televizyon yana eğilirse<br />

döküleceğini zannederler. Üç yaşından<br />

sonra ise televizyondaki gerçekliğin yaşamımızdaki<br />

gerçeklikten bir ölçüde<br />

farklılık gösterdiğini anlamaya başlarlar.<br />

Bir şeye atfedilen gerçeklik ne kadar fazla<br />

ise ondan etkilenmemiz de o derece fazla<br />

olacağından gerçeği ve hayali ayırt edemeyen<br />

küçük çocukların televizyondan<br />

etkilenmelerinin daha büyük boyutlarda<br />

olduğunu görebiliriz.<br />

Özdeşim kurdukları sanal kahramanlarla<br />

yatıp kalkan, tıpkı o çizgi kahraman gibi<br />

olmak isteyen, onun gibi kötülerle savaşan,<br />

kavga eden çocuklar <strong>için</strong> yaşları küçüldükçe<br />

gerçeği ve gerçek olmayanı<br />

ayırt etmek o kadar daha zordur. Çok<br />

fazla televizyon izleyen çocuklar sürekli<br />

izledikleri sanal dünyada yaşamaya ve<br />

gerçek hayata adaptasyon sorunları çekmeye<br />

başlarlar. Bunun trajik bir örneği<br />

de, birkaç yıl önce sevdikleri bir çizgi<br />

film kahramanı gibi uçacağını zannedip<br />

evlerinin üst katından atlayan çocukla<br />

ilgili haberlerdir. Bu elbette çok uç bir<br />

örnektir. Ama aynı zamanda bizi çocukların<br />

dünyasını anlamaya ve gerekli önlemleri<br />

almaya sevk eden bir örnektir.<br />

Benlik Algısı ve Kişilik Gelişimi:<br />

Çocukların kendi özgün kimliklerini<br />

oluşturana kadar özdeşim kurmaları bu<br />

sürecin doğal bir parçasıdır. Çocuk da<br />

zaman zaman kendini izlediği programlardaki<br />

karakterler yerine koymaktadır.<br />

Kahramanı kimse o da o olmayı istemektedir.<br />

Özellikle ergenlikle birlikte bu<br />

süreç daha önem kazanmaktadır. Kimliğini<br />

şekillendirmeye çalışan ergen <strong>için</strong><br />

model alacağı kişiler önemli bir etkiye<br />

sahiptir. Ve bu kişiler genelde popüler<br />

medyada yer alan kişilerdir. Televizyonun<br />

-ve aslında tüm medyanın- bize ‘iyi’<br />

olarak sunduğu bireyler, ergenlerin gelecekte<br />

olmayı hayal ettikleri kişilerdir.<br />

Peki nedir bu ‘iyi’?<br />

Televizyon özellikle kızlara zayıflık ve<br />

güzelliği empoze etmekte, onların benlik<br />

algıları reklamlarla etkilenmektedir.<br />

Zayıf olanlar ‘güzel’, normal kilolu ve<br />

toplu olanlar ‘çirkin’ olarak etiketlenmektedir.<br />

Bu etiketlemeye maruz kalan<br />

ergen, kendini kabul edebilmek, iyi ve<br />

güzel algısına sahip olabilmek <strong>için</strong> erken<br />

yaşlarda rejim yapma, aşırı spor yapma,<br />

kozmetik ürünler kullanma, televizyondaki<br />

zayıf ve güzel kişi olabilme çabasına<br />

girebilir. Televizyondaki kızlar bakımlı,<br />

güzel, zayıf, dışa dönük, bakım ve güzellik<br />

konularıyla ilgilenen; erkekler ise<br />

güçlü, zengin, bakımlı olarak gösterilmekte,<br />

bu standartlara erişemeyen kızlar<br />

ve erkekler kendilerini yetersiz hissede-<br />

bilmektedirler. Dizilerdeki güzel kızı,<br />

zengin ve yakışıklı delikanlı kapmaktadır.<br />

Kızlar o kız gibi güzel olabilmeyi, erkekler<br />

de o erkek gibi zengin ve güçlü<br />

olabilmeyi arzu etmektedir. Kendisini<br />

‘güzel’ gören bazı kızlar karşılarına dizilerdeki<br />

gibi güçlü, zengin ve yakışıklı erkeklerin<br />

çıkmasını beklemektedir. Bazen<br />

de bazı evli kadınlar, eşlerinden kendilerine<br />

dizilerdeki ‘jön’ler gibi davranmalarını,<br />

sürprizler yapmalarını beklemekte,<br />

bu olmadığında ise ciddi hayal kırıklığına<br />

uğramaktadırlar.<br />

Televizyon izlemek pek çok etkinlikten<br />

daha önemli ve eğlenceli hâle gelmiştir.<br />

Çünkü tüm dünya o kutunun <strong>için</strong>dedir.<br />

Tiyatroya gitmek, sinemaya gitmek,<br />

kitap okumak yerine televizyon izlemeyi<br />

tercih eden çocuğun/ergenin sosyal ilişkileri<br />

zayıflar.<br />

Eylül / 2010<br />

Televizyon ve Şiddet:<br />

Televizyondaki şiddet içerikli gö¬rüntü<br />

ve haberlerin hem yetişkin hem de çocuklar<br />

açısından zararlı yönleri olduğu<br />

su götürmez bir gerçektir. Her gün haberlerde,<br />

dizilerde ve çeşitli programlarda<br />

izlediğimiz şiddet haberleri normal<br />

bir olay gibi sunulmakta, buradan başkalarının<br />

acılarına duyarsız kalmanın sorunları<br />

çözmenin kabul edilebilir bir<br />

yolu olduğu mesajı çıkabilmektedir. Şiddet,<br />

haberlerde, filmlerde, çizgi filmlerde<br />

hayatın doğal bir parçası gibi sunulmaktadır.<br />

Önlem olarak yetişkinlere hitap<br />

eden programların çocuklara izlettirilmediği<br />

evlerde bile çocuk şiddet unsurundan<br />

tam olarak korunamamaktadır.<br />

Yetişkinlerin izlediği şiddet içeren programlardan<br />

korunan çocuğun izlediği<br />

çizgi filmler de şiddet ögeleriyle dolu<br />

olma riski taşımaktadır.<br />

Dünyayı tanımaya çalışan çocuklar <strong>için</strong><br />

sorunun ciddiyeti daha ileri boyuttadır.<br />

Çocuk, şiddeti görenle özdeşim kurması<br />

durumunda da şiddeti uygulayanla özdeşim<br />

kurması durumunda da zarar görmektedir.<br />

<strong>İl</strong>kinde şiddeti görenle<br />

özdeşim kuran çocuk, ‘kötü dünya sendromu’na<br />

yakalanabilir. Yani; dünyaya<br />

olan güvenini yitirir ve kendini güvensiz,<br />

saldırgan bir dünyada yaşayan zavallı<br />

biri gibi görür. Özellikle küçük çocuklarda<br />

korkular geliştirme, uyku ve yeme<br />

bozuklukları, sık sık ağlama nöbetleri,<br />

şiddetin mağduru olacağı korkusu görülebilir.<br />

Bazı çizgi filmlerde kahramanlar<br />

dövüşmekte, yaralamakta ve yaralanmakta,<br />

aldıkları darbelerden sonra bile<br />

bir şey yokmuş gibi ‘özel güçleri’ sayesinde<br />

ayağa kalkmaktadırlar. Yani şiddet<br />

onlara zarar vermemektedir.<br />

Çocuk, izlediği çizgi film kahramanlarıyla<br />

özdeşim kurduğunda ise, kendini<br />

riske atacak davranışlara girişme tehlikesinin<br />

ortaya çıktığını görürüz. Ayrıca<br />

başka bir bireye vurduğunda, şiddet uyguladığında<br />

da aynı o kahraman gibi<br />

hiçbir şey olmayacağını düşündüğünden,<br />

karşısındakine daha kolayca ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!