18.Sayı - Hacibektaslilar
18.Sayı - Hacibektaslilar
18.Sayı - Hacibektaslilar
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Ýran islamiyeti kýlýç zoruyla kabul etmiþti. Ýslamiyet<br />
öncesi çeþitli inançlarýn ve kültürlerin<br />
harmanlandýðý tarihsel bir birikimin zenginliðine<br />
sahipti. Ýsa’dan önce yedinci ile onuncu<br />
yüzyýl arasýndaki bir dönemde doðmuþ olan<br />
Zerdüþtlük Ýran’da yaygýn bir kabul görmüþtü. Zerdüþt<br />
anlayýþýna göre, insanýn kutsal görevi dünya<br />
üzerinde toplumsal adaleti saðlamak yolunda çaba<br />
göstermesidir. Ýnsan iyi ile kötünün ezeli savaþýmý<br />
içerisinde hapsedilmiþtir. Yaþarken gösterdiði düþünce,<br />
söz ve davranýþýna göre, insan, cennetin ya da cehennemin sonsuzluðuna<br />
gidecektir.<br />
Ýran’da doðup geliþen bir baþka dinsel-siyasal hareket de Mazdakçýlýktýr.<br />
Ýsa’dan sonra 5. yüzyýlýn baþlarýnda Sasani soylularýna karþý<br />
Horasan’lý Mazdak’ýn liderliðinde bir isyanla baþlayýp, soylularýn mücevherlerini<br />
meydanlara yýðýp yakan bu hareket, kötülüklerin mal mülk,<br />
zenginlikten kaynaklandýðýný öne sürerek bir tür ilkel komünizmi savunmuþlar<br />
ve bu inançlarýný bir süre de hayata geçirmiþlerdir<br />
Gerek Zerdüþtlük, gerekse de Mazdakçýlýk, daha sonra Ýslam içerisinde<br />
geliþen bâtini tarikatlarýnýn felsefi içeriðine önemli katkýlar saðlamýþlardýr.<br />
Araplar Ýslamiyeti kýlýç zoruyla yayýyorlar ve çok kan döküyorlardý.<br />
Ýran’da çok kan dökülmekle de kalmadý, Ýran kentleri yaðmalandý,<br />
kütüphaneler ateþe verildi, sanat eserleri tahrip edildi. Ancak köklü ve<br />
zengin bir kültürü olan Ýran, Ýslamiyet üzerinde etkisini gösterdi.<br />
Ýranlýlar daha çok Ýslamiyet içindeki hâkim mezheplere karþý olan<br />
mezhep ve anlayýþlara yakýnlýk duyuyorlar ve bu tür mezhep ve anlayýþlarda<br />
kendi kültürel varlýklarýný koruyabiliyorlardý. Hüseyin evladýný<br />
Sasanilerin varisi sayýyorlar, Ehlibeyt’in hakkýný korumak için Araplara<br />
direniyorlardý. Ali’nin oðlu Hüseyin’in son Sasani hükümdarý Yezdi-curd’ün<br />
kýzýndan olan çocuklarýný Ýranlýlar, Abbasilere karþý harekete zorluyorlardý.<br />
Bunu bilen Abbasi halifesi Me’mun, Ali oðullarýndan Ali<br />
Rýza’yý kendinden sonra halife olmak üzere veliaht yapýp kýzýný da ona ,<br />
ama daha sonradan Ali Rýza’ya zehirli üzüm yedirerek öldürdü. 1<br />
Özellikle Ýran, Hint, Yunan, Yahudi ve Hýristiyanlýk fikir ve akýmlarýnýn<br />
karþýlýklý etkileþimleri, sonradan Ýslamiyet’in de gelmesiyle ulaþýlan<br />
yeni sentezler, bu bölgede tasavvuf düþüncelerinin doðmasýna ve<br />
kýsa zamanda yaygýnlaþmasýna neden oluyordu. Iran önce Yunan, daha<br />
sonra Roma ve Bizans’la, çok sýký siyasal, sosyal ve ticari iliþkiler içerisindedir.<br />
Yüz yýllar boyu süren bu iliþkiler karþýlýklý kültür etkileþimlerini<br />
de birlikte getirmiþtir. Köprülü bâtýni kültürünün bu sentezlerden doðduðunu<br />
yazmaktadýr. 2<br />
Bâtýnilik (Ýslam rasyonalizmi), varlýklarý zamanýn müspet bilimlerine<br />
uygun olarak yorumluyordu. Batini görüþüne göre her þeyi yöneten akýldýr.<br />
“Ýnsan-ý kâmil” denilen üstün bir akýl vardýr. Peygamber bir “insan-ý<br />
kâmildir”. Peygamberin mucizesi yoktur. Kuran Tanrý’nýn deðil, Peygamber’in<br />
sözleridir. Peygamber’in aklýnýn dýþa vurumudur. Peygamber,<br />
Cebrail dedikleri akýldan taþan bilgileri anlatým biçimine sokmuþtur.<br />
“Þüphesiz Kuran bir elçinin sözüdür” 3 ayeti de bunun kanýtýdýr. Peygamber<br />
halký yönetmek için akýldan taþan bu bilgileri zâhiri bir biçime<br />
sokmuþtur. Bâtinilikte dýþ görünüþ çirkindir. Ýslamýn dýþ görünüþü de<br />
çirkindir. Aslolan bâtýndýr, zâhir deðil.<br />
Bâtýnilik Arap istilasýna bir tepkidir ve o yüzden de Ýranlýlar ve Türkler<br />
arasýnda yaygýnlaþmýþtýr. Son derece gizli olarak çalýþtýklarý için,<br />
Batýniler kendi aralarýnda çok sýký kurallar ve denetim kurmuþlardýr. Ehli<br />
sünnete karþý olduklarý için hep yasaklanmýþ, kötülenmiþlerdir. Kimi<br />
koþullarda da bu baskýlardan kurtulmak için Ýslam akidelerine baðlý yeni<br />
sentezler oluþturmuþlardýr. 4<br />
Çoðunluðu Sünni olan Ýran’da, Þiiliði resmi din olarak kabul ettiren<br />
Þah Ýsmail, daha çok Türkmenler arasýnda etkiliydi. Kendisi de bir Türkmen<br />
olan Þah Ýsmail, Türkçe nefesleriyle Horasan’dan Anadolu’ya, oradan<br />
Balkanlara kadar, Türkmen boylarýný etkilemiþti. Bu gün de Alevi<br />
geleneðinin içinde Hatayi olarak bilinen Þah Ýsmail’in önemli bir yeri<br />
vardýr. Mistik kiþiliðiyle 12. Ýmam’ýn habercisi olarak kabul görüyordu.<br />
Ortodoks Þiiler onu Þii saymazlar. Çünkü onun bâtýnilik kültüründen<br />
kaynaklanan sufi yaklaþýmlarýnýn Arap kökenli ortodoks Þiilikle baðdaþýr<br />
yaný yoktu. Dönemin pek çok siyasal-toplumsal hareketle önderi<br />
gibi, Þah Ýsmail’in de Ehlibeyt kanýndan geldiði söylenir.<br />
Bugünkü Ýran Þiiliði Þah Ýsmail’in yeðeni Abbas (1588–1629) döneminde<br />
biçimlenmiþtir. Abbas, Safavilerin baþkentini Tebriz’den<br />
SERÇESME<br />
¸<br />
Humeyni Radikalizmi<br />
Bölüm – I<br />
Vahap Erdoðdu<br />
Lanet olsun bu dünyaya<br />
Lanet olsun þu zamana<br />
Lanet olsun bu yazgýya<br />
Þu yabanýl Araplar beni zorla<br />
Ýslam yapmak için geldiler.<br />
Firdevsi, Þahname<br />
Isfahan’a taþýdýktan sonra, Türkmen etkisi azalýrken,<br />
Arap kökenli Þii mollalarýn yönetimde etkisi artmaya<br />
baþladý. Mollalar kadýlýk yapýyor, evlilik-boþanma<br />
iþlerine bakýyorlar, halka dini inançlarýnda önderlik<br />
ediyorlardý. Mollalar yönetimde etkileri olan, mülk<br />
sahibi, bir tür ruhban sýnýfýný oluþturuyorlardý.<br />
Abbas güçlü bir merkezi hükümet kurdu. Tahtýnýn<br />
geleceðini güvenceye almak için, büyük oðlunu öldürdü,<br />
ikinci oðlunun gözlerini oydu.<br />
Abbas’ýn torununun torunu, Þah Sultan Hüseyin,<br />
mollalarýn desteði ile tahta oturdu. Ama gene mollalarýn desteðindeki<br />
isyanla devrildi. Bu kargaþadan yararlanan Sünni Afganlar Ýsfahan’ý ele<br />
geçirip kenti yaðmaladýlar, Þah Sultan Hüseyin’i yakalayarak öldürdüler.<br />
Safavi hanedanlýðý böylece son bulmuþtu (1722). Anarþi ve kargaþa içindeki<br />
Ýran’da mollalar da etkisizleþmiþti. Ancak yüzyýlýn sonuna doðru<br />
yeniden güç kazanmaya baþladýlar. On dokuzuncu yüzyýlda güçleri yeniden<br />
þahlarý devirecek düzeye ulaþmýþtý.<br />
Kýrk sekiz yýllýk yöntemi sýrasýnda Ýngiliz þirketlerine, Yahudi bankerlere<br />
ülke kaynaklarýný rehin veren Nasýr Aldin, tütün tekelini Ýngilizlere<br />
verince, Molla Hasan Þirazi’nin boykot çaðrýsýna, Hýristiyan ve<br />
Yahudiler de dâhil, bütün Ýran halkýnýn yanýnda, Þah’ýn eþleri de uymuþ,<br />
tekel sözleþmesi iptal edilmiþtir (1891). 1906’da kabul edilen Anayasa<br />
ve ilk parlamento yine bu mollalarýn desteði alýnarak gerçekleþtirilmiþtir.<br />
1798’de Napolyon Mýsýr’ý iþgal ederken Ýngiltere’nin Hindistan sömürgesine<br />
göz koymuþtu. Bu nedenle de Ýran onun için önemli idi. Rus<br />
Çarý ile de anlaþarak, Çardan destek sözü almýþtý. Ancak, Ýngiltere, özellikle<br />
Ýran Körfezini çök önceden güvence altýna almýþtý. Ama Napolyon’un<br />
bu manevralarýna karþý Ýran ile yeni bir anlaþma imzalamayý da<br />
ihmal etmedi (1801). Ýran’ýn Ýngiltere’den yana tavýr almasý karþýlýðý,<br />
Ýngiltere Ýran’a askeri ve teknik yardým yapacaktý.<br />
Bu arada misyonerler de Ýran’da boþ durmuyorlardý. 1811’de Doðu<br />
Hindistan Þirketi’ne baðlý kilise temsilcisi Henry Martyn önderliðinde<br />
bir grup Þiraz’da ilk misyonerlik üssünü kurmuþ ve Ýncil’in Acemce’ye<br />
çevrilmesine baþlamýþlardý. ABD misyonerlerinin de bu bölgeye ilgisi<br />
ayný döneme rastlar. Ýlk ABD misyonerlerinin Ýran’a geliþ tarihi 1834’tür.<br />
Amerikalý misyonerler 1871’de okul ve hastane açmaya baþladýlar. Anadolu,<br />
Ýran, Suriye ve Filistin’de faaliyete geçen misyoner okullarý, önce<br />
Müslüman olmayanlarý (Ermeni, Rum, Yahudi, vb) eðitiyorlardý, daha<br />
sonra Müslüman çocuklara da bu okullarýn kapýsý aralandý.<br />
On dokuzuncu yüzyýlýn baþýndan beri Ýran Rusya ve Ýngiltere arasýnda<br />
çýkar alaný olarak paylaþýlmýþ, kapitülasyon haklarý saðlamýþlardý. Bu<br />
ayrýcalýklar sonucu, Avrupa mallarý Ýran pazarýný istila etmiþti. Ýran yerli<br />
sanayi yok edildi. Ýran’dan Avrupa’ya afyon, pamuk ve halý ihraç edilebiliyordu.<br />
l850’lerin sonlarýna doðru, Hindistan ile Ýngiltere arasýndaki<br />
iletiþimi kolaylaþtýrmak için Ýngilizler Ýran telgraf tekelini ele geçirdiler.<br />
1847’de Ýngiliz Baron Julius de Reuter, demiryolu, tramvay, maden iþletmesi,<br />
bütün sulama iþleri, ulusal bir banka ve öteki sanayi iþletme haklarýný<br />
almýþtý. Þah’ýn eþinin baþýný çektiði ulema buna karþý direndi, bu<br />
ayrýcalýklarý veren Baþbakan Mirza Han istifa etmek zorunda kaldý. Ama<br />
bu tür direniþler kalýcý sonuçlar veremiyordu. Yüzyýlýn sonuna doðru<br />
Ýran ekonomisini tümüyle denetim altýna alan Ýngiltere ve Rusya, politik<br />
geliþmeleri de tümüyle belirler hale gelmiþti.<br />
1908’de Ýran’da petrol bulundu. 1909 yýlýnda Anglo-Iranian Petroleum<br />
Company (Ýngiliz-Ýran Petrol Þirketi) kuruldu. Petrol Ýngilizlerin<br />
eline geçmiþti. Ýngiltere’ye karþýtý gösteriler<br />
düzenledi. Ýngiltere’ye karþý<br />
Amerika’dan ve Rusya’dan yardým istendi.<br />
Rusya devrim öncesi kargaþasýný<br />
yaþýyordu, Amerika ise, bölge politikasýný<br />
Ýngiltere politikalarýnýn yedeðinde<br />
geliþtiriyordu.<br />
Ýran toplumunda mollalarla esnaf ve<br />
sanatkârlar iç içe yaþýyordu. Akrabalýk<br />
iliþkilerinin yanýnda, ekonomik ve<br />
toplumsal iliþkiler de bu kesimleri birbirlerine<br />
yaklaþtýran nedenlerdi. Çarþýcýlar<br />
(bazarî) adý verilen bu kesimler,<br />
Ýran’ýn politik yapýsýnda da önemli rol<br />
oynamýþlardýr. Ýran’ýn Anayasasý ve<br />
parlamenter sisteme geçiþi bu grubun<br />
12 Sayý 18<br />
Musaddik, hapiste torunuyla