13.07.2015 Views

Namaz Vakitleri nasıl hesâb edilir?

Namaz Vakitleri nasıl hesâb edilir?

Namaz Vakitleri nasıl hesâb edilir?

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hatları vardır. Üfk-ı şer’îden gurûb, en yüksek tepeden bakınca görülen zâhirî gurûb ise de,bu gurûb vakti ve hakîkî gurûb vakti riyâdî gurûbdur. Ya’nî dâimâ <strong>hesâb</strong> ile bulunur. Hesâbile bulunan riyâdî hakîkî gurûb vaktinde, güneş yüksek yerlerin zâhirî üfuk hatlarından gurûbetmemiş görülür. Bu hâl, akşam nemâzının ve iftâr vaktinin, birinci ve ikinci gurûbvaktlerinde değil, bunlardan dahâ sonra, şer’î gurûb vaktinde olduğunu göstermekdedir.Evvelâ hakîkî gurûb, bundan sonra zâhirî gurûblar, en sonra, şer’î gurûb olur. Tahtâvî,(Merâkıl-felâh) hâşiyesinde diyor ki, (Şemsin gurûb etmesi, üst kenârının üfk-ı zâhirîhattından gayb olduğunu görmek demekdir. Üfk-ı hakîkîden gayb olması değildir). Güneşinüfk-ı zâhirî hattından batması, üfk-ı sathîden gurûb etmesi demekdir. İkindiyi kılamıyan,akşamı kıldıkdan ve orucunu bozdukdan sonra, tayyâre ile garb tarafına giderek, güneşigörse, ikindiyi edâ ve güneş batınca akşamı i’âde ve bayramdan sonra orucunu kazâ eder.Tepeler, binâlar ve bulutlar sebebi ile zâhirî gurûb görülemiyen yerlerde, gurûb vaktinin,şarkdaki tepelerin kararması ile anlaşılacağı hadîs-i şerîfde bildirilmişdir. Bu hadîs-i şerîf,(Tulû’ ve gurûb vaktleri <strong>hesâb</strong> <strong>edilir</strong>ken, güneşin hakîkî ve zâhirî irtifâ’ları değil,şer’î üfukdan olan şer’î irtifâ’larının kullanılacağını) ya’nî, Temkin mikdârını <strong>hesâb</strong>akatmak lâzım olduğunu göstermekdedir. Bütün nemâzların şer’î vaktlerini <strong>hesâb</strong> ederken de,bu hadîs-i şerîfe uymak, ya’nî temkin zemânlarını <strong>hesâb</strong>a katmak lâzımdır. Çünki <strong>hesâb</strong> ilehakîkî riyâdî vaktler bulunur. Bir nemâzın hakîkî vakti ile şer’î vakti arasında bir temkinzemânı fark vardır. Bir şehrin en yüksek mahalline mahsûs olan temkin zemânıdeğişdirilemez. Temkin zemânı azaltılırsa, öğle ve dahâ sonraki nemâzlar, vaktlerinden evvelkılınmış olur. Oruca da, sahûr vakti geçdikden sonra başlanılmış olur. Bu nemâzlar veoruclar sahîh olmazlar. 1982 senesine kadar, Türkiyede temkin zemânını kimsedeğişdirmemiş, bütün Âlimler, Velîler, Şeyh-ülislâmlar, Müftîler, bütün müslimânlar, asrlarboyunca nemâzlarını şer’î vaktlerinde kılmışlar ve oruclarına şer’î vaktlerinde başlamışlardır.Türkiye gazetesinin hâzırlamış olduğu dıvar takvîmlerinde, temkin zemânı değişdirilmemiş,nemâz ve oruc vaktleri, doğru olarak bildirilmişdir.Bir nemâzın evvel vaktini, şer’î üfka nazaran <strong>hesâb</strong> etmek için, güneşin bu nemâzamahsûs olan irtifâ’ını bilmek lâzımdır. Güneşin [merkezinin] meyli bilinen bir gündeki ve arzderecesi bilinen bir mahaldeki mahreki üzerinde, hakîkî üfka nazaran nemâzın irtifâ’ınaulaşdığı hakîkî vaktinin, zevâlden veyâ gece yarısından farkını bildiren hakîkî güneş zemânı<strong>hesâb</strong> <strong>edilir</strong>. Bu zemâna (Fadl-ı dâir=Zemân farkı) [kavs şeklinde GA harfleri (H açısı) ileşekl 1'de gösterilmiştir] denir. Bir nemâza mahsûs olan hakîkî irtifâ’ı öğrenmek için, fıkhkitâblarında yazılı olan nemâz vakti başladığı anda, (Rub’-ı dâire) tahtası veyâ Üsturlâb ile,güneşin üst kenârının riyâdî üfka göre, irtifâ’ı ölçülür. Bundan, hakîkî irtifâ’ı <strong>hesâb</strong> <strong>edilir</strong>.[Sekstant ile, üfk-ı zâhirî hattından olan zâhirî irtifâ’ ölçülmekdedir.] Semâ küresindeki KŞGkürevî müsellesinin GK kenâr kavsi, GD meyl kavsinin temâmı, KŞ kenâr kavsi, KF irtifâ’ıkutbun ya’nî arz-ı beldenin temâmı ve ŞG kavsi, GN hakîkî irtifâ’ının temâmıdır. [şekl 1'ebakınız]. Müsellesin K kutup noktasındaki H zâviyesinin ve bu zâviye karşısındaki GAkavsinin derecesi, Fadl-ı dâirdir. Bunun derecesi <strong>hesâb</strong> edilip, dört misli alınarak, hakîkîzemâna çevrilir. Fadl-ı dâir zemânının mikdârı, hakîkî veyâ gurûbî zevâl vakti ile veyâ geceyarısı ile muâmele edilerek, hakîkî zevâlî ve gurûbî zemânlara göre nemâzın (Hakîkî vakti)elde <strong>edilir</strong>. Sonra, gurûbî vaktden bir temkin çıkarılarak ezânî yapılır. Zevâlîye ta’dîleklenerek vasatî yapılır. Sonra, bu ezânî ve vasatî gurûbî vaktlerden, bu nemâzın (Şer’îvakti) elde <strong>edilir</strong>. Bunun için, güneşin kenârının, şer’î üfukdan, bu nemâzın irtifâ’ındaolduğu vakt ile, merkezinin hakîkî üfukdan bu irtifâ’da olduğu vakt arasındaki (Temkinzemânı) <strong>hesâb</strong>a katılır. Çünki, bir nemâzın hakîkî vakti ile şer’î vakti arasındaki zemânfarkı, hakîkî üfuk ile şer’î üfuk arasındaki zemân farkı kadardır. Bu da, (Temkinzemânı)dır. Güneşin şer’î üfukdan geçmesi, hakîkî üfukdan geçmesinden evvel olan,zevâlden evvelki vaktler için, <strong>hesâb</strong> ile bulunan hakîkî vaktden temkin çıkarılınca, şer’î vaktolur. İmsâk ve tulû’ vaktleri böyledir. Ahmed Ziyâ beğ ve Kedûsî (Rub’-ı dâire) kitâblarındadiyor ki, (Fecr, güneşin ön kenârı şer’î üfka 19 derece yaklaşınca başlar. Hesâb ile bulunanhakîkî fecr vaktinden temkin zemânı çıkarılarak, hakîkî zemâna göre, şer’î imsâk vakti elde13

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!