18.Sayı - Hacibektaslilar
18.Sayı - Hacibektaslilar
18.Sayı - Hacibektaslilar
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
SERÇESME ¸<br />
3. Aleviliðin etnik kimliði hakkýnda ne<br />
düþünüyorsunuz?<br />
Alevilik bir Ýslamî inanç sistemi olarak<br />
evrenseldir, ne belli bir bölgenin<br />
ve ne de belirli bir etnik grubun ya<br />
da ulusun inancý deðildir ki, etnik<br />
kimliði olsun. Özde ayný olmakla<br />
birlikte farklý kollar ve adlar altýnda Balkanlar’dan,<br />
Anadolu ve Ortadoðu’dan, Afrika’dan,<br />
Orta ve Güney Asya’ya ve Endonezya’m kadar<br />
çok çeþitli ülkelerde Alevilik inancý, Ortodoks<br />
Ýslam’ýn (Sünnilik ve Þiiliðin) dýþýnda aykýrýlýðýný,<br />
yani Ýslam heterodoksizmini yaþamaktadýr.<br />
Aleviliðin etnik kimliði yoktur; bu inanca<br />
baðlý olan bireyin Alevi inanç kimliði vardýr.<br />
Çünkü Alevilik inancýný yaþayan Türk, Kürt,<br />
Arap, Arnavut, Fars, Tacik, Afgan, Hint, Sasak,<br />
vb. çeþitli etnik kökenden topluluklar bulunmaktadýr.<br />
Türkiye Cumhuriyeti, 2005 Avrupa Birliði<br />
Türkiye Ýlerleme Raporu’nda isimlendirildiði<br />
üzere “Sünni olmayan Müslüman topluluk<br />
Aleviler”i resmen tanýmamakta ve Alevilik inancý<br />
ve kimliðini anayasal güvence altýna almamakta<br />
ýsrar ediyor. Bu, devleti yönetenlerin büyük ayýbý<br />
ve yirmi milyonu aþkýn bir büyük inanç topluluðu<br />
için dayanýlmasý güç bir zulümdür. 9 Kasým 2005<br />
tarihli Ýlerleme raporuna düþülen not Türkiye<br />
Cumhuriyeti için hiç de iyi bir not deðildir:<br />
“Nüfusu 12-20 milyon arasýnda tahmin edilen<br />
Alevilerin, bir inançsal topluluk olarak resmen<br />
tanýnmamýþ olmasý sürmektedir.” (s.35)<br />
“Türkiye’de Sünni olmayan büyük Müslüman<br />
topluluk Alevilerin statü sorununda hiçbir<br />
ilerleme olmadý.”(s. 154).<br />
4. Alevilik Din ve Kültür Arasýna Sýkýþmýþ<br />
Durumda mý?<br />
BÝRGÜN GAZETESÝ’NDE YAYINLANMAYAN ALEVÝLÝKLE ÝLGÝLÝ SÖYLEÞÝ<br />
Alevilik, Ne Ýslam’ýn Dýþýndadýr, Ne De Tam Kendisidir;<br />
Ýslam’ýn Diðer Dinsel ve Felsefi Ýnançlarla Baðdaþtýrmacý Bâtýni Yorumudur<br />
Ýnanç (inanma/iman), din demek deðildir; dinin<br />
içinde inanç vardýr, ama inancýn içinde her zaman<br />
din yoktur. Dine inanmak kadar felsefeye, bilime,<br />
sanata da inanmak baðlanmak vardýr. Dikkat<br />
edilirse din ve iman kavramlarý hep ayrý kullanýlýr.<br />
Alevilik de baþlý baþýna din deðil, dinsel<br />
inanç yaný aðýr basan sosyal, felsefi ahlaksal<br />
inanç sistemidir; kiþisel ve toplumsal yaþama<br />
biçim ve düzen veren kurallara (edeb-erkana)<br />
sahiptir. Aleviliðin bir yere sýkýþmýþlýðý sözkonusu<br />
deðildir. Aleviliði bir “kültürdür, kültürel<br />
anlayýþtýr” diye tanýmlamak doðru olamaz. Çok<br />
yanlýþ bir kullanýmdýr. Çünkü “kültür” sözcüðü<br />
gerçekte sosyoloji ve sosyal bilimler sýnýrlarý içerisindeki<br />
din, inanç, mezhep dahil pek çok sanatsal,<br />
felsefi, ahlaksal, vb. birçok kavramlarý içinde barýndýrýr. Bu tanýmlamanýn<br />
benimsenmesi demek, tapýnma törenlerimizin tüm ögelerini “folklor,<br />
halk oyunlarý, eðlenceden” ibaret olduðunu kabul etmektir. Zaten<br />
ibadet mekanýmýz olan cemevine “cümbüþ evi” demiyorlar mý? Bu taným<br />
resmi görüþtür, devletin Aleviliðe bakýþ açýsýdýr<br />
“Aleviliðin, inanç deðil Anadolu’ya özgü kültürel bir anlayýþ<br />
olduðunu” Diyanet Ýþleri baþkaný Prof. Bardakoðlu ilk kez göreve<br />
atandýðý günler söylemiþti. Garip deðil mi arkasýndan bir süre sonra,<br />
Diyanete karþý olduklarýný ve kaldýrýlmasýný söyleyen bazý kitle örgütleri<br />
ve vakýf yöneticileri tarafýndan ayný tanýmlar kabul gördü ve yinelenmeye<br />
baþladý. Diyanet’le bu görüþ noktasýnda birleþtiler. Bu nasýl açýklanýr<br />
bilemeyiz.<br />
Bölüm - II<br />
Ýsmail Kaygusuz<br />
Deðerli Canlar,<br />
Aralýk ayýnýn ortalarýna doðru,<br />
bir süredir Alevilik üzerinde söyleþiler<br />
dizisi yayýnlamakta olan<br />
Birgün gazetesinden Gülþen Ýseri<br />
aþaðýdaki sorularý göndererek,<br />
herhangi bir koþul ileri sürmeksizin<br />
bunlarý yanýtlamamý istedi.<br />
Aleviliðe iliþkin görüþlerini bildiðimiz<br />
gazetenin, doðrusu<br />
kendilerinden farklý düþünenlere de<br />
sayfalarýný açma demokrasi anlayýþýna<br />
sahip olduðunu umuyordum.<br />
Kuþkusuz söyleþiyi yayýnlama<br />
haklarý olduðu kadar,<br />
yayýnlamama haklarý da vardýr;<br />
örneðin yazýnýn uzunluðu, içeriði,<br />
gazetenin kurallarýna ve siyaset<br />
anlayýþýna aykýrý bulunmuþ olabilir.<br />
Ama bu sorulara kendilerinin anlayýþýna<br />
uygun yanýt vermem<br />
herhalde beklenmiyordu...<br />
Ýki bölüm halinde verdiðimiz yanýtlar<br />
çoðunluk kendi makale ve<br />
kitaplarýmýzdaki görüþlerimizin<br />
yinelenmesidir.<br />
Ancak toplu halde özetlenmiþ olmasý<br />
baðlamýnda yararlý olur düþüncesiyle<br />
tamamýný ekte veriyorum.<br />
Ýsmail Kaygusuz<br />
Birgün’ün Sorularý<br />
1. Aleviliðin Ýslam içinde olduðunu<br />
söylüyorsunuz, peki Aleviliðin<br />
Ýslam dýþýnda olduðunu bir çok yazar<br />
kitaplarýnda belirtiyor ve bunu þamanlara<br />
kadar dayandýrýyor; siz bu konuda<br />
ne düþünüyorsunuz?<br />
2. Aleviliðin doðuþu neden Hz Ali?<br />
3. Aleviliðin etnik kimliði hakkýnda<br />
ne düþünüyorsunuz?<br />
4. Alevilik din ve kültür arasýna<br />
sýkýþmýþ durumda mý?<br />
5. Diyanetten beklentileriniz nelerdir?<br />
6. Ýslam’ýn þartlarýný yerine getirmeyen<br />
Aleviliðe Ýslam içi demek<br />
ne kadar doðru?<br />
Milyonlarýn baðlý bulunduðu ve inandýklarý<br />
her þeyi batýl ve sapkýnlýk gördüðü ve inanç<br />
olarak kabul etmediði için baþkan Bardakoðlu<br />
Alevilik “kültürel eðilimdir inanç deðildir,<br />
kültürel ögelerin belirgin olduðu bir anlayýþtýr”<br />
diye her demecinde yineledi, durdu. Bir yazýmýzda<br />
þunlarý söylemek gereði duyduk:<br />
“Bizi ve inancýmýzý kafanýza ve keyfinize göre<br />
tanýmlama hakkýný size kim verdi? Hangi ahlak<br />
ölçüsüne sýðar bu? Alevi yazar ve araþtýrmacýlar:<br />
‘Sünniler camide dedikodu yapmak ve<br />
birbirini çekiþtirmek için toplanýyor; namaz<br />
dedikleri de eðilip doðrularak, yere uzanarak<br />
yaptýklarý bir takým jimnastik hareketleridir. Bu<br />
nedenle Sünnilik bir çeþit bireysel ve toplumsal<br />
kültürel alýþveriþtir’ biçiminde tanýmlamalar<br />
yapsa tepkiniz ne olur ? Doðrusu bu bir merak<br />
konusudur!”<br />
5. Diyanetten Beklentileriniz Nelerdir?<br />
Bu soruyu yöneltmiþ olmanýz beni tanýmadýðýnýzý<br />
ve bu güne kadar, özellikle Diyanet konusunda<br />
yazdýklarýmýzý okuma fýrsatý bulamadýðýnýzý gösteriyor.<br />
Öyle sanýyoruz ki, tamamý Diyanet’e,<br />
onun varlýðý, iþleyiþi ve baþýndakilere karþý yazýlmýþ<br />
yazýlarýmýzdan oluþturduðumuz “Alevilik, Diyanet,<br />
Siyaset” kitabýmýzý da görmemiþsiniz.<br />
Diyanetten hiç bir beklentimiz yoktur ve olamaz.<br />
Bu soruyu, Diyanet Ýþleri Baþkaný ile Alevilik<br />
tanýmýnda buluþanlara, bunu benimseyenlere sormak<br />
gerekir.<br />
Çaðdaþ-laik-demokratik bir devletin, öz sistemini<br />
belirleyen bilimsel (devlet) felsefesi vardýr,<br />
fakat asla resmi dini olmaz. Ama ülkemizde,<br />
laiklik kavramýnýn özüne ve anlamýna aykýrý,<br />
‘Türkiye tipi bir laiklik’, devletin yapýsý içinde<br />
inatla sürdürülmekte ve ýsrarla savunulmaktadýr.<br />
Kýsacasý çaðdaþ demokratik devletin olmazsa olmazý,<br />
sosyo-politik anlamda bir laiklik yoktur<br />
Türkiye’de, çünkü devlet gizli bir resmi din uygulamasý<br />
içindedir; bu din Ortodoks Ýslam’ýn, yani<br />
Sünniliðin Hanefi Mezhebi’dir. Devlet, bu mezhebin<br />
inanç sistemi ve þer’i ilkelerini, Ýslam<br />
dininin kendisiymiþ gibi anlatmakta ve ilkokuldan<br />
üniversiteye kadar eðitiminin yapýlmasýna<br />
aracý olmaktadýr. Diyanet Ýþleri, resmi bir devlet<br />
kurumu olarak, 79 yýldýr büyüye büyüye ‘devlet<br />
içinde, sýnýrsýz olanaklarý,vakýflarý, bütçesi ve<br />
kadrolarýyla bir din devleti’ gibi siyasete egemen<br />
olmuþtur; toplam nüfusun üçte birini oluþturan<br />
Ýslam Heterodoksluðuna baðlý, yani Alevi, toplumunun<br />
inancýný Ortaçaðýn din devletleri anlayýþý<br />
çerçevesinde deðerlendirmektedir. Kendine özgü<br />
bir Tanrý anlayýþý ve ibadet kurumlarýyla bir Ýslamî inanç ve felsefi sistem<br />
olan Aleviliði kabul etmemekte ve bazen Hanefi mezhebinin bir<br />
tarikatý olarak tanýmlamakta, dolayýsýyla bu mezhebin ilkelerine uymayý<br />
dayatmakta. Bunu benimsetemeyeceðini anlayýnca “inanç deðil,<br />
Anadolu’ya özgü bir kültürel anlayýþtýr” tanýmýnda karar kýldý.<br />
Baðnaz ve katý anlayýþa sahip bir Diyanet’te ne yazýk ki, Alevilerin<br />
temsilini isteyenler bulunmaktadýr. Diyanette temsilini isteyenler de Aleviliðin<br />
ortodokslaþmasýna, yani asimilasyonuna hizmet etmektedirler.<br />
Abbasi heresiyograflarý, Osmanlý Þeyhülislamlarý Aleviliði, “aþýrý,<br />
sapkýn inanç veya sapmýþlarýn inancý” anlamlarýnda “guluv, rafýzilik,<br />
zýndýklýk”, vb. sýfatlarýný kullanýyor, ama bir ‘inanç’ olduðunu söylüyorlardý.<br />
Ayný ortaçað anlayýþýný sürdüren Diyanet ise bu sýfatlarý açýktan<br />
6 Sayý 18