13.07.2015 Views

Namaz Vakitleri nasıl hesâb edilir?

Namaz Vakitleri nasıl hesâb edilir?

Namaz Vakitleri nasıl hesâb edilir?

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

nısfünnehârdan geçişi arasındaki zemân olup, senede dört def’a, vasatî günün uzunluğunamüsâvî olur. Diğer günlerde, ikisinin günlük uzunlukları arasında, (Ta’dîl-i zemân)ıngünlük tehavvülü kadar fark hâsıl olur. (Gurûbî gün)ün uzunluğu, güneş merkezinin üfk-ıhakîkîden müteâkib iki gurûbu arasındaki zemândır. (Ezânî gün), güneşin üst [arka]kenârının bir yerin üfk-ı şer’îsinden müteâkib iki şer’î gurûbu arasındaki zemândır. Ezânîsâat makinesi, bu gurûb görülünce 12 yapılır. Ezânî günün uzunluğu, gurûbî günuzunluğunun aynı ise de, bundan (Temkin zemânı) sonra başlamakdadır. Gurûbî bir gündeşems, tek bir gâye irtifâ’ına, hakîkî zevâlî bir günde ise, farklı iki irtifâ’a çıkıp indiği için, buiki günün uzunlukları, bir iki dakîka farklı olur. Bu farklardan dolayı, hakîkî ve gurûbîgünlerin birer sâatleri arasında birkaç sâniye fark mevcûd ise de, bu farklar Temkinlerdeyapılan ihtiyâtlar ile izâle edilmekdedir. Sâat makineleri, ezânî veyâ vasatî zemânı gösterir.Hakîkî ve gurûbî zemânları göstermez. Herhangi bir günde, şer’î gurûb vaktinde, sâatmakinemizin ayârını 12 yapalım. Ertesi gün, güneşin arka kenârının üfk-ı şer’îden tekrârgurûb etmesi, vasatî gün uzunluğundan, ya’nî 24 sâatden bir dakîkadan az farklı olur. Hakîkîve vasatî gün uzunlukları aynı iken, sonraki günlerde hâsıl olan farklara (Ta’dîl-izemân)denir. Gece-gündüz uzunluklarının ve gurûbî ve ezânî zemânların (Ta’dîl-i zemân)ile alâkası yokdur. Ezânî sâatlarda gün ve sâat uzunlukları, hakîkî güneşin gün sâatuzunlukları kadardır. Bunun için, hergün gurûb vaktinde, ayarları 12 yapılarak, vasatî günuzunluğunu değil, hakîkî gün uzunluğunu gösterirler.Ezânî sâat makinesinin ayârı, her akşam, vasatî sâate göre <strong>hesâb</strong> edilen şer’î gurûbvaktinde 12 yapılır. Hergün, gurûb vakti gerilerken ileri, ilerlerken geri alınır. Vasatî bir ezânîgün uzunluğu ve Ta’dîl-i zemân yokdur. 1193 [m. 1779] senesinde Erzurûmda hâzırlanmışolan (Mi’yâr-ı evkat) takvîminde diyor ki, (Gölgenin en kısa olduğu hakîkî zevâl vaktinde,ezânî sâat makinesi, takvîmde yazılı zuhr vaktinden, temkîn zemânı geri alınır). Ezânî sâatmakinesinin ayârını tashîh için, vasatî sâat herhangi bir nemâz vaktine gelince, ezânî sâatde, bu nemâzın, takvîmde yazılı vaktine getirilir. Vasatî ve ezânî sâatleri ayârlamak için, birnoktadan geçen (Nısf-ün-nehâr) ve kıble istikâmetlerinde iki hat çizilir. Bu noktaya bir çubukdikilir. Çubuğun gölgesi, birinci hat üzerine gelince, sâat makinesi zevâl vaktine, ikinciyegelince, kıble sâatine getirilir. Gurûb vaktinin değişmesi bir dakîkadan az olduğu günlerde,ezânî sâatin ayârı değişdirilmez. İstanbulda altı ayda 186 dakîka ileri, altı ayda da 186dakîka geri alınmakdadır. Bu sâat makineleri, zemân mikdârlarını, ezânî günün başladığıvakte göre ölçmekdedir. Nemâz vaktleri ise, gurûbî güne göre <strong>hesâb</strong> ediliyor. Ezânî gün,gurûbî günden (Temkin zemânı) sonra başladığı için, <strong>hesâb</strong> ile bulunan gurûbî vaktlerdenTemkin çıkarılarak, nemâz vaktleri, ezânî vakte çevrilir. Gurûbî ve ezânî zemân<strong>hesâb</strong>larında, ta’dîl zemân hiç kullanılmaz.Erd [yer] küresi, kendi mihveri [ekseni] etrâfında batıdan doğuya döndüğü için,doğudaki yerler, batıdaki yerlerden dahâ önce güneşi görüyor. Doğuda nemâz vaktleri dahâönce geliyor. Erdin iki kutbundan geçen, üçyüzaltmış tûl [meridyen] yarım dâiresidüşünülmüş ve Londra şehrinden geçen yarım çenber, başlangıç olarak kabûl edilmişdir.Müteâkib iki yarım çenber arasında bir derecelik zâviye [açı] vardır. Yer küresi dönerken, birşehr, bir sâatde, onbeş derece şarka [doğuya] gidiyor. Aralarında bir tûl [boylam] derecesiuzaklık olan aynı arz derecesindeki iki şehrden, şarkda olanda, nemâz vaktleri dört dakîkaönce oluyor. Aynı tûl dâiresi üzerinde bulunan yerlerin müşterek tek bir hakîkî zevâl vaktlerivardır. Gurûbî zevâl ve zuhr vaktleri ve diğer nemâz vaktleri, arz derecelerine görebirbirlerinden farklıdır. Arz dereceleri artdıkca, tulû’ ve gurûb vaktleri, yazın zevâl vaktindenuzaklaşır. Kışın yaklaşır. Herhangi birşeyin mikdârı, belli bir yerden, meselâ sıfırdanbaşlayarak ölçülür. Sıfırdan dahâ uzak olana dahâ çokdur denir. Sâat makinesini sıfırdanbaşlatmak, ayârını sıfıra veyâ 12 ye getirmekle olur. Belli bir hâdisenin [işin] başladığızemâna, bu hâdisenin (vakt)i denir. Sadaka-i fıtrın vâcib olma zemânı böyledir. Ya’nî,bayramın birinci günü, fecr tulû’ ederken vâcib olur. Bir sâat evvel îmâna gelen veyâdünyâya gelen veyâ bir sâat sonra ölen kimselere vâcib olur. Bir sâat sonra îmâna veyâ15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!