05.01.2014 Views

18.Sayı - Hacibektaslilar

18.Sayı - Hacibektaslilar

18.Sayı - Hacibektaslilar

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SERÇESME ¸<br />

Edebiyatýmýzda Modus Vivendi (*) Sorunu ve Alevilik<br />

Hasan Harmancý<br />

Çaðdaþ Türk Romaný ve<br />

Öyküsünde Aleviler,<br />

Ýlhan Cem Erseven<br />

Alev Yayýnlarý<br />

Ýstanbul, 2005<br />

Son zamanlarda Alevilik kategorik olarak tartýþtýðýmýz<br />

bir alan oldu. Ancak Alevilik ile ilgili<br />

çalýþmalara nasýl bir boyut katacaðýmýz tüm<br />

araþtýrma kesimleri arasýnda bir sorun olmaya<br />

devam ediyor. Birileri bu iþe bir yerden baþlamalýydý.<br />

Baþlandý da. Ýlhan Cem Erseven bunu ilk olmanýn<br />

getirdiði sorunlara raðmen baþardý. Yýllardýr tartýþtýðýmýz<br />

soruna bir baþlangýç noktasý koydu. Ýþte tartýþabileceðimiz<br />

bir alan. Çaðdaþ Türk romaný ve öyküsünün çalýþma<br />

alanlarýný birçok açýdan tartýþmamýza karþýn Aleviliðe<br />

bakýþ açýsý noktasýnda hep yok saydýk. Kadýn, þiddet,<br />

siyaset, tarih, dönemin toplumsal sorunlarý, kentleþme,<br />

göç ve daha nice konular. Ancak Alevilik, birçok alanda<br />

olduðu gibi bu alanda da ele alýnmaz bir tabu olarak kaldý.<br />

Erseven’in çalýþmasý bu anlamda tartýþmak ve çalýþmak<br />

isteyenler için bir kaynak ve yol sunacaktýr.<br />

Ýlk olanýn cesareti yanýnda baþarýsý ve sorunlarý da<br />

olacaktýr doðal olarak. Aslýnda sorunun kendi alanýnda<br />

tartýþýlmasý, politik, inançsal ve kültürel deðerler açýsýndan<br />

gündemde duruyor olmasý, bu kitabýn deðerini ve zamanlamasýný<br />

bize daha çok gösteriyor. Aleviler açýsýndan<br />

konuþmayanýn kalmadýðý bir dönemde, ne yazýk ki çoðu<br />

ifadeler ancak bu kitapta tartýþýlan roman kahramanlarýnýn<br />

uzaklýðýnda gündeme geliyor. Kitaplarýn çoðu taraflý<br />

ve Aleviliði anlatmaktan çok, genel bakýþ açýsýyla deðerlendirilmesi gündeme<br />

geliyor. Araþtýrmacýnýn tüm kitaplarý taramasý mümkün olmamakla<br />

beraber raflarda çok da yerini alamayan kitaplara ulaþmasý da eminim<br />

ki zor olmuþtur. Baþta da belirttiðimiz gibi ne sahaflarda, ne kitapçýlarda<br />

ne de kütüphanelerde Aleviliði kapsayan bir roman kategorisi söz konusu<br />

deðil. Bu araþtýrmanýn böyle bir yol açmasý mümkün olacak mý zaman<br />

gösterecek.<br />

Erseven, araþtýrmasýna konu olarak otuz dokuz roman, on iki öykü ve<br />

bir oyun ele almýþ. Ele aldýðý romanlar, öyküler ve oyunun “Çaðdaþ Türk<br />

Romaný ve Öyküsü” olduðu biçiminde bir baþlýkla okuyucu karþýsýna çýkmasýna<br />

karþýn, çoðu yakýn dönem deðil; daha çok ilk dönem ve<br />

1960–1980 dönemlerini kapsayan eserleri içermektedir. Bunun böyle<br />

seçilmesinde en büyük neden ise Alevilikle ilgili sorunlarýn, anlatýlarýn<br />

daha çok bu dönemlerde ortaya çýkmasý ve iþlenmesidir. Çaðdaþ roman<br />

ve öykülerin bir kaçýný ancak konu olarak iþlerken çoðuna ya deðinmekle<br />

yetinmiþ, ya da dokundurma veya bir tespite ulaþmak için araç olarak<br />

kullanmýþ. “Edebiyat, derin hisler uyandýran duygu, düþünce ve hayallerin<br />

dil aracýlýðýyla güzel, etkili ve belli bir þekil içerisinde anlatýmýdýr.”<br />

(Güzel, 2004: 29) Bu anlatým gücüyle dili birleþtirdiðinizde edebiyatýn<br />

okuyucu üzerindeki etkisinin bilimsel bir çalýþmadan daha etkili olabileceðini<br />

düþününce, edebi eserlerle anlatýlan bir konunun daha kolay ve<br />

nasýl anlaþýlacaðý kolaylaþýr. Okuyucu ayný zamanda eserde, “bir eser<br />

içerisinde sanatkarýn ideallerini, hayat dünyasýný, deðer yargýlarýný,<br />

diline getirdiði zenginlikleri ve duygularýný ahenkli bir bütün halinde<br />

görür” (Güzel, 2004: 29) Bu muhtevanýn insan üzerindeki etkisini gören<br />

Erseven, bunun önemine kitabýnýn giriþ bölümünde deðiniyor: “Yazara<br />

da burada, tüm bu olgularý ustaca yapýtýnda iþlemek, sunmak düþer. Bu<br />

anlamda, bir toplumun edebiyatýnýn yalnýz yazýnsal deðil, toplumsal<br />

deðeri de vardýr” (Erseven, 2005: 5). Devamýnda Erseven, “Yazýlan bir<br />

öykü, roman ya da oyun, içinde bulunduðu ülkenin, konu edindiði halktan<br />

çok yazarýn içinde yaþadýðý kendi toplumunun gerçeklerini dile<br />

getirir.” Burada kavramlara bakýþý üzerinde durmamýzýn nedeni, Erseven’in<br />

bu tartýþmayý, araþtýrmayý neyi göz önüne alarak hazýrladýðýna,<br />

onun tasarýsýyla ulaþmak için ele aldýk. Asýl konumuz olan yapýtlarýn<br />

deðerlendirilmesine, bu bakýþ açýsýnýn anlaþýlmasý ile daha doðru ulaþmak<br />

mümkün olacaktýr.<br />

Alevilik ile ilgili çeþitli bilgilere de ulaþabileceðimiz kitapta araþtýrmasýna<br />

konu olan kitaplarýn, Alevi yazarlar tarafýndan yazýlmasýyla Alevi<br />

olmayan yazarlar tarafýndan iþleniþ biçiminin çok farklý olduðu ve<br />

bunun da Türk edebiyatýnýn belli bir olgunluðu yakalayamamasý ve<br />

yukarýda Güzel’in, edebiyat tanýmýndaki özelliklerinin, yazýnýmýzda ne<br />

kadar da önemli olduðunu göstermektedir. Erseven, “Alevi inanç kültürünün,<br />

Türk yazarlarý ya da eleþtirmenleri tarafýndan belli bir kabul<br />

görmemesi halinde ortaya, belli bir kalýba oturtulmuþ Sünni inançlý<br />

insan profili edebiyata yansýmýþtýr” (s.6) tespitine ulaþmasý, Anadolu’da<br />

oluþmuþ olan inançsal ve edebi daralmanýn, sýkýþmanýn da hala sürdüðünü<br />

ve edebiyatýn da insan merkezli edebi kaygýlar duymak<br />

yerine egemen ideolojik dayatmanýn parçasý biçiminde<br />

devam ettiðini göstermektedir. Kuþkusuz, bunu<br />

edebiyatýn bütünü açýsýndan söylemek mümkün olmamakla<br />

beraber, içinde inançsal deðinilerin de yer aldýðý<br />

edebiyat ürünlerinde bu zaafýn ortaya çýktýðý da bir gerçektir.<br />

Özellikle son yýllarda, Ýslami kalýplarýn her alanda<br />

olduðu gibi edebiyatta da baskýn olmasý bunun göstergesidir.<br />

Erseven, çalýþmasýnda, yazarlarýn da içinde olduklarý<br />

inanç kültürünün felsefi terminolojisinin ve inanç içi<br />

dil jargonunun kullanýldýðý tespitine ulaþmaktadýr.<br />

Yazýnýmýzýn Sýratý Anadolu<br />

Bütün ele aldýðý çalýþmalara raðmen bu alanýn hakkýyla<br />

ele alýnmadýðýný belirten Erseven; “Aleviliði ve Bektaþiliði,<br />

asal ve yan konu olarak iþleyen roman öykülere<br />

ciddi anlamda rastlamak olasý deðil…” Yazarýn ele aldýðý<br />

kaynaklar, belki Alevilik-Bektaþilik açýsýndan yeterli<br />

deðil. Ancak Türkiye yazýn dünyasýnýn yeni yeni geliþmeye<br />

ve çeþitlenmeye baþladýðýný düþündüðümüzde yeterli<br />

saymak gerek. Edebi türler içinde sözlü geleneðe baðlý<br />

yaþamýný sürdürmüþ bir öðreti geleneðine sahip olan bu<br />

alanýn, þiir ve baðlý alanlarla yetinmesi ve ‘sýrcý’ bir içerikle<br />

hareket etmesi bu, konunun geç iþlenmesine ve kimi noktalarda da<br />

karþýt ve sorunlu iþlenmesine neden olmuþtur. Alevi kökenli yazarlarýn<br />

metinlerinde, Aleviliði ve sorunlarýný anlatmaya, Sünni kökenli-Alevi<br />

olmayan demek istiyor- yazarlarýn ise taraflý ve daha çok karalayýcý bir<br />

üsluba sahip olduðunu dile getiriyor.<br />

Özellikle 1970 sonrasýna ait romanlarda, Alevilikle ilgili gözle görünen<br />

ve diþe dokunur metinlere rastlandýðýný belirten Erseven, çalýþmasýnýn<br />

roman bölümünü; “Aleviliði Eksen Alan Romanlar”, “Aleviliði Yan<br />

Konu Olarak Alan Romanlar”, “Dersim Olaylarý Nedeniyle Aleviliði Ýþleyen<br />

Romanlar” ve “Bektaþiliði Eksen Alan Romanlar” baþlýklarý altýnda<br />

topluyor. Oyun olarak Musahipzade Celal’in “Mum Söndü” oyununu<br />

ayrý bir ek bölüm olarak iþleyen yazar, “Türk öyküsünde Aleviler” baþlýðý<br />

altýnda ise, yazar adýna göre eserleri tek tek iþliyor. Araþtýrmasýný bir de<br />

konularýna göre iþleyen Erseven, bakýþ açýsýný ve yargýlarýný daha çok bu<br />

bölümde ifade ediyor.<br />

Çalýþmasýnda Aleviliði bilmeden konu olarak seçen yazarlarýn eksikliklerini<br />

ve hatalarýný da tartýþan Erseven, Alevilik çerçevesinden yola<br />

çýkarak toplumsal bir birlikteliði, ayný topraklarda bir arada kültürleri<br />

birbirlerini tanýmasý, aradaki inanç çatýþmalarý ve karalama kaynaklarýnýn<br />

bu romanlarda nasýl incelikli olarak öne çýktýðýný da gösteriyor. Roman<br />

ve öykülerden alýntýlar yaparak bir anlamda özetler de sunan Erseven,<br />

olaya bakýþlarý, ara soru ve açýklamalarla deðerlendiriyor. Yazarlarýn<br />

konuya bakýþ açýlarýný da irdeleyerek genel Aleviliðe bakýþlarýný da<br />

tek tek tartýþýyor. Kitap ya da yazarlar açýsýndan ara tanýmlar ve çýkarýmlarda<br />

bulunuyor. Örneðin Hasan Kýyafet’in ‘Ali Ali’ adlý kitabýný deðerlendirirken<br />

kimi yerde çözümlemelerin ulaþtýðý nokta olarak; “Yazar,<br />

sorunun çözümüne idealist bir açýdan yaklaþmýþtýr.”(s. 314) ya da devamýnda<br />

bir açýklamanýn yarattýðý ifadeyi; “Nedense burada Kiyafet, devrimciliði<br />

biraz etik çizginin dýþýna çýkarmýþ görünmektedir”(s. 315) demektedir.<br />

Konu Alevilik olunca, siyaset, kültür, inanç ve daha birçok<br />

yönü bir arada ve hýzlý bir toplumsal yaþam denklemine göre taramak<br />

gerekiyor.<br />

Zamanýn Deðiþmeyen Dili<br />

Kimi eserde sýnýf, kimi eserde inanç, kiminde de ekonomi ve göç ile<br />

karþýlaþýlan sorunlar, tartýþmanýn konusu olarak öne çýkýyor. Yan konu<br />

veya içerik olarak Türk edebiyat dünyasýnýn sonuçta Alevilik çerçevesinde<br />

olaðan bir seyir yerine belli duyarlýlýk payesiyle iþlendiðine dikkat<br />

çekiyor, Erseven. Kitaplarda konu olarak Kýzýlbaþlýk kavramý çeþitli<br />

anlamlara gelebilecek biçimlerde kullanýlýyor. Alevilerin nasýl insanlar<br />

olduðu gibi sorulara cevap arandýða dikkat çekiliyor. Alevi olmanýn<br />

kolay tanýmlarýndan birinin de, E. Bener’in “Elif’in Öyküsü” romanýnda<br />

yer alan, “namaz kýlmamak Alevilik” olarak tanýmlanýyor. Yine Sadri<br />

Ertem’in, “Çýkrýklar Durunca” romanýnda yer aldýðý gibi, “katlý vacip<br />

zýndýklar” gibi kavramlarla tarihte egemen söylemin tekrarýnýn yer aldýðý<br />

taným ve þiddet bir arada hatýrlatýlmaktadýr.<br />

18 Sayý 18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!