14.07.2013 Views

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

e-Dergi için tıklayınız... - İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü - Milli ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

düşünmeden vurabilmekte, zarar verebilmektedir.<br />

Bazen çizgi film kahramanı<br />

kötülerle savaşan, onları cezalandıran ve<br />

kıyasıya şiddet uygulayan biridir. Ancak<br />

o, ‘kötüleri’ cezalandırdığı <strong>için</strong>, yaptığı<br />

şey kabul edilebilirdir. Çocuk da büyük<br />

bir tezahüratla kahramanın, rakibini<br />

dövmesini desteklemektedir. Kötünün<br />

ne olduğunu dahi bilemeyecek, anlatamayacak<br />

çocuk anlamadığı şiddeti destekler<br />

konuma gelmektedir. Çizgi<br />

filmlerde, şiddet dışında başka çözüm<br />

yolları aramayı öğretmek yerine, en<br />

basit, kaba ve ilkel sorun çözme metoduna<br />

dönüş vardır. Oturup konuşup uzlaşan<br />

çizgi film kahramanları kaç tanedir<br />

dersiniz? Böylece çocuklar alternatifler<br />

üretmeyi, işlevsel çözümler aramayı bırakıp,<br />

kaba gücün hüküm sürdüğü bir<br />

dünyayla tanışmaktadırlar.<br />

Okul Başarısına Etkisi:<br />

Çocukların okul öncesi becerilerinin geliştiği<br />

çağlarda televizyonu çok izlemenin<br />

gelecekte okul başarısını da<br />

düşürdüğü gözlenmiştir. Okul başarısı<br />

ile ilgili çalışmalarda, evlerinde daha çok<br />

televizyon izleyen ve odasında televizyonu<br />

olan çocukların, daha az ve ebeveyn<br />

eşliğinde televizyon izleyenlere göre<br />

daha başarısız oldukları ortaya çıkmıştır.<br />

Araştırmacılar günlük televizyon izleme<br />

süresinin ortalama 2 saat ile sınırlı tutulmasını<br />

ve izlenen programın içeriğinin<br />

eğitsel ve yaşa uygun olmasını, izleme<br />

eyleminin ebeveyn gözetiminde olmasını<br />

ve sonrasında program hakkında konuşulmasını<br />

tavsiye ederler. Böylelikle televizyonun<br />

tek yönlü etkileşimi ortadan<br />

kaldırılmaya çalışılır. İzlenen programda<br />

net olmayan mesajları netleştirmek, oradaki<br />

bir olay hakkında yorum yapmak<br />

ve çocuğun programdan kötü etkilenmesine<br />

sebep olabilecek belirsizlikler,<br />

anlaşılmamış veya yanlış anlaşılmış noktalar<br />

üzerinde konuşup çocuğun izlediğini<br />

anlamlandırmasını sağlamak <strong>için</strong>,<br />

yetişkin yardımına ihtiyaç vardır. Amerikan<br />

Pediatristler Birliğine göre, çocukluğun<br />

ilk yıllarında pasif biçimde<br />

televizyon izlemek, üreticiliği ve problem<br />

çözme becerisi gelişimini olumsuz<br />

etkilemektedir. Hatta daha da ileri gidilerek,<br />

0-2 yaş aralığındaki çocuklara<br />

televizyon izletilmemesi tavsiye edilmektedir.<br />

Reklamlar ve televizyondaki şovlar, renkli,<br />

canlı ve hareketli bir dünya sunmaktadır.<br />

İmajlar sürekli değişmektedir.<br />

Böylece çocuğun dikkati sürekli bölünmekte<br />

ve uzun süreli olarak bir şeye<br />

odaklanamamaktadır. Televizyondaki<br />

bilgi, eğlence ve her şey hızlı bir biçimde<br />

tüketilmekte, çocuklar da bu hızlı tem-<br />

Araştırmacılar günlük televizyon izleme<br />

süresinin ortalama 2 saat ile sınırlı<br />

tutulmasını ve izlenen programın<br />

içeriğinin eğitsel ve yaşa uygun olmasını,<br />

izleme eyleminin ebeveyn gözetiminde<br />

olmasını ve sonrasında<br />

program hakkında konuşulmasını tavsiye<br />

ederler.<br />

poyu hayatlarına transfer etmektedir.<br />

Böylece derste dakikalarca yerinde oturup<br />

dinlemek, okumak onlara tekdüze<br />

gelmektedir. Oysa televizyon başında geçirdikleri<br />

süre ne kadar canlı, işitsel ve<br />

görsel açıdan hareketlidir! Bu yüzden,<br />

pek çok ebeveyn çocuğun uzun süre televizyon<br />

izleyip bilgisayarda oynadığından,<br />

ama dersi dinlemediğinden şikâyet<br />

eder.<br />

Mahremiyet İhlali:<br />

Uygun olmayan yaşlarda televizyonda ve<br />

artık daha sık şekilde internette maruz<br />

Eylül / 2010<br />

<strong>İstanbul</strong> <strong>Eğitim</strong> ve Kültür <strong>Dergi</strong>si<br />

kalınan mahremiyet ihlallerinin sadece<br />

küçük çocukların değil, yetişkinlerin de<br />

ruh sağlığı üzerinde oluşturabileceği<br />

olumsuzluklar uzun süredir tartışılmaktadır.<br />

Birey ile toplumun sınırları gün<br />

geçtikçe birbirine karışmaktadır. Pijamayla<br />

başkasının yanına çıkmanın saygısızlık<br />

ve özensizlik sayıldığı bir yaşam<br />

biçiminden, sadece yarışma kurallarının<br />

önem kazandığı, kamera karşısında<br />

mahremiyetin neredeyse ortadan kalktığı<br />

bir yaşam biçimine doğru gelinmiştir.<br />

Özellikle okul öncesi dönem çocuklarının<br />

da evde anneleriyle oldukları gündüz<br />

saatlerinde yayınlanan ‘realite’ programlarında<br />

gündem oluşturan travmatik<br />

olaylar en ince detayına kadar seyirci ile<br />

paylaşılmakta, bu da gelişim dönemi itibarıyla<br />

‘neyin neden olabileceğini’ anlayamayan<br />

çocuğun dünyasına ‘tam olarak<br />

adlandırılamadan’ girmektedir.<br />

Reklamlar:<br />

Çocuklara hitaben yapılan reklamların<br />

bir diğer etkisi de yıllar sonra görülür.<br />

Günümüzün çocukları gelecekte de<br />

senelerce çarpıcı müzikler ve görüntülerle<br />

bilinçaltına işlenen ve iyi kavramlarla<br />

özdeşleştirilen bu markaların sadık<br />

tüketicileri olacaktır. Kısacası bugün reklamlarda<br />

bihassa çocukları etkilemeye<br />

odaklanan stratejilerin arttığı gerçeği ile<br />

yüz yüzeyiz. Reklamların önemli bir<br />

kısmı da yağ, şeker, karbonhidrat oranı<br />

yüksek abur-cubur gıdaları <strong>için</strong> hazırlanmıştır.<br />

Çocuk televizyonda tanıtılan<br />

abur-cuburu yiyerek televizyonun<br />

önünde oturmaktadır. Daha uzun süre<br />

oturdukça daha fazla yemekte, daha fazla<br />

yedikçe obezite riski artmaktadır. Televizyonun<br />

önünde geçirilen saatler çocuğun<br />

koşup oynayacağı, sağlıklı fiziksel<br />

egzersizlere vereceği zamandan çalmakta,<br />

hatta uyku vakti konusunda pazarlıklara<br />

sebep olmaktadır. Kısacası, televizyon -<br />

izin verildiğinde- bir çocuğun sağlıklı gelişimi<br />

<strong>için</strong> önemli sayılabilecek uyku,<br />

beslenme ve spor alanlarını sabote edebilme<br />

gücüne sahiptir.<br />

33

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!