05.01.2014 Views

18.Sayı - Hacibektaslilar

18.Sayı - Hacibektaslilar

18.Sayı - Hacibektaslilar

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kýzýlbaþ Alevilikte (Alevi = Elevi =<br />

Elawi = Alawi = Iþýk, aydýnlýk,<br />

ateþ), farkýndalýk’ýný biraz canlý<br />

tutan her “Yol Evladý” bilir ki, Kýzýlbaþlýktan<br />

söz edildiði her yerde,<br />

onu nitelerken, din ya da mezhep ya da inanç gibi kavramlardan çok,<br />

“Yol” kavramý kullanýlýr. Daha doðrusu, daha öncesine gitmeðe gerek<br />

yok, son dört ya da beþ asýrlýk sürecin Âþýklýk geleneðine bakan her insan,<br />

Âþýklarýn ait olduklarý yapýyý açýklarken kullandýklarý esas kavramýn<br />

“Yol” olduðunu görürler ve bu son derece harika bir seçimdir.<br />

Söze “Yol” kavramýyla girmem nedensiz deðil. Kýzýlbaþ Aleviler olarak,<br />

sözgelimi bundan on beþ yýl önceki, konumda deðiliz. Hem kendimizi<br />

tanýmak ve tanýdýðýmýz þeyi bilgiye dökmek bakýmýndan hem de<br />

örgütlenmek ve maddi ve manevi etkinliðimizi yeniden yaþama durdurmak<br />

bakýmýndan, on beþ yýl öncesinden daha anlamlý bir yerdeyiz ve<br />

daha anlamlý birikime sahibiz. En azýndan önümüze çýkan her sorunda<br />

önce birbirimizin gözüne bakýp ne diyeceðimizi kestirmeðe çalýþmak<br />

durumundan, birilerinin bir diðerlerine göre yanlýþ görülse bile anýnda<br />

verebileceði bir cevabý var artýk.<br />

“Kendini bilme” deyimi, Alevilikte baþlý baþýna bir öðretidir ve tabii<br />

ki ahlaki bir öðreti deðildir. Ya da ahlaki olanla sýnýrlandýrýlamaz. Maddi<br />

ve manevi etkinliðin tamamýna iliþkin öðretinin ana halkasýný oluþturur.<br />

Her edinimin yürüyeceði yol güzergâhý ve ulaþacaðý her merhale hedefinde,<br />

“Kendini Bilme” edinimi vardýr. Bu baðlamda, genel eðilimini saptadýðým<br />

geliþmenin bu aþamasýnda açýktýr ki, “kendini bilme” yolundaki<br />

farkýndalýk’ýmýz, yeni aþamayý gerçekleþtirmenin eþiðindedir. Yolun aþýlacak<br />

ve bir üst evrede yeniden kendini üretecek kýsmýna girebilmek için,<br />

birikim, kendine uygun çözümleyici anahtarlara, kavramlara, kategorilere<br />

gereksinim duyar. Zaten eðer yeni bir evreye aþma, tespiti doðruysa,<br />

sözünü ettiðim kavramlar, kategoriler ya da anahtarlar da ortaya çýkmýþ<br />

demektir.<br />

Bir baþlangýç olmasý bakýmýndan gelinen aþamanýn temel özelliklerinin<br />

ana hatlarýný birkaç ara baþlýkla ifade etmeye çalýþacaðým. Kavramlar<br />

ve anahtarlar ise anlatýmýn içine serpiþtirilecektir. Yöntem olarak insanlara<br />

kalýp sunmaktan elimden geldiði kadar uzak durmaktayým. Çünkü<br />

Kýzýlbaþlýk hiçbir kalýba, hiçbir tanýma, hiçbir karara, bu baðlamda dine<br />

ve diyanete sýðmaz. Sýðdýðýný sananlar ise artýk Kýzýlbaþ deðil baþka bir<br />

þeydir!..<br />

Bu açýklamadan sonra baþladýðým yerden devam etmek istiyorum:<br />

Yol, Bir Süreði, Bir Geçmiþi ve Bir Geleceði<br />

Anlamlandýrýr<br />

Yukarda, Âþýklýk geleneðinde, Âþýklarýn, ait olduklarý yapýyý tanýmlamak<br />

için kullandýklarý esas kavramýn “Yol” olduðunu ve bunun son derece harika<br />

bir seçim olduðunu belirttim. Harikadýr, çünkü kavramý tayin eden<br />

zihniyet, “Marifet Makamý”nýn hüner sahibi bilgeliðine dayanýr ve bu,<br />

baþka bir halin dýþavurumudur. Kýzýlbaþ Aleviliðe giriþ yapmanýn ya da<br />

üye olmanýn temel tanýmý, “Yola Girmek” olarak verilir. Bu bile süreði<br />

anlamlandýran son derece önemli bir tanýmlama örneðidir. Yol’a, yolun<br />

bir yerinden Yolcu olarak katýldýðýnýzý belirler ve bu ifadede Yolculuk,<br />

sonsuzluk ereðine doðru yol alýr. “Ölüm ölür biz ölmeyiz” diyen günümüz<br />

Yol Âþýðý, iþte bu süreðe iþaret eder. Çünkü “Hakk’a Yolculuk” süreði,<br />

geçmiþten geleceðe “don deðiþtirerek” kesintisiz sürer.<br />

Eðer “Yol” kavramýnýn baþýna sözgelimi, kýsa, uzun, ince, geniþ, vb.,<br />

sýfatlar getirilmemiþ ve “Yol” çýrýlçýplak “Yol” olarak kullanýlmýþ ise<br />

“Yol” kavramý, baþlangýcý ve sonu olmayan bir kesintisizliði, bir süreði<br />

ifade eder. Tabii ki “Yol” bir duruþu deðil bir yürüyüþü, bir hareketi,<br />

devinimi de ifade eder. Niçin? “Kamâlata giden yol” budur da onun<br />

için!.. Erenler bu yüzden;<br />

“Âlemde meþhûd olan bu devran<br />

Tekâmül içindir kemale doðru”<br />

buyurmuþlardýr.<br />

Bu baðlamda, Kýzýlbaþ Alevilik bir “Yol”dur ve gerisinde býraktýðý<br />

geçmiþ, insanlýðýn yaþama duruþu kadar eskiye gider. Bu nedenle,<br />

Kýzýlbaþlýktan söz ettiðimiz her yerde; “Kadim”likten ve yine bu baðlamda,<br />

insanlýðýn bu güne kadar ürete geldiði bir ayrý ama kendine özgü<br />

uygarlýk çizgisinden söz etmekteyiz. Kuþkusuz ki gerideki ucu açýktýr ve<br />

SERÇESME<br />

¸<br />

Yol ve Sürek ya da Ýki Zýt Uygarlýk Çizgisi<br />

Bölüm - I<br />

Haþim Kutlu<br />

“Mezhebimizi ne sorarsýn be birader<br />

Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardýr”<br />

Kul Nesimi<br />

bu güzergâhtan yürüyenlerin tarih içinde<br />

uðradýklarý her durakta, kendine özgü koþullarla<br />

çevrimlenen her tarihi evrede ona uygun<br />

muhtevalar, ona uygun biçim ve adlandýrmalar<br />

almýþ da olsa, “Yol” gerçekliði deðiþmemektedir...<br />

Nasýl ki içinden geçmekte olduðumuz tarihsel uðrak noktasýnda adý<br />

Kýzýlbaþ Aleviliktir ve geçmiþe ucu açýk bir güzergâhla baðlýdýr; kimsenin<br />

kuþkusu olmasýn ki Yol’un geleceðe yönelik ucu da açýktýr. Daha<br />

sonra açýklayacaklarým da göz önünde bulundurulduðunda, insanlýk,<br />

tarihin belli bir evresinde uðradýðý “yabancýlaþma” ve “doðal güzergâh”tan<br />

sapmaya önünde sonunda son vermeyi baþaracak ve bu güzergâhta<br />

buluþacaktýr. Evveli baþtan kendini bilmeme; ikincisi, “Yol”u<br />

bilmeme nedeniyle içinden geçmekte olduðumuz uðrakta görülen<br />

daðýnýklýk, baþka baþka din ve tarikatlara savruluþ, kimilerinde “acaba<br />

Aleviliðin geleceði olacak mý” kaygýsýný yaratmaktadýr. Bu kaygý bana<br />

göre boþunadýr.<br />

Herkese Ýhtiyacýna Göre Ýlkesi Evrenseldir<br />

ve Yol Kadar Kadimdir<br />

Sosyal-toplumsal baðlamda Kýzýlbaþlýk, kadim “Ortaklýk Toplumu”<br />

olarak tarih sahnesindeki yerini alýr. Âlem olarak, On Ýki Âlem’den<br />

Dünya’ya baðlý olarak ortaya çýktýðý anlayýþýyla hareket eden bu topluluk,<br />

baþlangýcýndan itibaren, dünyanýn doðal yasalarýný keþfetmeye,<br />

onunla kendisi arasýnda bað kurmaya çalýþmýþtýr. Dünyanýn da diðer<br />

Âlemler gibi kâinata, Evrene baðlý bir temel yasa üzerine hareket ettiðini<br />

gören kadim topluluk insaný, “Kendini Bilmek”, “Doðayý Bilmek” ve<br />

“Evreni Bilmek” þeklindeki üçlü bilgi kapýsýný kadim öðretisinin temeline<br />

koymuþtur. Ona göre bu üçlü bilme kapýsý arasýnda müthiþ bir illiyet<br />

ve özdeþlik vardýr. Kendinin varlýk ve hareket yasalarýný, doðanýn ve<br />

evrenin varlýk ve hareket yasalarý olarak görmüþ, “Kendini Bilme” ereðini<br />

tekmil bilmelerin merkezine oturtmuþtur. Onun yolu ya da onun dini;<br />

bu nedenle, bir “Ýnsan Yolu/Dini”; buradan hareketle bir “Doða Yolu ya<br />

da Dini”; ve nihayet buradan da hareketle bir “Evren Yolu ya da Dini”<br />

olarak biçim ve öz kazanmýþtýr.<br />

Bu baðlamda, telakkisini ya da düþünme þeklini, mantýðýný bu zemine<br />

oturtan, dünyayý, evreni ve nihayet kendisini bu zeminde algýlayýp,<br />

anlayýp açýklama yolunu benimseyen bu topluluk, Sosyal-toplumsal düzenini<br />

de bu temelde inþa etmiþtir.<br />

Ona göre, “Güneþin altýndaki hiçbir þey hiç kimsenin deðildir, herkesindir.<br />

Yetmiþ iki topluluk, onsekiz bin âlem bu zeminde, ihtiyacýna göre<br />

yaþar. Ýhtiyacýna göre hakkýný alýr.” Ýhtiyaç sahipleri bir tekmil “Hak”týrlar<br />

ve “Can”dýrlar. Ayný Âlem üzerinde olduklarý için de ayný özdendirler<br />

ve kardeþtirler.<br />

Yol’un bu özelliðini dünden bugüne sürek halinde belirleyen çok sayýda,<br />

kavrama ulaþmak mümkündür. “Rýzalýk Þehri”, “Ocak”, “Ýmece”,<br />

“Kom”, “Komal”, “Mir-Miri” gibi kavramlar, hep bu süreði ve bu toplumsal<br />

zemini anlatan kavramlardýr. Tabii ki bu kavramlar otantik olarak<br />

kadim tarihe deðil yakýn tarihine iliþkindir.<br />

“Yol” gibi daha kapsayýcý olan, kesintisiz bir süreði belirleyen bir<br />

kavramýn yanýnda, daha dar ama içinden geçmekte olduðumuz uygarlýk<br />

kavrayýþýnýn ürettiði bir kavram olarak “Din” kavramýný da kullandým.<br />

Çünkü din ve devletin tarih sahnesinde yer alýþlarý, ayný tarihsel sürece<br />

denk gelir ve birbirlerinin varlýk nedeni olarak belirirler. Bu baðlamda,<br />

eðer din, insanýn siyasi ve ruhani etkinliðinin tamamýný ifade edecek þekilde<br />

ortaya çýkýyorsa -ki çýkýyor- o halde din, devlet aygýtýnýn bir kurumu<br />

deðil bizzat kendisidir. Onu “inanç” olarak tanýmlamak suretiyle,<br />

siyaset dýþý ilan eden, modern toplum dini olan milliyetçiliktir. Günümüzün<br />

tekmil analizlerini ise Millet Dinin kavramlarý ve mantýðý belirlemektedir.<br />

Bir baþka açmaz da buradadýr.<br />

Kýzýlbaþ Alevilik için, hemen üstte, bir doða dini olarak kendini açýða<br />

vuran “Yol”un sahipleri, “sosyal-toplumsal düzenlerini de bu temelde<br />

inþa ettiler” derken de kastettiðim þey buydu. Kýzýlbaþlýk da din olarak<br />

tanýmlandýðý ölçüde, Kýzýlbaþlýðýn maddi ve manevi etkinliðinin tamamýný<br />

kapsayan organizasyonun yani devletin adýdýr. Bir farkla ki o, “devlet<br />

olmayan devlet”tir. Çünkü sözcüðün siyasi ve ideolojik anlamýyla<br />

devlet, hangi biçimle ortaya çýkarsa çýksýn, bir sýnýf çýkarý olarak kendini<br />

açýða vurur. Kýzýlbaþlýk ise sýnýfý deðil sýnýfsýzlýðý, özel mülkü deðil<br />

16 Sayý 18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!