04.08.2017 Views

Tekfirin Hakikati

Mektebe -> Kitablarımız -> Tekfirin Hakikati (Tarık Ebu Abdullah)

Mektebe -> Kitablarımız -> Tekfirin Hakikati (Tarık Ebu Abdullah)

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Tekfirin</strong> <strong>Hakikati</strong> 147<br />

El-hulasa, iddia sahibinin şer’î hüküm mahiyetinde tekfiri zahiri<br />

veya hakiki İslam için şart getirmesi ne delil gösterdiği ayetle ve ne<br />

de şahit olarak getirdiği âlim sözüyle ispat edilecek bir dava değildir.<br />

Zira şart, şeyin varlığı için haricinde zorunlu olandır. Fakat şer’î<br />

tekfir hükmü umumen ictihad ehli ulema için zorunludur. Halk için<br />

değil. Şu hâlde bilumum ümmet için tekfiri şart göstermek rüştten<br />

sapmadır. Ümmetin bilumum münkeri tağyir mevzusunda hakiki<br />

İslam’ı için zatında zorunlu olan (rükün) kalp ile inkârdır ve zahiri<br />

İslam’ı için muktezası olan dil ile inkârdır. Ancak hususi hâllerde<br />

ictihad ehli ulema tarafından icmaen verilmiş tekfir hükmünün infazı<br />

halka vacip olabilir. Zira ictihad ehli ulemanın 278 icma etmesiyle<br />

tekfir şer’an sabit olmuştur. 279 Bu hususi durumda halktan birisinin<br />

ulemanın tekfirini kat’iyen vacip 280 gördüğü şahsı tekfir etmekten<br />

imtina etmesi muhakkak onun dininin aslına zarar verecektir. Fakat<br />

bu durumun ayrıntıları 281 bu risalenin konusu değildir.<br />

Üçüncü şüphe<br />

Denilse ki: “Her mevzuda tekfir sadece ilim ehline aittir. Avamın<br />

umumen tekfirde nasibi yoktur.”<br />

Derim ki: Bu sözde alelıtlak doğru değildir. Çünkü dinde kat’i<br />

olan şeyler vardır ve nazari olanlar vardır. Kat’i olanlarda alelıtlak<br />

her Müslüman âlimdir. Zira şeriat sahibi kat’i mevzuları istinbate<br />

278 Şu zamanda hakkın garipliği ne kadar artmış ki adeta her sözde şunu kastediyorum,<br />

şunu kastetmiyorum demen gerekiyor. Aslında kendi özünde ispata ve izaha ihtiyaç<br />

duymayan sözler vardır. Mesela ictihad ehli ulema sözü böyledir. Elbette ictihad ehli bir<br />

âlim birincisi müslüman olacak ve ikincisi müctehid mertebesinde olacak. Müslüman<br />

değilse veya müslüman lakin talebeyse kendi aralarındaki ittifakları icma olmaz veya<br />

var olan icmayı bozmaz. Mesela şu zamanda İslam halkı arasında- Arap veya Türk veya<br />

başkası- meşhur olmuş birçok müftüler var. Kimisi Müslüman değil, hatta bunların<br />

arasında zındıklar var. Kimisi her konuda muteber değil çünkü bulunduğu makam<br />

fetvalarına yön veriyor. Kimisinden istifta caiz değil çünkü fıskı veya bid’atı zahir. Ve<br />

kimisi âlim değil, bilakis bir iki yıllık ilim talebesi. Elbette ne böylelerinin icması olur<br />

ne de böyleleri icma bozar. Fakat ulema ilmin en önemli dallarından cerh ve ta’dil ilmini<br />

terk edince zındık mehdi olur, sapık efendi hazretleri olur, devletçi selefi olur ve talebe<br />

Şeyhu’l-İslam olur.<br />

279 Bu icmanın mesnedi ya sarih (kat’i) icma veya sükûti (zanni) icma olabilir. Her iki<br />

hâlde de icma hüccettir ve şer’î hükme delil olur.<br />

280 Bu durumda icma kat’i olmak zorundadır.<br />

281 Kâfiri tekfir etmeyen kâfirdir mevzusu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!