Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
n o s t a l j i<br />
Korkuteli yaz aylarında,<br />
Antalya’nın bir mahallesi gibi<br />
Hüseyin Çimrin<br />
Kent Tarihçisi<br />
Birçok Antalyalının<br />
Yaylaya Göç geleneği<br />
hala sürüyor.<br />
Yaz aylarında<br />
Korkuteli’nin nüfusu<br />
Korkuteli<br />
yaylacılarla birkaç<br />
katına çıkıyor.<br />
Güzelim gidelim seninle<br />
Korkuteli’ne,<br />
Doyum olmaz serin yeline,<br />
Herkes sararken yarin beline,<br />
Biz saralım Elmalıbeli’ne.<br />
Antalya’da yaşayan birçok<br />
kişi, yaz sıcakları başladı mı,<br />
en yakın yayla olan Korkuteli’ne göçüyor.<br />
Hatta Antalya’da işyeri olanlar,<br />
bir saati bulmayan bir yolculukla<br />
akşam gidip, serin havada temiz bir<br />
uyku çektikten sonra, ertesi günü<br />
işinin başına dönüyor. Eskiden öyle<br />
miydi? Korkuteli’ne iki günde ancak<br />
ulaşılırdı. Gelin şimdi hep birlikte eski<br />
Korkuteli’ne göçü bir kez daha hatıralarda<br />
yaşayalım:<br />
Daha 1960’lı yıllara kadar, Antalya’da<br />
mayıs ayı gelip sıcaklar bastırdı mı,<br />
hep bir olur, çoluk çocuk, geliri iyi<br />
olan Antalyalılar yaylalara göçerdi.<br />
Eylül ayına kadar orada kalırlar, kentte<br />
ise memur, esnaf ve satıcılardan<br />
başka pek insan olmazdı. Bazı esnaf<br />
ise ailelerini gönderirdi. Kendileri işlerinde<br />
kalırlardı. O zamanlar klima<br />
olmadığı için sıcaklar daha çok hissedilirdi.<br />
Antalya halkının ileri gelenleri genellikle<br />
Korkuteli’ne (eski adı Istanaz)<br />
göçerdi. Bugün bir saatten daha bir<br />
zamanda ulaşılan Korkuteli, o zamanlar<br />
atla 12, deve ile 18 saat uzaklıkta<br />
idi.<br />
Atlarla, develerle, katırlarla, arabalarla<br />
yapılan bu göçlerde; gidişte heybeler,<br />
çuvallar, sandıklar tamtakır olurmuş.<br />
Ekim ayı sonlarında dönüşe başlanır,<br />
dönüşte bütün heybeler sandıklar<br />
ağzına kadar yiyecekle dolu olurmuş.<br />
Şimdi sizlere 1930’lu yıllarda ve önceleri<br />
yaz aylarında Korkuteli’ne yapılan<br />
böyle bir göçü Süleyman Fikri<br />
Erten’in yazdıkları ile de birleştirerek<br />
anlatalım:<br />
GÖÇ HAZIRLIĞI<br />
Önce göç için gerekli olan sayıda<br />
devenin cuma sabahı Antalya’da olacak<br />
şekilde gelmesi gerekti. Develer<br />
kent içinde “Develik” denilen meydanda<br />
en az iki gün güdülürdü. O<br />
hafta göçecek olan aile, her devenin<br />
Korkuteli’ne kadar olan kira ücretini<br />
pazarlıkla belirlerdi. Göç etmek,<br />
aile için birkaç gün süren telaş ve<br />
yorgunluk demekti. Cumartesi günü<br />
göçecek olan kentin ileri gelenleri<br />
ve esnaf, akrabalarını, dostlarını şerit<br />
tutmaya davet ederlerdi. Bu arada<br />
deve sahipleri, yardımcılarını da yanlarına<br />
alarak göçtürecek oldukları eve<br />
gelirler, eşyayı bir devenin götürebileceği<br />
büyüklükte bohçalara bağlayarak<br />
şerit yaparlardı.<br />
Şerit dedikleri yükler kıldan yapılmış<br />
çuvallara sarılır, kap kacak hayıt ağacından<br />
yapılmış olan küfelere düzgün<br />
bir şekilde yerleştirilirdi. Servi tahtalarından<br />
yapılmış ve çocuklu bir kadının<br />
rahatça oturabileceği genişlikteki<br />
“mayfa”lar da, kış ayları boyunca depolandıkları<br />
yerden çıkarılırdı.<br />
“Mayfa” nedir? Deveye sarılmış iki<br />
sandık. Çömdürürler deveyi, sandıkları<br />
deveye sararlar. O sandık içerisine<br />
bir tarafa evin hanımını, diğerine de<br />
küçük çocukları otururlar ve deveyi<br />
56 ATSO Mayıs - Haziran <strong>2015</strong>