Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
34
Yapay zeka ve sanat ilişkisi üzerine
3 sanatçı, 3 soru
KAPAK
Yapay zeka teknolojilerini kullanarak sanat eseri üreten üç sanatçıya,
aynı üç soruyu yönelttik.
Yapay zeka ile “bildiğimiz anlamda” sanat eseri üretmek mümkün mü?
İstanbul Sanat | Ekim / Kasım / Aralık 2022 / 09
ELÇİN ARPAÇAY:
Sanatın sürekli olarak ilerleyen ve gelişen yapısının bir sonucu
olarak, üretim biçimlerimiz de teknoloji ile birlikte
çeşitleniyor. Ancak yapay zeka ile üretim pratiğinin henüz
bilinç olgusundan uzak olduğunu unutmamak gerek. Milyarlarca
parametreyle eğitilmiş, inanılmaz büyük veri setlerinden
beslenerek kendi kendine öğrenmeye devam eden
makinelerden söz ediyoruz. Bununla birlikte tüm gerçeklerin
epistemik (bilgisel) olarak nesnel gerçeklere indirgenebilmesi
mümkün mü tartışmak gerek. Yalnızca çok sayıda
nöron ve bunlarla ilişkili moleküllerin bir arada davranışından
ibaret olmadığımızdan, bilinci bir bütün olarak matematikselleştiremedik.
Nörofelsefede bilinci oluşturan öznel deneyimler, “qualia”
kavramıyla tanımlanıyor. Bu kavram, insan bilincinin tamamıyla
yapay zekaya aktarılabilmesinin önündeki bir engel.
Dış dünyaya dair duygularımızı öznel deneyimler sonucu
edindiğimizden, bu deneyimlerin bize nasıl hissettirdiği
biçimsel olarak programlanamadı. Hepimizin birtakım kavramlara
dair deneyimleri birbirinden farklı olduğundan,
bunları kelimelerle net bilgilere dönüştüremiyor ve genel
bir veri elde edemiyoruz. Matematikteki hash fonksiyonları
gibi. Bu sebeple yapay zeka, şimdilik insana özgü yaşam pratiğinden
ayrışan bambaşka bir evrenin kapılarını aralarken,
belirli bir veri ve komut almadıkça sanatçılar gibi spekülatif
eylemlerde bulunmayacak; özgür iradenin, benlik duygusunun,
kalp kırıklığının nasıl hissettirdiğini bilemeyecek.
Öte yandan, bugüne kadar öznel
duygu ve deneyimlerin bizde bıraktığı
izleri takip ederek sanat üretimi
yaparken, gelişen bu süreçte insana
özgü pratiklerin ötesini hesaplama
ve gözlemleme fırsatı bulduk.
Sanatçılar olarak, yapay zeka teknolojilerinin
sunduğu imkânlar ve
sonuçları ele alarak, değişen dünya
algısını sorguladığımız bir süreç yaşıyoruz.
Yeni sorgu ve ifade alanları
açan bu multi-disipliner iş birliğinin
tanımlamaları mutlaka ortaya
çıkacaktır. Bu tanımlamaları, geleneksel
sanat ve üretim biçimlerini
çoktan öğrenmiş olan yapay zeka
da yapabilir.
OZAN TÜRKKAN:
Bence sanat ve sanatçı kavramları,
sürekli yeniden şekillenerek evriliyor.
Özellikle de bu yaşadığımız dijital
donemde. Bazı yönleri ile olumsuzluklar
görünse de bir yandan da çok
heyecanlı tarafları ile geleceğe dönük
olumlu yansımaları olacaktır. Creative
Coding, Machine Learning, AI, VR
gibi sanat pratiklerinde kullandığımız
yeni araçlar, bu değişimin bir parçası.
Ben uzun süredir sürekli araştırmaya
dayalı yeni medya pratiklerinin içindeyim
ve her dönemde ortaya çıkan,
gelişmekte olan yeni araçlar bizi heyecanlandırır.
Bunları pratiklerimize
kattığımızda çok farklı imkânlar açılır
ve yeni formlar ortaya çıkar. Ancak
bunlar sanatçının hikâyesini en güçlü
anlatması için birer araçtır. En iyi ve
etkili şekilde kullanılan araçlar, sanatçıya
hikâyesini de en güçlü şekilde
anlatmasına yardımcı olur. O yüzden
bu araçlar ne kadar yenilikçi, heyecan
verici de olsalar bence en önemlisi
hikâyedir. Sanatçının anlatmak istediği
ya da paylaşmak istediği, duygu
ve fikirdir. Araçlar sürekli değişir ama
kalıcı olan işin altındaki fikir, text ve
hikâyedir benim için.
GİZEM RENKLİDAĞ:
Sanat ve sanatçı kavramları, kendi zamanlarında
hep değişti ve şimdiden
sonrasında da yeniden tanımlanacaktır,
tanımlanabilir. Fotoğraf makinesinin
icadından öncesindeki sanatçı ile
postmodernizmin sanatçıları aynı kişiler
değiller. Bir şişe çizebilme becerisi
ile şişeyi kendini ifade etmenin aracı
olarak, temsili olarak yerleştirmek
arasında da bir fark var. Yapay zeka ile
üretilen çıktılarda hem bilgisayar dilinin
hem de kullandığımız kelimelerin,
noktanın, virgülün yerleşimi ile yeni
bir izah dili arayarak, deneyerek, yanılarak
çeşitlendirdiğimiz ve istediğimiz
sonuca nasıl ulaşacağımızı öğrendiğimiz
bir zamanın içerisindeyiz.
Yapay zekayı resim yapma fikirlerini
çeşitlendirmek, sanat etkinliğini geliştirmek
için de kullanabiliriz. Sanat
üretmek ile bir tasarım dili aktarmanın
arasındaki farkları da düşünmemiz gerekiyor.
Kendi bilincimizi, hafızamızın
imgelerini, tetiklenmelerimizi, duygu
durumlarımızı iletebildiğimiz ve sezgisel
olarak ortaya koyacağımız esere
yaklaşabildiğimiz, kendimizi bu yolla
ifade edebildiğimiz sonuçlar ortaya
koyabilirsek, bu yolla da sanat eseri
üretebiliriz diye düşünebilirim.