KADIKÖY SANAT DERGİSİ SAYI 1
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
olup olmadığına bakmaksızın üstlenmek zorunda olduğu
maliyetlerdir. Bu maliyet onlar için sanatçıya yapılan bir
yatırımdır ve kaynaklarını satış yapıp yapmayacağı şüpheli
olan birine harcamaktansa satışı görece daha garanti olan
sanatçıyı seçmek istemeleri de aslında mantıksız değildir.
Dolayısıyla, müşterilerini (koleksiyoncu ya da sanat alıcısı)
bu sanatçılara yönlendirmeleri de mantıksız değildir.
Çağdaş sanat tamamen reklam üzerine mi kurulu? Yetenek,
eğitim, estetik kaygılara önem verilmiyor mu? Mutlaka
veriliyor ama önemli olan kaç kişi yoluna sanatıyla devam
edebiliyor? Özgün, müdahalesiz ve şartsız...
39
PERSPEKTİF
Üzücü mü ? Kesinlikle! Peki çözümsüz mü?
Elbette ki hayır!
Günümüz sanat piyasalarında ağ etkisi veya aracıların etkisi
kaçınılmaz olsa da alternatifsiz değil. 2000’li yıllardan
itibaren hayatımızın içine hızla giren, çok önemsediğimiz,
kendimizi her gün bir şekilde içinde bulduğumuz bir dünya
var. Internet dünyası, sosyal medya dünyası, sanal pazarlar...
Online sanat pazarları dediğimiz, sanatçılara kendilerini
ve eserlerini bizzat tanıtmalarına imkân veren ve hatta
izleyicileri ile doğrudan iletişim kurmalarına olanak sağlayan
bu platformlar, özellikle yeni mezun olmuş ya da henüz
tanımadığımız sanatçılara bir fırsat kapısı aralıyor. Çünkü
artık her şeyi bir tıkla satın aldığımız bir dünyada yola devam
etmek isteyen her bir işletmenin kendisini sanal dünyaya
adapte etmek zorunda olduğu gerçeği gibi galerilerin,
müzayede evlerinin ya da adına her ne dersek, genel olarak
sanat aracılarının da kendilerini bu dünyaya adapte etmek
zorunda olduklarını yadsıyamayız.
Jeff Koons
bu değerin sanatçıdan alıcısına nasıl ulaştığıyla değer kazanan bir
yapıya evirildi. Bu arada yine söylemeden geçemeyeceğim, Jeff Koons’un
“Tavşan” eseri (1986), Mayıs 2019’da Christies’te tam 91
milyon dolara satıldı. Unutmamak gerekir ki bugün dünya sanat
piyasasında gerçekleşen toplam satış hacmi 67,4 milyar dolar!
Peki ama bir sanat eserinin değerini belirleyen şey nedir? Sanatçının
kendisi mi? Eserin kendisi mi? Sanata ya da topluma ne kattığı
mı? Yoksa aracıların yaptığı reklam ve pazarlama faaliyetleri mi? Ya
da nasıl bir sosyal ağın içinde var olduğunuz mu? Belki burada akıllara
şu soru gelebilir: Reklam ve pazarlama aktiviteleri 90’lara gelinceye
kadar sanat kurumlarınca hiç mi kullanılmıyordu? Elbette
ki kullanılıyordu. Ancak günümüzden çok farklı bir amaçla. Amaç,
sanat tüketicisini sanatla, sanatçıyla, sanat kurumlarıyla buluşturmaktı.
Bunu yaparken de sanatçıya ya da sanatsal değere müdahale
pek söz konusu değildi. Peki ya şimdi?
Aracılar ve aracıların rolü...
Çağdaş sanat ekonomisi üzerine çalışan akademisyen Don Thompson’ın
ilk kitabında dikkatimi çeken bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.
Thompson diyordu ki, yeni mezun olmuş ya da henüz yeteri
kadar tanınmamış bir sanatçının ana akım bir galeri ile görüşme
şansı neredeyse yok denecek kadar azdır. Bunun nedeni ise, aracıların
yani galerilerin ya da müzayede evlerinin sanatçının tanınır
Bunun en büyük kanıtı da sanırım ArtTactic, Hiscox, Art
Basel gibi sanat organizasyonlarının küresel düzeyde gerçekleşen
online sanat ticaretine ilişkin her yıl düzenli olarak
yayınladıkları raporlarda görülebilir. Online platformlar
üzerinden gerçekleşen sanat ticareti, 2018 yılında dört
buçuk milyar doları geçti. 2013’e göre neredeyse üç kat
büyüdü. ArtTactic’in bu sene 706 sanat alıcısına uyguladığı
online sanat ticaretine ilişkin anketin bulgularından çarpıcı
bir bilgi vererek yazımı sonlandırmak istiyorum. Öncelikle,
ankete katılanların yüzde 65’i sanatla ilgili tüm işlerini,
yani sanatçıları, sanat haberlerini, açılış ve fuarları takip etmek,
sanat satın almak gibi tüm aktivitelerini sosyal medya
platformları üzerinden gerçekleştirdiğini söylemiş. Bu platformlardan
en popüleri ise Instagram. Katılımcıların yüzde
80’i, Instagram’ı yeni sanatçıları keşfetmek için tercih ediyor.
Yüzde 75’i ise sanat satın almak için kullanıyor.
Bir önemli detay daha var, bu ankete galeriler de katılıyor.
Ankete katılan galerilerden yüzde 89’u, satış amacı ile
sosyal medyayı aktif şekilde kullanıyor. Yüzde 75’i ise Instagram’ı
sanatçılarını ve sergi programlarını tanıtmak için
kullanıyor. Ve son olarak, galerilerin yüzde 54’ü Instagram’i
doğrudan satış talepleri oluşturmak ve satış yapmak için en
önemli araç olarak görüyor. O halde toparlamak gerekirse;
“İyi ki varsın internet, çok yaşa sosyal medya ve seni seviyoruz
Instagram” demek yeterli gibi görünüyor bana.
Tekrar görüşmek dileğiyle...
Kadıköy Sanat | Ocak / Şubat / Mart 2020 / 01