Genetik Ders Notları 1998 - Akademik Bilgi Sistemi - Kafkas ...
Genetik Ders Notları 1998 - Akademik Bilgi Sistemi - Kafkas ...
Genetik Ders Notları 1998 - Akademik Bilgi Sistemi - Kafkas ...
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bu bulgu genetiğin yeni bir kilometre taşı sayılır; çünkü dönüşmeyi yapan ve<br />
"transforming principle" diye adlandırılan maddenin şüpheye yer bırakmadan DNA<br />
molekülü olduğunu ispatlar.<br />
Diğer tartışma noktaları: Biyokimyasal yöntemlerin uygulanmasıyla<br />
transformasyona katılan maddede protein bulunmadığı anlaşılmıştır. Antijen-antikor<br />
ilişkileri de proteinin etken olmadığını açıkça ortaya koyar. Eğer protein rol alsaydı,<br />
hayvanda ona karşı (spesifik) antikorlar teşekkül edecek ve inokülasyondan önce,<br />
antijen gibi davranan maddeyle birleşip önlerdi; oysa böyle bir durum bilinmiyor.<br />
Enzim çalışmaları söylenenleri destekler. Proteolitik bir enzim olan tripsin protein<br />
olmayan dönüştürücü etkeni etkilemez ve transformasyon olur. RNaz da DNA'yı<br />
(dönüştürücü etkeni) parçalamaz. Buna karşılık DNaz (deoksiribo nukleaz) dönüşümü<br />
önler, çünkü bu enzim spesifik olarak DNA'yı parçalar. DNA'nın P ile<br />
işaretlenmesinden sonra radyoaktif fosforun dönüşmesiz olarak alıcı DNA'sına<br />
birleştiği (enkorpore olduğu) ve bunun dönüşen bakteri oranıyla paralel yürüdüğü<br />
görülmüştür. Dönüştürücü faktör ne lipid ne karbonhidrat fakat DNA'dır<br />
Transformasyon olayı öte yandan DNA'nın yapı taşları deoksiriboz nukleozidlerle<br />
meydana getirilemez. Bu molekülün bütünlüğünü saklaması gerektiğini gösterir.<br />
Ephrussi-Taylor (1951) alıcı-verici genomlarına (tüm genetik haploit varlık) sahip<br />
rekombinant ürünler elde ederek aktarılan maddenin krossing-over yapabildiğini<br />
bildirmiştir.<br />
Transformasyon, virulans yanında, çeşitli ilaçlara dayanıklılık, bazı besin<br />
maddelerini parçalayabilme v.b. yeteneklerde de meydana getirilmiştir. Fenotipi<br />
belirlenen verici suşun hemen bir karakteri, DNA kullanılmak suretiyle alıcı genotipinin<br />
fonksiyonel parçası haline getirilebilir. Transformasyon paraseksüel bir olgu olarak<br />
ince genetik analize imkân verir ve a) transferin mekanizması, b) verici DNA'sının<br />
alıcınınkine nasıl dahil olduğu gibi incelenmeğe değer yönleri vardır.<br />
Virüslerle yapılan çalışmaların katkıları; E. coli kültürüne T2 fajı konulduktan sonra<br />
bir karıştırıcı aracılığıyla bakteri dışında kalmış faj kesimi kopartılır. Bu yapıldıktan sonra<br />
T2 invazyonundan beklenen tüm sonuçların ortaya çıktığı görülür. Bu şu demektir: fajın<br />
hayatsal karakterlerini taşıyan ve sürdüren baş bölümü bakteri hücresine girip<br />
yerleşmiştir. T2 fajında da deney genetik materyali taşıyan kesimin, genetik olmayan<br />
kesimlerden ayırt edebildiğini gösteriyor.<br />
Virüs partikülleri bakterilerin orijinal DNA'sından parçalar taşıyabilir ve daha<br />
sonraları genetik yapısı bu şekilde değişecek olan bakterilerin içine inokule ederler Bu<br />
olaya transduction denir. Başka bir deyişle bazen bir bakteri hücresine giren bir virüs<br />
bakteri DNA'sının bir kısmını alarak yakındaki başka bir bakteriye iletir, buna<br />
transduction denir Ayrıntıları modern izotop yöntemleriyle açıklanabilir. Değişik virüs<br />
partikülleri DNA moleküllerinin kopmuş parçalarını birbirleriyle (crossing-over)<br />
değiştirebilirler. Bakteriler ve çok hücreli canlılar için olduğu gibi aynı şekilde virüsler<br />
için de kromozom haritaları yapılabilir.<br />
Diğer invivo deneyler: Çekirdeğin tüm hücreyi kontrol ettiği yüzyılın baslarında<br />
gösterilmiştir. Büyükçe tek-hücreli organizmaların ya çekirdekleri çıkarılıp alınır ya da<br />
mini cerrahi veya sentrifügasyon usulüyle bir kısım sitoplâzma çekirdeksiz bırakılır<br />
(merotomi). Balbiani'den (1881 ler) beri yapılan böyle gözlemlerde çekirdekli kesim<br />
normal yaşantısını sürdürür, hatta çoğalırken çekirdeği sökülmüş parça (enukleasyon)<br />
13