Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Röportaj<br />
Sayı: 343<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
16 Aralık<br />
2012<br />
anlatır mısınız? Ayrıca kaybedenlere<br />
ilişkin de düşüncelerinizi söyler misiniz?<br />
Nagehan Kurt: Evet, yoğun yağmur<br />
ve çamura rağmen oradaydık.<br />
Ben ıslandığımı, üşüdüğümü, çamurlandığımı<br />
hissetmedim. Öyle<br />
heyecanlıydık, Ayhan’ı bulma umudu<br />
ve isteğiyle öyle doluyduk ki, yağmur<br />
çamur hiçbirimizi etkilemedi.<br />
Kazı sonrası yaptığımız açıklamada<br />
da söylemiştik: “Biz bir umudun<br />
peşinden koştuk…” Bir yıl boyunca<br />
her Cuma akşamı yürüdük<br />
Taksim’de. Sorduk; “Ayhan Efeoğlu’nun<br />
mezarı nerede?” diye. Cevap<br />
alamadık. Ayhan Çarkın açık açık<br />
anlatmıştı oysaki. Yaptıkları göstermelik<br />
kazılarla kapatmak istediler<br />
Ayhan’ı kaybettiklerini, katlettiklerini,<br />
kör çukurlara gömdüklerini.<br />
Ayhan’ı kaybettikleri doğruydu.<br />
Ama gerçekten Ayhan Çarkın’ın gösterdiği<br />
yerde mi gömülüydü? Yalan<br />
söylemiş de olabilirdi Ayhan Çarkın.<br />
Karakterlerine uygundur yalan söylemek.<br />
Yine de denemeliydik. Ayhan’ı<br />
bulmalıydık. Büyüklü küçüklü birçok<br />
yer kazdık o gün. Toprak yumuşak<br />
mı diye kontrol ediyorduk önce. Kazılan<br />
toprak aradan 20 yıl da geçse<br />
yumuşak olurmuş. Özellikle ağaç<br />
diplerine yakın yerleri seçtik kazmak<br />
için. Biraz tümsekçe gördüğümüz<br />
yerleri kazdık umutla, “burası olabilir”<br />
dedik.<br />
Kazmaya başladıktan iki saat kadar<br />
sonraydı, ben umudumu yitirmeye<br />
başlamıştım. “Ayhan şu an bizi hissediyor”<br />
dedi bir arkadaş. “Bir şey<br />
bize yol gösterecek ve biz bugün<br />
Ayhan’ı bulacağız” dedi. Yeniden<br />
umutlandım arkadaşın sözleriyle. Üç<br />
kola ayrılmış büyük bir ağacın dibini<br />
seçtik ve kazmaya başladık. Bir halı<br />
parçası çıktı önce. Altından hırka.<br />
Hırkayı gördüğümde kalbimin yerinden<br />
çıkacağını hissettim. Seslendik<br />
arkadaşlara: “Bulduk! Bulduk!”<br />
diye. Yanımıza koştu arkadaşlar. Hırkayı<br />
tanımıştım sanki. O hırka sırtında,<br />
Ayhan’ın fotoğrafı canlandı<br />
gözümde. Cepleri vardı hırkanın.<br />
Cebinin biri dikiş yerinden sökülmüştü,<br />
“işkencede yırtılmıştır” dedik.<br />
Hiç kuşkumuz yoktu, hırka Ayhan’ın<br />
hırkasıydı. O an böyle düşündüm. O<br />
an hissettiklerimi anlatamam, çok<br />
heyecanlandık hepimiz. Hırkanın çıktığı<br />
yeri daha dikkatli kazmaya başladık<br />
sonra. Kemikler çıktı önce.<br />
Sonra ayakkabı parçası ve bir terlik.<br />
O kemikler Ayhan’a ait midir,<br />
henüz bilmiyoruz. Öyle olsun istiyoruz.<br />
Değilse de, Ayhan’ı buluncaya<br />
kadar aramaya devam edeceğiz. Ayhan’ı<br />
ve gözaltında kaybedilen tüm<br />
kardeşlerimizi, evlatlarımızı, o kör<br />
çukurlardan çıkaracağız. Onları kendi<br />
ellerimizle gömeceğiz. Evlatlarına<br />
hasret ana babalara hiç değilse evlatlarının<br />
mezarlarını hediye edeceğiz.<br />
Ve; kaybedenleri, katledenleri hiç<br />
affetmeyeceğiz!<br />
KAYIPLARIMIZI<br />
UNUTTURMAYACAĞIZ!<br />
Hüsnü Yıldız:<br />
Kardeşi Halk Kurtuluş<br />
savaşçısı Ali Yıldız’ın<br />
toplu mezara<br />
gömülen cesedini bulmak<br />
için 66 gün açlık<br />
grevi yaptı.<br />
<strong>Yürüyüş</strong>: Kardeşin<br />
Ali Yıldız’ı toplu<br />
mezardan çıkartabilmek<br />
için 66 gün açlık<br />
grevi yaptın. Bir kayıp<br />
yakını olarak o günleri her yönüyle<br />
çok yoğun yaşadınız. Sonuç olarak<br />
o mücadele sonucunda toplu mezarları<br />
açtırıp Ali’nin cenazesini de aldınız.<br />
1 Aralık’ta Silivri’ye Ayhan’ın<br />
cenazesini aramaya giderken neler<br />
düşünüyordunuz?<br />
Hüsnü Yıldız: Bilen bilir Okmeydanı<br />
Sibel Yalçın Parkı’nı.TA-<br />
YAD’lı ailelerin açtığı pankartın arkasına<br />
geçerek, kazı alanına yapacağımız<br />
yolculukla ilgili ilk açıklamayı<br />
yapıyoruz. Gün boyu kazı alanında<br />
kalınacağı için yolluk da hazırlanmış.<br />
Yaklaşık 70 kişi iki otobüse bindiğinde<br />
bir açıklama da orada yapıyorum.<br />
Otobüslerimizde bulunan basın<br />
mensupları da dikkatlice dinliyorlar.<br />
Gideceğimiz yer Silivri böl-<br />
HÜSNÜ YILDIZ<br />
gesinde Ayhan Çarkın’ın gösterdiği<br />
yer diyorum. Biz oraya kardeşimiz<br />
Ayhan Efeoğlu’nu bulma umuduyla<br />
gidiyoruz. Her hangi bir bulguya<br />
rastladığımızda bunu savcılığa teslim<br />
edip DNA tespiti isteyeceğiz. Yaptığımız<br />
meşru bir durumdur.<br />
Ayhan Efeoğlu’nun pankartının<br />
arkasına bir kez de Silivri’de geçip,<br />
hazırladığımız basın açıklamasını<br />
okuyoruz. Eğer evladımız, kardeşimiz<br />
Ayhan burada ise geldiğimizi duysun,<br />
duysun da el uzatsın diye gırtlağımızı<br />
yırtarcasına sloganlarımızı atıyoruz.<br />
Av. Taylan Tanay ve Av. Ebru Timtik’in<br />
bir yıllık süreci özetleyen konuşmalarından<br />
sonra kazma küreklere<br />
sarılarak yağmura aldırmadan ilk<br />
kazmaları sallamaya başlıyoruz. Bir<br />
hafta öncesinden yer tespiti için geldiğimizde,<br />
mantar toplamaya gelen<br />
bir köylünün az utangaç, çokça korkarak<br />
burada insanların<br />
gömülü olabileceğini<br />
söylemesi de azmimizi<br />
arttırıyor. Her<br />
kazma ve kürekle birlikte<br />
ayağımız ıslanmasın,<br />
üstümüz çamurlanmasın<br />
endişesinin<br />
kimsede olmadığına<br />
şahit oluyoruz.<br />
Yağmur hızlandıkça<br />
açılan çukurların suyla<br />
dolmaması için de ayrı<br />
bir çaba gösteriyoruz.<br />
Kazma küreğin değişmesi esnasında<br />
dinlenmeye geçenlerin dillerini direnç<br />
ve devrim türküleri alıyor. Her şey<br />
alabildiğince saygın ve inançla yeni<br />
bir çukuru açmak için ıslanırken<br />
gelen askeri aracın içindeki astsubayın<br />
burayı terk etmezseniz daha kalabalık<br />
geliriz söylemi de ciddiye alınmıyor.<br />
Canlı yayın aracıyla gelen TV kanalları<br />
da var.<br />
Hava kararmaya ısı düşmeye başladığında<br />
yeni bir çukurdan heyecanla<br />
beklediğimiz haber de geliyor. Diğer<br />
tüm çukurları bırakıp orada yoğunlaşıyoruz.<br />
Toprak yumuşak olduğu<br />
için ellerimizi de kullanıyoruz. Bir<br />
erkek hırkası ve dört adet kemik parçasını<br />
özenle torbalayıp havanın da<br />
iyice kararması üzerine bir değerlendirme<br />
yapıp kazıya son vereceği-<br />
14<br />
<strong>SEBEBİ</strong> <strong>DURDUKÇA</strong> <strong>BU</strong> <strong>ADALETSİZLİĞİN</strong>