14.07.2013 Views

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

80<br />

Sinema<br />

Charlie Banks / Umudu Öldürmek<br />

En Büyük Cinayettir<br />

Sibel ATAGÜN<br />

Charlie Banks...1970'lerin New<br />

York'unda, kültürlü bir ailenin<br />

şanslı çocuğu olarak büyüyen on<br />

yaşında bir çocuk Charlie.<br />

Charlie (Jesse Eisenberg) üniversite okumuş<br />

ve saygın bir işi olan ebeveynlerinin şefkat<br />

dolu gözetiminde büyürken bir yanda<br />

maddi zorluklar içerisinde zengin insanlara<br />

kin güderek büyüyen gençlerle arkadaşlık<br />

kurmaktadır. Bu arkadaşları arasında, çevresinde<br />

asi ve cesur tavırlarıyla sivrilen, her<br />

türlü serseriliğine kendisinin hışmına uğrama<br />

korkusundan ses çıkaramayan gençleri<br />

toplayan Mick Leary (Jason Ritter) de<br />

vardır. Mick'in agresif tavırlarına kimsenin<br />

ses çıkaramamasını hayret ve dehşetle izleyen<br />

Charlie, nihayet kimsenin cesaret edemediğini<br />

yapacak ve Mick'in sebepsiz yere<br />

döverek arkadaşlarını öldürmesini ihbar<br />

edecektir.<br />

Doğru bildiğinden vazgeçmeme, adaletten<br />

yana olma ile çevresini ve arkadaşlarını kaybetme<br />

korkusu arasında kalan Charlie, şikayetini<br />

geri alarak üniversite yollarını tutsa<br />

da anne ve babası onun yarım bıraktığı işi<br />

tamamlayacak ve Mick'in hapse girmesini<br />

sağlayacaklardır. Bundan sonra Mick'i ve ispiyonculuğunu<br />

unutmayı seçerek üniversite<br />

hayatına atılan Charlie, yıllar sonra karşısında<br />

Mick'i bulunca çocukluğundan gelen<br />

korkular geri dönecektir. Mick bir yandan<br />

Charlie'nin arkadaşları arasında popülerliği<br />

elde etmeye başlar. Bir yandan da hayatında<br />

ilk kez okumaya, düşünmeye çaba sarfetmektedir.<br />

Her ne kadar değişmeye başlasa,<br />

bir şeyler okusa, bilmediği kültürel ortamlara<br />

girmeye, değişik bir çevre ile başbaşa olmaya<br />

başlasa da, Mick, anne-baba<br />

ilgisinden uzak yurtlarda ve sokaklarda sevgisiz<br />

geçen hayatının verdiği hırsa yenilerek<br />

yeni edindiği arkadaşlarına da şiddet eylemleri<br />

göstermeye başlamıştır. Böylece onu<br />

kısa sürede hayranlıkla bağrına basan yeni<br />

zengin çevresi, bir o kadar hızlı bir şekilde<br />

hayatlarından atmaya çalışacaklar ve<br />

Mick'in değişme ihtimali yarım bırakılarak,<br />

Mick, geldiği yerlere, sokaklara geri gönderilecektir.<br />

Bir çocuğun yetişmesinde aile ya da başka<br />

bir kurumdan gördüğü sevginin ne kadar<br />

önemli olduğu, sevgisiz ve şiddet dolu sokaklarda<br />

büyüyen bir gencin belli bir yaştan<br />

sonra cennetin içerisine dahil edilse de<br />

değişmesinin ne kadar zor olduğu vurgulanırken,<br />

değişme taraftarı olan birine gösterilmesi<br />

gereken sabrın önemi de ortaya<br />

dökülüyor.<br />

Mick Leary'nin final sahnesinde Charlie'ye<br />

söylediği sözler bu anlamda dikkat çekici.<br />

"Sen benim bağışlamak istediğim ilk ve tek<br />

ispiyoncusun. Çünkü bana ümit etmeyi öğrettin".<br />

Mick, engellemeler ve şiddet içerisinde,<br />

ayakta kalabilmek <strong>için</strong> zor<br />

kullanmayı, gerektiğinde öldürmeyi öğrenmiş<br />

bir "suçlu". Hayatında ilk kez kitap<br />

okumaya başlamış, düşündüklerini ifade<br />

Eylül / 2010<br />

Ve Charlie'nin yatağının altında korkuyla<br />

büyüttüğü çocukluk kabusu,<br />

kenar mahallelerin fakir çocuğu<br />

Mick Leary.<br />

edebildiğini, dünya, insan, varlık hakkında<br />

düşünüp sorgulayabildiğini farketmiş ve<br />

bunun heyecanını yaşamaya başlamış. Ama<br />

hala, kendisini hor gördükleri <strong>için</strong> küçüklüğünden<br />

beri nefret ettiği "zenginler" arasında<br />

kendini savunma ve ispat etme gereği<br />

hissetmekte. Ve kendisine yöneltilen en<br />

küçük suçlamada hırsı, nefreti ve öfkesi zengin<br />

insanlara karşı ayaklanmış ve eski şiddet<br />

eylemlerine geri dönmüştür. Normal şartlarda<br />

asla bağışlamayacağı ve hatta öldüreceği<br />

Charlie'yi sadece hırpalamakla<br />

yetinerek kaçmış, Charlie'nin deyimiyle<br />

mezuniyetinin ilk adımını atmış, çünkü hayatında<br />

ilk ve son kez merhamet göstermiştir.<br />

Mick'e karşı biraz daha sabır ve hoşgörü<br />

gösterilse, demir haline gelen insanlığının<br />

erimesine biraz daha zaman verilse bir şeyler<br />

daha değişecek miydi? Yoksa nefret içerisinde<br />

büyümüş bir gencin değişmesi<br />

imkansız mıdır? Belki de Durst'un bize düşündürmek<br />

ya da kendisine sormak istediği<br />

soru budur. Ne kadar meşakkatli olsa, uzun<br />

sürse dahi neticede kainatı <strong>için</strong>de barındıran<br />

"bir insan"ın değişmesi, kalbedilmesi ise<br />

söz konusu olan, asırlarca beklemeye değmez<br />

mi?<br />

İnsan, sevgi ile büyür, sevgi ile yaşar. Sevgiye<br />

karşı duyarsız olacak hiçbir canlı yoktur.<br />

Sadece bu cevherin parlaması <strong>için</strong> biraz<br />

sabır, biraz zaman, biraz emek gerekmektedir.<br />

Her bir cevher başka hayatlara değecekse,<br />

o cevheri ortaya çıkarmak herkesin<br />

borcudur.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!