12.07.2015 Views

Doküman - asmmmo

Doküman - asmmmo

Doküman - asmmmo

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

4Oniki yıldır titiz çalışmalarla hazırlanmışolan Türk Ticaret Kanunudaha yürürlüğe girmeden, yapılandeğişiklikler sonucunda, özündenuzaklaştırılmış beklentilere yanıtverebilmekten uzak bir şekle büründürülmüştür.Uluslar arası standartlardabir kayıt ve raporlama iledünyanın her yerinde anlaşılabilirortak bir muhasebe dili öngörülmüşken, 6335 sayılı kanunlayapılan değişiklikle vergi için muhasebe anlayışına geri dönülmüştür.Böylece bu beklentiler boşa gitmiştir.8Odamız sürekli hale getirdiği eğitim faaliyetlerine bir yenisinidaha ekledi. Meslektaşlarımızın bilirkişiliğin yasalaltyapısını öğrenmeleri ve bu alanda eksiklerini gidermeleriamacıyla düzenlenen eğitim, 13-14 Eylül’de DedemanOteli’nde yapıldı. Bu iki gün boyunca yargı mensuplarıncabilirkişiliğin değişik boyutlarında meslektaşlarımızbilgilendirildi.10Odamız, mesleğimizi ilgilendiren konulardaki eğitimlerinigüncel gelişmeler doğrultusunda yürütmeyi sürdürüyor.Yatırım Teşvik Mevzuatının 19.06.2012 tarihinde yayımlanmasındansonra, bu konuda da meslektaşlarımızı bilgilendirmekiçin bir seminer düzenledi. Geniş bir katılımlagerçekleştirilen seminer, 02 Ağustos 2012 tarihinde İnşaatMühendisleri Odası Teoman Öztürk Konferans Salonu’ndayapıldı.Cenneti Kirletmek...İÇİNDEKİLER5Uzun uğraşlar sonunda mesleğimize katılmaya hak kazananmeslektaşlarımıza törenle belgeleri verildi. 27 Ağustos2012’de yapılan Belge Dağıtım Töreni, Ankara DedemanOteli’nde yapıldı.Çok ciddi çaba ve özveriyle uzun yıllarını eğitim ve stajlarlageçiren meslektaş adaylarımızdan yapılan sınavlarıbaşarıyla veren 190 kişi aramıza katılmış oldular.11İş Sağlığı ve İşGüvenliği Kanunu,30.06.2012 tarihindeyayımlanarak yürürlüğegirdi. Hemen hemençalışma ve ticaret hayatıyla ilgili her düzenleme mesleğimizietkiliyor. Bu Kanun da bunlardan birisi. Ankara SMMMO da heralanda olduğu gibi bu düzenlemeyle ilgili meslektaşlarımızıbilgilendirmek amacıyla eğitimlerini sürdürdü. Bu konuda 04Eylül 2012 günü, İnşaat Mühendisleri Odası Teoman ÖztürkKonferans Salonu’nda Odamızın düzenlemiş olduğu “İş Sağlığıve İş Güvenliği Semineri” yapıldı.12ENERJİDE SON GELİŞMELEREnerjide net bir şekilde ithalat bağımlısı olan Türkiyeiçin bu bağımlılığa ilişkin oran her geçen gündaha da yükseliyor. 50 milyar dolarları aşan yıllıkenerji ithalatı, ne yapılırsa yapılsın Türkiye’yi cari açık sorunu ile karşıkarşıya bırakmaya devam edecek gibi görünüyor.14Bir gün içinde yeryüzüne ulaşan güneşenerjisi, yeryüzünde bizim bir yıldakullandığımız enerjinin yaklaşık 20bin katıdır. Bunun kullanılabilir yanienerjiye dönüştürülebilir kısmı içinyapılan çalışmalarla Dünya üzerinde bölgelere göre güneş enerjisipotansiyelleri belirlenmiştir. Ülkemiz yenilenebilir enerji açısındanpotansiyeli yüksek bir ülkedir.16TRABZONÇAMBURNU19EKONOMİDE TATSIZ SONBAHARSonbahara girilirken dünya ekonomisinde tedirginlikartıyor. Küresel krizin beş yılı geridekaldı, Batılı kapitalist ülkeleri yönetenlerkrize bir türlü çözüm bulamamanın sıkıntısını yaşıyorlar.


BÜLTENAnkara SMMM Odası’nın yerelsüreli iki aylıkücretsiz yayın organıdır.ISSN: 1307-7554SahibiAnkara Serbest Muhasebeci MaliMüşavirler Odası AdınaMehmet KOÇSorumlu Yazı İşleri MüdürüNecmettin KELEŞYayın KuruluMehmet KOÇHasan YILDIRIMNecmettin KELEŞNaci ALKANAli Metin POLATİbrahim ULUSOYMehmet OKKALINevzat AKKAYAKemal KAYAOĞLUYayın DanışmanlarıBülent AK (YMM)Sinan AYDIN (YMM)İbrahim DEĞİRMENCİ (YMM)Sakıp ŞEKER (YMM)Kazım YILMAZ (YMM)A. Murat YILDIZ (YMM)M. Kemal OKTAR (SMMM)Ali İrfan YILMAZ (SMMM)Ahmet ELBAŞI (SMMM)Erol SÖNMEZOCAK (SMMM)Yönetim Yeri:Kumrular Caddesi No: 2606440 Kızılay / AnkaraTel: (0312) 232 33 77Fax: (0312) 231 71 17Web Adresi:www.<strong>asmmmo</strong>.org.trE-posta: <strong>asmmmo</strong>@<strong>asmmmo</strong>.org.trGörsel Yönetmen:Uğur MERMERBaskı:Bizim Repro Ofset Matbaacılık Ltd. Şti.(312) 341 10 20Büyük Sanayi 1. CaddeAlibey İş Hanı 99/22 İskitler/AnkaraBaskı Tarihi:31.10.2012(Bültenimize gönderilen yazılaryayınlansın, yayınlanmasın geriverilmez, yazılardaki düşün ve görüşleryazarlarına aittir.Yazılar kaynak gösterilerekaktarılabilir.)23242529333844474954576770748588102İÇİNDEKİLERKİTAPŞİİRFİNANSMAN GİDER KISITLAMASISalim KARADENİZYAPIM İŞLERİNDE KDV TEVKİFATINDA NELER DEĞİŞTİ?Ferit ÖZYAPILAN SON DEĞİŞİKLİKLER ÇERÇEVESİNDE TEŞVİK BELGESİNE BAĞLIYATIRIMLARDA GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASIFerhat CEYLANTÜRK TİCARET KANUNU VE KURUMLAR VERGİSİ KANUNU AÇISINDANTASFİYE İLE HIZLI VE KOLAY TASFİYE İŞLEMLERİCem ARSLANYENİ TÜRK TİCARET KANUNU VE VERGİ USUL KANUNU AÇISINDANTUTULMASI GEREKEN DEFTERLERAylin GÜRBÜZ BENK - Cansın DEĞİRMENCİOĞLUKISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİNİN KURUMA VERİLME ZORUNLULUĞUNDASON DURUMÖzkan BİLGİLİÖRNEKLERLE SİGORTALININ ALACAĞI SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİKGELİRİNİN HESAPLANMASIBünyamin ESENŞİRKET ORTAKLARINA SGK TARAFINDAN İDARİ PARA CEZASI VERİLİPVERİLMEYECEĞİNİN AÇIKLANMASIVakkas DEMİRSERBEST MUHASEBECİ VE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLERİNSAHTE VEYA YANILTICI BELGE KULLANIMI MİKTAR VEYA TUTARİTİBARİYLE İŞLETMENİN FAALİYET KONUSU VEYA İŞ HACMİYLEMÜTENASİP OLMAYAN BELGELER İLE TİCARİ ÖRF VE TEAMÜLE UYGUNOLMAYAN BELGELER KAPSAMINDAKİ SORUMLULUKLARININ SINIRIGÖRÜŞ VE ÖNERİLERİMİZMesut UÇAKYENİ TÜRK TİCARET KANUNU'NA GÖRE YÖNETİM KURULU İLE İLGİLİDÜZENLEMELERErol SÖNMEZOCAKMESLEĞİMİZ YENİ İLGİ ALANINDA STK'LARA SAĞLANAN HİBE VEDESTEKLERAynur MUMYAKANMEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİYARGI KARARLARIÖZELGELERPRATİK BİLGİLER


BAŞLARKENDeğerli Meslektaşlarım27 Ağustos 2012 tarihinde DedemanOtelinde yapılan törenle150 yeni arkadaşımız aramızakatıldı. 50 meslektaşımız ise SMden geşiş sınavlarını başarı iletamamlayarak SMMM olmaya hakkazandı. İçtenlikle tüm arkadaşkarımıkutluyorum. Her geçen günsayımız artarken işletme sayılarısabit kalıyor. Bu durum yeni alanlarayönelmemizi gerektiriyor.Bağımsız denetçilikgörünen en yakın yeni alan. Ancak henüz o konudakiikincil mevzuat oluşturulamadı. Konu hala belirsizliğinikoruyor. Son yıllarda meslektaşlarımızınbir kısmının yöneldiği ve başarı ile yürüttüğü “Bilirkişilik”bizler için vergi ve sosyal güvenlik alanlarıdışında da konuları değerlendirip yorumlama imkanıgetiriyor. Bilirkişilik mesleğine ilginin her geçemgün artması bu alanda yenibir eğitim yapılmasınızorunlu kıldı. Bu eğitimin yanı sıra “Yatırım TeşvikMevzuatı ve Vergisel Boyutu” konulu seminerin ve“İş Sağlığı ve İş Güvenliği” semineri de son dönemdegerçekleştirdiğimiz yararlı seminerler oldu.Hızla kirlenen bir dünyada yaşıyoruz demek sorumluluktankaçmak anlamına geliyor. İşin doğrusuhızla kirlettiğimiz, giderek kendimizin ve diğer canlılarınyaşam alanlarını daralttığımız bir dünyadayaşıyoruz. Kutup ayılarından Amazon ormanlarındakikarıncalara, Dicle kıyılarındaki KelaynaklardanKaradeniz ormanlarındaki canlılarakadar her varlığınyaşamını tehdit ediyoruz. Bunu sırf daha fazlatüketmek uğruna yapıyor olmamıza kendimizdeinanmıyoruz. Daha fazla tüketmek daha fazla atıkçöp üretmemize yol açıyor. Sonra bu atıklarla başedemiyoruzçöp dağları oluşuyor. Son dönemdeTrabzon Sürmene ilçesine bağlı bir beldeyi kurbanseçtik. Trabzon’un atıklarını Çamburnu beldesindedevlet eli ile yaptığımız çöplüğe atacağız. Peki sonra,sonrası yok. Ünlü yönetmen Fatih AKIN’la konuile ilgili olarak yapılan röpörtajın bir bölümünü bültenimizealdık.Dergimizin bu sayısında güncelliği nedeni ilegene TürkTicaret Kanunu ile KDV tevkifatına ağırlıkverdik.“Enerjide Son Gelişmeler” başlıklı makale KemalULUSALER, “Aranan sonsuz ve temiz enerji kaynağıGüneş” Osman NAMDAR, “Cenneti Kirletmek” NecmettinKELEŞ, “Ekonomide Tatsız Sonbahar” Prof.Dr. Hayri KOZANOĞLU tarafındanhazırlanan zevkle okuyacağınızyazılar.Ali İrfan YILMAZ tarfından hazırlanankitap sayfasında Elias CA-NETTİ’ nin Körleşme romanı tanıtılıyor.Alaattin ARMAN tarafındanhazırlanan şiir sayfamızda BehçetAYSAN tanıtılıyor.Vergi Başmüfettişi Salim KA-RADENİZ “Finansman Gider Kısıtlaması”,Devlet Gelir UzmanıFerit ÖZ “ Yapım İşlerinde KDVTevkifatında Neler Değişti?”, VergiMüfettişi Mesut UÇAK “SerbestMuhasebeci Ve Serbest Muhasebeci Mali MüşavirlerinSahte Veya Yanıltıcı Belge Kullanımı KapsamındakiSorumluluklarının Sınırı Görüş Ve Önerilerimiz”Devlet Gelir Uzmanı Cem ARSLAN- “Türk Ticaret KanunuVe Kurumlar Vergisi Kanunu Açısından Tasfiyeİle Hızlı Ve Kolay Tasfiye İşlemleri” başlıklı makalelerihazırladılarDevlet Gelir Uzmanı Ferhat CEYLAN “YapılanSon Değişiklikler Çerçevesinde Teşvik BelgesineBağlı Yatırımlarda Gelir Ve Kurumlar Vergisi Uygulaması”SMMM Erol SÖNMEZOCAK “Yeni Türk TicaretKanunu’na Göre Yönetim Kurulu İle İlgili Düzenlemeler”Devlet Gelir Uzmanı Aylin Gürbüz Benk ileDevlet Gelir Uzman yardımcısı Cansın Değirmencioğlu“Yeni Türk Ticaret Kanunu Ve Vergi Usul KanunuAçısından Tutulması Gereken Defterler” makaleleriile dergimizde yer aldı.SGK Başmüfettişi Özkan BİLGİLİ “Kismi Süreliİş Sözleşmesinin Kuruma Verilme ZorunluluğundaSon Durum”, Sosyal Güvenlik Denetmeni BünyaminESEN “Örneklerle Sigortalının Alacağı Sürekli İşGöremezlik Gelirinin Hesaplanması” SGK MüfettişiVakkas DEMİR “Şirket Ortaklarina SGK Tarafindanİdari Para Cezasi Verilip Verilmeyeceğinin Açiklanmasi”SMMM Aynur MUMYAKAN “Mesleğimiz Yeni İlgiAlanında STK’lara Sağlanan Hibe Ve Destekler” makaleleriile dergimizde yer aldı.Emek ve bilgilerini bizimle paylaşan yazarlarımızaiçtenlikle teşekkür ediyor, yeni bir sayıda buluşmaküzere hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.Necmettin KELEŞASMMMO Oda SekreteriBÜLTEN • MAYIS-HAZİRAN 2012 3


Oniki yıldır titiz çalışmalarla hazırlanmış olan TürkTicaret Kanunu daha yürürlüğe girmeden, yapılan değişikliklersonucunda, özünden uzaklaştırılmış beklentilereyanıt verebilmekten uzak bir şekle büründürülmüştür.Uluslar arası standartlarda bir kayıt ve raporlama iledünyanın her yerinde anlaşılabilir ortak bir muhasebe diliöngörülmüşken, 6335 sayılı kanunla yapılan değişikliklevergi için muhasebe anlayışına geri dönülmüştür. Böylecebu beklentiler boşa gitmiştir.Mehmet KOÇASMMMO BaşkanıDeğerli Meslektaşlarım,Son günlerde bütün dünyanın izlediği haberlerden en önemlisi,Kolombiya hükümetiyle, hükümete karşı savaş veren FARCgerilla örgütünün Oslo’da başlamış barış görüşmeleri olmuştur.Elli yıldır süren savaşta daha önce birçok kez deneyip başarısızoldukları görüşmelerde tarafların barış anlaşması için samimi veistekli oluşları, Kolombiya halkını bu sefer mutlu sonuca ulaşmakiçin umutlu bir bekleyişe itmiştir.Bizler devam eden tüm savaşların bitirilmesini dilerken; parababalarının daha büyük hakimiyetleri için gençlerin ölümlerine,yıkımlara neden olacak savaşların müsebbiplerinin, gelecek nesillercehiçbir şekilde iyi duygularla anılmayacaklarını hatırlatmayı,bu ülkenin bir meslek örgütü temsilcisi olarak sorumluluğumuzungereği sayıyoruz.Değerli Meslektaşlar,Oniki yıldır titiz çalışmalarla hazırlanmış olan Türk TicaretKanunu daha yürürlüğe girmeden, yapılan değişiklikler sonucunda,özünden uzaklaştırılmış beklentilere yanıt verebilmektenuzak bir şekle büründürülmüştür. Uluslar arası standartlarda birkayıt ve raporlama ile dünyanın her yerinde anlaşılabilir ortakbir muhasebe dili öngörülmüşken, 6335 sayılı kanunla yapılandeğişiklikle vergi için muhasebe anlayışına geri dönülmüştür.Böylece bu beklentiler boşa gitmiştir.6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu, ticari yaşamın kurallarınıçağdaş bir yaklaşımla yeniden ele almakta, ülkemiz içinşeffaflık, denetlenebilirlik ve güvenilirlik getirmekteydi. Bu Kanununilk haliyle uygulanması halinde özellikle ülkemiz için büyükbir yara olan kayıt dışılıkla mücadele açısından, çok önemlibir fonksiyonu yerine getirmiş olacaktı.Ülke insanımız için belki de daha önemli olanı, ürünlerinikullandığı, hisselerini aldığı, ürününü sattığı işletmeler hakkındadoğru bilgiler elde edebilme imkanını elde edebilecek olmasıydı.Açık, şeffaf, güvenilir bir piyasa oluşturabilmek içintüm sermaye şirketlerinin mali tablolarının mutlaka bağımsızdenetimden geçmesi zorunluluğu getirilmekteydi; sağlıklı, güvenilirbir ticari hayatın kurulabilmesinin ön koşulu buydu. Şirketortaklarına getirilen borçlanma yasağı ile bir ölçüde kayıtdışı ekonomi ile mücadele edilebilecekti. “Benim sermayem,benim şirketim kime ne” şeklindeki geleneksel anlayış terkedilmiş olacaktı. Kamuoyu bilgilendirmesiyle, şirketler tüm toplumunbilgisine sunularak, şirketlerin insan sağlığının, doğanınve çevrenin korunmasında toplumsal sorumlulukları artırılmışolacaktı.Getirilmiş düzenlemelere aykırı davranışlara cezai yaptırımlaröngörülmüş olması, kaçınılmaz bir durumdur. Bağımsız denetim,mali tabloların açıklanması, işletmenin mali tablolarınınpaylaşılacağı internet sitesi kurulması, şirket parasının şirketortaklarınca özel işlerinde kullanılmaması v.b. gibi yeniliklereuyulmamasına karşı getirilen cezalar, bu kanuna karşı bir kamuoyuoluşturulmasının çıkış noktası yapılmaya çalışıldı.Yeni TTK yürürlüğe girmeden, ülkemizdeki hakim gelenekselsermaye kesimince yürütülen “biz hesap vermezük, bizyenilik istemezük” anlayışının sergilendiği demagojik kampanyalarla,Yeni TTK’nun değiştirilmesiyle istediklerini elde etmişlerdir.Bu yıl Temmuz ayı başında 6335 sayılı Kanunla yapılandeğişikliklerle: internet sayfası oluşturma, bağımsız denetimraporları ve mali tablolarını burada yayınlama zorunluluklarınınkaldırılmış olması, şirketler hakkında ilgili tarafların(devlet,yatırımcı, tüketici, sermayedar) güvenilir bilgi sahibi olma haklarıellerinden alınmış; güvenli bir ticari yaşamın kurulmasınınsağlanması da aksamış oldu. Uluslar Arası Finansal RaporlamaStandartları(UFRS), bağımsız denetim uygulamasıyla, ülkemizdekişirketler tüm dünya ile ortak bir muhasebe dili kullanmışolacak buna dayalı olarak da uluslar arası piyasalarda kendinedaha sağlam ve güvenli bir yer edinebilecekti. UFRS uygulamasıve bağımsız denetimin sınırlandırılmasıyla bu alandaki şansımızıönemli ölçüde azaltmış olduk. Dünyada uygulanan işletmecilikesasına göre kayıt yaparak işletmelerin mali yapıları hakkındabilgiler veren mali tablolar düzenleme yerine, vergi elde etmeyeyönelik olarak düzenlenmiş muhasebe kayıt sistemine devamöngörülmüştür.Özünden bu derece uzaklaştırılmış yasanın mevcut halindeöngörülen ikincil düzenlemeler gerçekleştirilmemiştir.01.01.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek yeni uygulamalarlailgili önemli belirsizlikler vardır:- Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumutarafından muhasebe standartları oluşturulmamış; Kobi-TFRS’nın nasıl uygulanacağı uygulamasıyla ilgili olarak her hangibir düzenleme yapılmamıştır. Bu düzenlemelere ilişkin bir hesapplanı oluşturulmamış, mali tablolar için nasıl bir kayıt veya dönüştürmesisteminin olacağı belli değildir.- Kanunun ilk halinde öngörülmüş olan bağımsız denetim alanınınbelirlenmesi, Bakanlar Kurulunun yetkisine bırakılmış olup,hazırlanmış olan taslakta getirilmiş olan kriterler oldukça yüksektir.Bu durumda KOBİ’lerin büyük bölümü bağımsız denetimindışında kalacak, bu durum KOBİ’lerin geleceği için olumsuzdur.- Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları KurumuBağımsız denetimde yetkilendirmeler için usul ve esaslar belirlenmemiş,muhasebe standartları oluşturulup yayınlanmamıştır.Kurum, bağımsız denetimi yapacak olanların (SMMM-YMM) örgütüolan TÜRMOB ile olması gereken bir diyalogdan uzak durmayıtercih etmektedir.- İşletmeler yeni düzenlemelere göre ne yapacaklarını bilememekte;meslek mensuplarımız da belirsizlik içinde beklemektedirler.- Yeni TTK’da tüm sermaye şirketleri için bağımsız denetimöngörülmüş olması nedeniyle anonim şirketlerde denetim kurullarıkaldırılmıştı; 6335 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonrasındadenetim kurulu öngörülmemiş bu şirketler, bağımsız denetimkapsamına alınmamış olmaları nedeniyle tamamen denetimsizkalmış bulunmaktadır. Bu durum, şirket ortaklarının ve kamuoyununbilgilendirilmesi açısından da önemli sorunlar doğuracaktır.Özellikle bağımsız denetim alanında yapılacak düzenlemelerde,bu görevi yapacak meslektaşlarımızın yasal örgütleri odalarve üst birliğe önemli roller üstlenmesi gerekmektedir. Meslekörgütü dışlanarak başarı elde edilmesi mümkün değildir.Örgün eğitimini bu alanda yapmış, pratik deneyimlere sahipmeslektaşlarımıza sıkı bir eğitimle yetkinleştirilmiş eğiticilertarafından TÜRMOB organizasyonuyla verilen eğitimler, mutlakadikkate alınmalıdır.4BÜLTEN • MAYIS-HAZİRAN 2012


YENİ MESLEKTAŞLARIMIZBELGELERİNİ ALDIkişi aramıza katılmış oldular.Uzun uğraşlar sonunda mesleğimize katılmayahak kazanan meslektaşlarımıza törenle belgeleriverildi. 27 Ağustos 2012’de yapılan BelgeDağıtım Töreni, Ankara Dedeman Oteli’nde yapıldı.Çok ciddi çaba ve özveriyle uzun yıllarınıeğitim ve stajlarla geçiren meslektaş adaylarımızdanyapılan sınavları başarıyla veren 190Meslektaşlarımızın ailelerininde geniş katılım gösterdiğiBelge Dağıtım Töreni’nde meslektaşlarımızabelgeleri sunulmadanönce Başkan MehmetKoç bir konuşma yaptı. Muhasebemesleğinin tüm toplumtarafından el üstünde tutulacak,saygın bir meslek halinegelmek zorunda olduğunu veböyle bir dönüşümün başladığınıbelirten Koç, bugüne kadargelinen sürecin ve zorluklarıntüm muhasebe camiasıyla veailelerle birlikte yaşandığındansöz etti.13 Haziran’da yapılan eylemin önemini dekonuşmasında belirten Başkan Koç, “KamuGözetimi, Muhasebe ve Denetim StandartlarıKurulu’nun 23 yıllık bir birikimi olan TÜRMOBve odalarımızı dikkate almasını, bu 23 yıllık gelenekve birikimin göz ardı edilmemesini istiyor,• RUHSAT TÖRENİBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 5


• RUHSAT TÖRENİortak yolun bulunması için yapıcı bir diyalogbekliyoruz. Ancak böylesi bir diyalogla önümüzdekisüreçte denetim alanında toplumsalsorumlulukların daha doğru bir biçimde, piyasanınihtiyacı doğrultusunda gerçekleşeceğinidüşünüyoruz. 23 yıllık birikim, asla ve asla birtarafa atılamaz” dedi. TÜRMOB öncülüğündekieğitimlerin süreceğine de değinen ve ardından“Aramıza yeni katılan meslek mensuplarımızmutlaka bu eğitimlere katılmak ve devam etmekzorundadırlar” diye konuşmasını sürdürenKoç, yayınlanma çalışmaları süren MeslekiçiEğitim Yönetmeliğiyle de bu eğitimlerin zorunluhale geleceğini sözlerine ekledi.Yeni TTK üzerinde yapılan değişikliklere dedeğindiği konuşmasında, “Yeni TTK'dan beklentimizuluslararası standartlarda bir ticarihukukun ülkemizde de egemen olmasıydı. Talebimizuluslararası rekabet gücüne sahip firmalaryaratmaktı; uluslararası muhasebe uygulamalarıylaparalel bir muhasebe uygulamasınıda ülkemizde çok kısa süre içerisinde yaygın-6BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


laştırmaktı. Yani vergi kaygısıyla bir muhasebeuygulaması değil, toplumsal kesimlere doğrufinansal bilgilerin aktarılmış olduğu bir muhasebesisteminin ülkemizde de egemen olmasınıistiyorduk,” dedi. Vergi toplama kaygısınınyeni TTK’nın 64’üncü maddesinde yine egemenolduğunu, yine eskiye dönülen bir düzenlemeyapıldığını, yıl sonlarında meslek mensuplarınayük getirecek uygulamaların olduğunu belirtenKoç, “Biz isterdik ki düzenlemiş olduğumuz finansaltabloların uluslararası geçerliliği olsun,muhasebe kayıtları da bu standartlara uygunolarak tutulsun. Ancak belirsizlik halen devamediyor,” dedi.• RUHSAT TÖRENİYeni meslek mensuplarının mesleki kurallardansapmayacaklarına olan inancını belirterekbaşarılar diledi.Daha sonra aramıza yeni katılan meslektaşlarımızabelgeleri verildi. Ardından düzenlenenkokteylle etkinlik sona erdi.BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 7


BİLİRKİŞİLİK EĞİTİMİ YAPILDI• EĞİTİMOdamızın TÜRMOB öncülüğünde başlayan eğitimseferberliği sürüyor.Odamız sürekli hale getirdiği eğitim faaliyetlerinebir yenisini daha ekledi. Meslektaşlarımızın bilirkişiliğinyasal altyapısını öğrenmeleri ve bu alanda eksiklerinigidermeleri amacıyla düzenlenen eğitim, 13-14Eylül’de Dedeman Oteli’nde yapıldı. Bu iki gün boyuncayargı mensuplarınca bilirkişiliğin değişik boyutlarındameslektaşlarımız bilgilendirildi.Açılış konuşmalarını Oda Başkanımız Mehmet Koç,TÜRMOB Genel Başkanı Sayın Nail Sanlı ve AnkaraAdliyesi Adalet Komisyonu Başkanı Sayın RamazanAksan’ın yaptığı eğitimde Bilirkişiliğin MevzuattakiYeri ve Bilirkişilik Yönetmelikleri konusunda CumhuriyetSavcısı Mehmet Taştan; Soruşturma AşamasındaBilirkişi İncelemesi ve Raporlama konusunda CumhuriyetSavcısı Abdulvahap Yaren; Ceza MuhakemeleriKanunu Açısından Bilirkişilk, Görev ve Sorumluluk veRaporlama konusunda Ankara 4. Ağır Ceza MahkemesiBaşkanı Hayrettin Türe; Hukuk Muhakemeleri KanunuAçısından Bilirkişilk, Görev ve Sorumluluk ve Raporlamakonusunda da Ankara 18. Sulh Hukuk MahkemesiHakimi ve Eski Adalet Komisyonu Başkanı Yılmaz Uğurlumeslektaşlarımızı bilgilendirdi.Açılış konuşmasını yapan Oda Başkanımız MehmetKoç, “Adalete ulaşmada en yetkili yer olan yargıda kişilerin'adil yargılanma' beklentisinin, en temel insanhaklarından biri” olduğunu belirterek Martin LutherKing’in “Herhangi bir yerdeki adaletsizlik, adaleti her8BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


yerde tehdit eder.” sözünü hatırlatarak, “Demokratikbir meslek odası ve üyeleri olarak, bağımsızlığı tartışmakonusu yapılmayacak bir yargı eliyle adil yargılamanınsağlanabileceğine, adaletin tam olarak gerçekleşebilmesininmümkün olabileceğine inanıyoruz,”diyerek konuşmasını sürdürdü. Konuşmasında “Ticariilişkilerin kaydını tutan, raporlamasını yapan mali müşavirlikmesleği toplumsal hayatımızda çok geniş birrol üstlenmiş bulunmaktadır. Üstlenmiş olduğu bu görevebağlı olarak adli soruşturma ve yargılamalardabilirkişi olarak en çok görev verilen meslek grubunuoluşturmaktayız. Hukuk dışında, çözümlenmesi özelbilgi ve uzmanlık gerektiren ve görev alanımızla ilgilihususlarda adil bir yargılamanın gerçekleştirilmesinebilirkişi olarak yardımcı olabilmenin meslektaşlarımızıson derece mutlu ettiğini” dile getirdi. Koç’un ardındankürsüye gelen TÜRMOB Başkanı Sayın Nail Sanlı,son yıllarda yaşanan ve yaşamımızı derinden etkileyenyasal düzenlemelere değinerek konuşmasına başladı.“hukuk düzenimizin temel taşları” diye tanımladığı“Ceza Kanunu, Medeni Kanun, Türk Borçlar Kanunu,Tebligat Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve TürkTicaret Kanunu”nda yapılan düzenlemelerden sözetti. Özellikle yeni TTK üzerinde yapılan değişiklikleredeğinen Sanlı, “TTK'da çıkış noktasından biraz uzaklaşılmışolunduğunun” altını çizdi. “Türkiye mutlakagelişmiş ülkelerin arasında yer almak istiyorsa denetim,şeffaflaşma ve kurumsallaşmayı ön plana çıkarmakzorundadır,” diyerek sürdürdüğü konuşmasında,Türkiye genelinde bir eğitim seferberliği başlattıklarınıve bu eğitimleri gerçekleştirecek 460 eğitmenyetiştirdiklerini belirtti. Sanlı, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Eğitimlerimizde 102 sayılı TTK ve uygulamalarıbaşta olmak üzere, uluslararası finansal raporlamastandartları eğitimi denetim ve uluslararası denetimstandartları eğitimi, konusunda üç ana koldan eğitimleriTürkiye’de eş zamanlı ve bütün illerimizde gerçekleştirdik.Halen eğitimlerimiz denetim alanındadevam etmektedir. Bu eğitimlerimize 42 bin üyemizkatıldı. Her üyemiz 122 saatlik eğitim programına tabitutuldu.”TÜRMOB’un artık modern eğitim tekniklerini kullanırhalde olduğunu belirten ve Bilirkişilik Eğitimininönemini vurgulayan Sanlı, “Uzmanlık isteyen konulardayargıya yardımcı olan bilirkişilerin eğitimleri deadaletin hızlı ve adil bir şekilde tecelli etmesine katkısunacaktır. Uzmanların bilgilerinden yararlanarakadaletin tecellisinin çabuklaşmasını günümüzde birzorunluluk ve ihtiyaç olarak görmekteyiz. Bilirkişiliğinbir uzmanlık, bilgi ve birikim işi olduğunu bilerek bilirkişilerede hak ettikleri değer ve emeklerinin karşılığımutlaka verilmelidir,” dedi.Başkan Mehmet Koç’un kapanış konuşmasıyla sonaeren iki günlük eğitimin ardından, katılan meslektaşlarımızasertifikaları verildi.• EĞİTİMBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 9


YATIRIM TEŞVİK MEVZUATI veVERGİSEL BOYUTU SEMİNERİ• SEMİNERASMMMO eğitim faaliyetlerine devam ediyor.Odamız eğitim seferberliğinde, mesleğimizi ilgilendirenkonulardaki eğitimlerini güncel gelişmelerdoğrultusunda yürütmeyi sürdürüyor. Yatırım TeşvikMevzuatının 19.06.2012 tarihinde yayımlanmasındansonra, bu konuda da meslektaşlarımızı bilgilendirmekiçin bir seminer düzenledi. Geniş birkatılımla gerçekleştirilen seminer, 02 Ağustos 2012tarihinde İnşaat Mühendisleri Odası Teoman ÖztürkKonferans Salonu’nda yapıldı.TÜRMOB Genel Başkanı Sayın Nail Sanlı’nın dahazır bulunduğu seminerin açılış konuşmasını OdaBaşkanımız Mehmet Koç yaptı. Konuşmasında özelliklecari açık konusuna vurgu yapan Koç, “Türkiyeekonomisi ürettiğinden daha fazla tüketen birekonomi olmasından dolayı çok yüksek miktardacari açık vermektedir,” dedi. Cari açığın ülke ekonomisininen kırılgan ve can alıcı nokta olduğuna,büyüyen ekonomilerde en büyük risk unsuru olmasınedeniyle ekonominin idaresinde sıkıntılar yarattığınadikkat çeken Koç, “Bugün Türkiye ekonomisininen büyük sorunları arasında cari açık gelmektedir.Neredeyse GSMH’nın % 10’una varan cari açığınfinansmanı mümkün görünmemektedir. Bu yüzdenenerji ve yatırım malı alanlarındaki yatırımlar özellikledesteklenmelidir” dedi. İthalatın ihracata görehızla artmaya devam ettiğine değindiği konuşmasını“Yatırım teşvik politikaları cari açığı engelleyecekşekilde ithal ikamesi yaratan alanları teşvik etmelidir,”diye sürdürdü.Ardından seminere geçilerek, Ekonomi BakanlığıTeşvik Uygulama Yabancı Sermaye Genel MüdürlüğündenGenel Müdür Yardımcısı Dr. Mehmet YurdalŞahin, Daire Başkanı Dr. Mustafa Yalçın ve UzmanErtaç Aytekin, Yatırım Teşvik Mevzuatının detaylarıyeni teşvik sisteminin hazırlık süreci, yeni teşviksistemi, yatırım teşviklerinde destek oran ve süreleri,örnek olarak VI. Bölge destekleri, öncelikliyatırımlar, kümelenme yatırımları, yine özel olarakAnkara ilinde yapılacak yatırımlara sağlanan desteklerkonularında bilgi verdiler. Diğer bir katılımcıolan Yeminli Mali Müşavir A. Murat Yıldız da yatırımteşviklerinin vergisel boyutu ve son vergi kanunlarındayapılan değişiklikler sonucunda indirim, istisnave teşvikleri detaylı olarak anlattığı sunumuylameslektaşlarımıza değerli bilgiler sundular.10BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


İŞ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİSEMİNERİ YAPILDISon birkaç yıldır ülkemizde yaşam hızla değişiyor. Birçokkanun ve yönetmelikle hayatımız yeniden biçimleniyor.Yeni TTK’dan sonra “işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğininsağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarınıniyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk,hak ve yükümlülüklerini düzenlemek amacıyla"çıkarılan İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, 30.06.2012 tarihindeyayımlanarak yürürlüğe girdi. Hemen hemen çalışmave ticaret hayatıyla ilgili her düzenleme mesleğimizi etkiliyor.Bu Kanun da bunlardan birisi. Ankara SMMMO da heralanda olduğu gibi bu düzenlemeyle ilgili meslektaşlarımızıbilgilendirmek amacıyla eğitimlerini sürdürdü. Bu konuda04 Eylül 2012 günü, İnşaat Mühendisleri Odası Teoman ÖztürkKonferans Salonu’nda Odamızın düzenlemiş olduğu “İşSağlığı ve İş Güvenliği Semineri” yapıldı.Seminerin açılışında bir konuşma yapan ASMMMO BaşkanıMehmet Koç, sosyal medyada üyelerin çok yoğun sorularınınolduğunu gördüklerini ve bu yüzden böyle bir eğitiminyararlı olacağını düşündüklerini, konunun uzmanlarıtarafından üyelerin birinci elden bilgilendirebilmek içinböylesi bir seminer düzenlediklerini belirterek başladığıkonuşmasını şöyle sürdürdü: “Bildiğiniz gibi ülkemiz uzunyıllardan beri iş kazalarının çok yoğun olarak yaşandığı birülke. Neredeyse sermayenin çok yoğun kâr hırsıyla gerekliönlemleri almamasından kaynaklı cinayetlere varan madenkazaları, özellikle Tuzla’da yaşanan iş cinayetleriyle de kamuoyundauzun süre gündem oluşturmuştur. Gerçektenalınması gereken önlemler alınsa bu kazaların birçoğu yaşanmayacak,yitirmiş olduğumuz emekçiler de bugün aileleriylebirlikte yaşamlarını sürdürüyor olacaklardı. Bu aynızamanda toplumsal bir sorundur. Toplumsal sorumluluğuolan kesimlerin bu konuyu dillendirmeleri kadar da olağanbir şey yoktur. İşte bizlerin bir taraftan işverene yardımcıolan bir kesim olarak bu konuda öncelikle meslektaşlarımızıniş sağlığı ve iş güvenliği konusunda alınması gerekenönlemler hakkında böylesi eğitimi alması ve birer uzmankişi sıfatıyla işverenleri yönlendirmesi de gerekiyor.”Son zamanlarda yaşanan muhasebe mesleğiyle ilgiliolaylara da değinen Koç, konuşmasını “Gerek TTK’daki400’üncü madde, gerekse de bağımsız denetçi yetkilendirmesindeunvanlar arasında bir ayrımcılığa gidilmesindesizlerle birlikte koymuş olduğumuz tepkiler, büyük orandasonuç verdi ve en azından unvanlar arasında yetkilendirilmedekifarklılıkların önüne, büyük oranda geçilmiş oldu.Ancak ciddi anlamda çözülmesi gereken mesleki sorunlarhalen çözülmüş değil. Biliyorsunuz 13 Haziran’da alanlaraçıktık. Maliye Bakanlığının önünde çözüm bekleyen sorunlarımızıbir kez daha kamuoyu önünde, basın önündeilgililere ilettik,” diye sürdürdü. Daha sonra bağımsız denetçilikleilgili hükümetin tutumunu eleştiren Koç, “Beklentimizgüvenli bir ticaret, şeffaf bir ticaret ve toplumsalkesimlere doğru finansal bilgilerin aktarılmasına yönelikbilgi amaçlı bir muhasebenin ön plana çıktığı, ticari yaşamiçerisinde ticari aktörlere doğru bilgilerin sunulduğu,meslektaşlarımızın daha önemli fonksiyonlar üstlenmişolduğu bir ortamdır,” dedi. Ardından KOBİ-TFRS eğitimleriyleilgili olarak, Sakarya Üniversitesi’nin fahiş fiyatlarlabu eğitimlere başlamak istediğini hatırlatan Koç, “Bizimyapmış olduğumuz eğitimlerden, müfredattan çok da farklıolmayan bir eğitimi çok fahiş fiyatlarla meslektaşlarımızavermek istediler. Biz bu eğitimlerin meslek örgütünün göreviolduğunu düşünüyor ve diğer kurumlar tarafından dabu eğitimlerin referans kabul edilmesini talep ediyoruz. Bukonudaki mücadele ettik ve geri adım attırdık,” diyerek,bu konuda Oda olarak kararlılıklarını belirtti.Daha sonra İş Baş Müfettişi Doğan Keskin ve SMMM AhmetAğar’ın “İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’nun Getirdikleri”hakkında verdikleri bilgilerle seminer sona erdi.• SEMİNERBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 11


ENERJİDE SONGELİŞMELERKemal ULUSALERElektrik Mühendisi - Yazar• GÜNCELGünümüz gündeminde iki önemli konu bulunmakta;savaş ve AKP zamları...Aslında savaş başta olmak üzere pek çok şeyi belirleyen,hatta siyasetin üzerinde bile belirleyici rolü olanşey, ekonomi. Avrupa tam anlamıyla içinden çıkamadığıkrize yeniden sürükleniyor. Yeni bir resesyon dalgası heran kapıyı çaldı çalacak. Dünyanın pek çok bölgesinde alınacakyeni önlemler konuşuluyor. Avrupa Birliği'nde insanlarharcamalarını kısıyor ya da kısmak zorunda kalıyor.Bu durum AB’ye ihracatı yüklü miktarlarda olan ülkelerigiderek derinden etkiliyor. Bunların arasında Türkiye devar. Bir yandan kapitalizmin küresel krizi ve yansımaları,diğer yandan hem yurt içinde hem yurt dışında yaşananbir tür savaş ekonomisi, AKP’yi elini daha fazla halkın cebineuzatmaya yöneltiyor. Dışa bağımlı siyaset ve ekonomi,AKP’nin bağımsız hareket etmesini engelliyor ve elini,kolunu bağlıyor.Enerjide net bir şekilde ithalat bağımlısı olan Türkiyeiçin bu bağımlılığa ilişkin oran her geçen gün daha da yükseliyor.50 milyar dolarları aşan yıllık enerji ithalatı, ne yapılırsayapılsın Türkiye’yi cari açık sorunu ile karşı karşıyabırakmaya devam edecek gibi görünüyor. Yapılan zamlarbir taraftan bütçede delik yamama niyeti taşırken, diğeryandan da enerjide tüketimin kısılması niyetini taşıdığıaşikâr. Üzerlerinden çok yüksek vergiler alınan akaryakıtgibi ürünlerin tüketiminin kısılması, doğal olarak vergi gelirlerinindüşmesine neden oluyor. Yani bir birini tetikleyenbir durum söz konusu.Bu durum nereye kadar devam eder?Dünya enerji fiyatları çok dalgalı bir seyir izliyor.Ancak bu dalgalanma genel olarak bir basamak aşağı,iki basamak yukarı bir ritimde oluşuyor. ABD’nin yakıngeçmişte bulduğu şeyl ( kaya ) gazı üretimi hızla artıyor.Öyle ki son zamanlarda çıkardığı şeyl gazı neredeyseRusya’nın ihracatına eş hale geldi. Şu anda ABD’nin 2,5-3 dolara mal ettiği konvansiyonel olmayan doğalgazı, ABbeş misli, Japonya ise yedi misline elde edebiliyor. Şüphesizbu durum dünya ekonomisinde yeni gelişmelereneden olacaktır. Yalnız ekonomide değil, siyasette, sübvansiyonpolitikalarında, iklim değişikliği politikalarındada...Yenilenebilir enerjiye çeşitli sübvansiyonlar veren, iklimdeğişikliği konusunda görece daha hassas olan AB’deişler bu günlerde değişmek üzere. Sübvansiyonlar yakıngelecekte tekrar gözden geçirilebilir ve yüksek orandadüşüşler gerçekleşebilir. Diğer yandan AB’de kömür kullanımıtekrar yükselişe geçiyor. Bunun bir nedeni, kaya gazıüretimini arttıran ABD’nin elinde yüksek kömür stoklarıoluşmuş olması. Elbette ABD elindeki kömür stoklarını birhayli ucuza dünya piyasalarına sunuyor. Krizde olan ABvd.leri de bunları satın alıyor. ABD, kömür yerine gaz kullanarakkarbon salınımlarını azaltmış görünse de aslındakendi yeraltı sularını büyük bir hızla kirletiyor. ABD, yakıngelecekte Avrupa, Japonya ve elbetteki en büyük rakibiolarak gördüğü Çin’i karbon emisyonları hakkında sıkıştırmakdüşüncesinde.Bilindiği üzere kaya gazının yeraltından çıkartılmasındakayalar, yüksek basınçlı kimyasal bileşiklerden oluşansuyla kırılmakta ve bu “hidrolik kırılma” olarak adlandırılmaktadır.ABD 2005 yılında çıkartılan Enerji Yasası ile“hidrolik kırılmayı”, Çevre Koruma Ajansı EPA’nın TemizSu Yasası kapsamından çıkarmış bulunuyor. Öte yandan,ABD’de kaya gazı çıkartan firmalar ısrarla -ticari gizlilikgerekçesiyle- ne tür kimyasallar kullandıklarını açıklamıyorlar.Dünya ölçeğinde bu gelişmeler yaşanırken, bir taraftanda pek çok yeni doğalgaz rezervi devreye giriyor. Yenirezervler ile ilgili bir başka konu da Doğu Akdeniz’de bulunanrezervlerin durumu ve yaratacağı, neden olacağı siyasigelişmeler. Doğu Akdeniz gazının yaratacağı en önemligelişme enerjinin savaşlara neden olmasının ötesindebelki de bir tür barışa fırsat verebilecek olması. Bunlardanbizi yakından ilgilendiren, yakın coğrafyamızdaki durum.Yani, İsrail ve Kıbrıs’taki gelişmeler.12BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


İsrail, kuzey sahili açıklarında, Dalit, Tamar ve LeviathanBaseni Proensi içinde yaptığı arama çalışmalarındanolumlu sonuçlar almış, 2009 ve 2010 yıllarında bu bölgelerdekibazı doğalgaz sahalarını işletmeye geçirmiştir. Bulunandoğalgaz, 125 trilyon feet küp dolayındadır.Benzer bir şekilde Kıbrıs, Mısır ile 2003’te, Lübnan ile2006’da ve İsrail ile 2010’da enerji anlaşmaları yapmıştır.PGS Geophysical AŞ'nin 2D ve 3D sismik operasyonları ile,15 Şubat 2007 tarihinde, 2006 yılı sismik verilerine bağlıolarak anons edilen birinci offshore ihale raundunda; 11arama bloku yer almış ve 12 No’lu blok, üretim paylaşımanlaşması ile 24 Ekim 2008’de Noble Enerji ve ortaklarınatahsis edildi. Kıbrıs, Enerji Hizmetleri Direktörü Solon Kassinistarafından 3 Ağustos 2011’de yapılan açıklama ile;en geç 1 Ekim 2011 tarihi itibariyle, Noble Enerji’nin 12No’lu bloktaki ‘‘Cyprus A’’ prospektinde sondaja başlamışolacağını duyurdu.Bu gelişmeleri takiben Kıbrıs, İsrail ile boru hattı ve sıvılaştırmatesisleri gibi alanlarda işbirliği protokolleri imzaladı.Şüphesiz bu gelişmeler beraberinde çeşitli çatışmapotansiyellerini de gündeme getirmektedir. Lübnan ileİsrail’in deniz sınırları anlaşmazlığı devam ederken, yenidurum bunu daha yükseltecektir.KKTC yetkilileri; “Rum yönetiminin ihaleye açtığı parsellerdenbirçoğunun, adanın kıta sahanlığı üzerinde varolan hakları çerçevesinde, 22 Eylül 2011’de KKTC BakanlarKurulu’nun adanın etrafındaki petrol-doğalgaz arama-çıkarmasahaları üzerinde Türkiye Petrolleri AnonimOrtaklığı’na (TPAO) verdiği ruhsatlarla çakıştığını” belirterek,Kıbrıs’ın yaptığı anlaşmalara itiraz etmektedir. Ancak,bütün dünya kamuoyunun gözünde KKTC’nin meşrubir devlet olarak tanınmaması nedeniyle KKTC’nin yaptığıanlaşmaların dünya ölçeğinde meşruiyeti bulunmamaktadır.Öte yandan bunun böyle ifade edilmesi de sorunlarıçözmemektedir.Anılan bu ihtilaflar, öncelikle yeni bir çatışma ortamınaişaret ediyor. Ancak, bu böyle olmayabilir, tam tersinegelişmeler şimdiye kadar sağlanamayan barış ortamınınoluşumuna katkı koyabilir. İsrail ve Kıbrıs muhtemelen2016-17 yıllarında üretecekleri doğalgaz için şimdidenmüşteri aramaktadırlar. Son günlerde dünya ölçeğindegiderek adından daha çok söz ettiren kaya gazı üretimigiderek artacak gibi görünmektedir. Henüz tam anlamıylateyit edilmemesine rağmen, söylenenler, kaya gazırezervlerinin, mevcut konvansiyonel doğalgaz rezervlerininnerdeyse 2,5 katı olduğu şeklindedir. Bunun gerçeğedönüşmesi halinde dünya doğalgaz fiyatları düşme eğiliminegirecektir. Dolayısıyla gaz üreticileri ürettikleri gazısatmak için her yola başvuracaklardır. İsrail ve Kıbrıs’ınüretecekleri gaza en yakın pazar, devasa boyutlara ulaşantüketimiyle, Türkiye olarak gözükmektedir. İsrail şimdidenilişkilerin düzeltilmesine yönelik işaretler vermektedir.Doğu Akdeniz gazının, Rusya, Azerbaycan ve İran’ın fiyatindirimlerine gitmemeleri halinde oldukça ucuz kalacağıdeğerlendirilebilir. Azerbaycan, İsrail ile girdiği ikili ilişkilernedeniyle daha fazla indirime gitmeyebilir, ancak İranve Rusya’nın tutumları şimdiden belirsizdir. İran büyükrezervlerine rağmen yeterince üretim kapasitesine sahipolmadığı ve iç tüketimi giderek arttığı için istese de fiyatve arz konusunda belirleyici olamayabilir. Görünen o ki,teklif edilecek ucuz Doğu Akdeniz gazına Türkiye de hayırdiyemeyecektir. Tıpkı Suriye ile olan elektrik arzında ekonomininpolitikanın önüne geçmesi gibi burada da benzeribir durum yaşanması olasıdır.Öz olarak, tüm bu nedenlerleTürkiye’nin İsrail ve Kıbrısilişkilerinde yumuşama asla uzak bir ihtimal olarak görülmemelidir.• GÜNCELBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 13


Aranan Sonsuz ve Temiz Enerji Kaynağı:GÜNEŞOsman NAMDAR• İNCELEMEGüneş: Varlığımızın nedeni. Büyük patlama sonrası evreneyayılmış milyonlarca galaksiden biri olan Samanyolu içindeminicik bir yanar top. Üstünde yaşadığımız Dünya’ya analıketmiş lav parçası. Gündüz ve gecemizi ışıtan, sonsuzmuş gibiorda yukarımızda kaynarken etrafına enerji saçan yıldızcık.Dünya üzerinde gelmiş geçmiş, gelecek olan uygarlıkların biriciktanığı.Dünya: Üzerinde doğup ölürken, maddi ve manevi varoluşumuzusürdürdüğümüz taş, toprak, su parçası. Soluduğumuzhava ile çepeçevre sarılmış kütle. O havayı soluyamadığımızanda gözlerimizin görmeyeceği, kulaklarımızın duymayacağıyeryüzümüz. Ölüm sonrası, biraz karbon, hidrojen, oksijenve biraz mineral karışımı ile tekrar ona döneceğimiz yuvarlaknesne.Enerji: Einstein’a göre evrenin tümü; E=m.c 2 . Varlığı olduranher şey; bize toprak, su, taş, ağaç, bulut, ışık, ateş olarakgörünen. Kısaca varlığın tözü. Olmadan olunamaz olan.İnsan, yeryüzünde varlığına kavuştuktan sonra, doğadasavrulup duran enerjiyi, yaşamını sürdürmek, işlerini kolaylaştırmakiçin kullanmaya başladı. Ateş yaktı, hayvanlar evcileştirdi,değirmenler kurdu, sallar yaptı, yelkenler açtı. Birgün geldi, kömürü buldu. Kömür ve odunu daha kullanılışlıolan buhara çevirdi. Buharla çalışan makineyi yaptı. Sonrayel değirmenlerinden, sulardan elektrik denen şeyi elde etmeyibecerdi. Ardından petrol, jeotermal, rüzgâr, güneş vesonunda nükleer kaynaklı enerjiye kadar geldik. Kullanılanbu materyallerin biri hariç hepsi ya tükeniyor, ya da yaşadığımızalanları, doğayı değiştiriyordu. Çevredeki bu yıkımbizim geleceğimizi de tehdit ediyordu. İşte tam bu arada,hatta ilk günden bu yana bildiği - Üşüdüğünde sırtını güneşevermesi bir enerji kullanımıdır.- ta 1800’lü yıllardan bu yanabir biçimde yararlandığı ama verimli kullanamadığı bir enerjininsonsuz ya da yeryüzü var olduğu sürece tükenmeyecek,doğaya en az zarar veren enerji kaynağıolduğuna karar verdi: Güneş Enerjisi.Yani güneşin(!) ve Güneş’in(!) yenidenkeşfiydi bu.Bize gerekli olan enerjiyi sağladığımızkaynaklar iki gruba ayrılır: Birincisifosil yakıtlar dediğimiz petrol, kömür,doğalgaz ve son olarak şeyl (kaya) gazıgibi doğaya yandıkları zaman CO 2,CO, NO 2, H 20 ve S0 2gibi gazlar yayarakdoğayı kirleten ve hızla tükenen fosilyakıtlarla, neredeyse sonsuza kadarradyasyon yayarak yaşamımızı tehdit eden nükleer yakıtlar.Bunların ayrıca is, buhar, toz gibi artıkları da saçılır yeryüzüne.İkinci grup ise su, jeotermal, bitkisel atıklar, rüzgâr vegüneş gibi yenilenebilir kaynaklardır. Bu ikinci grup ne kadaryenilenebilir olsa da yeryüzüne güneş hariç bir biçimde zararverirler veya istikrarsızdırlar. Güneşten sonra en az zararlısırüzgâr. Gerçi insanın yeryüzüne her müdahalesi zarar vermektedirama en az zararı aramaktayız biz.Bu arada hâlâ üzerinde çalışılan ve tamamen zararsız olacağıdüşünülen füzyon (kaynaşma) diye adlandırılan ve güneştekikimyasal reaksiyonun yani güneş enerjisinin kaynağıolan küçük atom numaralı çekirdeklerin birleşerek daha büyükatom numaralı çekirdekler oluşturması sırasında açığa çıkanenerjinin kullanılması çalışmaları sürüyor. Bu da bir umutinsanlık için. Artık günümüzde hidroelektrik enerji kaynaklarındanenerji elde etmek için yapılan inşaatlarda kesilenağaçlar, yıkılan, tahrip edilen, değiştirilen doğa parçaları veo arada yok olan ve değişen flora ve fauna geleceğimizdençalınan şeyler. Jeotermal enerji kaynaklarının ise yaşanabilecekbir deprem sonrası değişmesi, kesilmesi söz konusu.Rüzgâr santrallerinde ise aşırı yoğun santral kurulan bölgelerderüzgâr yönüne etki etmesi nedeniyle uzun vadede iklimdeğişikliğine neden olduğu, bölgede yaşayan kuşların, böceklerinölümüne sebep olması gibi yan etkileri belirtilmektedir.Ancak bu olumsuz etkiler yenilenebilir enerji kaynaklarındantamamen vazgeçmeyi değil olumsuz etkilerini ortadan kaldırarakkullanımını sürdürmeyi ve asıl seçenek olarak bulunmalarınıveya entegrasyonlarını düşündürmelidir. İnsanlığıngeleceği biraz da bu yaklaşıma bağlıdır.Güneş Enerjisi: Günümüzde enerjinin kesintisiz ve sürekliolması önemlidir. Bunun sağlanması oldukça zor bir süreçiçermektedir. Güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerjikaynaklarında istikrar güçtür ancak süreklilik, ucuzluk ve14BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


dışa bağımlılık gerektirmemeleri ise güvenli olmalarını sağlar.Bu nedenle çeşitlendirilmiş kaynakların birlikte kullanılmasıgerekmektedir.Mevcut yapı ve tasarılar değiştirilmezse, enerji üretirkenatmosfere salacağımız CO 2, önümüzdeki 25 yılda en az %40-45 daha artacak. Bunun için bir an önce CO 2salınımlarınınhızla azaltılması gerekmektedir. Bunun için güneş ve rüzgârındışında seçeneğimiz yok gibi görünmektedir.Güneş enerjisinden üç türlü yararlanılmaktadır. Bunlardanbirincisi pasif ısıdır. Güneşten bize doğal olarak ulaşanısıdır. Yeni kurulan binaların tasarımında dikkate alınmaktadır.Böylece daha az ilave enerjiyle ısıtma gerçekleştirilir.İkinci yöntem ise elektrik üretimidir ve “Güneş Pili”(Fotovoltaik=PV) veya “Odaklanmış Güneş Enerjisi” (CSP)üretim yöntemlerinden biriyle doğrudan elektrik üretilir.Üçüncü yararlanma yöntemi ise “Güneş Termal” denen ve ülkemizdeyaygın olarak kullanılan bir yöntem olan güneş ısısıile su ısıtma sistemleridir. (1) Güneş enerjisi günümüzde konutve iş yerlerinin ısıtılıp soğutulmasında yemek pişirmede, sıcaksu temin etmede ve yüzme havuzlarının ısıtılmasında;tarımsal teknolojide seraların ısıtılmasında, sulamada veürünlerinin kurutulmasında; sanayideyse güneş ocaklarında,güneş fırınları ve pişiricilerinde, deniz suyundan tuz ve tatlısu üretilmesinde, güneş pompalarında, güneş pillerinde, güneşhavuzlarında ve ısı borusu uygulamalarında; ulaşım-iletişimaraçlarında da sinyalizasyon ve otomasyonda ve elektriküretimi alanlarında kontrollü olarak kullanılmaktadır.Bir gün içinde yeryüzüne ulaşan güneş enerjisi, yeryüzündebizim bir yılda kullandığımız enerjinin yaklaşık 20 bin katıdır.Bunun kullanılabilir yani enerjiye dönüştürülebilir kısmıiçin yapılan çalışmalarla Dünya üzerinde bölgelere göre güneşenerjisi potansiyelleri belirlenmiştir. Ülkemiz yenilenebilirenerji açısından potansiyeli yüksek bir ülkedir. Türkiye’ninortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2640 saat (günlüktoplam 7,2 saat), ortalama toplam ışınım şiddeti 1,311 kWh/m²-yıl (günlük toplam 3,6 kWh/m²) olduğu belirlenmiştir.Güneş Enerjisi potansiyeli 380 milyar kWh/yıl olarak hesaplanmıştır.110 gün gibi yüksek bir güneş enerjisi potansiyelinesahiptir ve gerekli yatırımların yapılması halinde Türkiyeyılda birim metre karesinden ortalama olarak 1.100 kWh’likgüneş enerjisi üretebilir (2)2010 yılında Türkiye’nin birincil enerji üretimi 109.3 milyonTEP* olmuştur ve elektrik kurulu gücü 53.051 MW, elektriktüketimi ise 229.3 milyar kWh’tir. Bu rakamlar ülkemizinenerji üretiminde gereksinimlerini ortaya koymaktadır. Ülkemizingüneş enerjisinden yararlanma potansiyeli İspanyadışındaki tüm Avrupa ülkelerinden fazladır. 9,8 milyon TEP(ton eşdeğer petrol) ısıl uygulamalara olmak üzere yıllık 26,2milyon TEP enerji potansiyeli mevcuttur. Yılın 10 ayı boyuncateknik ve ekonomik olarak ülke yüzölçümünün %63’ünde vetüm yıl boyunca %17’sinden yaralanabilir. (2) Bu oran da ülkemizintükettiği elektrik enerjisi ve fosil enerji kaynaklarınınüretiminin 10,000 katından fazladır. (3)Bu kadar potansiyele sahip bir ülke olarak, bir an önce güneşenerjisi santrallerine yönelmemiz ve doğayı yıkacak tahripedecek enerji biçimlerinden kaçınmamız dünyanın ve ülkemizingeleceği için bir zorunluluktur. Ancak iş işten geçmedenbazı tehlikeleri de göz önünde bulundurmak zorundayız.Güneş santrallerinin kurulacağı alanlarda kaş yapmak isterkengöz çıkarmamak gerekir. Kapitalizmin kâr hırsıyla davranarakmutlak tarım, özel ürün, dikili tarım, sulak alan ile sulu tarımarazileri ile endemik bölgeler ve gen kaynaklarının varlığıgözden çıkarılmamalıdır. Aynı zamanda koruma alanları, SİTalanları, ormanlar ve yerleşim alanlarının yanında, kullanımdaolan veya verimleri yüksek mera/kışlak/yaylaklar dışındakalan bölgelerde santrallerin kurulmasına izin verilebilir.Santral kurulmak için seçilecek bölgeler, toplam güneşenerjisi potansiyeli yere paralel düzlemde 1600 kWh/m 2 –Yıl’dan fazla olan, yüzeyi düz, güneye hafif eğimli bölgelerdebulunan vasıfsız araziler olması verimlilik ve üretimin akılcıolabilmesi için zorunluluktur. (3)Akdeniz Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ülkemizdepotansiyelin en yüksek olduğu ve değerlendirilebileceğibölgelerdir. Özellikle bu bölgelerde çatı sistemleri ile şebekelerinentegrasyonu sağlanarak evlerde ve yapılarda yüksekdüzeyde enerji eldesi sağlanabilir. Rüzgâr ile güneş santrallerininentegrasyonu artırılmalı ve süreklilik sağlanmalıdır.• İNCELEMEÇok geç kalmadan... Tahrip edilen doğa için...*1 TEP (ton eşdeğer petrol): 11630 kWh1) http://www.enerji.gov.tr/index.php?dil=tr&sf=webpages&b=gunes&bn=233&hn=&nm=384&id=40695.2) Kamil B. Varınca ve M. Talha Gönüllü, Türkiye’de Güneş Enerjisi Potansiyelive Bu Potansiyelin Kullanım Derecesi, Yöntemi ve Yaygınlığı Üzerine BirAraştırma, http://www.yildiz.edu.tr/~kvarinca/Dosyalar/Yayinlar/yayin008.pdf.3) Furkan DİNÇER , Türkiye’de Güneş Enerjisinden Elektrik Üretimi Potansiyeli- Ekonomik Analizi ve AB Ülkeleri ile Karşılaştırmalı Değerlendirme, www.jes.ksu.edu.tr/index.php/mbd/article/download/48/12.4)Türkiye’nin Enerji Görünümü, Yayın No:588, 2. Baskı Nisan 2012. http://www.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/dd924b618b4d692_ek.pdf.BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 15


• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİCenneti Kirletmek...TRABZONÇAMBURNUNecmettin KELEŞHer şeyi karşı konulmaz bir hızla tüketiyoruz.Tüketim kalıplarımız giderek değişiyor.Bir şeyi tüketirken o tükettiğimizşeyin atıkları giderek çoğalıyor. Bir bardaksu tüketirken geride kocaman bir pet bırakıyoruz.Koladan hazır yiyecekler, giysilerimizdeneğitim araç ve gereçlerimize kadarher tükettiğimiz şey sonuçta baş edilmezatık yığınlarına dönüşüyor. Bazı atıklar yokedilemiyor. Kolayına kaçıp bunları toprağagömüyoruz. Her atık geri dönüşüme tabi tutulamıyor.Trabzon Çamburnu bu kolaycılığınson örneği.Çamburnu beldesi Trabzon ilinin Sürmeneilçesine bağlı yeşili, sahili, en önemlisidenize sıfır çam ağaçları ile ünlüdür. Çamburnumavi bayrak almış doğa harikası enderyerlerden bir tanesiydi. Artık bu özellikleriile değil çöplük yapılışı ile gündemde.“Son ağaç kesildiğinde,son nehir kirlendiğinde,son balık avlandığında;beyaz adamparanın yenmeyenbir şey olduğunuanlayacak...”Kızılderili AtasözüÇöplük yapılmaması için birçok yere başvurulduğuhalde tüm engellemelere, tüm uyarılarahatta raporlara rağmen yine de çöplükoldu. Sürmene Çamburnu Kutlular Katı AtıkDüzenli Depolama Sahasında, Trabzon ValisiRecep Kızılcık tarafından düzenlenen basıntoplantısında günlük 550 ton çöpün depolandığı,tesisin kullanım ömrünün bitmesine ikiyıl kaldığı açıklandı.Ünlü yönetmen Fatih Akın sanatçı duyarlılığıile konuya eğilerek, Polluting Paradise(Cenneti Kirletmek) adlı bir belgesel çekti.Bu belgeselle ilgili Tekne dergisine (SürmeneLisesi tarafından çıkarılmaktadır) verdiği röportajınilgili bölümü aşağıda:“Tekne: Çamburnu’ndaki çöplük olayıylailgili belgesel çekiyorsunuz. Bu birsanatçı duyarlılığı mı, yoksa memleketiniseven bir Çamburnulu'nun toprağınave geçmişine olan yalın bağlılığı mı?Fatih Akın: Memleket sevgisi... Ben burayıseçtim. Çünkü burası bana yakın. Burası benimtoprağım diye düşünüyorum. Dünyanın birçokyerinde haksızlıklar var. Örneğin Meksika’dakiKızılderililer'in mücadelesine de katılabilirdim.Ama kendi toprağım dururken benimorada ne işim var? Kendi toprağım beni çağırıyor,elimde olan bir şey değil bu. Ama Çamburnu’ndakiprotestoya katıldığımda bana


Türkiye’nin Bono*’su dediler. Kabul etmiyorumbunu. Bence o üçkâğıtçı bir adam... Neyse girmeyelimo meseleye şimdi. Bugünlerde öyle bir moda var,dünyayı kurtaralım vs. gibi. Angelina Jolie mesela,her yerden evlat ediniyor; ya da Brad Pitt falan.Afrika’daki su kaynakları ile ilgili çalışmalar gibi...Birçok para yatırıyorlar bu tür işlere. Kimileri eleştiriyorbunu. İş popülizme kaçtığında da rahatsızoluyorum. Ben samimiyim, çünkü burası benimtoprağım. Daha fazla seyircim olsun, sempati kazanayımdiye yapmıyorum ki... Belgeselin bir bölümünüYomra’da çekiyoruz. Orada çöplüğün önündefutbol oynuyor çocuklar. İçim parçalanıyor. Çocuklar,gelecek demek. Ekip çekiyor, aralarında yabancılarvar. Okulun öğretmeniymiş, kızıyor bize, niyeçekiyorsunuz, Türkiye’yi mi kötüleyeceksiniz diye.Suç Amerika’da diyor. Ya kardeşim Amerika nerede,Yomra nerede? Çöp gözünün önünde duruyor, senAmerika’yı suçluyorsun. Önce çöpünü temizle, amatemizlemiyor adam. Suçu hep dışarıda aramak doğrudeğil. Pencereye bayrak asmayla bitmiyor işler.Tekne: Çöp tesisi yapılmaması için yöre halkıve belediye uzun süre mücadele etti, ancakişleyiş durdurulamadı. Siz de bir belgeselile bunu dünyaya duyurmak istiyorsunuz.Bir filmin yaşanılan sorunu anlatması, bir yörehalkının haykırışından daha mı etkili olacak?Fatih Akın: Evet olacak... Kötü bir örnek vereyim.80’lerde “Gece Yarısı Ekspresi” vardı. Bir propagandafilmiydi ve bu film Türkiye’ye bir kriz yarattı.Türkiye’de insan hakları yok dediler, turist gelmedi,protestolar yapıldı. Bir film Türkiye’nin imajınıkaraya boyadı. Doğru veya yanlış, tek bir filmin nekadar etkili olabileceğini gösteren bir örnek bu...Pentagon’da ABD ordusunu övücü nitelikteki filmsenaryolarına maddi destek vermek için büro kur-muşlar. Mesela 80’lerde yapılan “Top Gun” böyle birfilmdir, tamamiyle Amerikan Ordusunun propagandasıdır.Pearl Harbor’a bakın, hiç Japonya’ya atombombası attığından bahsetmez. Bunların dışındaeleştirenler de var tabii ki, örneğin Michael Moore,Fahrenheit 9/11’i çekti, Bush’u eleştirdi falan.Sinema bu açıdan kitleleri etkileyen bir sanat...Tekne: İstanbul Hatırası filminde müzisyenlerikendilerini ait hissettikleri yerlerde görüntülemişsiniz.Sizingözünüzde Çamburnu hangi anlamlarageliyor; bu yöreden beklentiniz, bu yörenin sizdenbeklentisi ne?Fatih Akın: Ne ben Çamburnu’ndan bir şey bekliyorum,ne de Çamburnu benden. Ben orada sadecegörevimi yapıyorum. İnanıyorum ki bu gezegeninbir ruhu var. Bu topraklardan hepimiz sorumluyuz.Almanya’da her yere bisikletle gidiyorum; çöplerimikâğıt, cam, metal gibi ayrıştırıyorum, suyu fazlaakıtmıyorum vs. gibi... Bu benim yaşam tarzımda var.…”Aslında Fatih Akın, bir sanatçı duyarlığıyla negüzel şeyler yapıyor ama Çamburnu, çöplük olmaktankurtulamadı. Fatih Akın’ın belgeseli olmasaydı,Çamburnu’nun çöplük olmasından da haberimiz olmayacaktı.Gerçi oldu da ne oldu? Hiç! Halk kötükokulardan rahatsız oluyor, arıtma olmadığındanatıkların kirli suları denize karışıyor. Ve kapitalizminacımasızlığı, yine bir cennet köşemizi elimizdençekip alıyor.*Bono: Paul David Hewson, bilinen adıyla Bono, 10 Mayıs 1960yılında Dublin/İrlanda’da doğdu. İrlandalı rock grubu U2’nun solistiolarak bilinen Bono, aynı zamanda başta Afrika’ya yardım olmaküzere, hayırsever aktivitelerin en büyük katılımcılarından oldu.


YENİ TTK'DA ÖNEMLİ DÖNEMEÇLERYeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girdi. Ancak çok önemli bazı tarihler var kanunun uygulama aşamasında.Bu tarihleri meslektaşlarımızın dikkatine sunuyoruz.• GÜNCELYasanın Yürürlük Tarihi 01.07.2012’dir.Yasa bu tarih itibariyle yürürlüğe girmiştir. Bu nedenle bu tarihten sonrakitüm ticari işlemlere ve ticaret şirketlerinin işlemlerine uygulanacaktır.Ancak, tüm hükümlerinin yürürlüğe girişi zamana yayılmış durumdadır.Öte yandan, 6102 ve 6103 sayılı yasalarda değişikliler yapan 6335 sayılıYasanın 45. maddesi uyarınca uygulamaya yönelik tüzük ve yönetmelikler31.12.2012 tarihine kadar yayımlanacaktır. Bu nedenle, ilgili tüzük ve yönetmelikleryayımlanıncaya kadar, mevcut tüzük ve yönetmeliklerin yeni TTK’naaykırı olmayan hükümleri uygulamada kalacaktır.Buna göre,A) 01.07.2012 tarihinden itibaren;• Tek ortaklı Anonim ve Limited Şirket kurulabilecektir.• Şirket kuruluşlarında, taahhüt edilen nakdi sermayenin en az %25’inin, ileride kurulacak şirket adına açılacak bir banka hesabına yatırılmasışarttır. Bu tutar, şirketin tescilinden sonra ve sadece şirket işlemlerinde kullanılmaküzere serbest kalır. Nakdi sermayenin geri kalan kısmı, 2 yıl içerisindeödenecektir.• Pay sahibi ve ortakların şirkete nakit borçlanmaları önemli iki koşulabağlanmıştır;a) Pay sahibi ve ortağın sermaye taahhüdünden doğan vadesi geçmişborcunun olmaması,b) Şirketin serbest yedek akçeleri ile birlikte kârının, geçmiş yıl zararlarınıkarşılayacak durumda olması.Bu koşullardan her ikisinin sağlanmadığı durumlarda, pay sahibine veyaortağa borç verenler, 300 günden az olmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılırlar.• Pay sahibi ve ortak olmayan şirket yöneticileri için de şirkete borçlanmalarınailişkin önemli sınırlamalar getirilmiştir. Bunlar ve TTK’nin 393’üncümaddesinde sayılan pay sahibi ve ortak olmayan yakınları şirkete nakit borçlanamazlar.Uygulanacak ceza aynıdır.• TTK’nin 1530’inci maddesi, tedarik sözleşmelerinde önemli kısıtlamalargetirmiş durumdadır. Buna göre, KOBİ’lerden mal ve hizmet tedarikinde,olağan ödeme süresi 30 gün olup, bu süre sonunda kendiliğinden (ihtara gerekkalmaksızın) temerrüt gerçekleşecektir. Uygulanacak temerrüt faizi, 3095sayılı Kanunda öngörülen ticari faiz oranından % 8 fazladır. Taksitle ödememaddede belirlenen hallerde yasaklanmıştır.• Tacirin işletmesi ile ilgili tüm işlemlerinde, düzenlediği belge ve senetlerdeticaret unvanının bulunması şarttır.• Ticaret unvanının ticari işletmenin görünür bir yerinde yazılı olmasıgerekmektedir.• Şirketlerin hak ehliyetleri esas sözleşmede yazılı konularla sınırlı değildir.• Ticari defterler, VUK hükümlerine göre tutulacak, ancak finansal tablolar,TMS-TFRS ve KOBİ TFRS kurallarına göre düzenlenecektir.• Geçici 7’nci madde ile getirilen hızlı tasfiye yöntemi uygulanabilecektir.B) 01.10.2012 Tarihinde;• Şirket yönetimlerinde görev alan tüzel kişi temsilcilerinin 01.10.2012tarihine kadar istifa etmeleri gerekmektedir. Yerine tüzel kişi veya bir başkagerçek kişi atanabilir.• Limited şirketlerde birden fazla müdür olması halinde, müdürler kurulubaşkanı atanması gerekmektedir.• Cari hesap sözleşmelerinin yeni TTK ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.Bileşik faiz (faize faiz yürütülmesi), sadece her iki tarafın tacirolması halinde uygulanabileceğinden, taraflardan biri tacir değilse, sözleşmedekiilgili hükümler uygulanamayacaktır.C) 31.12.2012’den itibaren;• Tüzük, yönetmelik ve tebliğlerden oluşan ikincil mevzuat 31.12.2012tarihine kadar yayımlanacaktır.• Bu çerçevede yeni TTK ve TMS-TFRS / KOBİ TFRS uygulamasında gözönüne alınacak KOBİ ölçütleri, bu tarihe kadar belirlenmek durumundadır.• Genel olarak Aralık 2012, yeni hesap döneminin başlamasından öncekison aydır. 2013 yılında kullanılacak olan ticari defterler, bu ay sonuna kadartasdik ettirilecektir.Yevmiye defteri, defteri kebir (büyük defter) ve envanter defteri tümtacirlerin kullanacağı, muhasebe ile ilgili defterlerdir.Kurumlar ise, ek olarak, muhasebe ile ilgili olmadığı halde, yeni TTK’negöre ticari defter olarak kabul edilen Yönetim Kurulu Karar Defteri, Pay Defterive Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri kullanırlar.Bu defterlerin tümü, Aralık 2012’de tasdik ettirilmek durumundadır.Öte yandan, 01.07.2012 tarihinden sonra kurulan şirketler, kuruluş sırasındave kullanmaya başlamadan önce bu defterlerin tümünü tasdik ettirmekzorundadırlar. Bu defterlerden sadece ikisi, Pay Defteri ve Genel Kurul Toplantıve Müzakere Defteri kullanılacak sayfaları var olduğu sürece yeni tasdikegerek olmaksızın uzun süre kullanılabilecektir. Geri kalan dört ticari defterintümü, her yıl yeniden onaylatılacak ya da ara tasdik ettirilecektir.• Yeni TTK tacir tanımını yapmış, tacirlerin tutacakları defterleri belirlemiştir.Ancak küçük esnaf için getirilmiş bir defter tanımı yoktur. Bu tanımında en geç Aralık 2012’de yapılması gerekmektedir.D) 01.01.2013• TMS-TFRS / KOBİ TFRS ve bağımsız denetime ilişkin hükümler,01.01.2013 tarihi itibariyle yürürlüğe girecektir.E) 14.02.2013• Ticaret şirketleri ve kooperatifler, yeni TTK’nin geçici 4’üncü maddesiuyarınca, dilerlerse bu tarihe kadar eski türlerine dönebilirler.• Hakim şirketlerin ve bağlı şirketlerin oy haklarına ilişkin sınırlamalar14.02.2013 tarihinde yürürlüğe girecektir.F) 31.03.2013• Eski TTK uyarınca görev yapmakta olan denetçilerin görev süreleri31.03.2013 tarihinde sona erer. Yeni dönemde bu şirketlerde denetim kuruluya da denetçi (murakıp) seçimi yapılmayacaktır.• Şirket genel kurulları, faaliyet dönemini izleyen üçüncü ayın sonunakadar yapılmak zorundadır.• Bağımsız denetime tabi şirketler, bağımsız denetçilerini 31.03.2013tarihine kadar seçmek durumundadır.• Bağlı şirketlerin yönetim kurulları, hakim ve diğer bağlı şirketlerle ilişkilerihakkındaki raporu 31.03.2013 tarihine kadar düzenlemek zorundadır.• Yevmiye Defteri ile Yönetim Kurulu Karar Defterinin kapanış tasdikinin,faaliyet döneminin bitiminden itibaren üçüncü ayın sonuna kadar yaptırılmasıgerekmektedir. Buna göre, faaliyet dönemi takvim yılı olan işletmeler,bu defterlerin kapanış tasdiklerini 31.03.2013 tarihine kadar yaptırmakzorundadır.G) 01.07.2013• Şirket ana sözleşmeleri 01.07.2013 tarihine kadar yeni TTK ile uyumluhale getirilecektir.• Bağımsız denetime tabi şirketlerin internet sitesi kurmalarına ilişkindüzenleme 01.07.2013 tarihinde yürürlüğe girecektir.H) 01.01.2014• Ticari belgelerde bulunması gerekli asgari bilgilere ilişkin TTK’nin39/2 maddesinin hükmü, 01.01.2014 tarihinde yürürlüğe girecektir.I) 14.02.2014• Şirketler, asgari sermayelerini 14.02.2014 tarihine kadar yeni TTK ilebelirlenen asgari tutarlara çıkartacaklardır.• İmtiyazlı paylara ilişkin ana sözleşme hükümleri 14.02.2014 tarihinekadar yeni TTK’ne uyumlu hale getirilecektir.İ) 01.07.2014• Bağlı şirketlerin, hakim şirketin talimatları ile uğramış olduğu zararlarındenkleştirilmesi için yeni TTK’nin tanıdığı iki yıllık süre, 01.07.2014 tarihindesona erer.18BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


EKONOMİDE TATSIZ SONBAHARProf. Dr. Hayri KOZANOĞLUMarmara Üniversitesi İİBFSonbahara girilirken dünya ekonomisinde tedirginlikartıyor. Küresel krizin beş yılı geride kaldı,Batılı kapitalist ülkeleri yönetenler krize bir türlüçözüm bulamamanın sıkıntısını yaşıyorlar.Büyüme bazı gelişmekte olan ülkelerde istikrarkazandıysa da, gelişmiş ülkelerde gerek bireylerin,gerekse de firmaların borçlarını azaltma çabası;yüksek işsizliğin belirsizlik havası yaratması, bunedenle hane halklarının harcama yapmaktan çekinmesi,hükümetlerin bankaları kurtarma operasyonlarınapara saçtıktan sonra kemerleri sıkmayayönelmesi bir türlü istikrarlı bir büyüme temposuyakalanamamasına neden oluyor. Küresel efendiler,G-20 de dahil, çok ciddi ekonomik, toplumsal ve siyasisonuçları bulunan krizden inandırıcı ve tutarlıbir çıkış yolu bulamıyorlar.Küresel büyüme 2011’in sonunda yavaşlama eğiliminegirdikten sonra, 2012’de de bu süreç devamediyor. UNCTAD (Birleşmiş Milletler Ticaret ve KalkınmaKonferansı) 2012 sonunda dünya ekonomisinin%2.5 büyüyeceğini tahmin ediyor. Japonya depremve tsunami felaketinin yaralarını sarmak içinyürüttüğü yeniden imar faaliyeti sayesinde yüzde2.2 büyürken, ABD’de 2011’in yüzde 1.7 büyümesininardından 2012’de bir çentik sıçramayla yüzde2.0’lık bir büyüme bekleniyor. En büyük ekonomiksarsıntının yaşandığı AB Bölgesi'nde ise ekonomininyüzde 0.3 topyekun daralacağı tahmin ediliyor.AB’nin büyük ekonomilerinden Almanya ve Fransadüşük de olsa pozitif büyüme sergilerken (sırasıylayüzde 0.9 ve 0.3), İtalya ve İngiltere küçülecek(sırasıyla yüzde 1.9 ve 0.6). Dünyanın büyümemotorları Çin ve Hindistan’da ise bir tempo kaybıgözleniyor. 2011’den 2012’ye Çin’in büyümesi yüzde9.2’den 7.9’a, Hindistan’ın büyümesi ise aynıdönemde yüzde 7’den 6’ya gerileyecek. GOÜ’lerdeözel tüketimin teşvikine ve ücret artışlarına hızveren ekonomilerin daha iyi performans sergilediğigözleniyor. Örneğin Latin Amerika’da büyüme biraztavsasa da, 2012’de yüzde 3.5’luk bir temponunsürdürüleceği anlaşılıyor. Bir dönemlerin acılı coğrafyasınınyüzünü güldüren, reel ücretlerin artışı veözel sektöre açılan kredilerdeki sıçrama. Kamu harcamalarınınartırılması, son dönemde Brezilya’dadolaylı vergilerin aşağı çekilmesi adımlarını da gözardıetmemek gerek.Avro Bölgesi'nin ise içine düştüğü kısır döngüdenbir türlü kurtulamadığı ortada. Avro Bölgesi’nin 5müzmin sorunlu ülkesi (İrlanda, ispanya, İtalya, Yunanistan,Portekiz) kamu borçlarını çevirmekte zorlanıyorlar.Eski borçlarını kapatmak için borçlanıncadaha da yüksek faizlerle karşılaşıp, borç girdabınınderinliklerine sürükleniyorlar. Almanya, kendisinihiperenflasyona, Nazi idaresine ve sonunda 2.DünyaSavaşı’ndaki trajediye sürükleyen süreci toplumsalhafızasından bir türlü silemediği için, merkez bankasıBundesbank’a hükümete borç vermeyi yasaklamıştı.Avrupa Merkez Bankası da (AMB) bu modelçerçevesinde kuruldu. 2011 sonunda olduğu gibiAvrupa bankacılık sistemine yüzde 1 faizle cömertçekredi dağıttı. Onlar da bu paranın bir bölümüylesıkıntılı ülkelerin kamu kâğıtlarını alarak piyasalarıbiraz rahatlattılar. Ama kendileri yüzde 1’le borçlanırken,bırakın Yunanistan’ı, İtalya ve İspanya’nınancak yüzde 6’nın üzerinde faiz oranlarıyla kamukâğıtlarını satabilmeleri onları içinden çıkılmaz birbatağa sürüklüyor.AMB başkanı 2012 yazında sakıntılı ülkelerinkamu kâğıtlarını piyasalardan mebzul miktardaalabileceğimi duyurdu. Ama bu olanaktan yararlanmakisteyenler, Yunanistan’da ismi küfür gibi anılanTroyka’nın (IMF-AB-AMB üçlüsü) kemer sıkma programınarazı olacaklar. Okkanın altına ilk gidecek ülkeninİspanya olacağı anlaşılıyor. Bir dönem Türkiyede dahil, Latin Amerika ve Asya ülkelerini inim iniminleten neoliberal reçeteler şimdi de Avrupa’nınçevre ülkelerine uygulanıyor. Son gösteriler Yunanistanve İspanya’da halkın yaşam koşullarını kötüleştiren,kendilerine kabus yaşatan bu programakolay kolay boyun eğmeyeceğini gösterdi. Anlaşılan,yaz sıcakları geride kalırken Avrupa’da meydanlar,sokaklar ısınacak, güçlü bir toplumsal direniş dalgasıgözlenecek.• EKONOMİBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 19


• EKONOMİBüyüme Hız KestiHükümet, Orta Vadeli Program’da 2012 yılı içinyüzde 4’lük bir büyüme öngörmüştü. Aynı belgede2013-2014 yılları içinde büyüme tahmini yüzde 5’ti.2011’deki yüzde 8.5’luk büyüme performansının ardındanekonomi inişe geçti. Hızlı yavaşlama sinyali2012’de yüzde 4’lik büyüme hedefinin de tutturulamayacağınıgösteriyor. Dahası, büyüme bir kez ivmekaybettikten sonra, izleyen iki yılda da yüzde 5 hedefinintutturulması zorlaşıyor.2012’nin ilk çeyreğinde yüzde 3.3 büyüyen Türkiyeekonomisi ikinci çeyrekte ancak yüzde 2.9’lukbir tempo yakalayabildi. Böylelikle 2012 ilk yarısındageçen yılın aynı dönemine göre ancak yüzde3.1’lik bir büyüme sergilendi.Büyümenin alt kalemlerine indiğimiz zamandaha vahim bir tabloyla karşılaşıyoruz. Sektörelbazda, kilit nitelikteki, başka sektörlere istihdamyaratmada da önemli rolü bulunan inşaat sektörüadeta durma noktasında. Sektör birinci çeyrektekiyüzde 2.7’lik büyümenin ardından, ikinci çeyrekteancak yüzde 0.4 kıpırdayabilmiş. İç talebin hız kesmesiyleticaret sektörü de yılın ilk iki çeyreğindesırasıyla yüzde 0.8 ve 1.5’luk büyüme kaydedebilmiş.İmalat sanayi ve ulaştırmada ise yılın ilk yarısındayüzde 3.2 ila 4.5 oranında daha tatminkarbir büyüme performansı ortaya çıkmış. Bu sektörelfarklılığın nedenlerini bulabilmek için harcama yöntemiylehesaplanan verilere bakmak gerekiyor.Harcamalar bazında GSYH büyüme hızlarına gözatınca, iç talebin durma noktasına geldiği net birbiçimde fark ediliyor. 2012’nin ikinci çeyreğindetoplam tüketim sadece yüzde 0.2 artmış. Kamudayüzde 4.4’lük bir genişleme görülürken, özel tüketimgenişlemek bir yana, yüzde 0.5 gerilemiş. Kısacatek tek yurttaşlar ve özel şirketler tüketimleriniazaltmışlar. Tüketim yavaşlarken, sabit sermayeyatırımları tamamen durmuş. Kamu yatırımlarındayüzde 4, özel sektör yatırımlarında yüzde 7.9’lukbir düşüş gözlenmiş. Özel sektör makine-teçhizatyatırımlarındaki düşüş yüzde 11.6’ya kadar varmış.Stoklar yüzde 0.8 düşerken, toplam nihai yurt içitalep düşüşü 2012’nin ikinci çeyreğinde yüzde 1.8’eulaşmış. Peki tüm harcama gruplarında gerilemevarken, GSMH 2012’nin ikinci çeyreğinde düşük deolsa, nasıl yüzde 3.2’lik bir büyüme yakalamış?Sorunun cevabı dış ticarette yatıyor. Türkiye netmal ve hizmet ihracatını artırarak, 2012’nin birinciçeyreğinde büyümeye 4.6, ikinci çeyreğinde iseyüzde 5.7 katkı yapmasını sağlamış. Özetle, yurtdışınadaha fazla mal ve hizmet ihracatı yaparken,yurtdışından daha az mal ve hizmet almışız. Türkiyehâlâ dış ticaret açığı veriyor, ithalatımız ihracatımızınçok üstünde seyretmeye devam ediyor. Amabiri artarken, diğeri azalınca; büyümeye net katkıyapmış oluyor. Rakamlar ihracatın yılın birinci çeyreğindeyüzde 12.4, ikinci çeyreğinde yüzde 14.2arttığını, buna karşın ithalatın sırasıyla yüzde 0.7ve yüzde 3.5 gerilediğini gösteriyor. Dünyada özelliklede Türkiye’nin bir numaralı ihracat kapısı AvroBölgesi’ndeki durgunluğu göz önüne alırsak, netihracat yoluyla büyümenin sınırlarına gelindiğini,2012’nin ikinci yarısının daha da çetin geçeceğinikolaylıkla söyleyebiliriz. Bu arada büyümenin altınihracatından kaynaklanan hayali boyutunu hatırlatalımve bu rakam düşülünce gerçek büyüme rakamınındaha da aşağılarda gerçekleştiğini ekleyelim.Değerli iktisatçı Mustafa Sönmez’e göre büyümeninstop etmesinin en önemli nedeni, aile harcamalarınınbıçak gibi kesilmesi. Hane halklarınınönce borçlarını artırmaları, borca battıktan sonrada kabuklarına çekilmeleri!Gerçekten de son yılların büyümesinde anarüzgâr hane halkı tüketim harcamaları. Özellikleotomotiv, konut, beyaz eşya satın almaları ile ithalatve ithalata bağımlı sanayi büyümesi yükünütuttu. Ama bu tüketimin borçla-harçla, kredi ileyapıldığı unutulmamalı. Tüketici kredileri, kredikartı borçlanmaları ve borcu borçla kapatmak içinbaşvurulan ihtiyaç kredileri hızla tırmandı. Tüketicikredilerinin bakiyesi Ağustos 2012 sonu itibariyle183 milyar liraya, kredi kartı borçları 66 milyar lirayayükseldi. Tahsili gecikmiş kredi kartı ve tüketicikredisi borçları, tüketici finansman şirketlerineolan borçlar, takipteki tüketici finansman alacakları,TOKİ’ye olan borçlar, bankaların varlık yönetimşirketlerine sattıkları donuk kredi alacakları da hesabakatıldığında, ailelerin borçlarının Ağustos 2012sonunda 280 milyar liraya yaklaştığı tahmin ediliyor.2011 sonunda bu borç 252 milyar TL idi. Bugün ailelergelirlerinin yüzde 55’inin üstünde bir borç yüküaltında görünüyorlar. TÜİK’in Gelir ve Yaşam Koşullarıanketini yanıtlayan ailelerin yüzde 62’si, konutalımı ve konut masrafları dışında borç ve taksit ödemeleriolduğunu, borçlu olanların yarısına yakını daborç ve taksit ödemelerinin kendilerine çok yük getirdiğinibelirtmişler… İki yıl boyunca büyümeye engüçlü desteği veren iç tüketimin 2012’de bıçak gibikesilmesi, artan borç yükü ile ilgilidir… (MustafaSönmez, Cumhuriyet 24 Ağustos 2012).Türkiye’nin de finansallaşma sürecinden payınıalması, sade yurttaşların finansal manivelalar yoluylagelirlerinin ötesinde bir harcama gücüne ulaşmalarıoyununda yolun sonuna gelinmiş görünüyor.20BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


Peki bu durumda biraz nefes almak nasıl mümkünolabilir? Prof.Dr. Korkut Boratav’a göre, yine dış talebebel bağlamaktan başka çıkar yol görünmüyor:“Bir kez daha ekonominin seyri, uluslararası gelişmelerebağlı kalacaktır. ABD ve AB merkez bankalarılikidite pompalamalarına yeniden başlarlarsa,“komşuda pişen bize de düşecek”, ekonomi canlanabilecektir.Yunanistan-İspanya sorunları tıkanırve finansal gerginlikler yoğunlaşırsa, Türkiye ekonomisiküçülme patikasına sürüklenebilecektir.” (SolPortal, 16 Eylül 2012)Gelir Dağılımı Bozukluğu Aynen SürüyorTÜİK’in açıkladığı verilere göre, Türkiye’de enyoksul yüzde 10’luk kesim gelirin sadece yüzde2.2’sini alırken, en zengin 10 ise yüzde 31.3’ünekonuyor. Nüfusun ilk yüzde 50’si gelirin dörtte birininaltında, toplam yüzde 23.4’üne sahip olabiliyor.Nüfusun en yoksul yüzde 60’ının toplam geliri, ancaken zengin 10’a erişebiliyor. 2006-2011 arasındakiveriler ülkemizdeki gelir uçurumunda zamaniçerisinde belirgin bir değişim kaydedilmediğinigösteriyor.Türkiye OECD ülkeleri içerisinde Meksika’dansonra gelir dağılımı en bozuk ülke. Ama bu çarpıklıkadeta kanıksanmış gibi görünüyor. Çünkü TÜİK’inanket sonuçlarına bakılırsa halkın yüzde 62.1’i mutluolduğunu söylüyor. Yüzde 28’lik bir ara kategorininyanında, nüfusun yalnızca yüzde 9.9’u mutsuzluğunuvurgulamaktan çekinmiyor.Bazı sosyal göstergelere bakınca;- Nüfusun yüzde 59.6’si kendi konutunda oturuyor.- Yüzde 41.6’sının çatısı sızdırıyor.- Yüzde 26.7’sinin odaları güneş görmüyor.- Yüzde 23.7’si konut masraflarını çok ağırbuluyor.- Yüzde 60.2’si yeni giysi alabiliyor.- Yüzde 13.5’i evden uzakta bir hafta tatilyapabiliyor.- Yüzde 67.6’sı beklenmedik harcamaları karşılayamıyor.- Yüzde 38.2’sinin borcu bulunmuyor.2007 ile 2011 verilerini karşılaştırınca, muhtemelengiysi fiyatlarının ucuzlamasının etkisiyle sadeceyeni giysi alabilenlerin oranında yüzde 15’eyakın bir iyileşme gözleniyor. Buna karşın kadınlarınyüzde 64.6’sı, erkeklerin yüzde 59.5’i mutlu olduğunuifade ediyor. Bu durumu medya ortamının çizdiğipembe tabloya, toplumsal muhalefetin etkisizliğinebağlamak mümkün. Yine aynı veriler 2011 itibariylenüfusun yüzde 16.1’inin yoksulluk sınırınınaltında bulunduğunu gösteriyor. Gelir dağılımı bozukluğutüm dünyada önemli bir sorun olmaya devamediyor. UNCTAD 2012 yıllık raporunu bu temayaayırmış. Gelir dağılımı bozukluğunun azaltılmasınayönelik ekonomi politikası önerileri de geliştirmiş.UNCTAD’a göre, bir kez gelir dağılımı bozulmasıekonomileri şoklara daha dayanıklı yapmıyor. Aksine,üretkenliğin altındaki ücret artışları ve iş güvencesininazalması iç talebi istikrarsızlaştırıyor. İçtalebin yetersizliğini hane halkı borcunu artırarakveya borsa ve konut balonlarıyla gidermeye çalışanzihniyet, krizlere neden olabiliyor.Gelir dağılımı bozukluğunu gidermeye yönelikönlemler, emek piyasasının uygun işlemesini sağlamalıdır.Birincisi, ücret artışı, mümkünse asgariücret artışı üretkenlik artışının gerisinde kalmamalıdır.İkincisi, bu artışlar enflasyona göre ayarlanmalıdır.Üçüncüsü, eşit işlere eşit ücret ödenmeli,bu husus tek tek firmaların insafına bırakılmamalıdır.Türkiye’nin ekonomi politikalarının da bu ilkelerdoğrultusunda şekillenmesi hem gelir dağılımıbozukluğundan mağdur duruma düşen kitlelerinyaşam koşullarını iyileştirebilir, hem de ekonominingenel performansını olumlu etkileyebilir.Tablo: Türkiye’de gelir Dağılımı (%)2007 2008 2009 2010 20111 Yüzde 10 2.2 2.2 2.1 2.2 2.22 Yüzde 10 3.6 3.6 3.5 3.6 3.63 Yüzde 10 4.7 4.6 4.6 4.7 4.84 Yüzde 10 5.9 5.7 5.7 5.9 5.85 Yüzde 10 7.0 6.9 6.9 7.0 6.910 Yüzde 10 31.6 30.9 32.2 30.9 31.3Sonunda Bütçe de BozulduAKP hükümetinin ekonomi politikaları tartışılırkenen büyük övünç kaynağı bütçe açıklarının aşağılaraçekilmesiydi. Hükümet sözcüleri lafa “malidisiplinle” başlar “mali disiplinle” bitirirdi. Gerçektende ekonominin hızlı büyüme kaydettiği yıllardabütçe dengesi tutturulmuştu. Küresel kriz öncesinde2006’da bütçe açığı GSMH’nin yüzde 0.6’sınakadar çekilmiş, 2009’da küresel krizin en şiddetlehissedildiği yılda yine yüzde 5.5’luk bir açık kaydedilmişti.2011’de ise yüzde 1.3’lük bir açıklabütçe performansı tekrar iyileştirilmişti. ÇünküTürkiye’de benzeri görülmemiş bir kamu maliyesirejimi uygulanıyordu. Bütçenin vergi gelirleri içerisindeaslan payı dolaylı vergilere aitti. Örneğin2011 yılında 169 milyar TL’lik vergi gelirlerinin 68milyar TL’sini dahilde alınan ÖTV ve KDV gibi dolaylıvergilere, 34 milyar TL’sini ise dış ticaretten• EKONOMİBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 21


• EKONOMİalınan vergiler oluşturmuştu. Gelir, kâr ve sermayeüzerinden kazanılan gelirden alınan vergiler ise, sadece51 milyar TL’de kalmıştı. Kaldı ki bu vergilerinönemli kısmı da, “bordro mahkûmu” diye anılan ücretliçalışanların cebinden çıkıyordu.Haliyle ekonomi hızlı büyüdüğü, iç talep canlılığınıkoruduğu sürece vergi gelirleri de artacak, yapılanharcamalardan kesilen vergiler maliyeyi ayaktatutacaktı. 2012’de daha önce irdelediğimiz gibiekonomi yavaşlayınca haliyle vergi gelirleri de düştü.Ekonomide büyüme oranı yavaşlayınca, bütçegelirleri de geriler, buna karşın işsizlik, yoksulluk,meslek edindirmeye ilişkin sosyal harcamalar artar.Özel kesimin harcama ve yatırımlarında durgunlukgözlenirken, kamunun bu durumda açık vermesine“kendiliğinden istikrar mekanizması” adı verilirve doğal karşılanır. Hatta bu yıl dünya ekonomisiyavaşlama eğilimine girip, dış talep yavaşlayıncaBrezilya gibi bazı ekonomiler dolaylı vergileri aşağıçekip ekonomiye hız verme çabasına girişti. Bunakarşın Türkiye ekonomisi cari açığı finanse edebilmekiçin tümüyle sıcak para akımlarına bağımlıolduğu için, uluslararası sermayeye güven vermektelaşıyla “mali disiplin” refleksi devreye girdi; hükümetzamlara sarıldı. Hükümet içinden EkonomiBakanı Zafer Çağlayan’ın itirazları da para etmedi,“fren, gaz, balata” nidaları arasında zamlar gündemeoturdu. Akaryakıt ürünlerine, tapu harçlarına,alkollü içkilere, sigara ve doğal gaza zam yapıldı.Motor silindir hacmi 1600 cc’yi geçmeyen araçlarınÖTV oranı da yüzde 37’den 40’a çıkarıldı. İletişimvergilerinin artırılmasının da gündemde bulunduğuifade ediliyor. Hükümet, servetten ve sermaye gelirlerindenvergi almaya niyeti bulunmadığı, eğerböyle bir hamle yapsa bile gelirlerin maliyenin kasasınagirmesi zaman alacağı için yine dar gelirli,sade yurttaşın cebine el attı.Bütçe konusu gündeme gelmişken bazı yapısalsorunların üzerinde durmakta da yarar var. Birincisi,Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bütçedenyapılan aktarımlar en önemli gider kalemi olmayısürdürüyor. SGK’ye bütçeden yapılan aktarımlardaha 2012’nin ilk yarısında 34 milyar liraya ulaştı.Sağlıkta Dönüşüm adı altında sağlığın, özellikleyandaş kesimlere rant aktarılan bir kâr kapısı halinegetirilmesinin yükünü ekonomi artık taşıyamıyor.İkincisi, personel ödemelerinde gözlenen 7.9 milyarlira artış kamu çalışanlarının ve emeklilerin maaşlarınıniyileştirilmesinden değil, memur sayısının 263bin artışından kaynaklanıyor. Bu memurların çoğugüvenlik kadrolarının şişirilmesi kapsamında işealınmış. Üçüncüsü, Çiğdem Toker’in Akşam gazetesindekiyazısında vurguladığı gibi, bütçeden silah,araç, gereç ve mühimmata yapılan harcamalardaoransal olarak korkunç bir artış var.Özetle, bu bozuk maliye rejimiyle, ekonomi yavaşladıkçabütçe hükümetin başını ağrıtmaya, ülkeninen önemli sorunlarından biri olmaya devamedecek.İşsizlik Verileri Gerçeği Yansıtıyor mu?TÜİK’in son verilerine göre Haziran 2012 itibariyleişsizlik yüzde 8.0’e, tarım dışı işsizlik ise yüzde10.2’ye gerilemiş durumda. Haziran 2011’de işsizlikrakamının yüzde 9.2 olduğu hatırlanırsa, işsizliktebir azalma söz konusu. Ne var ki bu rakamlara neölçüde bel bağlayabiliriz? Türkiye Devrimci İşçi SendikalarıKonfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR) tüm bu verileri sorgulayan bir değerlendirmeyayınladı. Araştırmada özetle şu noktalar vurgulanıyor:1) İşsiz sayılmayan umudu kesik işsizlerin sayısıve ev içi emeğin görünmez olması Türkiye’deişsizliği olduğundan düşük gösteriyor.2) AB ülkelerinin işgücüne katılım oranı yüzde68.7. Türkiye’ninki ise özellikle kadınların işgücüdışında kalması nedeniyle yüzde 50.8. Bu da işsizliğidüşük gösteriyor.3) Umudu olmadığı için son üç aydır iş aramakanallarını kullanmayanları dahil ettiğinizde işsizlikoranı yüzde 13.2’ye yükseliyor.4) Gençler arasında işsizlik daha yüksek. Resmiolarak yüzde 15.7 olan genç işsizlik oranı iş aramayanlareklenince yüzde 24.4’e ulaşıyor.5) Kadınların işgücüne katılım oranı yüzde30.6 düzeyinde. Lise ve üzeri eğitime sahip kadınlarerkeklere göre 2.3 kat daha fazla işsizlik gerçeğiyleyüzleşiyor.6) Kayıt dışı istihdam erkeklerde 275 bin azalırken,kadınlar için 676 bin artmış durumda.7) Tarım sektöründe üretim kayda değer birartış göstermezken, istihdam 1 milyon 7 bin kabarmışdurumda.8) Güvencesiz çalışma hızla yaygınlaşıyor.2009 Haziran’ıyla kıyaslanırsa geçici çalışanlarınsayısı yüzde 35 artarak, 2 milyon 162 bine yükseldi.Sonuç olarak, Türkiye’de işsizlik sorunu resmiistatistiklerin yansıttığından daha ağır, özellikle kadınlarve gençleri etkileyen bir biçimde yaşanmaktadır.22BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


KitapKörleşmeAli İrfan YILMAZSMMMElias CANETTIRoman kahramanlarından hiç birisi birdiğerine şefkat ve yakınlık duymamaktadır.Diğerini tiksinti derecesinde küçümseme,çıkar beklentilerine göre tavır alma ve kendien aşağılık duygularına yer açma çabaları,ana temayı oluşturmaktadır. Yazar insanlığıişgal etmiş bu yönleri kurgulamasıyla,toplumsal gerçekliğin haşince sergilemesiniyapmaktadır. Her karakter diğerlerine körleşmiş,sayrı derecesinde kendi tutkularınınpeşindedir. Naif, romantik duygular, sevecenliklerhissedilmez derecede itelenip gözardı edilmiş; bunların yok olduğu sanısıylainsan derin bir ürperti içine düşüvermektedir.Profesör Kien için kitapların kitap olarakanlamı, horoz için inci misalindedir.Kien’in bütün servetini ve hayatını adadığıkitaplarına bir çocuğun oyuncaklarına baktığıanlamda bakmaktadır.“Düşmanları, savunmasız kitaplara saldırmak için buanı beklemekteler; dikkatli ol, aman dikkat! Başarıyor. Şansıyaver gitti. Şimdi ayakta duruyor. Bu yaratıklar da nerede?İyisi mi hiç sağa sola bakınmamalı; birinin dikkatiniçekebilir. Odanın ta öbür ucuna dönen ürkek ve ölçülü bakışları,bıçak ve yumurtalarla birbirlerine saldıran bir insanlaryığını üzerinde durdu şimdi. Şimdi onların yabanıl çığlıklarınıduyuyor. Kien onları anlayamaz. Anlasaydı, onlarda onuanlarlardı belki.”(s.229).Toplumdan süzüp aldığı en küçük empati duygusundan yoksun,katı kalıplar içindeki kendi gerçeklerinin dünyaya hakimolduğunu sanan kişileri özellikle seçip, bu yapılarının neden olduğuçapraşık yaşamlarını sergilemektedir. Profesör Kien tümkadınlardan nefret etmesine karşın, kitaplarının korumasını vetemizliğini yaptırdığı son derece sıradan, cahil, açgözlü ve bencilbiri olan hizmetçisi Therese ile evlenir. Kadın nesi var nesiyok her şeyini elinden almaya çalışır ve alır da...“O denli cahildi ki, Kien salt onun konuşmasını anımsadığında,içinden kusmak geliyordu. Therese’ye yardım edebilmesiolanaksızdı. İnsan dünyaya aşk için gelmez. Kien de biraşk evliliği yapmamıştı. Kitaplarına iyi bakılmasını istemiş,Therese’yi de bu iş için uygun bulmuştu. (…) Şimdi karısınıeskiden olduğundan daha iyi anlamaya başlamıştı. Ne yazıkki yaşlıydı ve bu kadından bir insan yaratmak için vakit artıkçok geçti.”(s.155, 175).“Kalan parasının ne kadar az olduğunu Therese’ye belgelerlekanıtlarken, Kien’in gösterdiği sevinç, Therese’ninbüyük bir bunalıma düşmesini önledi. (…) Kien, vaktiyle kendisinene kadar miras kalmış olduğunu karısına gösterdi.”(s.178),Para ve mala karşı duyulan tutkulu bir aşkla teslim alınmışötekine düşman bir insanlık üzerinde kurulmuş düzenin faşizmdenbaşka bir şey olmayan; küçük bir aile içinde “bu aşkın”neden olduğu çetrefilli haller, tüm bir dünyanın kopyası olarak,kasvetli bir yaşam sunmaktadır. Okuyucuyu farkında olmadanolayların içine çekip sergilediği olaylarda adeta bir ibret gösterisininiçine dahil etmektedir.İnsanların bu derece aşağılanmasıyla, uygarlığın yıkılışı içiçe olmaktadır. Nitekim yazarın kişileri Nazizme zemin olan birtoplum içindeki seçkilerinden ibarettir. Ahlaki değerlerden biriz bulunmayan sergilemeler, içinde Nazizmi besleyen toplumunen olgunlaşmış halinden alınmadır. Profesör Kien’in çevresindekiherkesi cahil görüp aşağılayan bakışlarına karşın, yazar tarafındankendisine ironik bir yaşam kurgulanarak adeta onun nezdinde,toplumun benzer karakterleri cezalandırılmıştır. NitekimNaziler de bunu görmüş; 1935’te yayımlanan kitap, kısa bir süresonra Nazi yönetimi tarafından yasaklanmıştır.“İçimizi kemiren yıkım, insanın iliğine işlemiş olan acımasızlıktır,tümümüz, bu zehirle can vereceğiz.Bizden sonra geleceklerin vay haline!Onların işi bitik; bizden bir milyon inançşehidi ile ikinci milyonu tamamlamaklakullanacakları işkence aletlerini devralacaklar.Hiçbir yönetim bu kadar azizedayanamaz. (…) Yakınacak yerde yardımetmek mi? Gözyaşları yerine eylem mi? Nasılvarılabilir o noktaya? Kimden sorulacakburaları? İnsan kör geçer yaşam yollarından.Çevremizde korkunç yoksulluğun nekadar azını görüyoruz aslında! Utancındankekeleyen, uyurgezer gibi konuşan, kendiürkünç sözcüklerinin yükü altında adeta yıkılan,bir rastlantı sonucu karşılaştığınız,yüreği yerli yerinde kalmış bir cüce, olanıbiteni anlatmasaydı, işlenen bu günahı, budönüşü olmayan, hayvansı ayıbı, bu yıkımve kokuşmuşluk örneği tiksinç olayı örtenperdeyi nasıl kaldırabilirdiniz?”(s. 254).Belki de tek umut, tüm çıkarcılıklar, zorbalıklar, aşağılıkların,insanlığın kabul edemeyeceği çirkinlikteki nefretle tepinerekçukurlaştırdığı yerde gömülüp gitmesi… Tüm ahlaki değerlerindenarındırıp sergilediği insanlık hallerinden sonra, kitletanımıyla ideal gerçeklik ortaya konulmaktadır.“Adına yaşama kavgası denen kavgayı, karnımızı doyurmakve sevebilmek uğruna olduğu kadar, içimizdeki kitleyiöldürmek uğruna da veririz. Kimi koşullar altında bu kitle,bireyi bencillikten tümüyle uzak, dahası kendi yararlarınaaykırı davranışlara götürebilir. “İnsanlık”, bir kavram olarakbulunmazdan ve sulandırılmazdan çok önce, kitle olarakvardı. Bu kitle vahşi, coşkun, kocaman ve sımsıcak bir hayvangibi hepimizin içinde, anasal etkilerin uzanabildiğindençok, çok daha derinlerde bir anafor gibi kaynar. Kitle yaşınakarşın, dünyanın en genç hayvanı en öz yaratığı, ereğive geleceğidir. Onun üzerine hiçbir bilgimiz yok; hala birerbirey olduğumuz varsayımıyla yaşamaktayız. Kimi zamankitle, gök gürültülerinden örülü bir fırtına, içinde her damlanınyaşadığı ve aynı şeyi istediği coşkun bir okyanus gibisaldırır üzerimize. Bu saldırının hemen ardından parçalanıpgitme alışkanlığını henüz koruduğu için, fırtına geçince yinebiz olarak, zavallı ve bırakılmış şeytancıklar olarak kalırız.(…) Bir gün gelecek, kitle artık parçalanmaz olacak; belkiönce bir ülkede başlayacak bu gelişme, sonra orayı çıkışnoktası yapıp çevresinde ne varsa yutarak ilerleyecek; ta kiartık Ben, Sen, O kavramları değil, ama yalnızca kitle varolacağından,kitlenin varlığına ilişkin tüm kuşkular ortadankalkana dek.”(s. 460-461).Körleşme: Yaşadığımız yüzyılın en önemli romanı sayılmaktadır.Ahmet Cemal tarafından dilimize çevrilmiş, Payel Yayınevitarafından basılmış 518 sayfadan ibarettir.Elias Canetti: 25 Temmuz 1905’de, Yahudi bir ailenin çocuğuolarak Rusçuk’ta doğan Elias Canetti, babasının 1912 yılındavefat etmesiyle ailesiyle Viyana’ya gitmiştir. 1924 yılında CanettiAlmanya’da liseden mezun olur ve kimya eğitimi görmekiçin Viyana’ya döner. Viyana’da geçirdiği yıllarda ise ömür boyuen büyük tutkusu olacak edebiyatla ilgilenmeye başlar. ViyanaÜniversitesinden 1929 yılında kimya lisansını tamamlayarakmezun olur. Daha öğrenciyken yazmaya başlamış ve Viyana’dakiedebiyat çevrelerine girmiştir. Nazilerin Avusturya’yı işgal etmesindenkısa bir süre önce Paris’e, Paris’ten Londra’ya geçti.1970’lere kadar İngiltere’de yaşadı. 1994 yılında hayatının son20 yılını geçirdiği Zürih’te öldü.Körleşme dışında yazarın dilimize çevrilmiş diğer kitapları:Kulaktaki Meşale, Kitle Ve İktidar, Marakeş’te Sesler, ÖbürDava-Kafka’nın Felice’ye Mektupları Üzerine, Gözlerin Oyunu,Sözcüklerin Bilinci, İnsanın Taşrası.• KİTAPBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 23


iirAlaattin ARMANSMMM• ŞİİRBehçet AYSANBehçet AYSAN 1949 yılında Ankara'da doğdu. SelimiyeAskeri Ortaokulu ve Kuleli Askeri Lisesi'ndeokudu. 1968'de Ankara Tıp Fakültesi'ne askeri öğrenciolarak girdi. 12 Mart döneminden sonra politik nedenlerleara vermek zorunda kaldığı tıp öğrenimi sırasındaçeşitli işlerde çalıştı. Mezun olduktan sonra İzmit'etayin oldu. Ankara'da psikiyatri ihtisası yaptı. SSKYenişehir Dispanserinde doktor olarak çalışmaktaydı.1993 yılında yobazların Sivas’ta yakarak öldürdükleri37 aydın insanla birlikte can verdi.Aynı yıl içerik düzenlemesini Adviye Aysan'ın yaptığı,Kayıhan Keskinok resimleriyle süslenen Aysan'ınşiirlerini ve fotoğraflarını içeren, EdebiyatçılarDerneği'nin yayımladığı Behçet Aysan Kitabı çıktı. ÜçKardeştiler (1995) adlı bir radyo oyunu var. Eren Aysanve Salih Bolat'ın birlikte hazırladığı Deniz Feneri (BehçetAysan Kitabı) 2006'da yayımlandı. Türk TabipleriBirliği tarafından 1995 yılında Behçet Aysan Şiir Ödülüverilmeye başlandı.İlk şiirleri Türk Dili ve Yusufçuk dergilerinde yayımlandı(1979). Ardından şiirleri Yarın, Tan, Yazın, Varlık,Düşün, Broy, Milliyet Sanat, Gösteri, Sanat Rehberi,Su dergilerinde çıktı. 1983'te Yaşam İçin Şiir dergisininçıkışına ve Üç Çiçek Yayınları'nın kuruluşuna katıldı.Sesler ve Küller ile 1984 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü'nü;Eylül ile 1986 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nü; DenizFeneri ile 1986 Abdi İpekçi Barış ve Dostluk Ödülü'nüaldı.Beyaz Bir Gemidir Ölümsen bu şiiri okurkenben belki başka bir şehirde olurumkötü geçen bir güzüve umutsuz bir aşkı anlatanrüzgarla savrulankağıt parçalarına yazılmışdağıtılmamış bildiriler gibiuzun bir yolculuğa hazırlananyalnız bir yolculuğa.çünkü beyaz bir gemidir ölümsiyah denizlerin hep çağırdığıbatık bir gemisönmüş yıldızlar gibidiryitik adreslere benzer ölümyanık otlar gibi.sen bu şiiri okurkenben belki başka bir şehirde ölürümDağılan Gülne söylersen söyle bu aşk ikimizindiikimizindi bir zamanlar aynı gökyüzübir samanın tutuşması gibi olan şeybiraz erzurumdu biraz rize biraz mardingeniş, dingin, sürekli bir yurt gibi.ne söylersen söyle rüzgardan duyandüşleri çağıran iri siyah gözleriyleve yanı başımızda mutlu kalan ne var kibelki bir kuş akşamın ölü ağzındakisadece güldür dağılmış ayaklanmaya.ne söylersen söyle ruhum bağırıyoracı içinde bağırıyor giden her şeyeuzak kapıların ses verip çağırmadığımutsuzluk değil mi biraz da şarkıdırüzgün, kırık, iri bir gül gibi kanayan.ne söylersen söyle bir gün yiteceğizçam seli halinde kalabalık bir ormanalıp götürecek bizi kuytu ölümlereyaşamanın anlamını sorsam da söylemekonuştukça bir gemi açılıyor kıyıdanİpekten GeceGitme Kal , Leylaklarİpince ipekten gecehışırdasa yırtılır gibiçalıyor sessizliğin kampanasıdışarıda, afiş asıyor çocuklaruzaktan silah sesleri geliyorkal diyor, bir kadın sesigitmekal,ve patlamaya hazırlanıyorleylaklar…kalbim de.KAYIPLARIMIZÜyelerimizden, Yıldız Ayşın Aplan 24.06.2012, Hüsmen Bakkaloğlu 04.07.2012, İsmet Diler 16.07.2012,Alper Oba 17.07.2012, Turgut Vatangül 03.09.2012, tarihinde vefat etmiştir.Yakınları ve dostlarına başsağlığı ve sabır dileriz.24BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


FİNANSMAN GİDER KISITLAMASISalim KARADENİZVergi Başmüfettişi - E. Baş Hesap UzmanıI- GİRİŞBilindiği üzere, gelir vergisi ve kurumlar vergisiuygulamasında, bu konudaki istisnalar saklı kalmaküzere, vergi matrahının tespitinde gerçek kişilerinve kurumların gerçek ve safi gelirleri esas alınmaktadır.Bu bağlamda; mükelleflerin tutar ve mahiyetitibari ile kesinleşmiş gelirlerinden, söz konusukazançları elde etmek için katlandıkları giderlerindüşülmesi suretiyle tespit edilen matrah üzerindengelir veya kurumlar vergisi hesaplanmaktadır.Ancak; vergi sistemimizde, tütün ürünlerine ilişkinilan ve reklam giderleri ile telefon faturalarındayer alan özel iletişim vergisi gibi ticari kazancınelde edilmesine doğrudan katkısı olan bazı giderler,ekonomik veya sosyal mülahazalarla kazancın tespitindedikkate alınmamaktadır.Bu mahiyetteki vergi müesseselerinden birisi de,bazı farklılıklar ile 1996-2003 yıllarını kapsayan dönemdeuygulanan ve son olarak 6322 sayılı AmmeAlacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile BazıKanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ileyeniden getirilen “Finansman Gider Kısıtlaması”dır.Bu makalede, kanunen kabul edilmeyen gidermahiyetinde olan finansman gider kısıtlaması müessesesi,eski uygulamaya da değinilmek suretiyle,ayrıntıları ile açıklanmaya çalışılmıştır.II- ESKİ UYGULAMAA. Uygulama EsaslarıGelir Vergisi Kanunu’nun gider kabul edilmeyenödemeler başlığı altında düzenlenen 41 inci maddesine4008 sayılı Kanunla 1 eklenen 8 inci bentte,Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, dönem sonustoklarını son giren ilk çıkar yöntemine göre değerleyenveya amortismana tabi iktisadi kıymetleriniyeniden değerlemeye tabi tutanların, işletmedekullandıkları yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon,vade farkı, kar payı, kur farkı ve benzer adlar1 6 Temmuz 1994 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.altında yaptıkları giderler ve maliyet unsurlarınınbir kısmının gider olarak kabul edilmeyeceği hükmebağlanmıştı. Uygulama 1 Ocak 1996 tarihinde yürürlüğegirmişti.Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 inci maddesinin13 numaralı bendine göre bankalar, sigorta şirketlerive finans kurumları dışında kalan kurumlar daGelir vergisi Kanunu’nun söz konusu bendindekiesaslar çerçevesinde hesapladıkları giderleri kurumkazancının tespitinde indiremiyorlardı.Gelir Vergisi Kanunu’nun 41/8 ve Kurumlar VergisiKanunu’nun 15/13 maddelerinde düzenlenengider kısıtlamasına ilişkin uygulama; Vergi UsulKanunu hükümlerine göre, dönem sonu stoklarınıson giren ilk çıkar yöntemine göre değerleyen veyaamortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeyetabi tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerihakkında uygulanmaktaydı.Sanayi siciline kayıtlı imalatçıların imalat faaliyetlerindekullandıkları yabancı kaynaklara ait giderve maliyet unsurları için gider indirimi kısıtlamasısöz konusu değildi. Gelir ve Kurumlar VergisiKanunlarının gider kısıtlaması ile ilgili hükümleribankalar, sigorta şirketleri ile kurumlar vergisi mükellefiolan finans kurumları için uygulanmıyordu.İşletmede kullanılan yabancı kaynaklara bağlıolarak oluşan her türlü faiz, komisyon, vade farkı,kâr payı, kur farkı, factoring kuruluşlarına verilenıskonto bedelleri ve benzeri adlar altında yapılmışolan giderler ve maliyet unsurları gider kısıtlamasıuygulamasının konusunu teşkil ediyordu.Gider ve maliyet unsurlarından yatırım maliyetineeklenenler gider kısıtlaması kapsamı dışındakalmaktaydı.Gider kısıtlaması uygulamasına esas alınacakindirim oranı, o yıla ait yeniden değerleme oranının,ilgili kuruluşlardan alınan bilgilere göre MaliyeBakanlığınca o yıl için hesaplanan ortalama ticarikredi faiz oranına bölünmesi suretiyle hesaplanmaktaydı.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 25


• MESLEKİ YAZILARSöz konusu oran ilgili mükelleflerin yukarıda belirtilenfinansman giderlerine uygulanmakta ve bulunacaktutarın % 25’i matrahın tespitinde kanunenkabul edilmeyen gider olarak kabul edilmekteydi.B. Uygulamanın KaldırılmasıBilindiği üzere; 5024 sayılı Vergi Usul Kanunu GelirVergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi KanunundaDeğişiklik Yapılması Hakkında Kanun 2 ile, enflasyonmuhasebesi sistemin vergi mevzuatımıza “EnflasyonDüzeltmesi” adı ile girmiştir.Enflasyon Düzeltmesi müessesesi ile birlikte,mevzuatta yer alan bazı enflasyon koruması düzenlemeleride artık gerek kalmadığından kaldırılmıştır.Bu kapsamda, Vergi Usul Kanunu’nun emtiadeğerlemesine yönelik 274 üncü maddesi de değiştirilmiştir.Bu maddenin değişiklikten önceki metninde,mükelleflerin, satın aldıkları veya imal ettikleriemtianın maliyet bedelini son giren ilk çıkar (LİFO)yöntemini uygulamak suretiyle de tespit edebileceklerihükmü vardı.Emtia değerlemesinde son giren ilk çıkar (LİFO)yönteminin de uygulanmasını mümkün kılan bu hüküm,ilgili yöntemin enflasyon düzeltmesi müessesesinindevreye girmesi sonucunda işlevini kaybedeceğidüşüncesiyle kaldırılmıştır.Kanunun 2 nci maddesi ile Vergi Usul Kanunu’nun“Yeniden Değerleme” başlıklı mükerrer 298 incimaddesi “Enflasyon Düzeltmesi ve Yeniden DeğerlemeOranı” başlığı altında yeniden düzenlenmiştir.Yeniden değerleme müessesesi, getirilen enflasyondüzeltmesi müessesesi neticesinde, gerek kalmadığıiçin yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak, birçokkanunda yeniden değerleme oranına atıf yapılmasısebebiyle, oranın tespitine yönelik düzenleme muhafazaedilmiştir.Kanunun 10 uncu maddesi ile, Gelir VergisiKanunu’nun 41 inci maddesinin 8 inci bendi ile KurumlarVergisi Kanunu’nun 15 inci maddesinin 13üncü bendi yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusubentler, LİFO yöntemi uygulayanlar veya yenidendeğerleme yapanlarda finansman gider kısıtlamasınıdüzenlemekteydi.Yeni düzenleme ile kaldırılan son giren ilk çıkar(LİFO) yöntemi ve yeniden değerleme müessesesineparalel olarak, dayanaksız kalan finansman giderkısıtlaması uygulamasına da 1 Ocak 2004 tarihindeson verilmiştir.III- YENİ UYGULAMA2 30 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.A. Yasal ÇerçeveGelir Vergisi Kanunu’nun “Gider Kabul EdilmeyenÖdemeler başlıklı 41 inci maddesinde gider olarakindirilmesi kabul olunmayan ödemeler belirtilmiştir.Söz konusu maddenin birinci fıkrasının mülga(9) numaralı bendi, 6322 sayılı Amme AlacaklarınınTahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı KanunlardaDeğişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3 6 ncı maddesiile, aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.“Kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarınıaşan işletmelerde, aşan kısma münhasır olmaküzere, yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmedekullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz,komisyon, vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeriadlar altında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının%10’unu aşmamak üzere Bakanlar Kuruluncakararlaştırılan kısmı.Belirlenecek oranı sektörler itibarıyla farklılaştırmayaBakanlar Kurulu, bendin uygulanmasınailişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığıyetkilidir.”Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Kabul Edilmeyenİndirimler” başlıklı 11 inci maddesinde kurum kazancınıntespitinde kabul edilmeyen indirimler sıralanmıştır.Söz konusu maddenin birinci fıkrasına, 6322 sayılıKanunun 37 nci maddesi ile, aşağıda yer alan (i)bendi eklenmiştir.“Kredi kuruluşları, finansal kuruluşlar, finansalkiralama, faktoring ve finansman şirketleri dışında,kullanılan yabancı kaynakları öz kaynaklarını aşanişletmelerde, aşan kısma münhasır olmak üzere,yatırımın maliyetine eklenenler hariç, işletmedekullanılan yabancı kaynaklara ilişkin faiz, komisyon,vade farkı, kâr payı, kur farkı ve benzeri adlaraltında yapılan gider ve maliyet unsurları toplamının%10’unu aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca kararlaştırılankısmı.Belirlenecek oranı sektörler itibarıyla farklılaştırmayaBakanlar Kurulu, bendin uygulanmasınailişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığıyetkilidir.”Diğer taraftan 6322 sayılı Kanunun 43 üncü maddesinde,yukarıda yer alan madde hükümlerinin 1Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.B. Uygulama Esasları3 15 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.26BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


devrinde tevkifat uygulaması için kriter, esas işinkime yapıldığıdır.Örnek: B Bankası ile banka şubelerinin yenilenmesiiçin sözleşme yapan X İnşaat A.Ş., bu yenilemesırasındaki elektrik işleri için Y Elektrik Ltd. Şti. ileanlaşmıştır. Y Elektrik Ltd. Şti. işleri zamanında yetiştirmeyeceğinianlayınca banka şubeleri için taahhütettiği işin yarısını Z Elektrik Tesisat Ltd. Şti.’yedevretmiştir.Bu işlemlere göre, B Bankası tarafından X İnşaatA.Ş.’ye yapılan ödemeler ile X İnşaat A.Ş.’nin YElektrik Ltd. Şti.’ye elektrik işleri için yaptığı ödemelerde,aynı zamanda Y Elektrik Ltd. Şti.’nin bankaşubelerinde yaptığı elektrik işlerini devrettiğiZ Elektrik Tesisat Ltd. Şti.’ye yaptığı ödemelerdeödemeyi yapanlar tarafından hesaplanan KDV’nin2/10’u sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.Yapım işinin esas alıcısı belirlenmiş alıcılar kapsamındayer almasa dahi ilk yüklenicinin Tebliğin(3.1.2/b) ayrımı kapsamındaki belirlenmiş alıcılardanolması durumunda ilk aşamada tevkifat kapsamınagirmeyen bu işin kısmen veya tamamen devredildiğialt yüklenicilerden tevkifat yapılacaktır.Tevkifata tabi olan işlerin, KDV Kanunu hükümleriçerçevesinde vergiden müstesna olması halinde,işlem bedelleri üzerinden KDV hesaplanmayacağıiçin herhangi bir tevkifat yapılmayacaktır. Ancak,vergiden istisna olan işlerin alt yüklenicilere devredilmesive alt yüklenicilerin yaptığı işlemin KDV’denmüstesna olmaması halinde, alt yüklenicilerin gerçekleştirdikleriişlemler üzerinden hesaplanan KDVtevkifata tabi tutulacaktır.KDV Kanununun geçici 29. Maddesi kapsamındaKDV’den istisna olan yap-işlet-devret modeli çerçevesindeyaptırılan işlerde de alt yüklenicilere devredilenişler bakımından yukarıda yapılan açıklamalarçerçevesinde işlem tesis edilecektir.Örnek: KDV Kanununun 13/e maddesi uyarıncaKDV’den müstesna olan limanlar ve hava meydanlarınıninşası, yenilenmesi işi tevkifata tabi bir yapımişidir. Ancak bu işin yüklenicisine alt yükleniciler tarafındanverilen istisna kapsamına girmeyen yapımişleri için ödenen bedellere ait KDV’nin tevkifatatabi tutulması gerekmektedir.4. Yapım İşlerinin Kapsamı(1) Bina, karayolu, demiryolu, otoyol, havalimanı,rıhtım, liman, tersane, köprü, tünel, metro,viyadük, spor tesisi, alt yapı, boru iletim hattı,haberleşme ve enerji nakil hattı, baraj, enerjisantrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak ıslahı,dekapaj, taşkın koruma ve benzerlerine ilişkin hertürlü inşaat işleri,(2) Yukarıda sayılan yapılar ve inşaat işleri ileilgili tesisat, imalat, ihrazat, nakliye, ısıtma-soğutmasistemleri, ses sistemi, görüntü sistemi, ışıksistemi, tamamlama, (boya badana dahil) her türlübakım-onarım, dekorasyon, restorasyon, çevredüzenleme, dekapaj, sondaj, yıkma, güçlendirme,montaj, demontaj ve benzeri işler, (Bu işler, yukarıdabelirtilen yapılarla ilgili olmakla birlikte inşaatişinden sonra veya inşaat işinden bağımsız olarakyapılmaları halinde de bu kapsamda değerlendirilmektedir.)(3) Yapım işleri ile birlikte ifa edilen; mimarlık,mühendislik, etüt, plan, proje, harita (kadastralharita dahil), kadastro, imar uygulama, her ölçekteimar planı hazırlama ve benzeri hizmetleryapım işleri kapsamında tevkifata tabi bulunmaktadır.Tebliğde kapsamlı olarak sayılan bu işler dışındapiyasa koşulları farklı isim ve yöntemler altındabenzer işleri önümüze çıkarabilmektedir. Bu noktadabir hizmetin tevkifata tabi olup olmadığını anlamadaöncelikle hizmet alım sözleşmelerinin vebuna bağlı şartnamelerin incelenmesi gerektiğinive her alım bazında işin niteliği göz önüne alınarakdeğerlendirme yapılacağını hatırlatmak gerekir.Yukarıda da belirtildiği üzere (3) no.lu başlık altındayapılan işler, yapım işinden bağımsız yapıldığıtakdirde danışmanlık ve denetim hizmetleri kapsamındadeğerlendirilecektir. Ancak, söz konusu hizmetlerinalt yükleniciler tarafından yapım işindenbağımsız olarak asıl yükleniciye verilmesi halindetevkifat uygulanmayacaktır.Bir başka konu (2) no.lu başlıkta belirtilen işlerininşaat işinden sonra veya inşaat işinden bağımsızolarak yapılmaları durumuna açıklık getirilmiştir.Daha önce tevkifat uygulanmayan ya da belge düzeniveya sözleşmelerde yer alan hükümler nedeniyletereddüt yaşanan bu işler Tebliğde açıkça belirtilerektevkifat düzenlemesi kapsamına alınmıştır.• MESLEKİ YAZILAR117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (3.2.1.2.1.)bölümünde sayılanÖrneğin, yapım işinin bir unsuru olan ve yapımişini yüklenen müteahhit tarafından bizzat ifa edi-BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 31


• MESLEKİ YAZILARlen veya 3. kişilere yaptırılan nakliye hizmeti, yapımişi bedeline dahil edilerek tevkifata tabidir. Ancakyapım işi ile ilgili olsa bile yapım işinden bağımsızolarak ifa edilen nakliye hizmeti önceden tevkifatatabi tutulmazken 1/5/2012 tarihinden itibaren buhizmetler de tevkifat kapsamına alınmıştır.Tevkifat kapsamına giren bu işlemlerin tamamıhizmet mahiyetindedir. Teslim mahiyetindeki işlemlertevkifat uygulaması kapsamına girmemektedir.Tevkifat yapmakla yükümlü bulunan kurum ve kuruluşların,tevkifat kapsamına giren hizmetlerdekullanılanlar dahil, piyasadan yaptıkları mal alımlarındatevkifat uygulanmamaktadır.Ancak hizmet kapsamı içinde kullanılan mal,madde ve malzemelere ait tutarların hizmet bedelindendüşülmesi veya ayrı ayrı faturalandırılmasıda mümkün değildir. Tevkifat, kullanılan malzemelereait tutarlar dahil olmak üzere toplam hizmetbedeli üzerinden hesaplanmalıdır. Sözleşmelerdebir bütün olarak tanımlanan işlerin bir kısmınınteslim, yani mal alımı başlığı altında ifade edilmişolmasının da tevkifat uygulamasına etkisi bulunmamaktadır.Bu işlerde asıl işin bir parçası konumundakiteslimler de yapım işi kapsamında değerlendirilerektevkifata tabi tutulmalıdır.Örneğin, Karayolları Bölge Müdürlüklerinin veyail özel idarelerinin yol yapımı ve onarım işleriyleilgili hizmet alım sözleşmelerinde mıcır veya asfaltalımı konusunda hükümler olması durumunda buteslimlerin, yapım işinin bir parçası kabul edilerektevkifata tabi tutulması gerekir.Yol yapımı ve onarımı işini üstlenen müteahhidinbu işte kullanmak üzere mıcır ve asfalt veya diğermalzeme alımlarında tevkifat uygulanmayacaktır.Ancak müteahhidin malzemelerle birlikte yapımişinin bir kısmını alt firmalardan satın alması durumunda,malzeme ve hizmet için ödenecek toplambedel üzerinden KDV tevkifatı yapılması gerekir.Yapım işlerinin kapsamı konusunda ilk bakıştateslim gibi algılanan birçok işlemin sözleşmeylehizmet taahhüdü olarak belirlenmesi durumundatevkifat uygulaması gündeme gelebilmektedir.Örnek: Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından ihaleedilen “Sosyal Konut Yapım İşi”, mahiyeti itibariyleteslim değil hizmet ifası olduğundan, bu hizmetiçin ödenen hakedişler üzerinden KDV tevkifatıhesaplanması gerekmektedir.Örnek: Hazır betonun imal edilerek transmikserlerledökülmesi işi KDV uygulamasında inşaattaahhüt işleri kapsamında hizmet olarak değerlendirildiğinden,özellikle alt yüklenicilerden sağlananhazır beton işi tevkifata tabidir.Yapım işlerinin kapsamı konusunda son bir değişikliközel güvenlik hizmetlerinde olmuştur. Özelgüvenlik hizmetleri 117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğindetevkifat kapsamında sayılmamakla birliktepersonel temini işleri işgücü hizmetleri kapsamında,daha önce güvenlik hizmetleri adı altında tevkifatatabi tutulan özel güvenlik sistemi kurulmasınayönelik işler ise yapım işi kapsamında tevkifata tabitutulacaktır.5. Yapım İşlerinde Tevkifat Oranı ve HaddiYapım işlerinde tevkifat oranı ilk başta 1/3 ikeninşaat işlerinde girdilerin çokluğu nedeniyle mükelleflerindevreden KDV tutarlarının dolayısıyla iadebaşvurularının artması sonrasında tevkifat oranını1/6’ya indirilerek hem vergi maliyeti düşürülmüşhem de KDV’nin temel özelliği olan indirim mekanizmasınınsağlıklı bir biçimde çalışması sağlanmıştır.117 Seri No.lu KDV Genel Tebliği tevkifat oranlarındasadeleştirmeyi amaçladığından yapım işlerindekioran da 1/6’dan 2/10’a çıkartılmıştır.117 Seri No.lu Tebliği ile yapım işlerinin de içindebulunduğu kısmi tevkifat uygulaması kapsamınagiren işlemlerde tevkifat sınırı 1.000 TL (KDV dahil)olarak belirlenmiştir. 1000 TL’yi aşan işlemlerdeKDV tevkifatı zorunluluğundan kaçınmak amacıylabedelin parçalara ayrılmaması, aynı işleme ait bedellerintoplamı dikkate alınarak bu sınırın aşılmasıhalinde tevkifat yapılması öngörülmektedir.6. SonuçKısmi tevkifat uygulamasının en önemli ve enbüyük hacimli işlemi olan yapım işleri tüm tevkifatişlemlerini tek tebliğ altında birleştiren 117 SeriNo.lu KDV Genel Tebliğinde yeniden düzenlenmiştir.Yapım işlerinde tevkifat uygulayacaklar, tevkifatatabi işlerin kapsamı ve tevkifat oranları konusundadeğişiklikler getiren Tebliğ, önceki düzenlemedenfarklı olarak tereddüt konusu olan ve özelgelerleyön verilen uygulamalara açıklık getirmektedir.Gerek Tebliğde gerekse Tebliğ sonrasında yayımlanan63 No.lu Sirkülerde konuyu ilişkin örnekler verilmesiuygulamayı daha da kolaylaştırmıştır..32BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


YAPILAN SON DEĞİŞİKLİKLERÇERÇEVESİNDE TEŞVİK BELGESİNEBAĞLI YATIRIMLARDA GELİR VEKURUMLAR VERGİSİ UYGULAMASIFerhat CEYLANDevlet Gelir Uzmanı• MESLEKİ YAZILAR1. GİRİŞDevlet yardımları; ekonomik sorunlar, işsizlik vebölgelerarası gelir dağılımı dengesizlikleri gibi durumlarakarşı geliştirilmiş bir müessesedir. ÜlkemizdeDevlet yardımı uygulamalarının ana amacı;- Kalkınma planları ile yıllık program hedeflerineuygun olarak bölgelerarası dengesizlikleri gidermek,- İstihdam yaratmak,- Katma değeri yüksek, ileri ve uygun teknolojilerikullanmak,- Uluslararası rekabet gücünü geliştirmek için yatırımlarınve işletmelerin desteklenmesini sağlamakşeklinde sayılabilir. Bu bağlamda, Devletin yukarıdabelirtilen durumlarla ilgili en etkili regülasyonaraçlarından birisi yatırım teşvikleridir. Ülkemizinüretim kapasitesi ve istihdamı ile ilgili yapılan yatırımlarınteşviki konusunda Bakanlar Kuruluna verilenyetkiye istinaden çıkarılan 2009/15199 sayılı“Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar” 1(BKK) ile yeni bir sisteme geçilmiş, bu sistem de15.06.2012 tarih ve 2012/3305 sayılı BKK 2 ile revizeedilmiştir.5838 sayılı Kanunda 3 , indirimli kurumlar vergisisisteminin yanında; gümrük vergisi muafiyeti, KDVistisnası, yatırım yeri tahsisi, sigorta primi işverenhissesi desteği, faiz desteği ve taşınma desteklerineilişkin düzenlemeler yapılmıştır.Bu düzenlemeler de, 15.06.2012 tarihinde yürürlüğegiren 6322 sayılı Kanunla revize edilmiş, ayrıcabu Kanunla birlikte;- Gelir vergisi stopajı teşviki- Büyük ve stratejik yatırımlarda KDV iadesi1 16.07.2009 tarih ve 27290 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.2 19.06.2012 tarih ve 28328 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.3 28.02.2009 tarih ve mükerrer 27155 sayılı Resmi Gazetedeyayımlanmıştır.- Sigorta primi desteğişeklinde yeni teşvikler getirilmiştir.Kurumlar Vergisi Kanununun (KVK) 32. maddesindevergi oranına ilişkin hükümler yer alır. Bu maddenindevamına 5838 sayılı Kanunla yatırımların teşvikiamacıyla indirimli kurumlar vergisi oranını düzenleyen32/A maddesi eklenmiş ve 6322 sayılı Kanunla daindirimli kurumlar vergisi uygulamasında yenilikleryapılmıştır.İndirimli kurumlar vergisi uygulamasında yapılandeğişiklikler, e-beyannameye ne şekilde dahil edileceği,uygulama esasları ile yeni teşvik sistemindekigelir vergisi stopajı desteği ve sigorta primi desteğininmuhasebeleştirilmesi bu yazıda açıklanacaktır.2. İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ- Finans ve sigortacılık sektörlerinde faaliyetgösteren kurumlar,- İş ortaklıkları, taahhüt işleri,- “Yap-işlet modeli” ile enerji üretilmesine dair4283 sayılı Kanun ve “Yap-işlet-devret modeli”negöre 3996 sayılı Kanun kapsamında yapılan yatırımlar,- Rödovans (maden işlerinin özel sözleşmelerleüçüncü kişilere devri) sözleşmelerine bağlı yatırımlarhariç olmak üzere, Ekonomi Bakanlığı tarafındanteşvik belgesine bağlanan yatırımlardan eldeedilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamenişletilmesine başlanılan hesap döneminden itibarenyatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimlioranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulur.Buna göre, yukarıda sayılan sektör ve konular dışındakalan ve teşvik belgesine bağlı olarak yapılanbölgesel, büyük ölçekli ve stratejik yatırımlar indirimlikurumlar vergisinden yararlanır.BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 33


• MESLEKİ YAZILAR- Yatırıma katkı tutarı; indirimli kurumlar vergisiuygulanmak suretiyle tahsilinden vazgeçilen vergiyoluyla, yatırımların Devletçe karşılanacak tutarını,- Yatırıma katkı oranı; yatırıma katkı tutarınınyapılan toplam yatırıma bölünmesi suretiyle bulunacakoranı,- İndirimli kurumlar vergisi oranı; yatırım teşvikuygulamasında bölgeler itibariyle belirlenen ve kurumlarvergisi matrahına uygulanan oranıifade eder.Örneğin; Defne A.Ş.’nin bulunduğu Giresun ilinde(V. Bölge) yatırıma katkı oranı (2012 yılı için) %40 veindirimli kurumlar vergisi oranı %80’dir. Şirket bu bölgede2012 yılında 1.000.000 TL yatırım yapmış ve buyatırımdan 2012 yılında 200.000 TL kazanç elde etmiştir.Şirketin diğer faaliyetleri dolayısıyla da 300.000 TLgeliri bulunmaktadır.Buna göre teşvik, yatırım konusu faaliyetle ilgilikazanç üzerinden her yıl alınması gereken kurumlarvergisinin %80’inden vazgeçilerek verilecektir. Böylece,2012 yılında 200.000 TL üzerinden 40.000 TL vergihesaplanacak; bu tutarında %80’i olan 32.000 TL’nintahsilinden vazgeçilecektir.Yatırımın Hazine tarafından desteklenecektoplam tutarı [1.000.000 x %40]400.000 TLYatırım dolayısıyla elde edilen kazanç üzerindenhesaplanan vergi40.000 TL[200.000 x %20]2012 yılında tahsilinden vazgeçilen kurumlarvergisi [40.000 x %80]32.000 TLBu faaliyet nedeniyle ödenecek kurumlar vergisi[40.000 – 32.000]8.000 TLİleriki yıllar için kalan destekleme tutarı [400.000- 32.000]368.000 TLŞirketin hazırlayacağı kurumlar vergisie-beyannamesi ise aşağıdaki şekilde olacaktır.veya asgarî kapasite ile diğer şartları da sağlaması,- Finansal kiralama yöntemiyle yapılacak yatırımlardafinansal kiralamaya konu makine ve teçhizataait toplam tutarın her bir finansal kiralama şirketi içinasgarî 200.000 TL olmasıgerekir.Sistemde, büyük ölçekli yatırımlara daha yüksekoranda teşvik sağlanmış ve BKK’ya ekli listede desteklenecekbüyük ölçekli yatırımların hangi sektörlerdeolduğu belirlenmiştir. İller itibariyle yatırıma katkıoranları ile indirimli vergi oranları aşağıdadır.BölgelerYatırımakatkıoranı (%)Bölgesel TeşvikUygulamalarıKurumlarvergisi veyagelir vergisiindirim oranı(%)Büyük Ölçekli YatırımlarYatırımakatkı oranı(%)Kurumlar vergisiveya gelir vergisiindirim oranı (%)I 10 30 20 30II 15 40 25 40III 20 50 30 50IV 25 60 35 60V 30 70 40 70VI 35 90 45 90Öte yandan, teşvik belgesi kapsamında 31.12.2013tarihine kadar yatırıma başlanması halinde aşağıdabelirtilen indirim oranları ile yatırıma katkıoranları uygulanır.BölgelerYatırımakatkıoranı (%)Bölgesel TeşvikUygulamalarıKurumlarvergisi veyagelir vergisiindirim oranı(%)Büyük Ölçekli YatırımlarYatırımakatkı oranı(%)Kurumlar vergisiveya gelir vergisiindirim oranı (%)I 15 50 25 50II 20 55 30 55III 25 60 35 60IV 30 70 40 70V 40 80 50 80VI 50 90 60 90İllerin yer aldığı bölgeler ise aşağıdaki tablodadır.I.BölgeII.BölgeIII.BölgeIV.BölgeV.BölgeVI.Bölge2.1. Bakanlar Kurulu Kararı Çerçevesinde Uygulama2012/3305 sayılı yeni “Yatırımlarda Devlet YardımlarıHakkında Karar”a göre:- Yatırımın destek unsurlarından yararlanabilmesiiçin asgarî sabit yatırım tutarının I ve II. bölgelerde1.000.000 TL; III, IV, V ve VI. bölgelerde ise 500.000TL olması,- Desteklenecek yatırımların, Kararın eki listelerdeher bir konuya yönelik olarak (varsa) belirlenen yukarıdakitutarların üzerindeki asgarî sabit yatırım ve/AnkaraAntalyaBursaEskişehirİstanbulİzmirKocaeliMuğlaAdanaAydınBoluÇanakkale(Bozcaadave Gökçeadaİlçeleri Hariç)DenizliEdirneIspartaKayseriKırklareliKonyaSakaryaTekirdağYalovaBalıkesirBilecikBurdurGaziantepKarabükKaramanManisaMersinSamsunTrabzonUşakZonguldakAfyonkarahisarAmasyaArtvinBartınÇorumDüzceElazığErzincanHatayKastamonuKırıkkaleKırşehirKütahyaMalatyaNevşehirRizeSivasAdıyamanAksarayBayburtÇankırıErzurumGiresunGümüşhaneKahramanmaraşKilisNiğdeOrduOsmaniyeSinopTokatTunceliYozgatAğrıArdahanBatmanBingölBitlisDiyarbakırHakkariIğdırKarsMardinMuşSiirtŞanlıurfaŞırnakVanBozcaada veGökçeadaİlçeleri- Stratejik yatırımlar için tüm bölgelerde uy-34BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


gulanacak vergi indirimi oranı %90; yatırıma katkıoranı %50’dir.- Yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimlikurumlar vergisi uygulaması devam eder. Bunagöre, Devlet tarafından karşılanacak yatırıma katkıtutarına ulaşılması ile ilgili belli bir yıl sınırı yoktur.Örneğin, yatırıma katkı tutarı 100.000 TL olanbir şirket, bu yatırım dolayısıyla elde ettiği kazançlarüzerinden hesaplanan ve Devlet tarafından vazgeçilenvergi miktarı 100.000 TL’ye ulaşıncaya kadar indirimlikurumlar vergisi uygulamasından yararlanmaya devamedecektir.- Arazi, arsa, royalti, yedek parça ve amortismanatabi olmayan diğer harcamalar indirimli vergiye ilişkinyatırım harcaması olarak değerlendirilmez.- İndirimli oranlar stopaj suretiyle yapılan vergilendirmedeuygulanmaz. Örneğin, Eylül Limited Şirketi,teşvik belgeli yatırımı dolayısıyla indirimli orandakurumlar vergisine tabi olsa dahi, elde ettiği mevduatfaizi ve repo gelirleri üzerinden GVK’nın geçici 67.maddesine göre %15 oranında tevkifat yapılacaktır.2.2. Yeni İhdas Edilen, Yatırım Dönemlerinde deUygulanacak İndirimli Kurumlar VergisiTeşvik sistemine yöneltilen en önemli eleştirilerdenbirisi, indirimli kurumlar vergisinin sadece işletmedöneminde uygulanması, yatırım dönemindeise bu indirimden yararlanılamaması idi. Bu eksikliğingiderilmesi amacıyla, KVK’da 15.06.2012 tarihindenitibaren 6322 sayılı Kanunla değişiklik yapılmışve yatırım dönemlerinde, diğer faaliyetlerdenelde edilen kazançlara da indirimli kurumlar vergisiuygulanabilmesinin yolu açılmıştır.KVK’ya eklenen hükümde;- Yatırıma başlanan tarihten itibaren hesaplanacakyatırıma katkı tutarına mahsuben,- Toplam yatırıma katkı tutarının %50’sini ve gerçekleştirilenyatırım harcaması tutarını geçmemeküzere,- Yatırım döneminde kurumun diğer faaliyetlerindenelde edilen kazançlarına indirimli kurumlar vergisioranı uygulatmak suretiyle,- Yatırıma katkı tutarını kısmen kullandırmaya, buoranı her bir il grubu için sıfıra kadar indirmeye veya%80’e kadar artırmayaBakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır.2012/3305 sayılı yeni BKK’da da bu yetki aşağıdakişekilde kullanılmıştır:- Hesaplanacak yatırıma katkı tutarına mahsuben,gerçekleştirilen yatırım harcaması tutarını aşmamakve toplam yatırıma katkı tutarının;a) Büyük ölçekli yatırımlar ve bölgesel teşvik uygulamalarıkapsamındaki yatırımlarda; 2. bölgede%10, 3. bölgede %20, 4. bölgede yüzde %30, 5. bölgede%50 ve 6. bölgede %80’inib) Stratejik yatırımlarda; 6. bölgede %80, diğerbölgelerde %50’sinigeçmemek üzere yatırım döneminde yatırımcınındiğer faaliyetlerinden elde edilen kazançlarınaindirimli gelir veya kurumlar vergisi uygulanabilir.Böylece mükellefler, yatırım dönemlerinde diğerfaaliyetlerinden doğan kazançları için de indirimlikurumlar vergisi uygulamasından yukarıda belirtilenoranlar çerçevesinde yararlanabileceklerdir.Ayrıca BKK’ya göre, I. bölge için yatırım dönemindeindirimli kurumlar vergisi uygulanamayacaktır.Örneğin; Kerem Limited Şirketinin, teşvik belgesikapsamında 2012 yılında Sivas’ta (IV. bölgede) yapmayabaşladığı yatırım 2013 yılında tamamlanmış ve toplam1.000.000 TL yatırım harcaması yapılmıştır.Yıllar itibariyle yapılan yatırım tutarı;- 2012 yılı: 350.000 TL- 2013 yılı: 650.000 TL’dir.Şirketin yatırım konusu faaliyeti dışında, 2012 yılıkazancı 2.000.000 TL olarak gerçekleşmiştir. Bu ildeyatırıma katkı oranı %30, indirimli vergi oranı %70,yatırım dönemlerinde yararlanılabilecek maksimumindirimli kurumlar vergisi [yatırıma katkı tutarı x%30]’dur. Şirket, yatırım dönemi olan 2012 yılında daaşağıdaki hesaplama çerçevesinde indirimli kurumlarvergisi uygulamasından yararlanacaktır.Yatırımın Hazine tarafından desteklenecektoplam tutarı (Yatırıma katkı tutarı) [1.000.000 300.000 TLx %30]IV. bölgede, yatırım döneminde uygulanacakmaksimum indirimli kurumlar vergisi (Yatırıma 90.000 TLkatkı tutarı x %30) [300.000 x %30]2012 yılında gerçekleştirilen yatırım tutarı 350.000 TL2012 yılı kazancı2.000.000TLHesaplanan kurumlar vergisi [2.000.000 x %20] 400.000 TL2012 yılında tahsilinden vazgeçilecek kurumlar vergisi(Şirketin normal şartlarda yararlanabileceğiindirimli kurumlar vergi miktarı [400.000 x %70]280.000 TL olmasına rağmen, yukarıda belirtildiği90.000 TLüzere, yatırım döneminde yararlanılabile-cek maksimum indirimli kurumlar vergisi 90.000TL’dir.)Ödenecek kurumlar vergisi [400.000 – 90.000] 310.000 TLİleriki yıllar için kalan destekleme tutarı[300.000 - 90.000]210.000 TL2.3. Yatırımların Devri Halinde UygulamaYatırımın faaliyete geçmesinden önce devri halinde,devralan kurum, aynı koşulları yerine getirmekkaydıyla indirimli vergi oranından yararlanır.Yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesinebaşlanmadan önce indirimli kurumlar vergisi uygulananhallerde, yatırımın tamamlanıp işletilmeye geçilmemesidurumunda, indirimli vergi oranı uygulanması nedeniylezamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaıcezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte tahsiledilir.Örneğin; Müge A.Ş.’nin 2012 yılında IV. Bölgede yeralan Malatya’da yaptığı yatırım harcaması 300.000TL’dir. Teşvik belgesine bağlı bu yatırım tutarının• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 35


• MESLEKİ YAZILAR%30’u olan 90.000 TL vergi indirimi yoluyla desteklenecektir.Şirket, 90.000 TL destekleme tutarının 50.000TL’sini vergi indirimi yoluyla kullanmış ve bu yatırımınıDeniz Limited Şirketine satmıştır. Deniz Limitedşirketi, 40.000 TL tutarına ulaşıncaya kadar, bu yatırımdolayısıyla elde ettiği kazancını indirimli orandavergilendirecektir.2.4. Yatırımların Tamamlama Vizesinin YapılmasınınGeciktiği Durumlarda UygulamaEkonomi Bakanlığı, teşvik belgesi kapsamındakiyatırımlarla ilgili tamamlama vizesi uygulaması yapmaktadır.İndirimli kurumlar vergisi uygulamasınabaşlanması için, bu vize işleminin yapılmasının gerekipgerekmediği konusunda ise mükellefler tereddütetmektedir.KVK’nın 32/A maddesi uygulanmasında yatırımınkısmen veya tamamen işletilmesine başlanılmasıindirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanabilmekiçin yeterlidir.Bu nedenle, tamamlama vizesinin yapılıp yapılmadığınabakılmaksızın, teşvik belgesi kapsamındayapılan yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesinebaşlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkıtutarına ulaşılıncaya kadar bu yatırımdan elde edilenkazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulanabilecektir.4 Ayrıca, yatırım döneminde de sınırlı olarak yararlanılabilecekindirimli kurumlar vergisi uygulaması içintamamlama vizesi gerekmeyeceği tabiidir.2.5. Diğer Hususlar- Yatırıma katkı ve vergi oranı farklı olan illerdeaynı mükellef tarafından yapılan yatırımlarda, toplamyatırımın her bir ile isabet eden oranına göreilgili ilin yatırıma katkı oranı ve indirimli vergi oranıuygulanır.Hesap dönemi itibarıyla yukarıda belirtilen şartlarınsağlanamadığının tespit edilmesi halinde, söz konusuvergilendirme döneminde indirimli vergi oranıuygulanması nedeniyle tahakkuk ettirilmemiş vergiler,vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziylebirlikte tahsil olunur.- Yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiğigeçici vergi döneminden itibaren indirimli kurumlarvergisi uygulamasından yararlanılabilmesimümkündür. 5 Bu nedenle, geçici kurumlar vergisie-beyannamesinin “Matrah Bilgileri” bölümünde gerekliteknik düzenlemeler yapılmıştır.- Yine mükelleflerin en çok tereddüt ettikleri konulardanbirisi de, indirimli oranın uygulanacağı matrahın,ticari bilanço karı mı yoksa mali kar mı olacağıyönündedir.4 Gelir İdaresi Başkanlığının 17.03.2011 tarih ve KVK-32/A-18 sayılıözelgesi5 Gelir İdaresi Başkanlığının 09.05.2011 tarih ve KV-2255-2-3 sayılıözelgesiKurumlar vergisi beyannamesi üzerinde indirimli kurumlarvergisi uygulanacak tutar, yatırımdan elde edilenticari bilanço karının dikkate alınması suretiyle tespitedilecek ve indirimli vergi oranının uygulanacağı kazanç,beyanname üzerinden hesaplanan matrahı aşamayacaktır.1Örneğin; Sedef A.Ş.’nin bulunduğu Mardin ilinde(VI. Bölge) yatırıma katkı oranı (2012 yılı için) %50ve indirimli kurumlar vergisi oranı %90’dır. Şirket bubölgede 2012 yılında 1.500.000 TL yatırım yapmış vebu yatırımdan 2012 yılında, ticari bilançosuna göre400.000 TL kazanç elde etmiştir.Buna göre şirketin 2012 yılında indirimli orana tabitutabileceği matrahı 400.000 TL olacaktır.Ancak, şirketin 2012 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde,istisna, indirim ve geçmiş yıl zararları nedeniyle100.000 TL mali karı çıkması durumunda, sadecebu kazanca indirimli oran uygulanacaktır. Böylelikle,indirimli oran uygulanabilecek matrahın üst sınırı ticaribilanço karı olmakla birlikte; mali karı, başka birdeyişle matrahı aşan tutarların indirimli orandan yararlanmasıtabiîdir ki mümkün olmayacaktır.3. GELİR VERGİSİ STOPAJI DESTEĞİYeni teşvik sistemi uygulamasında, sigorta primiişveren hissesi desteğine ek olarak, belli bölgelerdegelir vergisi stopajı teşviki ve sigorta primi desteği uygulamalarıgetirilmiştir.6322 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanununa eklenengeçici 80. maddeye göre;- Bakanlar Kurulunca belirlenen illerde yapılacakyatırımlar için Ekonomi Bakanlığı tarafından düzenlenenyatırım teşvik belgeleri kapsamında; maddeninyürürlüğe girdiği tarihten itibaren 31/12/2023 tarihinekadar gerçekleşen yatırımlarda, teşvik belgelerindeöngörülen ve fiilen istihdam edilen işçilerinücretlerinin sanayi kesiminde çalışan 16 yaşındanbüyük işçiler için uygulanan asgari ücretin brüt tutarınatekabül eden kısmı üzerinden hesaplanangelir vergisi, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesinebaşlanılan tarihten itibaren 10 yıl süreyleverilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkukeden vergiden terkin edilir.- Terkin edilecek verginin hesabında, öncelikle asgarigeçim indirimi dikkate alınır.- Yatırımın tamamlanamaması veya teşvik belgesininiptal edilmesi halinde, gelir vergisi stopajı teşvikiuygulaması nedeniyle terkin edilen vergiler, vergiziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birliktetahsil olunur.- Yatırımın faaliyete geçmesinden önce devri halindedevralan, aynı koşulları yerine getirmek kaydıylagelir vergisi stopajı teşviki uygulamasından yararlanır.- Yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçmesindensonra devri halinde, gelir vergisi stopajı teşvikiuygulamasından devir tarihine kadar devreden, devir36BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


tarihinden sonra ise kalan süre kadar devralan yararlanır.- 2012/3305 sayılı yeni BKK uyarınca gelir vergisistopajı teşvikinden, sadece VI. bölge için düzenlenenteşvik belgeleri kapsamında gerçekleştirilecek yatırımlarlasağlanan ilave istihdam için faydalanılacaktır.Buna göre, anılan Bakanlar Kurulu Kararınaekli listede VI. bölge olarak yer verilen; Ağrı, Ardahan,Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari,Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak,Van illeri ile Bozcaada ve Gökçeada ilçelerindegerçekleştirilen yatırımlar dolayısıyla bu teşviktenyararlanılacaktır.- Gelir vergisi stopajı teşvikinden, 01.07.2012 tarihindenitibaren 31.12.2023 tarihine kadar gerçekleşenyatırımlarda, yatırımın kısmen veya tamamenişletilmesine başlanılan tarihten itibaren 10 yıl süreyleyararlanılması mümkündür. Dolayısıyla, 31.12.2023tarihinde kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılanbir yatırım için gelir vergisi stopajı teşviki en son,31.12.2033 tarihine kadar uygulanacaktır.Yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılandönemden itibaren herhangi bir nedenle gelirvergisi stopajı teşvikinden yararlanılmaması durumunda10 yıllık sürenin uzaması mümkün değildir.Örneğin; Emir Limited Şirketi tarafından EkonomiBakanlığınca onaylanmış teşvik belgesine istinadenVan ilinde gerçekleştirilen ve 200 kişi istihdam edilenyatırımın işletilmesine Ağustos 2012 döneminden itibarenbaşlanılmıştır. Fiilen istihdam edilen 200 işçininücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisi stopajı tutarı35.000 TL olup asgari geçim indirimi bordrosundabu işçiler için hesaplanan asgari geçim indirimi tutarıise 15.000 TL’dir.Bu verilere göre, şirketin 200 işçi için yararlanacağıterkin tutarı şöyle hesaplanacaktır:Yeni teşvik mevzuatı kapsamında tahakkuktan terkinedilen gelir vergisi stopajı ile Bakanlık bütçelerindenkarşılanan sigorta primi desteklerinin, gelir ve giderhesapları ile ilişkilendirilmeden muhasebe hesaplarındatakip edilmesi gerekmektedir.2Örneğin; VI. Bölgede yer alan Kars’ta 2013 yılındayatırım yapan ve bu yatırımı faaliyete geçen (Z)Limited Şirketinin, çalışanlarına ilişkin 2013/Ağustosayındaki ödeme ve teşvik kalemleri aşağıdadır:Brüt ücret toplamı300.000 TLÜcretler üzerinden hesaplanan gelir vergisistopajı tutarı80.000 TLSosyal güvenlik primleri50.000 TLŞirketin teşvik mevzuatı çerçevesinde terkinedeceği gelir vergisi stopajı20.000 TLEkonomi Bakanlığı bütçesinden karşılanacaksigorta primleri (50.000/2)25.000 TLBuna göre şirketin aşağıdaki muhasebe kaydınıyapması gerekecektir:-----------------------------------------------------------------730 GENEL ÜRETİM GİDERLERİ 255.000360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 60.000(80.000 – 20.000)361 ÖDENECEK SOS. GÜV. KES. 25.000(50.000 / 2)102 BANKALAR 170.000-----------------------------------------------------------------Buradan da görüleceği üzere, gelir vergisi stopajıve sigorta primi destekleri doğrudan şirketinkasasında kalmış ve gelir hesaplarıyla ilişkilendirilmemiştir.• MESLEKİ YAZILARÜcretler üzerinden hesaplanan gelir vergisi 35.000 TLAsgari ücret üzerinden hesaplanan gelir vergisi23.982 TL(200 x 119,911)Hesaplanan asgari geçim indirimi15.000 TLGeçici 80. madde kapsamında terkin edilebilecek8.982 TLtutar (23.982 - 15.000)Vergi dairesine ödenecek tutar [35.000 - (15.00011.018 TL+ 8.982)]Asgari ücret üzerinden hesaplanan vergi tutarından,asgari geçim indirimi tutarının mahsubu sonucukalan tutar, geçici 80. madde uyarınca terkin edilecektutar olacaktır. 64. GELİR VERGİSİ STOPAJI VE SİGORTA PRİMİ DES-TEĞİNİN MUHASEBELEŞTİRİLMESİYukarıda açıklanan gelir vergisi stopajı desteği ilesigorta primi kesintilerine ilişkin desteklerin ne şekildemuhasebeleştirilecekleri ve gelir hesaplarına dahiledilip edilmeyecekleri konusunda meslek mensuplarınınsıklıkla tereddüt yaşadığı görülmektedir.6 283 seri no.lu GVK Genel Tebliği, 4. bölüm(Footnotes)1 Gelir İdaresi Başkanlığının 01.06.2012 tarih ve[32-2012/33]-12 sayılı özelgesi2 Gelir İdaresi Başkanlığının 26.08.2011 tarih veKVK-2010/22-122 sayılı özelgesiBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 37


• MESLEKİ YAZILARTÜRK TİCARET KANUNU VEKURUMLAR VERGİSİ KANUNUAÇISINDAN TASFİYE İLE HIZLI VEKOLAY TASFİYE İŞLEMLERİCem ARSLANDevlet Gelir Uzmanı1. GİRİŞ6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) Temmuz/2012itibariyle yürürlüğe girmiştir. Öte yandan,yeni TTK’da yer alan bazı aksaklıkların düzeltilmesiamacıyla 6335 sayılı Kanunla çeşitli değişiklikleregidilmiş, TTK’ya eklenen geçici 7. madde ilede anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerinhızlı ve kolay tasfiyesine yönelik yeni bir hüküm ihdasedilmiştir.Bu hükmün uygulanması ile ilgili ikincil mevzuatçalışması Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca yapılacakolmakla birlikte, konunun genel hatları ve vergimevzuatı ile ilişkisi genel olarak ele alınacaktır.2. YENİ TTK’YA GÖRE TASFİYE İŞLEMLERİAnonim ve limited şirketler, 6102 sayılı TTK’nın529 ila 548. maddeleri çerçevesinde tasfiye edileceklerdir.Eski TTK ile çeşitli farklılıklar barındırantasfiye işlemleri aşağıda açıklanmıştır.2.1. Sona ErmeAnonim ve limited şirketler;a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilendevam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse,esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veyagerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sonaerme sebebinin gerçekleşmesiyle,d) Sermayenin en az %75’ini oluşturan pay sahiplerininolumlu oyları neticesinde genel kurul kararıyla,e) İflasına karar verilmesiyle,f) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekliolan organlarından biri mevcut değilse, genel kurultoplanamıyorsa veya haklı sebeplerin varlığı halinde,Kanunda belirtilen kişi veya kurumların istemiüzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliyeticaret mahkemesince fesih kararı verilmesiylesona erer.2.2. TasfiyeSona eren şirket tasfiye hâline girer. Tasfiyehâlindeki şirket, tasfiye sonuna kadar tüzel kişiliğinikorur ve ticaret unvanını “tasfiye hâlinde” ibaresieklenmiş olarak kullanır. Bu hâlde organlarının yetkileritasfiye amacıyla sınırlıdır.Tasfiye süreci aşağıdaki adımlardan oluşur:1) Tasfiye memurunun atanması: Esas sözleşmeveya genel kurul kararıyla ayrıca tasfiye memuruatanmadığı takdirde, tasfiye, yönetim kurulu tarafındanyapılır. Yönetim kurulu, tasfiye memurlarınıticaret siciline tescil ve ilan ettirir. Esas sözleşmeveya genel kurul kararıyla atanmış tasfiye memurlarıve bu görevi yerine getiren yönetim kurulu üyeleri,genel kurul tarafından her zaman görevden alınabilirve yerlerine yenileri atanabilir. Tasfiye hâlindekişirketi tasfiye ile ilgili konularda mahkemelerde vedış ilişkide tasfiye memurları temsil eder.2) İlk envanter ve bilanço: Tasfiye memurlarıgörevlerine başlar başlamaz, şirketin tasfiyeninbaşlangıcındaki durumunu incelerler; gerekirse şirketmallarına değer biçmek için uzmanlara başvurarak,şirketin malvarlığına ilişkin durumu ile finansaldurumunu gösteren, (yıllık bilançonun dışında) bir38BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


envanter ile bilanço düzenler ve genel kurulun onayınasunarlar.3) Alacaklıların çağrılması: Alacaklı olduklarışirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılanve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlümektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret SiciliGazetesinde ve şirketin internet sitesinde ve aynızamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birerhafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sonaermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilirler ve alacaklarınıtasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar.Alacaklı oldukları bilinenler, bildirimde bulunmazlarsaalacaklarının tutarı Gümrük ve TicaretBakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilir.Şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkındauyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutardapara da notere depo edilir.4) Diğer tasfiye işleri: Tasfiye memurları;- Şirketin süregelen işlemlerini tamamlamak,gereğinde pay bedellerinin henüz ödenmemiş olankısımlarını tahsil etmek, aktifleri paraya çevirmekve şirket borçlarının, ilk tasfiye bilançosundan vealacaklılara yapılan çağrı sonucunda anlaşılan durumagöre, şirket varlığından fazla olmadığı saptanmışsa,bu borçları ödemekle yükümlüdürler.- Şirket borçları şirket varlığından fazla olduğutakdirde durumu derhâl şirketin merkezinin bulunduğuyerdeki asliye ticaret mahkemesine bildirirler;mahkeme iflasın açılmasına karar verir.- Tasfiyenin uzun sürmesi hâlinde, her yıl sonuiçin tasfiyeye ilişkin finansal tabloları ve tasfiye sonundada kesin bilançoyu düzenleyerek genel kurulasunarlar.- Şirketin bütün mal ve haklarının korunması içindüzenli ve görevinin bilincinde bir yönetici gibi gerekenönlemleri alır ve tasfiyeyi mümkün olan enkısa sürede bitirirler.- Tasfiye işlemlerinin düzenli yürütülmesi ve güvenliğiiçin gereken defterleri tutarlar.- Tasfiye sırasında elde edilen paralardan şirketinsüregelen harcamaları için gerekli olan para dışındakalan paraları, bir bankaya şirket adına yatırırlar.- Vadesi gelmemiş borçları, Türkiye CumhuriyetMerkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulananoran üzerinden iskonto ederek derhâl öderler. Alacaklılarbu ödemeyi kabul etmek zorundadır. Kanungereği iskonto edilmesi mümkün olmayan alacaklarbu hükümden müstesnadır.- Pay sahiplerine tasfiye işlerinin durumu hakkındabilgi ve istedikleri takdirde bu konuda imzalıbelge verirler.5) Tasfiye sonucu dağıtma: Tasfiye hâlinde bulunanşirketin borçları ödendikten ve pay bedellerigeri verildikten sonra kalan varlığı, esas sözleşmedeaksi kararlaştırılmamışsa pay sahipleri arasında,ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları oranındadağıtılır.Alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı tarihindenitibaren bir yıl geçmedikçe kalan varlık dağıtılamaz.Şu kadar ki, hâl ve duruma göre alacaklılariçin bir tehlike mevcut olmadığı takdirde mahkemebir yıl geçmeden de dağıtmaya izin verebilir.Buradan da anlaşıldığı üzere, mahkeme tarafındankarar verilmesi durumu hariç, tasfiye işlemleribir yıldan uzun sürmektedir.Tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait ticaretunvanının sicilden silinmesi tasfiye memurları tarafındansicil müdürlüğünden istenir. İstem üzerinesilinme tescil ve ilan edilir.3. KURUMLAR VERGİSİ KANUNUNA GÖRE TAS-FİYEKurumlar Vergisi Kanununun (KVK) 17. maddesi,kurumların tasfiye işlemlerini düzenler. Esas itibariyleşirketler tasfiyelerini TTK çerçevesinde gerçekleştirirler.Öte yandan;- Tasfiye öncesi, tasfiye süreci ve tasfiye sonucuoluşacak kârların belirlenmesi- Tasfiye işlerini yürütenlerce yapılacak vergiselişlemler ve beyanname verilmesihususları KVK’nın 17. maddesinde yer alır. Maddeninuygulaması kısaca aşağıda açıklanmıştır.a) Tasfiye dönemi: Tasfiye haline giren kurumlarınvergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiyedönemi geçerli olur. Tasfiye, kurumun tasfiyeyegirmesine ilişkin genel kurul kararının tescil edildiğitarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihtesona erer.b) Tasfiye beyannamesi: Tasfiyenin sonuçlandığıtarihten itibaren 30 gün içinde verilir. Bu şekildeverilecek olan beyannamelere, bilanço ve gelir tablosuile tasfiye bilançosuna göre ortaklara dağıtılanparalar ve diğer değerlerin ayrıntılı bir listesi deeklenir.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 39


• MESLEKİ YAZILARTasfiyeye giriş, tasfiye dönemi veya tasfiye sonucunailişkin kıst dönem beyannameleri, kağıt ortamındahazırlanacak beyanname ile beyan edilir. Tasfiye sonucubeyannamesinin, yıllık kurumlar vergisinin beyantarihinden (25 Nisan) önce verilmesi durumunda, birönceki yıla ilişkin kurumlar vergisi beyannamesi detasfiye sonucu beyannamesi ile birlikte verilir.Örneğin; 25 Ocak 2012 tarihinde tasfiyesi sonuçlananşirketin tasfiye sonu beyannamesi ile 2011yılına ilişkin yıllık kurumlar vergisi beyannamesi24 Şubat 2012 tarihine kadar elden vergi dairesineverilecektir.Tasfiyeye giren şirketler geçici vergi beyannamesivermezler.c) Tasfiye kârı: Tasfiye halindeki kurumların vergimatrahı tasfiye kârıdır. Tasfiye kârı, tasfiye dönemininsonundaki servet değeri ile tasfiye dönemininbaşındaki servet değeri arasındaki olumlu farktır.ç) Tasfiye memurları: Tasfiye memurları, kurumuntahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerinegöre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlıtarhiyatlar için, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun207. maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynıKanunun 206. maddesinin dördüncü sırasında yazılıalacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapamazlar.Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamlarıile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumluolurlar.d) Tasfiye işlemlerinin incelenmesi: Tasfiyebeyannamesinin verilmesiyle birlikte tasfiye memurları,işlemlerinin vergi kanunları yönünden incelenmesinibir dilekçe ile isterler. Dilekçenin verilmesindenitibaren en geç 3 ay içinde vergi incelemelerinebaşlanarak aralıksız devam edilir. Vergiincelemesinin bitmesini izleyen 30 gün içinde vergidairesi sonucu tasfiye memurlarına yazı ile bildirir.Buna göre kurumdan aranan vergilerin sonucualınıncaya kadar tasfiye memurlarının sorumluluğudevam eder.e) Tasfiye edilerek ticaret sicilinden silinmişşirketlerle ilgili yapılan tarhiyatlar:- Sermaye şirketleri tasfiyeye girdikleri tarihi ticaretsiciline tescil ettirmekte ve tasfiye işlemleride tasfiye memurları vasıtasıyla yürütülmektedir.- Vergi kanunları açısından, tasfiye dönemlerineilişkin olarak tasfiye memurlarının, tasfiye dönemiöncesi ise kanuni temsilcilerin sorumlulukları bulunmaktadır.- Ancak tasfiyenin sonuçlandırılması işlemlerinde,tasfiyesi sona eren şirketin tüzel kişilik kaydıticaret siciline bildirim yapılmasıyla; vergi mükellefiyetiise vergi incelemelerinin tamamlanması sonucuvergisel yükümlülüklerin tamamı yerine getirildiğindekayıtlardan silinmektedir.Sermaye şirketlerinin ticaret sicilinden silinmeve vergi mükellefiyet kayıtlarının silinme tarihleriarasında yer alan dönemlerde yapılan tasfiye öncesive tasfiye sürecine ilişkin dönemleri kapsayan vergitarhiyatları, müstekar hale gelmiş mahkeme kararlarıile iptal edilmekte, ticaret sicilinden silinmeksuretiyle tüzel kişiliği ortadan kalkmış şirketler adınamahkeme kararları çerçevesinde tarhiyat yapılamamaktaydı.Yaratılan bu hukuki imkansızlığın giderilmesiamacıyla KVK’nın 17/9 maddesi, 5904 sayılı Kanunlaaşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;“Tasfiye edilerek tüzel kişiliği ticaret sicilindensilinmiş olan mükelleflerin tasfiye öncesi ve tasfiyedönemlerine ilişkin olarak salınacak her türlüvergi tarhiyatı ve kesilecek cezalar, müteselsilensorumlu olmak üzere; tasfiye öncesi dönemler içinkanuni temsilcilerden, tasfiye dönemi için ise tasfiyememurlarından herhangi biri adına yapılır. Limitedşirket ortakları, tasfiye öncesi dönemlerleilgili bu kapsamda doğacak amme alacaklarındanşirkete koydukları sermaye hisseleri oranında sorumluolurlar. Şu kadar ki, bu fıkra uyarınca tasfiyememurlarının sorumluluğu, tasfiye sonucu dağıtılantutarla sınırlıdır.”Aynı Kanunun 03.07.2009 tarihi itibariyle yürürlüğegiren geçici 6. maddesinde ise, “Kanunun17 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası hükümleri, bugeçici maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceyapılan her türlü vergi tarhiyatı ve kesilen cezalarhakkında uygulanmaz.” hükmü yer almaktadır.Buna göre, tasfiyesi kapandıktan sonra tüzelkişiliği ortadan kalkan kurumlar ile ilgili olarak03.07.2009 tarihinden (bu tarih dahil) sonra;- Tasfiye döneminden önceki yıllara ilişkin tarhiyatlarınkanuni temsilciler adına,- Tasfiye dönemi ile ilgili tarhiyatların ise tasfiyememurları adınayapılması gerekmektedir.4. YENİ TTK’YA GÖRE HIZLI VE KOLAY TASFİYEİŞLEMLERİ6102 sayılı yeni TTK’da yer almayan ancak 6335sayılı Kanunla TTK’ya eklenen geçici 7. maddeyegöre, 2 yıllık geçici süreyle, anonim ve limited şirketlerile kooperatiflerden hukuken var olan ama40BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


fiilen ortada bulunmayanlar, yukarıda açıklananTTK’nın tasfiye hükümlerinden bağımsız olarak hızlıve kolay şekilde tasfiye edileceklerdir.Yaklaşık 200.000 şirket ve kooperatifin gayri faalolduğu öngörülmektedir. Hızlı ve kolay tasfiyeningenel özellikleri aşağıda açıklanmıştır.4.1. SüreTTK’nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihindenitibaren 2 yıl içinde, kapsam dahilindeki anonim velimited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaretsicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardakitasfiye usulüne uyulmaksızın TTK’nın geçici7. maddesine göre gerçekleştirilir.Buna göre, söz konusu şirketler ve kooperatifler,2014/Temmuz ayına kadar, TTK ve 1163 sayılı KooperatiflerKanununda yazılı tasfiye hükümleri ilebağlı olmaksızın tasfiye olabileceklerdir.4.2. KapsamHızlı tasfiyeye tabi olan kurumlar aşağıdadır:1) 24.06.1995 tarih ve 559 sayılı Kanun HükmündeKararname (KHK) gereğince, sermayelerini 5.000TL’ye çıkarmamış anonim şirketler ile 500 TL’ye çıkarmamışlimited şirketler2) 01.07.2012 tarihinden önce veya bu tarihtenitibaren iki yıl içinde münfesih olan anonim ve limitedşirketler3) Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre herhangibir nedenle dağılmış olan kooperatifler4) Sebebi ne olursa olsun aralıksız son beş yılaait olağan genel kurul toplantıları yapılamayan anonimşirketler ile kooperatifler5) 01.07.2012 tarihinden önce tasfiye işlemlerinebaşlanılmış ancak genel kurulun toplanamamasınedeniyle ara bilançoları veya son ve kati bilançosugenel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilindenterkin işlemi yapılamayan şirket ve kooperatiflerDavacı veya davalı sıfatıyla devam eden davalarıbulunan şirket veya kooperatifler kapsam dışındadır.Hızlı tasfiye kapsamındaki şirket ve kooperatifler;ilgili ticaret sicili müdürlüğünce resen veyaherhangi bir kişi, kurum veya kuruluş tarafındankanıtlarıyla birlikte yapılacak bildirimleri de kapsayacakşekilde, ticaret sicili kayıtları üzerindenyapılacak incelemeyle tespit edilir.Buradan da görüleceği üzere, esasında hukukenvar olan ancak fiilen var olmayan, ortaklarına ulaşılamayan,herhangi bir varlığı da bulunmayan ancakprosedürler nedeniyle hukuki varlığını sürdürenşirketlerin hızlı şekilde tasfiyesi amaçlanmıştır. Bunedenle, taraf olmasa dahi her kişi ve kurum, durumlarıyukarıda açıklanan şirketleri tespite yetkilikılınmıştır.4.3. Hızlı Tasfiye SüreciHızlı tasfiye süreci esas itibariyle ticaret sicilmüdürlükleri eliyle yürütülecek, ayrıca münfesihdurumdaki kooperatif ve şirketler ile tasfiye memurlarıda bazı işlemler gerçekleştireceklerdir:1) Ticaret sicil müdürlükleri tarafından kapsamdâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindekikayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göreşirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmişkişilere bir ihtar yollanır.559 sayılı KHK gereğince sermaye artırımındabulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacakihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerdenya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibareniki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksitakdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicilikayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığınınunvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibarenon yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bununkesin olduğu yazılır.Sermaye artırımında bulunmayarak münfesiholan şirketler dışında kalan kapsam dâhilindeki diğermünfesih şirketler ile kooperatiflerden ayrıca,faaliyetlerine devam etme isteğinde bulunmalarıhâlinde, münfesih olma nedenini ortadan kaldıranişlemlerin yapılarak ispat edici belgelerin bildirilmesiistenir.2) Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere TürkiyeTicaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir.İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihindenitibaren 30. günün akşamı itibarıyla TebligatKanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerinegeçer.3) Ayrıca ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgiliticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya dadeniz ticaret odasının internet sitesinde yayımlanır.4) Şirket veya kooperatifin ortaklarından herhangibiri, ticaret siciline kayıtlı en son yetkilileriya da bunların belirleyecekleri üçüncü şahıslar tasfiyememuru olarak bildirilebilir. Tasfiye memuruolarak başka ortak veya yönetici tarafından bildirilenortak veya yöneticiler ile üçüncü şahısların• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 41


• MESLEKİ YAZILARbu görevi kabul ettiklerine ilişkin yazılı beyan dabildirime eklenir.5) İhtar ve ilan üzerine süresi içinde tasfiye memurlarınıbildiren şirket ve kooperatiflerin, tasfiyememurları ve tasfiye adresi, ilgili ticaret sicili müdürlüğütarafından tescil ve Türkiye Ticaret SiciliGazetesinde ve ilgili odanın internet sitesinde ilanedilir.İhtar ve ilana rağmen;- Süresi içinde cevap vermeyen veya tasfiye memurunubildirmeyen- Durumunu kanuna uygun hâle getirmeyen- Faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtlarıyla birliktebildirmeyenşirket ve kooperatiflerin unvanı ticaret sicilindenresen silinir. Resen unvanı silinen şirket vekooperatifler, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile ilgiliodanın internet sitesinde ilan edilir.Buradan da görüleceği üzere, yukarıda yazılışartlardan herhangi birini yerine getirmeyen şirketve kooperatiflerin hızlı tasfiyesi çok kısa sürede sonuçlanmışolacaktır. Başka bir ifadeyle, kapsamdabulunduğu tespit edilen ve yapılan ihtara uyguncevap vermeyen şirket ve kooperatifler, sürecinbaşlangıcından itibaren yaklaşık 3 ay içinde tasfiyelerinitamamlamış olacaklardır. Kapsama dahilolan şirket ve kooperatiflerin çok büyük bir kısmınınyetkililerine ulaşılamadığından dolayı, bu ayrımkapsamına çok sayıda şirket ve kooperatifin gireceğikanaatindeyiz.6) Yukarıda açıklanan ihtar ve ilana süresindeve uygun şekilde cevap veren şirket ve kooperatiflerleilgili olarak Türkiye Ticaret Sicili Gazetesindeve ilgili odanın internet sitesinde yapılacak ilanda;şirket veya kooperatifin alacaklıları, alacaklarınıkanıtlarıyla birlikte ilan tarihinden itibaren 2 ayiçinde tasfiye memurlarına bildirmeye davet edilir.Ayrıca ilanda, şirket veya kooperatifin mevcutmalvarlığı ile alacak ve borçlarını gösterir listenin;belgeleri ile birlikte ilan tarihinden itibaren 1 ayiçinde, anonim şirket veya kooperatifin yönetimkurulu, kurulun bir veya birkaç üyesi, denetçileri,limited şirketlerde ise müdür veya müdürler tarafındanilgili tasfiye memuruna verilmesi ihtar edilir.Bu ilan, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmıştebligat yerine geçer.Tasfiye memurlarına yukarıda belirtilen bilgi vebelgelerin verilmemesi veya tasfiye memurlarınca dabu bilgi ve belgelere erişilememesi hâlinde durumticaret sicili müdürlüğüne bildirilerek, başka bir işlemegerek kalmaksızın unvan silinir ve Türkiye Ticaret SiciliGazetesinde ilan edilir.Şirketin tasfiye memurunun atanması, öte yandanalacaklısının bulunmaması durumunda da tasfiye süreciyaklaşık 5 ay içinde tamamlanmış olacaktır.7) Tasfiye memurları, alacaklıların alacaklarınıbildirmeleri için öngörülen 2 aylık sürenin sonundaşirketin veya kooperatifin durumunu gösteren birbilanço hazırlar ve tasfiyeyi 6 ay içinde sonuçlandırır.Gerekli hâllerde bu süreyi aşmamak üzere,Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca bir defaya mahsusolmak üzere ek süre verilebilir. Buna göre, hiçbiralacaklı çıkmaması durumunda 6. ayrımda belirtildiğişekilde tasfiye hemen sonuçlandırılacak, alacaklıçıkması durumunda ise bu ayrımda belirtilenşekilde tasfiye neticelendirilecektir.Böylece, tasfiye memuru atanmış olan ve alacaklısıbulunan şirket ve kooperatifler de en geç 11ay içinde tasfiye olacaklardır.Tasfiye memurlarınca hazırlanan bilançoya göreşirket veya kooperatifin borçlarının varlığından fazlaolması hâlinde tasfiye memurları durumu derhalalacaklılara bildirerek şirket veya kooperatifin iflasınakarar verilmesi için mahkemeye başvurudabulunmalarını ister. Bildirimde ayrıca, bildirim tarihindenitibaren 3 ay içinde şirket veya kooperatifiniflası için mahkemeye müracaat edildiğinin bildirilmemesihâlinde kaydın silineceği ihtar olunur.Alacaklıların başvurması halinde mahkeme iflasınaçılmasına karar verir ve tasfiye İcra ve İflasKanunu hükümlerine göre yürütülür. Süresi içindeşirket veya kooperatifin iflası için mahkemeye müracaatedildiğinin bildirilmemesi hâlinde tasfiyememurlarının başvurusu üzerine ilgili şirket veyakooperatifin unvanı ticaret sicilinden silinir ve budurum Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.Buna göre, borçları varlığından fazla olan şirketleriniflası sadece alacaklılar tarafından istenebilecek,bu istemin yerine getirildiğinin 3 ayiçinde bildirilmemesi halinde ise yine şirket ticaretsicilinden terkin edilerek tasfiye tamamlanacaktır.8) Tasfiye memurlarınca düzenlenecek son vekati bilançonun ticaret sicili müdürlüğüne verilmesiile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve şirketin unvanıticaret sicilinden silinerek Türkiye Ticaret SiciliGazetesinde ilan edilir. İflasına karar verilen şirket42BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


veya kooperatifin ise iflas işlemlerinin tamamlandığınınbildirilmesi üzerine şirketin veya kooperatifinunvanı ticaret sicilinden silinir ve bu durum TürkiyeTicaret Sicili Gazetesinde ilan edilir.9) Yukarıda anlatılan sürecin dışında; 01.07.2012tarihinden önce tasfiye işlemlerine başlanılmış şirketveya kooperatiflerin genel kurullarının, TTK’nınöngördüğü asgari süre ve şartlara uygun olaraktoplantıya çağrılmış olmasına rağmen iki defa üstüste toplanamaması ve bu durumun tevsik edilmesikaydıyla tasfiye memuru tarafından son ve kati bilançonunticaret sicili müdürlüğüne tevdi edilmesiile tasfiye sona ermiş kabul edilir ve unvan ticaretsicilinden silinerek Türkiye Ticaret Sicili Gazetesindeilan edilir.Böylece, tasfiye işlemlerine başlanılmış ancakgenel kurulun toplanamaması nedeniyle tasfiyesisonuçlandırılamayan şirket ve kooperatifler için dehızlı tasfiye işlemi ihdas edilmiştir.4.4. Hızlı Tasfiye Sürecinin AvantajlarıEski ismiyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafındanönceki yıllarda gündeme getirilen ancak kanunhükmüne dönüştürülemeyen bu düzenleme sonucu,TTK ve Kooperatifler Kanununda yer alan birçoktasfiye prosedürü ortadan kaldırılmıştır. Bu tasfiyeşeklinin avantajları aşağıda açıklanmıştır.1) Hızlı tasfiye işlemlerinde, 2 numaralı ayrımdaaçıklanan prosedürler genel olarak ortadan kaldırılmışve süreç, geçici 7. maddede belirtilen hususlarlasınırlandırılmıştır.2) Hızlı tasfiye işlemlerinde, ilgili kanunlarınveya esas sözleşmelerin genel kurul kararı alınmasınızorunlu kılan hükümleri uygulanmaz.3) Bu düzenleme kapsamında ticaret sicilindenunvanları silinecek şirket veya kooperatiflerin borçları,unvanlarının silinmesine engel teşkil etmez.Ancak, ticaret sicilinden kaydı silinen anonim şirketlerve kooperatiflerin kanuni temsilcileri ile limitedşirket ortaklarının, silinme tarihinden öncekikamu borçlarından doğan sorumlulukları, 6183sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunkapsamında devam eder.Bu geçici maddede, “ilgili kanunlardaki tasfiyeusulüne uyulmaksızın” tasfiye işlemlerinin gerçekleştirileceğibelirtilmekle birlikte, Kurumlar VergisiKanuna ilişkin prosedürün ne şekilde uygulanacağınaaçıklık kazandırılmamıştır.Örneğin KVK, tasfiyenin başlangıcı için genel kurulkararının tescilini esas almakla birlikte bu tasfiyeişlemi için genel kurul kararı gerekmemektedir.Bu durumda, tasfiyenin başlangıç tarihi ve tasfiyeyegirmeden önceki dönemlerle ilgili beyannameninverilip verilmeyeceği, verilecekse hangi tarihin başlangıçolarak dikkate alınacağı belli değildir.Konu ile ilgili ikincil mevzuat çalışmasında vergiseluygulamalara da yer verilmesinin uygun olacağıkanaatindeyiz.Bu aşamada, ikincil mevzuat çalışmasından öncetasfiyesine başlanması düşünülen/başlanılan şirket vekooperatiflerle ilgili Gelir İdaresi Başkanlığından mutlakagörüş alınması ve bu çerçevede işlem tesis edilmesi,sorumluluk uygulaması nedeniyle ileride yaşanabilecekolumsuzlukları da engelleyecektir.Ayrıca, KVK’ya göre, tasfiye öncesi ve tasfiyedönemleri ile ilgili yapılacak tarhiyatlarda, kanunitemsilciler ve tasfiye memurlarının sorumluluğu zamanaşımısüresince devam ettiğinden, özellikle buduruma dikkat edilmelidir.4) Hızlı tasfiye işlemleri uyarınca yapılacak tescilve kayıt silme işlemleri her türlü harçtan, buişlemler için düzenlenecek kağıtlar da damga vergisindenmüstesnadır.5) Bu uygulama kapsamında Türkiye Ticaret SiciliGazetesinde yayımlanacak olan ilanlardan ücretalınmaz.4.5. Diğer HususlarGeçici 7. madde gereğince tasfiye edilmeksizinunvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecekmalvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiğitarihten itibaren 10 yıl sonra Hazineye intikal eder.Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarındansorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumluluklarıkonusunda, özel kanunlardaki sorumluluğailişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla TTK veya KooperatiflerKanunu hükümleri uygulanır.Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifinalacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar,haklı sebeplere dayanarak silinme tarihindenitibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarakşirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. İhya, ticaretsicilinden silinmiş ve hukuki varlığını kaybetmişşirket ve kooperatiflerin yeniden oluşturulmasıanlamına gelmektedir.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 43


YENİ TÜRK TİCARET KANUNU VEVERGİ USUL KANUNU AÇISINDANTUTULMASI GEREKEN DEFTERLER• MESLEKİ YAZILARAylin GÜRBÜZ BENKDevlet Gelir UzmanıCansın DEĞİRMENCİOĞLUDevlet Gelir Uzmanı Yardımcısı1.Giriş55 yıldır yürürlükte olan 6762 sayılı Türk TicaretKanununda (eski TTK) geniş ölçekli değişiklikleryapılmış ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (yeniTTK) 14.01.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.Yeni TTK esas itibariyle 01.07.2012 tarihindeyürürlüğe girmiş olmasına rağmen Türkiye MuhasebeStandartlarının uygulanmasına ilişkin hükümleri01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girecektir.Defter tutma yükümlülüğüne ve Türkiye MuhasebeStandartlarının uygulanmasına ilişkin maddeleryeni TTK’nın en çok tartışılan hükümleri olmuştur.Bu tartışmaların temel nedeni ticaret kanunu vevergi mevzuatının amaçsal farklılıklarıdır. Özellikledefter tutma yükümlülüğüne ilişkin bu amaçsalfarklılığa bakacak olursak; yeni TTK’nın 64/1.maddesinde yer alan hükümden, ticari defterlerintacirin ticari işlemlerinden kaynaklanan malvarlığıdurumunu göstermek ve işletmenin finansal durumuhakkında fikir vermek amaçlarıyla tutulduğu anlaşılmaktadır.Vergi Usul Kanununun (VUK) 171. maddesihükmüne göre ise, ticari defterler mükelleflerinvergi ile ilgili servet, sermaye ve hesap durumunubelirlemek, verginin konusuna giren muameleleribelli etmek, mükellefin vergi ödevleri karşısındakidurumunu kontrol etmek amacıyla tutulmaktadır.Diğer bir anlatımla VUK’a göre ticari defter tutmanınamacı vergisel olmakla birlikte, TTK’da buamaç işletmenin faaliyetlerinin oluşumu ve gözlemlenmesiile sınırlıdır.Yeni TTK’da, teknik nitelikteki muhasebe ilkelerinibelirleme görevi Kamu Gözetimi Muhasebe veDenetim Standartları Kurumuna verilmiş ve genelolarak muhasebe uygulamaları ile ilgili doğrudanyer almamıştır. Bu yazıda yeni TTK ile VUK arasındakiuyuşmazlıkları “defter tutma usulü” çerçevesindeirdelenecektir.2. Eski Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine GöreTutulması Gereken DefterlerEski TTK’nın 66. maddesinde, tacir kavramınınaçıklaması yapıldıktan sonra, tüzel kişi tacirin yevmiyedefteri, defteri kebir, envanter defteri ve karardefterinin tutması gerektiği; tacirin gerçek kişiolması halinde ise karar defteri hariç olmak üzereyevmiye defteri, defteri kebir, envanter defteriveya işletmesinin mahiyet ve önemine göre sadeceişletme defteri kullanması gerektiği açıklanmıştır.Bu madde hükmü ile VUK’un “Defter Tutma” bölümündeyer alan hükümler birbirleriyle paralellikarz etmekte olup, mükellefler tutacakları defterleriVUK’da yer alan açıklamalara göre belirlemektedir.3. Yeni Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine GöreTutulması Gereken Defterler6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda 6335 SayılıKanunla yapılan değişiklikten önceki ve sonrakidurumlar belirtilerek, bu değişikliğin defter tutmausulüne etkilerine bakılacaktır.3.1. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda DeğişiklikYapılmadan önceki DurumYeni TTK’nın değişiklik öncesi 64. maddesinde;“(1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde,ticari işlemleriyle malvarlığı durumunu,Türkiye Muhasebe Standartlarına ve 88 inci maddehükümleri başta olmak üzere bu Kanuna göre açıkçagörülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır.Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süreiçinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyet-44BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


leri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecekşekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu vegelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.(2) Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmişbulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya,mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildekibir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamdasaklamakla yükümlüdür.(3) Ticari defterler, açılış ve kapanışlarında notertarafından onaylanır. Kapanış onayları, izleyenfaaliyet döneminin altıncı ayının sonuna kadar yapılır.Şirketlerin kuruluşunda defterlerin açılışı ticaretsicili müdürlükleri tarafından da onaylanabilir. Açılışonayının noter tarafından yapıldığı hâllerde noter,ticaret sicili tasdiknamesini aramak zorundadır.Türkiye Muhasebe Standartlarına göre elektronikortamda veya dosyalama suretiyle tutulan defterlerinaçılış ve kapanış onaylarının şekli ve esaslarıile bu defterlerin nasıl tutulacağı Sanayi ve TicaretBakanlığınca bir tebliğle belirlenir.(4) Pay defteri, yönetim kurulu karar defteri vegenel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmeninmuhasebesiyle ilgili olmayan defterler de ticaridefterlerdir.(5) Yevmiye, defteri kebir ve envanter defteridışında tutulacak defterler Türkiye Muhasebe StandartlarıKurulu tarafından bir tebliğ ile belirlenir.”denilerek tacirler tarafından uyulacak deftertutma yükümlülükleri düzenlenmiştir.Görüldüğü gibi, yeni TTK’da tacirler tarafındantutulması gereken defterlere maddenin ilk fıkralarındayer verilmemiş yalnızca yevmiye, defteri kebirve envanter defteri dışında tutulacak defterlerinKamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim StandartlarıKurumu tarafından bir tebliğ ile belirleneceğiifade edilmiştir. Özellikle 5. fıkranın lafzından, yeniTTK uyarınca hali hazırda tacir olarak belirlenenher gerçek ve tüzel kişinin yevmiye, defteri kebirve envanter defterlerini tutması gerektiği sonucuçıkmıştır. Diğer yandan yeni TTK, pay defteri, yönetimkurulu karar defteri, genel kurul toplantı vemüzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgiliolmayan defterleri de ticari defter olarak kabuletmektedir.VUK’da yer alan tacir sınıflandırmasına karşınyeni TTK’da tacirlerin herhangi bir sınıflandırmayatabi tutulmamış olması ve ikinci sınıf tüccarlarıntutması gereken işletme defterinin de bu kanundayer almamış olması sonucu, mükellefler işletmedefterini tutup tutmayacakları hususunda tereddüdedüşmüştür.3.2.Yeni Türk Ticaret Kanununda 6335 SayılıKanunla Değişiklik Yapıldıktan Sonraki DurumYukarıda bahsi geçen karışıklık üzerine26.06.2012 tarihli ve 6335 sayılı Türk Ticaret Kanunuile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve UygulamaŞekli Hakkında Kanunda Değişiklik YapılmasınaDair Kanunun 8. maddesi ile yeni TTK’nın 64 maddesinin1, 3 ve 5. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.“(1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde,ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadive mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerinive her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri,bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortayakoymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara,makul bir süre içinde yapacakları incelemedeişletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkındafikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerininoluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.(3) Fiziki ortamda tutulan yevmiye defteri, defterikebir ve envanter defteri ile dördüncü fıkradasayılan defterlerin açılış onayları, kuruluş sırasındave kullanılmaya başlanmadan önce noter tarafındanyapılır. Bu defterlerin izleyen faaliyet dönemlerindekiaçılış onayları, defterlerin kullanılacağıfaaliyet döneminin ilk ayından önceki ayın sonunakadar notere yaptırılır. Pay defteri ile genel kurultoplantı ve müzakere defteri yeterli yaprakları bulunmakkaydıyla izleyen faaliyet dönemlerinde deaçılış onayı yaptırılmaksızın kullanılmaya devamedilebilir. Yevmiye defteri ile yönetim kurulu karardefterinin kapanış onayı, izleyen faaliyet dönemininüçüncü ayının sonuna kadar notere yaptırılır.Ticaret şirketlerinin ticaret siciline tescili sırasındadefterlerin açılışı ticaret sicili müdürlükleri tarafındanda onaylanabilir. Açılış onayının noter tarafındanyapıldığı hâllerde noter, ticaret sicili tasdiknamesiniaramak zorundadır. Ticari defterlerin elektronikortamda tutulması hâlinde bu defterlerinaçılışlarında ve yevmiye defteri ile yönetim kurulukarar defterinin kapanışında noter onayı aranmaz.Fiziki ortamda veya elektronik ortamda tutulan ticaridefterlerin nasıl tutulacağı, defterlere kayıtzamanı, onay yenileme ile açılış ve kapanış onaylarınınşekli ve esasları Gümrük ve Ticaret Bakanlığıile Maliye Bakanlığınca müştereken çıkarılan tebliğlebelirlenir.(5) Bu Kanuna tabi gerçek ve tüzel kişiler,4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu-• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 45


• MESLEKİ YAZILARnun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleriile aynı Kanunun 175 inci ve mükerrer 257nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılandüzenlemelere uymak zorundadır. Bu Kanunundefter tutma, envanter, mali tabloların düzenlenmesi,aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme,saklama ve ibraz hükümleri 213 sayılı Kanunile diğer vergi kanunlarının aynı hususları düzenleyenhükümlerinin uygulanmasına, vergi kanunlarınauygun olarak vergi matrahının tespit edilmesine vebuna yönelik mali tabloların hazırlanmasına engelteşkil etmez.”6335 Sayılı Kanunla değiştirilen 1.fıkrada, hertacirin ticarî defter tutması yükümlülüğüne ilişkinemredici bir kural koyulmakla, defter tutmanınkanunî amacı kesin bir tarzda ifade edilmekteancak, temel defterler dışında hangi defterlerintutulması gerektiği belirtilmemektedir. Bu hususuKamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim StandartlarıKurumu belirleyecektir.Tutulması zorunlu defterlerin tasdiki ve bununusulü 3. fıkra ile açıklanmıştır.Defter tutma, envanter, mali tabloların düzenlenmesi,aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme,saklama ve ibraz hükümlerinin VUK vediğer vergi kanunlarının aynı hususları düzenleyenhükümlerine engel teşkil etmeyeceği 5. fıkrada belirtilmiş,VUK ve diğer vergi kanunları ile yeni TTKarasında bağ kurulmuştur. Böylece yeni TTK’nınVUK ile çelişen hükümlerine son verilmiştir.Ayrıca, VUK’un 220. maddesinde tasdik ettirilmesizorunlu olan defterler tahdidi olarak sayılmışolup defteri kebir bu defterler arasında yer almamaktadır.Ancak yeni TTK bilanço usulünde tutulacakbütün defterlerin tasdik ettirilmesi zorunluluğugetirmektedir. Madde gerekçesinde bu zorunluluğunsebebinin çift defter kullanımını olabildiğinceengellemek olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle tacirlerdefteri kebir de dahil olmak üzere bilançousulünde tutulacak tüm defterleri tasdik ettirmekzorundadır.4.Vergi Usul Kanunu Hükümlerine Göre TutulmasıGereken DefterlerVUK’un “Defter Tutma” bölümünün 171. maddesinde,mükelleflerin bu Kanuna göre tutmaları gerekendefterleri vergi uygulaması bakımından maddedeyazılı maksatları taşıyacak şekilde tutacakları,aynı Kanunun 175. maddesinde ise mükelleflerin,anılan Kanunun 171. ve müteakip maddelerinde belirtilenmaksat ve esaslara uymaları şartıyla defterlerinive muhasebelerini işlerinin bünyesine uygunolarak diledikleri usul ve tarzda düzenlemekte serbestoldukları belirtilmiştir.Tüccarlar defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmışolup, birinci sınıf tüccarlar bilanço esasınagöre, ikinci sınıf tüccarlar ise işletme esasına göredefter tutmaktadırlar.Yıllık alış veya satış tutarları ya da bir yıl içindeelde edilen gayrı safi iş hasılatlarının her yıl belirlenenrakamları aşması halinde tacirler birinci sınıfsayılarak bilanço esasına göre defter tutmak zorundadır.Bunun yanında ticaret şirketleri, kurumlarvergisine tabi diğer tüzel kişiler ile ihtiyari olarakbilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenlerde bilanço usulüne göre defter tutacaklardır.Yukarıda yer alanların dışında kalanlar, kurumlarvergisi mükelleflerinden işletme hesabı esasınagöre defter tutmalarına Maliye Bakanlığınca müsaadeedilenler ile yeniden işe başlayan tüccarlarınyıllık iş hacimlerine göre sınıflandırılıncaya kadarikinci sınıf tüccarlar gibi hareket edebileceği aynıKanunun 178. maddesinde düzenlenmiştir.Birinci ve ikinci sınıf tüccar ayrımı sonucunda,bu tüccarların tutacakları defterler de iki gruba ayrılmıştır.Buna göre, birinci sınıf tüccarlar aşağıda yeralan defterleri tutmak zorundadırlar;- Yevmiye Defteri- Defteri Kebir- Envanter Defteri- Mükelleflerin işlerinin mahiyetine göre tutulmasızorunlu olan diğer defterlerİkinci sınıf tüccarlar ise aşağıda sayılan defterleritutmak zorundadırlar;- İşletme defteri- Mükelleflerin işlerinin mahiyetine göre tutulmasızorunlu olan diğer defterler5.SonuçYeni TTK’nın 64/5. maddesi ile defter tutma,envanter, mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme,karşılıklar, hesaplar, değerleme, saklama veibraz hükümleri ile VUK hükümleri arasında uyumsağlanmıştır.Böylece, mükellefler tarafından tutulması gerekendefterler VUK'da "Defter Tutma" bölümünde yeralan madde hükümlerine göre tutulacak, bununsonucunda da kiinci sınıf tüccarlar işletmedefterlerini tasdik ettirip kullanmaya devamedeceklerdir.46BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİNİNKURUMA VERİLMEZORUNLULUĞUNDA SON DURUMGİRİŞ4447 sayılı Kanun ile 506 sayılı Kanunda önemlideğişiklikler yapılıncaya kadar, moda değimle,sosyal sigorta hiç de esnek değildi!... Genel kabul,çalışan sigortalıların 30 gün sigortalı gösterilmesi/bildirilmesiydi…1999 yılında yapılan kanuni değişiklik sonrasındaikincil düzenlemeler ile de sigortalıların hangi durumlarda30 günün altında sigortalı bildirimlerininyapılabileceği ve bu durumu kanıtlayıcı niteliktekibelgelerin neler olduğu belirlendi.Bu durumlardan birisi kısmi süreli iş sözleşmesiile çalışma ve bu durumu kanıtlayan yazılı iş sözleşmesiydi.Kısmi süreli iş sözleşmesinin Kuruma verilmesüresinde ise zaman içinde değişiklikler oldu.Aşağıda belirtilen süreç kısaca açıklandıktan sonra,en son durumun ne olduğu ortaya konulacaktır.I - KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİNİN KANITLAYICIBELGE SAYILMASISosyal sigorta sisteminde esneklik uygulamalarınınbaşlamasıyla birlikte 1987 tarihli Sosyal Sigortaİşlemleri Yönetmeliğinde 26 Şubat 2000 tarihindeönemli değişiklikler yapıldı. Özellikle, Yönetmeliğin17.maddesine eklenen fıkralar ile 30 günün altındabildirimlerin nasıl yapılacağı ve hangi belgelerin budurum için kanıtlayıcı nitelikte belge sayılacağı düzenlendi.30 günün altında bildirimlerde kanıtlayıcı niteliktesayılan belgelerden birisi de yazılı şekilde yapılankısmi süreli iş sözleşmesi oldu. Belirtelim ki,4857 sayılı İş Kanunundan daha önce kısmi süreli işsözleşmeleri sosyal sigorta mevzuatımıza girmiştir.Dr. Özkan BİLGİLİSGK BaşmüfettişiDaha sonra ise, E-Bilderge uygulamasına da dayanakteşkil eden 2004 tarihli Sosyal Sigorta İşlemleriYönetmeliği 1 Mayıs 2004 tarihinde yürürlüğegirdi. Yönetmeliğin 20.maddesinde diğer hususlarınyanı sıra kısmi süreli çalışmalara ait yazılı iş sözleşmesinineksik gün bildiriminde kanıtlayıcı niteliktekibelgelerden birisi olduğu kabulü devam ettirildi.Bu kabul, 5510 sayılı kanun sonrasında çıkarılan,2008 ve 2010 tarihli Sigorta İşlemleri Yönetmeliklerindede aynen korundu.2004 tarihli Yönetmelikten bu yana, prim belgesinininternetten verilmeye başlaması ile birliktekısmi çalışanlar için eksik gün kodu ise “06” olarakkullanılmaktadır.II –KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ KURUMA HANGİSÜREDE VERİLMELİ ?30 günün altında bildirimlerde kanıtlayıcı niteliktekibelgelerden biri sayılan yazılı kısmi süreliiş sözleşmesinin Kuruma verilme süresi diğer belgelerdenfarklı değildir. Bu belgenin de, eksik günbildirim formu ekinde, ilgili aylık prim ve hizmetbelgesinin Kuruma verilmesi gereken sürenin sonunakadar verilmesi gerekiyor.Bu noktada herhangi bir sorun yok. Ancak sorunşu; kısmi süreli iş sözleşmesi bu şekilde çalışan sigortalılardanötürü, her ay mı Kuruma verilecek ?Bu konuda farklı dönemlerde farklı uygulamalar olduğunusöyleyerek kısaca özetleyelim.II.1-Birinci Dönem: Sözleşmenin Her Ay Verilmesi1987 tarihli Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde26 Şubat 2000 tarihinden yapılan değişikliklerdensonra, eksik gün bildiriminde kanıtlayıcı niteliktebelge sayılan yazılı kısmi süreli iş sözleşmesininher ay Kuruma verilmesi gerekiyordu.II.2-İkinci Dönem: Bir Kez Verilmesinin YeterliSayılması• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 47


• MESLEKİ YAZILAR1 Mayıs 2004 tarihi itibariyle (Yeni)Sosyal Sigortaİşlemleri Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesininardından, ünitelerce yapılacak işlemleri açıklamaküzere bir de 13.05.2004 tarihli ve 16-318 Ek sayılıGenelge çıkarılmıştır.Sözkonusu Genelge; işyerlerinde kısmi zamanlı(part-time) olarak çalışan sigortalılar için düzenlenmişolan yazılı sözleşmenin noterden tasdikli olmasınınzorunlu olmadığı, ayrıca, bu sözleşmenin,“Eksik Gün Bildirim Formu” ekinde ve aylık primve hizmet belgesinin verilmesi gereken yasal süreiçinde Kuruma verilmiş olması kaydıyla, söz konusuform ve sözleşmenin işverenlerden her ay tekrar istenilmeyeceği,açıklanmıştır.Öte yandan, kısmi süreli çalışmalara ait iş sözleşmesinoterden onaysız ve yasal süresi dışında verilmişise, verildiği ay ve sonrası için hüküm ifadeedecek, başka bir deyişle verildiği ayı takip edenaylarda yine her ay istenilmeyecektir.II.3-Üçüncü Dönem: Sözleşme Her Ay Verilmeli!...Yap boz tahtası gibi, bu dönemde tekrar başa dönülüyorve yazılı kısmi süreli iş sözleşmesinin her ayverilmesi zorunluluğunu doğuran bir işlem yapılıyor.Yapılan bu işlemin esasen çok da istenen bir işlemolmadığı ise sonradan anlaşılıyor.Şöyle ki; bilindiği üzere, Başkanlık Makamının19.01.2011 tarihli ve 41 sayılı OLUR’ları ile Kurumumuztarafından çıkarılan ve halen uygulanan genelgelerin,yürürlükte bulunan güncel mevzuata göreyeniden gözden geçirilmesi, güncelleştirilmesi vekonu bazında tekleştirilmesi uygulaması başlamıştır.Bu kapsamda çıkarılan Genelgelerden birisi de“ilişiksizlik belgesi” konulu, 04.02.2011 tarihli ve2011/13 sayılı Genelgedir.Sözkonusu genelge ile ilişiksizlik belgesi düzenlenmesibahsi ile ilgili açıklamalar yapıldıktanbaşka, birçok genelge ve genel yazı da yürürlüktenkaldırılmıştır. Yürürlükten kaldırılan genelgelerdenbirisi de 16-318 Ek sayılı Genelgedir.Böyle olunca, 04.02.2011 tarihinden itibaren,“06” kodunda eksik gün bildirimi yapılan sigortalılariçin, aylık prim ve hizmet belgesinin Kurumaverilmesi gereken sürenin sonuna kadar, her ay, eksikgün bildirim formu ekinde yazılı kısmi süreli işsözleşmesinin de Kuruma verilmesi zorunluluğu başlamıştır.Bu zorunluluk 1 Eylül 2012 tarihine kadardevam etmiştir.Dahası, eski alışkanlıkla bu zorunluluğu yerinegetirmeyenler hakkında idari para cezası da uygulanmıştır.Zira, 5510 sayılı Kanunun 102.maddesi birincifıkrasının (c) bendinin 3.numaralı alt bendinegöre, “ek belgenin 86.maddenin beşinci fıkrasınaistinaden Kurumca re’sen düzenlenmesi durumunda,aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıylaher bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına,aylık asgari ücretin yarısı tutarında” idari para cezasıuygulanması gerekmektedir.II.4-Dördüncü Dönem: Yeniden Bir Kez VerilmesininYeterli SayılmasıOrtaya çıkan bu karmaşa yakın zamanda hem dedaha üst bir hukuk normu ile düzeltildi. 1 Eylül 2012tarihi itibariyle yürürlüğe giren İşveren UygulamaTebliğinin (2.1.2.6) maddesinde konuyla ilgili gerekliaçıklamalara yer verilmiştir.Buna göre; işyerlerinde kısmi zamanlı (part-time)olarak çalışan sigortalılar için düzenlenmiş olan yazılısözleşmenin noterden tasdikli olması zorunludeğildir. Kısmi süreli çalışmalara ait iş sözleşmesinoterden onaysız ve yasal süresi dışında verilmişise, verildiği ay ve sonrası için hüküm ifade edecektir.Kısmi iş sözleşmesinin, “Eksik Gün BildirimFormu” ekinde ve aylık prim ve hizmet belgesininverilmesi gereken yasal süre içinde Kuruma verilmişolması kaydıyla, söz konusu form ve sözleşme işverenlerden,sözleşme süresi boyunca, her ay tekraristenilmeyecektir.Hatta bu sefer uygulama alanı genişletilmiş, sadecesözleşme değil eksik gün formunun da her ayistenmeyeceği kararlaştırılmıştır.SONUÇ OLARAK04.02.2011-01.09.2012 devresinde, eksik günbildiriminde kanıtlayıcı belge verme zorunluluğukapsamında olan işyerleri, “06” kodunda eksik günbildirimi yapıp da aylık prim ve hizmet belgesininKuruma verilmesi gereken sürenin sonuna kadareslik gün bildirim formu ekinde yazılı kısmi süreliiş sözleşmesini her ay Kuruna vermemişler ise idaripara cezası ile karşı karşıya kalacaklardır.Bu durum, ilişiksizlik belgesi ile ilgili olarak Kurum2011/13 sayılı Genelgesi ile düzenleme yaparken,hiç ilgisi olmadığı halde ve bazı bölümlerineistisna getirilmeden 16-318 Ek sayılı Genelgenin yürürlüktenkaldırılmasından doğmuştur.Ancak sorun İşveren Uygulama Tebliği ile çözülmüş,1 Eylül 2012 tarihinden geçerli olmak üzere,“06” kodunda eksik gün bildirimi yapılan durumlarda,yazılı kısmi süreli iş sözleşmesinin ve eksik günbildirim formunun her ay verilmesi zorunluluğu ortadankaldırılmıştır.48BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


ÖRNEKLERLE SİGORTALININALACAĞI SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİKGELİRİNİN HESAPLANMASII- GİRİŞİş kazası 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve GenelSağlık Sigortası Kanunu’nun 1 13 üncü maddesindetanımlanmıştır. Buna göre iş kazası;a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniylesigortalı kendi adına ve hesabına bağımsızçalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının,görevli olarak işyeri dışında başka bir yeregönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçenzamanlarda,d) Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğinceçocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtlaişin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradanbedenen ya da ruhen özüre uğratan olaydır(5510, m. 13).İş kazasının meydana gelmesi halinde sigortalıyakazadan dolayı sağlık nedenleri ile çalışamadığı hergün için günlük geçici iş göremezlik ödeneği ödenmektedir(5510, m. 18). Öte yandan iş kazası veyameslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürlernedeniyle SGK tarafından yetkilendirilen sağlık hizmetisunucularının sağlık kurulları tarafından verilenraporlara istinaden SGK Sağlık Kurulunca meslektekazanma gücü en az % 10 oranında azalmış bulunduğutespit edilen sigortalı, sürekli iş göremezlikgelirine hak kazanır (5510, m. 19).1 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu,16.06.2006 tarihli ve 26200 sayılı Resmi Gazete.Bünyamin ESENSosyal Güvenlik DenetmeniBu yazımızda sürekli iş göremezlik gelirinin tanımınıyapacak, ödenek ve gelirlere esas tutulangünlük kazancın tespitini ele alarak sürekli iş göremezlikgelirinin nasıl belirlendiğini örnekler ileaçıklayacağız.II- İŞ KAZASI HALİNDE GELİR VE ÖDENEKLEREESAS KAZANÇİş kazası hallerinde çalışanın almakta olduğu ücretve tüm unsurları ile sigorta primine esas kazanç(SPEK) tutarı önem kazanmaktadır. Zira çalışanınSPEK tutarı, SGK tarafından verilecek ödeneklerinve bağlanacak gelirlerin hesabına esastır. GerektiğindeSGK tarafından iş kazası ve meslek hastalığıhallerinde Sosyal Güvenlik Denetmenleri ve SGKMüfettişleri tarafından denetim yapılarak sigortalınınkazanç tutarı tespit edilmektedir.İş kazası ve meslek hastalığı hallerinde verileceködeneklerin veya bağlanacak gelirlerin hesabınaesas tutulacak günlük kazanç; iş kazasının olduğutarihten, meslek hastalığı halinde ise iş göremezliğinbaşladığı tarihten önceki on iki aydaki son üçay içinde 5510 sayılı Kanuna göre (5510, m. 80)hesaplanacak prime esas kazançlar toplamının, bukazançlara esas prim ödeme gün sayısına bölünmesisuretiyle hesaplanır (5510, m.17). 4/1-(a) sigortalılarıaçısından ayni esaslar ile daha önce mülga 506sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda 2 yer almaktaolan uygulama 4/1-(b) (Bağ-Kur) sigortalıları açısından5510 sayılı Kanunla yeni bir düzenleme olarakgetirilmiştir.İş göremezliğin başladığı tarihten önceki on ikiaydaki son üç ay içindeki kazancın tespitini örneklerile açıklayalım:2 Mülga 506sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 29.07.1964 tarih ve11766 sayılı Resmi Gazete.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 49


• MESLEKİ YAZILARÖrnek 1: A Ltd. Şti. unvanlı tüzel kişiliğe ait işyerinde01.02.2012 tarihinde çalışmaya başlayan işçiB, 29.08.2009 tarihinde iş kazası geçirmiştir. İşçitam süreli olarak çalışmaktadır. İşçi Ağustos ayındaavans şeklinde brüt 2200 TL, Temmuz ayında brüt2000 TL, Haziran ayında brüt 1800 TL, Mayıs ayındaise brüt 1600 TL ücret almıştır.İşçinin iş göremezliğinin başladığı tarih olanAğustos ayı günlük kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır.İşçinin gelir ve ödeneklerin hesabınaesas tutulacak günlük kazanç tutarı Mayıs, Haziranve Temmuz aylarının günlük kazançları ortalamasıolan 60 TL’dir.Örnek 2: İşveren C’nin yanında 01.11.2012 tarihindeçalışmaya başlayan işçi D 25.12.2012 tarihindeiş kazası geçirmiştir. İşçi Kasım ayının ücretini2250 TL olarak almıştır. İşçi işe girdiği tarihte 8 aydırişsiz olup, son olarak işveren E’ye ait işyerinden30.02.2011 tarihinde işten ayrılmıştır. İşçinin birönceki işyerinde Ocak ve Şubat aylarında 1800 TLücret aldığı görülmektedir.İşçinin iş göremezliğinin başladığı tarih olan Aralıkayı günlük kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır.İşçinin günlük kazanç tutarı iş göremezliğinbaşladığı tarihten geriye doğru son on iki ayiçerisindeki son üç ay olan Şubat, Ocak ve Kasımaylarına ait günlük kazançlarının ortalaması alınmaksuretiyle bulunacaktır. İşçinin aradaki süredeçalışmamış olması önem arz etmemektedir. Buna işçiningelir ve ödeneklerinin hesabına esas tutulacakgünlük kazancı 65 TL olarak bulunacaktır.On iki aylık dönemde çalışmamış ve ücret almamışolan sigortalı, çalışmaya başladığı ay içindeiş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle işgöremezliğe uğrarsa verilecek ödeneklerin veyabağlanacak gelirlerin hesabına esas günlük kazanç;çalışmaya başladığı tarih ile iş göremezliğininbaşladığı tarih arasındaki sürede elde ettiğiprime esas günlük kazanç toplamının, çalıştığıgün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.Örnek 3: İşçi F 01.05.2013 tarihinde çalışmayabaşladığı işyerinde 13.05.2013 tarihinde iş kazasıgeçirmiştir. İşçinin iş kazasının olduğu tarihten geriyedoğru bir yıl içerisinde hiç çalışmadığı ve ücretalmadığı görülmektedir. İşçinin gelir ve ödeneklerineesas tutulacak kazancı işe girdiği ayın 1’i ile13’ü arasında hak ettiği kazanç tutarının çalıştığıgün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır.Sigortalının çalışmaya başladığı gün iş kazasınauğraması halinde de sürekli iş göremezlik geliri almasımümkündür. Bu sosyal sigorta ödeneği belirlibir süre sigortalı olmayı gerektirmez. Ancak sigortalınınçalışmaya başladığı gün iş kazası geçirmesihalinde temel soru günlük kazancın nasıl hesaplanacağıdır.İşte bu takdirde aynı veya emsal işteçalışan benzeri bir sigortalının günlük kazancı esastutulacaktır.Emsal işçi kavramı 4857 sayılı İş Kanunu’nun 3 12inci maddesinin son fıkrasında tanımlanmıştır. Bunagöre emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte belirsizsüreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçidir. İşyerindeböyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolundaşartlara uygun bir işyerinde aynı veya benzer işiüstlenen belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılanişçi dikkate alınır.Örnek 4: İşçi A işe girdiği gün olan 01.02.2012tarihinde iş kazası geçirmiştir. İşçinin “Duvarcı Ustası”olarak işe alındığı ve işyerinde ayni statüdeçalışan emsal işçinin ücretinin 1500 TL olduğu görülmektedir.İşçi son on iki ay içerisinde başka birişyerinde çalışmamış ve ücret almamış bulunmaktadır.Bu takdirde iş kazası geçiren işçi B’nin ödenekve gelire esas günlük kazanç tutarı emsal işçininkazancı kabul edilen 50 TL olarak kabul edilecektir.Örnek 5: C A.Ş. unvanlı hazır giyim işiyle uğraşanişyerinde “Muhasebe Müdürü” olarak çalışmayabaşlayan işçi D çalışmasının 10 uncu gününde iş kazasıgeçirmiştir. İşçi henüz çalışması ile ilgili olarakücret almamış olup son 12 ay içerisinde başka birişyerinde de çalışmamış ve ücret almamıştır. Öteyandan işyerinde emsal konumda başka bir çalışanda bulunmamaktadır. Öte yandan hazır giyim sektöründekiayni unvandaki emsal bir işçinin ücretinin3000 TL olduğu tespit olunmaktadır. Bu takdirde işçiningünlük kazanç tutarı emsal işçi esas alınarakgünlük 100 TL olarak kabul edilecektir.Örnek 6: İşçi E 01.05.2009 tarihi ile 30.03.2010tarihleri arasında A Ltd. Şti. unvanlı tüzel kişiliğeait işyerinde aylık 30 günlük çalışma karşılığı brüt1800 TL ile çalışmıştır. 15.08.2010 tarihine kadarherhangi bir işyerinde çalışmayan işçi E bu tarihte FLtd. Şti. unvanlı tüzel kişiliğe ait işyerinde çalışmayabaşlamıştır ve işe başladığı gün iş kazası geçirmiştir.Bu takdirde işçinin günlük kazanç tutarınıntespitinde son on iki ay içerisindeki ücret aldığı sonüç ay olan Ocak, Şubat, Mart ayları dikkate alınacaktır.İşçinin son ücretini aldığı işyerinin başka birişyeri olması durumu değiştirmez. Buna göre işçiningelir ve ödeneklere esas günlük kazancı 60 TL’dir.Örnek 7: A Ltd. Şti. unvanlı tüzel kişiliğe ait işyerinde01.03.2009 tarihinde çalışmaya başlayan3 4857 sayılı İş Kanunu, 10.06.2003 tarihli ve 25134 sayılı ResmiGazete’de yayınlanmıştır.50BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


işçi 30.05.2010 tarihinde iş kazası geçirmiştir. İşçiçalıştığı dönem boyunca aylık 15 günlük çalışmasıkarşılığı her ay brüt 1800 TL ücret almıştır. Bu takdirdeişçinin gelir ve ödeneğe esas günlük kazancı120 TL olarak hesaplanacaktır. Zira günlük kazançay içerisinde alınan ücretin çalışılan gün sayısınabölünmesi suretiyle hesaplanır.İş kazası ile meslek hastalığı sigortasından bağlanacakgelirlere esas tutulacak aylık kazanç, belirttiğimizşekilde hesaplanacak günlük kazancın otuzkatıdır.III- ÇIPLAK MAAŞ DIŞINDAKİ UNSURLAR DİKKA-TE ALINIR MI?5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddenin birincifıkrasının (a) bendi gereği sigortalı sayılanların,başka bir deyişle mülga SSK’lı sigortalıların; ödenekveya gelire esas günlük kazançlarının hesabındaprim, ikramiye ve bu nitelikteki arızi ödemelerdikkate alınmış ise ödenek ve gelire esasalınacak günlük kazanç, ücret toplamının ücretalınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacakgünlük kazanca, % 50 oranında bir ekleme yapılarakbulunan tutardan çok olamaz. Bu durumuyine bir örnek ile açıklayalım:Örnek 8: İşveren C yanında 15.05.2010 tarihindeçalışmaya başlayan işçi D 10.12.2010 tarihindeiş kazası geçirmiştir. İşçinin tam olarak çalıştığı 9,10 ve 11 inci aylarda 2400 TL brüt ücret yanında 9uncu ayda brüt 2000 TL ikramiye, 10 uncu ayda isebrüt 1500 TL prim almış bulunmaktadır. Buna göreişçinin gelir ve ödeneklere esas tutulacak günlükkazancı 9 ay için günlük 120 TL, 10 uncu ay içingünlük 130 TL, 11 inci ay için günlük 80 TL olarakhesaplanır. Toplamda son üç aylık günlük kazanç ortalaması110 TL olacaktır.Örnek 9: SGK tarafından yapılan denetimde Örnek8’te belirtilen işçinin belirtilen kazançlar dışındayanında 11 nci ayda ise 1600 TL ayni RamazanBayramı gıda yardımı almış olduğu anlaşılmıştır. 11inci ayda alınan ayni yardım sigorta primine esaskazanç (SPEK) içerisinde olmadığından dikkate alınmayacaktır.Buna göre işçinin gelir ve ödeneklereesas tutulacak günlük kazancı değişmeyecek veyine 110 TL olarak kalacaktır. Altını çizmek gerekirki günlük kazancın tespitinde yalnızca SPEK kapsamınagiren ödemeler dikkate alınmaktadır.İdare veya yargı mercilerince verilen karargereğince yapılan ücret, ikramiye, zam, tazminatve bu mahiyetteki ödemelerden, ödenek vegelirin hesabına esas alınan üç aylık dönemdenönceki aylara ilişkin olanlar dikkate alınmaz. Öteyandan mevzubahis edilen üç aylık dönemdekikısımlar ise gelirin hesabında dikkate alınacaktır.IV- SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK GELİRİNİN HESAP-LANMASIGelire esas tutulan günlük kazancın tespitindensonra sürekli iş göremezlik gelirinin nasıl tespit edileceğinide ele alalım.Sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğindekazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır.Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıya, 17 ncimaddeye göre hesaplanan aylık kazancının % 70’ioranında gelir bağlanır. Sürekli kısmî iş göremezliktesigortalıya bağlanacak gelir, tam iş göremezlikgeliri gibi hesaplanarak bunun iş göremezlik derecesioranındaki tutarı kendisine ödenir. Sigortalı,başka birinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlamaoranı % 100 olarak uygulanır.Gelir sigortalının;Tam iş göremezliği halinde; Günlük kazanç x 30x % 70 veya kısaca GK x 21,Kısmi iş göremezliği halinde ise Günlük kazançx 30 x % 70 x SİD (sürekli iş göremezlik derecesi)veya kısaca GK x 21 x SİD,formüllerine göre hesaplanacaktır.Burada belirtmek gerekir ki, sürekli tam iş göremezlikhâli, sigortalının meslekte kazanma gücünün%100’ünün; sürekli kısmi iş göremezlik hâli ise %10ilâ %99,99’unun kaybedilmesi durumunu ifade eder(SSİY, m. 41).Sigortalının başkasının bakımına muhtaç olmasıdurumunda % 70 olan gelir bağlama oranı % 100olarak dikkate alınacak ve Gelir = GK x 30 x SİDformülüne göre hesaplanacaktır.Konuyu örneklerle izah edelim:Örnek 10: Günlük kazanç tutarı 90 TL olarak tespitedilen bir sigortalının geçirdiği iş kazası sonucu% 40 oranında kısmi iş göremez hale geldiği Kurumcayetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlıkkurulu tarafından verilen raporla tespit edilmişve Kurum Sağlık Kurulu’nca onanmıştır.Buna göre sigortalının sürekli iş göremezlik geliri= 90 TL x 30 x % 70 x % 40 = 756 TL olarak hesaplanacaktır.Örnek 11: Örnek 10’da belirtilen % 40 oranındakısmi iş göremez hale gelmiş olan sigortalının başkabirinin sürekli olarak bakımına muhtaç olduğu usulüncealınan rapordan anlaşılmış, ilgili durum KurumSağlık Kurulunca onanmıştır.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 51


• MESLEKİ YAZILARBu takdirde işçinin alacağı iş göremezlik gelirinhesabında % 70 değil % 100 oranı esas alınacak, 90TL x 30 x % 40 = 1080 TL olarak uygulanacaktır.Belirtilen şekilde hesaplanan gelir, günlük kazançhesabına giren son takvim ayı itibariyle hesaplanangelir olup, gelirin başlangıç tarihi yılın ilkaltı aylık döneminde ise Ocak ödeme dönemi içinaylıklara uygulanan artış oranı kadar, yılın ikinci altıaylık döneminde ise, Ocak ödeme dönemi artışı uygulanmaksızınTemmuz ödeme dönemi için aylıklarauygulanan artış oranı kadar artırılarak, sigortalınıngelir başlangıç tarihindeki geliri hesaplanacaktır(2011/58, m 1.1.1).V- GELİR NE ZAMAN BAŞLAR?Kanuna göre bağlanacak sürekli iş göremezlikgeliri geçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiğitarihi takip eden ay başından; eğer geçici iş göremezliktespit edilemeden sürekli iş göremezlikdurumuna girilmişse, buna ait Kurumca yetkilendirilensağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarıtarafından verilen raporun tarihini, takip eden aybaşından başlatılmaktadır.Sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi içinsigortalının çalıştığı işten ayrılması gerekmez. Sigortalınıntahsis talep dilekçesi ile birlikte SGK’yabaşvurması gerekmektedir.Örnek 12: 15.12.2008 tarihinde iş kazası geçirenve sürekli iş göremezlik derecesinin % 25 olduğunave bakıma muhtaç olmadığına karar verilen sigortalınıngeçici iş göremezlik ödeneğinin sona erdiğitarih 10.03.2009 olup, gelir başlangıç tarihi anılantarihi takip eden ay başı olan 01.04.2009’dur.Örnek 13: 10.02.2010 tarihinde iş kazası geçirensigortalı için iş göremezlik tespit edilmemiştir. Öteyandan Kurumca yapılan sevk sonucu sigortalınınsürekli iş göremezlik derecesinin % 15 olduğu Kurumcayetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularınınsağlık kurulları tarafından verilen 15.05.2010 raporlaanlaşılmıştır. İlgili rapor Kurum Sağlık Kurulu’nca12.07.2010 tarihinden onanmıştır. Buna göre sigortalınıngelir başlangıç tarihi rapor tarihini takip eden aybaşı olan 01.06.2010 tarihi itibariyle başlatılacaktır.4/1-(b) kapsamında bir sigortalının günlük kazançhesabına giren son takvim ayının Kanununyürürlük tarihinden önceki bir tarih olması halinde,basamakların karşılığı gelirler dikkate alınarakson takvim ayı itibariyle Kanun hükümlerine görehesaplanan sürekli iş göremezlik geliri, Kanununyürürlük tarihine kadar mülga kanunlara göre aylıklarınartırılmasında uygulanan artış oranlarına,Kanunun yürürlük tarihinden gelir başlangıç tarihinekadar ise Kanunun 55 inci maddesi hükümlerinegöre artırılacaktır.Belirtmek gerekir ki iş kazası veya meslek hastalığımülga 1479 ve 506 sayılı Kanunların yürürlükteolduğu dönemde meydana gelmiş ise bu takdirde işkazasının olduğu veya meslek hastalığının ilk defatespit edildiği tarihte cari olan hükümler uygulanacaktır.Ayni şekilde gelir ve ödeneklere esas günlük kazancınmülga kanunların cari olduğu dönemlere aitgüncellemeleri ilgili oldukları dönemlerdeki carihükümlere göre yapılmaktadır. 4/1-(a) bendi kapsamındakisigortalılar için, günlük kazanç hesabınagiren son takvim ayı 2008/Ekim (hariç) öncesi olanlarıngelirleri, mülga 506 sayılı Kanun, Günlük kazançhesabına giren son takvim ayı 2008/Ekim (dahil)sonrası olanların gelirleri, Kanun, hükümlerinegöre hesaplanacaktır.4/1-(b) bendi kapsamındaki sigortalılar açısındaise günlük kazanç hesabına giren son takvim ayınınKanunun yürürlük tarihinden önceki bir tarih olmasıhalinde, basamakların karşılığı gelirler dikkate alınarakson takvim ayı itibariyle Kanun hükümlerinegöre hesaplanan sürekli iş göremezlik geliri, Kanununyürürlük tarihine kadar mülga 1479 sayılı Kanunagöre aylıkların artırılmasında uygulanan artışoranlarına, Kanunun yürürlük tarihinden gelir başlangıçtarihine kadar ise Kanunun 55 inci maddesihükümlerine göre artırılacaktır.Konuyu bir 4/1-(b) sigortalısı ile örneklendirelim:Örnek 14: 4/1-(b) kapsamında 12 inci basamaktansigortalı iken 05.10.2008 tarihinde iş kazasıgeçiren ve sürekli iş göremezlik derecesinin % 25olduğuna ve bakıma muhtaç olmadığına karar verilensigortalının geçici iş göremezlik ödeneğinin sonaerdiği tarih 20.02.2009 olup, gelir başlangıç tarihianılan tarihi takip eden ay başı olan 01.03.2009’dur.Anılan sigortalının son takvim ayı 2008/Ocak ayıolup, sürekli iş göremezlik geliri Kanun hükümlerinegöre hesaplanacak ve ortalama aylık kazancıntespitine esas sürelerde sigortalının tabi olduğubasamak değerlerinin karşılığı prime esas kazançlardikkate alınacaktır. (2008 yılı birinci altı aylıkdönemde 12 nci basamağın prime esas kazanç değeriaylık 714,97 TL’dir). Son takvim ayı itibariylehesaplanan gelir, Kanunun yürürlük tarihine kadar1479 sayılı Kanunun mülga hükümlerine, Kanununyürürlük tarihinden gelir başlangıç tarihine kadarise Kanun hükümlerine göre artırılacaktır.Buna göre;52BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


Ortalama günlük kazanç: 714,97/ 30 = 23,83Ortalama aylık kazanç: GK x 30 = 23,83 x 30 =714,97Gelir: 714,97 x % 70 x % 25 = 125,12 TL.Belirtilen sigortalıya ait bulunan gelir son takvimayı olan 2008/Ocak dönemi geliri olup, gelirbaşlangıç tarihine aylık artışları (2008/Ocak ödemedöneminde % 2, 2008/Temmuz ödeme döneminde% 7,2 ve 2009/Ocak ödeme döneminde ise % 3,84)ile taşınacaktır. Buna göre; Gelir başlangıç tarihinetaşınan değer: 125,12 x 1,02 x 1.072 x 1.0384 =142,06 TL olacaktır (2011/58, m. 1.1.1.2.).VI-SONUÇSosyal güvenlik hukukunda iş kazası geçirensigortalıya çalışamadığı her gün için günlük geçiciiş göremezlik ödeneği ödenmektedir. Öte yandaniş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalıkve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilensağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarıtarafından verilen raporlara istinaden Kurum SağlıkKurulunca meslekte kazanma gücü en az % 10oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalı,sürekli iş göremezlik gelirine de hak kazanır.Ödeneklerin veya gelirlerin hesabına esas tutulacakgünlük kazanç; iş kazasının olduğu tarihtenönceki on iki aydaki son üç ay içindeki primeesas kazançlar toplamının, bu kazançlara esasprim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.İşçiye prim, ikramiye ve bu niteliktekiarızi ödemeler yapılmış ise ödenek ve gelire esasalınacak günlük kazanç, ücret toplamının ücretalınan gün sayısına bölünmesiyle hesaplanacakgünlük kazanca, % 50 oranında bir ekleme yapılarakbulunan tutardan çok olamaz.Sürekli iş göremezlik geliri, sigortalının mesleğindekazanma gücünün kaybı oranına göre hesaplanır.Sürekli tam iş göremezlikte sigortalıyaortalama aylık kazancının % 70’i oranında gelirbağlanır. Sürekli kısmî iş göremezlikte sigortalıyabağlanacak gelir, tam iş göremezlik geliri gibihesaplanarak bunun iş göremezlik derecesi oranındakitutarı kendisine ödenir. Sigortalı, başkabirinin sürekli bakımına muhtaç ise gelir bağlamaoranı % 100 olarak uygulanmaktadır.Hesaplanan gelir, günlük kazanç hesabına girenson takvim ayı itibariyle hesaplanan gelirolup, gelirin başlangıç tarihi yılın ilk ve ikinci altıaylık döneminde aylıklara uygulanan artış oranıkadar artırılarak, sigortalının gelir başlangıç tarihindekigeliri hesaplanacaktır. Mülga 1479 ve 506sayılı Kanunların yürürlükte olduğu dönemleredair güncellemelerse ilgili oldukları dönemlerdekicari hükümlere göre yapılmaktadır. İş kazasıilgili kanunların yürürlükte olduğu dönemde meydanagelmiş ise bu takdirde iş kazasının olduğutarihte cari olan hükümler uygulanacaktır.KAYNAKÇAGüzel, Ali; Okur, Ali Rıza ve Canikoğlu, Nurşen(2010). Sosyal Güvenlik Hukuku, İstanbul: Beta BasımYayım.Kurt, Resul (2006). İş Hukuku Mevzuatında Usulve Esaslar. İstanbul: İSMMMO Yayınları.Sosyal Güvenlik Kurumu (10.06.2011) ÇalışmaGücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemlerikonulu Genelge. Ankara.Sosyal Güvenlik Kurumu (12.05.2010) Sosyal Sigortaİşlemleri Yönetmeliği. Ankara: Resmi Gazete(27579 sayılı).Sosyal Güvenlik Kurumu (13.06.2011) Kısa vadelisigorta kolları uygulamaları konulu 2011/50 sayılıGenelge. Ankara.Sosyal Güvenlik Kurumu (16.06.2011) Kayıt dışıistihdam ile mücadele konulu 2011/51 sayılı Genelge.Ankara.Sosyal Güvenlik Kurumu (22.07.2012) KanunaGöre 4/1-(a) ve 4/1-(b) Kapsamındaki SigortalılarınTahsis İşlemleri konulu 2011/58 sayılı Genelge.Ankara.Sosyal Güvenlik Kurumu (24.01.2012) Primeesas kazançların alt ve üst sınırları ile bazı işlemlereesas tutarlar konulu 2012/3 sayılı Genelge.Ankara.T.C. Yasalar (10.06.2003) 4857 sayılı İş Kanunu.Ankara: Resmi Gazete (25134 sayılı).T.C. Yasalar (14.09.1971) mülga 1459 sayılı Esnafve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız ÇalışanlarSosyal Sigortalar Kurumu Kanunu. Ankara: ResmiGazete (13956 sayılı).T.C. Yasalar (16.06.2006) 5510 sayılı Sosyal Sigortalarve Genel Sağlık Sigortası Kanunu. Ankara:Resmi Gazete (26200 sayılı).T.C. Yasalar (29.07.1964) mülga 506 sayılıSosyal Sigortalar Kanunu. Ankara: Resmi Gazete(11766 sayılı).Tuncay, A. Can ve Ekmekçi, Ömer (2011). SosyalGüvenlik Hukuku Dersleri, İstanbul: Beta BasımYayım, 14. Basım.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 53


• MESLEKİ YAZILARŞİRKET ORTAKLARINA SGKTARAFINDAN İDARİ PARA CEZASIVERİLİP VERİLMEYECEĞİNİNAÇIKLANMASIVakkas DEMİRSGK MüfettişiI- GİRİŞ5510 sayılı yasadan önce şirket ortakları 1479sayılı esnaf Bağ-Kur yasası kapsamında zorunlu olaraksigortalı sayılmışlardı. Şirket ortağı olan kişiler,şirkete ortak oldukları tarihten itibaren üç ayiçinde Bağ-Kur’a kayıt ve tescilini yaptırmadıklarıtakdirde, Bağ-Kur tarafından bu kişilere yaklaşık 80TL tutarında idari para cezası verilmekteydi. Şirketortaklığı sona eren kişilerin de Bağ-Kur kapsamındasigortalılıkları sona erdiğinden dolayı, şirket ortaklığınınsona erme durumunu üç ay içinde Bağ-Kur’abildirmeyenler hakkında da, Bağ-Kur tarafından bukişilere yaklaşık 80 TL tutarında idari para cezasıverilmekteydi.Bağ-Kur mevzuatında şirket ortaklarına “tescilve sigortalılığın sona ermesi” konusunda uygulananidari para cezasının miktarı düşük olduğu için, şirketortakları tarafından bu uygulamaya pek itirazedilmemekte ve idari para cezaları ödenmekteydi.Ancak, 5510 sayılı yasanın 1 Ekim 2008’den itibarenbütün hükümleriyle yürürlüğe girmesiyle birlikte,idari para cezaları brüt asgari ücret tutarıüzerinden tespit edilmeye ve vatandaşlara verilmeyebaşlandı. İdari para cezası tutarları 1 Ekim2008’den sonra, 2008 öncesindeki devreye göreyüksek olunca, vatandaşlar tarafından bazı SGK uygulamalarınaitiraz edilmeye başlandı.Son zamanlarda SGK tarafından bazı şirket ortaklarına,5510 sayılı yasadaki bildirim yükümlülüğüneuyulmadığı gerekçesiyle idari para cezası tebligatlarıgönderilmiş ve gönderilmeye devam edilmektedir.Bu makale çalışmamızda, şirket ortaklığınagirişini ve şirket ortaklığından ayrılışını SGK’ya bildirmeyenkişilere SGK tarafından idari para cezasıverilip verilemeyeceğini açıklamaya çalışacağız.II- ŞİRKET ORTAKLIĞININ 5510 SAYILI YASADAKİSİGORTALILIK BAŞLANGIÇLARI VE SONA ERME DU-RUMLARIŞirket ortaklarının 5510 sayılı yasadaki sigortalılıklarınailişkin SGK’ya bildirim yükümlülüğü, ikişekildedir. Bunlardan birincisi; şirket ortaklarınınsigortalılıklarının başlangıcına ilişkin SGK’ya bildirimyükümlülüğü, ikincisi ise, şirket ortaklarınınsigortalılıklarının sona ermesine ilişkin SGK’ya bildirimyükümlülüğüdür.Şirket ortaklarının sigortalılıklarının ne zamandanitibaren başlatılacağı, 5510 sayılı yasanın7 nci maddesi (b) fıkrasında hüküm altına alınmıştır.Bahse konu (b) fıkrasına göre, şahıs şirketlerindenkollektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditerortakları ve donatma iştiraki ortaklarının5510 sayılı yasa kapsamındaki sigortalılıkları, vergimükellefiyetlerinin başladıkları tarihten itibarenbaşlamaktadır.Limited şirket ortakları ile sermayesi paylara bölünmüşkomandit şirketlerin komandite ortaklarının5510 sayılı yasa kapsamındaki sigortalılıkları şirketinticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleritarihten itibaren başlamaktadır.Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının5510 sayılı yasa kapsamındaki sigortalılıklarıise, yönetim kuruluna seçildikleri tarihtenitibaren başlamaktadır.Şirket ortaklarının sigortalılıklarının ne zamansona ereceği ise, 5510 sayılı yasanın 9 uncu maddesindehüküm altına alınmıştır. Bahse konu 9 uncumaddeye göre, şahıs şirketlerinden kollektif, adikomandit şirketlerin komandite ve komanditer ortaklarıve donatma iştiraki ortaklarının 5510 sayılıyasa kapsamındaki sigortalılıkları, vergi mükellefi-54BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


yetlerinin sona erdiği tarihten itibaren sona ermektedir.Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerinkomandite ortaklarının 5510 sayılı yasa kapsamındakisigortalılıkları, şirketin ticaret sicil memurluğundankaydının silindiği tarihten itibarensona ermektedir.Limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamınıdevredenlerin hisse devri yapılmasına ortaklarkurulunca karar verildiği tarihten itibarensona ermektedir.Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olanortaklarının sigortalılıkları, yönetim kurulu üyeliklerininsona erdiği tarihten itibaren sona ermektedir.Hakkında mahkemece iflas veya tasfiye açılmışolan şirketin ortakları, şirket ortaklığına istinadenkurulan 4/b sigortalılıklarını SGK’dan talep etmelerihalinde, mahkemece iflasın veya tasfiyenin açılmasınakarar verilen tarihte sona erdirirler. Bunayönelik taleplerinin olmaması halinde ise, şirket ortaklığındandolayı kurulan 4/b sigortalılıkları, mahkemeceiflasın kapatılmasına karar verilen tarihtesona erdirilir. Şirket ortağının eğer SGK’dan böylebir talebi yoksa, şirketin tasfiyesinin sonuçlandığınadair tasfiye kurulu kararının ticaret sicil memurluğunatescil edildiği tarih itibariyle sigortalılığı sonaerer. Münfesih duruma düşen herhangi bir şirketinortağının sigortalılığı, sigortalının (şirket ortağının)SGK’dan talepte bulunması halinde, şirketin münfesihduruma düştüğü tarih itibariyle sigortalılığısona erer. Şirket ortağının SGK’dan böyle bir talebiyoksa, şirketin tasfiyesinin sonuçlandığına dairtasfiye kurulu kararının ticaret sicil memurluğunatescil edildiği tarih itibariyle şirket ortağının sigortalılığısona erer.III- SGK’NIN ŞİRKET ORTAKLARINA İDARİ PARACEZASI VERİP VEREMEYECEĞİBazı SGK müdürlüklerince vatandaşlara gönderilenidari para cezalarının asıl konusu, yazımızın üsttekibölümünde belirttiğimiz gibi şirket ortaklarınınortaklığa başlayış ve ortaklıktan çıkış durumlarınıSGK’ya bildirmemelerinden dolayıdır.İdari para cezalarına konu olan asıl durum “bildirimyükümlülüğü” olduğu için, 5510 sayılı yasadaşirket ortaklarıyla ilgili bildirim yükümlülüğü hükümleriniaçıklayalım.5510 sayılı yasanın “Sigortalı Bildirimi ve Tescili”başlıklı 8 inci maddesi üçüncü fıkrasında; “…diğerleri için 7 nci maddenin birinci fıkrasının (b)bendinde belirtilen sigortalılık başlangıcından; …kendi mevzuatına göre kayıt ve tescili yapan ilgilikurum, kuruluş ve birlikler, vergi daireleri ve esnafsicil memurluğu sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek,Kuruma vermekle yükümlüdür. 4 üncümaddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve(3) numaralı alt bentlerinde sayılanların bildirimlerien geç 15 gün, … içinde yapılır…” hükümleribulunmaktadır.Kanun metnindeki hükümlerden anlaşılacağıüzere, şirket ortağı olan kişilerin ortaklıklarınınbaşlangıcını, ortaklık başlangıcından itibaren 15gün içinde Kuruma bildirme yükümlülüğü, sigortalısayılmayı gerektiren faaliyeti kayıt altına alan kurum,kuruluş, birlikler ve vergi dairelerine aittir.Örnek olarak, Bay A, 01.05.2012’de bir limited şirketeortak olmuş ve bu durum 01.05.2012’de ticaretsicile tescil olunmuştur. Ticaret sicil memurluğu,bu durumu en geç 15 gün içinde Sosyal GüvenlikKurumuna bildirmekle görevli ve yükümlüdür.Şirket ortaklarının ortaklıklarının başlangıç tarihindenitibaren SGK’ya 15 gün içinde bildirim yükümlülüğüneuymayanlar için verilecek idari paracezalarına ilişkin hükümler, 5510 sayılı yasanın 102nci maddesinde düzenlenmiştir. Bahse konu 102 ncimaddede aynen; “ …g) 8 inci maddesinin üçüncüfıkrasında,.. belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyenkurum ve kuruluşlar ile tüzel kişilere aylıkasgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır…”hükümleri bulunmaktadır.Bu hükümlerden hareketle, kollektif, adi komanditşirket, sermayesi paylara bölünmüş komanditşirket ile limited şirket ortaklarının, ortaklıklarınınbaşlangıcına ilişkin kayıt ve tescil yükümlülüğü, vergidairelerinde ve ticaret sicil memurluklarında olduğuiçin, bu şirketlerin ortaklarına tescile dair bildirimyükümlülüğüne uyulmadığı gerekçesiyle SGK tarafındanidari para cezası verilemez. Anonim şirketlerinyönetim kurulu üyelerinin ise, sigortalılık başlangıçlarıher ne kadar yasa metninde; “yönetim kurulunaseçildikleri tarihten itibaren” başlayacağı hüküm altınaalınmışsa da, yönetim kurulu üyelerinin seçilmelerineilişkin durumu, ticaret sicil memurluğunatescil ettirme zorunluluğu olduğu için, anonim şirketlerinortaklarına veya tüzel kişiliğine de, tesciledair bildirim yükümlülüğüne uyulmadığı gerekçesiyleSGK tarafından idari para cezası verilemez.Kaldı ki, 5510 sayılı yasanın 8. maddesi ikincifıkrasında, “Sigortalılar çalışmaya başladıkları tarihtenitibaren en geç bir ay içinde, sigortalı olarakçalışmaya başladıklarını Kuruma bildirirler. Ancak,sigortalının kendini bildirmemesi, sigortalı aleyhinedelil teşkil etmez.” hükümleri bulunmaktadır.SGK’nın şirket ortaklarına tescile dair yükümlülüğeuyulmadığı gerekçesiyle idari para cezası veremeyeceğiüstte anlattığımız hususlarla kesinleşmiş• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 55


• MESLEKİ YAZILARbulunmaktadır. Şimdi de, SGK’nın şirket ortaklarınasigortalılıklarının sona ermesini SGK’ya bildirmedikleritakdirde idari para cezası verip veremeyeceğiniaçıklamaya çalışalım.Şirket ortaklarının sigortalı sayılmayı gerektirenfaaliyetlerin sona erdirilmesinin bildirilmesi ile ilgiliyükümlülükler ise, 5510 sayılı yasanın 9 uncumaddesinde düzenlenmiştir. Bahse konu maddemetni hükümleri; “…b) bendinde 1 belirtilen şekillerdesona erenlerin durumları ise kendileri vesözü edilen bentte belirtilen faaliyetin sona ermehalinin bildirildiği kuruluşlar veya vergi daireleritarafından, en geç on gün içinde Kuruma bildirilir…”şeklindedir.Yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere SGKtarafından ne tür bir yaptırım uygulanacağı 5510sayılı yasanın 102-g maddesinde açıklanmıştır. Sözkonusu maddede; “…g) 8 inci maddesinin üçüncüfıkrasında, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (b)bendinde belirtilenler için aynı maddenin üçüncüfıkrasında, …belirtilen yükümlülükleri yerinegetirmeyen kurum ve kuruluşlar ile tüzel kişilereaylık asgarî ücret tutarında idarî para cezası uygulanır.”hükümleri bulunmaktadır.Kollektif, adi komandit şirket ile donatma iştirakiortaklarının sigortalılıkları vergi kayıtlarının sonaerdiği tarih itibariyle sonlandırıldığı, sermayesipaylara bölünmüş komandit şirketlerin komanditeortaklarının sigortalılıkları ise şirketin ticaret sicilmemurluğundaki kaydının silindiği tarihten itibarensonlandırıldığı ve bu konuyu SGK’ya 10 gün içindebildirim yükümlülüğü vergi dairelerine ve ticaretsicil memurluklarına ait olduğu için, bu şirketlerinortaklarına sigortalılığın sona ermesine dair yükümlülüğeuymadıkları gerekçesiyle SGK tarafından idaripara cezası verilemez.Ayrıca, limited şirketteki hissesini devreden vebuna ortaklar kurulunca karar verilen şirket ortaklarıile anonim şirketteki yönetim kurulu üyeliklerisona eren şirket ortakları, hisse devri ve yönetimkurulu üyeliğinden ayrılma ticaret sicil gazetesinetescil ettirdiği ve bu durum ticaret sicil memurluğuncaSGK’ya bildirilmek zorunda olduğu için, budurumdan dolayı bu şirket ortaklarına da SGK tarafındanidari para cezası verilemez.Buraya kadar anlatılanlar net ve açıktır. Ancakuygulamada tasfiyeye giren veya fesh olunan limitedşirketin ortaklarına SGK tarafından; “tasfiyeyive feshi neden 10 gün içinde Kuruma (SGK) bildirmedin?”diye brüt asgari ücret tutarında idari paracezası verilmektedir.1 B bendi; tarım, esnaf, köy mahalle muhtarları ile şirketortaklarının sigortalılık durumlarının sona ermesi hükümleriniihtiva etmektedir.Şimdi bu konunun detayları üzerinde durup analiziniyapalım. Bilindiği üzere limited şirketin tasfiyesi;herhangi bir nedenle faaliyetine son verenşirketin alacaklarının tahsili, borçlarının ödenmesive eğer geriye mal varlığı kalırsa bunun ortaklararasında dağıtılmasıdır. Limited şirketin tasfiye sürecişirketin sona ermesiyle başlar ve tasfiye, şirketinsona ermesine son noktayı koyar. Limited şirketintasfiyesine uygulamada genelde ortaklar kurulukarar vermekte olup, şirket hakkında tasfiyeninaçılmasına mahkemece karar verilmesine çok nadirrastlanılmaktadır. Limited şirketlerin tasfiyesi şirketinortaklar kurulunca ticaret sicil memurluğunatescil ve ilan ettirilir. İnfisahın ticaret siciline tescilve ilan ettirildiği tarih şirket hakkında tasfiyeninbaşlangıç tarihi olarak kabul edilir. Limited şirketlerdetasfiye süreci, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasındansonra şirket kaydının ticaret sicilinden silinmesinekadar devam etmektedir. Limited şirketintasfiyesinin sonuçlandığına dair tasfiye kurulu birkarar alır ve tasfiyenin sona erdiğine ilişkin bu kararticaret sicil memurluğuna tescil ettirilir.İşte, limited şirketlerin fesh olunması veya tasfiyeyegirmesi durumları ticaret sicil memurluklarıncatescil ve ilan edildiği için, tasfiyeye giren veyafesh olunan bir limited şirketin ortaklarına SGK tarafından;“neden fesih veya tasfiyeyi 10 gün içindeKuruma bildirmedin?” gerekçesiyle idari para cezasıverilemez. Çünkü, şirketin fesih veya tasfiye işlemiticaret sicil memurluğunca tescil edildiği için, bunailişkin bildirim yükümlülüğü de, şirket ortağına değil,ticaret sicil memurluğuna aittir.IV- SONUÇBu makale çalışmamızda, SGK tarafından şirketortaklarına tescil ve sigortalılığın sona ermesiyle ilgilibildirim yükümlülüğüne uyulmadığı gerekçesiyleidari para cezası verilip verilemeyeceğini açıklamayaçalıştık.Bu çalışmamızda, şirket ortaklarının gerek ortaklıklarınınbaşlangıcını gerekse ortaklıklarınınsona ermesini SGK’ya bildirmemekten dolayı SGKtarafından idari para cezası verilemeyeceği sonucunaulaştık. Ancak, bu yazımızda açıkladığımız veortaya koyduğumuz şekilde bütün yasa hükümleriaçık olmasına rağmen SGK müdürlükleri tarafındanyine de, şirket ortaklarına idari para cezası veriliyorsa,bunun eski Bağ-Kur uygulamalarından gelenbir alışkanlık olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, yazımızıngiriş bölümünde de belirttiğimiz gibi, 1 Ekim2008’den önceki Bağ-Kur uygulamalarında, şirketortaklarının şahıslarına bildirim yükümlülüğüne uymadıklarıgerekçesiyle idari para cezası verilmekteydi.56BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


SERBEST MUHASEBECİ 1 VE SERBEST MUHASEBECİMALİ MÜŞAVİRLERİN SAHTE VEYA YANILTICI BELGEKULLANIMI MİKTAR VEYA TUTAR İTİBARİYLEİŞLETMENİN FAALİYET KONUSU VEYA İŞ HACMİYLEMÜTENASİP OLMAYAN BELGELER İLE TİCARİÖRF VE TEAMÜLE UYGUN OLMAYAN BELGELERKAPSAMINDAKİ SORUMLULUKLARININ SINIRI.Mesut UÇAKVergi Müfettişi• MESLEKİ YAZILAR11- GİRİŞ:13.6.1989 ( değişik tarihlerde düzenlemeleryapılmıştır) tarihinde yürürlüğe giren 3568 sayılıyasa ile işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerinsağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak,faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesindedenetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarakgerçek durumu ilgililerin ve resmî mercilerinistifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksekmeslekî standartları gerçekleştirmek hedeflenmiştir.Ayrıca mezkûr yasa ile mesleğin konusu,meslek mensubu olmanın genel ve özel şartları,staj, meslek mensubu olabilmek için yapılacak sınavve usulleri, odalar, odaların teşkili, görev vesorumlulukları ve bu odaların bağlı olduğu TürkiyeSerbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve YeminliMali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) hakkındaçeşitli hükümlere yer verilmiştir.1 Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik veYeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun adını “Serbest MuhasebeciMali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu” olarakdeğiştiren, serbest muhasebeciliği kaldırarak, bu unvanı alanlara“serbest muhasebeci mali müşavirliğe” geçiş hakkı tanıyan yasa,26/7/2008 tarih ve 26948 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarakyürürlüğe girmiştir. İlgili yasal düzenleme ile “Serbest MuhasebeciMali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu” metninden,“Serbest Muhasebecilik” ve “Serbest Muhasebeci” ibareleriçıkarılmıştır. Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce serbest muhasebeciunvanını almış olanlar ile serbest muhasebecilik stajınadevam edenlere, “serbest muhasebeci mali müşavir”liğe geçişhakkı tanınmıştır. Bu kişiler, TÜRMOB tarafından verilen meslekiuyum eğitimini tamamladıkları tarihten itibaren beş yıl içindeyapılacak özel serbest muhasebeci mali müşavirlik sınavlarınabeş defa girebilecekler. Bu sınavlarda başarılı olanlar, serbest muhasebecimali müşavir unvanını almaya hak kazanacaklar.Söz konusu sınavlarda başarılı olamayanlar veya sınavakatılmayanlar ise sadece serbest muhasebeci unvanı ileçalışabilecek, ancak “serbest muhasebeci mali müşavir” unvanınıkullanamayacaklardır. Bunlar, mezkur kanunun 2 nci maddenin (A)fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde belirtilen işleri yapamayacaklardır.Bilindiği üzere Serbest Muhasebeci, SerbestMuhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerinyetki, hak ve sorumluluklarıyla ilgili düzenlemeler3568 2 Sayılı Serbest Muhasebeci MaliMüşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanun’u 3 vebu kanun çerçevesinde yayımlanan ikincil ( yönetmelik,genel tebliğ ) mevzuatta yer almaktadır.Diğer taraftan 3568 sayılı yasanın “mesleğinkonusu” başlıklı 2 inci maddesinin “A” bendindemeslek mensuplarının ( Serbest Muhasebeci,Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ) yetkilerine,yer verilmiş ancak belirtilen işlemleri yaparkenortaya çıkabilecek mali sorumluluklarla ilgili düzenlemelereilgili yasada yer verilmemiştir. Malisorumlulukla ilgili düzenlemelere ise 06/07/1994tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğegiren 4008 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununa eklenenmükerrer 227 nci madde de yer verilmiştir.İlgili madde ile vergi beyannamelerinin 3568 sayılıKanuna göre yetki, almış meslek mensupları tarafındanda imzalanması mecburiyetini getirmeyeMaliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Bu suretle, beyannameyiimzalayan meslek mensupları, imzaladıklarıbeyannamelerde yer alan bilgilerin defterkayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil edenbelgelere uygun olmamasından dolayı ortaya çıkanvergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi, ceza vegecikme faizlerinden mükelleflerle birlikte müşterekenve müteselsilen sorumlu tutulacaklardır.2 “Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik veYeminli Mali Müşavirlik” olan bu Kanunun adı; 5786 sayılı Kanunun1 inci maddesiyle “Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve YeminliMali Müşavirlik Kanunu” olarak, değiştirilmiştir.3 13.06.1989 tarih ve 20194 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştırBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 57


• MESLEKİ YAZILARBir başka ifadeyle 3568 sayılı yasayla meslek mensuplarınaverilen yetkilere ilişkin mali sorumluluk,Vergi Usul Kanununun 4 mükerrer 227 nci maddesiile düzenlenmiş bulunmaktadır. Vergi beyannamelerinin,3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslekmensupları tarafından da imzalanması mecburiyetiile mali sorumluluğa ilişkin usul ve esaslar ise 4 SıraNo.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebecive Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanmasıHakkında Genel Tebliğ 5 ile yapılmıştır.Biz yazımızda meslek mensuplarına V.U.K.’unmükerrer 227 inci maddesi kapsamında yüklenenmüteselsil sorumluluk müessesesine 3568 sayılıyasa ve bu kapsamda yayımlanan ikincil mevzuattayer alan düzenlemeler ışığı altında yer vereceğiz.Ayrıca meslek mensuplarının, en genel tabiriyledefterlerini tuttukları mükelleflerinin bilerek kullandıklarıveya harici araştırmayı gerektirmedensahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğuanlaşılabilen belgelerinden, miktar veya tutar itibariyleişletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiylemütenasip olmayan belgeleri ile ticari örf ve teamüleuygun olmayan belgeleri karşısındaki sorumluluklarınıirdelemeye çalışacak konu hakkındakigörüş ve önerilerimize yer vereceğiz.2- MÜŞTEREK VE MÜTESELSİLEN SORUMLULUKKAVRAMLARI:Sorumluluk kavramı Türk Dil Kurumu’nun BüyükTürkçe Sözlüğü’nde “Kişinin kendi davranışlarınıveya kendi yetki alanına giren herhangi birolayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet”olarak, Ceza Yargılama Yöntemi Yasası TerimleriSözlüğünde “Uyulması gereken bir yargıya, bir kuralya da yetkili üstün verdiği buyruğa uyulmamasıüzerine suçlu düşme durumu” olarak, Felsefe TerimleriSözlüğünde ise “Kişinin kendi eylemleriniya da kendi yetki alanına giren herhangi bir olayınsonuçlarını üstlenmesi” şeklinde tanımlanmıştır.Sorumlu kavramı ise yine Türk Dil Kurumu’nun BüyükTürkçe Sözlüğü’nde “üstüne aldığı veya yaptığıişlerden dolayı hesap vermek zorunda olan, sorumluluktaşıyan (kimse) şahıs” olarak tanımlanmıştır. 6Müteselsil sorumluluk hallerine (mülga) 818 sayılıBorçlar Kanunu’nun 7 “müteselsil mesuliyet”bölümünün haksız fiil alt başlıklı 50 inci maddesinde“birden ziyade kimseler birlikte bir zarar ikaettikleri takdirde kışkırtan ile asıl fail ve fer’an4 10/1/1961 tarih ve 10703 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.5 29/06/1997 tarih ve 23034 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.6 www.tdk.gov.tr7 29/04/1926 tarih ve 359 sayılıResmi Gazete’de yayımlanmıştır.methali olanların, tefrik edilmeksizin müteselsilensorumlu olacakları” hüküm altına alınmıştır.6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu’nun 8 “SorumlulukSebeplerinin Çokluğu” ana başlıklı bölümününmüteselsil sorumluluk alt başlıklı 61 inci maddesindeise “Birden çok kişi birlikte bir zararasebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitlisebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde,haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümleruygulanır.” Hükmü yer almaktadır. Müteselsilkelimesinin anlamı ise Türk Dil Kurumu’nun BüyükTürkçe Sözlüğü’nde “zincirleme” olarak tanımlanmıştır.Yine aynı sözlükte “müştereken”kelimesi “Ortaklaşa, birlikte, el birliğiyle” olaraktanımlanmıştır.Vergi Hukukunda “vergi sorumluluğu” ile birlikte“müteselsil (zincirleme) sorumluluk” sözkonusudur. Müteselsil sorumluluk, bir vergi borcuile ilgili olarak aynı anda birden fazla kişininsorumlu olması anlamına gelmektedir. Müteselsilsorumluluk durumlarında vergi idaresi alacağınınbir kısmını veya tamamını borçluların herhangibirinden isteme hakkına sahiptir. 9 Ancakmeslek mensupları açısından müştereken ve müteselsilsorumluluk uygulaması; vergi inceleme raporuile tespit edilen meslek mensupları hakkında vergidairelerince yapılacak takibat, vergi ve ceza tahakkukunun( asıl mükellef adına ) kesinleşmesindensonra başlatılacak ve tahakkuku kesinleşen vergi vecezanın tahsiline yönelik olacaktır. Buradaki takibatödeme emriyle başlayacaktır. Sorumluluğu tespitedilen meslek mensupları ile ilgili takibat, bu meslekmensuplarının bağlı bulunduğu vergi dairelerinceyerine getirilecektir.3- 3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜ-ŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNUKAPSAMINDA YAPILAN DÜZENLEMELER:3568 sayılı Kanunun 2-A maddesinde muhasebecilikve malî müşavirlik mesleğinin konusu şu şekildetarif edilmiştir:Gerçek ve tüzelkişilere ait teşebbüs ve işletmelerin;a) Genel kabul görmüş muhasebe prensipleri veilgili mevzuat hükümleri gereğince, defterlerinitutmak, bilanço, kâr-zarar tablosu ve beyannameleriile diğer belgelerini düzenlemek ve benzeri işleriyapmak.b) Muhasebe sistemlerini kurmak, geliştirmek,8 04.02.2011 tarih ve 27836 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.9 BİLİCİ, Nurettin: Vergi Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2005,sy.5658BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


işletmecilik, muhasebe, finans, malî mevzuat vebunların uygulamaları ile ilgili işlerini düzenlemekveya bu konularda müşavirlik yapmak.c) Yukarıdaki bentte yazılı konularda, belgelerinedayanılarak, inceleme, tahlil, denetim yapmak,malî tablo ve beyannamelerle ilgili konularda yazılıgörüş vermek, rapor ve benzerlerini düzenlemek,tahkim, bilirkişilik ve benzeri işleri yapmak.Muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğininesas konuları ilgili yasanın 2/A-a bendinde hükümaltına alınmış olup, “b” ve “c” bentlerinde belirtilenmeslek konuları ise genellikle süreklilik arzetmeyen daha tali nitelikte faaliyetlerdir. SerbestMuhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerinmüştereken ve müteselsil sorumluluğunundayandırıldığı esas faaliyetler ilgili maddenin “a”bendinde hüküm altına alınan “defter tutma” ve “bilanço kar-zarar tablosu, beyanname düzenleme ”faaliyetlerdir.Meslek mensuplarının çalışma usul ve esasları“Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci MaliMüşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usulve Esasları Hakkında Yönetmelik” ile belirlenmiştir.İlgili yönetmeliğin “sorumluluk” başlıklı 8 incimaddesinde, meslek mensuplarının sorumluluklarıdüzenlenmiş olup, ilgili madde ; “a) Sosyal Sorumluluk: Meslek mensupları; mesleğiifa ederken toplum ve Devlete karşı sorumluluktaşırlar.b) İşletme sahip ve yöneticilerine karşı sorumluluk:Meslek mensupları, işletme sahip ve yöneticilerine,isabetli karar alabilmeleri için doğruve güvenilir bilgiler sağlarlar.c) Meslektaşlara karşı sorumluluk: Meslekmensupları, ilgili yönetmelikler çerçevesinde vemesleki eğitimde birbirlerine her türlü bilgiyi vermekve aktarmak sorumluluğunu taşırlar. Mesleğingelişmesi ve sağlam temellere oturtulması için aralarındagerekli dayanışmayı kurarlar.” hükümlerineyer verilmiştir.Meslek mensuplarına Vergi Usul Kanunu’yla hükümaltına alınan mali sorumluluğun yanında ilgiliyönetmelikle de genel anlamda bir sorumluluk yüklenmiştir.Diğer taraftan, yukarıda yer verdiğimiz sorumluluklarınyanında “Serbest Muhasebeci veSerbest Muhasebeci Mali Müşavirlerin Vergi UsulKanunu’nun Mükerrer 227’nci Maddesine Göre İmzalanacakVergi Beyannamelerinde Uyulacak Esaslaraİlişkin Mecburi Meslek Kararı”yla da 10 bazı sorumluluklargetirilmiştir.İlgili meslek kararının amacı; Vergi UsulKanunu’nun mükerrer 227 inci maddesine göre 3568Sayılı Kanun’a göre yetki almış Serbest Muhasebeciler,Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve YeminliMali Müşavirler tarafından vergi beyannamelerininimzalanması hizmetlerinde meslek mensuplarınınçalışmalarının düzenlenmesi olarak belirlenmiştir.İlgili mecburi meslek kararı V.U.K.’un mükerrer227 inci maddesine göre vergi beyannamelerininekinde sunulan finansal tabloların ve hesap özetlerinindefter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağınıoluşturan belgelere uygunluğunu saptamaya yönelikmesleki çalışma esaslarını kapsamaktadır.3568 Sayılı Meslek Yasasının 12 inci maddesi ileV.U.K.’un mükerrer 227’inci maddesinde yer alanYeminli Mali Müşavirlerin tasdik işleri ile ilgili çalışmalarbu mecburi meslek kararı kapsamı dışındabırakılmıştır.V.U.K.’un mükerrer 227 inci maddesine göremeslek mensupları, imzaladıkları vergi beyannamelerindeyer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bukayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasındandolayı ortaya çıkan vergi ziyanına bağlıolarak salınacak vergi, ceza ve gecikme faizlerindenmükellefle birlikte müştereken ve müteselsilensorumlu tutulurlar. Bu sorumluluğun sınırları ilgilikararın 16’ncı maddesinde düzenlenmiştir. Ancakortaya çıkan vergi ziyanına bağlı olarak salınacakvergi, ceza ve gecikme faizlerinden meslek mensubununmükellefle birlikte müştereken ve müteselsilensorumlu tutulması iki koşula bağlanmıştır.Birinci Koşul; vergi beyannamelerinde yer alanbilgilerin defterlere uygunluğudur. Bu hükümle,vergi beyannamelerinin imzalanmasında meslekmensubunun yüklendiği görev ve sorumluluk yalnızdefterlere dayanan bilgilerle sınırlandırılmaktadır.Bu sınırlamaya defterlerin onayları ile ilgilibilgiler gibi şekli olanlarda dahil olmak üzere muhasebekayıtlarına uygun olarak hazırlanan vergibeyannamelerinin ekindeki finansal tablolar ilehesap özetleri de dahildir.İkinci Koşul; söz konusu defterlerdeki kayıtlarındayanaklarını oluşturan belgelere uygunolmasından, meslek mensubunca V.U.K.’un mükerrer227 inci maddesinde belirtilen hükümlerçerçevesinde yapacağı şekli inceleme anlaşılmalıdır.Burada belgelere uygunluk dışında, defter10 18.10.2001 tarih ve 24557 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 59


• MESLEKİ YAZILARkayıtlarının genel kabul görmüş muhasebe ilkeve kuralları ile vergi mevzuatına uygunluğununaraştırılması, meslek mensubundan talep edilenhizmetin kapsamındadır.İmzalanan vergi beyannamelerinde daha sonravergi ziyaının saptanması durumunda meslek mensubununmüşterek ve müteselsil sorumluluğu şu koşullarabağlıdır.a) Bu mesleki kararın 12. maddesindeki 11 koşullarauyulmaması,b) Defter kayıtlarının doğruluğunun saptanamaması,c) Defter kayıtlarının V.U.K.›un 227 ve 228›ncimadde hükümlerine uygun olmaması,d) Değerlemelerin V.U.K.›un değerleme hükümlerineaykırı yapılması,e) Finansal tablolardaki ve hesap özetlerindekiticari kara yapılacak ilave ve indirimlerin yapılmaması,f) V.U.K.›un 135›nci maddesinde sayılan vergi incelemeelemanlarınca yapılan inceleme neticesindebir matrah farkı ortaya çıktığı takdirde, bulunanvergi matrahı vergi inceleme elemanlarınca beyannameyiimzalayan meslek mensubunun sorumluluğunuortaya koyan mesleki hatasının net bir şekildesaptanması ve bu hususun inceleme raporundaaçıkça belirtilmesi.Mecburi meslek kararıyla meslek mensuplarınınimzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerindefter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkileden belgelere uygunluğunun sağlanması için gerekenkurallar ile İmzalanan vergi beyannamelerindedaha sonra vergi ziyaının saptanması durumundameslek mensubunun müşterek ve müteselsil sorumlututulabilme koşulları belirlenmiştir.Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227 inci maddesininverdiği yetki kapsamında Maliye Bakanlığı’nın4 Sıra No'lu “Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebecive Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerceİmzalanması Hakkında” Genel Tebliğ ile yaptığı düzenlemelerinyanında, 4 18.10.2001 tarih ve 2455711 a) Belgeler VUK ile Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen şekil vekoşullara sahip olmalıdır.b) Alınan ve verilen kambiyo senetleri ile çekler, şirketin defterlerindekikayıtlara uygun olmalıdır.c) Amortisman ve yeniden değerleme hesaplamaları kontrol edilmelidir.d) Şüpheli alacak karşılıklarının icra ve yargı belgelerine bağlanmışşekilde ayrılıp ayrılmadığı araştırılmalıdır.e) Alacak ve borç senetleri için yapılan reeskont hesaplamalarıkontrol edilmelidir.f) Envanter listeleri müşteri tarafından hazırlanacak veimzalanacaktır.sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan mecburi meslekkararı ile de meslek mensuplarının müşterek ve müteselsilsorumluluğuyla ilgili ayrıntılı düzenlemeleryapılmıştır. Yapılan düzenlemeden çıkan sonuç,Maliye Bakanlığı’nın yanında meslek mensuplarınınen üst birliği TÜRMOB’da meslek mensuplarınınimzaladıkları vergi beyannamelerinde daha sonravergi ziyaının saptanması durumunda müşterek vemüteselsil sorumlu tutulmaması için riayet etmesigereken bazı kurallar belirlemiştir. Diğer taraftanilgili kurallara riayet edilmemesi meslek mensuplarıaçısından disiplin cezasını da gerektirmektedir.4- 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNDA YERALAN DÜZENLEMELER:Serbest Muhasebeci Serbest Muhasebeci MaliMüşavirlik mesleğin konusu, meslek mensuplarınınyetkileri, meslek mensubu olmanın genel veözel şartları, stajın usul ve esasları ile meslekmensubu olabilmek için yapılacak sınav ve usullerine3568 sayılı yasada yer verilmiş iken verilmişyetki çerçevesinde yapılan işlemler neticesindeortaya çıkabilecek mali sorumluluklarla ilgili düzenlemelereilgili yasada değil, 213 Sayılı VergiUsul Kanunu’nda yer verilmiştir.İlgili düzenlemeler V.U.K.’un “Vergi Beyannamelerininİmzalanması ve Yeminli Mali MüşavirTasdik Raporları” başlıklı mükerrer 227 inci maddesinde;Maliye Bakanlığı:1. Vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanunagöre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebecimalî müşavir veya yeminli malî müşavirlertarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye,bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellefgrupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrıuygulatmaya,2. Vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna,yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzerihükümlerden yararlanılmasını Maliye Bakanlığıncabelirlenen şartlara uygun olarak yeminli malî müşavirlercedüzenlenmiş tasdik raporu ibraz edilmesişartına bağlamaya,Bu uygulamalara ilişkin usul ve esasları belirlemeyeyetkilidir” şeklinde hüküm altına alınmıştır.Maliye Bakanlığı bu yetkisini kullanarak ayrıntısınaaşağıda yer vereceğimiz 4 Sıra No’lu Vergi BeyannamelerininSerbest Muhasebeci ve Serbest MuhasebeciMali Müşavirlerce İmzalanması HakkındaGenel Tebliğ ile düzenlemeler yapmıştır.60BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


Diğer taraftan aynı maddenin 3 üncü fıkrasıylabeyannameyi imzalayan veya tasdik raporunu düzenleyenmeslek mensuplarının, imzaladıkları beyannamelerdeveya düzenledikleri tasdik raporlarındayer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtlarındayanağını teşkil eden belgelere uygun olmamasındandolayı ortaya çıkan vergi zıyaına bağlıolarak salınacak vergi, ceza, gecikme faizlerindenmükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlututulacakları hüküm altına alınmıştır.5- 213 SAYILI VERGİ USUL KANUNU VE BU KA-NUNUN VERDİĞİ YETKİ ÇERÇEVESİNDE YAYIMLA-NAN 4 SIRA NOLU VERGİ BEYANNAMELERİNİN SER-BEST MUHASEBECİ VE SERBEST MUHASEBECİ MALİMÜŞAVİRLERCE İMZALANMASI HAKKINDA GENELTEBLİĞLE YAPILAN DÜZENLEMELER VE UYGULAMABOYUTU:A- Meslek Mensuplarının Sorumluluğu:-Genel Anlamdaki (V.U.K.’un Mükerrer 227İnci Maddesi Kapsamında) Sorumluluk:Mükelleflerin beyannameleri, kendilerine 3568sayılı Kanunun 2/A-a maddesinde belirtilen hizmetleribir bütün olarak fiilen veren meslek mensuplarıtarafından imzalanacaktır.Yasal düzenleme ile hüküm altına alınan meslekmensuplarının mali sorumluluğu ile ilgili düzenlemelereyer vermeden önce 3568 sayılı yasanınamacına bir kez daha değinmekte fayda görüyoruz.İlgili yasanın düzenlenme amacı işletmelerdefaaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir birşekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgilimevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeyetabi tutarak gerçek durumu ilgililerin veresmî mercilerin istifadesine tarafsız bir şekildesunmak olarak belirlenmiştir. Diğer bir ifadeyle(mevhumu muhalifinden hareketle ) ilgili yasal düzenlemeile tüm mükelleflerin ( gerçek veya tüzelkişilerin yada tüzel kişiliği olmayan mükelleflerin )hukuki yapılarına veya yaptıkları faaliyetlerine göretüm mevzuatı bilmelerine gerek olmadığı, bu faaliyetlerinve sonuçlarının ( dönem içi ve dönem sonukayıtların tutulması, mali tabloların hazırlanmasıgibi) belirli kurallar dahilinde seçilen meslek mensuplarıncayapılması gerektiği, bu şekilde yapılmasıdurumunda sağlıklı ve güvenilir verilerin elde edileceğiortaya konulmaya çalışılmıştır. Yani 3568 sayılıyasanın amacı tarafsız bir şekilde mükellef iledevlet arasında ( Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaretbakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanlığı, Ticaret Sicil Memurluğu,Belediyeler gibi) her iki tarafında çıkarlarını gözetenmeslek mensuplarının ve teşkilatlarının usul veesaslarını belirlemektir.Yukarıda yaptığımız açıklamalar göz önünde bulundurulduğundameslek mensuplarının iki aşamalıgörevleri olduğu görülecektir. Birinci aşama gelenbelge ve bilgilerin doğruluğunu kontrol etme ( şekilaçısından) ikinci aşama ise kendilerine ibraz edilenbelgelerin, Muhasebe Sistemi Uygulama GenelTebliğleri ile genel muhasebe kurallarına uygun vedoğru olarak yasal süresi içinde, kanuni defterlerekaydedilmesi ve mali tablolara aktarılmasıdır. Yapılanbu işlemlerden mükellefle birlikte sorumlu olacaklardır.Meslek mensupları, beyannamelerini imzaladıklarımükelleflerce ibraz edilen belgelerde yer alanbilgilerin kanuni defterlere ve defterlerdeki bilgilerinmali tablolara uygunluğunun yanı sıra, beyannamelereeklenen temel mali tablolarda yer alanve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerinegöre belirlenen Dönem Kâr/Zararı’nın doğruluğundanda sorumludurlar.Meslek mensuplarının sorumlulukları kapsamınagiren yukarıda belirtilen işlemlerden dolayı bir vergiziyaı ortaya çıktığı takdirde, beyannameyi imzalayanmeslek mensubu, ziyaa uğratılan vergi, cezave gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müşterekenve müteselsilen sorumlu olacaktır.Sorumluluğun tespitinde, yukarıda belirtilen sorumluluklabağlantılı olarak ortaya çıkan vergi ziyaınınvarlığı yeterli olacaktır. Örneğin, sehven dahiolsa yevmiye defterinde yer alan bir toplamı yanlışaktararak veya bir yevmiye işlemini yanlış hesabakaydederek vergi ziyaına sebebiyet veren meslekmensubu ziyaa uğratılan bu vergi, ceza ve gecikmefaizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilensorumlu olacaktır.Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227 inci maddesive bu doğrultuda yayımlanan tebliğle hükümaltına alınan sorumluluk, mükellef tarafından kendilerineibraz edilen belgelerin, Muhasebe SistemiUygulama Genel Tebliğleri ile genel muhasebe kurallarınauygun ve doğru olarak yasal süresi içinde,kanuni defterlere kaydedilmesinden ve malitablolara aktarılması kapsamında bir sorumluluktur.Diğer bir ifadeyle kanun koyucu SM ve SMM’leraçısından “uygunluk denetimi”ni benimsemiş vebu kapsamda sorumluluk yüklemiştir. YMM’leri ise“tasdik” yetkisi kapsamında inceleme ve bilgi istemeyetkilerinin olması nedeniyle “doğruluk denetimi”kapsamında sorumlu tutmuştur. Mezkurkanunun mükerrer 227 inci maddesiyle getirilen• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 61


• MESLEKİ YAZILARsorumluluk dışında 4 sıra no.lu tebliğ ile de bazıilave sorumluluklar getirilmiştir. Yazımızın ilerleyenbölümlerinde bunlara değinilecektir.- Harici Araştırmayı Gerektirmeden Sahte VeyaMuhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Olduğu AnlaşılabilenBelgeler İle Miktar Veya Tutar İtibariyle İşletmeninFaaliyet Konusu Veya İş Hacmiyle MütenasipOlmayan Belgeler Ve Ticari Örf Ve TeamüleUygun Olmayan Belgeler Karşısındaki Sorumluluk:Öncelikle sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcıbelge kavramlarının tanımını ortaya koyalım.Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcıbelge kavramlarının tanımına 213 Sayılı Vergi UsulKanunu’nun “Kaçakçılık Suçları ve Cezaları” başlıklı359 uncu maddesinde yer verilmiştir. İlgili maddenin“a” fıkrasının 2 inci bendinde; muhteviyatıitibariyle yanıltıcı belge; “Gerçek bir muamele veyaduruma dayanmakla birlikte bu muamele veya durumumahiyet veya miktar itibariyle gerçeğe aykırışekilde yansıtan belge” olarak tanımlanmıştır. Sahtebelge ise ilgili maddenin “b” fıkrasında; “Gerçekbir muamele veya durum olmadığı halde bunlarvarmış gibi düzenlenen belge” olarak tanımlanmıştır.Ayrıca ilgili madde ile muhteviyatı itibariyle yanıltıcıbelge kullananlar hakkında on sekiz aydan üçyıla kadar, sahte belge kullananlar hakkında ise üçyıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağıhüküm altına alınmıştır.Diğer taraftan aynı kanunun “ Cezadan İndirim”başlıklı 360 ıncı maddesinde; “359 uncu maddedeyazılı suçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarınınbu suçların işlenmesinde menfaatinin bulunmamasıhalinde, Türk Ceza Kanununun suça iştirakhükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısıindirilir.Birden fazla kişi 359 uncu maddede sayılan fiillerinicrasına iştirak ettikleri takdirde fiili irtikapedenlerden veya doğrudan doğruya beraber işlemişolanlardan her biri bundan ayrı ayrı maddi menfaatgözetmek şartıyla o fiile mahsus ceza ile cezalandırılır.Söz konusu fiilleri işlemeye azmettirenlere deaynı cezalar hükmolunur.Bu fiillere maddi menfaat gözetmeksizin iştirakedenlere fiile mahsus cezanın dörtte biri hükmolunur”hüküm altına alınmıştır.213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerer 227inci maddesinin verdiği yetki çerçevesinde yayımlanan4 Sıra No’lu Vergi Beyannamelerinin SerbestMuhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerceİmzalanması Hakkında Genel Tebliğ ile “Meslekmensupları, bilerek kullandıkları veya harici araştırmayıgerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibariyleyanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerdende sorumlu olacaklardır. Miktar veya tutar itibariyleişletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasipolmayan belgeler ile ticari örf ve teamüleuygun olmayan belgeler, meslek mensuplarının sorumluluğukapsamındadır. Böyle bir belgenin varlığıhalinde, meslek mensupları, bunun doğruluğununtespitini mükelleften isteyebilirler. Mükellefin birtespitte bulunmaması veya bu konuda meslek mensubununikna olmaması halinde, keyfiyet, meslekmensubunca beyanname verme süresi sonuna kadarilgili vergi dairesine yazılı olarak bildirilecektir. Bubildirimle birlikte meslek mensubunun sözkonusubelgelere ait sorumluluğu ortadan kalkacaktır.……..Meslek mensuplarının sorumlulukları kapsamınagiren yukarıda belirtilen işlemlerden dolayı birvergi ziyaı ortaya çıktığı takdirde, beyannameyiimzalayan meslek mensubu, ziyaa uğratılan vergi,ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birliktemüştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır”Şeklinde düzenleme yapılmıştır.İlgili düzenleme ile meslek mensuplarına imzaladıklarıbeyannamelerde yer alan bilgilerin defterkayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkil edenbelgelere uygun olmaması durumunda yüklenen sorumlulukyanında;1- Bilerek kullandıkları veya harici araştırmayıgerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibariyleyanıltıcı olduğu anlaşılabilen belgelerden,2- Miktar veya tutar itibariyle işletmenin faaliyetkonusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayanbelgeler,3- Ticari örf ve teamüle uygun olmayan belgelerle,İlgilide sorumluluk yüklenmiştir.Yukarıda ayrıntısına yer verdiğimiz yasal düzenlemelerve ilgili genel tebliğ hükümlerini birliktedeğerlendirecek olursak;-V.U.K.’un 359 uncu maddesiyle, sahte veyamuhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeleri kullananlarınhapis cezasına hükmolunacağı hüküm altınaalınmıştır. Diğer taraftan yapılan incelemelersonucu sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcıbelge kullandığı tespit edilen mükellefler için kasıtunsurunun araştırılıp araştırılmayacağı, bu belgele-62BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


i bilmeden kullandığı belirlenenler hakkında vergisuçu raporları düzenlenip düzenlenmeyeceği hususlarındaduraksamaya düşüldüğü hususu göz önündebulundurularak vergi idaresince bu kapsamda 306Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu 12 Genel Tebliği ile açıklamalardabulunulmuştur. Sahte veya muhteviyatıitibariyle yanıltıcı belge kullanan mükelleflerindiğer bir ifadeyle failin, fiilin oluşturduğu suçtansorumlu tutulabilmesi için kastın mevcudiyeti gerekmekte,kasten hareket edilmiş sayılabilmesi içinsuçu oluşturan fiilin bilerek ve isteyerek işlenmişolması, dolayısıyla da bunun araştırılması icap etmektedir.Gerçekte yapılan bir mal veya hizmet alımıkarşılığında mal veya hizmeti sağlayan tarafındankendi belgesi yerine bir başka mükellefin belgesiverilebilmektedir. Bu gibi durumlarda iş veya hizmetinmahiyetine göre belgeyi alan tarafın bu belgeninmal veya hizmetin sağlandığı mükellefe aitolup olmadığını bilemediği durumlar söz konusuolabilmektedir. Bu gibi durumlarda sahte belgeyikullanmış olan mükellefin, bu belgenin satın aldığımal veya hizmeti sağlayana ait olmadığını bilip bilmemesiönem taşıyacaktır. Şayet kullanıcının belgeninsahte olduğunu bilmesi gerekiyorsa, bir başkadeyimle, kasıt söz konusu ise burada 359 uncu maddedebelirtilen anlamda bir sahte belge kullanımısöz konusu olacaktır. Aksi takdirde ise suçun maneviunsuru oluşmadığından durum madde kapsamındadeğerlendirilemeyecektir.Bu itibarla, kaçakçılık suçunun oluşması sahteveya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgenin bilerekkullanılıp, kullanılmadığının; diğer bir anlatımla,bu kullanımda kastın bulunup bulunmadığınındeğerlendirilmesine ve belirlenmesine bağlı bulunmaktadır.Yapılan incelemelerde sahte veya muhteviyatıitibariyle yanıltıcı belgelerin bilerek, isteyerekkullanılıp kullanılmadığının vergi incelemesineyetkili olanlarca değerlendirilmesi ve bu belgeleribilerek kullandığı sonucuna varılan mükellefler içinvergi suçu raporları düzenlenmesi, haklarında cumhuriyetsavcılıklarına suç duyurularında bulunulmasıile bu belgelerin kullanılması sonucu vergi ziyaınada sebebiyet verilmiş olması halinde 344 üncü maddeninikinci fıkrası uyarınca üç kat vergi ziyaı cezasıkesilmesi gerekmektedir.Ancak, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcıbelgelerin bilerek kullanılıp kullanılmadığınınaraştırılmasında bu belgeleri bilmeden kullandığısonucuna varılan mükellefler adına vergi suçu ra-12 18.06.2002 tarih ve 24789 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.porları düzenlenmemesi ve haklarında cumhuriyetsavcılıklarına suç duyurularında bulunulmamasıicap etmektedir. Ayrıca, bu belgeleri kullanmaksuretiyle vergi ziyaına sebebiyet verilmiş olmasıhalinde bu mükellefler adına 344 üncü maddeninbirinci fıkrası uyarınca bir kat vergi ziyaı cezası kesilmesigerekmektedir.Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgekullanan mükellefler hakkında suç duyurusunda bulunabilmeninön şartı vergi inceleme elemanlarıncabu fiilin kasten ve bilerek işlendiğinin vergi incelemeraporu ile ispatlanmasıdır. 359 uncu maddede yazılısuçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarının busuçların işlenmesinden sorumlu tutulabilmesinin önşartı da ilgili kişilerin fiilin işleyişine maddi menfaatgözeterek veya gözetmeyerek iştirak ettiğinin vergiinceleme raporu ile ispat edilmesidir. Her iki durumdada fiilin bilerek ve isteyerek işlendiği ortayakonulamıyorsa 359 uncu madde kapsamında bir suçoluşmayacağından fiil kaçakçılık kapsamında değerlendirilmeyecektir.Sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeyibilerek kullandığı yönünde yapılan tespitler neticesindehakkında vergi suçu raporu düzenlenen mükelleflerinSM ve SMMM’lerininde iştirak hükümleriyönünden değerlendirilmesi ve ilgili fiilin işlenmesinemaddi menfaat gözeterek veya gözetmeyerek iştirakettiğinin tespiti halinde bu meslek mensuplarıiçin vergi suçu raporu (iştirak) düzenlenmesi ve suçduyurusunda bulunulması gerekmektedir. Görüleceğiüzere buradaki sorumluluk V.U.K.’un mükerer227 inci maddesi kapsamında değil, 359 ve 360 ıncımaddesi kapsamındaki sorumluluktur.Yukarıda yer verdiğimiz yasal düzenlemeleribirlikte değerlendirecek olursak; Mezkur kanununmükerrer 227 inci maddesiyle meslek mensuplarıimzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerindefter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkileden belgelere uygun olmamasından sorumlututulmuşlardır. Ancak ilgili yasal düzenlemenin usulve esaslarını açıklamak amacıyla yayımlanan 4 SıraNo.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebecive Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanmasıHakkında Genel Tebliğ ile yasal düzenlemeninötesinde meslek mensupları mükelleflerin bilerekkullandıkları veya harici araştırmayı gerektirmedensahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğuanlaşılabilen belgelerden, miktar veya tutar itibariyleişletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiylemütenasip olmayan belgelerden ve ticari örf veteamüle uygun olmayan belgelerden de sorumlu• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 63


• MESLEKİ YAZILARtutulmuşlardır. İlgili düzenlemeyi iki açısından elealacak olursak;Birincisi, ilgili genel tebliğin “Amaç” başlıklıbirinci bölümünde Serbest muhasebeci ve serbestmuhasebeci mali müşavirlerin, bu işlemlerinden(3568 sayılı yasanın 2-A-a maddesinde hüküm altınaalınan yetkiler) dolayı ortaya çıkacak mali sorumluluğunV.U.K.’unn mükerrer 227 nci madde ilehüküm altına alındığı, buna göre, vergi beyannamelerinin3568 sayılı Kanuna göre yetki, almış meslekmensupları tarafından da imzalanması mecburiyetinigetirmeye Maliye Bakanlığı’nın yetkili olduğu, busuretle, beyannameyi imzalayan meslek mensupları,imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerindefter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkileden belgelere uygun olmamasından dolayı ortayaçıkan vergi ziyaına bağlı olarak salınacak vergi,ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birliktemüştereken ve müteselsilen sorumlu tutulacağı, birbaşka deyimle meslek mensuplarına verilen yetkilereilişkin mali sorumluluk, Vergi Usul Kanunununmükerrer 227 nci maddesi ile düzenlenmiş olduğu,anılan madde ile verilen yetki çerçevesinde ilgiliyasal düzenlemeye ilişkin usul ve esasların bu Tebliğlebelirlendiği hüküm altına alınmıştır.Tebliğin amaç bölümünde de belirtildiği üzereilgili genel tebliğ ile ancak “imzaladıkları beyannamelerdeyer alan bilgilerin defter kayıtlarına ve bukayıtların dayanağını teşkil eden belgelere uygunolmaması” hususuyla ilgili usul ve esaslar hakkındadüzenlemeler yapılabilir. Bunun dışında bir sorumlulukgetirilemeyeceği, aksi taktirde bu Tebliğ’insöz konusu kısmının yasal dayanaktan yoksun olacağıve hukukende geçerli olmayacağı sonucu ortayaçıkmaktadır. Sonuç itibariyle meslek mensuplarınınimzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerindefter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını teşkileden belgelere uygun olmamasıyla ilgili getirilenmali sorumluluk dışında, bilerek kullandıklarıveya harici araştırmayı gerektirmeden sahte veyamuhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilenbelgelerden, miktar veya tutar itibariyle işletmeninfaaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayanbelgelerden ve ticari örf ve teamüle uygunolmayan belgelerden de sorumlu tutulamayacaklarıortaya çıkmaktadır.İkincisi; Olamayacağını yukarıdaki paragraftaaçıklamış olmakla birlikte ilgili düzenlemenin yasalolduğu varsayımı altında bile meslek mensuplarınabu tür sorumlulukların yüklenemeyeceği kanaatindeyim.Şöyle ki;Bir faaliyetin, işlemin veya belgenin doğruluğuancak harici araştırmayla mümkündür. Gider veyamaliyet kapsamında gelen belgelerin sadece belgeyebakarak sahte olmadığını anlamak yapılan fiilialım satımın sonucunda düzenlenmiş bir belge olduğuyönünde karar vermek bazı istisnalar dışında( mükellefin faaliyet konusuyla yakından uzaktanilgisi olmayan mal alımlarını veya giderleri yansıtanbelgeler gibi ) çok zordur. Uygulamada SM veSMMM’ler kendilerine mükellefler tarafından getirilenbelgeleri yasal defterlere kaydetmekte ilgilidönem sonlarında ise beyannamelerine yansıtarakbeyannamelerini ve eki mali tabloları hazırlamaktadırlar.Burada meslek mensubu belgenin son aşamasındamüdahil olmakta mal alım, satım ve gideryapılması aşamalarında müdahilliği olmamaktadır.Yani belgeleri düzenleyen mükellefler nezdinde incelemeyapmamakta, ilgili kişilerin işyeri ile depolarınınmevcut olup olmadığını, taşıma kapasitesininolup olmadığı gibi hususları araştıramamaktadır.3568 sayılı yasa kapsamında SM ve SMMM’lerinbilgi isteme, inceleme ( karşıt inceleme vb.), gibigerçek durumu ortaya çıkarabilecek yetkileri bulunmamaktadır.Yani SM ve SMMM’ler isteseler bilebelgelerin doğruluğunu araştıramayacaklardır. Çünküböyle bir yetkileri bulunmamaktadır.Diğer taraftan inceleme ve bilgi isteme yetkisiolmayan meslek mensuplarının miktar veya tutaritibariyle işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiylemütenasip olmayan belgelerden sorumlututulmasının da doğru olmadığı kanaatindeyim. İlgilihükme baktığımızda işletmenin faaliyet konusuveya iş hacmiyle mütenasip olmayan belgeleriayırmalarının bütün sektörlerdeki belgelerin miktarve tutarları ile işletmelerin faaliyet konuları arasındakiilişkiyi ortaya koymalarıyla mümkün olabileceğihususu birlikte değerlendirildiğinde bu hususundaimkansız olduğu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca hermeslek mensubunun ortalama 50 – 200 arası müşterisiolduğu ve bunlarında ortalama 70 sektörde faaliyettebulunduğu göz önünde bulundurulduğundabunun zorluğu bir kat daha artmaktadır.Yukarıda yaptığımız açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde,“belgelerin sahteliğinin” miktarveya tutar itibariyle işletmenin faaliyet konusuveya iş hacmiyle mütenasip olmadığı” ile “ticariörf ve teamüle uygun olmadığının”, anlaşılabilmesigenellikle harici bir araştırma yapılmasını gerektirecektir.Bu konular SM ve SMM’lerin görev ve yetkileridışında olup, bu konulardan ancak tasdik yetkisibulunan YMM’ler sorumlu tutulabilir. Aksi halde,muhtelif faaliyetlerde bulunun mükelleflerden (her64BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


meslek mensubunun ortalama 50 ila 200 arası müşterisiolduğu düşünüldüğünde ) gelen binlerce belgenindefter kayıtlarının yapılması SM ve SMM’leraçısından neredeyse imkansız hale gelecektir. Bumeslek mensuplarının görevi, görünürde bariz usulsüzlüklertaşıyan ve sahteliği ilk bakışta anlaşılabilenlerdışındaki belgeleri mükellef defterlerinekaydetmektir, belgelerin gerçekliğinin denetlenmesiise YMM’lerin (ve de Devletin vergi incelemeelemanlarının) görev ve yetki alanına giren bir konudur.B- Denetim Elemanlarınca Yapılacak İşlem:V.U.K.’un 135 inci maddesinde sayılan vergi incelemeelemanlarınca yapılan incelemeler neticesindebir matrah farkı ortaya çıktığı takdirde, denetimelemanları, beyannameyi imzalayan meslekmensuplarının sorumlulularının tespitini yapacakve raporlarında ayrıca belirteceklerdir. Denetimelemanları, bulunan matrah farkı ile meslek mensubununsorumluluğu arasındaki ilişkiyi ilgili meslekmensubunun bilgisine de başvurmak suretiyle incelemeraporlarında net bir şekilde ortaya koyacak vebulunan matrah farkından meslek mensubunun sorumluolup olmadığını açıklayacaktır. Meslek mensubununVUK’un mükerrer 227. maddesinin MaliyeBakanlığı’na verdiği yetkiye istinaden, 29.07.1997tarih ve 23034 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebecive Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerceİmzalanması Hakkında Genel Tebliğ ile belirlenensorumluluk çerçevesinde müştereken ve müteselsilensorumlu olduğunun tespit edilmesi halinde, sözkonusu inceleme raporlarının onaylı birer örneğidenetim elemanlarınca, meslek mensubunun bağlıbulunduğu vergi dairesine (mali sorumluluk ) vedisiplin cezası (etik ve disiplin) yönünden de gereğiyapılmak üzere meslek odasına ayrıca gönderilecektir.Bulunan matrah farkı üzerinden tarh edilenvergi ve buna ilişkin cezalarda uzlaşmaya varılmışveya tahsilatın yapılmış olması, raporların birer örneğininmeslek mensubunun bağlı bulunduğu meslekodasına gönderilmesine engel teşkil etmeyecektir.Müşterek ve müteselsil sorumluluğu vergi incelemeraporu ile tespit edilen meslek mensupları hakkındavergi dairelerince yapılacak takibat, vergi ve cezatahakkukunun kesinleşmesinden sonra başlatılacakve tahakkuku kesinleşen vergi ve cezaların tahsilineyönelik olacaktır. Sorumluluğu tespit edilen meslekmensupları ile ilgili takibat, bu meslek mensuplarınınbağlı bulunduğu vergi dairelerince yerine getirilecektir.6- DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:Meslek mensuplarının hak ve yetkileriyle ilgilidüzenlemeler 3568 sayılı yasa ile bu yetkilerindendoğan mali sorumluluk ise V.U.K’un mükerrer227 inci maddesiyle düzenlenmiştir.V.U.K’un mükerrer 227 inci maddesiyle meslekmensupları imzaladıkları beyannamelerdeveya düzenledikleri tasdik raporlarında yer alanbilgilerin defter kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağınıteşkil eden belgelere uygun olmamasındandolayı ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı olaraksalınacak vergi, ceza, gecikme faizlerinden mükelleflebirlikte müştereken ve müteselsilen sorumlututulmuşlardır. Vergi idaresi 4 Sıra No.luVergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci veSerbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanmasıHakkında Genel Tebliğ ile bu sorumluluğun usul veesaslarını düzenlemiştir. İlgili genel tebliğ ile yapılandüzenlemelere baktığımızda mali sorumlulukkapsamında mükerrer 227 inci madde ile hükümaltına alınan beyanlarda yer alan bilgilerin kayıtlara,kayıtlarında belgelere uygunluğunun yanındailgili madde de yer almayan bilerek kullandıklarıveya harici araştırmayı gerektirmeden sahte veyamuhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilenbelgelerden, miktar veya tutar itibariyle işletmeninfaaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayanbelgelerden ve ticari örf ve teamüle uygunolmayan belgelerden de sorumlu tutulduğu görülmektedir.Diğer taraftan Meslek mensuplarının çalışma usulve esaslarını belirleyen Serbest Muhasebeci, SerbestMuhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali MüşavirlerinÇalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğinin“sorumluluk” başlıklı 8 inci maddesiylemeslek mensuplarının mesleği ifa ederken toplumve Devlete karşı sorumluluk taşımaları gerektiği hükümaltına alınmıştır. Yazımızın yukarıda yer alanbölümlerinde ayrıntılı olarak yer verdiğimiz üzereSerbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali MüşavirlerinVergi Usul Kanunu’nun Mükerrer 227 inciMaddesine Göre İmzalanacak Vergi BeyannamelerindeUyulacak Esaslara İlişkin Mecburi Meslek Kararıylada meslek mensuplarının mali sorumluluklarıylailgili tüm meslek mensuplarının riayet etmesigerekli kararlar alınmıştır.Yukarıda yaptığımız açıklamaları birlikte değerlendirecekolursak, meslek mensuplarının malisorumluluklarıyla ilgili hem vergi idaresi hem demeslek mensuplarının bağlı olduğu en üst birim(TÜRMOB) düzenlemeler yapmıştır. Her iki birimde• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 65


• MESLEKİ YAZILARmeslek mensuplarının yetkileri dâhilinde yaptıklarıişler sonucu mükellefleriyle ilgili olarak ortayaçıkabilecek mali sorumluluğu belirli kurallara bağlamakistemişlerdir. Her iki kurumun yaptığı düzenlemeyerindedir ve hem mükellefleri korumayahem de meslek mensupları arasında bir standardınoluşmasına katkı sağlamaktadır. Ancak bizim eleştirimizyasal düzenleme ile hüküm altına alınan birmüessesesinin dışında tebliğ ile ilave düzenlemeleryapılmasıdır. Yazı içerisinde ayrıntılı olarak izah ettiğimizve eleştirilerimize yer verdiğimiz üzere yasaile alınmayan bir yetkinin tebliğ ile genişletilemeyeceğidir.4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin SerbestMuhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerceİmzalanması Hakkında Genel Tebliğ ile ilavedüzenlemeler olarak getirilen bilerek kullandıklarıveya harici araştırmayı gerektirmeden sahte veyamuhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğu anlaşılabilenbelgelerden, miktar veya tutar itibariyle işletmeninfaaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmayanbelgelerden ve ticari örf ve teamüle uygunolmayan belgelerin sadece belgeyi görmekle mümkünolduğu vergi inceleme elemanınca raporda ispatedilebiliyorsa, bu takdirde SM ve SMMM’lerinsorumluluğu V.U.K.’un mükerrer 227 inci maddesikapsamında değil, yukarıda da açıkladığımız üzereaynı kanunun 359 ve 360 ıncı maddeleri kapsamındadeğerlendirilecektir. Burada özellikle mükellefinsahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belgeyibilerek kullandığının ispat edilmesi ayrıca SM veSMMM’ninde bu suça iştirak ettiğinin ispatlanmasıgerekmektedir. Vergi inceleme elemanı her iki durumuda gerekçeleriyle birlikte düzenleyeceği raporundaortaya koymalıdır.yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunlakonulur….Ceza sorumluluğu şahsidir.” ve 73 üncümaddesinde hüküm altına alınan “Vergi, resim,harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur,değiştirilir veya kaldırılır.” Hükümlerineaykırı olduğu kanaatindeyiz.Vergi idaresi bu kapsamda bir sorumluluk getirmekistiyorsa genel tebliğle uygulamaya yön vermekyerine 4 no.lu tebliğle getirilen ilave düzenlemeleride kapsayacak şekilde V.U.K.’un mükerrer227 inci maddesinde revizyona gitmelidir. Mevcuthaliyle ilgili mali sorumluluğun ( genel tebliğle getirilenilave düzenlemelerin) uygulanamayacağı kanaatindeyiz.KAYNAKLAR:1- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası2- 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu3- 3568 Sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlikve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu4- 5786 Serbest Muhasebecilik, Serbest MuhasebeciMali Müşavirlik Ve Yeminli Mali Müşavirlik KanunundaDeğişiklik Yapılması Hakkında Kanun5- 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu6- Mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu7- Serbest Muhasebeci, Serbest MuhasebeciMali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin ÇalışmaUsul ve Esasları Hakkında YönetmelikSonuç itibariyle müşterilerine muhasebe hizmetisunan SM ve SMMM’ler hizmetin dayanağı belgeleringerçek durumu yansıtıp yansıtmadığını yukarıdayaptığımız açıklamalar kapsamında (bilgi isteme,inceleme, karşıt tespit gibi yetkilerinin olmaması)bilemezler veya tespit edemezler. Ayrıca yasaldüzenleme de belgelerin gerçek durumu yansıtmamasıdurumunda meslek erbabının sorumlu olacağınailişkin bir hüküm olmadığı gibi, sorumluluklailgili durumları düzenleme ( mükerrer 227 maddedeki durum dışında) konusunda Maliye Bakanlığı’naverilmiş bir yetkide bulunmamaktadır. Bu nedenlekanun’da yer almayan bir sorumluluğun idari birdüzenlemeyle genişletilmesi Anayasamızın 38 incimaddesinde hüküm altına alınan “Ceza ve ceza8- Serbest Muhasebeci ve Serbest MuhasebeciMali Müşavirlerin Vergi Usul Kanunu’nun Mükerrer227’nci Maddesine Göre İmzalanacak Vergi BeyannamelerindeUyulacak Esaslara İlişkin Mecburi MeslekKararı9- 4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin SerbestMuhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerceİmzalanması Hakkında Genel Tebliğ10- 306 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği11- BİLİCİ, Nurettin: Vergi Hukuku, Seçkin Yayıncılık,Ankara 2005, sy.5612- www.tdk.gov.tr66BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


YENİ TÜRK TİCARET KANUNU'NAGÖRE YÖNETİM KURULU İLE İLGİLİDÜZENLEMELERYeni TTK ile anonim şirketlerde yönetim kurulununyapısı, işleyişi ve yönetim kurulunun hukukive cezai sorumluluğu konuları ayrıntılı biçimde elealınarak düzenlenmiştir. Yönetim kurulu ile ilgiliolarak kanun gerekçesinde, yönetsel şeffaflık ilkesiile harekete geçilerek düzenlemelerin buna göreyapıldığı ifade edilmiştir.Yönetim Kurulu ile ilgili konuları soru ,yanıt şeklindeaçıklayacağım.Soru 1:Yeni TTK’ya göre Yönetim Kurulu ÜyeSayısı ve Nitelikleri Nelerdir?Yanıt 1: Yeni TTK uyarınca anonim şirketlerdeana sözleşme ile atanmış veya Genel Kurul tarafındanseçilmiş bir veya daha fazla kişiden oluşan yönetimkurulu üyesi bulunur. Eski Türk Türk TicaretKanunu’ndan farklı olarak yönetim kurulu tek birkişiden oluşabilir.Yeni TTK ile tüzel kişilerin de yönetim kurulunaüye seçilebilmelerine olanak tanınmıştır. Bu durumdayönetim kuruluna bu tüzel kişi tarafından belirlenecekve üye seçilen tüzel kişi ile birlikte ticaretsiciline tescil ve ilan edilecek sadece bir gerçek kişikatılacak ve oy kullanacaktır. Ayrıca, Eski Kanun’unöngördüğü yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmalarınailişkin zorunluluk Yeni TTK’da terk edilmiş,pay sahibi olmayan kişilerin de yönetim kuruluüyesi olarak seçilmelerine ve görev yapmalarınaimkân sağlanmıştır. Madde:359Soru2: Yönetim Kurulun’un Yönetim ve TemsilYetkileri Nelerdir?Yanıt2: Anonim şirketlerde yönetim, temsil veilzam genel anlam itibari ile Yönetim Kurulu üyelerineaittir. Ancak yönetim yetkisi, temsil ve ilzamkararı ile üçüncü kişilere devredilebilir. Ayrıca, YeniTTK uyarınca, Yönetim Kurulu çıkaracağı bir iç yönergeile yönetim yetkisini kısmen veya tamamenbir veya birkaç üyeye bırakabileceği gibi tamamenErol SÖNMEZOCAKSMMMüçüncü kişilere de devredebilir. Yetki devredilmediğitakdirde yönetim, Yönetim Kurulu’nun tümüyelerine aittir. Ancak, temsil yetkisi, hisse sahibiolmayan Genel Müdür veya Müdürlere veya diğermemurlara bırakılmış olsa dahi, Yönetim KuruluÜyelerinden en az bir tanesinin şirketi temsil yetkisibulunması zaruridir.Ana sözleşmede aksi öngörülmemişse ve YönetimKurulu tek kişiden oluşmuyorsa temsil yetkisiçift imza ile kullanılmak üzere Yönetim Kurulu’naaittir. Madde:365,366,367Soru3: Yönetim Kurulu’nun DevredemeyecegiYetkileri nelerdirYanıt3: Yeni TTK uyarınca Yönetim Kurulu’nundevredemeyeceği yetkileri aşağıdaki gibidir.• Şirketin üst düzeyde yönetimi bunlarla ilgili talimatlarınverilmesi• Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi• Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminingerektirdiği ölçüde, finansal planlama içingerekli düzenin kurulması• Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imzayetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevdenalınmaları• Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara,esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetimkurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edipetmediklerinin üst gözetimi• Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantıve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyetraporlarının ve kurumsal yönetim açıklamasınındüzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genelkurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurulkararlarının yürütülmesi• Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeyebildirimde bulunulması.Madde 375,376• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 67


• MESLEKİ YAZILARSoru 4: Yönetim Kurulunun Hukuki SorumluluklarıNelerdir?Yanıt 4: Cok Geniş Kapsamlı Olan bu soruyuÖnemli Başliklar Altında Aşagıdaki Gibi Acıklıyayım.• Genel OlarakYeni TTK, Eski Kanun’a paralel olarak Yönetimkurulu üyelerini kanundan ve Ana Sözleşmeden doğanyükümlülüklerini ihlal ettikleri takdirde, hemşirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarınakarşı verdikleri zararlardan dolayı sorumlututmuştur. Eski Kanun’daki kusur karinesi aynenkorunmuş, dolayısıyla Yönetim Kurulu üyelerine kusurluolmadıklarını kanıtlamak koşuluyla bu sorumluluğubertaraf etme imkanı verilmiştir.Konunun daha ayrıntılı öğrenilmesi için Yasa’nın549 ve devam eden maddeleri dikkatlice okunmalıdır.• Pay Sahiplerinin Dava Açma Hakkına İlişki ÖzelDüzenleme (İbra)Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluklarına aykırıdavranmaları halinde zarar gören Şirket’in, paysahiplerinin ve şirket alacaklıların bu zararın tazminiiçin dava açma hakları bulunmaktadır.Ancak burada Şirket’in pay sahiplerinin davahakkına ilişkin Yeni TTK ile özel bir düzenleme getirilmiştir.Buna göre; Şirket genel kurulunun, sorumluluktanibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklananmaddi olaylara ilişkin olarak, şirketin, ibrayaolumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisapetmiş olan pay sahiplerinin dava hakkını kaldırır. Diğerpay sahiplerinin dava hakları ise ibra tarihindenitibaren altı ay geçmesiyle düşer.• Yetkinin Devri Halinde SorumlulukYeni TTK kanundan veya Ana Sözleşme’den kaynaklananbir görev veya yetkinin başkasına devrihalinde, ilke olarak görev ya da yetkiye devralankişinin fiil ve kararlarından devreden kişiyi sorumlututmamıştır. Sorumluluktan kurtulabilmek için devrinkanuna dayalı olarak, yani kanunun izin verdiğiölçüde ve yerlerde yapılması, ayrıca devreden kişinin,görev ve yetkilerini devralan kişinin seçimindemakul derecede özen göstermesi şarttır. Buradamakul derecede özenin gösterilmediğini ispat yükü,iddia edene yüklenmiştir.• Yönetim Kurulu Üyesinin Kontrolü Dışında KalanHaller İçin SorumluluğuEski Kanun’a göre, yeni atanan Yönetim Kuruluüyelerinin, önceki Yönetim Kurulu üyelerinin yolsuzişlemlerini denetçilere bildirme yükümlülüklerivardır. Aksi takdirde bu işlemlerden dolayı sorumlututulabilirler. Yeni TTK bu hükmün yerine geçecekyeni bir hüküm getirmemekle birlikte, genel bir düzenlemeyitanıtmış ve hiç kimsenin kontrolü dışındakalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklarveya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamayacağınıhükme bağlanmıştır. Ayrıca bu sorumlu olmamadurumunun gözetim ve özen yükümü gerekçegösterilerek geçersiz kılınamayacağı belirtmiştir.Bu hükümden hareketle, teorik olarak, yeni atananYönetim Kurulu üyelerinin önceki Yönetim Kuruluüyelerinin işlemlerinden ötürü sorumlu tutulamayacağısonucuna varılabilir.Ayrıca uygulamada da, bir Yönetim Kurulu üyesikendi görev süresinden önce meydana gelmiş biryolsuzluğu ya da kanuna aykırılığı tespit etmiş olupda, bunu Genel Kurul’a bildirdiği ya da bu aykırılığınüstüne örtmeye ya da gizlemeye çalışmadığısürece, kendi görev sırası dışında meydana gelmişzararlardan sorumlu tutulmaz. Burada kural olarak,ilgili faaliyet yılında hangi yönetim kurulu üyesi görevliise sorumluluk ondadır.• Yönetim Kurulunun Müteselsil Sorumluluğu İlkesindeDeğişiklik (Farklılaştırılmış Teselsül)Yeni TTK, Eski Kanun’da bulunan Yönetim Kuruluüyelerinin Şirket’e, Şirket’in pay sahiplerineve Şirket’in alacaklılarına karşı müteselsil sorumlulukilkesine istinaden de yenililikler getirmiştir.Bu doğrultuda, Yeni TTK uyarınca, Yönetim Kuruluüyelerinin ve birden çok kişinin aynı zararı tazminleyükümlü olmaları halinde bunlardan her biri, kusurunave durumun gereklerine göre, zarar şahsenkendisine yükletilebileceği ölçüde, bu zarardan diğerleriylebirlikte müteselsilen sorumlu olur.Böylece hiç kimse şahsen kendisine isnat edilemeyendaha ağır bir sorumluluğa katlanmak zorundakalmayacak, Yönetim Kurulu üyeleri müteselsilsorumlu olmak birlikte, sorumlulukları sadece kusurlarıoranında sınırlı olacaktır. Şüphesiz ki buradazarara uğrayandan (Şirket, pay sahibi ya daalacaklı) müteselsil sorumlulardan kusurları oranındatalep edilecek tazminat miktarını belirlemeleribeklenmemektedir. Kanun koyucu burada davacıyazararın tamamı için birlikte dava etme hakkı tanımışve bu durumda aynı dava kapsamında her birdavalının (yönetim kurulu üyesinin) tazminat borcunubelirleme görevini de mahkemeye vermiştir.Soru 5: Yönetim Kurulu Üyelerinin Cezai SorumluluklarınelerdirYanıt 5: Bu konu yasanın 562 . maddesinde ayrıntılıbir şekilde belirtilmiştir.Yeni TTK’da bazı maddelere aykırı davranılmasısuç olarak kabul edilmiş ve her bir suça özgü cezabelirlenmiştir. Bu suçların re’sen takip olunacağıhükme bağlanmış ve dolayısıyla öngörülen suçlarbakımından yapılacak bir kovuşturma için, suçtan68BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


zarar gören kişinin şikâyetine gerek yoktur. YeniTTK’da Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerini yerinegetirirken yükümlülüklerine uymaları aşağıdakişekilde cezalara bağlanmıştır.• Defter tutma ve belge saklama ve düzgün envanterçıkarma yükümlülüklerine uymayanlar dörtbin TL’den az olmamak üzere idari para cezası ilecezalandırılırlar madde:562/1• Kanun uyarınca tutulması gereken defter, kayıtve belgeler ile bunlara ilişkin bilgileri denetimeyetkili olanlarca istenmesine rağmen bu kişilerevermeyenler veya eksik verenler üç yüz günden azolmamak üzere adli para cezası ile cezalandırılırlar.Madde 562/4• Şirketin kuruluşu, sermayesinin artırılması veazaltılması ile birleşme, bölünme tür değiştirme vemenkul kıymet çıkarma gibi işlemlerle ilgili belgelerin,izahnamelerin, taahhütlerin, beyanların ve garantilerinyanlış, hileli, sahte, gerçeğe aykırı olmasından,gerçeğin saklanmış bulunmasından ve diğerkanuna aykırılıklardan doğan zararlardan, belgeleridüzenleyenler veya beyanları yapanlar ile kusurlarınınvarlığı hâlinde bunlara katılanlar sorumludurve bu yükümlülüklerine aykırı davranmaları halindebir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.Madde:562/8• Sermaye tamamıyla taahhüt olunmamış veyakarşılığı kanun veya esas sözleşme hükümleri gereğinceödenmemişken, taahhüt edilmiş veya ödenmişgibi gösterenler ile kusurlu olmaları şartıyla,şirket yetkilileri, bu payları üstlenmiş kabul edilirlerve payların karşılıkları ile zararı faiziyle birliktemüteselsilen öderler. Sermaye taahhüdünde bulunanlarınödeme yeterliliğinin bulunmadığını bilenve buna onay verenler, söz konusu borcun ödenmemesindendoğan zarardan sorumludurlar, bu sorumluluklarınaaykırı davrananlar üç aydan iki yılakadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırırlar.Madde:562/9• Ayni sermayenin veya devralınacak işletme ileayınların değerlemesinde emsaline oranla yüksekfiyat biçenler, işletme ve aynın niteliğini veya durumunufarklı gösterenler ya da başka bir şekildeyolsuzluk yapanlar, bundan doğan zarardan sorumludur,bu sorumluluklarına aykırı davrananlar doksangünden az olmamak üzere adli para cezası ilecezalandırırlar.Madde:562/10Soru 6: Yönetim Kurulu Üyelerinin Amme Alacaklarındanve Vergi Borçlarından SorumluluğuVarmıdır?Yanıt 6: Bu konu Yeni TTK’da belirtilmemiştir.Fakat konu Yönetim Kurulu’nun sorumluluğu olduğundanacıklamada fayda görüyorum.Yönetim Kurulu üyelerinin ayrıca Amme AlacaklarınınTahsili Usulü Hakkında Kanun ve Vergi UsulKanunu’nda doğan sorumlulukları da söz konusudur.Bu doğrultuda, anonim şirketlerin mal varlığındantamamen veya kısmen tahsil edilemeyen amme alacaklarıkanuni temsilcilerin şahsi mal varlığındantahsil edilir. Bu hüküm Yönetim Kurulu üyesi olup daŞirket adına imza yetkisini tanınmamış olan üyelereuygulanmaz. Ayrıca belirtmek gerekir ki, ammealacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlardakanuni temsilciler farklı şahıslar olmaları halindebu şahıslar, amme alacağının ödenmesindenmüteselsilen sorumlu tutulur. Belirtilmesi gerekenbaşka bir nokta ise, burada amme alacağının ya davergi borcunun doğduğu değil muaccel hale geldiğizaman önemlidir. Sorumluluk ilgili borcun ödenmesigerektiği tarihte görevde olan Yönetim Kurulu üyelerineaittir.Soru 7: Tüzel Kişiyi Temsilen Secilen GercekKişi Yönetim Kurulu Üyesinin Soprumlulugu Varmıdır?Yanıt 7: Yönetim Kuruluna seçilen Tüzel Kişi yerinevekaleten atanan Gercek kişinin ,Yönetim Kuruluüyeliğinden dolayı sorumluluğu yoktur.YönetimKurulu üyeliğinden dolayı Yönetime seçilen Tüzelkişi bizzat sorumlu olacaktır.Eski Kanun’a göre ise sorumluluk doğrudan tüzelkişi temsilcisi olan Yönetim Kurulu üyesine aitdi.SONUÇYukarıda bahsi geçen değişiklikler ve yeniliklergöz önünde bulundurulduğunda, Yeni TTK hükümlerininsorumluluk açısından yöneticilerin lehine olduğusonucuna varmak mümkündür. 6103 sayılı TürkTicaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama ŞekliHakkında Kanunu’nda (“Yürürlük Kanunu”) yer alan“Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girdiği tarihtenönce meydana gelen olayların hukukî sonuçlarına,bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişlerse,o kanun hükümleri uygulanır” hükmünübulunmaktadır.Yeni TTK’da yönetim kurulu üyesi sadece kusuruoranında diğer Yönetim Kurulu üyeleri ile birliktemüteselsilen sorumlu olacaktır. Halbuki EskiKanun’a göre tüm yönetim kurulu üyeleri aynı orandamüteselsilen sorumlu tutuluyorlardı.Not: ASv. Merve Çıkrıkçıoglu’nun yazılarındanfaydanılmıştır.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 69


MESLEĞİMİZİN YENİ İLGİ ALANINDASTK'LARA SAĞLANAN HİBE VEDESTEKLER• MESLEKİ YAZILARGün be gün hızla gelişmekte olan teknolojinin yanı sırayasal, etik ve ekonomik sorumluluklarımıza bir yenisiTürkiye’ye sağlanan hibe ve destekleri ekledik. Bizlerişletmede meydana gelen ekonomik olayların ilgilitaraflara tarafsızca yansıtılmasında önemli bir role sahipolduğumuzu hatırlatarak başlamak yerinde olacaktır. Bubağlamda üstümüze düşen görevleri yerine getirirkenbir diğer taraftan mükelleflerimizin de faaliyetlerineilişkin desteklerden ve hibelerden haberdar etmemizgerekmektedir. Bu tür bilgilere ulaşmak için biraz vakitayırmak gerekmektedir. Vaktimizi mesleğimizle ilgiligüncel bilgilere ayırırken pek tabi ki destek ve hibelerile ilgili kaynaklara da ulaşabileceğimiz mümkündür.Mart-Nisan/2012 200 sayılı bültende KOBİ’leri ele alarakkaynakları sizlere sunduk. Bu yazımızda STK’ lara yönelikhibe ve desteklerden bahsetmek yerinde olacaktır.STK’ ların kaynak bulma konusunda en önemli olanaklarıulusal ve uluslar arası fon kuruluşlarının yarattığıimkanlardır. Bu tür kaynakları takip etmek ve çalıştığımızSTK’ lara bilgi vermek bu projelere katılımlarınısağlamak gerekmektedir. Bizler bir bakıma bu konudaöncü olabiliyorsak geleceği yakalıyoruz demektir.Yapamayacağımız şey yoktur diye yola çıkmak gerekir.Meslekte birçok sektöre hizmet vermekteyiz. STK’ larbunlardan biridir.Sivil Toplum Kuruluşları; Vakıflar, Dernekler, Sendikalar(İşçi Sendikaları, İşveren Sendikaları, İşçi Federasyonları,İşveren Federasyonları, TÜRK-İŞ, DİSK, TİSK, HAK-İŞ, KAMU-SEN, KESK...), Meslek Kuruluşları (MeslekKuruluşları, Odalar, Birlikler, Mühendis Odaları, TMMOBTürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, TOBB TürkiyeOdalar ve Borsalar Birliği...)nden oluşmaktadır.STK’ ların, oluşmakta olan yeni dünya düzeninde,daha fazla bir rol oynama şansları bulunmakla birlikte,bu büyük ölçüde, kendilerini geliştirebilmelerine,diğer “paydaşlar da”, ortak hedefler doğrultusundaişbirliği yapabilmelerine ve yeni ortak misyon ve etikoluşturabilmelerine bağlıdır.STK’lar çevrelerinde bir dönüşüme katkıda bulunmak,bunu yaparken kalıcı bir iz bırakmak, kamuoyunundikkatini çekici yöntemler kullanmak için çalışırken,yaratıcı ve dinamik olmak için çaba harcamaktadırlar.Yaratıcılık ve dinamizm ile harcadığımız fonlarınbelgelerini toplayıp bunları kayıt altına almak içingerekli olan nitelikler çok farklı ama içimizden birinin,yaratıcılık ve dinamizm heyecanını bir yana bırakıp buişi yapması gerekiyor! Fon verene hesap vermek için,Aynur MUMYAKANSMMMbirlikte çalıştığınız arkadaşlarınızı bilgilendirmek için,çalıştığınız STK ‘nın yükümlülüklerini yerine getirebilmekiçin bu gerekiyor.STK’ ların yatırım yapması bakımından olsun, kurumsalkapasitesini artırma bakımından olsun, altyapı, istihdam ve birçok alanda çok sayıda yerli ve yabancıfon olanakları vardır.Bu programlara ulaşmakla her şey bitmiş değil.Proje fikrini oluşturup belirli formatlarda projelerisunmak gerekiyor. Proje yapmak hem kolay hem zordur.Yapılabilinirliliğini görmek işi daha da kolaylaştırır.Bunun yanında projeyi özümsemek gerekir. Tabiprojelerin dönemler itibariyle raporlanması da önemkazanmaktadır.Çeşitli projeler ve programların finansmanında ABmali yardımları kullanılmaktadır. Bu mali yardımlarınüçte ikisi mevzuat uyumu ve bunun için gerekli kurumsalyapılanmanın oluşturulmasına yönelik projeler içinüçte biri ise AB ile ekonomik ve sosyal uyumu destekleyiciprojeler için kullanılmaktadır.2002-2012 yılları arasında, AB fonlarından sosyaliçerikli konularda 58 farklı hibe programı kapsamındasivil toplum kuruluşları tarafından geliştirilmiş (odalar,il özel idareleri, dernekler, vakıflar, belediyeler,kooperatifler, üniversiteler, sendikalar, köye hizmetgötürme birlikleri vb.) 3.093 projeye finansman sağlanmıştır.Neden Sivil Topluma Destek Verilmektedir?AB Antlaşmalarını vurguladığımızda; Birlik, özgürlük,demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlükleresaygı ile hukukun üstünlüğü ilkeleri üzerine inşaedilmektedir. Bu ilkeler, insan haklarının AB sınırlarıdışında da desteklenmesini ve korunmasını hedeflemektedir.AB için insan hakları ve hukukun üstünlüğünesaygı, demokratik değişimin ve gelişimin ön koşuludur.Sivil toplum faaliyetleri, siyasal gündemin zenginleşmesine,daha açık, katılımcı ve dolayısıyla dahadinamik bir demokratik toplumun oluşmasına katkıdabulunur. Bu nedenle AB, Türkiye’de politika oluşturma70BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


ve yasal gündemin belirlenmesinden yerel, bölgesel,ulusal, Avrupa ve diğer düzeylerde uygulanması ve izlenmesinekadar bireylerin aktif katılımını özendirmeyeönem verir. Bu nedenlerden dolayı AB Türkiye’desivil toplumun gelişmesini desteklemektedir.2012 yılı içerisinde Avrupa Birliği Hibe Programlarıaracılığı ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik projedestekleri devam edecektir. 2012 yılı içerisinde duyurulmasıplanlanan Hibe Programları listesi aşağıdasunulmaktadır.• Türkiye-AB Sivil Toplum Diyalogu-lll: Siyasi KriterlerHibe Programında İlgili Kurum Avrupa Birliği Bakanlığıolup, Uygulama alanı Türkiye genelidir. HibeProgramı Bütçesi 6.000.000 € ‘ dur.• Türkiye-AB Sivil Toplum Diyalogu-lll: Medya HibeProgramında İlgili Kurum Avrupa Birliği Bakanlığı olup,Uygulama alanı Türkiye genelidir. Hibe Program Bütçesi3.000.000 €’ dur.• Türkiye-AB Sivil Toplum Diyalogu-lll: Mikro HibeProgramında İlgili Kurum Avrupa Birliği Bakanlığı olup,Uygulama alanı Türkiye genelidir. Hibe Program Bütçesi300.000 €’ dur.• Kız Çocuklarının Okullaşma Oranının ArtırılmasıHibe Programında ll İlgili Kurum Milli Eğitim Bakanlığıolup, Uygulama alanı Öncelikli 12 Düzey-ll Bölgesidir.Hibe Program Bütçesi 10.000.000 €’ dur.• Hayat Boyu Öğrenme Hibe Programında ll İlgiliKurum Milli Eğitim Bakanlığı olup, Uygulama alanıÖncelikli 12 Düzey-ll Bölgesidir. Hibe Program Bütçesi5.000.000 €’ dur.• Kayıtlı İstihdamın Teşviki 2-Hibe Programında İlgiliKurum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olup,Hibe Program Bütçesi 10.200.000 €’ dur.• Engellilerin Sosyal Hayata Katılımı Hibe Programındaİlgili Kurum Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıolup, Hibe Program Bütçesi 35.000.000 €’ dur.• Yerel Düzeyde Sivil Katılımın GüçlendirilmesiProgramında İlgili Kurum Avrupa Birliği Bakanlığı olup,Uygulama alanı Türkiye genelidir. Hibe Program Bütçesi400.000 €’ dur.• Sivil Toplum Örgütleri Arasındaki Diyalogun GüçlendirilmesiProgramında İlgili Kurum Avrupa BirliğiBakanlığı olup, Uygulama alanı Türkiye genelidir. HibeProgram Bütçesi 1.000.000 €’ dur.Türkiye’de Avrupa Birliği tarafından finanse edilenprogramlar kapsamında gerçekleşen hizmet, mal vehibelere ilişkin ihalelerin genel bütçeleme, ihaleyeçıkma, sözleşme imzalama, ödeme, muhasebe ve maliraporlaması bakımından yetkilendirilmiş otorite kuruluşlardanbazılarını ve bunların hibe programlarınıaşağıda tanıtacağız.AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE DELEGASYONUHaziran 2004’te alınan bir karar ile Avrupa KomisyonuTürkiye Temciliği’nin adı, Kasım 2009 tarihindealınan bir kararla Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonuolarak değiştirildi. ABTD’nin kuruluş amacı; katılımöncesi süreçte, Türkiye’de AB mali desteğiyle uygulanmaktaolan program ve projelerin etkinliğini veişleyişini denetlemek, Türkiye için sağlanan mali desteğinprogramlanmasına da katkıda bulunmaktadır.Katılım öncesi Yardım Programları’na ilişkin olarak Delegasyon,toplam yaklaşık 2,0 milyar € tutarındaki 250projenin etkin şekilde uygulanmasını izlemektedir.AB Ve Cinsiyet EşitliğiCinsiyet eşitliği, Avrupa Birliği için temel bir haktır.AB, kadınlara karşı tüm ayrımcılık biçimlerini ortadankaldırmaya ve herkesi kucaklayan bir toplumu teşviketmeye çalışarak cinsiyet eşitliğini savunmaktadır. Kadınhakları Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinin de önceliklibir konusu olmakla birlikte yerine getirilmesigereken bir zorunluluktur.Sivil toplum, cinsiyet eşitliğini desteklemekteönemli rol oynamaktadır. Sivil toplum kuruluşları vekadın hakları savunucuları, toplum içinde birliktedaha güçlü çıkan sesleriyle ve ihtiyaç duyulan destekve yardımlarıyla kadın haklarına daha fazla saygıgösterilmesine yardımcı olmaktadırlar. Avrupa Birliği,bugüne kadar cinsiyet eşitliğini sağlamayı, kadın STKağlarını güçlendirmeyi, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi,kadın girişimcileri desteklemeyi ve istihdamıartırmayı hedefleyen destek programlarına 36 milyonAvro sağlamıştır. Bu önemli iş, aşağıdaki hedeflerle devametmekte olan proje ve programlara ayrıca yöneltilen63 milyon Avro ile sürmektedir.İleriye dönük olarak, şiddete ve aile içi istismarauğrayan kadınlar için sığınaklar yapmak, eğitim sistemindecinsiyet eşitliğini geliştirmek, şikayet işlemlerinive soruşturma standartlarını geliştirmek amacıylayerel insan hakları kurullarına destek sağlamak üzeregelecekteki projeler için yaklaşık 15 milyon Avro tahsisedilmiştir.AB Ve KültürAvrupa, sahip olduğu kültürel zenginlik ve çeşitlilikile övünür. Kültür alanındaki AB politikaları da,Avrupa’nın kültürel çeşitliliği ve zenginliğini korumayıve bu değerlerin herkesçe ulaşılabilir olmasına yardımcıolmayı amaçlamaktadır. Dil, edebiyat, tiyatro,görsel sanatlar, mimari, el sanatları, sinema ve yayıncılıkalanındaki eserler belli bir ülke ya da bölgedeüretilmiş olsa da, aslında Avrupa’nın ortak kültürelmirasını temsil eder. Kültür endüstrileri de benzerşekilde, istihdam ve gelir sağlayan önemli kaynaklarolarak tüm Avrupa’da yedi milyondan fazla insana işimkanı sunmaktadır. Avrupa Komisyonu, çeşitli kültürendüstrilerini desteklemek üzere programlar yönetmektedir.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 71


• MESLEKİ YAZILARMERKEZİ FİNANS ve İHALE BİRİMİAB Türkiye’den adaylık sürecinde yeni bir mali işbirliğiyapılanmasına gitmesini istemiştir. AB tüm adayülkeler için mali işbirliğinde, Merkezi Olmayan Yapılanmaya(Decentrilized Organization) gidilmesini talepetmektedir. AB tarafından öngörülen bu yapılanmadamali işbirliğinin değişik evrelerinin farklı birimler vekişilerce uygulanması ve denetlenmesi söz konusudur.AB, Mali İşbirliği sürecinde, program hazırlama, izlemeve değerlendirme ile proje uygulama birimlerininfarklılaştırılmasını istemektedir. Bu kapsamda MerkeziFinans ve İhale Birimi oluşturulmuştur.Birimin görevleri, proje kapsamında ihale açılması,ihalelerin sonuçlandırılması ve AB fonlarının projebazında uygulayıcı kuruluşa aktarılmasını kapsayan“Proje Uygulaması” dönemindeki tüm işlemleri kapsamaktadır.IPA PROGRAMIAvrupa Birliği tarafından, aday ve potansiyel adayülkelere yapılan mali yardımların etkinliğini arttırmakve önceki mali yardım mekanizmalarının tümünü tekbir çatı altında toplamak amacıyla, 2007-2013 döneminikapsayan bir hibe yönetim programı geliştirilmiştir.IPA olarak adlandırılan bu program, Avrupa Birliği’neekonomik ve sosyal alanda uyum için harcanacak maliyardımları düzenlemektedir.Beş bölüm halinde yapılandırılan IPA, geçiş dönemive kurumsal yapılanma desteği yanı sıra çevre,ulaştırma, bölgesel rekabet, insan kaynakları kalkınmasıve kırsal kalkınma olarak belirlenen yeni alanlardakatılım öncesi mali destek sağlamaktadır. Ayrıcaaday ülkeler, katkı payları kısmen IPA altında finanseedilmekte olan Topluluk Programlarına katılmaya devametmektedir. Denetim Otoritesi: Bu alanda HazineKontrolörleri Kurulu görevlendirilmiş olup, mali yardımaracının yönetimi ile kontrol sistemleri ve faaliyetlerinidenetler, rapor eder. (www.hazine.gov.tr)IPA Bileşenleril Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Yapılanmall Sınır Ötesi İşbirliğilll Bölgesel KalkınmalV İnsan Kaynaklarının GeliştirilmesiV Kırsal Kalkınma (IPARD)IPA-l Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal YapılanmaIPA uygulamasının en önemli bileşenlerinden biriolan Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Yapılanmabileşeninden kamu kurum/kuruluşları faydalanmaktadırlar.Müktesebat uyumu, kamu yönetimi reformu,adalet ve içişleri reformu, sivil toplumun gelişimi vetemel haklar, çevre politikası, eğitim ve sağlık sistemireformu, yolsuzluğa karşı daha verimli ve etkili birmücadele yürütülmesi ve mali kontrol gibi konular projeleryoluyla bu bileşen altında finanse edilmektedir.Bu bileşenin diğer önemli bir ayağını, AB-Türkiyesivil toplum diyalogunun geliştirilmesi oluşturulur. Bubağlamda AB Bakanlığı tarafından yürütülen ve 2006yılından beri uygulanan Sivil Toplum Diyalogu projeleriyoluyla yüzlerce sivil toplum kuruluşu programa dahilolmuş ve olmaya devam etmektedir. (www.ab.gov.tr)IPA-II Sınır Ötesi İşbirliğiTürkiye bu bileşen altında Türkiye-Bulgaristan SınırÖtesi İşbirliği Programı ve Avrupa Komşuluk ve OrtaklıkAracı (ENPI) Karadeniz Havzası Programı’na katılımsağlamaktadır. AB Bakanlığı, Haziran 2010 tarihindenitibaren Sınır Ötesi İşbirliği Programlarının Ulusal Otoritesiolarak görev yapmaktadır.IPA-III Bölgesel KalkınmaBölgesel Kalkınma bileşeni Çevre, Ulaştırma veBölgesel Rekabet Edebilirlik ana başlıklarından oluşmaktadır.Bu alanlardaki projelerin ülkemizde yürütülmesindensırasıyla Çevre ve Orman, Ulaştırma ileSanayi ve Ticaret Bakanlıkları sorumludur. Büyük yatırımlariçeren bu bileşen, aday ülke için bir anlamdaüyelik sonrası yapısal fonlara hazırlık niteliğini taşır.Bu bileşen altında hazırlanan çok yıllı OperasyonelProgramlar, stratejik belge ve projeler için yol haritasıniteliğindeki dokümanlardır. Bu amaçla onaylanmışolan 2007-2009 Ulaştırma, Çevre ve Bölgesel RekabetEdebilirlik Operasyonel Programları 2011 yılı perspektifiniiçerecek şekilde yeniden düzenlenmiştir.Bu bileşen kapsamında, 2007-2011 dönemi içinulaştırma alanında 333,5 milyon avro, çevre alanında416,7 milyon avro, bölgesel rekabet edebilirlik alanındaise 299,6 milyon avro tutarında mali yardım, ülkemizprojelerine tahsis edilmiştir.IPA –IV İnsan Kaynaklarının GeliştirilmesiBu alanda ülkemiz diğer aday ülkeler gibi, Birlikuyum politikalarının uygulanması ve idaresine yönelikhazırlıklar, özellikle de Avrupa İstihdam Stratejisiçerçevesinde Avrupa Sosyal Fonu’na uyum hazırlıklarıkonularında desteklenmektedir.Çalışma ve Soysal Güvenlik Bakanlığı tarafındankoordinasyonu sağlanan “İnsan Kaynaklarının GeliştirilmesiOperasyonel Programı” kişi başı milli geliriTürkiye ortalamasının %75’inin altında kalan bölgelerdekiistihdam kapasitesinin artırılması ve beşeri sermayeningüçlendirilmesini hedeflemektedir.IPA-V Kırsal KalkınmaBileşen kapsamında tarım, hayvancılık, gıda, balıkçılıkve alternatif tarım alanlarında faaliyet gösterenişletmelere, üretici bireylere, kooperatiflere ve üreticibirliklerine hibe programları aracılığı ile finansmandesteği sağlanması planlanmaktadır. Söz konusu hibe72BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


programlarının Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Tarımve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından,2010 yılını takiben toplam 42 ili kapsayacakşekilde uygulanması planlanmıştır.Kırsal Kalkınma alanında 2007-2013 yılları için ayrılmasıöngörülen bütçe 873,8 milyon avrodur.AB PROGRAMLARI (BİRLİK PROGRAMLARI) NEDİR?Birlik Programları belirli bir süre için Birlik politikalarıile ilgili belirli alanları kapsayacak şekilde ABüye ülkeleri ve aday ülkeler arasında işbirliğini teşviketmek üzere uygulanan faaliyetler bütünüdür.Birlik Programları, Avrupa Parlamentosu ve AvrupaKonseyi’nin onayı ile yürürlüğe girmektedir. Programlarınönemli bir bölümü için başvurular doğrudan AvrupaKomisyonuna gönderilmekte ve değerlendirmebağımsız uzmanlar tarafından yapılmaktadır. Merkeziolmayan bazı programlar için ise katılımcı ülkede bulunanulusal ajanslar yoluyla başvuru ve değerlendirmeyapılmaktadır.Türkiye’ nin Katılım Sağladığı Birlik ProgramlarıEkonomik ve sosyal birliğini hedefleyen 27 ülkedenoluşan AB’de çeşitli alanlarda işbirliğini teşvik etmekve ilgili alanlardaki uygulamaları yakınlaştırmak içinçeşitli Birlik Programları bulunmaktadır. Üye ülkelerinhepsi için zorunlu olan bu Birlik Programlarınınönemli bir bölümü aday ülkeler ve Balkan Ülkeleri gibiAB’nin yakın olduğu ülkelere de açık bulunmaktadır.Türkiye’de aday ülke sıfatı ile bu Birlik Programlarınakatılım sağlamaktadır.BİRLİK PROGRAMLARI LİSTESİ:1. Hayatboyu Öğrenme Programı2. Gençlik Programı3. Araştırma ve Teknolojik Gelişme Alanında YedinciÇerçeve Programı4. Rekabet Edebilirlik ve Yenilik Programı5. Progress Programı6. Kültür Programı7. 2007 - 2019 Yılları İçin Avrupa Kültür BaşkentleriEylemi8. Fiscalis 2013 Programı9. Gümrük 2013 Programı10. EURATOM Yedinci Çerçeve Programı11. Güvenli İnternet Programı12. ISA (Birlikte Çalışabilirlik) Programı13. Tüketici Politikası Alanında Topluluk Eylemi14. Marco Polo II Programı15. Pericles Programı16. Vatandaşlar için Avrupa Programı17. Medya 2007 Programı18. Medya Mundus19. Güvenlik ve Özgürlüklerin Korunması (ÇerçeveProgram)20. Temel Haklar ve Adalet (Çerçeve Program)21. Dayanışma ve Göç Hareketleri Yönetimi (ÇerçeveProgram)22. Sivil Koruma Mali Aracı23. LIFE + (Çevre Mali Aracı)24. Kamu Sağlığı Programı25. Erasmus Mundus Programı26. Hercule II ProgramıYeni mali yardım yaklaşımının hedeflerinden biride, sonuçları daha görünür ve hissedilir projelerin uygulanmasıyoluyla 2014-2020 AB bütçesinde ülkemizeayrılan payın daha da artırılmasıdır.Bu noktada, ülkemizin 2007-2010 döneminde sergilediğive 2011-2013 döneminde sergileyeceği performans,hem yapılacak fon tahsisatı hem de genel anlamdaTürkiye’nin AB’ye üyeliği konusunda üye ülke kanaatleriniolumlu yönde etkileyecektir. Bu dönemde ulusal çıkarlarımızınkorunması yönünde AB tarafından alınacakkararlarda etkili olabilme ve daha aktif rol alabilmeyeyönelik hazırlık çalışmaları başlamış durumdadır.BÜYÜKELÇİLİKLER VE KONSOLOSLUKLARBüyükelçilik ve konsolosluklar, bulundukları ülkelerdefarklı uygulamalar ile sivil toplum kuruluşlarınadestek olmaktadırlar. Temel hedefleri, dış politika hedefleridoğrultusunda ülkeler arasındaki ilişkileri geliştirmektir.Büyükelçilik ve konsoloslukların desteklediğiprogramları ve çalışmaları internet adreslerindendüzenli olarak takip ederek, güncel bilgilere ulaşmanızıöneririz.1- AVUSTURALYA BÜYÜKELÇİLİĞİ DOĞRUDANYARDIM PROGRAMI2- HOLLANDA BÜYÜKELÇİLİĞİ- MATRA – DECENTRAL DESTEK PROGRAMI- İNSAN HAKLARI PROGRAMI3-İNGİLTERE BÜYÜKELÇİLİĞİ- İKİLİ İŞBİRLİĞİ FONU- AVRUPA’YI BİRLEŞTİRME PROGRAMI DİPLOMA-TİK DEĞERLER ETKİ FONU- GERİ DÖNÜŞ VE YENİDEN BÜTÜNLEŞME FONU- TÜRKİYE PROGRAMI REFAH FONU- TÜRKİYE’DE İNSAN HAKLARI4- İSVEÇ BAŞKONSOLOSLUĞUTÜRK-İSVEÇ İŞBİRLİĞİ BİRİMİ5- JAPONYA BÜYÜKELÇİLİĞİYEREL PROJELERE HİBE PROGRAMI6- KANADA BÜYÜKELÇİLİĞİYEREL GİRİŞİMLER İÇİN KANADA FONU‘dur.• MESLEKİ YAZILARBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 73


2012 YILININ TEMMUZ-AĞUSTOSAYLARINDA MEVZUATTA YAPILAN ÖNEMLİDEĞİŞİKLİKLER• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ-I-DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARKANUNU UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDEDEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİKYAYIMLANDI(3.7.2012/ RG. 28342).4875 sayılı Doğrudan Yabancı YatırımlarKanunu’nda, doğrudan yabancı yatırımlarınözendirilmesine, yabancı yatırımcıların haklarınınkorunması ile yatırım ve yatırımcı tanımlarındauluslararası standartlara uyulmasına, doğrudanyabancı yatırımların gerçekleştirilmesindeizin ve onay sisteminin bilgilendirme sisteminedönüştürülmesine ve tespit edilen politikalar yoluyladoğrudan yabancı yatırımların artırılmasınailişkin esaslar düzenlenmiştir. Bu Kanun, doğrudanyabancı yatırımlara uygulanacak muameleyikapsamakta olup, bu Kanunun 5 inci maddesinin(b) bendinde bu Kanunun uygulanmasına ilişkinesaslar Kanunun yayımını izleyen bir ay içerisindeMüsteşarlıkça hazırlanacak yönetmelikle düzenleneceğihüküm altına alınmıştır. Bu hükme istinadenDevlet Bakanlığı’nca, 20.08.2003 tarihli ve25205 sayılı Resmi Gazete’de Doğrudan YabancıYatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği yayımlanmıştır.Bu Yönetmelikte, 4875 sayılı DoğrudanYabancı Yatırımlar Kanunu kapsamına girenkonularda uygulanacak usul ve esaslar belirlenmiştir.Ekonomi Bakanlığı’nca çıkarılan ve yayımı tarihindeyürürlüğe giren Doğrudan Yabancı YatırımlarKanunu Uygulama Yönetmeliğinde DeğişiklikYapılmasına Dair Yönetmelik ile YabancıYatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nde yapılandeğişiklikler sonucunda, irtibat bürolarınınçalışma usul ve esasları yeniden belirlenmiştir.-II-ENERJİ VERİMLİLİĞİ DESTEKLERİ HAKKINDATEBLİĞ (SIRA NO: 2012/3) YAYIMLANDI(3.7.2012/ RG. 28342)Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin KullanımındaVerimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmeliğe dayanarakEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ncaçıkarılan bu Tebliğde, endüstriyel işletmelerinmevcut sistemlerinde verimliliğin artırılmasınadair proje ve uygulamalarının desteklenmesi ileilgili usûl ve esaslar belirlenmiştir.2012/3 sırano’lu Enerji Verimliliği Destekleri HakkındaTebliğ, yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.-III-345 SIRA NO’LU MİLLİ EMLAK GENELTEBLİĞİ YAYIMLANDI(4.7.2012/ RG. 28343)Maliye Bakanlığı’nca 19/4/2012 tarihli ve 6292sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesive Hazine Adına Orman Sınırları DışınaÇıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile HazineyeAit Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanuna dayanılarakçıkarılan ve yayımı tarihinde yürürlüğegiren bu Tebliğde, 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılıOrman Kanununun 2 nci maddesinin (B) bendinegöre Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılanve çıkarılacak yerlerin değerlendirilmesine ilişkinesas ve usuller belirlenmiştir.Bu Genel Tebliğ; 6831 sayılı kanunun20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2nci maddesi ile 23/9/1983 tarihli ve 2896 sayılı,5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik2 nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendineveya kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre Hazineadına orman sınırları dışına çıkarılan ve çıkarılacakyerlerde uygulanacaktır.74BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


-IV-6337 SAYILI TÜRK AKREDİTASYON KURUMUKURULUŞ VE GÖREVLERİ HAKKINDAKANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİRKANUN YAYIMLANDI(5.7.2012/ RG. 28344)4457 sayılı Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluşve Görevleri Hakkında Kanun ile uygunluk değerlendirmekuruluşlarını akredite etmek, bu kuruluşlarınulusal ve uluslararası standartlara görefaaliyette bulunmalarını ve bu suretle uygunlukdeğerlendirme kuruluşlarınca düzenlenen belgelerinulusal ve uluslararası alanda kabulünü teminetmek amacıyla, merkezi Ankara’da olmak üzereBaşbakanlıkla ilgili, özel hukuk hükümlerine tabi,tüzel kişiliği haiz, kâr amacı gütmeyen, idari vemali özerkliğe sahip, Türk Akreditasyon Kurumu,kısa adı TÜRKAK kurulmuştur.6337 sayılı Kanun ile 4457 sayılı Kanunda çeşitlideğişiklikler yapılmış bu değişikliklerden6337 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (a) bendi1.1.2013 tarihinde, diğer hükümleri 5.7.2012tarihinde yürürlüğe girmiştir.-V-ASGARİ ÜCRET YÖNETMELİĞİNDEDEĞİŞİKLİK YAPILMASINAİLİŞKİNYÖNETMELİK YAYIMLANDI(7.7.2012/ RG. 28346)Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanlığı’nca 4857sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine dayanılarakçıkarılan Asgari Ücret Yönetmeliği, 1 Ağustos2004 tarihli ve 25540 sayılı Resmi Gazete Yayımlanmışve yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.Bu Yönetmelikte, asgari ücretin tespiti sırasındauygulanacak esaslar, Komisyonun toplanma veçalışma şekli ile komisyonun başkan, üye ve raportörlerineverilecek huzur hakkına ilişkin usulve esaslar düzenlenmiştir.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılanve yayımı tarihinde yürürlüğe giren AsgariÜcret Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasınaİlişkin Yönetmelik ile Asgari Ücret Yönetmeliğinin12 nci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlüktenkaldırılmıştır. Yapılan bu değişiklik sonucunda7 Temmuz 2012 tarihinden itibaren, işverenlerinyayımlanan asgari ücretleri, işyerlerindeişçilerin kolayca görebilecekleri bir yerde ilanetme zorunluluğu kaldırılmıştır.-VI-SEBZE VE MEYVE TİCARETİ VE TOPTANCIHALLERİ HAKKINDA YÖNETMELİKYAYIMLANDI(7.7.2012/ RG. 28346)Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılan veyayımı tarihinde yürürlüğe giren bu Yönetmelikte,sebze ve meyve ticaretinin kaliteli, standartlarave gıda güvenilirliğine uygun olarak serbestrekabet şartları içinde yapılmasını sağlamak,toptancı hallerini modern bir yapıya kavuşturmak,toptancı hali içinde veya dışında işlem görensebze ve meyvelere ilişkin bilgileri elektronikortamda tutmak, izlemek ve duyurmak, meslekmensupları ile diğer ilgilileri kayıt altına almak,bunlara yönelik veri tabanı oluşturmak, toptancıhalleri arasında ortak bilgi paylaşımını ve iletişimitemin etmek, üretici ve tüketicilerin hak vemenfaatlerini korumak ve meslek mensuplarınınfaaliyetleri düzenlenmiştir.Söz konusu Yönetmeliğe göre; toptancı halleri;• İmar planında belirlenmiş alanlarda bu Yönetmeliğin9 uncu maddesinde belirtilen asgarikoşulları taşıyan projeler çerçevesinde belediyesınırı ve mücavir alanları içinde belediyeler, büyükşehirbelediye sınırı ve mücavir alanları içindebüyükşehir belediyeleri tarafından kurulacaktır.Ancak, büyükşehir belediye sınırı ve mücaviralanları hariç, belediye sınırı ve mücavir alanlarıiçinde birden fazla toptancı hali kurulamaz.• İlgili belediyeden izin almak kaydıyla gerçekveya tüzel kişiler tarafından da toptancı halikurulabilecektir. Ancak özel toptancı hallerinintüzel kişilerce kurulması esastır. Tüzel kişi kurucularınanonim şirket veya kooperatif şeklindekurulması zorunludur.• Büyükşehir belediyeleri sınırları ve mücaviralanları içinde bu Yönetmelik hükümlerine görebelediye toptancı haline bağlı olarak şube niteliğindefaaliyet göstermek üzere ilgili belediyecehaller kurulabilecektir.Toplam işyeri sayısı, 30 ila 100 olan toptancı• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 75


• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİhalleri küçük, 101 ila 250 olan toptancı halleriorta, 251 ve üzeri olan toptancı halleri ise büyüktoptancı hali olarak sınıflandırılmaktadır.Diğer taraftan halde yaptıkları satışlarda, birtakvim yılında iki kez fatura düzenlemeyenlerveya noksan fatura düzenleyenlerin kira sözleşmesininfeshine ya da satış işleminin iptaline belediyeencümenince karar verilecektir.Bu Yönetmelik ile;• 3.10.1996 tarihli ve 22776 sayılı ResmîGazete’de yayımlanan Toptancı Hallerinin KuruluşEsasları Hakkında Yönetmelik,• 28.12.1997 tarihli ve 23214 sayılı ResmîGazete’de yayımlanan Toptancı Hallerin Yönetimve İşleyişi Hakkında Yönetmelik,Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim StandartlarıKurumu kurulmuştu.Söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin14/2 fıkrasında “Hizmet birimleri, bu Kanun HükmündeKararnamede belirtilen faaliyet alanı,görev ve fonksiyonlarına uygun olarak Kurumunönerisi üzerine Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğekonulan yönetmelikle belirlenir.” düzenlemesineistinaden 2012/3152 sayılı BKK eki KamuGözetimi, Muhasebe Ve Denetim Standartları KurumununTeşkilat ve Görevleri Hakkında Yönetmelikçıkarılmıştır.-VIII-SOSYAL GÜVENLİK KURUMU ASGARİ İŞÇİLİKTESPİT KOMİSYONUNCA BELİRLENENÇEŞİTLİ İŞKOLLARINA AİT ASGARİ İŞÇİLİKORANLARINI GÖSTERİR TEBLİĞDEDEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞYAYIMLANDI(8.7.2012/ RG. 28347)• 2.9.1985 tarihli ve 18856 sayılı ResmîGazete’de yayımlanan Nüfusu 250.000 den AzOlan Belediye Hudutları İçinde Gerçek ve TüzelKişilerce Açılacak Yaş Meyve ve Sebze ToptancıHalleri YönetmeliğiYürürlükten kaldırılmıştır.• 11.9.1998 tarihli ve 23460 sayılı ResmîGazete’de yayımlanan Hal Zabıtası Teşkilatı Per-sonelinin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik,-VII-2012/3152 SAYILI BAKANLAR KURULUKARARI YAYIMLANDI(8.7.2012/ RG. 28347)6223 sayılı Yasa’nın tanıdığı yetki çerçevesindeBKK’nca çıkarılarak 2 Kasım 2011 tarihlive 28103 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan26.9.2011 tarihli ve 660 sayılı KAMU GÖZETİ-Mİ, MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KU-RUMUNUN TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDAKANUN HÜKMÜNDE KARARNAME ile uluslararasıstandartlarla uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarınıoluşturmak ve yayımlamak, bağımsızdenetimde uygulama birliğini, gerekli güvenive kaliteyi sağlamak, denetim standartlarınıbelirlemek, bağımsız denetçi ve bağımsız denetimkuruluşlarını yetkilendirmek ve bunlarınfaaliyetlerini denetlemek ve bağımsız denetimalanında kamu gözetimi yapmak yetkisini haiz5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel SağlıkSigortası Kanunu’nun 85’inci maddesi uyarınca,5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık SigortasıKanunu’nun 85’inci maddesi uyarınca Asgariİşçilik Tespit Komisyonunun çalışma usul ve esasları,Komisyonda görev alacak teknik elemanlarınnitelikleri, asgari işçilik tespitinde uygulanacakyöntem, verilerin belirlenmesi, tamamlanmışveya devam etmekte olan işlerle ilgili yapılacakyerinde tespit kriterleri, uzlaşma komisyonlarınınoluşumu, çalışma usul ve esasları ile bu maddeninuygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar,Sosyal Güvenlik Kurumu’nca çıkarılacak yönetmelikledüzenlenmektedir. Bu kapsamda SosyalGüvenlik Kurumunca çıkarılan Asgari İşçilik TespitKomisyonunun Çalışma Usul ve Esasları HakkındaYönetmelik, 27.09.2008 tarih ve 27010 sayılı ResmiGazete’de yayımlanarak, 01.10.2008 tarihindeyürürlüğe girmiştir. Bu Yönetmelikte; Asgariİşçilik Tespit Komisyonunun oluşturulmasına, işinyürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarınınbelirlenmesinde ve Kuruma yeterli işçilik bildirilmişolup olmadığının araştırılmasında dikkatealınacak asgari işçilik oranlarının tespitine, belirlenenoranlara karşı yapılacak itirazların incelenmesineilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.76BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


Ayrıca, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nca,28.8.2008 tarihli ve 26981 sayılı Resmî Gazete’deyayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin117 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile27.9.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete’deyayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Asgari İşçilikTespit Komisyonunun Çalışma Usul ve EsaslarıHakkında Yönetmeliğin 10 uncu maddesi 1 hükümlerinedayanılarak hazırlanan “Sosyal GüvenlikKurumu Asgari İşçilik Tespit KomisyonuncaBelirlenen Çeşitli İşkollarına Ait Asgari İşçilikOranlarını Gösterir Tebliğ” 12.05.2010 tarihli,27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.Bu Tebliğde, Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesindeoluşturulan Asgari İşçilik Tespit Komisyonuncaçeşitli işkollarına ait asgari işçilik oranlarınınbelirlenmesi ve bu oranların belirlenmesindeesas alınan kriterler düzenlenmiş olup, 5510sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık SigortasıKanununun 85 inci maddesinde sayılan kurum,kuruluş ve bankalar tarafından ihale mevzuatınagöre yaptırılan her türlü işler ile gerçek veyatüzel kişiler tarafından yapılan özel niteliktekiinşaat işlerine uygulanacak asgari işçilik oranlarıile ilgili işlemleri kapsamaktadır. Sosyal GüvenlikKurumunca çıkarılan ve yayımı tarihinde yürürlüğegiren Sosyal Güvenlik Kurumu Asgari İşçilikTespit Komisyonunca Belirlenen Çeşitli İşkollarınaAit Asgari İşçilik Oranlarını GösterirTebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğile12.5.2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmî Gazete’deyayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Asgari İşçilikTespit Komisyonunca Belirlenen Çeşitli İşkollarınaAit Asgari İşçilik Oranlarını Gösterir Tebliği’ndedeğişiklik yapılmış ve aynı Tebliğin ekinde yeralan “Çeşitli İşkollarına Ait Asgari İşçilik OranlarıListesi” EK-1 değiştirilmiştir.-IX-GENEL SAĞLIK SİGORTASI VERİLERİNİNGÜVENLİĞİ VE PAYLAŞIMINA İLİŞKİNYÖNETMELİK YAYIMLANDI(11.7.2012/ RG. 28350)Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çı-1 MADDE 10 – (1) Çeşitli işkollarına ait işlerin asgari işçilik oranları,Komisyonca tespit edilerek tebliğ ile Resmî Gazete’de yayımlanır.(2) Tebliğde oranlarla birlikte; oranın belirlenmesinde esas alınankriterler, iş kalemleri, çalışma şekilleri ve teknolojiden faydalanmadurumu gibi açıklayıcı bilgilere yer verilir.karılan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren buYönetmelikte, Genel Sağlık Sigortası VerilerininGüvenliği Ve Paylaşımına İlişkin Yönetmelikte,Sosyal Güvenlik Kurumu ve sözleşmeli sağlık hizmetsunucularına ait bilgi işlem veri tabanındakisağlık verilerinin korunması ile güvenliğinin sağlanmasıve paylaşılmasına ilişkin usul ve esaslardüzenlenmiştir. Bu Yönetmelik;a) Sosyal Güvenlik Kurumu ve sözleşmeli sağlıkhizmet sunucularına ait bilgi işlem veri tabanlarındakisağlık verilerinin korunması ile güvenliğininsağlanmasına,b) Sosyal Güvenlik Kurumu ve diğer kamu kurumve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler arasındasağlık verilerinin elektronik veya manyetikkayıt ortamında paylaşılmasına,İlişkin usul ve esasları kapsamaktadır.Yönetmeliğin 10 uncu madde uyarınca genelsağlık sigortalısına ve sağlık hizmet sunucularınaait verilerin gizliliği esas alınacak olup, buverilerin paylaşımında uluslararası sözleşmeler,Anayasa, kanunlar ve diğer mevzuatta yeralan özel hayatın gizliliğine ve ticari sır niteliğindekiverilerin korunmasına ilişkin hükümleresas alınacaktır.Diğer taraftan aşağıda yer alan bilgilerin paylaşılmasınaizin verilmemiştir.a) Paylaşılması ulusal güvenliği tehdit edebileceknitelikte olan bilgiler,b) Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı per-soneli ile bakmakla yükümlü oldukları kişilereait her türlü veriler,c) Genel sağlık sigortalısına ait kişisel bilgileriiçeren veriler,ç) Rekabet hukuku ilkelerine aykırılık teşkileden firma, ürün, marka ve ilgili diğer bilgileriiçeren veriler.Diğer taraftan, Yönetmelikte, sağlık hizmetinisunan ve/veya üreten; gerçek kişiler ile kamu veözel hukuk tüzel kişilerine ve bunların tüzel kişiliğiolmayan şubelerine ait veriler, ancak kurumadı belirtilmeden, doğrudan veya dolaylı tanımlamayayol açmayacak şekilde bölge veya alanadı olarak verilebilmesine izin verilmiştir.• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 77


• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ-XI-AKARYAKIT İSTASYONLARI-EMNİYETGEREKLERİ İLE İLGİLİ TEBLİĞ (TS 12820)(TEBLİĞ NO: MSG-MS-2012/17) YAYIMLANDI(11.7.2012/ RG. 28350)Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca çıkarılanve yayımı tarihinden itibaren 15 gün sonrayürürlüğe giren Akaryakıt İstasyonları-EmniyetGerekleri İle İlgili Tebliğ (TS 12820) (Tebliğ No:MSG-MS-2012/17) de 20.5.2007 tarihli ve 26527sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Mecburi StandardTebliğ (Tebliğ No: ÖSG-2007/09) ile mecburiuygulamaya konulan TS 12820 “Akaryakıt İstasyonları- Emniyet Gerekleri” standardının; 2 ncimaddesi, 4.1 inci maddesi, 4.2.1 inci maddesi,4.2.5 inci maddesi, 4.2.5.2 nci maddesi, 4.2.6.6ncı maddesi, 4.12 nci maddesi ve 4.12.3 üncümaddesi Türk Standardları Enstitüsü tarafındantadil edildiği, mecburi Standard Tebliğinin (TebliğNo: ÖSG-2007/09), Türk Standardları Enstitüsütarafından tadil edilen maddeleri, akaryakıtistasyonu lisans sahiplerince zorunlu olarakuygulanacağı belirtilmiştir.Bu Tebliğ uyarınca, akaryakıt istasyonu lisanssahiplerinin, TS 12820 standardı kapsamına girenhususları belirten bu Tebliğ hükümlerine uymalarızorunludur.-XII-6353 SAYILI BAZI KANUN VE KANUNHÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİKYAPILMASINA DAİR KANUN YAYIMLANDI(12.7.2012/ RG. 28351)Bu Kanunun 43 üncü maddesi 1.1.2013 tarihindeyürürlüğe girecek olup, diğer maddeleri ise12.7.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu Kanunile toplam 43 kanun ve kanun hükmünde kararnamelerdedeğişiklik yapılmıştır.Bu Kanun ile 760 sayılı Özel Tüketim VergisiKanununa ekli (I) sayılı listede yer alan mallardantahsil edilen özel tüketim vergisi gelirlerindenmahalli idarelere verilen pay kaldırılmış;Sayıştay’ın denetim yetkisi uygunluk denetimiile sınırlandırılmış kiracının Türk Ticaret Kanunundatacir olarak sayılan kişiler ile özel hukukve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında,11.1.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk BorçlarKanununun 323, 325, 331, 340, 342, 343, 344,346 ve 354 üncü maddeleri 1.7.2012 tarihindenitibaren 8 yıl süreyle uygulanmayacağı, bu halde,kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmişolan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestîsigereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur.Kira sözleşmelerinde hüküm olmayan hallerdemülga Borçlar Kanunu hükümlerinin uygulanacağıhüküm altına alınmıştır. Ayrıca bu Kanununun aşağıdakigeçici 1 inci maddesi ile yasama organıncayargı erkine müdahale olarak yorumlanabilecek,bir başka deyişle Anayasa ile güvence altına alınanerklerin ayrımı ilkesine aykırı düzenleme deyer almaktadır.GEÇİCİ MADDE 2 – 15.6.2012 tarihinden önce193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 ncimaddesi uyarınca İşsizlik Sigortası Fonu gelirlerindenyapılan vergi kesintileri için dava açılmaz,görülmekte olan davalarda davayı gören mahkemece,karar temyiz edilmiş ise Danıştayca kararverilmesine yer olmadığına ve vekâlet ücretinehükmedilmeksizin tarafların yaptıkları masraflarınüzerlerinde bırakılmasına karar verilir ve budavalara ilişkin olarak bu maddenin yürürlüğegirdiği tarihten sonra taraflara tebliğ edilenkararlar uyarınca işlem yapılmaz.-XIII-PAZAR YERLERİ HAKKINDA YÖNETMELİKYAYIMLANDI(12.7.2012/ RG. 28351)Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılan veGümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılan veyayımı tarihinde yürürlüğe giren Pazar YerleriHakkında Yönetmelik’te, semt ve üretici pazarlarınımodern bir yapıya kavuşturmak, bu yerlerdesebze ve meyveler ile belediyece müsaade edilendiğer gıda ve ihtiyaç maddelerinin ticaretinin kaliteli,standartlara ve gıda güvenilirliğine uygunolarak serbest rekabet şartları içinde yapılmasınıtemin etmek, tüketicilerin hak ve menfaatlerinikorumak ve üreticiler ile pazarcıların faaliyetleridüzenlenmiştir. Bu Yönetmelik, semt ve üreticipazarlarının kurulması, işletilmesi, taşınması vekapatılmasını, yönetim ve denetimini, bu yerlerdefaaliyet gösteren üretici ve pazarcılardaaranılacak nitelikleri, bunların çalışmalarını,yapacakları satışları, haklarını ve uymakla yü-78BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


kümlü bulundukları kuralları, belediye ve diğeridarelerin görev, yetki ve sorumlulukları ile pazaryerlerine ilişkin diğer hususları kapsamaktadır.Yönetmelikte “pazar yeri”nin, belediyelercetespit edilecek yer ve günlerde kurulan üreticive semt pazarlarını ifade ettiği hüküm altınaalınmıştır.Yönetmelik uyarınca pazar yerleri, imar planındabelirlenmiş alanlarda bu Yönetmeliktebelirtilen asgari koşulları taşıyacak şekilde belediyelertarafından kurulmak zorundadır. Gerçekveya tüzel kişiler tarafından pazar yeri kurulmasınaizin verilmemiştir.-XIV-LİMİTED ŞİRKET HİSSE DEVİRLERİNDEDAMGA VERGİSİ VE NOTER HARCI HİSSEDEVİR SÖZLEŞMESİNİN; SÖZLEŞMEYLEDEVREDİLEN HİSSENİN İHTİVA ETTİĞİ TUTARÜZERİNDEN HESAPLANACAKTIR.Türkiye Noterler Birliği’nce çıkarılan20.07.2012 Tarihli 14 Numaralı Genelgede, MaliyeBakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın NoterlerBirliği’ne gönderdiği 12.06.2012 tarihli ve 062857sayılı yazıda Limited şirket ortaklık paylarınındevrine ilişkin olarak düzenlenen Limited ŞirketHisse Devri Sözleşmesi şirket ana sözleşmesinintadili hükmünde değerlendirilemeyeceğinden,hisse devir sözleşmesinin; sözleşmeyle devredilenhissenin ihtiva ettiği tutar üzerinden 492 sayılıHarçlar Kanununa bağlı (2) sayılı tarifenin I/1 fıkrasınagöre her bir imza için binde 0,99 oranında(2012 Yılı için 43,90 TL den az 22.499,75 den çokolmamak üzere) noter harcına, nüsha sayısı dikkatealınarak 488 sayılı Damga Vergisi Kanununaekli (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre damgavergisine tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir.Bununla, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığıyasal değişiklik olmadığı halde görüş değişikliğinegitmiştir. Dolayısıyla, geçmişte yapılan işlemlerde vergi hatası yapılmış kabul edilerek VUK, 116vd maddelerine dayanılarak, düzeltme zamanaşımısüresi içinde gerekli düzeltme işlemlerininyapılması gerektiği kabul edilmektedir.-XV-ANAYASA MAHKEMESİ 6009 SAYILI GELİRVERGİSİ KANUNU İLE BAZI KANUN VEKANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDEDEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN’UN62. MADDESİNİN (D) BENDİNDE YER ALAN“… 1.7.2010 TARİHİNDEN GEÇERLİ OLMAKÜZERE …” İBARESİNİN, BU BENTTE YERALAN 8. VE 16. MADDELER YÖNÜNDENİPTAL ETTİ(21.7.2012/ RG. 28360)Anayasa Mahkemesi, 26.1.2012 tarihli ve E:2011/74, K: 2012/15 sayılı bu kararı ile AnayasaMahkemesi, 6009 sayılı Yasa’nın takdir komisyonunabaşvurulmasının zaman aşımını durdurmasınıbir yıl süreyle sınırlandıran düzenlemesininyürürlük tarihinin başlangıcıyla ilgili düzenlemeyi“Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte zamanaşımınauğramış 1.1.2005 tarihinden önceki dönemeilişkin vergi borçlarının yeniden canlandırılmasısuretiyle Yasa hükümleri geriye yürütüldü” gerekçesiyleiptal etmiştir. Karar, yayımı tarihindeyürürlüğe girmiştir. Bu Karar sonucunda, 6009sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1.8.2010 tarihindenönce takdire sevk edilmiş olan takdir işlemlerinde,1.8.2010 tarihinde kadar tarh zamanaşımısüresi durmayacak olup, bu tarihten sonrakiişlemler açısından 6009 sayılı Kanun ile yapılandüzenlemeler uyarınca tarh zamanaşımı süresi enfazla bir yıl durabilecektir. Bir başka deyişle 2004yılına ilişkin takdire sevk edilen işlemler açısından,VUK, m.114’ü iptal edilen Anayasa Mahkemesikararının yürürlüğe girdiği 1.7.2010 tarihinekadar tarh işlemi yapılıp, ilgiliye tebliğ edilmemişise, bu karar sonucunda söz konusu tarh işlemizamanaşımına uğramış olacaktır.Bu karar, takdir kararına dayanılarak yapılantarh işlemleri açısından da dava konusu edilenve derdest durumda bulunan uyuşmazlıklar içinde hüküm ifade edeceğinden, sürmekte olan davalarınidari açıdan sonlandırılması, devam ettirilmemeside yersiz zaman kaybının da önünegeçecektir.• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 79


• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ-XVI-ELEKTRONİK HABERLEŞME SEKTÖRÜNDEKİŞİSEL VERİLERİN İŞLENMESİ VEGİZLİLİĞİNİN KORUNMASI HAKKINDAYÖNETMELİK YAYIMLANDI(24.7.2012/ RG. 28363)Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunca çıkarılanve altı ay sonra yürürlüğe girecek olanElektronik Haberleşme Sektöründe KişiselVerilerin İşlenmesi Ve Gizliliğinin KorunmasıHakkında Yönetmelik’te elektronik haberleşmesektöründe kişisel verilerin işlenmesi, saklanmasıve gizliliğinin korunması için elektronik haberleşmesektöründe faaliyet gösteren işletmecilerinuyacakları usul ve esaslar düzenlenmiş olup, haberleşmeniniçeriğine ilişkin verilerin saklanmasıbu Yönetmeliğin kapsamı dışında bırakılmıştır.Yönetmeliğin 7 nci maddesi uyarınca Elektronikhaberleşme ve ilgili trafik verisinin gizliliğiesas olup, ilgili mevzuatın ve yargı kararlarınınöngördüğü durumlar haricinde, haberleşmeye tarafolanların tamamının rızası olmaksızın haberleşmenindinlenmesi, kaydedilmesi, saklanması,kesilmesi ve gözetimi yasaklanmıştır. Elektronikhaberleşme şebekeleri, haberleşmenin iletiminigerçekleştirmek dışında abonelerin/kullanıcılarınterminal cihazlarında bilgi saklamak veyasaklanan bilgilere erişim sağlamak amacıyla işletmecilertarafından ancak ilgili kullanıcıların/abonelerin verilerin işlenmesi hakkında açık vekapsamlı olarak bilgilendirilmeleri ve rızalarınınalınması kaydıyla kullanılabilecektir.Bu Yönetmelikle, 6.2.2004 tarihli ve 25365sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan TelekomünikasyonSektöründe Kişisel Bilgilerin İşlenmesi veGizliliğinin Korunması Hakkında Yönetmelik yürürlüktenkaldırılmıştır.-XVII-GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI(27.7.2012/ RG. 28366)6322 sayılı Kanun ile 31.12.1960 tarihli ve 193sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu ve 46 ncımaddelerinde değişiklik yapılmış, 12 nci ve 13üncü maddeleri ile de aynı Kanuna Geçici 80 incive 81 inci maddeler eklenmiştir. Yapılan bu değişikliklereilişkin olarak Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan283 seri no’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’ndeuygulamaya ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.6322 sayılı Kanunla Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılanen önemli değişiklik, gerçek usulde vergilendirilenticari kazanç sahiplerinin yasal koşullarıtaşımaları halinde basit usule dönüş olanağınıngetirilmesidir. Ancak, basit usulde vergilendirilenmükelleflerin kayıt dışı mücadelede önemli birsorun olduğu hususu göz önüne alındığında budüzenlemenin kayıt dışılıkla mücadele açısındanolumlu olmadığını ifade etmek yanlış olmayacaktır.Ayrıca, 6332 sayılı Kanun ile Gelir VergisiKanunu’nun 9 uncu maddesinde değişiklik yapılarakesnaf muaflığının kapsamı genişletilmiş ve“Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi” uygulamayakonulmuştur. Esnaf muaflığına ilişkin şartları toplucataşıyanlara talep etmeleri halinde vergi dairelerinceşekli ve muhtevası bu Tebliğin 1 no’luekinde yer alan “Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi”verilecektir. Bu belgesi düzenlendiği tarihten itibarenüç yıl için geçerli olup bu sürenin sonundavergi dairesine başvurularak yeni belge alınmasımümkün bulunmaktadır.Söz konusu Tebliğde 6322 sayılı Kanunun 12 ncimaddesi ile Gelir Vergisi Kanununa yayımını izleyenaybaşından itibaren yürürlüğe girmek üzereeklenen ve “gelir stopaj teşviki” nin düzenlendiğiGeçici 80 inci maddenin de uygulama usul veesasları düzenlenmiştir. Söz konusu geçici 80 ncimadde ile Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici80 inci madde ile Bakanlar Kurulunca istatistikîbölge birimleri sınıflandırması, kişi başına düşenmilli gelir veya sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyleridikkate alınmak suretiyle belirlenecekillerde yapılacak yatırımlar için, Ekonomi Bakanlığıtarafından düzenlenen yatırım teşvik belgelerikapsamında 31.12.2023 tarihine kadar gerçekleşenyatırımlarda teşvik belgelerinde öngörülenve fiilen istihdam edilen işçilerin asgari ücretinbrüt tutarına tekabül eden ücretleri üzerindenhesaplanan gelir vergisinin, yatırımın kısmenveya tamamen işletilmesine başlanılan tarihtenitibaren 10 yıl süreyle verilecek muhtasar beyannameüzerinden tahakkuk edecek vergiden terkinedilmesi imkânı sağlanmıştır.80BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


-XIX-41 SERİ NO’LU MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİGENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI(5.8.2012/ RG. 28375)6322 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil UsulüHakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda DeğişiklikYapılmasına Dair Kanunun 41 inci maddesiyle5838 sayılı Kanunun Geçici 2 nci maddesinin birincifıkrasında yer alan “1985” ibaresi “1990” şeklinde,dördüncü fıkrasında yer alan “1998” ibaresi“2000” şeklinde; birinci, ikinci ve dördüncüfıkralarında yer alan “31.12.2011” ibareleri“31.12.2014” şeklinde değiştirilmiş ve 6322sayılı Kanunun 43 üncü maddesinde, 5838 sayılıKanunun Geçici 2 nci maddesinde yapılan değişikliğinyayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükümaltına alınmıştır. Bu değişiklikle ilgili olarakMaliye Bakanlığı’nca çıkarılan 41 seri no’lu MTVGenel Tebliği’nde model yılı 1990 ve daha eskiolanlar ile mevcut olmayan veya motorlu taşıtvasfını kaybetmiş olan taşıtların motorlu taşıtlarvergisi ile gecikme zammı, gecikme faizi, vergicezaları ile idari para cezaları konusunda açıklamayapılmıştır.-XX-SİGORTA BRANŞLARINA İLİŞKİN TEBLİĞ(TEBLİĞ NO: 2007/1)’ DE DEĞİŞİKLİKYAPILMASINA DAİR 2012/1 NO’LU TEBLİĞ(TEBLİĞ NO: 2012/1) YAYIMLANDI(5.8.2012/ RG. 28375)Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı)’nca çıkarılanve yayımı tarihinde yürürlüğe giren SigortaBranşlarına İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2007/1)’de değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (TebliğNo: 2012/1) ile 11.7.2007 tarihli ve 26579 sayılıResmî Gazete’de yayımlanan Sigorta Branşlarınaİlişkin Tebliğ (Tebliğ No:2007/1)’in Ek I’indeyer alan “Sigorta Branşları” Listesinin “II. HAYATGRUBU” altında yer alan “A. Sigorta Branşları veBu Branşlar Altında Yapılabilecek Ödemeler” bölümüneaşağıdaki madde eklenmiştir.“8. Tontin”Bu Tebliğ ile “tontin” sigorta branşına dahiledilmiştir.Tontin sigorta poliçesi, katılımcıların belli birödemeyle katıldıkları fonun işletilmesi sonucuelde edilen getirinin katılımcılara kar payı olaraködendiği, katılımcının ölmesi durumunda isekendisine düşen kar payının diğer katılımcılaradağıtıldığı ve tek yatırımcı hayatta kalıncaya kadarsürecin devam ettiği, grup yaşam sigortası,grup ödemeleri ve şans oyunlarından oluşan vebu fikri ortaya atan banker Lorenzo de Tonti’denesinlenerek bu isimle anılan bir tür yatırım aracıolarak biliniyor. 2Tontin ahlaki açıdan tartışmalı olan bir sigortabranşı olup, bunun ülkemizde uygulanmasına izinverilmesi tartışmaya açıktır. Bir nevi, piyango sitemininsigorta branşına uyarlanması olarak ifadeedilen bu sigorta branşının ülkemizde uygulanmasısırasında ortaya çıkması muhtemel toplumsalrisklerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini dünyauygulamaları sonuçlarına bakıldığında kaçınılmazgörünmektedir.-XXI-VERGİ İNCELEMELERİNDE UYULACAK USULVE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİKTEDEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİKYAYIMLANDI(8.8.2012/ RG. 28378)Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan ve yayımı tarihindeyürürlüğe giren bu Yönetmelik ile Yıllık işhacmi 50.000.000 TL, aktif büyüklüğü 40.000.000TL veya öz sermaye büyüklüğü 15.000.000 TL’nin”üzerinde olanlar ile bu tutarlara bakılmaksızınbankalar, sigorta şirketleri, finansal kiralama şirketleri,faktoring ve finansman şirketleri, sermayepiyasası kurumları ile bireysel emeklilikveya sermaye piyasası faaliyetlerinde bulunmakveya 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı BankacılıkKanununda yer alan faaliyet konularından en az biriniyürütmek üzere kurulan kuruluşlar ve finansalholding şirketlerinin 178 sayılı Kanun HükmündeKararnamenin 20 nci maddesinin ikinci fıkrasının(a) bendinde yer alan Grup Başkanlıklarında görevyapan Vergi Müfettişleri, .büyük ölçekli mükellefler,178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin20 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b), (c) ve (ç)bentlerinde yer alan Grup Başkanlıklarında görevyapan Vergi Müfettişleri tarafından incelenecektir.2 http://www.sigortahabergazete.com/2012/08/06/yeni-sigortabransi-tontin-sigortasi-nedir/• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 81


• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ-XXII-KÂR PAYI AVANSI DAĞITIMI HAKKINDATEBLİĞ YAYIMLANDI(9.8.2012/ RG. 28379)3.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk TicaretKanununda anonim şirketlerle ilgili ayrıntılı düzenlemeyapılmış olup, anonim şirket dışında kalandiğer sermaye şirketleri ile ilgili düzenlemelerdede anonim şirketlerle ilgili düzenlemelereatıfta bulunulmuştur. Bu Kanunu’nun 509 uncumaddesinin üçüncü fıkrasında, Sermaye PiyasasıKanununa tabi olmayan anonim şirketlerde, Karpayı avansının Gümrük ve Ticaret Bakanlığının birtebliği ile düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.Ayrıca, 6102 sayılı TTK’nun 565 inci maddesininbirinci fıkrasında eshamlı komandit şirketlerde;komanditelerin birbirleriyle, komanditerlerintümüyle ve üçüncü kişilerle hukuki ilişkileri,özellikle şirketin yönetimine ve temsiline ilişkingörev ve yetkileri, şirketten ayrılmaları, komanditşirketlerdeki hükümlere tabi olduğu, ikincifıkrasında da birinci fıkrada gösterilen hususlarındışında, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkçaanonim şirket hükümlerinin uygulanacağıbelirtilmiştir. Yine 6102 sayılı TTK’nun 644 üncümaddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, limitedşirketlerde kar payı avansına ilişkin 509 uncumaddenin üçüncü fıkrasının uygulanacağı hükümaltına alınmıştır.Yukarıda Kanun hükümlerine dayanılarak,Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca çıkarılan ve yayımıtarihinde yürürlüğe giren KÂR PAYI AVANSIDAĞITIMI HAKKINDA TEBLİĞ’de 2499 sayılı SermayePiyasası Kanununa tabi olmayan anonimşirketler ile limited ve sermayesi paylarabölünmüş komandit şirketlerin kâr payı avansıdağıtımında uyacakları usul ve esaslar düzenlenmiştir.Avans kar payı dağıtımı zorunlu olmayıp, ihtiyaridir.Ancak, avans kar payı dağıtma kararı alanşirketlerin bu Tebliğ hükümlerine uygun olarakavans kar payı dağıtmaları gerekmektedir.Diğer taraftan, Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan6 seri no’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’ndeaşağıdaki açıklamalar yer almaktadır:Avans kâr payı dağıtılması halinde, transferfiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımıhükümleri uygulanmayacaktır.Ancak, hesap dönemi itibarıyla zarar doğmasıveya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılankârdan düşük çıkması halinde, transfer fiyatlandırmasıyoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleriuygulanacaktır. Aynı husus, birden fazla takvimyılına yaygın inşaat ve onarım işlerinin bitimindezarar doğması veya safi kazancın avans olarakdağıtımı yapılan kârdan düşük olması halinde degeçerlidir. Bu nedenle, Gelir Vergisi Kanunundabelirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılınayaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan mükelleflerin,dağıtılabilecek avans kâr payı tutar-larını, devam eden işlerin gerçekleşen maliyetve hakedişleri arasındaki müspet farktan, kesintisuretiyle ödenen vergiler, varsa geçmiş yıl zarar-larının tamamı ile kanunlara ve esas sözleşmeyegöre ayrılmak zorunda olan yedek akçeler düşüldüktensonra kalan kısmın yarısı üzerinden hesaplamalarıgerekmekte olup bu hesaplamanınyapılması için ayrıca bir bilanço düzenlemesinegerek bulunmamaktadır.”Maliye Bakanlığı, fazla dağıtılan avans kar payını,transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü kazançdağıtımı olarak değerlendirirken, Gümrükve Ticaret Bakanlığı çıkardığı söz konusu Tebliğde,ilgili hesap dönemi sonunda, yıl içinde dağıtılankâr payı avansını karşılayacak tutarda netdönem kârı oluşmaması durumunda, net dönemkârını aşan kâr payı avanslarının varsa bir öncekiyıla ait bilançoda yer alan serbest yedek akçelerdenmahsup edileceği, serbest yedek akçetutarının da dağıtılan kâr payı avanslarını karşılayamamasıhalinde fazla ödenmiş olan kâr payıavanslarının yönetim organının ihtarı üzerineortaklar tarafından şirkete iade edilmesi gerektiğinibelirtmektedir. Maliye Bakanlığı’nın görüşüile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın görüşleriarasında uyumsuzluk bulunmaktadır. Çünkü, karpayı avansı ödenen ortağın ve şirketin iradesi şirketinkaynaklarını karşılıksız kullanmak değildir.Ancak, dönem sonunda fazla ödenen ve şirketeiade edilmesi gereken avans kar payının örtülükazanç dağıtımı sayılması ancak ve ancak, karpayı dağıtım kararında peçeleme yapılması halindeiddia edilebilecek olup, bunun için de gerçek82BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


iradenin şirketin parasının kullanılmak olduğunuispat etme yükümlülüğü de VUK, m.3 uyarıncaMaliye Bakanlığı’na düşmektedir. Bir başka deyişlevarsayıma dayalı olarak vergileme yapılması,“vergilerin yasallığı” ilkesine aykırıdır.-XXIII-GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞININİNTERNET SİTESİNDE ANONİM ŞİRKETLERİNYÖNETİM KURULUNDA TÜZEL KİŞİTEMSİLCİSİ OLARAK BULUNAN ÜYELERİNYERİNE YENİLERİNİN SEÇİLMESİNE İLİŞKİNDUYURU YAPILDI(10.08.2012)Bu duyuruda, yönetim kurulunda tüzel kişitemsilcisi bulunan AŞ’lerin, 6102 sayılı TTK’nun359 ‘uncu maddesi uyarınca, tüzel kişiyle birlikte,tüzel kişi adına, tüzel kişi tarafından belirlenen,sadece bir gerçek kişi de tescil ve ilanolunacağından, bu değişiklikle ilgili olarak,• 6103 sayılı Kanunun 25 inci maddesi gereğinceyönetim kurulundan istifa nedeniyleboşalan yönetim kurulu üyeliklerine genel kurulcayeni üyenin seçilmesi veya 6102 sayılıKanunun 363 üncü maddesi uyarınca yönetimkurulunun kalan üyeleri tarafından atama yapılmasınınmümkün bulunduğu,• Ancak, yönetim kurulu üyelerinin tamamıveya çoğunluğu tüzel kişi ortakların temsilcilerindenoluşan anonim şirketlerde, söz konusuüyelerin, yönetim kurulu toplantı nisabıkaybolmayacak şekilde farklı zamanlarda istifaetmeleri ve yerlerine seçilecek üyelerintescil edilmesi suretiyle Kanuna uyum sağlayabilecekleriBelirtilmiştir.-XXIV-VAKIFLARA VERGİ MUAFİYETİ TANINMASIHAKKINDA GENEL TEBLİĞ (SERİ NO: 1)’DEDEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİNO: 2) YAYIMLANDI(15.8.2012/ RG. 28385).7.8.2003 tarih ve 25192 sayılı Resmi Gazete’deyayımlanarak yürürlüğe giren 30.7.2003 tarihli ve4962 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasıve Vakıflara Vergi Muafiyeti Tanınması HakkındaKanunun 20 nci maddesinde, “Gelirlerinin en azüçte ikisini nevi itibarıyla genel, katma ve özelbütçeli idarelerin bütçeleri içinde yer alan birhizmetin veya hizmetlerin yerine getirilmesiniamaç edinmek üzere kurulan vakıflara, MaliyeBakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kuruluncavergi muafiyeti tanınabilmektedir. Bunların vergimuafiyetinden yararlanması ve muafiyetlerininkaybedilmesine ilişkin şartlar, usul ve esaslar MaliyeBakanlığınca belirlenmektedir. Bu kapsamdaMaliye Bakanlığı’nca çıkarılan ve 3 Nisan 2007tarih, 26482 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan1 Seri No’lu Vakıflara Vergi Muafiyeti TanınmasıHakkında Genel Tebliğinde 4962 sayılı Kanunun20 nci maddesi ile Maliye Bakanlığına verilenyetki çerçevesinde, vakıflara vergi muafiyeti tanınmasınınşartları, vergi muafiyeti tanınan vakıflarınyerine getireceği yükümlülükler ve vergimuafiyetinin kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslaraçıklanmıştır. Bu defa, Maliye Bakanlığı’ncaçıkarılan 2 Seri No’lu Vakıflara Vergi MuafiyetiTanınması Hakkında Genel Tebliğ (Seri No:1)’De Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğile1 Seri No’lu Vakıflara Vergi Muafiyeti TanınmasıHakkında Genel Tebliğinde değişiklikler yapılmıştır.Yapılan değişiklikler özetle aşağıdaki gibidir:i. Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleritarafından üniversitelere, yüksek teknolojienstitüleri ile gelirlerinin en az dörtte üçünümünhasıran devlet üniversitelerinin faaliyetlerinindevam ettirilmesi ve desteklenmesini amaçedinmek üzere kurulan ve fiilen bu çerçevede faaliyettebulunan vakıflar da bu Tebliğ kapsamınaalınmıştır.ii. Muafiyet tanınacak vakıflarda gelirin har-canma şekli belirlenirken, son bir yıl veya soniki yılın ortalaması dikkate alınacaktır. Tebliğde“veya” bağlacına yer verildiğinden, son bir yıllıksürede harcamaya ilişkin şartını sağlayamayanvakfın, son iki yılın ortalaması dikkate alındığındasağlanmakta ise muafiyetten yararlanmayadevam edilecektir.iii.Vakıf üniversitelerinin vergi muafiyetin-den yaralanma şartları belirlenmiştir. Üniversitelerinbrüt gelirlerinin en dörtte üçünü Tebliğdebelirtilen faaliyetlere harcaması gerekmek-• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 83


tedir. Bunların dışında kalan vakıflarda ise buoran üçte ikidir.ix. Kiraya verilen Vakıf taşınmazlarının emlakvergisi muafiyetinden yararlanamayacaktır.• MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİiv. Yıllık brüt gelirin nasıl hesaplanacağı belirlenmişolup, brüt gelir, vakfa yapılan bağışlarve iktisadi işletmelerden elde edilen gelirlertoplamı dahil tüm gelirlerinden oluşacaktır. Tebliğde“tüm gelir” ifadesi yer aldığından bu geliriçinde faiz, kira vb. gelirleri de kapsamaktadır.v. Vergi muafiyeti talebinde bulunan vak-fın faaliyet süresine bağlı olarak beş yılı aşmamakve bir yıldan az olmamak üzere denetimebaşlama tarihine tekaddüm eden faaliyet veçalışmaları Bakanlık tarafından vergi müfettişlerinedenetlettirilecektir. Yapılan değişiklikler,denetim yapacak yetkililer, 646 sayılı KHGK ileVUK’nında yapılan değişikliğe paralel olarak yenidenbelirlenmiştir. Ayrıca, muafiyet talebindebulunan Vakıfların denetime tabi olacağı dönemde “vakfın faaliyet süresine bağlı olarak beş yılıaşmamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetimebaşlama tarihine tekaddüm eden faaliyetve çalışmaları” biçiminde yeniden belirlenmiştir.Eski düzenlemede inceleme dönemi kurulduğutarihten itibaren başlamaktaydı.vi. 1 Seri No’lu Vakıflara Vergi Muafiyeti TanınmasıHakkında Genel Tebliğe, “1.8. Münhasırandevlet üniversitelerinin faaliyetlerinindevam ettirilmesi ve desteklenmesi amacıylakurulan vakıfların durumu” başlığını taşıyanyeni bir bölüm eklenmiştir. Bu bölümde, sadecedevlet üniversitelerinin faaliyetlerinin devamettirilmesi ve desteklenmesi amacıyla kurulanvakıfların durumu düzenlenmiştir. Bu Vakıflar,diğer vakıflar için aranacak şartların yanında bubölümde sayılan diğer şartları da taşırlarsa bunlarayapılan makbuz karşılığı bağışlar gelir veyakurumlar vergisi açısından beyan edilen kazançtanindirilebilecektir.vii. Muafiyetten yararlanmak için eski düzenlemedekuruldukları tarihten başlamak üzereistenen faaliyet raporu süresi, son beş yıl ile sınırlandırılmıştır.viii.Vergi muafiyeti tanınan vakıflar, vakfaait iktisadi işletme bulunması halinde, iktisadiişletmelerin bilanço ve gelir tablolarını da MaliyeBakanlığı’na göndereceklerdir.-XXV-GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI’NCA 6102SAYILI TTK İLE İLGİLİ YÖNETMELİKLERVE TEBLİĞLER YAYIMLANMAYABAŞLANILMIŞTIR.6102 sayılı TTK, 1.7.2012 tarihinde yürürlüğegirmiştir. Kanun 14.2.2011 tarihinde yayımlanmasınarağmen ikincil düzenlemeler yayımlanmamıştır.TTK uyarınca, bu Kanunun uygulanmasınailişkin olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca çıkarılanYönetmelikler ve Tebliğler aşağıdaki tablodayer almaktadır:RG TARİH/SAYI ADI AMACI28.8.2012/28395R.G.28.8.2012/28395R.G.28.8.2012/28395R.G.29.8.2012/28396R.G.29.8.2012/28396R.G.29.8.2012/28396R.G.Ticaret ŞirketlerininGümrükVe TicaretBakanlığıncaDenetlenmesiHakkında YönetmelikTicaret şirketlerinin denetimetabi işlemlerini belirlemekve bu işlemlerinBakanlıkça denetlenmesineilişkin ilkeler ve usulüdüzenlenmiştir.ŞirketlerinYıllık Faaliyet Yönetim organıRaporunun tarafından düzenlenecekA s g a r i yıllıkfaaliyetİçeriğinin BelirlenmesiHakkındaraporunun asgari içeriğibelirlenmiştir.YönetmelikAnonim ŞirketlerdeElektronikOrtamdaYapılacak GenelKurullara İlişkinYönetmelikHalka Açık OlmayanAnonimŞirketlerin GenelKurullarındaBirikimli OyKullanımınaİlişkin EsaslarHakkındaAnonim ŞirketlerinGenelKurullarındaUygulanacakElektronik GenelKurul SistemiHakkındaAnonim ŞirketGenel KurullarıDışında ElektronikOrtamda YapılacakKurullarHakkındaAnonim şirket genel kurultoplantılarına elektronikortamda katılma, öneridebulunma, görüş açıklamave oy kullanmaya ilişkinusul ve esaslar düzenlenmiştir.Çoğunluğa sahip olmayanpay sahiplerinin, şirketinyönetim kuruluna üyeseçtirebilmelerine imkansağlayacak birikimli oykullanımına ilişkin usul veesaslar düzenlenmiştir.Anonim şirketlerin genelkurullarına elektronik ortamdakatılmaya, öneridebulunmaya, görüş açıklamayave oy kullanmayaimkan tanıyan elektronikgenel kurul sisteminin kuruluşunu,işleyişini, teknikhususlar ile güvenlikkriterlerine ilişkin usul veesaslar belirlenmiştir.Elektronik ortamda yapılacakyönetim kurulu,müdürler kurulu, ortaklarkurulu ve genel kurul toplantılarınailişkin usul veesaslar belirlenmiştir.84BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


YARGI KARARLARIT.C.DANIŞTAYDÖRDÜNCÜ DAİREEsas No : 2009/5837Karar No : 2010/2349Özet: İbrazı zorunlu olan defter ve belgelerinincelenmek üzere ibrazının istenmesi üzerinemükellefin incelemenin işyerinde yapılması hususundaherhangi bir istemde bulunmaması halindedefter ve belgelerin kanunda öngörülen usule uygunolarak istenildiğinin kabulü gerektiği Hk.İstemin Özeti: Davacının 2003 yılı defter vebelgelerini incelemeye ibraz etmediği ileri sürülerekkatma değer vergisi indirimlerinin reddisuretiyle yeniden düzenlenen beyan tablosu uyarınca2003/1 ila 12'inci ayları için salınan katmadeğer vergisi ve kesilen vergi ziyaı cezası ile 213sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 355/1'inci maddesiuyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılmasıistemiyle dava açılmıştır. Denizli VergiMahkemesinin 30.03.2009 günlü ve E:2008/1009,K:2009/225 sayılı kararıyla; davacı şirketin 2003yılı işlemlerinin incelenmesi amacıyla işçisinetebliğ edilen yazıyla 2003 yılı defter ve belgelerininon beş gün içerisinde denetmenlik adresinegetirilmesi istenilmesine karşın söz konusu defterve belgelerin verilen süre içerisinde denetmenlikadresine ibraz edilmemesi nedeniyle katma değervergisi indirimlerinin reddi suretiyle yenidendüzenlenen beyan tablosu uyarınca dava konusucezalı verginin salındığı, aynı şekilde ilgili dönemdefter ve belgelerin ibraz edilmediği belirtilereközel usulsüzlük cezasının kesildiği, 213 sayılı VergiUsul Kanunu'nun 139'uncu maddesinde; vergiincelemesinin esas itibariyle incelemeye tabiolanın işyerinde yapılacağı, ancak işyerinin müsaitolmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zarurisebeplerin bulunduğunun tespit edilmesi halindeincelemenin dairede yapılabileceğinin belirtildiği,ancak, inceleme elemanı tarafından davacıyagönderilen defter, belge isteme yazısında işyerininmüsait olması durumunda ve incelemeninişyerinde yapılmasının istenmesi halinde bu hususunbildirilmesine ilişkin ihtarın yer almadığı,öte yandan, incelemenin denetmenlik bürosundayapılmasını gerektirecek şekilde yukarıda anılanhususlardan birinin mevcut olduğu yönünde birtespitin de yapılmadığı, bu itibarla, incelemeyekonu defter ve belgelerin doğrudan denetmenlikadresine gönderilmesinin istenmesinde ve buistemin yerine getirilmediğinden söz edilerekdavacı adına yapılan tarhiyatta hukuka uyarlıkgörülmediği gerekçesiyle dava konusu vergi vecezaların kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalıİdare, tarhiyatın hukuka uygun olduğunu ileri sürerekkararın ozulmasını istemektedir.Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiğisavunulmuştur.Tetkik Hakimi'nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesindeöne sürülen hususlar, temyize konu mahkemekararının bozulmasını sağlayacak niteliktebulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiğidüşünülmektedir.Danıştay Savcısı'nın Düşüncesi: İdare ve vergimahkemelerince verilen kararların temyizenincelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdariYargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesininbirinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunmasıgerekmektedir.Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, sözkonusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisineuymadığından, istemin reddi ile temyiz edilenMahkeme kararının onanmasının uygun olacağıdüşünülmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAHüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince,gereği görüşüldü:Davacının 2003 yılı defter ve belgelerini incelemeyeibraz etmediği ileri sürülerek katma değervergisi indirimlerinin reddi suretiyle yenidendüzenlenen beyan tablosu uyarınca 2003/1 ila12'inci ayları için salınan katma değer vergisi vekesilen vergi ziyaı cezası ile 213 sayılı Vergi UsulKanunu'nun 355/1'inci maddesi uyarınca kesilenözel usulsüzlük cezasının kaldırılmasına karar verenVergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 139'uncu• YARGI KARARLARIBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 85


• YARGI KARARLARImaddesinde; vergi incelemelerinin esas itibarıylaincelemeye tabi olanın iş yerinde yapılacağı,iş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesigibi zaruri sebeplerle incelemenin iş yerindeyapılması imkansızlığı veya mükellef ve vergisorumlularının istemeleri halinde incelemenindairede yapılabileceği, bu takdirde incelemeyetabi olanın lüzumlu defter ve vesikalarını daireyegetirmesinin kendisinden yazılı olarak isteneceği,incelemenin dairede yapılması halinde istenilendefter ve belgeleri belli edilen zamanda mazeretsizolarak getirmeyenlerin bunları ibraz etmemişsayılacağı kurala bağlanmış, 256'ncı maddesindede, gerçek ve tüzel kişiler ile mükerrer 257'ncimadde ile getirilen zorunluluklara tabi olanlarınmuhafaza etmek zorunda oldukları her türlüdefter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulunduklarıbilgilere liişkin mikro film, manyetikteyp, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarınıve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilirhale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifrelerimuhafaza süresi içerisinde yetkili makam ve memurlarıntalebi üzerine ibraz ve inceleme için arzetmek zorunda oldukları belirtilmiştir.Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin2003 yılı işlemlerinin incelenebilmesi amacıylaişçisine tebliğ edilen yazıyla davacıdan ilgili dönemdefter ve belgelerinin onbeş gün içerisindedenetmenlik adresine getirilmesinin istendiği,uyuşmazlık konusu defter ve belgelerin herhangibir mazeret de belirtilmeksizin incelemeye ibrazedilmemesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerininreddi suretiyle dava konusu vergi ziyaıcezalı katma değer vergilerinin salınıp özel usulsüzlükcezasının kesildiği anlaşılmıştır.Vergi Mahkemesince, inceleme elemanı tarafındandavacıya gönderilen defter, belge istemeyazısında işyerinin müsait olması durumunda veincelemenin işyerinde yapılmasının istenmesi halindebu hususun bildirilmesine ilişkin ihtarın yeralmadığı, incelemenin denetmenlik bürosundayapılmasını gerektirecek şekilde 213 sayılı Kanunun139'uncu maddesinde belirtilen hususlardanbirinin varlığına ilişkin herhangi bir tespitin deyapılmadığı, bu itibarla, incelemeye konu defterve belgelerin doğrudan denetmenlik adresinegönderilmesinin istenmesinde ve bu istemin yerinegetirilmediğinden söz edilerek davacı adınayapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyledava konusu vergi ve cezaların kaldırılmasınakarar verilmiştir.İncelenmek üzere istenen defter ve belgelerin213 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen 256'ncımaddesi uyarınca ibrazı zorunlu olup, belirtilensürede ibraz edilmemesi ve davacının, incelemeninişyerinde yapılması hususunda inceleme elemanınayönelik herhangi bir istemde bulunmamışolması karşısında, defter ve belgelerin Kanundaöngörülen usule uygun olarak istenilmediğininkabulüne olarak yoktur. Bu nedenle, işin esasıincelenmeksizin tarhiyatın kaldırılmasına kararveren Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmüştür.Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüyle, DenitliVergi Mahkemesinin 30.03.2009 günlü veE:2008/109, K:2009/225 sayılı kararının bozulmasına29.04.2010 gününde oyçokluğuyla kararverildi.KARŞI OYTemyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar temyizekonu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacaknitelikte bulunmadığından temyiz istemininreddi gerektiği görüşüyle karara karşıyız.T.C.DANIŞTAYYEDİNCİ DAİREEsas No : 2008/2762Karar No : 2010/4983Özet: Tutanağın yetkili kişilerce imzalanmamasınedeniyle bağlayıcılığının bulunmadığı; herhangibir hususu ispat veya belli etmek için ibrazedilebilecek nitelikte bir belge olmadığından, birsözleşme veya sulhname niteliği taşımayan sözkonusu belgenin damga vergisine tabi tutulmasındahukuka uyarlık görülmediği Hk.İstemin Özeti: Devlet Hastanesi inşaatı işiniüstlenen .... ile davacı Sağlık Bakanlığı arasındaortaya çıkan, yüklenicinin hak talepleriyle ilgiliuyuşmazlığın, 4353 sayılı Kanunun "Davaya veİcraya İntikal Etmemiş Olan İhtilafların Sulh YoluylaHalli" başlıklı 31'inci maddesi kapsamında,86BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


adı geçen Şahıs ve müzakerelere katılan Bakanlıkpersonelinin bir kısmı tarafından 5.3.2004 tarihindeüç nüsha olarak imzalanan, "İhtilafın SulhYoluyla Halline İlişkin Müzakere ve Ön AnlaşmaTutanağı"nın vergiye tabi olduğundan bahisle, MaliyeBakanlığı Sağlık Kurumları Merkez Döner SermayeSaymanlık Müdürlüğünün, 488 sayılı DamgaVergisi Kanununun 26'ncı maddesine göre yaptığıbildirim üzerine, aynı Kanunun 24'üncü maddesiuyarınca, sorumlu sıfatıyla davacı Bakanlık adınadamga vergisi salınmasına ve vergi ziyaı cezasıkesilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılandavada; olayda, İhtilafın Sulh Yoluyla Halline İlişkinMüzakere ve Ön Anlaşma Tutanağının sonuçkısmında, sulhen çözüme yönelik görüşmelerdenvazgeçilmesi durumunda, müzakere sırasında yapılanbeyanların daha sonrası için tarafları bağlayıcıolmayacağının kabul edildiği; müzakeredegörüşülen hususların geçerliğinin, sulhnameninhukuki prosedürü tamamlanıp imzalanması şartınabağlandığı; müzakerede görüşülen hususlarınBakanlık Makamının tensiplerine arz edilmesi vetensip kılınması halinde, bu müzakere tutanağıçerçevesinde sulhname hazırlanmasına yönelikşartlara yer verildiği; bu haliyle, damga vergisinetabi tutulan kağıdın, taraflar arasında müzakereedilen hususların tutanağa bağlanması amacıyladüzenlendiği; tutanakta yer alan hususlarıngeçerlik kazanmasının, Bakanlık Makanının iznineve bu izin sonucu düzenlenecek sulhnameyebağlı olduğu; dolayısıyla, tutanağın yetkili kişilerceimzalanmaması nedeniyle bağlayıcılığınınbulunmadığı; herhangi bir hususu ispat veya bellietmek için ibraz edilebilecek nitelikte bir belgeolmadığından, bir sözleşme veya sulhname niteliğitaşımayan söz konusu belgenin damga vergisinetabi tutulmasında hukuka uyarlık görülmediği;öte yandan, davalı İdarenin savunma dilekçesive eklerinden, vergi ziyaı cezasının vergi aslınınbir katı esas alınarak kesilen kısmından fazlayaisabet eden, gecikme faizi hesaplanmasıyla ilgilikısmı düzeltme fişiyle terkin edildiğinden, vergiziyaı cezasının vergi aslının bir katını aşan kısmıyönünden davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle,işlemin vergi aslı ve vergi aslının bir katınaisabet eden vergi ziyaı cezasına ilişkin kısmınıniptaline; vergi ziyaı cezasının vergi aslının birkatını aşan kısmı yönünden ise karar verilmesineyer olmadığına dair Ankara Dördüncü VergiMahkemesinin 21.2.2007 gün ve E:2006/718;K:2007/360 sayılı kararının iptale ilişkin hükümfıkrasının; anlaşmaya ilişkin kağıdın imzalanmasıylavergiyi doğuran olayın meydana geldiği ilerisürülerek bozulması istenilmektedir.Savunmaların Özeti: Davacı Kurumca isteminreddi gerektiği savunulmuş; müdahil tarafdan savunmaverilmemiştir.Tetkik Hakimi'nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesindeileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozmanedenlerine uymadığından, temyiz istemireddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.Danıştay Savcısı'nın Düşüncesi: İdare ve vergimahkemelerince verilen kararların temyizenincelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdariYargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunmasıgerekmektedir.Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, sözkonusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisineuymadığından, istemin reddi ile temyiz edilenmahkeme kararının onanmasının uygun olacağıdüşünülmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAHüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işingereği görüşüldü:Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesiyukarıda açıklanmış bulunan mahkeme kararı,aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce deuygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ilerisürülen iddialar sözü geçen kararın bozulmasınısağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz istemininreddine; kararın onanmasına, 26.10.2010gününde oybirliği ile karar verildi.• YARGI KARARLARIBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 87


• ÖZELGELERÖZELGEOto kiralama faaliyetinde kullanılan binekotomobilinin ticari faaliyete son verilmesihalinde KDV karşısındaki durumu hk.Tarih: 23/07/2012Sayı: B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.1-2253KapsamT.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIİSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞIMükellef Hizmetleri Katma Değer VergisiGrup MüdürlüğüSayı : B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.1-225323/07/2012Konu : Oto kiralama faaliyetindekullanılan binek otomobilinin ticari faaliyete son verilmesihalinde KDV karşısındaki durumuİlgide kayıtlı dilekçenizde, oto kiralama faaliyetinizeson vermek istediğiniz, işletmenizin aktifindekayıtlı, bir kısmı icra yoluyla satılan binek otomobilniteliğindeki araçlar ile işletmenin aktifinde kayıtlıbulunmayan motosikletlerin satışının yapılacağı belirtilerekkonuyla ilgili olarak Başkanlığımız görüşününbildirilmesi istenmektedir.Gelir Vergisi Kanunu Yönünden:193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde,her türlü ticari ye sınai faaliyetlerden doğankazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş, aynıKanunun 70 inci maddesinde ise, motorlu nakil vecer vasıtaları ile her türlü motorlu araç, makine vetesisatın sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifakye intifa hakki sahipleri veya kiracıları tarafından kirayaverilmesinden elde edilen gelirlerin gayrimenkulsermaye iradi olduğu, söz konusu malların ticariveya zirai bir iletmenin bilançosuna dahil bulunmasıhalinde bunların iratlarının ticari ye zirai kazancıntespitine ilişkin hükümlere göre hesaplanacağı hükmebağlanmıştır.Buna göre, işletmenizin ticari faaliyetinin sonaerdiğinin kabulü için işletmenizin aktifine kayıtlıolan otomobillerin işletme sahibi adına fatura edilerekişletmeden çekilmesi ve ticari kaydının terkinedilmesi gerektiği tabiidir.Öte yandan, işletmenizin aktifine kayıtlı taşıtlarınicra yoluyla satışından elde edilen kazancın ilgilidönem ticari kazancına eklenmesi ve icra yoluyla satılansöz konusu taşıtların işletmenin envanterindençıkarılmış olması gerekmektedir.Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden:Katma Değer Vergisi Kanununun;- 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyetve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'deyapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,- 3/a maddesinde; vergiye tabi malların her nesuretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındakiamaçlarla işletmeden çekilmesinin teslim sayılacağı,- 20/1 inci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerindematrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil edenbedel olduğu,- 27 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında, bedelibulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelinmal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerlerolması halinde matrahın işlemin mahiyetine göreemsal bedeli veya emsal ücreti olduğu, (2) numaralıfıkrasında ise; bedelin emsal bedeline veya emsalücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğünmükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığıhallerde de, matrah olarak emsal bedelin veyaemsal ücretin esas alınacağı,- 30 uncu maddesinin b bendinde ise faaliyetlerikısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanmasıveya çeşitli şekillerde işletilmesi olanlarınbu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelereait binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilenkatma değer vergisinin indirilemeyeceği,hüküm altına alınmıştır.Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar çerçevesinde,işletmenizin aktifinde kayıtlı olan ve bir kısmıicra yoluyla satılan araçlar için bu esnada KDV hesaplanmışve ödenmiş olduğundan, söz konusu araçlarailişkin muhasebe kayıtları sırasında yeniden KDVhesaplanması söz konusu değildir. Ancak faaliyeteson verdiğiniz tarih itibariyle aktifinizde kayıtlı diğeraraçlar için KDV Kanununun 3/a maddesi gereğinceKDV hesaplanacağı tabiidir.88BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


Diğer taraftan, İşletmenize kayıtlı olmayan şahsikullanımınıza konu malların tarafınızca satış işlemiise KDV nin konusuna girmemektedir.Bilgi edinilmesini rica ederim.Kat karşılığı inşaat işinde Kurumlar Vergisi,KDV ve belge düzeni hk.Tarih: 02/08/2012Sayı: B.07.4.DEF.0.58.10.00-2010-24-55-8KapsamT.C.SİVAS VALİLİĞİDefterdarlık GELİR MÜDÜRLÜĞÜİVEDİSayı : B.07.4.DEF.0.58.10.00-2010-24-55-802/08/2012Konu: KDVİlgide kayıtlı özelge talep formunda, firmanız tarafındankat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamındayapılacak inşaat işlerinde kurumlar vergisi, katmadeğer vergisi ve belge düzeni uygulamasına ilişkingörüş talebinde bulunduğunuz anlaşılmıştır.VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesindefaturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığındamüşterinin borçlandığı meblağı göstermeküzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafındanmüşteriye verilen ticari vesika olduğu, 231 incimaddesinin 5 inci fıkrasında faturanın, malın teslimiveya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedigün içinde düzenleneceği belirtilmiştir.Aynı Kanunun 262 nci maddesinde maliyet bedelinin,iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahutdeğerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerlebunlara müteferri bilumum giderlerin toplamınıifade ettiği, 269 uncu maddesinde, iktisadiişletmelere dahil bulunan gayrimenkullerin maliyetbedeliyle değerleneceği ve 270 inci maddesinde degayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelindenbaşka, noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyonve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve ÖzelTüketim Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekteveya genel giderler arasında göstermekte mükelleflerinserbest oldukları hükmü yer almaktadır.Mezkur Kanunun 267 nci maddesinde; "Emsal bedeli,gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahutdoğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerlemegününde satılması halinde emsaline nazaranhaiz olacağı değerdir.Emsal bedeli sıra ile aşağıdaki esaslara göre tayinolunur:Birinci sıra: (Ortalama fiyat esası) aynı cins venevideki mallardan sıra ile değerlemenin yapılacağıayda veya bir evvelki veya bir daha evvelki aylardasatış yapılmışsa, emsal bedeli bu satışların miktarve tutarına göre mükellef tarafından çıkarılacakolan "Ortalama satış fiyatı" ile hesaplanır. Bu esasınuygulanması için, aylık satış miktarının, emsal bedelitayin olunacak her bir malın miktarına nazaran%25'ten az olmaması şarttır.İkinci sıra: (Maliyet bedeli esası) Emsal bedelibelli edilecek malın, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılmasımümkün olursa, bu takdirde mükellef bumaliyet bedeline, toptan satışlar için %5, perakendesatışlar için %10 ilave etmek suretiyle emsal bedelinibizzat belli eder.Üçüncü sıra: (Takdir esası) Yukarıda yazılı esaslaragöre belli edilemeyen emsal bedelleri ilgililerinmüracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yoluile belli edilir. Takdirler, maliyet bedeli ve piyasakıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıcayıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyleyapılır. Takdir edilen bedellere mükelleflerin vergimahkemesinde dava açma hakkı mahfuzdur. Ancak,dava açılması verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmaz.Emsal bedelinin mükellef tarafından bizzat hesaplandığıhallerde, bu hesaplara ait kayıt ve cetvellerispat edici kağıtlar olarak muhafaza edilir.Yukarıdaki esaslarla mukayyet olmaksızın kazamercilerinin re'sen biçtikleri değerler ile zirai kazançölçülerini tespit eden kararnamelerde yer alanunsurlar emsal bedeli yerine geçer.Ücretle yapılan imalatta ücretin gerçek miktarınınbilinmemesi veya doğru olarak tayin edilememesihallerinde tespit edilecek emsal ücret de aynıesaslara göre tayin olunur." Hükmü bulunmaktadır.Genellikle kat/arsa karşılığı inşaatlarda;- Kat karşılığı olmak üzere arsa sahibine daireverilmesi durumunda karşılığı ayni olan bir taahhütsöz konusudur. Arsa sahibi arsasının bir kısmını müteahhidedevretme, müteahhit ise bunun karşılığındainşa edeceği dairelerin bir kısmını arsa sahibine• ÖZELGELERBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 89


• ÖZELGELERdevretme taahhüdünde bulunmaktadır.- Arsa sahibi, arsasının belli bir payını devretmişolup, karşılığında müteahhidin verdiği dairelere, işyerlerineveya belli bir nakit paraya sahip olmaktadır.Arsa payının bir kısmı ise arsa sahibinde kalmakta,bu kalan kısım da müteahhit tarafından kendisineverilen dairelerin arsa payına isabet etmektedir.- Arsa sahibi ticari işletme ise, bu işlem sonucundaarsası aktifinden çıkmakta olup, bunun karşılığındadairelere, işyerlerine veya belli bir nakit parayasahip olmaktadır. Ticari işletmenin müteahhide devretmediğiarsa payı, müteahhitçe verilen dairelereisabet ettiği için ticari işletme bu iktisadi kıymetlerikayıtlarına arsa payı dâhil olarak kaydetmelidir.- Müteahhit ise, inşa ettiği dairelerden bir kısmınıarsa sahibine vermekte olup, bunun karşılığındaelde ettiği iktisadi kıymet ise müteahhidin arsa sahibindendevraldığı (müteahhide kalan dairelere isabeteden) arsa payıdır. Buna göre, arsa sahibine bırakılandairelerin karşılığında müteahhit kendisindekalan dairelere isabet eden arsa payını devralmaktadır.Diğer bir deyişle, müteahhit açısından arsamaliyet bedeli, arsa sahibine teslim edilen daire veişyerlerinin inşaatı için yapılan harcamaların toplamınıoluşturmakta olup, bu bedel inşaat maliyetininde içerisinde yer almaktadır.Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar doğrultusunda;- Şirketiniz tarafından kat karşılığı olmak üzerearsa sahibine bırakılan daireler için, söz konusu dairelerinteslim edilmesinden (inşaatın tamamlanarakmülkiyetin alıcıya geçmesinden veya tescilden öncedairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesinden)itibaren yedi gün içerisinde arsa sahibi adına VergiUsul Kanununun 267 nci maddesine göre tespit edilenemsal bedel üzerinden fatura düzenlemeniz,- Şirketinize teslim edilen arsanın bir iktisadi işletmeyedâhil olması veya arsa sahibinin arsa alımsatımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesihalinde, teslim edilen arsa için arsa sahibi tarafından,şirketinizce kendisine teslim edilen dairelerinemsal bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi,- Arsa sahibinin gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecekşekilde, arızi bir faaliyet olarak arsasınıtarafınıza tesliminde, arsa sahibinin mükellefolmamasından dolayı şirketiniz tarafından arsa sahibiadına teslim edilen dairelerin emsal bedeli üzerindengider pusulası düzenlenmesi,-Tarafınıza kalan daireleri satmanız durumundaise; tapuda tescil işleminin yapıldığı tarihten itibaren,tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımınaterk edilmesi durumunda, bu tarihten itibaren yedigün içerisinde satış bedeli üzerinden fatura düzenlemenizgerekmektedir.KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncımaddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin birhesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancıüzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancınıntespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazançhakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilançoesasına göre ticari kazancın teşebbüsteki özsermayeninhesap dönemi sonundaki ve başındakideğerleri arasındaki müspet fark olduğu; bu dönemzarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunandeğerlerin bu farktan indirileceği, işletmedençekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticarikazancın bu şekilde tespit edilmesi sırasında, VergiUsul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile buKanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağıhükmüne yer verilmiştir.Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir.Bunlar "dönemsellik" ve "tahakkuk esası" ilkeleridir.Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderinmiktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yanigeliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesininyanı sıra,miktarının ve işlemden kaynaklananalacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmişolması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında,bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığısürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemkazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.Söz konusu şirketin, arsa satın aldığı anonim velimited şirketlerin gelir ve giderlerinin ilgili olduklarıdöneme ilişkin kurum kazancının tespitinde dikkatealınması gerekmektedir.KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;- 1/1 inci maddesine göre; Türkiye'de yapılan ticari,sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetiçerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,- 2/5 inci maddesinde trampanın iki ayrı teslim90BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


olduğu,- 4/2 nci maddesinde, bir hizmetin karşılığınınbir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halindebunların her birinin ayrı işlem olduğu, hizmet veyateslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergiye tabi tutulacağı,- 17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde veyabelediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, enaz iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri iletaşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir veteslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerininborçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin(müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil)bankalara devir ve teslimlerinin KDV'den müstesnaolduğu ancak, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretiniyapan kurumların, bu amaçla aktiflerindebulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerininise istisna kapsamı dışında olduğu,- 27 nci maddesinde, bedeli bulunmayan veya bilinmeyenişlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmetgibi paradan başka değerler olması halinde matrahınişlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsalücreti olduğu- 29/ 1-a maddesinde ise mükelleflerin vergiyetabi işlemler üzerinden hesapladıkları katma değervergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkçafaaliyetlerine yönelik kendilerine yapılan teslim vehizmetlere ait fatura ve benzeri vesikalarda gösterilenkatma değer vergisini indirebilecekleri,hükme bağlanmıştır.KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesininverdiği yetkiye istinaden yayımlanan 2007/13033 sayılıBakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararname ekiI sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1,II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8,listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabiişlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.30 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin"Arsa Karşılığı İnşaat İşinde KDV Uygulaması"başlıklı (D) bölümünde; arsa karşılığı inşaat işinde ikiayrı teslimin olduğu, bunlardan birincisinin arsa sahibitarafından müteahhide arsa teslimi; ikincisininise müteahhit tarafından arsaya karşılık olmak üzerearsa sahibine yapılan konut veya işyeri teslimi olduğu,arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veyaarsa sahibinin arsa alım satımını mutat ve süreklibir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, konut veyaişyeri karşılığı müteahhide yapılan bu arsa teslimininKDV'ye tabi olduğu belirtilmiştir.Buna göre;1. Şirketiniz tarafından arsa karşılığında bağımsızbölüm tesliminde emsal bedel üzerinden fatura düzenlenerek,net alanı 150 m²'ye kadar olan konutlariçin % 1, net alanı 150 m²'yi aşan konut ve sosyaltesisler ile arsa, arazi ve işyeri teslimleri için %18oranında KDV hesaplanacaktır.2. Arsa sahibi şirketler tarafından, Şirketinize yapılanarsa teslimleri genel oranda KDV'ye tabi olacaktır.Ancak, teslime konu arsalar, en az iki tam yılsüreyle satışı yapan şirketin aktifinde kayıtlı olmasıhalinde (arsa sahibi şirketin faaliyet konusunda arsaalım-satım işleminin yer almaması ve bu işin ticaretiniyapmaması şartıyla) Kanunun 17/4-r maddesikapsamında KDV'den istisna olacaktır.Öte yandan, arsa teslimlerine ait yüklenilen KDVbulunması halinde ise bu KDV nin Kanunun 29 uncumaddesi uyarınca indirim konusu yapılabileceği tabiidir.Bilgi edinilmesini rica ederim.Kooperatifin teslim ve hizmetlerininKurumlar Vergisi ve KDV açısından durumuhk.Tarih: 24/07/2012Sayı: B.07.1.GİB.4.20.15.01-40-MUK-2010-184-452KapsamT.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIDENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞIMÜKELLEF HİZMETLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜSayı : B.07.1.GİB.4.20.15.01-40-MUK-2010-184-452 24/07/2012Konu : Kurumlar vergisi ve kdvİlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Kooperatifinizinüyelerine yönelik bazı teslim ve hizmetlerinKurumlar Vergisi ile Katma Değer Vergisi Kanunlarıkarşısındaki durumu ile düzenlenecek belgeler konusundakiBaşkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN :5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 inci• ÖZELGELERBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 91


• ÖZELGELERmaddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlarvergisi mükellefleri arasında sayılmış, 4 üncü maddesininbirinci fıkrasının (k) bendinde ise, tüketimve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, anasözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması,yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazançüzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklaradağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesineilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilenuyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğuhükme bağlanmıştır.Bu hükümlere göre, kooperatifler yukarıda belirtilenşartların tamamını taşımaları halinde kurumlarvergisinden muaf olacaklardır. Öte yandan, tarımsalkalkınma kooperatiflerinde esas amaç, ortaklarcaüretilen ürünlerin kooperatif tarafından en elverişlikoşullarda pazarlanarak, elde edilen kazancın ortaklarakooperatifte yaptıkları işlem oranında risturnolarak dağıtılmasıdır.1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin"4.13. Kooperatifler" başlıklı bölümünde, muafiyetşartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerdeise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göreayrıntılı olarak örneklendirilmiş; "4.13.1.4. Sadeceortaklarla iş görülmesi" başlıklı bölümünde de, "Kooperatiflerortaklarının belirli ekonomik çıkarlarınınve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarınınsağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetinnormal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir.Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlarvergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesindesadece ortaklarla iş görülmesine ilişkinhüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulmasıgerekmektedir. Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarlayapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatifana sözleşmesinde yer almayan konulardayapılan işlemleri de kapsamaktadır." açıklamasınayer verilmiştir.Kooperatifçe yapılan bir işlemin ortak içi işlemolarak dikkate alınabilmesi için işlem, faaliyet amacına,diğer bir ifadeyle, kooperatifin ana sözleşmesindebelirtilen uğraşı konusuna dahil olmalıdır vefaaliyet amacına dahil olan işin münhasıran kooperatifortağıyla yapılması gerekmektedir.Ayrıca anılan Tebliğin, "4.13.1.4.1. Üretim kooperatiflerindeortak dışı işlemler" başlıklı alt bölümünde,üretim kooperatiflerinin, ortaklarından aldığıürünleri, niteliğinde herhangi bir değişiklik yapmadanüçüncü kişilere satmalarının ortak dışı işlemsayılmadığı, ortaklardan alınan ürünlerin bir takımişlemlerden geçirildikten sonra niteliği değiştirilmişolarak üçüncü kişilere satılmasının ise ortak dışı işlemsayılacağı açıklamalarına yer verilmiştir.Buna göre, Kooperatifinizin 5520 sayılı KurumlarVergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının(k) bendinde belirtilen şartlar ile konuya ilişkinaçıklamaların yer aldığı 1 Seri No.lu Kurumlar VergisiGenel Tebliğinde belirtilen şartları taşıması halindekurumlar vergisi muafiyet hükmünden yararlandırılmasımümkün bulunmaktadır.Ancak, Kooperatifinizce PTT acenteliği yapılması,sahip olunan gayrimenkullerin kiralanması vb. şekildeortak dışı işlemlerin gerçekleştirilmesi halindekurumlar vergisi mükellefiyetinizin tesis edilmesi,bu faaliyetlerden elde edilen gelirler de dahil olmaküzere tüm kazanç ve iratlarınızın kurum kazancı olarakbeyan edilerek mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerinde yerine getirilmesi gerektiği tabiidir.KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN :KDV Kanununun;- 1/1 maddesinde, Türkiye'de ticari, sınai, ziraifaaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılanteslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,- 17/1-a maddesinde, genel ve katma bütçeli daireler,il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunlarınteşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayelikuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları,kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulanveya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları,kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlıkooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyetitanınan vakıfların; ilim, fen ve güzel sanatları, tarımıyaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıklarıteslim ve hizmetlerin katma değer vergisindenmüstesna olduğu,- 17/2-b maddesinde, tarımsal amaçlı kooperatiflerebedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslimive hizmet ifalarının katma değer vergisinden istisnatutulacağı,- 17/4-b maddesinde, Gelir Vergisi Kanununagöre gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler ileaynı Kanunun 66 ıncı maddesine göre vergiden muafolan serbest meslek erbabı tarafından yapılan teslimve hizmetlerin katma değer vergisinden müstesnaolacağı,- 17/4-d maddesinde, iktisadi işletmelere dahil92BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerininKDV den istisna tutulacağı,- 17/4-h maddesinde, zirai amaçlı su teslimlerive tarımsal kooperatifler ve çiftçi birliklerince yapılanarazi ıslahına ait hizmetlerin katma değer vergisindenistisna olduğu,- 20 inci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerindematrahın bu işlemlerin karşılığını oluşturanbedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alanveya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adınahareket edenlerden bu işlemler karşılığında her nesuretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılanpara, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para iletemsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamınıifade ettiği,- 24/b maddesinde ambalaj giderleri, sigorta, komisyonve benzeri gider karşılıklarının katma değervergisi matrahına dahil edileceği,hüküm altına alınmıştır.Diğer taraftan, KDV oranları, aynı Kanunun 28inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiyedayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı BakanlarKurulu Kararnamesine ekli I sayılı listede yer alanteslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alanteslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayanvergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespitedilmiştir.Buna göre;1- Kooperatifinizin tarımı yaymak, ıslah ve teşviketmek amacıyla yapacağı ve yukarıda belirtilen teslimve hizmetler KDV Kanununun 17/1-a maddesi,zirai amaçlı su teslimleri ile arazi ıslahına ait yapacağınızhizmetler ise aynı Kanunun 17/4-h maddesiuyarınca KDV'den istisna olacaktır.2- "Kırsal Alanda Sosyal Riski Azaltma Projesi"kapsamında tarımsal amaçlı Kooperatifinizce üyelerinizeyapılacak damızlık inek, koyun, keçi teslimi,KDV Kanununun 17/1-a maddesi hükmü uyarıncaKDV den müstesna olup, bu kapsamda değerlendirilmesimümkün olmayan her türlü yem ve veterinerlikilaçlarının teslimi, traktör ile slaj, paket, çift veekim hizmetleri ise KDV Kanununun 1/1 inci maddesihükmü uyarınca KDV ye tabi tutulacaktır.Ayrıca, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafındanruhsatlandırılan veteriner ispençiyari ve tıbbimüstahzarlar (veteriner kozmetikleri hariç), buürünlerin terkibinde bulunan etkin maddelerin teslimi2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki IIsayılı listenin 20, her türlü fenni karma yem teslimleride aynı listenin 23 üncü sırası uyarınca % 8 oranında;traktör ile slaj, paket, çift ve ekim hizmetlerise genel ( % 18 ) oranda katma değer vergisine tabiolacaktır.3- Kooperatifinize bedelsiz olarak yapılan her türlüteslim ve hizmetler KDV Kanununun 17/2-b maddesi;Kooperatifinizin gerçek usulde gelir vergisinetabi olmayan çiftçilerden yapmış olduğu mal ve hizmetalımları KDV Kanununun 17/4-b maddesi hükmüuyarınca KDV den müstesna olup, bunun dışında hertürlü mal ve hizmet alımlarınızın genel esaslara göreKDV ne tabi tutulması gerekmektedir.4- PTT acenta işleticisi olarak yapılan banka, sosyalsigortalar primi, elektrik tüketim bedeli telefonvb. tahsilatlara aracılık edilmesi hizmeti 1/1 incimaddesi uyarınca KDV ye tabi bulunmakta olup, buhizmetlerinizin karşılığını teşkil eden komisyon tutarlarıüzerinden genel oranda (%18) katma değervergisi hesaplanması gerekmektedir.5- Kooperatifinize ait binanın bir bölümünün kirayaverilmesi de KDV ye tabidir.VERGİ USUL YÖNÜNDEN :213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 ve müteakipmaddelerinde fatura ve fatura yerine geçen vesikalarile bunları kullanmak mecburiyetinde olanlarsayılmıştır.Aynı Kanunun 232 nci maddesinde birinci ve ikincisınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespit edilenlerledefter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerinsattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermekmecburiyetinde oldukları belirtilmiştir.Yine aynı Kanunun 234 üncü maddesinde, birincive ikinci sınıf tüccarların, kazancı basit usulde tespitedilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbestmeslek erbabının ve çiftçilerin vergiden muafesnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıklarıemtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayısatana imza ettirecekleri gider pusulasının vergidenmuaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde olduğuhüküm altına alınmıştır.Buna göre, Kooperatifinizin kurumlar vergisi vekatma değer vergisi mükellefiyetinin tesisini gerektirenişlemler nedeniyle fatura düzenlemesi gerekmektedir.Bilgi edinilmesini rica ederim.• ÖZELGELERBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 93


• ÖZELGELERKooperatif adına kayıtlı arsanın satılmasıveya trampa edilmesi hk.Tarih: 19/03/2012Sayı: B.07.1.GİB.4.16.16.02-300.11.94-135KapsamT.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIBURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞIMükellef Hizmetleri Gelir Grup MüdürlüğüSayı : B.07.1.GİB.4.16.16.02-300.11.94-135 19/03/2012Konu : kooperatif adına kayıtlı arsanın satılmasıveya trampa edilmesiİlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Kooperatifinizce15/5/1997 tarihinde yapılan genel kurultoplantısında verilen karara istinaden 1998 yılındaüst birlik olan .......Koop. den alınan ve ......Belediyesince18/5/1999 tarihinde yapı ruhsatı verilenancak birlik ile hazine arasındaki ihtilaftan dolayı4/5/2011 tarihinde tapu müdürlüğünde adınızatescil işlemi gerçekleştirilen arsanın satılması veyakonut ya da işyeri karşılığında trampa edilmesi durumundakooperatifinizce gelir, kurumlar ve katmadeğer vergisi yönünden hangi işlemlerin yapılmasıgerekeceği konusunda bilgi verilmesinin istenildiğianlaşılmıştır.I- KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 ncimaddesinin ikinci fıkrası hükmüyle kooperatifler kurumlarvergisi mükellefleri arasında sayılmış olmaklaberaber aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birincifıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatiflerihariç olmak üzere, ana sözleşmelerindesermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetimkurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden payverilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmamasıve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerininkendilerine ait arsalarını kat karşılığıvererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut eldeetmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümlerbulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ilebu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatınbitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında,söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamenüstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerineveya Kanunun 13'üncü maddesine göre bunlarla ilişkiliolduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarlaişçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yervermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatiftüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinkurumlar vergisinden muaf olduğu hükmebağlanmıştır.1 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin"4.13. Kooperatifler" başlıklı bölümünde muafiyetşartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerdeise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göreayrıntılı olarak örneklendirilmiş olup "4.13.1.4.3.Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler" başlıklıbölümünde de; yapı kooperatiflerinin, arsalarını katkarşılığı vererek işyeri veya konut elde etmeleri ortakdışı işlem sayılacaktır. Ancak, bu kooperatiflerin,her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmesihalinde, bu işlem ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyeceğibelirtilmiştir.Ayrıca, aynı Tebliğin "4.13.2. Yapı kooperatiflerininmuafiyetinde özel şartlar" başlıklı bölümündeise;"... ...Yapı kooperatiflerinin yapı ruhsatı veya arsa tapusununkooperatif tüzel kişiliği adına bulunmadığıdurumlarda da muafiyetten yararlanılması mümkündeğildir. Örneğin, inşaatı üstlenen müteahhit adınadüzenlenecek bir yapı ruhsatı, yapı kooperatifininmuafiyetten yararlanmasını engelleyecektir. Henüzarsa temini veya inşaat aşamasına gelmemiş bulunandolayısıyla, işyeri veya konut teminine yönelikfaaliyeti bulunmayan kooperatifler için bu şartlararanmayacaktır. Örneğin, arsa tapusu kooperatif tüzelkişiliğine ait olmakla birlikte, henüz inşaat aşamasınagelmemiş bulunan konut yapı kooperatifindeninşaat ruhsatına ilişkin şart aranmayacaktır.... ...1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulankooperatif birlikleri veya kooperatifler merkez birlikleride anılan Kanun uyarınca kooperatif olarakdeğerlendirildiğinden söz konusu arsa ve arazilerintapusunun veya yapı ruhsatlarının Toplu Konut İdaresiBaşkanlığı veya kooperatif birlikleri ya da kooperatiflermerkez birlikleri adına olması halinde debahse konu yapı kooperatifleri, kurumlar vergisi muafiyetindenyararlanabilecektir."açıklamalarına yer verilmiştir.Yukarıdaki hüküm ve açıklamalara göre, 5520 sayılıKurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin94BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


irinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartları taşımanızkaydıyla, arsa tapusunun 1163 sayılı KooperatiflerKanuna göre kurulan kooperatif birlikleri veyakooperatifler merkez birlikleri adına olması kooperatifinizinkurumlar vergisi muafiyetini etkilemeyecektir.Ayrıca, kooperatifinize ait arsanın kat karşılığımüteahhit firmaya verilerek her bir hisse için biriş yeri veya konut elde edilmesi de ortak dışı işlemsayılmadığından muafiyetinizi sona erdirmeyecektir.Ancak, kooperatifiniz tarafından arsanızın satılmasıveya işyeri veya konut karşılığı da olsa trampa edilmesi(kat karşılığı her bir hisse için bir iş yeri veyakonut elde edilmesi hariç) halinde ortak dışı işlemyapılmış olacağından bu tarih itibariyle kurumlarvergisi mükellefiyetinizin tesis ettirilmesi ve eldeedilen kazançların vergilendirilmesi gerekmektedir.Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 75 incimaddesinin ikinci fıkrasında, iştirak hisselerindendoğan kazançlar menkul sermaye iradı olarak sayılmış,aynı maddenin parantez içi hükmünde isekooperatiflerin dağıttıkları kazançların bu zümreyedahil olduğu, kooperatiflerin ortakları ile yaptıklarımuamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifleyaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazançdağıtımı sayılmayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, aynı Kanunun94 üncü maddesinin (6) numaralı bendinin (bi)alt bendinde, "Tam mükellef kurumlar tarafından;tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisimükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muafolanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının(1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından"vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmışolup, anılan maddede yer alan yetkiye istinaden2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kesintioranı %15 olarak belirlenmiştir.Buna göre, kooperatife ait taşınmazın satışındandoğan kazancın kooperatif üyelerine dağıtımının yapılmasıhalinde dağıtımı yapılacak tutar üzerindenGelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (6-bi)bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması vemuhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.II- KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun17/4-r maddesinde, kurumların aktifinde veya belediyelerile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az ikitam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazlarınsatışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimleriile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarınakarşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayedemahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalaradevir ve teslimlerinin KDV den istisna olduğu hükümaltına alınmıştır.KDV oranları, 3065 sayılı KDV Kanununun 28 incimaddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarakyayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar KuruluKararnamesi ile Kararname eki (I) sayılı listedeyer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listedeyer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerdeyer almayan vergiye tabi işlemler için ise % 18olarak tespit edilmiştir.2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnameyeekli I sayılı listenin 11 inci sırasında yer alan netalanı 150 m² ye kadar olan konut teslimlerinin %1oranında, 150 m² yi aşan konut teslimleri ile iş yeriteslimlerinin ise genel oranda (%18) KDV'ye tabi tutulmasıgerekeceği hüküm altına alınmıştır.30 Seri Nolu KDV Genel Tebliğinin (D) bölümündede, arsa karşılığı inşaat işinde KDV uygulanmasınailişkin usul ve esaslar belirlenmiştir.Arsa karşılığı inşaat işlerinde iki ayrı teslim sözkonusudur. Bunlardan birincisi, arsa sahibi tarafındanmüteahhide arsa teslimi, ikincisi ise müteahhittarafından arsaya karşılık olarak arsa sahibine konutveya iş yeri teslimidir.Buna göre, üst birlik tarafından 9/7/1998 tarihindetahsis edilen ancak üst birlik ile Hazine arasındakiihtilaftan dolayı 4/5/2011 tarihinde tapu müdürlüğündeKooperatifiniz adına tapu tescili yapılanarsanın satışında, en az iki yıl aktifte kalma süresihesaplanırken Kooperatifinize üst birlik tarafındantahsisin yapıldığı tarih esas alınacak ve bu satış işlemiKDV Kanununun 17/4-r maddesine göre KDV denistisna tutulacaktır. Öte yandan, kooperatifinize aitbu arsanın kat karşılığı olarak verilmesi durumunda,kooperatifinize teslim edilecek taşınmazlar genelhükümlere göre KDV ye tabi olacaktır.• ÖZELGELERBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 95


• ÖZELGELERFatura ve benzeri belge düzenlenmemişkira ödemelerine ilişkin KDV nin kirasözleşmesine istinaden indirim konusuyapılıp yapılamayacağı hk.Tarih: 24/02/2012Sayı: B.07.1.GİB.4.16.16.02-300.11.76-91KapsamT.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIBURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞIMÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUPMÜDÜRLÜĞÜSayı : B.07.1.GİB.4.16.16.02-300.11.76-9124/02/2012Konu : KİRA SÖZLEŞMESİNE İSTİNADEN KDV İNDİRİ-Mİ.İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ipoteğinparaya çevrilmesi yoluyla yapılan takip neticesindeborçlu firmaya ait taşınmazın kiracısı olmanızdandolayı kira bedellerini ipotek yapan bankayayatırdığınız ancak kiraya veren borçlu tarafındanşirketinize fatura düzenlenmediği belirtilerek, kirasözleşmesine istinaden katma değer vergisi (KDV)indirim hakkından yararlanıp yararlanamayacağınızkonusunda bilgi verilmesi istenilmektedir.Yüklenilen vergilerin KDV mükellefleri tarafındanindirim konusu yapılmasına yönelik düzenlemelereKDV Kanununun 29 ila 34 üncü maddelerinde yer verilmişbulunmaktadır.Bu hükümler çerçevesinde KDV mükelleflerinin,yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesapladıklarıKDV den, yüklendikleri KDV yi indirebilmeleriiçin;1. Yüklenilen vergilerin faaliyetlerine ilişkin olması,2. Bu vergilerin kendi adlarına düzenlenen alışfaturası veya benzeri belgelerde ya da gümrük makbuzuüzerinde ayrıca gösterilmesi,3. Söz konusu belgelerin vergiyi doğuran olayınvuku bulduğu takvim yılı aşılmamak kaydıyla yasaldefterlere kaydedilmesi,4. KDV Kanunununda aksine (bir başka deyişle indirimiengelleyen) bir hükmün bulunmaması,gerekmektedir.Buna göre, ödediğiniz kira bedellerine ilişkinolarak adınıza fatura veya benzeri bir belge düzenlenmemişolması nedeniyle, kira sözleşmesine istinadenindirim hakkından yararlanmanız mümkünbulunmamaktadır.Bilgi edinilmesini rica ederim.Tasdiksiz deftere kaydedilen belgenin KDVindirimi hk.Tarih: 16/02/2012Sayı: B.07.4.DEF.0.17.10.00-KDV-2010-02-15KapsamT.C.ÇANAKKALE VALİLİĞİDefterdarlık Gelir MüdürlüğüSayı : B.07.4.DEF.0.17.10.00-KDV-2010-02-15 16/02/2012Konu : Tasdiksiz deftere kaydedilen belgenin KDVindirimiİlgi de kayıtlı özelge talep formunda, sehven Notertasdiki yaptırılamayan 3/12/2008 - 31/12/2008dönemine ait işletme defterine kaydedilen belgelerdeyer alan KDV nin indirim konusu yapılıp yapılamayacağıhususunda Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3/B maddesinde,vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olayailişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu,134 üncü maddesinde ise, incelemeden maksadın,ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak,tespit etmek ve sağlamak olduğu hüküm altınaalınmıştır. Aynı Kanunun "Tasdik Zamanı" başlıklı221 inci maddesinde ise, "Bu Kanunda yazılı defterlerikullanacak olanlar, bunları aşağıda yazılı zamanlardatasdik ettirmeye mecburdurlar" denilmektedir.Anılan Kanunun 352 nci maddesinin 8 numaralıbendinde; "Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangibirinin tasdik muamelesinin yaptırılmamış olması(Kanuni sürenin sonundan başlayarak 1 ay geçtiktensonra tasdik ettirilenler tasdik ettirilmemişsayılır.)" birinci derece usulsüzlük fiili olarak hükümaltına alınmıştır.Yine aynı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince tutulmasımecburi olan defterlerin tasdik ettirilmemişolması re'sen takdir nedeni olarak belirlenmiştir.Öte yandan, KDV Kanununun 29/1-a ve 34/1 incimaddelerine göre, verginin indirim konusu yapılabilmesiiçin, fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmesive bu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmişolması gerekmektedir.Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, tutulma-96BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


sı zorunlu defterlerde;-Tasdik işleminin hiç yaptırılmamış olması,-Bir önceki takvim yılında veya hesap dönemindetasdik ettirilerek kullananlardan ara tasdike gidilmeksizinbir sonraki hesap döneminde de aynı defterlerekayıt yapılması,Vergi Usul Kanununun 30/3 ncü maddesine görere'sen tarhiyat nedeni olup, bu defterlere kaydı yapılanbelgelerde yer alan KDV nin de indirimi Kanunun29 ve 34 üncü maddeleri gereğince mümkünbulunmamaktadır. Ancak, yapılacak incelemede yada dönem matrahının takdiri sırasında tasdik ettirilmemişdefterlere kaydedilen belgelerin gerçekolduklarına kanaat getirilmesi ve bu verginin satıcıtarafından beyan edildiğinin tespit edilmiş olmasıkaydıyla bu belgelerdeki KDV nin indirim konusu yapılmasımümkün bulunmaktadır.Bilgi edinilmesini rica ederim.Yurt dışı mukimi firmalardan alınanhizmetlerin gelir ve kurumlar vergisi ileKDV karşısındaki durumu ve belge düzenihk.Tarih: 03/02/2012Sayı: B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-436KapsamT.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIİSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞIMükellef Hizmetleri Usul Grup MüdürlüğüSayı: B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-43603/02/2012Konu : Yurt dışı mukimi firmalardan alınan hizmetleringelir ve kurumlar vergisi ile KDV karşısındakidurumu ve belge düzeni.İlgide kayıtlı dilekçenizde, yurt dışı mukimi firmalardanalınan/alacağınız hizmetlerden yurt içindeveya yurt dışında faydalanılması halinde, sözkonusu hizmetlere (fuarlara katılım, organizasyon,pazarlama, ilan ve reklam, danışmanlık, proje, mühendislik,montaj, eğitim, kiralama ve finansmanhizmetleri ile yurt dışından manken, oyuncu getirilmesi,defile düzenlenmesi vs.) istinaden yapılan/yapılacaködemelerle ilgili olarak katma değer vergisininhesaplanıp hesaplanmayacağı ve stopaj kesintisiyapılıp yapılmayacağı ile kayıt düzeninin nasıl olmasıgerektiği hususlarında görüş talep edilmektedir.1- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 3'üncümaddesinin ikinci fıkrasında, Kanun'un 1'inci maddesindesayılı kurumların kanuni ve iş merkezlerininher ikisi de Türkiye'de bulunmayanların sadeceTürkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirileceğihükme bağlanmış; üçüncü fıkrasındada dar mükellefiyette kurum kazancını oluşturan kazançve iratlar bentler halinde sayılmıştır. Aynı maddenindördüncü fıkrasında ise maddede belirtilenkazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'deelde edilmesi ve Türkiye'de daimî temsilci bulundurulmasıkonularında, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılıGelir Vergisi Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanacağıbelirtilmiştir.Serbest meslek faaliyeti, esas itibarıyla gerçekkişilerce icra edilen ve Gelir Vergisi Kanunu'nun65'inci maddesinde tanımlanan faaliyet türüdür. Darmükellef kurumların bu tür kazanç elde etmeleri iseistihdam ettikleri personelleri aracılığı ile olmaktadır.Serbest meslek kazançlarının Türkiye'de eldeedilmiş sayılması için serbest meslek faaliyetininTürkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesigerekir.Taşınır ve taşınmaz mallar ile hakların Türkiye'dekiralanmasından elde edilen iratlar, dar mükellefiyettekurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlararasında sayılmıştır. Bunlar, dar mükellef kurumlarıngayrimenkul sermaye iradı niteliğindeki kazançlarıdır.Bu tür kazançların elde edilmiş sayılması içintaşınmaz ve taşınır malların Türkiye'de bulunmasıve bu mal ve hakların Türkiye'de kullanılması veyaTürkiye'de değerlendirilmesi gerekmektedir.Türkiye'de değerlendirme, ödemenin Türkiye'deyapılması veya ödeme yabancı memlekette yapılmışsaTürkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabınaödeme yapılanın hesaplarına intikal ettirilmesi veyakârından ayrılmasıdır.Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun düzenlendiği30'uncu maddesinin birinci fıkrasının (b)bendinde serbest meslek kazançlarından, (c) bendindegayrimenkul sermaye iratlarından, (ç) bendindede Gelir Vergisi Kanunu'nun 75'inci maddesininikinci fıkrasının (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerindesayılanlar hariç olmak üzere menkul sermayeiratlarından kurumlar vergisi kesintisi yapılacağıhükme bağlanmıştır.Anılan maddenin verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile;- Serbest meslek kazançları üzerinden yapılacak• ÖZELGELERBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 97


• ÖZELGELERkurumlar vergisi kesintisi oranı, petrol arama faaliyetleridolayısıyla sağlanacak kazançlardan % 5, diğerserbest meslek kazançlarından % 20;- Gayrimenkul sermaye iratları üzerinden yapılacakkurumlar vergisi kesintisi oranı, 3226 sayılıFinansal Kiralama Kanunu kapsamındaki faaliyetlerdensağlanacak gayrimenkul sermaye iratlarından %1, diğerlerinden % 20;- Her nevi alacak faizlerinden yapılacak kurumlarvergisi kesintisi oranı, yabancı devletler, uluslararasıkurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğuülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmişolup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tümgerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardanalınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden(katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışındansağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar içinödedikleri kâr payları dahil) % 0, diğerlerinden % 10olarak belirlenmiştir.Bu hüküm ve açıklamalara göre;- Yurt dışında yapılan/yapılacak fuarlara katılımve organizasyon hizmetleri, pazar araştırması, pazarlamave yönetim hizmetleri, danışmanlık, projeçizimi, mühendislik ve eğitim hizmetleri ile yurt dışıkurumlar aracılığıyla manken, oyuncu getirilmesi vedefile düzenlenmesi ile ilgili olarak yapılan ödemelerinserbest meslek ödemesi olarak değerlendirilmesive bunlarla ilgili olarak nakden veya hesaben yapılanödemelerden 5520 sayılı Kanun'un 30/1-b maddesiuyarınca %20 oranında vergi kesintisi yapılması,- Fuar alanlarının kiralanması karşılığı yapılanödemelerden 5520 sayılı Kanun'un 30/1-c maddesiuyarınca % 20 oranında vergi kesintisi yapılması,- Yurt dışındaki yabancı mukim firmanın tüm gerçekve tüzel kişilere kredi veren bir kurum olması veilgili ülke mevzuatı gereğince kredi vermeye yetkilikuruluş olduğunun tevsiki şartıyla ödenen faizlerüzerinden 5520 sayılı Kanun'un 30/1-ç maddesi uyarınca% 0 oranında, aksi halde % 10 oranında vergikesintisi yapılması,- Yurt dışında yapılan ilan ve reklamlar için yurtdışındaki firmalara yapılan ödemeler üzerinden isebu ödemeler ticari kazanç niteliğinde olduğundanvergi kesintisi yapılmaması gerekmektedir.Öte yandan, söz konusu tevkifat uygulamasındaTürkiye ile ödeme yapılan/yapılacak kurumlarınmukimi oldukları ülke arasında çifte vergilendirmeyiönleme anlaşması bulunması halinde, anlaşma hükümlerininde dikkate alınacağı tabiidir.2- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu'nun;-1/1'inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyetve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'deyapılan teslim ve hizmetlerin, 1/2'nci maddesinde,her türlü mal ve hizmet ithalinin katma değer vergisinetabi olduğu,-6'ncı maddesinde; işlemlerin Türkiye'de yapılmasının,malların teslim anında Türkiye'de bulunmasını,hizmetin Türkiye'de yapılmasını veya hizmettenTürkiye'de faydalanılmasını ifade ettiği,-9/1'inci maddesinde; mükellefin Türkiye içindeikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezininbulunmaması halinde, vergiye tabi işlemleretaraf olanların verginin ödenmesinden sorumlu tutulacağı,-12/2'nci maddesinde; yurt dışındaki müşteri tabirinin,ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurtdışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanınyurt dışında kendi adına müstakilen faaliyetgösteren şubelerini ifade ettiği ve bir hizmetin yurtdışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesiiçin; hizmetlerin yurt dışındaki bir müşteri içinyapılmış olması ve hizmetten yurt dışında faydalanılmasıgerektiği,-17/4-e maddesinde; banka ve sigorta muamelelerivergisi kapsamına giren işlemler ve sigorta aracılarınınsigorta şirketlerine yaptığı sigorta muamelelerineilişkin işlemlerinin KDV'den istisna olduğu,hükümlerine yer verilmiştir.KDV Kanunu'nun 9'uncu maddesinin verdiği yetkiyedayanılarak çıkarılan 15 Seri No'lu KDV GenelTebliği'nin (C) bölümünde, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri,kanunî merkezi ve iş merkezi bulunmayan yurtdışında yerleşik firmalardan sağlanan hizmetlere aitKDV'nin, bu hizmetlerden yurt içinde faydalananmuhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilipödenmesi öngörülmüştür.Öte yandan, 46 Seri No'lu KDV Genel Tebliği'nin(A) bölümünde, yurt dışı kredi işlemlerinin Kanun'un17/4-e maddesi hükmü kapsamında değerlendirilmesigerektiği bu kapsamdaki işlemler nedeniyleödenen faiz, komisyon ve bunlara ilişkin kur farklarınınKDV'ye tabi olmayacağı belirtilmiştir.Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre;- Yurt dışında mukim firmalar tarafından yurtdışında yapılan/yapılacak fuarlara katılım ve orga-98BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


nizasyon hizmetleri, pazar araştırması, pazarlamave yönetim hizmetleri, danışmanlık, proje çizimi,mühendislik ve eğitim hizmetleri, fuar alanlarınınkiralanması, ilan ve reklam hizmetleri katma değervergisinin konusuna girmediğinden KDV'ye tabi tutulmaması,- Yurt dışı kurumlar aracılığıyla manken, oyuncugetirilmesi ve defile düzenlenmesi ile ilgili olarakyurt dışında yerleşik kişi ve kurumlardan sağlananhizmetlerin KDV Kanunu'nun 1/2'nci maddesi uyarıncakatma değer vergisine tabi olması, ancak hizmetiveren kişi ve kurumların Türkiye'de mükellefiyetininolmaması durumunda, KDV'nin şirketiniz tarafındansorumlu sıfatıyla beyan edilmesi,- Yurt dışında mukim yabancı firmanın ilgili ülkemevzuatı gereğince gerçek ve tüzel kişilere kredivermeye yetkili kuruluş olduğunun tevsiki şartıylaTürkiye'deki firmaya kullandıracağı kredi üzerindenhesaplanan faiz ödemelerinin KDV'ye tabi olmamasıgerekmektedir.3-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 215'inci maddesinde;"1. Bu Kanun'a göre tutulacak defter ve kayıtlarınTürkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlarbulunmak kaydıyla defterlerde başka dilden kayıtda yapılabilir. Bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecekşekilde tasdik ettirilecek diğer defterlerede yapılabilir.2. a) Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır.Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla,yabancı para birimine göre de düzenlenebilir.Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenenbelgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartıaranmaz."280'inci maddesinde ise; "Yabancı paralar borsarayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründemuvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeliesas alınır.Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeyeuygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespitolunur.Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetliveya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir..."hükümleri yer almıştır.Öte yandan, 394 Seri No'lu Vergi Usul Kanunu GenelTebliği'nde belirtildiği üzere, değerleme günüitibariyle Maliye Bakanlığınca kur ilan edilmediği durumlardaT.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurlarınesas alınması uygun görülmüştür.Bu hükümlere göre, ticari kazancın tespitinde tahakkukesası cari olduğundan para ile olan alacak veborçların tahakkuk ettiği tarihte geçerli kurlar üzerindendeğerlemeye tabi tutularak kayıtlara intikalettirilmesi gerekmekte olup, tahsilat veya ödemesafhasında kur değişikliği olmuşsa tahsilat ve ödemetarihindeki kur üzerinden değerleme yapılacağındanhasıl olan farkın duruma göre kâr veya zarar hesabınaintikal ettirilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalara göre yurt dışındaki firmalardanaldığınız hizmete istinaden yapmış olduğunuz ödemekarşılığında alınacak belgenin, belge tarihindekidöviz kuru dikkate alınarak Türk Lirasına çevrilmeksuretiyle gider kaydı yapılması mümkün bulunmaktadır.Bilindiği üzere, yurt dışından aldığınız hizmetlerkarşılığında yurt dışından aldığınız belgeler için 253Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin "YurtDışında Faaliyette Bulunan Mükelleflere Yaptırılanİş ve Hizmetler Karşılığında Alınan Belgelerle İlgiliİşlemler" başlıklı B bendinde;"Vergi Usul Kanunu'nun kayıt nizamına ilişkin215'inci maddesinde, bu Kanun'a göre tutulacak defterve kayıtların Türkçe tutulmasının mecburi olacağıbelirtilmiş, 227'inci maddesinde de "Bu Kanun'daaksine hüküm olmadıkça bu Kanun'a göre tutulanve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelereait olan kayıtların tevsiki mecburidir." hükmüyer almıştır. Söz konusu kayıtların ise aynı Kanun'un229'uncu ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerdenherhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.Bu hükümlere göre, yurt dışında mukim kişi veyakuruluşlara yaptırılan, iş veya hizmetler karşılığındaödemede bulunan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri,yurt dışında mukim kişi veya kuruluşlardanaldıkları muteber belgeleri, yurt dışındaki temsilciliklerimizdeveya yurt içindeki noterlerde Türkçe'yetercüme ve tasdik ettirdikten sonra defterlerine giderolarak kaydedebilmekte idiler.Ancak Bakanlığımıza yapılan başvurulardan, buişlemlerin yurt dışı temsilciliklerimizdeki iş yığılmalarınaneden olduğu, mükellefler bakımından da ağırkülfetler getirdiği anlaşıldığından, anılan Kanun'unmükerrer 257'inci maddesinin Maliye Bakanlığınaverdiği yetkiye dayanılarak, bu Genel Tebliğ ileyurt dışında mukim kişi veya kuruluşlara yaptırılan• ÖZELGELERBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 99


• ÖZELGELERiş veya hizmetler karşılığında alınan belgelerin, yurtdışında temsilciliklerimizde veya yurt içinde noterlerdeTürkçe'ye tercüme ve tasdik edilme zorunluluğukaldırılmıştır.Buna göre, yurt dışındaki kişi veya firmalardanbelge alan mükellefler, bu belgeleri defter kayıtlarındagider olarak göstermeleri sırasında belgelerdeyazılı bedelleri, belgelerin düzenlendiği günde MerkezBankasınca belirlenen döviz alış kuru üzerindenTürk Lirasına çevirerek kayıtlarında göstereceklerdir.Ancak inceleme sırasında inceleme elamanıncalüzum görülmesi halinde, mükellefler bu belgelerinitercüme ettirmek zorundadırlar." denilmektedir.Bu hüküm ve açıklamalara göre, yurt dışındanalınan hizmetler karşılığında tarafınıza düzenlenenfaturaların yurt dışındaki temsilciliklerimizde veyayurt içinde noterlerde Türkçe'ye tercüme ve tasdikedilme zorunluluğu bulunmamaktadır. Dolayısıyla,yurt dışından almış olduğunuz hizmetler nedeniyleyüklenilen tutarların işin mahiyetine göre gider veyamaliyet unsuru olarak dikkate alınabilmesi için VergiUsul Kanunu'nun 229 ve müteakip maddelerinde yeralan belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmekteolup, aksi durumda gider veya maliyet unsuruolarak dikkate alınabilmesi, ancak yurtdışındanalınan söz konusu belgenin hizmetin alındığı ülkedeuygulanan vergi mevzuatı çerçevesinde geçerli birbelge olduğunun kabulü halinde mümkün bulunmaktadır.Öte yandan, Türkiye ile hizmet alınan/alınacakkurumların mukimi oldukları ülke arasında çiftevergilendirmeyi önleme anlaşması bulunması halinde,anlaşma hükümlerinin dikkate alınması gerekeceğihususu tabiidir.Bilgi edinilmesini rica ederim.Araç kiralama işletmesinin satın aldığıikinci el araçlarda KDV indirimi, buaraçların satışındaki KDV oranı hk.Tarih: 04/01/2012Sayı: B.07.1.GİB.4.61.15.01-621-19-2010-1KapsamT.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞITRABZON VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)Sayı : B.07.1.GİB.4.61.15.01-621-19-2010-1 04/01/2012Konu : Araç kiralama işletmesinin satın aldığıikinci el araçlarda KDV indirimi, bu araçların satışındakiKDV oranıİlgide kayıtlı özelge talep formunda;Araç kiralama (rent a car) faaliyeti ile iştigal ettiğiniz,İşiniz gereği yetkili acentelerden fatura karşılığısıfır araç alıp bu araçlar için ödenen katma değervergisini (KDV) indirim konusu yaptığınız,Bu araçların satışında ise kesilen faturada hesaplananKDV yi %18 olarak hesaplayıp beyan ettiğinizbelirtilerek, nihai tüketicilerden ikinci el olaraksatın aldığınız binek otomobillerin katma değer vergisininindirim konusu yapılıp yapılamayacağı ile kiralamafaaliyetinde kullandığınız bu araçların nihaitüketicilere veya ticari işletmelere teslimi ya da işinterki durumunda adınıza fatura edilmesi halinde uygulanacakKDV oranı konusunda Başkanlığımız görüşüsorulmaktadır.KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, ticari, sınai,zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeTürkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerinKDV ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.Mal teslimi ve hizmet ifalarında uygulanacak KDVoranları ise; KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiğiyetkiye dayanılarak 30/12/2007 tarih ve 26742sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/13033 sayılıBakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararnameye ekli Isayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, IIsayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için %8, bulistelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için %18olarak tespit edilmiştir.Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekliI sayılı listenin 9 uncu sırası uyarınca Türk GümrükTarife Cetvelinin 87.03 tarife pozisyonundaki binekotomobillerden kullanılmış olanların teslimi %1 oranındaKDV ye tabi bulunmakta olup, 60 No.lu KDVSirkülerinin "5.10. Araçların Tesliminde Oran Uygulaması"başlıklı bölümünde konuya ilişkin ayrıntılıaçıklamalar yapılmıştır.Öte yandan, söz konusu sırada, KDV Kanununun30/b maddesine göre binek otomobillerinin alımındayüklenilen KDV yi indirim hakkı bulunan mükelleflerin,bu araçları tesliminde % 18 oranında KDV uygulanacağıbelirtilmiştir.Diğer taraftan, 2008/13426 sayılı Bakanlar KuruluKararnamesinin 2 nci maddesinde; KDV Kanununun30/b maddesine göre binek otomobillerinin alımındayüklenilen KDV yi indirim hakkı bulunan mükellefle-100BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


in, kiralamak veya çeşitli şekillerde işletmek üzereiktisap ettikleri ve 31/12/2007 tarihi itibarıyla aktiflerindeveya envanterlerinde bulunan binek otomobillerininiktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtiktensonra teslime konu olması halinde, bu teslimlerin %1 oranında KDV ye tabi tutulması kararlaştırılmıştır.Buna göre, kiralama faaliyetinde kullanmak üzerenihai tüketicilerden satın aldığınız ikinci el araçlarınnihai tüketiciler tarafından şirketinize teslimi(bu araçların müzayede suretiyle satışa konu olmamasıkaydıyla) KDV nin konusuna girmediğinden sözkonusu araçların alımında KDV ödenmeyecek ve indirimkonusu yapılacak bir KDV tutarı da söz konusuolmayacaktır.Ancak, ikinci el olarak satın alınan ve işletmenizdekiralama faaliyetinde kullandığınız binek otomobilniteliğindeki araçların nihai tüketicilere veyaticari işletmelere teslimi ya da işinizi terk etmenizdurumunda işletmeden çekilmesi halinde, bu araçlarınalımında KDV ödenip ödenmediğine, ödenmişsehangi oranda KDV ödendiğine bakılmaksızın, %18oranında KDV hesaplanacaktır. 31/12/2007 tarihiitibariyle işletmenizin aktifinde veya envanterindebulunan ve iktisap tarihinden itibaren 2 yıl geçtiktensonra satılan araçlarda ise KDV oranı %1 olarakuygulanacaktır.Bilgi edinilmesini rica ederim.Emanet usulü inşaat işinde KDV istisnasıhk.Tarih: 04/01/2012Sayı: B.07.1.GİB.4.07.16.02-KDV.KOOP.2009-3-20KapsamT.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞIMükellef Hizmetleri Gelir Grup MüdürlüğüSayı : B.07.1.GİB.4.07.16.02-KDV.KOOP.2009-3-20 04/01/2012Konu : Emanet usulü inşaat işinde KDV istisnası.İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizininşaat işlerini emanet usulü yapmakta olduğubelirtilerek, kooperatifinize yapılacak olan sıhhitesisat işinin katma değer vergisinden istisna olupolmadığına dair Vergi Dairesi Başkanlığımız görüşütalep edilmektedir.KDV Kanununa 4369 sayılı Kanunla eklenen Geçici15 inci maddede, 4369 sayılı Kanunun yayımlandığı29/07/1998 tarihinden önce inşaat ruhsatı alınmışinşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerineyapılan inşaat taahhüt işlerinin Katma Değer Vergisindenistisna olduğu hükme bağlanmıştır. Söz konusuistisnaya ilişkin olarak 49, 66 ve 106 Seri No.luKDV Genel Tebliğlerinde ve KDVK-60/2011-1 no.luKDV Sirkülerinde gerekli açıklamalar yapılmıştır.Konuya ilişkin açıklamların yer aldığı 49 SeriNo.lu KDV Genel Tebliğinin 1/b ve KDVK-60/2011-1 no.lu KDV Sirkülerinin 3.6.5.1 bölümünde, inşaattaahhüt işi olarak kabul edilen işler sayılmış olup,bu işlerin hepsinin veya birkaçının veya ayrı ayrı herbirinin müteahhitler veya taşeronlarca konut yapıkooperatiflerine yapılması, istisna uygulamasına engelteşkil etmemektedir. Müteahhitlerin konut yapıkooperatiflerine karşı üstlendikleri inşaat taahhütişlerinin bir kısmını taşeronlara yaptırmaları halinde,taşeronun müteahhide verdiği hizmet katma değervergisine tabi olacak, müteahhidin kooperatifeyaptığı inşaat taahhüt işi ise bina inşaat ruhsatınıntarihine göre ya vergiden istisna tutulacak ya da indirimlioranda KDV uygulanacaktır.Anılan Tebliğde, "Konut yapı kooperatiflerine yapılanve inşaat işi niteliğinde olmayan veya taahhüdedayanmayan hizmet ifaları ile her türlü mal teslimleri,istisnadan yararlanamayacaktır. Dolayısıylabu teslim ve hizmetler genel hükümlere göre KatmaDeğer Vergisine tabi olacaktır. Konut yapı kooperatiflerininemanet usulüyle inşaat işi yaptırmalarıhalinde, taşeron ve müteahhitler tarafından konutyapı kooperatiflerine yapılan malzeme hariç işçilikhizmetleri katma değer vergisinden istisna olacak,bunun dışında inşaatta kullanılmak üzere piyasadansatın alınan mal ve hizmetler yukarıda da belirtildiğigibi vergiye tabi tutulacaktır." denilmektedir.Buna göre, inşaat işini emanet usulü ile yaptırankooperatifinizin, inşaatta kullanılmak üzere piyasadanalacağı mal ve malzemeler için genel esaslaragöre KDV uygulanması, taşeron ve müteahhitlertarafından 29/07/1998 tarihinden önce bina inşaatruhsatı aldığı anlaşılan kooperatifinize verilen malzemehariç işçilik hizmetlerinin ise KDV Mevzuatındayer alan şartlar dahilinde KDV den istisna tutulmasıgerekmektedir.Bilgi edinilmesini rica ederim.• ÖZELGELERBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 101


PRATİK BİLGİLERVERGİ• PRATİK BİLGİLERDAMGA VERGİSİ ORANLARI2011 Yılı 2012 YılıÜcretlerde (Binde 6,6) (Binde 6,6)Sözleşmeler, taahhütnameler ve temliknameler (Binde 8,25) (Binde 8,25)Kira mukavelenameleri (Mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden) (Binde 1,65) (Binde 1,65)Kefalet, teminat ve rehin senetleri (Binde 8,25) (Binde 8,25)Yıllık gelir vergisi beyannameleri 30,00 TL 34,50 TLKurumlar vergisi beyannameleri 40,10 TL 46,10 TLKatma değer vergisi beyannameleri 19,90 TL 22,85 TLMuhtasar beyannameler 19,90 TL 22,85 TLDiğer vergi beyannameleri (Damga vergisi beyannameleri hariç) 19,90 TL 22,85 TLGümrük idarelerine verilen beyannameler 40,10 TL 46,10 TLBelediye ve il özel idarelerine verilen beyannameler 14,80 TL 17,00 TLSosyal güvenlik kurumlarına verilen sigorta prim bildirgeleri 14,80 TL 17,00 TLBilançolar 23,20 TL 26,55 TLGelir tabloları 11,30 TL 12,95 TLİşletme hesabı özetleri 11,30 TL 12,95 TLYılDOĞRUDAN GİDER YAZILABİLECEK PEŞTEMALLIK, ALET, EDAVAT, MEFRUŞAT VE DEMİRBAŞBEDELLERİNDE SINIR2012 770 TL2011 700 TL2010 680 TL2009 670 TL2008 600 YTL2007 560 YTLEK MALİ TABLOLARI DÜZENLEME ZORUNLULUĞUTutarDönemi Aktif Toplamı Net Satışlar Toplamı2011 yılına ait ek mali tablolar için - (2012 yılında verilmesi gereken) 10.805.800 24.012.6002010 yılına ait ek mali tablolar için - (2011 yılında verilmesi gereken) 9.800.300 21.778.2002009 yılına ait ek mali tablolar için - (2010 yılında verilmesi gereken) 9.099.600 20.221.2002008 yılına ait ek mali tablolar için - (2009 yılında verilmesi gereken) 8.903.700 19.785.9002007 yılına ait ek mali tablolar için - (2008 yılında verilmesi gereken) 7.949.700 17.666.000TL’nı (aktif toplamı veya net satışları toplamı) aşan mükellefler ek mali tabloları düzenlemek zorundadır.EMLAK VERGİSİ ORANLARIMesken İşyeri Arazi ArsaNormal yörelerde Binde 1 Binde 2 Binde 1 Binde 3Büyükşehir belediye sınırları İçinde Binde 2 Binde 4 Binde 2 Binde 6EMLAK VERGİSİ DEĞERİ YILLIK ARTIŞ ORANLARIYıl Açıklama Artış Oranı2012 2011 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı % 10,262011 2010 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı % 3,852010 Genel Tarh ve Tahakkuk -2009 2008 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı % 62008 2007 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı % 3,62007 2006 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı % 3,9102BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


GECİKME ZAMMI ORANLARIDönemi Aylık Yıllık19.10.2010 Tarihinden itibaren % 1,40 % 16,8019.11.2009 – 18.10.2010 Tarihleri arası % 1,95 % 23,4021.04.2006 – 18.11.2009 Tarihleri arası % 2,5 % 3002.03.2005 - 20.04.2006 Tarihleri arası % 3 % 36GEÇİCİ VERGİ ORANLARIGelir Vergisi Mükelleflerinde01.01.2004 tarihinden itibaren 01.01.2005 tarihinden itibaren 01.01.2006 tarihinden itibaren% 20 % 20 % 15Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde01.01.2004 tarihinden itibaren 01.01.2005 tarihinden itibaren 01.01.2006 tarihinden itibaren% 33 % 30 % 20• PRATİK BİLGİLERGELİR VERGİSİ TARİFESİ(2012 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere)Gelir vergisine tabi gelirler;10.000 TL'ye kadar % 1525.000 TL'nin 10.000 TL'si için 1.500 TL, fazlası % 2058.000 TL'nin 25.000 TL'si için 4.500 TL, (ücret gelirlerinde 88.000 TL'nin 25.000 TL'si için 4.500 TL),% 27fazlası58.000 TL'den fazlasının 58.000 TL'si için 13.410 TL. (ücret gelirlerinde 88.000 TL'den fazlasının 88.000% 35TL'si için 21.510 TL), fazlasıoranında vergilendirilir(2011 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere)Gelir vergisine tabi gelirler;9.400 TL’ye kadar % 1523.000 TL’nin 9.400 TL’si için 1.410 TL, fazlası % 2053.000 TL’nin 23.000 TL’si için 4.130 TL (ücret gelirlerinde 80.000 TL’nin 23.000 TL’si için 4.130 TL),% 27fazlası53.000 TL’den fazlasının 53.000 TL’si için 12.230 TL (ücret gelirlerinde 80.000 TL’den fazlasının 80.000% 35TL’si için 19.520 TL), fazlasıoranında vergilendirilir.(2010 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere)Gelir vergisine tabi gelirler;8.800 TL’ye kadar % 1522.000 TL’nin 8.800 TL’si için 1.320 TL, fazlası % 2050.000 TL’nin 22.000 TL’si için 3.960 TL, (ücret gelirlerinde 76.200 TL'nin 22.000 TL'si için% 273.960 TL) fazlası50.000 TL’den fazlasının 50.000 TL’si için 11.520 TL, (ücret gelirlerinde 76.200 TL'den fazlasının 76.200% 35TL'si için 18.594 TL) fazlasıoranında vergilendirilir.KAZANÇLARDA BEYAN SINIRI2008 2009 2010 2011 2012Konut kira gelirlerinde 2.400 YTL 2.600 TL 2.600 TL 2.800 TL 3.000 TLTevkif yoluyla vergilendirilmiş bulunanmenkul sermaye iratları ve vergi alacağıdahil kurumlardan elde edilen kar19.800 YTL 22.000 TL 22.000 TL 23.000 TL 25.000 TLpaylarındaTevkif yoluyla vergilendirilmiş bulunangayrimenkul sermaye iratlarında19.800 YTL 22.000 TL 22.000 TL 23.000 TL 25.000 TLDeğer artış kazançlarında 6.800 YTL 7.600 TL 7.700 TL 8.000 TL 8.800 TLGVK 82. Maddesinde belirtilen bazı arızikazançlarda16.000 YTL 17.900 TL 18.000 TL 19.000 TL 20.000 TLBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 103


KATMA DEĞER VERGİSİ TEVKİFAT ORANLARITAM TEVKİFAT UYGULANACAK İŞLEMLER✓✓✓✓İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemlerSerbest Meslek Faaliyeti Çerçevesinde Yapılan Teslim ve HizmetlerKiralama İşlemleriReklam Verme İşlemleri• PRATİK BİLGİLERKısmi Tevkifat Uygulanacak Hizmetler✓KISMİ TEVKİFAT UYGULANACAK İŞLEMLERTevkifat OranıYapım İşleri İle Bu İşlerle Birlikte İfa Edilen Mühendislik-Mimarlık ve Etüt-ProjeHizmetleri 2/10✓ Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler 9/10✓ Makine, Teçhizat, Demirbaş ve Taşıtlara Ait Tadil, Bakım ve Onarım Hizmetleri 5/10✓ Yemek Servis ve Organizasyon Hizmetleri 5/10✓ İşgücü Temin Hizmetleri 9/10✓ Yapı Denetim Hizmetleri 9/10✓ Fason Olarak Yaptırılan Tekstil ve Konfeksiyon İşleri, Çanta ve Ayakkabı Dikim İşleri veBu İşlere Aracılık Hizmetleri 5/10✓ Turistik Mağazalara Verilen Müşteri Bulma / Götürme Hizmetleri 9/10✓ Spor Kulüplerinin Yayın, Reklâm ve İsim Hakkı Gelirlerine Konu İşlemleri 9/10✓ Temizlik, Çevre ve Bahçe Bakım Hizmetleri 7/10✓ Servis Taşımacılığı Hizmeti 5/10✓ Her Türlü Baskı ve Basım Hizmetleri 5/10✓ Diğer Hizmet Alımları 5/10Kısmi Tevkifat Uygulanacak Teslimler✓ Külçe Metal Teslimleri 7/10✓ Bakır, Çinko ve Alüminyum Ürünlerinin Teslimi 7/10✓ Hurda ve Atık Teslimi 9/10✓ Metal, Plastik, Lastik, Kauçuk, Kâğıt ve Cam Hurda ve Atıklardan Elde EdilenHammadde Teslimi 9/10✓ Pamuk, Tiftik, Yün ve Yapağı İle Ham Post ve Deri Teslimleri 9/10✓ Ağaç ve Orman Ürünleri Teslimi 9/10Kısmi Tevkifat Uygulanmasında SınırKısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 1.000 TL’yi aşmadığı takdirde, hesaplananKDV tevkifata tabi tutulmayacaktır. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılacaktır.Tespit edilen tutarı aşan işlemlerde KDV tevkifatı zorunluluğundan kaçınmak amacıyla bedel parçalara ayrılamayacak,aynı işleme ait bedellerin toplamı dikkate alınarak bu sınırın aşılması halinde tevkifat yapılacaktır.Tevkifat zorunluluğundan kaçınmak amacıyla, birden fazla fatura düzenlenmek suretiyle bedelin parçalarabölündüğünün tespiti halinde vergi dairelerince, bütünlük arzettiği anlaşılan alımların toplamının yukarıda belirtilensınırı aşıp aşmadığına bakılarak gerekli işlemler yapılacaktır.Fiyat farkı, kur farkı ve benzeri nedenlerle tevkifata tabi işlemin bedelinde sonradan bir artış ortaya çıkması halinde,bu artış ile ilgili olarak fatura düzenlenerek KDV hesaplanacak ve hesaplanan KDV üzerinden (tevkifat alt sınırı dikkatealınmaksızın) tevkifat uygulanacaktır. Bu şekilde işlem yapılabilmesi için fiyat farkı, kur farkı ve benzerinin ait olduğu asılişleme ait KDV dahil bedelin tevkifat alt sınırını geçmiş ve tevkifata tabi tutulmuş olması gerekmektedir.104BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


PERAKENDE SATIŞ FİŞİ, YAZAR KASA FİŞİ, FATURA DÜZENLEME SINIRIDönemiTutar01.01.2012 - 31.12.2012 Dönemi 770 TL01.01.2011 - 31.12.2011 Dönemi 700 TL01.01.2010 - 31.12.2010 Dönemi 680 TL01.01.2009 - 31.12.2009 Dönemi 670 TL01.01.2008 - 31.12.2008 Dönemi 600 YTL01.01.2007 - 31.12.2007 Dönemi 560 YTLREESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANACAK FAİZ ORANLARIDönemi Reeskont Avans29.12.2011 - tarihinden itibaren % 17 % 17,7530.12.2010 - 28.12.2011 Tarihleri arası % 14 % 1522.12.2009 - 29.12.2010 Tarihleri arası % 15 % 1612.06.2009 - 21.12.2009 Tarihleri arası % 18 % 1909.04.2009 - 11.06.2009 Tarihleri arası % 19 % 2028.12.2007 - 08.04.2009 Tarihleri arası % 25 % 2720.12.2006 - 27.12.2007 Tarihleri arası % 27 % 2920.12.2005 - 19.12.2006 Tarihleri arası % 23 % 25• PRATİK BİLGİLERTECİL FAİZİ ORANLARIDönemi Aylık Yıllık21.10.2010 - Tarihinden itibaren % 1 % 1221.11.2009 - 20.10.2010 Tarihleri arası % 1,583 % 1928.04.2006 - 20.11.2009 Tarihleri arası % 2 % 2404.03.2005 - 27.04.2006 Tarihleri arası % 2,5 % 30TİCARET SİCİLİ HARÇLARIGerçek Kişilereve kooperatiflereAit İşletmelerdeŞahısŞirketlerine AitİşletmelerdeSermayeŞirketlerine AitİşletmelerdeI- Kayıt ve Tescil Harçları; (Ticari İşletme Rehni Dahil)1. Ticari işletmenin ve unvanının tescil ve ilanında: 156,60 TL 448,95 TL 1.011,50 TL2. Temsile yetkili kılınan kişilerin tescil ve ilanında (her kişiiçin):77,70 TL 111,30 TL 246,20 TL3. Ticaret siciline tescil edilmiş olan vakalardaki değişikliklerintescilinde: (Ticari işletme rehini ile ilgili vakalar dahil)77,70 TL 111,30 TL 246,20 TL(muhteva ile ilgili bulunmayan düzeltmelerde harç alınmaz.)4. Kayıt silinmesinde : (Ticari işletme rehni kaydının silinmesidahil)30,35 TL 43,90 TL 77,70 TLŞubelerin herbiri (Yabancı müesseselerin Türkiye’deki şubeleri dahil) ayrıca aynı harca tabidir.II- Kayıt ve Belge Suretleri ve Tasdikname Harçları1. Bir ticari işletmeye ait sicil esas defterindeki kayıtların tamamının veya bir kısmının veya memurlukta saklanan bütünbelgelerin örneğinin beher sayfasının (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde 11/1)7,80 TL2. Tasdiknamelerden (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde 11/2, 104, 105) 25,90 TLBÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 105


• İmzalatma Kapsamındaki Mükellefler2011 yılı faaliyet döneminde;BEYANNAME İMZALATMA ZORUNLULUĞUAktif toplamı 5.176.000Net satışlar toplamı 10.349.000TL’ nı aşmayan kurumlar vergisi veya ticari, zirai ve mesleki kazancı nedeniyle gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisimükellefleri 2012 yılı beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatmak zorundadırlar• PRATİK BİLGİLER• İmzalatma Kapsamı Dışında Kalan Mükellefler1- 2011 yılı faaliyet döneminde;-Serbest meslek faaliyetinde bulunanlardan gayrisafi hasılatları 121.000-II. sınıf tacirlerden Alım satım veya imalat faaliyetinde bulunanlardan satışları 173.000-II. sınıf tacirlerden yukarıda yazılı olanlar dışındaki işlerle uğraşanlardan gayrisafi iş hasılatları 87.000-Zirai kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilen çiftçilerden hasılatları 173.000TL’ nı aşmayan mükelleflerin,2- Noterlerin,3- Özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile bunların oluşturdukları birliklerin,4- Gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan mükelleflerin,beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu bulunmamaktadır.YENİDEN DEĞERLEME ORANLARIYıl Oran Yıl Oran2011 % 10,262010 % 7,7 2005 % 9,82009 % 2,2 2004 % 11,22008 % 12 2003 % 28,52007 % 7,2 2002 % 592006 % 7,8 2001 % 53,2SOSYAL GÜVENLİK- ÇALIŞMA MEVZUATIASGARİ ÜCRET TUTARLARIDönemi16 Yaşından Büyükler İçin 16 Yaşından Küçükler İçinAylık BrütAylık Brüt01.07.2012 - 31.12.2012 940,50 TL 805,50 TL01.01.2012 - 30.06.2012 886,50 TL 760,50 TL01.07.2011 - 31.12.2011 837,00 TL 715,50 TL01.01.2011 - 30.06.2011 796,50 TL 679,50 TL01.07.2010 - 31.12.2010 760,50 TL 648,00 TL01.01.2010 - 30.06.2010 729,00 TL 621,00 TL01.07.2009 - 31.12.2009 693,00 TL 589,50 TL01.01.2009 - 30.06.2009 666,00 TL 567,00 TL01.07.2008 - 31.12.2008 638,70 YTL 540,60 YTL01.01.2008 - 30.06.2008 608,40 YTL 515,40 YTL01.07.2007 - 31.12.2007 585,00 YTL 491,40 YTL01.01.2007 - 30.06.2007 562,50 YTL 476,70 YTLİSTEĞE BAĞLI SİGORTA PRİMİ ORANIPrim OranıMalûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi % 20Genel sağlık sigortası primi % 12Toplam % 32106BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


İŞSİZLİK ÖDENEĞİ VE SÜRESİGünlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalamabrüt kazancının yüzde kırkıdır.Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre onaltı yaşından büyükişçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemez.İşsizlik Ödeneği Süresi600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere 180 gün900 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere 240 gün1080 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere 300 günsüre ile İşsizlik ödeneği verilir.İşsizlik ödeneği almaya hak kazanılması için gerekli şartlar;-Hizmet akdinin sona erdiği tarihten önceki son 3 yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak prim ödenmiş olması,-İş akdinin feshedildiği tarihten geriye doğru sürekli 120 gün prim ödenmiş olması,-Hizmet akdinin, İşsizlik Sigortası Kanununun 51’inci maddesinde sayılan hallerden birisine dayalı olarak sona ermişolması,-Sigortalı işsizin, İşten Ayrılma Bildirgesi ile birlikte; hizmet akdinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren 30 güniçinde İŞKUR’un ilgili birimine doğrudan veya elektronik ortamda başvurması,• PRATİK BİLGİLERKENDİ ADINA VE HESABINA BAĞIMSIZ ÇALIŞANLARİÇİN PRİM ORANIPrim OranıMalûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi % 20Kısa vadeli sigorta kolları primi % 1 - 6,5Genel sağlık sigortası primi % 12,5Toplam 33,5 – 39SİGORTA PRİMİ VE İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİNE ESAS KAZANÇLARINALT VE ÜST SINIRLARI16 Yaşından Küçüklerİçin16 Yaşından BüyüklerİçinAlt Sınır (Taban)Üst Sınır (Tavan)Günlük Aylık Günlük Aylık Günlük Aylık01.07.2012 - 31.12.2012 26,85 TL 805,50 TL 31,35 TL 940,50 TL 203,78 TL 6.113,25 TL01.01.2012 - 30.06.2012 25,35 TL 760,50 TL 29,55 TL 886,50 TL 192,08 TL 5,762,25 TL01.07.2011 - 31.12.2011 23,85 TL 715,50 TL 27,90 TL 837,00 TL 181,35 TL 5.440,50 TL01.03.2011 - 30.06.2011 22,65 TL 679,50 TL 26,55 TL 796,50 TL 172,58 TL 5.177,40 TL01.01.2011 - 28.02.2011 26,55 TL 796,50 TL 26,55 TL 796,50 TL 172,58 TL 5.177,40 TLSOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİ ORANLARI• Hizmet Akdine Bağlı Çalışan Emekliler İçin (4/a) Prim Oranıİşçi İşveren ToplamSosyal güvenlik destek primi % 7,5 % 22,5 % 30Kısa vadeli sigorta kolları primi - % 1 - 6,5 % 1 - 6,5Toplam % 7,5 % 23,5 - 29 % 31 - 36,5• Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışan Emekliler İçin (4/b) Prim Oranı2008Yılında2009Yılında2010Yılında2011 vesonrasıEmekli Aylığı Üzerinden % 12 % 13 % 14 % 15BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 107


BİLDİRİM SÜRELERİ VE İHBAR TAZMİNATIHizmet Süresi Bildirim Süresi İhbar Tazminatı6 aydan az sürmüş işçi için 2 hafta 2 haftalık ücret6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüş olan işçi için 4 hafta 4 haftalık ücret1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüş işçi için 6 hafta 6 haftalık ücret3 yıldan fazla sürmüş işçi için 8 hafta 8 haftalık ücretİŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİ ORANLARIPrime Esas Aylık Brüt Kazanç Üzerinden İşçi Payı İşveren Payı Devlet Katkı Payı01.01.2002 Tarihinden İtibaren % 1 % 2 % 101.06.2000 - 31.12.2001 Tarihleri arasında % 2 % 3 % 2• PRATİK BİLGİLERKIDEM TAZMİNATI TAVANIDönemiTutar01/07/2012 - 31/12/2012 3,033,98 TL01/01/2012 - 30/06/2012 2,917,27 TL01/07/2011 - 31/12/2011 2,731,85 TL01/01/2011 - 30/06/2011 2.623,23 TL01/07/2010 - 31/12/2010 2.517,01 TL01/01/2010 - 30/06/2010 2.427,04 TL01/07/2009 - 31/12/2009 2.365,16 TL01/01/2009 - 30/06/2009 2.260,04 TL01/07/2008 - 31/12/2008 2.173,18 YTL01/01/2008 - 30/06/2008 2.087,92 YTL01/07/2007 - 31/12/2007 2.030,19 YTL01/01/2007 - 30/06/2007 1.960,69 YTLÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞTIRMA ORANLARIİşyeriİstihdamı Zorunlu Olan Özel KamuÖzürlü işçi % 3 % 4Eski Hükümlü - % 2Mükellef GruplarıSUÇ VE CEZALARBİRİNCİ VE İKİNCİ DERECE USULSÜZLÜK CEZALARIBirinci DereceUsulsüzlükler2011 2012İkinci DereceUsulsüzlüklerBirinciDereceUsulsüzlüklerİkinci DereceUsulsüzlüklerSermaye Şirketleri 96,00 TL 53,00 TL 105,00 TL 58,00 TLSermaye şirketleri dışında kalan birinci sınıftüccar ve serbest meslek erbabı60,00 TL 30,00 TL 66,00 TL 33,00 TLİkinci sınıf tüccarlar 30,00 TL 15,00 TL 33,00 TL 16,00 TLYukarıdakiler dışında kalıp beyanname usulüylegelir vergisine tabi olanlar15,00 TL 8,00 TL 16,00 TL 8,80 TLKazancı basit usulde tespit edilenler 8,00 TL 3,70 TL 8,80 TL 4,00 TLGelir vergisinden muaf esnaf 3,70 TL 2,15 TL 4,00 TL 2,30 TL• Bu cetvel de mükellef grubu: Gelir, Kurumlar Vergilerinden başka, Gider, İstihlak İşletme ve Dış Seyahat HarcamalarıVergilerine ait usulsüzlükler hakkında da esas tutulur.• Emlak Alım, Gayrimenkul Kıymet Artışı, Veraset ve İntikal Vergisi, Taşıt Alım ve Motorlu Taşıtlar Vergilerine aitusulsüzlükler ile Damga Vergisinin, beyanname verilmek suretiyle ödeneceği hallerde beyannamenin süresindeverilmemesine ilişkin usulsüzlükler bu cetvelin mükellef grupları sütununun 3’üncü sırasında göre cezalandırılır.• Emlak vergisine ait usulsüzlükler, bu cetvelin mükellef grupları sütununun 3’üncü sırasına göre cezalandırılır.• Kamu İdare ve müesseseleri ile dernek ve vakıfların yaptıkları usulsüzlükler (Bunların iktisadi işletmelerine aitusulsüzlükler hariç) bu cetvelin mükellef grupları sütununun 3’üncü sırasına göre cezalandırılır.• Yukarıdakiler dışında kalan diğer vergi, resim ve harçlara ait usulsüzlükler bu cetvelin mükellef grupları sütununun4’üncü sırasına göre cezalandırılır.108BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI• Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunun verilmemesi,alınmaması ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması(2011yılında her belge için 180 TL’den az, cezalar toplamı 88.000 TL’den fazla olamaz.)• Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevkirsaliyesi, ve benzeri evrak verilmemesi ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması(2011 yılında her bir tespit için 8.800 TL’nı ve yıllık toplam 88.000 TL’nı aşamaz.)• VUK’un 232’nci maddesinin 1-5.bentlerinde sayılanlar dışında kalan kişilerin fatura,gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, Perakende satış fişi, Ödemekaydedici cihaz fişi ve yolcu taşıma bileti almadıklarının tespitinde• Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilendefterlerin; bulundurulmaması, günü gününe kayıt yapılmaması, yetkililere ibrazedilmemesi ile levha bulundurma mecburiyetine uyulmaması• Belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkinusul ve esaslar ile muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ilişkin kuralve standartlara uyulmaması• Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak işlemlerde kullanılmazorunluluğu getirilen vergi numarasını kullanmaksızın işlem yapanlara,• Belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen veya kısmen yerine getirmeyen matbaaişletmecilerine• 4358 sayılı Kanun uyarınca vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getirenkuruluşlardan yaptıkları işlemlere ilişkin bildirimleri, belirlenen standartlarda ve zamandayerine getirmeyenlere• VUK.’nun127 nci maddenin (d) bendi uyarınca Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisininikazına rağmen durmayan aracın sahibi adına2012% 10180 TL36 TL180 TL4.000 TL220 TL660 TL880 TL660 TL• PRATİK BİLGİLERBİLGİ VERMEKTEN ÇEKİNENLER İLE 256, 257 VE MÜKERRER 257 NCİ MADDE HÜKMÜNE UYMAYANLARA UYGULANACAKÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI1 - Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 1.170 TL2 - İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında 580 TL3 - Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 280 TLözel usulsüzlük cezası kesilir.• Kanuni Süserinden Sonra Elektronik Ortamda Verilen Beyannameler İçin Ceza Uygulaması;Beyannamenin kanuni verilme süresinin sonundan başlayarakİlk 30 GünİçindeVerilmesiİkinci 30Gün İçindeVerilmesiSonrasıVerilmesi-Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 117 TL 234 TL 1.170 TL-İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespitedilenler hakkında58 TL 116 TL 580 TL-Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında 28 TL 56 TL 280 TLözel usulsüzlük cezası kesilir.• Kanuni Süresinden Sonra Düzeltme Amacıyla Elektronik Ortamda Verilen Bildirim ve Formlar İçin Ceza Uygulaması;Bildirim veya formun düzeltme amacıyla kanuni verilme süresininsonundan başlayarakİlk 10 GünİçindeVerilmesiTakip Eden15 Gün İçindeVerilmesiSonrasıVerilmesi-Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında Ceza yok 234 TL 1.170 TL-İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespitedilenler hakkındaCeza yok 116 TL 580 TL-Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında Ceza yok 56 TL 280 TLözel usulsüzlük cezası kesilir.BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 109


İDARİ PARA CEZALARI(4857 Sayılı İş Kanunu)Fiil Ceza 2012Mad. Mad. Ceza Uygulanan Fiil Ceza Tutarı• PRATİK BİLGİLER3 98İşyerinin Açılmasını, Devir alınmasını, Çalışma Konusunun Kısmen veyaTamamen Değiştirilmesini, Kapatılmasını Bir Ay İçinde Bölge MüdürlüğüneBildirmemek✓Bildirme yükümlülüğüne aykırı davranan işveren veya işveren vekilineçalıştırılan her işçi için134 TL.✓Ağır ve tehlikeli iş kapsamındaki işyerlerinde bildirme yükümlülüğüneaykırı davranan İşveren veya işveren vekiline çalıştırılan her işçi için1.358 TL.✓İşyerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile alt işveren veyavekillerine ayrı ayrı13.591 TL.✓Para cezasının kesinleşmesinden sonra bildirim yükümlülüğüneaykırılığın sürmesi halinde takip eden her ay için aynı miktar cezauygulanır5 99/a İşçilere Eşit Davranma İlkesine Aykırı Davranışta Bulunmak✓ İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 110 TL.7 99/a Geçici İş İlişkisine İlişkin Yükümlülüklere Uymamak✓ İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 110 TL.8 99/bYazılı İş Sözleşmesi Yapılmayan Hallerde İki Ay İçinde Çalışma Koşullarınaİlişkin Belgeyi İşçiye Vermemek✓ İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 110 TL.14 99/b Çağrı Üzerine Çalışma Hükümlerine Aykırı Davranmak✓ İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 110 TL.28 99/cİşten Ayrılan İşçiye Çalışma Belgesi Vermemek, Belgeye Gerçeğe Aykırı BilgiYazmak✓ İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için 110 TL.29 100 Toplu İşçi Çıkarma Hükümlerine Aykırı Olarak İşçi Çıkartmak✓ İşçi çıkaran işveren veya işveren vekiline işten çıkarılan her işçi için 450 TL.30 101 Özürlü ve Eski Hükümlü Çalıştırma Yükümlülüğüne Uymamak✓İşveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her özürlü ve eski hükümlüve çalıştırılmadığı her ay için1.700 TL32 102/aÜcret, Prim, İkramiye Ve Bu Nitelikteki Her Çeşit İstihkakın ZorunluTutulduğu Halde Özel Olarak Açılan Banka Hesabına Ödememek✓İşveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve heray için125 TL.32 102/aÜcret İle Kanundan, TİS’den Veya İş Sözleşmesinden Doğan Ücret ÖdemeleriniSüresi İçinde Kasten Ödememek Veya Eksik Ödemek✓İşveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve heray için125 TL.37 102/b Ücret Hesap Pusulası Düzenlememek✓Ücrete ilişkin hesap pusulası düzenlemeyen işveren veya işverenvekiline450 TL.38 102/bYasaya Aykırı Ücret Kesme Cezası Vermek Veya Kesintinin Sebep ve HesabınıBildirmemek✓Yasaya aykırı ücret kesme cezası veren veya yaptığı kesintinin sebebinive hesabını bildirmeyen işveren veya işveren vekiline450 TL.39 102/aAsgari Ücret Ödememek veya Eksik Ödemek, Ücret, Prim, İkramiye ve BuNitelikteki Her Çeşit İstihkakı Zorunlu Tutulduğu Halde Özel Olarak AçılanBanka Hesabına Ödememek✓İşveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve heray için125 TL.41 102/cFazla Çalışma Ücretini Ödememek, İşçiye Hak Ettiği Serbest Zamanı Altı Ayİçinde Kullandırmamak Veya İşçinin Onayını Almadan Fazla Çalışma Yaptırmak✓ İşveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için 220 TL.52 102/b Yüzde İle İlgili Belgeyi Temsilciye Vermemek.Yüzde usulü uygulanan işyerlerinde her hesap pusulasının genel✓ toplamını gösteren belgeyi işçilerin seçtiği temsilciye vermeyen450 TL.işveren veya işveren vekiline56 103 Yıllık Ücretli İzni Yasaya Aykırı Şekilde Bölmek✓Yıllık ücretli izni yasaya aykırı bölen işveren veya işveren vekiline budurumda olan her işçi için220 TL.110BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


57 103 Yıllık İzin Ücretini Yasaya Aykırı Şekilde Ödemek Veya Eksik Ödemek✓Yıllık izin ücretini yasada belirtilen usule aykırı olarak ödeyen veyaeksik ödeyen işveren vekiline bu durumda olan her işçi için59 103Sözleşmesi Herhangi Bir Nedenle Sona Eren İşçiye Hak Kazanıp daKullanmadığı Yıllık İzin Sürelerine Ait Ücreti Ödememek✓İş sözleşmesinin sona ermesinde işçiye kullanmadığı iznin ücretiniödemeyen işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için60 103Yıllık İzin Yönetmeliğinin Esas ve Usullerine Aykırı Olarak İzniKullandırmamak Veya Eksik KullandırmakYıllık ücretli izinleri yönetmelik hükümlerine uygun kullandırmayan✓ veya eksik kullandıran işveren veya işveren vekiline bu durumda olanher işçi için63 104 Çalışma Sürelerine ve Buna İlişkin Yönetmelik Hükümlerine Uymamak✓Yönetmelikle belirlenen çalışma sürelerine aykırı olarak işçilerinçalıştıran işveren veya işveren vekiline64 104 Telafi Çalışması Usullerine Uymamak✓Telafi çalışması usullerine uymayan işveren veya işveren vekiline budurumda olan her işçi için68 104 Ara Dinlenmesini Yasa Hükümlerine Göre Uygulamamak✓Ara dinlenmelerini yasa hükümlerine göre uygulamayan işveren veyaişveren vekiline69 104İşçileri Geceleri 7,5 Saatten Fazla Çalıştırmak, Gece ve Gündüz PostalarınıDeğiştirmemek✓Gece süresi ve gece çalışmaları konusunda kanun hükümlerine uymayanişveren veya işveren vekiline71 104 Çalıştırma Yaşı ve Çocukları Çalıştırma Yasağına Aykırı Davranmak✓Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağına aykırı davranan işverenveya işveren vekiline72 104 Yer ve Sualtında Çalıştırma Yasağına Uymamak✓Yer ve su altında onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştakikadınları çalıştıran işveren veya işveren vekiline73 104Çocuk ve Genç İşçileri Gece Çalıştırmak Veya İlgili Yönetmelik HükümlerineAykırı Hareket Etmek220 TL.220 TL.220 TL.1.200 TL220 TL.1.200 TL.1.200 TL.1.200 TL.1.200 TL.• PRATİK BİLGİLER✓Sanayie ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerigece çalıştıran, kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkinyönetmelik hükümlerine uymayan işveren veya işveren vekiline1.200 TL.74 104Doğum Öncesi - Sonrası Sürelerde Kadın İşçiyi Çalıştırmak, Ücretsiz İzin VeyaSüt İzni Vermemek✓Yasa hükmüne aykırı olarak doğum öncesi ve sonrası kadın işçiyiçalıştıran ücretsiz izin veya süt iznini vermeyen işveren veya vekiline1.200 TL.75 104 İşçi Özlük Dosyasını Düzenlememek✓ İşçi özlük dosyasını düzenlemeyen işveren veya işveren vekiline 1.200 TL.76 104 Çalışma Sürelerine İlişkin Yönetmelik Hükümlerine Uymamak✓Çalışma sürelerine ilişkin yönetmelik hükümlerine uymayan işverenveya işveren vekiline1.200 TL.77 105/c İş Sağlığı ve Güvenliği Hükümlerine Aykırı Davranmak✓İş sağlığı ve güvenliği hükümlerine aykırı davranan işveren veya işverenvekiline1.250 TL.78 105/a İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliklerindeki Hükümlerine Uymamak✓Yönetmeliklerdeki hükümlere uymayan işveren veya işveren vekilinealınmayan her iş sağlığı ve güvenliği önlemi için250 TL.✓ Alınmayan önlemler için izleyen her ay aynı miktar78 105/cİşletme Belgesi Almadan İşyeri Açmak Veya Belgelendirilmesi Gereken İşlerVeya Ürünler İçin Belge Almamak✓İşletme belgesi almadan işyeri açan veya belgelendirilmesi gerekenişler veya ürünler için belge almayan işveren veya işveren vekillerine1.250 TL.79 105/cFaaliyeti Durdurulan İşi İzin Almadan Devam Ettirmek, Kapatılan İşyeriniİzinsiz AçmakFaaliyeti durdurulan işi izin almadan devam ettiren veya kapatılan✓işyerini izinsiz açan işveren veya işveren vekiline1.250 TL.BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 111


• PRATİK BİLGİLER80 105/cİş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının Kurulması ve Çalıştırılması İle İlgiliHükümlere Aykırı Davranmak, Kurullarca Alınan Kararları Uygulamamakİş sağlığı ve güvenliği kurullarının kurulması ve çalıştırılması ile ilgili✓ hükümlere aykırı davranan, iş sağlığı ve güvenliği kurullarınca alınan1.250 TL.kararları uygulamayan işveren veya işveren vekiline81 105/c İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri İle İlgili Yükümlülükleri Yerine Getirmemekİşyeri sağlık ve güvenlik birimi oluşturma, işyeri hekimi ve diğer sağlık✓personeli görevlendirme ve sanayiden sayılan işlerde iş güvenliğiuzmanı görevlendirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen İşveren veya1.250 TL.işveren vekillerine85 105/d Ağır ve Tehlikeli İşlerde Mesleki Eğitim Almamış İşçi Çalıştırmak✓Ağır ve tehlikeli işlerde mesleki eğitim almamış işçi çalıştıran işverenveya işveren vekiline her işçi için550 TL.85 105/dAğır ve Tehlikeli İşlerde 16 Yaşından Küçükleri Çalıştırmak Veya YönetmelikteGösterilen Yaş Kayıtlarına Aykırı İşçi ÇalıştırmakAğır ve tehlikeli işlerde küçükleri veya yönetmelikte gösterilen yaş✓ kayıtlarına aykırı işçi çalıştıran işveren veya işveren vekiline her işçi1.250 TL.için86 105/b Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalışanlar İçin Sağlık Raporu Almamak✓Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan işçilere doktor raporu almayan işverenveya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için250 TL.87 105/b 18 Yaşından Küçük İşçiler İçin Sağlık Raporu Almamak✓18 yaşından küçük işçiler için doktor raporu almayan işveren veyaişveren vekiline bu durumdaki her çocuk için250 TL.88 105/c Gebe ve Emzikli Kadınlar Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine Uymamak✓Gebe ve emzikli kadınlar hakkındaki yönetmeliklerde gösterilenşartlara ve usullere uymayan İşveren veya işveren vekillerine1.250 TL.89 105/c İş Kanununa Göre Çıkartılan Çeşitli Yönetmeliklerine Aykırı Davranmak✓Yönetmeliklerde gösterilen şartlara ve usullere uymayan işveren veyaişveren veya işveren vekillerine1.250 TL.90 106 İş ve İşçi Bulmaya Aracılık Faaliyetini İş-Kur’dan İzin Almadan Yürütmek✓ İş-Kur’dan izin almadan faaliyet gösteren işverene 13.591 TL.92/2 107/aİş Müfettişlerinin Davetine Gelmemek, İfade ve Bilgi VermemekGerekli Olan Belge ve Delilleri Göstermemek Veya Vermemek, GörevleriniYapmaları İçin Gerekli Kolaylığı GöstermemekTeftiş ve denetleme sırasında çağırıldıkları zaman gelmek, ifade ve✓ bilgi vermek, gerekli belge ve delilleri göstermek yükümlülüğünü10.873 TL.yerine getirmeyen işveren veya işveren vekillerine96 107/bİş Müfettişleri tarafından İfade ve Bilgilerine Başvurulan İşçilere İşverenlerceTelkinlerde Veya Kötü Davranışlarda Bulunmakİfade ve bilgilerine başvurulan işçilere gerçeği saklama, değiştirme✓ yönünde telkinde bulunan, ilgili makamlara başvurmaları üzerine kötü10.873 TL.davranan işveren veya işveren vekillerine107/2İş Müfettişlerinin Kanunlardan Doğan Teftiş ve Denetim GörevleriniYapmalarını ve Sonuçlandırmalarını Engellemek✓İş müfettişlerinin teftiş ve denetim görevlerini yapma vesonuçlandırmaya engel olan kimselere10.873 TL.Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmeksuretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 inci ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezalarıise doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından; birden fazla ilde işyerleri bulunan işverenlere uygulanacak idari para cezalarıise işyerlerinin merkezinin bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu il müdürünce verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncımaddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır. (Madde:108)İdari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için VUK mükerrer 298 inci maddesi hükmü uyarıncatespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idari para cezasının hesabında bir Türk Lirasınınküsuru dikkate alınmaz. Bu hüküm nispi nitelikteki idari para cezaları açısından uygulanmaz. (5326 sayılı Kanun Madde:17)112BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


5510 - Madde: 102İDARİ PARA CEZALARI(Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu)Dönem / Ceza TutarıKurumca dayanağı belirtilmek suretiyle; 01-06/2012 07-12/2012• Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin / Genel Sağlık Sigortası Giriş BildirgesininSüresinde Veya Kurumca Belirlenen Şekle ve Usule Uygun Verilmemesi(102/1-a-1)Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ile Genel Sağlık Sigortası Giriş Bildirgesini yasalsüresi içinde ya da kurumca belirlenen şekle ve usule uygun vermeyenler veyakurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlututulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında her bir sigortalı içinasgari ücret ................................................................................ 886,50 TL 940,50 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin / Genel Sağlık Sigortası Giriş BildirgesininYasal Süresi Geçtikten Sonra İlgililerce Kendiliğinden 30 Gün İçindeVerilmesi (102/2) *Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmişmemurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetimelemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetimve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinadendüzenlenenler hariç olmak üzere, Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin / Genel SağlıkSigortası Bildirgesinin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligattarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde her birsigortalı için ............................................................................... 221,63 TL 235,13 TL• PRATİK BİLGİLERtutarında idari para cezası uygulanır. * (26.01.2012 tarihinden geçerli olmaküzere)•Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin Verilmediğinin Kurumca Tespit Edilmesi(102/1-a-2)Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi’nin verilmediğinin, mahkeme kararından veyakurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden yada diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarının kendi mevzuatları gereğinceyapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden veya bankalar, dönersermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardanalınan bilgi ve belgelerden anlaşılması halinde bildirgeyi vermekle yükümlüolanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücretin iki katı ........................ 1.773,00 TL 1.881,00 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin Verilmemesi Fiilinin Bir Yıl İçerisindeYeniden Tekrarlanması (102/1-a-3)İşyeri esas alınmak suretiyle Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin verilmediğineilişkin; mahkemenin karar tarihinden, kurumun denetim ve kontrolle görevlimemurlarının tespit tarihinden, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetimelemanlarının rapor tarihinden, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamuidareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi veyabelgelerin kuruma intikal tarihinden itibaren bir yıl içinde yukarıdaki sayılan(102/a-2) durumlardan biriyle tekrar bildirge verilmediğinin anlaşılmasıhalinde, bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında bu defa her bir sigortalıiçin asgari ücretin beş katı..............................................................tutarında idari para cezası uygulanır.4.432,50 TL 4.702,50 TL• İşyeri Bildirgesinin Süresinde Veya Kurumca Belirlenen Şekle ve UsuleUygun Verilmemesi (102/1-b)İşyeri Bildirgesini yasal süresi içinde ya da kurumca belirlenen şekle ve usuleuygun vermeyenler veya kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamdagöndermekle zorunlu tutulduğu halde, anılan ortamda göndermeyen;Kamu idareleri ile bilânço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar içinasgari ücretin üç katı .................................................................... 2.659,50 TL 2.821,50 TLDiğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgari ücretin iki katı ................. 1.773,00 TL 1.881,00 TLDefter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgari ücret ...................... 886,50 TL 940,50 TLtutarında idari para cezası uygulanır.BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 113


• PRATİK BİLGİLER• İşyeri Bildirgesinin Yasal Süresi Geçtikten Sonra İlgililerce Kendiliğinden30 Gün İçinde Verilmesi (102/2) *Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmişmemurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetimelemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetimve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinadendüzenlenenler hariç olmak üzere, işyeri bildirgesinin yasal süresi geçtiktensonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezalarınilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içindeödenmesi halinde;Kamu idareleri ile bilânço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için..... 664,88 TL 705,38 TLDiğer defterleri tutmak zorunda olanlar için ........................................ 443,25 TL 470,25 TLDefter tutmakla yükümlü olmayanlar için ............................................ 221,63 TL 221,63 TLtutarında idari para cezası uygulanır. * (26.01.2012 tarihinden itibaren geçerliolmak üzere)• Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Süresinde Veya Kurumca BelirlenenŞekle ve Usule Uygun Verilmemesi (102/1-c-1,2)Asıl veya ek Aylık Prim ve Hizmet Belgesini belirlenen süre içinde ya da kurumcabelirlenen şekilde ve usulde vermeyenlere veya kurumca internet, elektronikveya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamdagöndermeyenlere her bir fiil için;Belgenin asıl olması halinde aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıylabelgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin beşte biri .............. 177,30 TL 188,10 TLBelgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıylaher bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizdebiri .......................................................................................... 110,81 TL 117,56 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Sigortalıların Otuz Günden Az Çalıştığını Gösteren Bilgi ve BelgelerinSüresinde Verilmemesi, Verilen Belgelerin Kurumca Geçerli Sayılmaması,Ek Belgenin Kurumca Resen Düzenlenmesi (102/1-c-3)Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim vehizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde kuruma verilmemesi veya verilen bilgive belgelerin kurumca geçerli sayılmaması ek belgenin kurumca re’sen düzenlenmesidurumunda, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlısigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin yarısı................................................ 443,25 TL 470,25 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Sigortalılarla İlgili Hizmet Veya Kazançların Bildirilmediğinin Veya EksikBildirildiğinin Kurumca Tespit Edilmesi (102/1-c-4)Belgenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmişmemurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetimelemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetimve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamuidareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden,hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiğianlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olupolmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylıkasgari ücretin iki katı ..................................................................... 1.773,00 TL 1.881,00 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Eksik İşçilik Bildirildiğinin Kurumca Tespit Edilmesi (102/1-d)Kurumun defter ve belge incelemeye yetkili denetim ve kontrollegörevlendirilmiş memurları tarafından veya serbest muhasebeci malîmüşavirler ile yeminli malî müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden,kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik işçilik tutarının mal edildiği her biray için, aylık asgari ücretin iki katı ..................................................... 1.773,00 TL 1.881,00 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• İşyerine Ait Defter Belge Kayıt ve Belgelerin Süresinde İbraz Edilmemesi(102/1-e-1,2,3)İşyeri defter, kayıt ve belgelerini Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeşgün içinde mücbir sebep olmaksızın ibraz etmeyen;Bilânço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretinoniki katı ................................................................................... 10.638,00 TL 11.286,00 TLDiğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı kat .... 5.319,00 TL 5.643,00 TLDefter tutmakla yükümlü değil iseler, asgari ücretin üç katı ......................... 2.659,50 TL 2.821,50 TLtutarında idari para cezası uygulanır.114BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


• Defter Kayıtlarının Geçersiz Sayılması (102/1-e-4)Tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyleverilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünüverilen süre içinde ibraz etmekle birlikte; kanunî tasdik süresi geçtikten sonratasdik ettirilmiş olan defterlerin tasdik tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgiligiderlerin işlenmemiş olduğu tespit edilen defterler, sigorta primleri hesabınaesas tutulan kazançların kesin olarak tespitine imkân vermeyecek şekildeusulsüz veya noksan tutulmuş defterler, herhangi bir ay için sigorta primlerihesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla ilgili ödemelerin(sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o ayındahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde, oaya ait defter kayıtları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin gerçekleştiğiher bir takvim ayı için, aylık asgari ücretin yarısı ................................... 443,25 TL 470,25 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Defterlerin Tasdiksiz Olarak Tutulmuş Olması (102/1-e-4)Kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu haldetasdiksiz tutulmuş olan defterler geçerli sayılmaz ve tutmakla yükümlübulunulan defter türü dikkate alınarak;Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretinoniki katı................................................................................... 10.638,00 TL 11.286,00 TLDiğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı katı..... 5.319,00 TL 5.643,00 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• PRATİK BİLGİLER• Defterlerin Bilanço Esasına Göre Tutulması Gerekirken İşletme HesabıEsasına Göre Tutulması (102/1-e-4)Vergi Usul Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter tutulması gerekirkenişletme hesabı esasına göre tutulmuş defterler geçerli sayılmaz ve tutmaklayükümlü bulunduğu defter türü dikkate alınarak aylık asgari ücretin oniki katı 10.638,00 TL 11.286,00 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Aylık Ücret Tediye Bordrosunun Geçersiz Sayılması (102/1-e-5)İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; işyerininsicil numarası, bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalınınsosyal güvenlik sicil numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti,ödenen ücret tutarı ve ücretin alındığına dair sigortalının imzasının bulunmasızorunludur. Belirtilen unsurlardan herhangi birini ihtiva etmeyen (imza şartıyönünden makbuz mukabilinde veya banka kanalıyla yapılan ödemeler hariç)ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz ve her bir geçersiz ücret tediyebordrosu için aylık asgari ücretin yarısı ............................................... 443,25 TL 470,25 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• İbraz Süresi Geçirildikten Sonra İncelemeye Sunulan Defter ve BelgelerinGeçersiz Sayılması (102/1-e-5)İbraz süresi geçirildikten sonra incelemeye sunulan ve tümünün veya birbölümünün geçersiz olduğu tespit edilen defter ve belgeler yönünden, ayrıcageçersizlik fiilleri için idari para cezası uygulanmaz, sadece tutulan defter türüdikkate alınarak;Bilânço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretinoniki katı…................................................................................. 10.638,00 TL 11.286,00 TLDiğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı katı.... 5.319,00 TL 5.643,00 TLDefter tutmakla yükümlü değil iseler, asgari ücretin üç katı ...................... 2.659,50 TL 2.821,50 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Asgari İşçilik Uygulaması Kapsamında Kamu İdareleri, Döner SermayeliKuruluşlar, Kanunla Kurulan Kurum ve Kuruluşlar İle Bankalardan Kurumcaİstenecek Bilgi ve Belgelerin Süresinde Verilmemesi (102/1-f)Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar kanunla kurulan kurum ve kuruluşlarile bankalar, asgari işçilik uygulamasıyla ilgili kurumca istenilecek bilgi vebelgeleri yazılı olarak en geç bir ay içinde vermeye mecburdur. Söz konusubilgi ve belge verme yükümlülüğünü belirtilen sürede yerine getirmeyenlereaylık asgari ücretin iki katı............................................................... 1.773,00 TL 1.881,00 TLtutarında idari para cezası uygulanır.BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 115


• PRATİK BİLGİLER• İşe Başlama / Bırakma, Vazife Malullüğü ve İhaleli İşlere İlişkin BildirimYükümlülüğünün Kurum ve Kuruluşlarca Süresinde Yerine Getirilmemesi(102/1-g)4/b kapsamında sigortalı sayılanlardan, gelir vergisi mükellefi olanlar ile şahıs şirketlerindenkolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştirakiortaklarının vergi mükellefiyeti işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı geçmemeküzere vergi mükellefinin işe başlama işlemlerinin tekemmül ettirildiği tarihten, sermayeşirketlerinden limited şirket ortakları ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerinkomandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri tarihten,anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kuruluna seçildikleritarihten, gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olduklarıtarihten itibaren onbeş gün içinde, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarınmeslek kuruluşuna kayıtlarının yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde, köy ve mahallemuhtarlarının seçildiklerine ilişkin mazbatalarını ilgili seçim kurulundan aldıkları tarihtenitibaren onbeş gün içinde, kendi mevzuatına göre kayıt veya tescili yapan ilgili kurum,kuruluş, birlikler, vergi daireleri ve Esnaf ve Sanatkâr Sicil Müdürlüğü sigortalı işe girişbildirgesi düzenleyerek Kuruma vermekle yükümlüdür.Sigortalılığı (4/b) sona erenlerin durumları faaliyetin sona erme halinin bildirildiği kuruluşlarveya vergi daireleri tarafından, (Vergi dairelerince vergi mükellefiyetinin sona erdiğine ilişkinyapılacak bildirimlerde bu süre vergi mükellefiyeti terk işleminin tesis tarihinden itibaren ikiayı geçmemek üzere vergi mükellefinin işi bırakma işlemlerinin vergi dairelerince tekemmülettirildiği tarihten başlar.) en geç on gün içinde Kuruma bildirilir.Kamu idareleri vazife malullüğüne (4/c kapsamındaki sigortalılara ilişkin) sebep olan olayı, oyer yetkili kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatına göre yetkili mercilere derhal, kurumada en geç onbeş iş günü içinde bildirmekle yükümlüdür.Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamındakikuruluşlar, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar, ihale yolu ile yaptırdıkları her türlü işleriüstlenenleri ve bunların adreslerini onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.Yukarıda yer alan yükümlülükleri süresinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile tüzelkişilere aylık asgari ücret................................................................................. 886,50 TL 940,50 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• İşe Başlama / Bırakma, Vazife Malullüğü ve İhaleli İşlere İlişkin BildirimYükümlüğünün Kurum ve Kuruluşlarca Yasal Süresi Geçtikten Sonra 30 Günİçinde Yerine Getirilmesi (102/2) *Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmişmemurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetimelemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetimve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinadendüzenlenenler hariç olmak üzere, kurum ve kuruluşlarca bildirimin veyabelgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içindeverilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takipeden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde.............................. 221,63 TL 235,13 TLtutarında idari para cezası uygulanır. * (26.01.2012 tarihinden itibaren geçerliolmak üzere)• Sigortasız Kişilerle İlgili Kamu İdareleri ve Bankaların BildirimYükümlülüğünü Süresinde Yerine Getirmemesi (102/1-g)Kamu idareleri ile bankalar, kurumca sağlanacak elektronik altyapıdanyararlanmak suretiyle, kurumca belirlenecek işlemlerde, işlem yaptığı kişilerinsigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etmek ve sigortasızolduğu tespit edilen kişileri, kuruma bildirmekle yükümlüdürler.Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen kamu idareleri ile bankalarasigortalı başına aylık asgari ücretin onda biri ......................................... 88,65 TL 94,05 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Sigortasız Kişilerle İlgili Bildirim Yükümlülüğünün Kamu İdareleri veBankalarca Yasal Süresi Geçtikten Sonra Kendiliğinden 30 Gün İçinde YerineGetirilmesi (102/2) *Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmişmemurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetimelemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetimve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinadendüzenlenenler hariç olmak üzere, bildirimin veya belgenin yasal süresi geçtiktensonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezalarınilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içindeödenmesi halinde her bir bildirim yükümlülüğü için ............................... 22,16 TL 23,51 TLtutarında idari para cezası uygulanır. * (26.01.2012 tarihinden itibaren geçerliolmak üzere)116BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


• Ticaret Sicil Memurluklarınca ve Yapı Ruhsatı ve Ruhsat Niteliği TaşıyanBilgi ve Belgeleri Vermeye Yetkili Makamlarca Bildirim YükümlülüğününYerine Getirilmemesi (102/1-h)Şirket kuruluşu aşamasında, çalıştıracağı sigortalı sayısını ve bunların işebaşlama tarihini, ticaret sicili memurluklarına bildiren işverenlerin, bubildirimleri Kuruma yapılmış sayılır. Ticaret sicili memurlukları, kendilerineyapılan bu bildirimi en geç on gün içinde Kuruma bildirmek zorundadır.Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuktüzel kişileri, yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyanişlemlerine ilişkin bilgi ve belgeler ile varsa bunların verilmesine esas olanistihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten itibaren bir ay içinde Kurumabildirmekle yükümlüdürler.Ticaret sicil memurlukları, Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkilidiğer kamu ve özel hukuk tüzel kişilerince süresinde yerine getirilmeyen herbir bildirim yükümlülüğü için aylık asgari ücret ..................................... 886,50 TL 940,50 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Ticaret Sicil Memurluklarınca ve Yapı Ruhsatı ve Ruhsat Niteliği TaşıyanBilgi ve Belgeleri Vermeye Yetkili Makamlarca Bildirim YükümlülüğününYasal Süresi Geçtikten Sonra 30 Gün İçinde Yerine Getirilmesi (102/2) *Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmişmemurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetimelemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetimve incelemelere ya da kamu idarelerinden alınan belgelere istinadendüzenlenenler hariç olmak üzere, bildirgenin veya belgenin yasal süresigeçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusucezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15gün içinde ödenmesi halinde, her bir bildirim yükümlülüğü için .................. 221,63 TL 235,13 TLtutarında idari para cezası uygulanır. * (26.01.2012 tarihinden itibaren geçerliolmak üzere)• İnceleme ve Soruşturma Görevlerini Yerine Getiren Kurum ElemanlarınaEngel Olunması (102/1-ı-1)Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının kanununuygulanmasından doğan inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmelerisırasında işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişilergörevlerini yapmasına engel olamazlar; engel olanlar hakkında eylemleri başkabir suç oluştursa dahi, asgari ücretin beş katı ........................................ 4.432,50 TL 4.702,50 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• PRATİK BİLGİLER• İnceleme ve Soruşturmayı Engellenmek Amacıyla Kurum ElemanlarınaCebir ve Tehdit Kullanılması (102/1-ı-2)Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının görevleriniyapmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit kullanan işverenler, sigortalılar,işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler fiil daha ağır bir cezayı gerektirenayrı bir suç teşkil etmediği takdirde Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesininikinci fıkrasına göre cezalandırılır. Bu suçu işleyenler hakkında ayrıca asgariücretin on katı ……..…… 8.865,00 TL 9.405,00 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Bilgi ve Belgelerin Süresinde Verilmemesi (102/1-i)Kanunun 100 maddesi kapsamında Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleribelirlenen süre içinde mücbir sebep olmaksızın vermeyen kamu idareleri,bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ilediğer gerçek ve tüzel kişiler hakkında aylık asgari ücretin beş katı ............... 4.432,50 TL 4.702,50 TLİstenen bilgi ve belgelerin geç verilmesi halinde aylık asgari ücretin iki katı .... 1.773,00 TL 1.881,00 TLtutarında idari para cezası uygulanır.Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındakisigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödemelerinde 100 üncü maddeyeistinaden Kurumca işverenlerden istenilen bildirimlerin;Belirlenen süre içerisinde ve elektronik ortamda yapılmaması halinde sigortalıbaşına aylık asgari ücretin onda biri ................................................... 88,65 TL 94,05 TLHiç yapılmaması halinde ise sigortalı başına aylık asgari ücretin yarısı.. 443,25 TL 470,25 TLtutarında idari para cezası uygulanır.BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 117


• Sigortalılığı Sona Eren 4/a Kapsamındaki Sigortalılara İlişkin Bildirim İle506 Sayılı Kanunun Geçici 20 nci Maddesinde Yer Alan Sandıklara, Sandıkİştirakçiliğinin Başlama ve Sona Ermesine İlişkin Bildirimin SüresindeKuruma Verilmemesi 102/1-j)*• PRATİK BİLGİLERSigortalılığı sona erenlere (4/a kapsamındaki sigortalılar) ilişkin bildirimile 506 sayılı kanunun geçici 20 nci maddesinde yer alan sandıklara, sandıkiştirakçiliğinin başlama ve sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya daKurumca belirlenen şekle ve usule uygun olarak yapmayanlar veya Kurumcainternet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğuhalde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, bir takvim ayında işlenenbu fiillerden dolayı (tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibrazedilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla) herbir sigortalı veya sandık iştirakçisi için asgari ücretin onda biri .................... 88,65 TL 94,05 TLtutarında idari para cezası uygulanır.* (08.03.2012 tarihinden geçerli olmaküzere)(Yapılan değişiklik 08.03.2012 tarihinden önce tahakkuk ettirildiği haldeödenmemiş olan cezalar için de uygulanır, ancak tahsil edilmiş tutarlar red veiade veya mahsup edilmez.)• Sigortalılığı Sona Eren 4/a Kapsamındaki Sigortalılara İlişkin Bildirim ile506 Sayılı Kanunun Geçici 20 nci Maddesinde Yer Alan Sandıklara, Sandıkİştirakçiliğinin Başlama ve Sona Ermesine İlişkin Bildirimin Yasal SüresiGeçtikten Sonra İlgililerce 30 Gün İçinde Verilmesi (102/2)Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarıncayapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendimevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere yada kamu idarelerinden alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmaküzere, bildirimin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 güniçinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihinitakip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde her bir sigortalıveya sandık iştirakçisi için için........................... 22,16 TL 23,51 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Genel Sağlık Sigortalılarının Bakmakla Yükümlü Oldukları Kişilere Ait BilgiGirişlerinin Süresinde Yapılmaması Veya Bakmakla Yükümlü Olunan KişiOlmayanlara Ait Bilgi Girişi Yapılması (102/1-k)Genel sağlık sigortalılarının bakmakla yükümlü oldukları kişilere ait bilgigirişlerini süresinde yapmayan, bakmakla yükümlü olunan kişi olmayanlaraait bilgi girişi yapan kamu idarelerine, işverenlere ve bu Kanunun 4 üncümaddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi sigortalılara asgari ücretin yarısı.. 443,25 TL 470,25 TLtutarında idari para cezası uygulanır.• Bildirim ve Kontrol Yükümlülüklerinin Yerine Getirilmemesi (102/1-l)Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleriile 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve TurizmBakanlığınca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birdenfazla kişi tarafından çalıştırılanlar ile çalışanların üye olduğu meslek odası,birlik veya benzeri kuruluşlarca bildirim ve kontrol yükümlülüklerinin yerinegetirilmemesi halinde her bir fiil için asgari ücret …………….…..…………………. 886,50 TL 940,50 TLtutarında idari para cezası uygulanır.4 İdari para cezası uygulanmasında sanayi kesiminde çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için fiilin oluştuğu tarihteuygulanan asgari ücret esas alınır.4 İdarî para cezası uygulanması İşyeri Bildirgesi, Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ve Aylık Prim ve Hizmet belgelerininkuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.4 İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya daKurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazıreddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler.Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.4 İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibarenonbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargıyoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha öncetahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.4 Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş güniçinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıile birlikte tahsil edilir.4 İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.118BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012


DİĞERARAÇ MUAYENE ÜCRETLERİOtobüs, kamyon, çekici ve tankerOtomobil, Minübüs, kamyonet, özel amaçlı taşıt, arazi taşıtı, römork, yarı römorkTraktör (römorklu ve römorksuz), motosiklet, motorlu bisiklet199,42 TL148,68 TL76,70 TLKARŞILIKSIZ ÇIKAN ÇEKLERDE MUHATAP BANKALARINÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ(31.01.2012 tarihinden geçerli olmak üzere)Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,-Çek bedeli yediyüzyirmibeş Türk Lirası veya üzerinde ise ................................................................................ 725,00-Çek bedeli yediyüzyirmibeş Türk Lirasının altında ise çek bedelini,b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,-Çek bedeli yediyüzyirmibeş Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı yediyüzyirmibeş Türk Lirasınatamamlayacak bir miktarı,-Çek bedeli yediyüzyirmibeş Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak yediyüzyirmibeşTürk Lirasını,ödemekle yükümlüdür.Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredisözleşmesi hükmündedir.• PRATİK BİLGİLER20.10.2010 tarihinden önce yayımlanan Tebliğlere göre bastırılan çeklerden ötürü muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmamasıhalinde her çek yaprağı için altıyüz Türk Lirasına kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için altıyüz Türk Lirasınatamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür.TOPTAN EŞYA FİYATLARI GENEL ENDEKSİ (TEFE) (1994=100)YIL OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK2012 14729,94 14716,29 14716,45 14781,66 14859,96 14637,99 14592,02 14629,37 14780,222011 13254,42 13482,86 13647,36 13730,69 13751,52 13752,24 13748,65 13990,74 14206,97 14434,69 14528,08 14673,912010 11962,11 12161,10 12397,44 12689,09 12543,26 12480,04 12460,64 12604,31 12668,24 12821,25 12781,02 12948,402009 11253,10 11384,56 11417,60 11491,59 11485,84 11594,31 11512,42 11560,55 11631,67 11664,71 11815,57 11893,152008 10429,14 10696,37 11035,44 11531,83 11776,07 11814,14 11961,40 11681,96 11577,08 11643,17 11639,58 11227,242007 9797,71 9890,38 9986,64 10066,38 10105,89 10095,11 10101,58 10187,78 10291,22 10277,57 10369,52 10385,322006 8957,94 8980,93 9003,20 9177,76 9432,06 9811,35 9896,12 9822,13 9799,14 9843,68 9814,95 9802,742005 8328,42 8326,55 8503,6 8675,43 8647,64 8677,15 8655,06 8804,91 8950,24 9009,11 8805,20 8785,742004 7576,5 7700,6 7862,2 8070,5 8067,8 7982,7 7861,6 7923,5 8069,7 8330,1 8392,7 8403,82003 6840,7 7055,7 7281,8 7410,0 7364 7222,2 7183,5 7169,4 7173,3 7213,4 7336,2 7382,12002 5157,4 5289,5 5387,9 5485,5 5508,4 5572 5720,7 5842,8 6024,6 6213,3 6314,3 6478,82001 2686,8 2757,6 3035 3470,8 3689,6 3795,6 3920,6 4059,5 4276,7 4564,5 4755,5 4951,72000 2094 2179,3 2246,8 2300,5 2339,5 2346,4 2370,5 2393 2448,3 2516,7 2577,2 26261999 1258,6 1301 1352,9 1424,4 1469,9 1496,5 1556 1606,8 1700,8 1780,1 1852,7 1979,51998 839,10 877,40 912,70 949,30 980,20 995,50 1020,70 1045,30 1101,20 1146,80 1185,70 1215,101997 435,80 462,80 490,70 517,90 544,80 563,40 593,10 624,60 663,70 708,00 747,60 787,701996 244,80 259,10 277,30 299,70 312,10 320,60 328,20 340,60 358,00 377,60 396,90 412,501995 148,50 159,00 167,80 176,40 179,70 182,00 186,10 190,30 199,10 206,50 213,80 223,1001.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere vergi kanunlarında yer alan "toptan eşya fiyatları genel endeksi" ibaresi"üretici fiyatları genel endeksi" ve "TEFE" ibaresi "ÜFE" olarak uygulanır. (VUK. Mük. Madde: 298)TÜKETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ (TÜFE) (2003 = 100)EndeksYIL OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİR. TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK2012 201,98 203,12 203,96 207,05 206,61 204,76 204,29 205,43 207,552011 182,60 183,93 184,70 186,30 190,81 188,08 187,31 188,67 190,09 196,31 199,70 200,852010 174,07 176,59 177,62 178,68 178,04 177,04 176,19 176,90 179,07 182,35 182,40 181,852009 160,90 160,35 162,12 162,15 163,19 163,37 163,78 163,29 163,93 167,88 170,01 170,912008 146,94 148,84 150,27 152,79 155,07 154,51 155,40 155,02 155,72 159,77 161,10 160,442007 135,84 136,42 137,67 139,33 140,03 139,69 138,67 138,70 140,13 142,67 145,45 145,772006 123,57 123,84 124,18 125,84 128,20 128,63 129,72 129,15 130,81 132,47 134,18 134,492005 114,49 114,51 114,81 115,63 116,69 116,81 116,14 117,13 118,33 120,45 122,14 122,652004 104,81 105,35 106,36 106,89 107,35 107,21 107,72 108,54 109,57 112,03 113,50 113,862003 94,77 96,23 98,12 99,09 100,04 100,12 99,93 100,09 101,44 102,38 103,68 104,12BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012 119


ÜRETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI(ÜFE) (2003 = 100)• PRATİK BİLGİLEREndeksAylık Değişim %Bir Önceki Yılın Aralık AyınaGöre Değişim %Yıllık Değişim (Bir ÖncekiYılın Aynı Ayına GöreDeğişim) %Oniki Aylık OrtalamalaraGöre Değişim %YIL OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK2012 205,05 204,86 205,60 205,77 206,86 203,77 203,13 203,65 205,752011 184,51 187,69 189,98 191,14 191,43 191,44 191,39 194,76 197,77 200,94 202,24 204,272010 166,52 169,29 172,58 176,64 174,61 173,73 173,46 175,46 176,35 178,48 177,92 180,252009 156,65 158,48 158,94 159,97 159,89 161,40 160,26 160,93 161,92 162,38 164,48 165,562008 145,18 148,90 153,62 160,53 163,93 164,46 166,51 162,62 161,16 162,08 162,03 156,292007 136,39 137,68 139,02 140,13 140,68 140,53 140,62 141,82 143,26 143,07 144,35 144,572006 124,70 125,02 125,33 127,76 131,30 136,58 137,76 136,73 136,41 137,03 136,63 136,462005 118,64 118,77 120,27 121,72 121,96 121,38 120,48 121,73 122,68 123,52 122,35 122,302004 107,17 107,40 108,03 110,49 115,50 116,43 115,56 116,69 117,53 120,43 120,43 119,132003 96,99 99,12 100,84 100,02 99,04 98,80 99,16 99,70 99,61 100,66 102,80 103,28YIL OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK2012 0,38 -0,09 0,36 0,08 0,53 -1,49 -0,31 0,26 1,032011 2,36 1,72 1,22 0,61 0,15 0,01 -0,03 1,76 1,55 1,60 0,65 1,002010 0,58 1,66 1,94 2,35 -1,15 -0,50 -0,16 1,15 0,51 1,21 -0,31 1,312009 0,23 1,17 0,29 0,65 -0,05 0,94 -0,71 0,42 0,62 0,28 1,29 0,662008 0,42 2,56 3,17 4,50 2,12 0,32 1,25 -2,34 -0,90 0,57 -0,03 -3,542007 -0,05 0,95 0,97 0,80 0,39 -0,11 0,06 0,85 1,02 -0,13 0,89 0,152006 1,96 0,26 0,25 1,94 2,77 4,02 0,86 -0,75 -0,23 0,45 -0,29 -0,122005 -0,41 0,11 1,26 1,21 0,20 -0,48 -0,74 1,04 0,78 0,68 -0,95 -0,042004 3,77 0,21 0,59 2,27 4,54 0,80 -0,74 0,97 0,72 2,47 0,00 -1,082003 2,20 1,73 -0,82 -0,98 -0,24 0,36 0,54 -0,09 1,06 2,12 0,47YIL OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK2012 0,38 0,29 0,65 0,73 1,27 -0,24 -0,56 -0,30 0,722011 2,36 4,13 5,40 6,04 6,20 6,21 6,18 8,05 9,72 11,48 12,20 13,332010 0,58 2,25 4,24 6,69 5,47 4,93 4,77 5,98 6,52 7,80 7,47 8,872009 0,23 1,40 1,70 2,35 2,30 3,27 2,54 2,97 3,60 3,90 5,24 5,932008 0,42 3,00 6,26 11,04 13,39 13,76 15,18 12,49 11,48 12,11 12,08 8,112007 -0,05 0,89 1,88 2,69 3,09 2,98 3,05 3,93 4,98 4,84 5,78 5,942006 1,96 2,22 2,48 4,46 7,36 11,68 12,64 11,80 11,54 12,04 11,72 11,582005 -0,41 -0,30 0,96 2,18 2,38 1,89 1,14 2,18 2,98 3,69 2,71 2,662004 3,77 3,99 4,60 6,98 11,84 12,73 11,89 12,99 13,80 16,60 16,60 15,352003YIL OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK2012 11,13 9,15 8,22 7,65 8,06 6,44 6,13 4,56 4,032011 10,80 10,87 10,08 8,21 9,63 10,19 10,34 11,00 12,15 12,58 13,67 13,332010 6,30 6,82 8,58 10,42 9,21 7,64 8,24 9,03 8,91 9,92 8,17 8,872009 7,90 6,43 3,46 -0,35 -2,46 -1,86 -3,75 -1,04 0,47 0,19 1,51 5,932008 6,44 8,15 10,50 14,56 16,53 17,03 18,41 14,67 12,49 13,29 12,25 8,112007 9,37 10,13 10,92 9,68 7,14 2,89 2,08 3,72 5,02 4,41 5,65 5,942006 5,11 5,26 4,21 4,96 7,66 12,52 14,34 12,32 11,19 10,94 11,67 11,582005 10,70 10,58 11,33 10,17 5,59 4,25 4,26 4,32 4,38 2,57 1,60 2,662004 10,50 8,36 7,13 10,47 16,62 17,84 16,54 17,04 17,99 19,63 17,15 15,352003YIL OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMM. AĞUS. EYLÜL EKİM KASIM ARALIK2012 11,11 10,96 10,79 10,72 10,57 10,24 9,88 9,33 8,652011 8,89 9,23 9,36 9,17 9,21 9,42 9,59 9,76 10,03 10,26 10,72 11,092010 1,14 1,20 1,63 2,52 3,50 4,30 5,33 6,18 6,89 7,71 8,27 8,522009 12,81 12,63 11,99 10,65 8,96 7,34 5,47 4,19 3,22 2,20 1,37 1,232008 6,08 5,94 5,95 6,39 7,20 8,39 9,76 10,68 11,29 12,03 12,56 12,722007 9,68 10,08 10,63 11,01 10,95 10,09 9,03 8,29 7,77 7,23 6,75 6,312006 5,45 5,04 4,49 4,09 4,27 4,97 5,82 6,49 7,06 7,76 8,60 9,342005 14,55 14,70 15,03 14,96 13,97 12,78 11,72 10,65 9,54 8,16 6,89 5,892004 14,572003120BÜLTEN • TEMMUZ-AĞUSTOS 2012

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!