04.08.2017 Views

Tekfirin Hakikati

Mektebe -> Kitablarımız -> Tekfirin Hakikati (Tarık Ebu Abdullah)

Mektebe -> Kitablarımız -> Tekfirin Hakikati (Tarık Ebu Abdullah)

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

70<br />

Tarık Ebu Abdullah<br />

izafet ettiklerinde bunun kesinlikle böyle olduğunu kast ediyorlar.<br />

Yukarıda verdiğim misalde olduğu gibi. “Zeyd kalktı” diyen şahsın<br />

Zeyd’in kalktığı hususunda şüphesi yoktur. Şüphesi olsaydı “Zeyd<br />

kalktı” değil “Zeyd belki kalktı” veya “Zeyd kalkmış olabilir” gibi bir<br />

tabir kullanırdı.<br />

Bu anlaşıldıysa, ikinci önemli husus olarak saydığım meseleye gelelim:<br />

İnsanlar kendi aralarındaki bu kullanımı Allah (celle ve âlâ)’nın<br />

hitabına aktarıyorlar ve O’nun hükümlerinden bahsederken aynı<br />

kullanım içinde değerlendiriyorlar. Bunun için dinde sadece siyah ve<br />

beyazı kabul ediyorlar. Farkında olmasalar da kendi görüşlerini Allah<br />

(azze ve celle)’nin meselede koyduğu hüküm olduğunu zannediyorlar 91<br />

ve bunun için herkese karşı savunuyorlar. Hatta kıt anlayışları sebebiyle<br />

Allah’ın hükmünü inkâr ettiğini zannederek muhaliflerini tekfir,<br />

tefsik 92 ve tebdi’ 93 ediyorlar. Hâlbuki hakkında konuştukları şer’î<br />

bir hükümdür. Yani Allah (azze ve celle)’nin hitabıdır, kişinin hitabı değil;<br />

senin, benim değil, Allah’ın hitabıdır. O’nun neyi kast ettiğini sen<br />

ben değil ancak Kendisi (celle ve âlâ) kesinleştirebilir. Ve bunu hitabının<br />

bir kısmında yapmıştır ve bir kısmında yapmamıştır ki kalpleri eğri<br />

olanlar belli olsun: “Sana Kitab’ı indiren O’dur. Onun bazı ayetleri<br />

muhkemdir ki bunlar Kitab’ın anasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir.<br />

Kalplerinde eğrilik olanlar fitne aramak ve onu tevil etmek için<br />

ondaki müteşâbih ayetlerin peşine düşerler. Hâlbuki onun tevilini<br />

ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar ise: “Biz ona inandık.<br />

Hepsi Rabbimiz tarafındandır” derler.” 94 Şu hâlde şer’î bir mevzuda<br />

konuşan kişi semadan inmiş burhanını gösterebilmelidir. Kendi anlayışına<br />

göre bir şeye helal veya haram demesi kendisinden başkasını<br />

bağlamaz ve kendisinin de lehine değil ancak aleyhine olur.<br />

Fıkıh ehli ise, Allah (celle ve âlâ)’nın muradını kesinleştirmekteki acziyetlerini<br />

itiraf ederler ve ancak ilahi muradı zannedebileceklerini 95<br />

91 Burada zannediyorlar fiili halkın kullanımı üzeredir, bilmenin alt kısımlarından olan<br />

zan değil.<br />

92 Kişiye fasık hükmünü vermek.<br />

93 Kişiye bid’atçı hükmünü vermek.<br />

94 Al-i İmran Sûresi 7.ayet<br />

95 Burada zannedebilecekleri fiili ıstılahi manadadır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!