İstikbal Gazetesi 29 Ekim Özel Dergisi
Eskişehir'in en çok okunan yerel gazetesi İstikbal Gazetesi 29 Ekim Özel dergisi yayında
Eskişehir'in en çok okunan yerel gazetesi İstikbal Gazetesi 29 Ekim Özel dergisi yayında
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ATATüRK
İleTİşİm Bİlİmcİ ve İleTİşİm STRATejİSTİ
Kızım Dea ilkokul 4. sınıf öğrencisi. Dört yıl
boyunca Atatürk'ü tanımak ve anlamak için
farklı çalışmaların içinde yer aldı. Okulu ve
öğretmenleri Atatürk'ü ve O'nun ideallerini anlayabilmek
için çok farklı etkinliklere yer verdi.
İlkokul çağlarında Atatürk sevgisinin ne
olduğunu bir kere daha hatırlamaya çalıştım.
Kızımın ders kitaplarını açtım. Atatürk'ü
tanımlayan temel özelliklerin başında "vatan ve
milletine olan düşkünlüğü" yer alıyordu.
Atatürk'ün taşıdığı özelliklerin temel taşı olarak
tarif buluyordu. Kendi varlığını vatanı ve milleti
için seve seve feda edebilecek özel bir tarif ile
yer alıyordu. Atatürk'ün kişilik özellikleri
içerisinde idealistliği, hakikati arama gücü ve
yaratıcı yaklaşımları da dikkati çekmekteydi.
Yılmadan ve mücadele etmekten vazgeçmeden
hedeflere hareket etmek, sabır ve disiplinli bir
yaklaşım sergilemek; en önemlisi de tüm zorluklar
ve yokluklar içinde yurdun insanlarına akla
ve kalbe yönelik yaklaşımlar ile hitap edebilmek,
onları ortak bir amaç için
kenetlenebilmesini
sağlamak yer bulan
dikkat çekici özelliklerdendi.
Elbette bu özelliklerin
Atatürk'ü
tanımlamada yeterli
olmadığını görüyordum.
Kızım Dea'nın
okudukları ve beraberinde
benimle
paylaştıkları
Atatürk'ün 'ileri
görüşlülüğünü' de ortaya
koymaktaydı.
Prof. Dr.
Nezih Orhon
Kızımın bana "dünden bugünü kurmuş" ifadesi
sanırım bunun en güzel yansımasıydı. Bugün
sahip olduklarımızın temellerinin geçmişteki
mücadelelere, çabalara ve fedakarlıklara
dayandığını baba-kız görmüş olduk. Eğitime,
sanata, rehberliğe, geleceğe umutla bakmaya ve
yöntem geliştirmeye ilişkin farklı birçok
özelliğinin de yine konuşmalarımızın arasında
LİDER GAZETE ESKİŞEHİR’İN SESİ
32