13.07.2015 Views

tüketicilerin işlenmiş gıda ürünlerinde kalite - Tarımsal Ekonomik ...

tüketicilerin işlenmiş gıda ürünlerinde kalite - Tarımsal Ekonomik ...

tüketicilerin işlenmiş gıda ürünlerinde kalite - Tarımsal Ekonomik ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

4. BULGULAR VE TARTIŞMABu bölümde beslenme ve beslenmeden kaynaklanan tehlikeler ve bölgeler arasında görülenfarklılıklar, <strong>gıda</strong> <strong>kalite</strong> güvenlik sistemleri incelenmiştir. Ayrıca, Türkiye, AB ve ABD’deuygulanan <strong>gıda</strong> yasaları ve bu yasaları uygulamada görevli kurumlar verilmiştir. Son olarakTürkiye’de <strong>gıda</strong> tüketimi ve üretimi genel hatları ile verilmiş ve araştırma alanında ankete katılanailelerin <strong>gıda</strong> tüketim yapıları, beslenme alışkanlıkları ve <strong>gıda</strong> ürünleri satın alımında etkilideğişkenler hesaplanmıştır. Tüketicilerin <strong>gıda</strong> ürünleri satın alma kararında etkili ürün özellik setibelirlenmiştir.4.1.Beslenme ve Kalite Güvenlik Sistemleri4.1.1.Beslenmeİnsan ihtiyaçları önceliklerine göre psikolog Abraham H. Maslow tarafındangruplandırılmış ve ihtiyaçların bir hiyerarşi içinde olduğu ileri sürülmüştür. Bu hiyerarşiye göre ilksırayı yeme, içme, uyku gibi fizyolojik ihtiyaçlar almaktadır. Maslow’un motivasyon teorisi olarakanılan bu sıralamaya göre; ihtiyaçlar en çok acı verenden en az acı verene doğru sıralanmıştır.Kişilerin yaşamlarını sürdürmesi için gerekli fizyolojik ihtiyaçları karşılamadan ün, estetik gibiihtiyaçları talep etmesi beklenemez. Bu gerçekler göz önüne alındığında teori genel olarakbenimsenebilir. Fakat, kişilerin bir çok ihtiyacı aynı anda istemesi ve bu ihtiyaçları karşılıyorolabilmesi, farklı güdülerin aynı davranışa; aynı güdülerin de farklı kişilerde farklı davranışlaraneden olması teorinin istisnalarını ortaya koymaktadır (Mucuk, 1997). İstisnalarla birliktemotivasyon teorisi tüketici davranışları ile ilgilenenlere, tüketiciyi harekete geçiren güçlerianlamasında yardımcı olmaktadır.Buna göre, tüketici araştırmalarında yardımcı olacak en önemli ve temel aşamabeslenmenin içinde olduğu fizyolojik ihtiyacı anlamak olacaktır. İnsan ihtiyaçlarının başında gelenbeslenme, büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşamak için gerekli olan öğelerinalınması ve vücutta kullanılması olarak tanımlanabilir (Baysal, 1995).Beslenme, toplumların ekonomik, sosyal ve kültürel yapılarına bağlıdır. Bu nedenlebeslenme alışkanlıkları zamanla değişiklikler gösterebilmektedir. Gelir artışına bağlı olarakkişilerin tüketim alışkanlıkları da değişebilmektedir. Düşük gelir düzeyinde olan kişiler fiyata karşıduyarlılıkları yüksek olduğu için besin değerinden çok doyuruculuğu yüksek ürünleri tercih etmeeğilimindedir. Gelir düzeyi artışı ile birlikte geleneksel <strong>gıda</strong>ların yerini sağlık, çeşitlilik, kolaylık,<strong>kalite</strong> kriterlerine sahip <strong>gıda</strong>larla birlikte organik ürünler almaktadır. Sosyal ve kültürel değişimlerde beslenme düzeyini önemli düzeyde etkilemektedir. Eğitim düzeyinin artması, annenin çalışmahayatından giderek artan oranda pay alması, ulusal pazar sınırlarının kalkması, iletişimolanaklarının artması, perakendeciliğin gelişmesi ve ulaşım olanaklarının artması toplumların <strong>gıda</strong>ürünleri tüketimini değiştirebilmektedir.Ayrıca kimya ve fizyolojide kaydedilen gelişmelerle besin maddelerinin tek bir öğedenoluşmadığı ve tüm öğelerin (protein, karbonhidrat, yağ, vitaminler, mineral maddeler) insan sağlığıüzerinde önemli etkileri olduğu ortaya konmuştur. Doğru ve dengeli beslenmenin zihinsel gelişimeve iş verimine olumlu etkileri, yaşama ümidini yükseltmesi, sağlık riskini azaltması gerçeği iletüketici ve üreticileri bu yönde değişime sürüklemiştir. Tüketicilerde giderek daha fazla tüketmefikrinin yerini doğru ve dengeli tüketme almıştır.Annenin gebelik döneminde dengeli beslenmesi, bebek ve çocukların yeterli <strong>gıda</strong>yı almasıbebek ve çocuk ölümlerini ve bedensel özürleri de azaltmaktadır. 0-3 yaş arasında dengeli beslenençocuklar arasında zeka geriliği yetersiz beslenenlere oranla daha düşük görülmektedir. Yeterli vedoğru beslenme vücudu hastalıklara karşı dirençli kılmaktadır. Aynı zamanda epidemiolojik veklinik araştırmalar kroner kalp hastalıkları, serbrovaskiler hastalıklar, dolaşım sistemi hastalıkları,kanser türleri, sindirim sistemi hastalıkları, şeker hastalığı, diş çürümeleri, şişmanlık (obesite),guatr, çeşitli kemik ve eklem hastalıkları oluşmasında beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçimininetkili olduğunu ortaya koymuştur. Beslenmenin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri son 30 yıldaanlaşılabilmiş ve diyetin hastalık riskindeki rolünü destekleyen çalışmalarla kamuoyuaydınlatılmıştır. Gelişmiş ülkelerde erken yetişkin ölümlerinin en yaygın sebebi olankardiyovasküler hastalıklar ve kanserlerin gelişiminde beslenmenin önemli rolü olduğusaptanmıştır. Doymuş yağların aşırı alımı ve yüksek kolesterol kroner kalp hastalık riskini;23

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!