14.07.2013 Views

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

lik problemleri meydana gelmektedir.<br />

Bunun yanında çarpık, betonlaşmış ve<br />

sağlıksız kentler oluşmaktadır.<br />

Fosil yakıt kullanımı, sanayileşme, hızlı<br />

nüfus artışı, enerji üretimi, ormansızlaşma<br />

gibi etkiler sonucunda atmosfere<br />

salınan gazlar sera etkisinde artış yaratmaktadır.<br />

Bu durum, dünya yüzeyinde<br />

sıcaklığın artmasına ve küresel ısınmaya<br />

yol açmaktadır. Ağaçlandırma, ormancılık<br />

faaliyetleri ve orman yangınları ile<br />

mücadele etmek iklim değişikliğini önlemede<br />

en önemli unsurdur. Toplumsal<br />

kalkınma süreci hızla devam ederken,<br />

teknolojik gelişmelerin ve ulusal politikaların<br />

çevreye duyarlı sistemler ile<br />

bütünleştirilmesi doğal dengenin korunmasında<br />

en etkin yöntem olacaktır.<br />

Çevre kirlenmesinin oluşumundan insanlar<br />

sorumlu olduğu gibi önlenmesi de<br />

insanların elindedir. Bunun <strong>için</strong> toplumların<br />

çevre bilincine sahip bireylerden<br />

oluşması sağlanmalıdır.<br />

Çevre Bilinci<br />

Günümüzde insanoğlu doğayı sınırsızca<br />

kullanmaktadır. Doğanın verdiklerinden<br />

yararlanmak yetersiz kalmış ve bilim ve<br />

teknoloji gelişmesi ile doğaya üstünlük<br />

kurma eğilimi başlamıştır. İnsanlığın<br />

varlığı doğal kaynakların varlığı ile sürdürülebilecektir<br />

ve bu kaynakları kirleten<br />

insanlık korumak ve temizlemekle<br />

de yükümlü olmalıdır. Ancak doğal kaynakların<br />

ve çevrenin korunmasının, bireyler<br />

üzerinde kanuni yaptırımlar<br />

uygulayarak yapılması kalıcı ve sürdürülebilir<br />

değildir. Çevre kirliliğinin önlenmesi<br />

<strong>için</strong> en temel çıkış noktası çevre<br />

bilincini kazanmış bireylerin toplumları<br />

oluşturmasıdır.<br />

Çevre bilinci; temelde çevre duygusuna<br />

sahip olunmasıdır. Çevre konularında<br />

bilgisi olan, yorum yapabilen, ilişki kurabilen<br />

ve duyarlı olan bireyler çevre<br />

duygusuna sahiptir. Çevre ile ilgili edinilen<br />

bilgilerin yaşamsal davranış biçimine<br />

dönüştürülmesi gerekir. Aşırı<br />

tüketimin kontrol altına alınması, kay-<br />

nakların daha iyi kullanma imkânlarının<br />

geliştirilmesi, atıkların geri dönüşümünün<br />

ve tekrar kullanımının sağlanması<br />

ve yeni, temiz enerji kaynaklarının kullanımının<br />

tercih edilmesi gibi çevre konuları<br />

bu davranış biçimine sahip<br />

bireylerin oluşturduğu toplumlarda<br />

mümkün olacaktır.<br />

Çöpleri toplatarak çocuklara da yetişkinlere<br />

de çevre bilinci kazandırılamaz ve<br />

onlara çevre eğitimi verilemez. Bu yaklaşım,<br />

ancak ve ancak popüler ve anlamsız<br />

bir yaklaşımdır. Önemli olan, çöpün<br />

ne olduğunu kavratmak ve çevreye atıl-<br />

ması ile oluşacak sorunların ve bu sorunların<br />

bireylerin yaşamını nasıl<br />

olumsuz etkileyeceğini öğretmektir. Bu<br />

yaklaşımla ancak bilinçli toplumlar oluşturulabilir,<br />

bu da ancak etkin bir toplumsal<br />

eğitim ile başarılabilir.<br />

Çevre <strong>Eğitim</strong>i<br />

Çevre eğitimi, tüm dünyanın gündeminde<br />

olan çevre sorunlarının ortaya çıkardığı<br />

bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç<br />

haline gelmiştir. Çevre eğitimi; örgün<br />

eğitim, yaygın eğitim ve hizmet içi eğitim<br />

olmak üzere üç ana başlık altında<br />

toplanabilir. (TÇA, 2004)<br />

Eylül / 2010<br />

<strong>İstanbul</strong> <strong>Eğitim</strong> ve Kültür <strong>Dergi</strong>si<br />

<strong>Eğitim</strong>lerde bireylerin yaşadıkları çevreyi<br />

fark etmeleri, anlamlandırmaları ve koruma<br />

tedbirlerini planlamaları sağlanmalıdır.<br />

Örgün, yaygın ve hizmetiçi<br />

eğitimler birbirine paralel yürümesi gereken<br />

ve birindeki kitlenin diğerini etkileyeceği<br />

iç içe geçen bir mekanizmadır.<br />

(Şekil 1) Bireysel karakterin oluşumu 5<br />

yaşına kadar olmaktadır. Çocuklar, kendisine<br />

model seçtiği kişileri (aile fertlerini)<br />

taklit ederek oluşturduğu<br />

davranışlarını öğrendiği bilgiler ile birleştirirler.<br />

Model olan kişilerin davranışları<br />

ile öğrettikleri arasında uyum<br />

olmalıdır, çocuk çelişkiye düşmemelidir.<br />

“Yeşili Koru” ifadesi çocukta etki yaratmaz,<br />

aile bireylerinin bunu uygulamalı<br />

olarak anlatması kalıcı ve işlevsel bir etki<br />

yaratacaktır. Bireylerin çocuklukta oluşan<br />

bu karakter ve davranış yapısı ilköğretim<br />

ve ortaöğretim sürecinde yeni<br />

öğrenimlerle gelişir. Dolayısı ile bireysel<br />

eğitimde en temel nokta ailedir. Bilinçli<br />

ve duyarlı bir ailede yetişen çocukların<br />

alacağı çevre eğitimi daha etkin sonuçlar<br />

verecektir ve kalıcı ve bilinçli davranış<br />

değişiklikleri yaratacaktır.<br />

Yaygın eğitimde iletişim araçları ile (televizyon,<br />

gazete, intenet vb.) çevre konuları<br />

sürekli işlenmelidir.<br />

61

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!