13.07.2015 Views

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ - Tarımsal Ekonomik Araştırma Enstitüsü

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ - Tarımsal Ekonomik Araştırma Enstitüsü

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ - Tarımsal Ekonomik Araştırma Enstitüsü

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Türkiye’de süt sektöründe pazarlama açısından karşılaşılan en büyük sorun, sütün toplanmasıdır.Sütün uygun sıcaklıkta ve uygun kaplarla taşınmaması kalitesini düşürürken işleme maliyetleriniyükseltmektedir. AB yönetmeliklerine göre arzu edilen hijyenik kaliteye Türkiye’deki çiğ sütünancak %2.0’sinin erişebildiği, bunun Macaristan’da %80.0, Çek Cumhuriyetin’de %95.0 veAlmanya’da %99.0 olduğu bildirilmektedir (Martin, 1999).Çiğ süt pazarlamasında en önemli sorunlardan bir tanesi de fiyat oluşumudur. Genellikle çiğ sütfiyatları maliyetlerden daha düşüktür. Batı bölgelerinde fiyatlar, kooperatif birliklerinin yaptığıihalelerde süt sanayicilerinin teklif vermesi yoluyla belirlenirken, Doğu bölgelerinde özellikle dahaküçük ölçekli sanayici ve mandıraların pazarlık usulü belirlediği fiyatlar geçerlidir.Süt pazarlamasında incelenmesi gereken bir başka konu ise pazarlama marjıdır. Türkiye’de sütsektöründe üretici marjının düşük, pazarlama marjının ise yüksek olduğu bilinmektedir. Yapılan birçalışmada (Arıkan, 1985), Türkiye’de yüksek fiyatlardan genellikle üreticilerin daha az ve yavaşşekilde yararlandıkları, aracıların ise yüksek marj sağladıkları bildirilmektedir.2.1.4. Sütün Dış Ticaretteki Yeri ve ÖnemiCanlı hayvan ve hayvansal ürünlerle ilgili ithalat politikaları, uzun yıllar boyunca ülke içindekiüreticiyi koruyucu nitelikte olmasına rağmen, özelikle 1985 yılından sonra üretimdeki artıştalepteki artışı karşılayamadığı için hayvansal ürünlerde ithalat yoluna gidilmiştir. Süt ve sütürünlerinin 1999 yılı itibariyle ithalatı 120 bin ton, ihracatı ise 25 bin ton civarındadır (Tan veErtürk, 1999). Özellikle 1995 yılından sonra kaşar peynir hariç, krema, tereyağı, beyaz peynir vediğer peynir çeşitleri ithalatında önemli miktarlarda artışlar olmuştur.Süt ürünleri için uygulanan gümrük vergileri oranları, 1999 yılına kadar Dünya Ticaret Örgütünetaahhüt edilen tarife oranlarının altında uygulanırken, 1999 yılında gümrük vergi oranlarının DünyaTicaret Örgütüne taahhüt edilen üst sınırlara çekilerek Türkiye’nin ithalattaki koruma oranlarıartırılmıştır. Bu anlaşmalarla, geleneksel peynir çeşitleri (beyaz peynir, kaşar peyniri ve tulumpeyniri) dışında kalan, Türkiye’de ihmal edilebilir düzeyde üretimi yapılan veya hiç üretilmeyenyabancı peynir çeşitleri için, AB ile Gümrük Birliği Anlaşması hükümleri kapsamında, ikili SerbestTicaret Anlaşması yapılan ülkelere, gümrüksüz veya indirimli tarife kontenjanı açılmıştır.Karşılığında ise, geleneksel peynir çeşitlerinin ihracatını kolaylaştırıcı tavizler alınmıştır. Süttozuhariç diğer ürünlerde ihracatı artıracak herhangi bir sübvansiyon uygulaması yoktur. Dolayısıylasüt ve süt ürünleri ihracatında Türkiye’nin rekabet şansı oldukça düşüktür. Türkiye’nin AvrupaBirliği pazarlarına girebilmesi ve ihracatın artırılması için özellikle çiğ sütte hijyen ve kalitestandartlarının yükseltilmesi gerekmektedir (Anon., 2000).2.1.5. Sütçülük Sektörünün SorunlarıTürkiye sütçülük sektöründe üretimden tüketime kadar bir çok yapısal sorunlarlakarşılaşılmaktadır. Bunları üretici, sanayici ve tüketici açısından ele alarak aşağıdaki gibi sıralamakmümkündür (Yavuz vd., 2001);A. Üretici açısından:1. Yem fiyatlarının yüksekliği ve yem temininde karşılaşılan güçlükler,2. Çiğ süt fiyatlarının maliyetlere göre düşüklüğü,3. Yanlış hükümet politikaları,4. Satış garantisinin olmaması,5. Damızlık hayvan teminindeki zorluklar,6. Veteriner ve sağlık hizmetleri ile ilgili sorunlar ve7. Sütün alıcıya ulaştırılmasında karşılaşılan zorluklar.B. Sanayici açısından:1. Uygun kapasitede çalışmak için yeterli ve kaliteli süt bulamama,9

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!