06.02.2020 Views

KADIKÖY SANAT DERGİSİ SAYI 1

  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

18

HEYKEL

HEYKELDE

YENİ BİR DİL

OLUŞTURUYOR

Yazar

Esra Açıkgöz

Geleneksel ile günceli

birleştiren heykeller…

Geleneksel tarzla günümüzde olanı birleştiren Hande Şekerciler’in heykelleri,

daha iyi bir dünyanın da izlerini taşıyor. Şekerciler, mart ayında İstanbullu

sanatseverlerin karşısına bir solo sergiyle çıkacak. Ayrıca Londra’da açacağı

sergisinin de hazırlıklarına devam ediyor.

Kadıköy Sanat | Ocak / Şubat / Mart 2020 / 01

Hande Şekerciler, annesi sayesinde

girdiği resim bölümünde

okurken, asıl aşkı olan heykelle

tanıştı. Bu aşk, onu uluslararası

sanat dünyasına taşıdı. Mart 2018’de

New York’ta Residency Unlimited’de misafir

sanatçı programına katıldı. Mayıs 2019’da

da Los Angeles’ta 18th Street Arts Center’a

davetli olan misafir sanatçılardan biri oldu.

Mart ayında iki büyük solo sergiyle sanatseverlerin

karşısına çıkacak. İstanbul’da son

dönem heykellerinin toplandığı bir sergi

açılacak. Bir de Arda Yalkın’la oluşturdukları

kolektif ha:ar’ın Gaye Su Akyol’la beraber yapacağı

solo sergisi var. Yakın tarihlerde ha:ar,

Lizbon’da da bir sergiye katılacak. Ayrıca

Londra’da açacağı solo sergisi için hazırlıkları

da sürüyor. Geleneksel formla güncel olanı

birleştirdiği heykelleriyle, hayallerini bizimle

paylaşıyor Şekerciler. “Ecstasy” adını verdiği

seri de böyle bir amacın sonucu. Sanatçı; “Bu

serideki heykeller, kendini kabulleniş ve sevişin

verdiği mutluluğu anlatıyor” diyor.

Heykelle ilk tanışmanız nasıl oldu? Sizi

heykele yönlendiren, çeken neydi?

Annemin teşvikiyle güzel sanatlara hazırlanmaya

karar verdim. Ben böyle bir dünya

kurabileceğim gerçeğinin farkında değildim.

Gerçi o da iç mimar olayım istiyordu ama resim

seçince de destekledi. Kısacası, aslında

resim okumak üzere başladım bu maceraya.

Sonrasında okulda heykel atölyesinde vakit

geçirdikçe asıl sevdiğim şeyin malzemeyle

uğraşmak, çok yönlü düşünebilmek olduğunu

anladım. Çünkü heykel yapabilmek için

bir nesneye, konuya çok yönlü bakabilmeniz

gerekiyor. Annem ve okulun yapısı sayesinde

hayatta yapmayı en sevdiğim şeyi bulmam,

benim şansım.

Geleneksel tarzı günümüz teknolojisiyle

birleştirerek heykeller oluşturuyorsunuz.

Bu fikir nereden çıktı? Eklektik durabilme

tehlikesi olduğu halde bunu aşmayı nasıl

başarıyorsunuz?

Eklektik olmanın kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum

ki. Aksine tam olarak yapmaya

çalıştığım şey. Geleneksel olanla güncel olanı

birleştirebilmek... Bir sentez yaparak yeni bir

dil kurmak.

Nasıl oluşuyor sizin için konu belirleme

süreci?

Oturup “Şimdi neyin heykelini yapayım?”

diye düşünmüyorum. Özelikle Türkiye gibi

coğrafyalarda konu bitmiyor zaten. Her an

kafanıza takılan yeni bir mesele var. Ben de

herkes gibi hayattan ve yaşadıklarımdan

besleniyorum. Sosyal medya ve internet

sayesinde dünyadaki sanatçılar neler yapıyor

takip ediyorum ve bu da beni besleyen

diğer şey.

Ecstasy heykel serisinde hazzı da görmek

mümkün, acıyı da... Sergiye neden Ecstasy

adını verdiniz?

“Ecstasy”, çok yoğun bir hazzı anlatıyor.

Vecd dediğimiz, kendinden geçercesine yaşanan

mutluluk... Bu serideki heykeller de kendini

kabulleniş ve sevişin verdiği mutluluğu

anlatıyor. O yüzden bu ismi seçtim.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!