Hotel Restaurant Şubat 2023

DONDURMA 

ViTRiNLERi 

TÜRKİYE’DEN 

DÜNYA’YA 

info@kristaldondurma.com 

| kristaldondurma

Akıllı Pişirme Teknolojisi 

Gelişmiş Teknolojisi ile 

Yeni Expert Kombi Fırın 

info@crystal.com.tr 

| kristalmutfak

hotelrestaurantmagazine 

@Hitechdergisi 

hotelrestaurantmagazine 

Ambiente Frankfurt’tayız… 

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği'nin 2. Başkanı. 1998 yılından bu yana kurumsal 

hayatın merkezinde, 1995'ten beridir de turizmin içinde. 2000 yılından itibaren etkinlik 

yönetimi branşının gelişiminde aktif rol oynayan, 2016 yılında kuruluşunu duyuran 

I-MICE'ın yeni dönem başkanlığı ile sektördeki kadın gücünün önemli temsilcilerinden 

biri olan Işıl Özmen ile sektörün 2023 görünümünü ve turizmde yolculuğunu konuştuk. 

Mutfak Dostları Derneği, 4. Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri’ni 17 Ocak 2023’de 

düzenlenen bir törenle sahipleriyle buluşturdu. Four Seasons Sultanahmet ev 

sahipliğinde, Jumbo’nun katkılarıyla düzenlenen gecede açıklanan ödüllerin 

kazananları gastro etkinlik sayfalarımızda. 

Doğma büyüme iki kuşak İstanbullu. Aşçılık hikayesi Ataköy'deki restoran barlarında 

başlıyor. Annesi de kendi gibi aşçı zaten. İstanbul Moda Lisesi'nde okurken iflasla 

kapanan restoranları ve rol model benimsediği annesinin Bodrum'a yerleşme kararı 

hayatında bir dönüm noktası oluyor. Ya askere gidecek ya da okuluna devam edecek! 

Ünlü Şef Somer Sivrioğlu ise seçimini eğitimden yana kullanarak, Bilkent Üniversitesi 

Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünde hem teorik hem akademik aşçılığın temellerini 

atıyor. Üniversiteden hemen sonra master için Avustralya’ya yerleşen, dört ayrı 

restoran konseptiyle beraber şimdilerde Masterchef Türkiye jüriliği ile gönülleri 

fetheden Sivrioğlu’nun kıtalar arası mutfak hikayesi şefin gözünden başlığımızda. 

Michelin Rehberi’nden sonra Gault & Millau da Türkiye’de! Sözen Organizasyon iş 

birliği ile 17. ülke olarak Türkiye’yi bünyesine katan Fransız derecelendirme rehberi, bu 

yıl Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu bölgesinden 500 restoranı değerlendirecek, 

2024 yılı için 300’ünü rehberine katacak. Haberi, gastro güncel bölümümüzden takip 

edebilirsiniz. 

Ambiente Fuarı, bu yıl da küresel pazarı tek çatı altında toplayacak bir organizasyonla 

geliyor. Yemek, Yaşam, Verme ve Çalışma alanlarından oluşan dev fuar, 3-7 Şubat 

2023 tarihleri arasında Frankfurt am Main'de sektör profesyonellerini ağırlayacak. 

Haberin detayları fuar bölümüzde. 

Ve yeni yatırımlar… 

The Peninsula Hotels, İstanbul’da merakla beklenen otelini şık bir davetle tanıttı. 

Azerbaycan merkezli Pasha Grubu, Mandarin Oriental Bodrum’a yüzde 50 ortak oldu. 

Radisson Grubu, yeni açılışlar için gün sayarken, önümüzdeki beş yıl boyunca özellikle 

İngiltere ve İrlanda olmak üzere seçkin Avrupa ülkelerinde 45 yeni anlaşma ile markayı 

genişletme planlarını açıkladı. 2000 yılından bu yana hizmet veren Polat Palandöken, 

Autoban imzasıyla tamamen yenilendi. Artaş Grubu, Avrupa Konutları Çamlıvadi projesi 

içinde yer alan Mövenpick Living Çamlıvadi’nin açılışını duyurdu. 

Türkiye ve dünyadan en güncel haber başlıklarımız ve röportajlarımızla sizlerleyiz… 

Keyifli okumalar dilerim. 

We are at Ambiente fair in Frankfurt… 

The 2nd President of the International MICE Industry Association. It has been at the core of 

corporate life since 1998 and in tourism since 1995. We have recently made an exclusive 

interview with Işıl Özmen, who has been playing an active role in the development of the event 

management branch since 2000 and announced its establishment in 2016, and one of the 

important representatives of women's power in the sector, with the new term presidency of 

I-MICE, the 2023 outlook of the sector and its journey in tourism. 

The Friends of the Kitchen Association presented the 4th Golden Spoon Gastronomy Awards with 

their owners at a ceremony held on January 17, 2023. The winners of the awards announced 

at the night hosted by Four Seasons Sultanahmet with the contributions of Jumbo are on our 

gastro event pages. 

Born and raised, two generations from Istanbul. The culinary story begins at the restaurant bars 

in Ataköy. His mother is also a cook like himself. While he was studying at Istanbul Moda High 

School, his restaurants, which were closed by bankruptcy, and his mother's decision to settle in 

Bodrum, whom he adopted as a role model, became a turning point in his life. He would have to 

go either to the military or to school! Famous Chef Somer Sivrioğlu, on the other hand, using his 

choice in favor of education, lays the foundations of both theoretical and academic cooking in the 

Department of Tourism and Hotel Management at Bilkent University. The intercontinental culinary 

story of Sivrioğlu, who moved to Australia for her master's degree right after university, and 

who has now conquered hearts with her four different restaurant concepts with the Masterchef 

Turkey jury, is in our title. 

After the Michelin Guide, Gault & Millau is also in Turkey! Incorporating Turkey as the 17th country 

in cooperation with Sözen Organization, the French rating guide will evaluate 500 restaurants 

from the Marmara, Aegean, Mediterranean and Southeast regions this year, and include 300 of 

them in its guide for 2024. You can follow the news in our gastro current section. 

Ambiente Fair is coming with an organization that will gather the global market under one roof 

this year as well. The giant fair, consisting of the areas of Food, Living, Giving and Working, will 

host industry professionals in Frankfurt am Main between 3-7 February 2023. Details of the news 

are in our fair section. 

And new investments… 

The Peninsula Hotels introduced its highly anticipated hotel in Istanbul with an elegant invitation. 

Azerbaijan-based Pasha Group has become a 50 percent partner in Mandarin Oriental Bodrum. 

While counting the days for new openings, Radisson Group has announced its plans to expand 

the brand with 45 new deals in select European countries, particularly the UK and Ireland, over 

the next five years. Polat Palandoken, which has been in service since 2000, has been completely 

renewed with the signature of Autoban. Artaş Group announced the opening of Mövenpick Living 

Çamlıvadi, which is located within the Avrupa Konutları Çamlıvadi project. 

We are with you with our latest news headlines and interviews from Turkey and the world… 

I wish you pleasant reading. 

K 

GENEL MÜDÜR 

(Sorumlu) 

REKLAM SATIŞ PAZARLAMA 

REKLAM KOORDİNATÖRÜ 

Emir Ömer ÖCAL 

emir.ocal@img.com.tr 

0212 454 22 22 

TEKNIK MÜDÜR 

BILGI İŞLEM 

TOLGA ÇAKMAKLI 

tolga.cakmakli@img.com.tr 

TAYFUN AYDIN 

tayfun.aydin@img.com.tr 

İMG WEB TEAM MAIL 

web@img.com.tr 

Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ 

Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY 

ORHAN GENCELİ 

Türkiye Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) 

Yönetim Kurulu Üyesi 

GÜRKAN BOZTEPE 

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı 

TEZER ÖNER 

Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve 

İşletme Yatırım Danışmanı 

HÜSEYİN KURT 

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği 

Başkanı 

AYDIN DEMIR 

Yeditepe Üniversitesi Gastronmi Mutfak 

Sanatları Chef Ögretim Görevlisi/ 

The Maestro Hotel Executive Chef 

website 

www.hotelrestaurantmagazine.com 

e-mail 

info@img.com.tr 

CTP - BASKI 

İRTİBAT BÜROLARIMIZ 

ADRES 

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. 

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza 

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL 

Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 

www.ihlasmatbaacilik.com 

BURSA +90.224 211 44 50-51 

KONYA +90.332 238 10 71 

İSTMAG 

Magazin Gazetecilik Yayıncılık 

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. 

İHLAS MEDIA CENTER 

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi 

No: 11 Medya Blok Kat: 1 

34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey 

Tel: 0212 454 22 22 

Faks: 0212 454 22 93 

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları 

İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır. ISSN:1305-1792

Bu sayımızda 

antre 

18 Sektörden kısa haberler 

gündem 

28 2022’nin en pahalı uçuşu 

İstanbul’dan New York’a 

30 İşte Neredekal.com’un 2022 

Seyahat Raporu 

30 

38 Öner: Hey taksici! “Ne tarafa 

gidiyorsun?” 

40 Kayseri sağlık turizminde de 

iddialı 

42 Erciyes Ischgl ile Kardeş 

Kayak Merkezi oldu 

yeni yatırımlar 

44 Dedeman Mersin Yenişehir 

2026’da açılacak 

62 48 

46 Polat Palandöken yenilendi 

48 The Peninsula Hotels, 

İstanbul’da merakla beklenen 

otelini tanıttı 

50 Radisson’un prizeotel 

markasına 3 yeni halka 

54 Pasha Grubu, Mandarin 

Oriental Bodrum’a ortak oldu 

56 Dedeman’dan Cizre turizmini 

büyütecek yatırım 

46 

58

58 Mövenpick Living Çamlıvadi 

açıldı 

iş’te kadın 

62 Özmen: Kadın-erkek, birlikte 

daha güçlüyüz 

marka 

68 Sözen: Yeme- İçme 

profesyonellerini ve şefleri iş 

ortağımız olarak görüyoruz 

70 Otel yatırımcılarından 

İnoksan’a yoğun ilgi 

72 MND Gıda’dan HoReCa’ya 

yepyeni bir marka 

76 

74 Özsan: İhracat ağımızı 

genişletmeye devam ediyoruz 

şefin gözünden 

76 Lezzetin efendisi: Somer 

Sivrioğlu 

gastro güncel 

80 Michelin’den sonra Gault & 

Millau da Türkiye’de 

82 Gastronomisiz bir otel 

düşünmemek için 12 sebep 

84 Ebru Baybara Demir’e Aenne 

Burda Yaratıcı Liderlik Ödülü 

gastro etkinlik 

86 Altın Kaşık Gastronomi 

Ödülleri 4.kez sahiplerini 

buldu 

gastro aktüel 

88 Gastronomi sektöründen 

haberler 

fuar 

84 

92 Ambiente, küresel pazarı tek 

çatı altında barındırıyor 

94 Yıldız Holding, HoReCa 

şirketleriyle ANFAŞ’a damga 

vurdu 

gustonun yorumu 

96 Reha Tartıcı ile keşif noktaları 

yeni mekan 

100 Buba’s Bosphorus’a yeni şef 

102 Starbucks’tan yepyeni Drive 

Thru mağazası 

104 Türkiye’nin en yeni 

mekanları 

dosya 

106 Sevgililer Günü özel 

horeca teknolojileri 

108 Ünlü: Dünyamızı 

iyileştirmeye sanayiden 

başlamalıyız 

110 Oteller buluta çıkıyor 

112 UPster: Benzersiz fiyatperformans 

dengesi 

114 HoReCa teknoloji ve 

sistemleri 

ürünler 

118 Yeni ürünler 

118 

www.hotelrestaurantmagazine.com

KUTUNUN 

DIŞINDA 

DÜŞÜN 

THINK 

OUTSIDE 

THE BOX 

www.konoven.com

, 

Türkiye için çalısıyor, Dünya için üriyoruz. 

www.tuluporselen.com.tr 

kurumsal.tuluporselen.com.tr 

0 274 266 25 56 Kütahya / Türkiye

, 

Türkiye için çalısıyor, Dünya için üriyoruz. 

www.tuluporselen.com.tr kurumsal.tuluporselen.com.tr 

0 274 266 25 56 Kütahya / Türkiye

18 

hotel restaurant 

& hi-tech 

antre 

Belgin Aksoy, 

en etkili 30 kişi 

listesinde 

Türkiye’den sadece 

Global Wellness Day 

Kurucusu Belgin Aksoy, 

dünyada önde gelen 

iyi yaşam öncülerinin 

arasında yerini alarak, 

Medika Life tarafından 

“Wellness Influencer 

and Voice of Health - 

İyi Yaşam Öncüsü ve 

Sağlığın Sesi” seçildi. 

“İyi Yaşamı Dönüştüren En Etkili 30 Kişi” listesinde yer alan Belgin 

Aksoy’a Eski ABD Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Richard Carmona, 

Cleveland Clinic Kurucu Başkanı ve Hekimi Dr. Michael Roizen, 

Blue Zones Kurucusu Dan Buettner, Koruyucu Hekimlik Araştırma 

Enstitüsü’nün Kurucusu ve Başkanı Dr. Dean Ornish, Netflix serisi 

Moving Art yönetmeni Louie Schwartzberg, Harvard Business School 

Kıdemli Öğretim Görevlisi ve Yazar John Macomber, Global Wellness 

Institute ve Global Wellness Summit’in Başkanı ve CEO'su Susie 

Ellis, İtalya İyi Yaşam Vakfı Direktörü Federica Alberti gibi sağlık ve 

wellness sektörün dünyaca ünlü liderleri eşlik ediyor. Global Wellness 

Day Kurucusu Aksoy, “Dünyada sağlık ve wellness sektörünün önde 

gelen liderlerinden oluşan bu listeye Türkiye’den tek kişi olarak 

seçilmek onur verici. Başarımı Global Wellness Day’e inanan, 

misyonumuza destek veren herkesle paylaşıyorum. Paha biçilmez bir 

yeni yıl hediyesi ve motivasyon oldu bana.” dedi. 

Belgin Aksoy in the list of 

30-most influential people 

As the only person from Türkiye, Belgin Aksoy, the 

Founder of Global Wellness Day was selected as 

"Wellness Influencer and Voice of Health" by Medika 

Life, taking place among the leading wellness 

pioneers in the world. 

Belgin Aksoy, who is on the list of "The 30 Most Influential People 

Transforming the Good Life", was thanked by Former US Health 

Department Head Dr. Richard Carmona, Founding President and 

Physician of the Cleveland Clinic, Dr. Michael Roizen, Blue Zones 

Founder Dan Buettner, Founder and President of the Preventive 

Medicine Research Institute, Dr. Dean Ornish, director of the Netflix 

series Moving Art Louie Schwartzberg, Harvard Business School Senior 

Lecturer and Author John Macomber, Susie Ellis, President and CEO 

of the Global Wellness Institute and Global Wellness Summit, Federica 

Alberti, Director of the Italian Wellness Foundation accompanied by 

world-renowned leaders of the industry. Aksoy, Founder of Global 

Wellness Day, said, “It is an honor to be selected as the only person 

from Türkiye in this list of the leading leaders of the health and 

wellness industry in the world. I share my success with everyone who 

believes in Global Wellness Day and supports our mission. It has been 

an invaluable New Year gift and motivation for me.” 

TGA’nın yeni yönetimi görev 

dağılımı yaptı 

Geçtiğimiz haftalarda yedi bölgede yapılan seçimler 

sonrasında belirlenen TGA’nın yeni Yönetim Kurulu 

İstanbul’da ilk toplantısını gerçekleştirdi. 

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un başkanlığını yaptığı, 

Tanıtma Genel Müdürü Timuçin Güler ve TGA Genel Müdürü Yalçın 

Lokmanhekim’in de yer aldığı ilk toplantıya yeni yönetim kurulu 

üyelerinin yanı sıra önceki dönemi yönetim kurulu üyeleri de katıldı. 

Bu yıl yapılacak çalışmaların masaya yatırıldığı toplantıda TGA’nın yeni 

İcra Kurulu Üyeleri de belirlendi. Buna göre Kaan Kaşif Kavaloğlu, 

Tacettin Özden ve İsmet Ömer Öztanık İcra Kurulu’nun yeni üyeleri 

oldu. Ayrıca Kavaloğlu, TGA’nın Basın Sözcüsü olarak önemli bir 

görev daha üstlendi. Toplantıda, yapılan çalışmalar sonrasında 2022 

yılında büyük bir başarı yakalayan turizm sektörünün, bu başarıyı 

2023 yılında sürdürmesi için TGA’nın tanıtım çalışmalarına tüm hızıyla 

devam edeceği vurgulandı. 

New management of 

TGA assigns tasks 

The new Board of Directors of TGA, which was 

determined after the elections held in seven 

regions in the recent weeks, held its first meeting in 

Istanbul. 

The first meeting, chaired by Mehmet Nuri Ersoy, Minister of Culture 

and Tourism, was attended by the General Manager of Promotion 

Timuçin Güler and TGA General Manager Yalçın Lokmanhekim, 

as well as the members of the previous board of directors. At the 

meeting where the work to be done this year was discussed, the 

new Executive Board Members of TGA were also determined. 

Accordingly, Kaan Kaşif Kavaloğlu, Tacettin Özden and İsmet Ömer 

Öztanık became the new members of the Executive Board. In 

addition, Kavaloğlu undertook another important task as TGA's Press 

Spokesperson. At the meeting, it was emphasized that the tourism 

sector, which achieved a great success in 2022 after the works 

carried out, will continue its promotional activities at full speed in 

order to maintain this success in 2023.

DecoBoutique 

DecoBoutique 

www.kulsan.com.tr 

Karaağaç OSB Mahallesi 101.Cadde No:6/2 Kapaklı / Tekirdağ 

Tel:0282 758 26 44 - info@kulsan.com.tr 

kulsanprofesyonel 

kulsanprofesyonel

20 


& hi-tech 

antre 

Six Senses Kaplankaya’ya yeni 

Satış &Pazarlama Direktörü 

Six Senses 

Kaplankaya’nın Satış ve 

Pazarlama Direktörlüğü 

pozisyonuna, Gamze 

Büyüksarıyıldız atandı. 

Gamze Büyüksarıyıldız, Six 

Senses Kaplankaya ekibine 

katılmadan önce Absheron 

Hotel Group bünyesinde yer 

alan Allium Bodrum Resort 

& Spa’nın Satış ve Pazarlama 

Direktörü olarak görev aldı. Daha 

önceki yıllarda ise; Radisson 

Blu Bosphorus Hotel, Istanbul 

Marriott Hotel Şişli, Istanbul 

Marriott Hotel Asia ve Conrad Istanbul Bosphorus gibi otellerin satış 

ve pazarlama yöneticiliğini üstlendi. Büyüksarıyıldız, Ocak 2023 itibari 

ile de Six Senses Kaplankaya’nın marka pazarlama, satış ve gelirler 

yönetiminin içinde bulunduğu Satış ve Pazarlama departmanını 

yönetecek. Satış ve Pazarlama alanındaki profesyonel deneyimini, 

dünyaca ünlü sürdürülebilir sağlıklı yaşam felsefesiyle dikkat çeken 

Six Senses Hotels Resorts Spas bünyesinde yer alan; Six Senses 

Kaplankaya’nın doğa dostu sunduğu hizmetlerine de yansıtacak 

olan Büyüksarıyıldız; “Six Senses Kaplankaya, doğa ile yeniden 

bağ kurmayı hedefleyen ritüellerle alışılmışın dışında bir deneyim 

sunuyor. Misafirlerimize sunduğumuz bu deneyimleri, marka 

anlayışımızı, iş modelimiz ve ekosistemimizi sürdürülebilir bir eksen 

üzerinde kurgulamaya devam edeceğiz. Özellikle bulunduğumuz 

bölgede yerel kültüre saygı kapsamında yaptığımız çalışmalarımız 

artarak devam edecek” diye belirtti. 

New Sales & Marketing Director for 

Six Senses Kaplankaya 

Gamze Büyüksarıyıldız named as the Sales and 

Marketing Director of Six Senses Kaplankaya. 

Prior to joining the Six Senses Kaplankaya team, Gamze 

Büyüksarıyıldız worked as the Sales and Marketing Director of Allium 

Bodrum Resort & Spa, which is part of the Absheron Hotel Group. In 

previous years, she has acted as the sales and marketing manager of 

hotels such as Radisson Blu Bosphorus Hotel, Istanbul Marriott Hotel 

Şişli, Istanbul Marriott Hotel Asia and Conrad Istanbul Bosphorus. 

Büyüksarıyıldız will also manage the Sales and Marketing department 

of Six Senses Kaplankaya, which includes brand marketing, sales 

and revenue management, as of January 2023. Six Senses Hotels 

Resorts Spas, which draws attention with its professional experience 

in Sales and Marketing and its world-renowned sustainable healthy 

life philosophy, Büyüksarıyıldız, which will also reflect her experience 

on Six Senses Kaplankaya's environmentally friendly services. 

Gamze Büyüksarıyıldız stressed, “Six Senses Kaplankaya offers an 

extraordinary experience with rituals that aim to reconnect with nature. 

We will continue to build these experiences we offer to our guests, our 

brand understanding, our business model and our ecosystem on a 

sustainable axis. Especially in the region we are in, our work within the 

scope of respect for the local culture will continue to increase.” 

Dış turizmde en ucuz tatil 

destinasyonları belirlendi 

Rusya Tur Operatörleri Birliği (ATOR), Yılbaşı sonrası 

dış turizmde en ucuz tatil destinasyonlarını belirledi. 

Seyahat acentelerinin sunduğu paket turların incelendiği araştırmalara 

göre, Venezuela ve Sri Lanka’ya yapılan turlarda sırasıyla yüzde 23 

ve yüzde 51 oranında artış kaydedildiği vurgulanan açıklamada, ocak 

ayı tatilleri için Küba ve Maldivler’e tur fiyatlarının aynı kaldığı, Mısır, 

Bahreyn, Katar ve Tayland turlarında düşüş gözlemlendiği açıklandı. 

ATOR tarafından yapılan açıklamada, yılbaşından sonra kalkışlı on 

günlük bir plaj tatili için minimum fiyatların bir dizi destinasyon için 

arttığına dikkat çekilirken, listede Sri Lanka ve Venezuela’nın yanı 

sıra Goa’nın da yer aldığı aktarıldı. Uzmanlar fiyattaki bu artışı yoğun 

taleplere bağlarken, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tatil turlarında 

ise yüzde 12’ye varan indirimlerin kaydedildiğini, bunun nedeninin 

ise muhtemelen Avrupa ülkelerinde BAE’ye yönelik taleplerin önemli 

ölçüde düşmesi olduğunu vurguladı. Uzmanlara göre iki kişilik 10 

gecelik bir paket tur için en düşük fiyatta liderlik, 100 Bin Ruble'yle hala 

Mısır’a ait olurken, ikinci sırada ise aynı fiyat seviyesinin gözlemlendiği 

BAE yer alıyor. Gazetemru'da yer alan habere göre, Ocak ayında Goa 

(Hindistan), Bahreyn ve Tayland seyahatleri 100-150 Bin Ruble'ye mal 

olurken, Sri Lanka, Maldivler, Venezuela, Küba ve Seyşeller’e yapılacak 

bir gezi ise 200 Bin Ruble'ye kadar çıkabiliyor. 

The cheapest holiday destinations in 

foreign tourism determined 

Russian Association of Tour Operators (ATOR) determined 

the cheapest holiday destinations in foreign tourism after 

New Year's Eve. 

According to the researches in which package tours offered by travel 

agencies were examined, it was emphasized that there has been an 

increase of 23 percent and 51 percent in tours to Venezuela and Sri 

Lanka, respectively. It was announced that the prices remained the 

same in the tours to Cuba and Maldives for the January holidays, while 

a decrease was observed in Egypt, Bahrain, Qatar and Thailand tours. 

In the statement made by ATOR, it was noted that the minimum prices 

for a ten-day beach holiday with departure after New Year's Day have 

increased for a number of destinations, while Goa is also on the list, 

along with Sri Lanka and Venezuela. While experts attribute this increase 

in price to high demand, they emphasized that discounts of up to 12 

percent were recorded in holiday tours in the United Arab Emirates 

(UAE), possibly due to the significant decrease in demand for the UAE in 

European countries. According to experts, the lowest price for a 10-night 

package tour for two people still belongs to Egypt with 100 Thousand 

Rubles, while the UAE, where the same price level is observed, is in the 

second place. According to the news in Gazetemru, a trip to Goa (India), 

Bahrain and Thailand in January will cost 100-150 thousand Rubles, 

while a trip to Sri Lanka, Maldives, Venezuela, Cuba and Seychelles will 

can go up to 200 thousand rubles.

DecoBoutıgue 



www.kulsan.com.tr 

Karaağaç OSB Mahallesi 101.Cadde No:6/2 Kapaklı / Tekirdağ 

Tel:0282 758 26 44 - info@kulsan.com.tr

22 


& hi-tech 

antre 

Önlemler gevşetildi 

Çin'de ziyaretçi sayısı artıyor 

Çin'de göçmenlik yetkilileri, 8 Ocak'tan bu yana ülkenin 

gelen ve giden yolcu sayılarında istikrarlı bir büyüme ve 

düzenli bir toparlanma olduğunu duyurdular. 

Ulusal Göç İdaresi'nin (NIA) yönetimi altındaki Sınır Teftiş Departmanı 

Genel Müdürü Liu Haitao, Devlet Konseyi ortak Covid-19 önleme ve kontrol 

mekanizması tarafından düzenlenen bir basın toplantısında, 8-12 Ocak 

tarihleri arasında ülke çapındaki göçmenlik makamlarının günde 490 bin 

giriş ve çıkış işlemi yaptığını, bu rakamın Çin'in Covid-19 önlemlerinin 

gevşetilmesiden öncesine oranla yüzde 48,9 daha fazla olduğunu söyledi. 

Liu, Çin'in Covid-19 müdahalesine ilişkin yönetimini B sınıfına indirmesinden 

önce kaydedilen rakamlarla kıyaslandığında günlük ortalama gelen ziyaret 

sayısının yüzde 54,7 artarak 250 bine ulaştığını, giden ziyaret sayısının ise 

yüzde 43,3 artışla 240 bine ulaştığını söyledi. 8 Ocak'tan bu yana, politika 

değişikliği öncesine göre yüzde 129,4 artışla 1,35 milyondan fazla ana kara 

sakini giriş ve çıkış belgeleri için başvurdu. Bahar Festivali tatili yaklaşırken, 

çıkış ve giriş noktalarında seyahatlerin zirve yapmasının beklendiğini 

söyleyen Liu, Çin vatandaşlarının gümrük işlemleri için 30 dakikadan 

fazla beklememesini sağlamak için NIA'nın her düzeydeki göçmenlik 

yetkililerinden verimliliği artırmalarını istediğini de sözlerine ekledi. (Xinhua). 

Measures eased: Visitor numbers 

increase in China 

Immigration officials in China announced that since 

January 8, the country has seen steady growth and a 

steady recovery in inbound and outbound passenger 

numbers. 

Liu Haitao, Director General of the Border Inspection Department under the 

management of the National Immigration Administration (NIA), said at a 

press conference organized by the State Council's joint Covid-19 prevention 

and control mechanism, that between 8 and 12 January, immigration 

authorities across the country had 490,000 entries and exits per day. He said 

that this figure is 48.9 percent more than before China's Covid-19 measures 

were eased. Liu said that compared to the figures recorded before China 

demoted its management regarding the Covid-19 response to Class B, 

the daily average number of inbound visits increased by 54.7 percent to 

reach 250 thousand, while the number of outgoing visits increased by 43.3 

percent to 240 thousand. Since 8 January, more than 1.35 million mainland 

residents have applied for entry and exit documents, an increase of 129.4 

percent compared to before the policy change. As the Spring Festival holiday 

approaches, travel is expected to peak at exit and entry points, Liu added, 

adding that the NIA is asking immigration officials at all levels to increase 

efficiency to ensure that Chinese citizens don't wait more than 30 minutes for 

customs clearance. (Xinhua) 

Turizmde çalışan sayısı 

2019’u aştı 

Turizm sektörünün genelinde, özellikle de 

konaklama alanında çalışan sayısı artmaya 

devam ediyor. Sektörde çalışan sayısı 2019 yılı 

rakamlarını aştı. 

TÜİK-Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de 

otellerde çalışan ücretli işçi sayısı 2022 yılı ağustos ayında, 

2019’daki düzeyi aşarak 435 bin 156 oldu. 2019’da otellerde 

çalışan sayısı 406 bin kişi idi. Sektör genelinde çalışan toplam 

işçi sayısı da 2019 yılını geçerek 1 milyon 338 bine yükseldi. İşçi 

sayısı 2019’da 1 milyon 191 bin kişiydiç Diğer taraftan İŞKUR- 

Türkiye İş Kurumu verilerine göre, Ocak-Aralık 2022 döneminde 

sektörler itibarıyla en fazla işe yerleştirme ve eleman aramada 

turizm ilk sıralarda yer alıyor. İŞKUR verilerine göre, 2022 yılı 

Ocak-Aralık döneminde de alınan toplam açık iş sayısı 2 milyon 

315 bin 250 olarak hesaplandı. Sektörler itibarıyla en fazla açık 

iş (957 bin 614) imalat sanayi sektöründen geldi. En çok açık iş 

ise satış danışmanı/uzmanı, turizm otelcilik elemanı ve garson 

(servis elemanı) mesleklerinde kaydedildi. 

The number of employees in 

tourism exceeded 2019 

The number of employees in the tourism sector in 

general, especially in the field of accommodation, 

continues to increase. The number of employees in 

the sector exceeded the figures of 2019. 

According to TÜİK-Turkish Statistical Institute data, the number 

of paid workers working in hotels in Turkiye in August 2022 

exceeded the level in 2019 and became 435 thousand 156. In 

2019, the number of employees in hotels was 406 thousand 

people. The total number of workers working in the sector 

exceeded 2019 and increased to 1 million 338 thousand. 

The number of workers was 1 million 191 thousand people 

in 2019. On the other hand, according to the data of İŞKUR- 

Turkish Employment Agency, tourism ranks first in terms 

of job placement and recruitment in terms of sectors in the 

January-December 2022 period. According to İŞKUR data, 

the total number of job vacancies in the January-December 

period of 2022 was calculated as 2 million 315 thousand 250. By 

sectors, the highest number of vacancies (957,614) came from 

the manufacturing industry sector. The most vacancies were 

recorded in sales consultant/expert, tourism hotel staff and 

waiter (service staff).

24 


& hi-tech 

antre 

THY yurt dışı 

rotasında frekans 

artıracak 

Türk Hava Yolları, Senegal’in 

başkenti Dakar uçuşlarında yaz 

sezonuyla birlikte frekans artışına 

gideceği öğrenildi. 

THY’nin İstanbul-Dakar hattında 26 Mart’tan 

itibaren A330-200 tipi uçaklarıyla haftada 7 

frekans olarak hizmet vereceği öğrenildi. 

THY şu anda Dakar hattında operasyonlarını 

haftada 5 frekans olarak gerçekleştiriyor. 

THY yurt dışı 

rotasında frekans 

artıracak 

It has been stated that Turkish 

Airlines will increase the frequency 

of flights to Dakar, the capital of 

Senegal, with the summer season. 

It has been learned that THY will serve on 

the Istanbul-Dakar route with A330-200 

type aircraft as of March 26, with a total 7 

frequencies per week. THY currently operates 

on the Dakar route with 5 frequencies per 

week. 

Yunanistan’dan 

turizm paketlerine 

yüzde 12 zam 

Yunanistan’da turizm sektörü 

2023 yılının turizm sezonu için 

tatil paketlerinin yüzde 10 ile 

15 arasında zamlı olacağını 

belirterek, uluslararası acente ve 

tur operatörleri ile anlaşmaların 

yapılmaya başlandığı açıklandı. 

Yunanistan’da turizm sektörü temsilcileri, 

otelciler ve acenteler 2023 turizm sezonu 

için şimdiden uluslar arası acenteler ve tur 

operatörleri ile anlaşma yapmaya başladı. 

Kathimerini gazetesinin haberine göre, 

ortalama yüzde 12 civarında olan turizm 

paketlerindeki artışların İskandinav ülkeleri 

pazarlarının önde gelen öncü isimleri TUI 

Group, Der Touristik, Apollo, Seniorenreisen 

(Avusturya) gibi tur operatörlerinin Almanya 

ve İngiltere gibi büyük Avrupa ülkelerinde 

sattığı tatil paketlerini oluşturduğu açıklandı. 

Sözcü'den Yaşar Anter imzalı habere göre, tur 

şirketlerinin paket turları dışında bireysel ve 

doğrudan yapılan rezervasyonlarda artışların 

yüzde 100’lere ulaştığı belirtilen haberde, 

artış aralıklarının Yunanistan’ın Ege ve 

Akdeniz’deki tatil destinasyonuna göre farklılık 

gösterebileceği belirtildi. Bu nedenle, İngiltere 

veya Almanya’dan Yunanistan’a seyahat etmek 

isteyen bir aile için turist paketinin toplam 

maliyeti, yolcu hava taşımacılığı maliyetindeki 

paralel artış nedeniyle önemli ölçüde artmış 

gibi görünürken, bu yıl Yunanistan‘ın tatil 

tercihi olarak üst sıralarda yer alacağı belirtildi. 

(Sözcü) 

12 percent increase in tourism 

packages from Greece 

The tourism sector in Greece stated that holiday packages will increase 

by 10 to 15 percent for the tourism season of 2023, and it has been 

announced that agreements with international agencies and tour 

operators have begun. 

ITourism sector representatives, hoteliers and agencies in Greece have already started to 

make agreements with international agencies and tour operators for the 2023 tourism season. 

According to the news of the Kathimerini newspaper, it has been announced that the increase 

in tourism packages, which is around 12 percent, constitutes the holiday packages sold by tour 

operators such as TUI Group, Der Touristik, Apollo, Seniorenreisen (Austria), the leading names 

of the Scandinavian countries markets, in major European countries such as Germany and 

England. According to the news by Yaşar Anter from Sözcü, the increase in individual and direct 

bookings of tour companies, excluding package tours, reached 100 percent, and it was stated 

that the increase intervals may differ according to the holiday destination of Greece in the Aegean 

and Mediterranean. Therefore, while the total cost of the tourist package for a family wishing to 

travel to Greece from the UK or Germany seems to have increased significantly due to the parallel 

increase in the cost of passenger air transport, this year Greece will rank high as a holiday choice. 

(Sözcü Newspaper)

#İyiTasarımHerkesinHakkı¦ 

seramiksan.com.tr 

/ seramiksan

26 


& hi-tech 

antre 

Zirvede SPA deneyimi 

Kış turizmi müdavimlerine sadece 

konaklamasıyla değil, SPA olanaklarıyla da 

unutulmaz deneyimler yaşatan Bof Hotel 

Uludağ Ski Convention Resort, Daphne Spa 

& Fitness ayrıcalığıyla SPA deneyimini Uludağ'ın zirvesine taşıyor. 

14 yıllık deneyimiyle kayakseverleri ağırlamaya devam Bof Hotel 

Uludağ Ski Convention Resort, 1999 yılından bu yana SPA ve 

fitness alanlarında hizmet veren Daphne Spa & Fitness ile bu kış 

da çok iddialı! Uludağ dışında İstanbul ve Bodrum’da profesyonel 

Uzakdoğulu terapistleriyle SPA tutkunlarını ağırladıklarını belirten 

Daphne Spa & Fitness Yönetim Kurulu Başkanı Celal Uğurlu, “SPA 

hizmeti, özellikle kış turizmi için olmazsa olmaz bir tamamlayıcı 

bir unsurdur. 14 yıllık tecrübemizle, kayak tutkunlarının SPA’lara 

çok fazla ilgi gösterdiğini iyi biliyoruz. Daphne Spa & Fitness 

olarak verdiğimiz hizmet bizim için her şeyden önemli, 14 yıl bu 

özelliğimizle var olduk. Bu sene Uludağ’da sezon geç başladı, 

sömestr tatili ile birlikte otellerin doluluk oranı artacak. Kış turizmi 

tutkunlarına, iyi bir otel ve kayak merkezi seçiminde Spa özelliğini 

unutmamalarını öneriyoruz. Hareketli bir sezona hazırız” dedi. 

Rahmi Koç 

Müzesi’nden yeni kitap 

Türkiye’nin ulaşım, endüstri ve iletişim 

tarihindeki gelişmeleri yansıtan ilk ve tek sanayi 

müzesi Rahmi M. Koç Müzesi, külliyatını yeni 

bir kitapla genişletti. “Rahmi M. Koç Müzeleri 

- İstanbul” isimli üçüncü kitapta, İstanbul 

Rahmi M. Koç Müzesi’nin ana koleksiyonunun 

çeşitliliği ve niteliği hakkında bilgilerin yanı sıra ikinci kitaptan bu 

yana koleksiyona eklenen objelere yer veriliyor. Müzenin büyüleyici 

atmosferini yansıtan fotoğraflar, Ali Konyalı ve Tarkan Kutlu imzası 

taşıyor. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’tan çıkan kitabın, tasarımını 

Nahide Zarifoğlu, editörlüğünü ise Begüm Kovulmaz üstlendi. 

Rahmi M. Koç Müzesi Genel Müdürü Mine Sofuoğlu, 30’uncu yılına 

yaklaşan Rahmi M. Koç Müzeleri’nin her yaştan kültür sanat tutkunu 

tarafından gördüğü ilginin kendilerini memnun ettiğini belirterek, 

“İlkin 1994 yılında İstanbul’da kapısını ziyaretçilerine açan Rahmi 

M. Koç Müzesi, üç ayrı ilde birer müze ve bir de kitaplığı bünyesine 

katarak, her yıl 1 milyonu aşkın ziyaretçi ağırlayan önemli bir kültür 

kurumu haline gelmiştir. Müzelerimizi ve koleksiyonumuzu tanıtmayı 

amaçlayan üçüncü kitabımızı hazırlarken her geçen yıl zenginleşen 

koleksiyonumuz ve genişleyen müzelerimiz sebebiyle tek bir cilde 

sığamadığımızı fark ettik. Böylelikle serimizin ilk cildini teşkil edecek 

bu kitabımızda yalnızca İstanbul müzemizden bir seçki hazırladık. 

Koleksiyonumuzdan ancak başlıca örneklere yer verebildiğimiz 

kitabımızda sunulandan daha fazlasını görmek veya müzemizi 

yeniden deneyimlemek isteyenleri her zaman ziyarete bekleriz” 

ifadelerini kullandı. 

Sağlık turizminin kalbi 

Antalya’da atacak 

TEMET-Türkiye European 

Medical Tourism tarafından 

düzenlenen Sağlık Turizm 

Alım heyeti Programı, 14- 

16 Şubat 2023 tarihinde 

Antalya'da gerçekleştirilecek. 

Organizasyonunun Düzenleme 

Kurulu Başkanı UASTED 

Başkanı Dr. Mehmet Kanpolat 

yaptığı açıklamada, Antalya 

Asteria Kremlin Palace’da 

yapılacak fuara Almanya, 

Afrika, Orta Asya, Orta Doğu ve 

Avrupa ülkelerinden alanında 

uzman yaklaşık 200 kişinin 

katılacağını açıkladı. Sağlık ve 

medikal turizm sektörlerindeki 

ürün ve hizmetleri yabancı alıcılarla buluşturmak ve bu süreçleri 

kurumsallaştırmak amacında olduklarını aktaran Dr. Mehmet 

Kanpolat, şunları söyledi: "Düzenlenen alım heyeti programında, 

yabancı alıcılarla prestijli hastaneler, organ nakli, onkoloji, diş 

klinikleri, tüp bebek klinikleri, saç ekim merkezleri, lüks oteller, 

estetik merkezleri, tanı merkezleri, laboratuvarlar, termal turizm 

merkezleri ve sağlık turizmi firmaları arasında yüz yüze görüşmeler 

yapılacak." ifadesini kullandı. Organizasyonda katılımcıların, 

kurumlarını tanıtma fırsatı bularak, uzun vadeli iş birlikleri kurma 

imkanına sahip olacaklarını aktaran Dr. Mehmet Kanpolat, sağlık 

turizminin daha da gelişmesine katkı sağlayacaklarını sözlerine 

ekledi. Fuara Orta Asya, Afrika ve Avrupa ülkelerinden yaklaşık 200 

kişi katılımcı bekleniyor. 

Yanlış vize türü sınır 

dışı ettiriyor 

Türkiye’nin hazırlayarak 

Avrupa Konseyi Parlamenter 

Meclisi’ne (AKPM) 

sunduğu ve Schengen 

vizesi başvurularının 

haksız nedenlerle 

reddedilmemesini öngören 

karar tasarısı Genel 

Kurul oylamasıyla kabul 

edildi. AKPM nezdinde 

Türkiye temsilciliğini yürüten Ziya Altunyaldız konuya ilişkin yaptığı 

açıklamada, Schengen vizelerine ret oranının 4 kat arttığı, son 8 

yılda en fazla başvuruyu yapan 5 ülke arasında olan Türkiye’nin 

ret oranı en çok artan ülke olduğu dikkat çekti. Karar tasarısında 

reddedilmelerdeki ana sebep olarak da, Türkiye’deki mevcut 

ekonomik koşullar gösterilirken, başvurular esnasında talep edilen 

yüksek harçlar, belge sayısındaki artış, yeni vize türlerinin getirilmesi 

ve başvurunun yüz yüze gerçekleştirilme zorunluluğu gibi detaylar 

ise adayların karşısına çıkan engel arasında yer alıyor. Çilek Vize 

Kurucusu Mertcan Durgut konuya dair şu değerlendirmede bulundu: 

“Ülkemizde yaşanan ekonomik ve politik gelişmelerden dolayı, vize 

almak gün geçtikçe zorlaşıyor. Bunun yanı sıra konsoloslukların da 

sürekli olarak yeni vize türleri çıkarması ve yeni evraklar talep etmesi, 

vize sürecini adaylar için engelli koşuya dönüştürüyor. Bu yüzden 

ortağım Kıvanç Kılıç ile birlikte tam da bu zor günlerde kurduğumuz 

vize danışmanlık şirketimizle sektördeki bir açığı kapattık. Pek çok 

ülkeyi gezmiş, vize süreçlerini yaşamış bireyler olarak yurt dışına 

çıkmak isteyen vatandaşlarımıza rehberlik ediyoruz.”

Beko 400 TR ve TokenX 

platform hizmeti ile, 

işinizi daha az maliyetle 

daha verimli yönetin! 

Mali mühür 

gerekmeden, 

HEMEN 

e-faturaya 

geçiş imkanı! 

Ürünlerinizi ve 

alanlarınızı 

Beko 400 TR 

cihazınıza 

tanımlayın 

Oda, masa bazlı 

sipariş yönetiminizi 

yapın 

Ödemelerinizi 

QR veya 

kredi kartı ile 

temassız alın 

Tek tuşla müşterinin 

e-posta adresine 

e-fatura gönderin 

Tüm işlemlerinizi 

ve e-faturalarınızı 

TokenX web paneli 

üzerinden 

görüntüleyin

28 


& hi-tech 

gündem / agenda 

2022’NIN EN PAHALI UÇUŞU 

İSTANBUL’DAN 

NEW YORK’A YAPILDI 

2022’nin seyahat karnesine göre en pahalı tek yön uçak bileti 104 bin 797 TL’ye İstanbul 

- Canberra yolculuğu için satılırken, en pahalı gidiş - dönüş uçuşu ise 87 bin 449 TL’ye 

İstanbul - New York arasında gerçekleştirildi. 

Pandeminin etkilerinin günden 

güne daha az hissedildiği 2022’yi 

henüz geride bırakmışken, 

çevrimiçi seyahat platformu Turna.com 

ziyaretçilerinin uçak bileti satışlarından 

kaydettiği bilgilerden hareketle yılın 

seyahat karnesini açıkladı. Platformun 

paylaştığı verilere göre, en pahalı tek 

yön bilet 104 bin 797 TL’ye İstanbul 

- Canberra uçuşu için satıldı. Yurt 

içi seyahatlerdeki en pahalı tek yön 

bilet ise 3 bin 680 TL’ye İstanbul - 

Dalaman uçuşunda alıcı buldu. Gidiş 

- dönüş olarak satın alınan biletlerin 

en pahalısı dış hatlarda 87 bin 449 TL 

ile İstanbul - New York, iç hatlarda 

ise 6 bin 490 TL ile Antalya - İstanbul 

uçuşunda kullanıldı. Uçuş bedeli en 

pahalı yolculuklar ise ağustos ve eylül 

aylarında gerçekleştirildi. 

2022’de en ucuz uçak biletlerinin 

haritasına bakıldığında da rotanın 

doğuya kaydığı görüldü ve Turna.com 

kullanıcıları en ucuz biletlerini ocak 

ayında aldı. Yıl boyunca dış hatlarda en 

düşük bütçeli tek yön seyahat Tahran - 

İstanbul hattında 406 TL’ye yapılırken, 

iç hatlarda da yılın en ucuz tek yön uçak 

bileti 106 TL’ye Diyarbakır - Trabzon 

uçuşunda satıldı. Gidiş - dönüşlerde 

ise Ankara’daki yolcular 962 TL’lik en 

düşük fiyatlı biletle Kiev’e uçarken, yurt 

içinde en ucuz uçak bileti 212 TL’ye 

Trabzon’dan Van’a giden uçuşlar için 

satıldı. 

Yurt içinde en çok nisan, yurt 

dışında ise ekim ayında yolculuk 

yapıldı 

Turna.com’dan edinilen bilgilere göre 

kullanıcılar yurt içine en çok nisan, 

yurt dışına ise ekim ayında seyahat etti. 

2022’de iç hatlarda en çok tercih edilen 

destinasyonların arasında İzmir ve 

İstanbul bulunurken, İstanbul - Antalya 

ve Adana - İstanbul en çok tercih edilen 

rotalar oldu. İstanbul'dan Tahran, Bakü 

ve Taşkent uçuşları ise dış hatlarda yılın 

en’lerine girdi. Önceki yıllarda olduğu 

gibi dış hat uçuşlarında Türk Hava 

Yolları, iç hatlarda ise Pegasus en çok 

tercih edilen havayolu şirketleri oldu. 

Yurt dışının favorileri: Bakü, Viyana, 

Düsseldorf, Tahran, Amsterdam 

Seyahat istatistiklerindeki kırılımlar, 

platformun farklı statü ve kategorideki 

kullanıcılarında rotaların yön 

değiştirmesi şeklinde kayıtlara geçti. 

Turna.com'a üye olan öğrenciler, 

çiftler ve çocuklu aileler yurt içinde 

en çok İstanbul, İzmir, Antalya’ya, yurt 

dışında ise Bakü, Viyana, Düsseldorf, 

Tahran ve Amsterdam şehirlerine 

gitti. 65 yaş üzeri kullanıcıların yurt 

içi seyahatlerinde benzer bir tablo 

görülürken, dış hatlarda Rusya’nın 

Mineralnye Vody, Almanya’nın Köln ve 

Frankfurt şehirleri en çok tercih edilen 

bölgeler oldu. 

Konuya dair açıklama yapan Turna. 

com Genel Müdürü Dr. Kadir Kırmızı, 

uçak bileti fiyatlarının 2022'de büyük 

oranda arttığını ve bu nedenle 2023 

seyahatlerini planlanlamak isteyenlerin 

%70’e kadar daha ucuza uçak bileti 

bulmasını sağlayan Akıllı Uçuş arama 

özelliğine yoğun ilgi gösterildiğini 

belirterek sözlerini şu şekilde 

sonlandırdı: “Turna.com mühendisleri 

tarafından geliştirilen Akıllı Uçuş 

algoritması, birbiriyle bağlantısı 

olmayan havayolu şirketlerinin 

uçuşlarını birleştirerek %70’e kadar 

ucuza uçak bileti bulmayı sağlıyor. 

Müşterilerimizin seyahatlerini daha 

konforlu kılmak için ucuz uçak 

biletinin yanı sıra otobüs bileti, otel 

rezervasyonu, vize işlemleri, araç 

kiralama gibi birçok alanda da hizmet 

sunuyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz tüm 

kategorilerde üyelerimizin ihtiyaçlarına 

tek noktadan hem ekonomik hem de 

avantajlı çözümlerle karşılık veriyoruz.

THE MOST EXPENSIVE 

FLIGHT OF 2022 WAS FROM ISTANBUL 

TO NEW YORK 

According to the travel scorecard of 2022, the most expensive one-way flight ticket was sold 

for the Istanbul - Canberra journey for 104 thousand 797 TL, while the most expensive roundtrip 

flight was between Istanbul and New York for 87 thousand 449 TL. 

While leaving 2022, where 

the effects of the pandemic 

are felt less day by day, the 

online travel platform Turna. 

com has announced the travel 

scorecard of the year based 

on the information recorded 

by its visitors from the flight 

ticket sales. According to the 

data shared by the platform, 

the most expensive oneway 

ticket was sold for the 

Istanbul - Canberra flight for 

104 thousand 797 TL. The most 

expensive one-way ticket for 

domestic trips was sold on 

the Istanbul - Dalaman flight 

for 3 thousand 680 TL. The 

most expensive of the roundtrip 

tickets was used on the 

international flight Istanbul 

- New York with 87 thousand 

449 TL, and with 6 thousand 

490 TL on the Antalya - Istanbul flight 

on domestic flights. The most expensive 

journeys with flight costs were carried 

out in August and September. 

When looking at the map of the cheapest 

flight tickets in 2022, it was seen that 

the route shifted to the east and Turna. 

com users bought their cheapest tickets 

in January. While the lowest budget 

one-way travel on international lines was 

made for 406 TL on the Tehran - Istanbul 

route throughout the year, the cheapest 

one-way flight ticket of the year was sold 

on the Diyarbakir - Trabzon flight for 106 

TL on domestic lines. While passengers 

in Ankara flew to Kiev with the lowestpriced 

ticket of 962 TL on the way back, 

the cheapest domestic flight ticket was 

sold for 212 TL for flights from Trabzon 

to Van. 

Most trips were made in April in the 

country and in October abroad 

According to the information obtained 

from Turna.com, users traveled mostly 

in April and abroad in October. While 

Izmir and Istanbul were among the most 

preferred destinations for domestic 

flights in 2022, Istanbul - Antalya 

and Adana - Istanbul were the most 

preferred routes. Flights from Istanbul 

to Tehran, Baku and Tashkent entered 

the best of the year in international 

lines. As in previous years, Turkish 

Airlines was the most preferred airline 

for international flights and Pegasus for 

domestic flights. 

Favorites abroad: Baku, Vienna, 

Düsseldorf, Tehran, Amsterdam 

Breakdowns in travel statistics were 

recorded in the form of 

changes in routes for users of 

different status and categories 

of the platform. Students, 

couples and families with 

children who are members 

of Turna.com mostly visited 

Istanbul, Izmir, Antalya in the 

country and Baku, Vienna, 

Dusseldorf, Tehran and 

Amsterdam abroad. While 

a similar table is seen in 

domestic travels of users 

over the age of 65, Mineralnye 

Vody in Russia, Cologne and 

Frankfurt in Germany were 

the most preferred regions for 

international flights. 

Turna.com General Manager 

Dr. Kadir Kırmızı, making a 

statement on the subject, 

stated that air ticket prices 

have increased greatly in 2022 and 

therefore, there is great interest in the 

Smart Flight search feature, which 

allows those who want to plan their 

2023 travels to find flight tickets up to 

70 percent cheaper, said “The Smart 

Flight algorithm, developed by Turna. 

com engineers, combines the flights 

of unconnected airlines to find flights 

up to 70% cheaper. In order to make 

the travels of our customers more 

comfortable, we offer services in 

many areas such as bus tickets, hotel 

reservations, visa procedures, car 

rental, as well as cheap flight tickets. In 

all categories in which we operate, we 

respond to the needs of our members 

from a single point with both economical 

and advantageous solutions.

30 


& hi-tech 

gündem 

İŞTE NEREDEKAL.COM’UN 

2022 SEYAHAT RAPORU 

Türkiye’nin otel ve villa arama 

platformu Neredekal.com’un 

verilerine göre, 2022 yılı boyunca, 

15 milyondan fazla kullanıcı Neredekal. 

com’u kullanarak tatil araması 

gerçekleştirdi. Yapılan aramalar 

sonucunda kış mevsiminin favori 

rotaları Pamukkale, Şile ve Kartepe 

olurken; yaz mevsimi boyunca Bodrum, 

Alanya ve Şile tatilseverlerin gözde tatil 

rotaları arasında yer aldı. 

Her mevsimin favorisi, Şile 

Yaz ve kış aylarında tatilseverlerin favori 

destinasyonlarından biri olan Şile, 

ilkbahar ve sonbahar aylarında da yerini 

korudu ve 2022’nin her mevsiminde 

tercih edilen rota oldu. Türkiye’nin 

dört bir yanından tatilseverler yaz 

mevsimi boyunca Mersin ilinde yer 

alan Susanoğlu’nda tatil araması yaptı. 

Kış mevsiminin en çok aranan yeri ise 

Kartepe, Kocaeli oldu. 

Kartepe, sömestir tatilinde de lider 

2022 yılında sömestir tatili için en çok 

aranan tema "Kayak Otelleri” olurken; 

bölge olarak Kartepe, ailelerin en çok 

aradığı destinasyon oldu. 

En çok aranan tatil rotaları bu yıl da 

değişmedi 

2021 yılında Şile, Çeşme ve Fethiye en 

çok aranan tatil rotaları olmuştu. 2022 

yılında da tatilseverler tercihlerinden 

vazgeçmedi. Şile, Çeşme ve Fethiye 

yine en çok aranan tatil rotaları olmayı 

başardı. 

Bungalovlar ilgi görmeye devam 

etti 

Son yıllarda bungalovlara gösterilen 

ilgi artmaya devam etti ve bungalov 

en çok aranan konaklama türü oldu. 

Bungalovu pansiyon ve her şey dahil 

oteller takip etti. 

Yapılan tatiller yetmedi 

Tatilseverler 2022’de tatile doyamadı. 

2022 yılı boyunca en çok tatil araması 

12 Temmuz 2022’de yani Ramazan 

Bayramı’nın son gününde gerçekleşti. 

Gün boyunca 180 bin kişi Neredekal. 

com’u kullanarak tatil araması yaptı.

Lara

38 


& hi-tech 

gündem / makale 

AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO’su 

Tezer Öner 

Hey taksici! “Ne tarafa gidiyorsun?” 

Çok meşhur bir tiyatro oyunundan kısa 

bir replik. Zeki Alasya ve Metin Akpınar 

“Deliler” isimli oyunda muhteşem bir 

İstanbul taksi durağı komedisi yapmıştı. 

Ama onca seneden sonra düşünüyorum da 

hala deli çıkıyoruz bu taksi konusundan… 

Yazan konuşan çok, eh bir de ben yazayım 

değil mi? Herkes şikayetçi bir kere… Taksi 

yok, çok pahalı, nüfusa oranla yetersiz… 

Eğitimsiz şoförler, mafyavari ilişkiler, 

keyfi bir hizmet anlayışı… Kısa mesafe 

gitmem, yağmurda almam, bu saatte 

çalışmam, karşıya geçmiyorum, çok 

kalabalıksınız, ayakların çamurlu, normal 

yoldan gitmem bilmem nereden dolaşırım, 

taksimetre açması problem, kapaması 

başka problem… Dünyanın en nazlı taksileri 

bizde… Seni almaz değişim saatidir ama 

yanında bekleyen Arap için akan sular ve 

saatler durur… Ne de olsa çok milliyetçi 

ve misafirperver adamlardır bir Arap 

alınmadan geçilmez yoksa milli itibarımız 

bir misafire karşı zedelenir. 

Ama Cem Yılmaz’ın oyunundaki repliği 

gibi “şimdi oğlanın nişanını yaptık” diye 

taksimetreye basılır. Şişli’den Acıbadem’e 

ikinci köprü hatta mümkünse üçüncü 

köprüden gidilerek cari açığımızın 

kapatılmasına katkıda bulunulur. Öyle 

de hassas adamlardır taksiciler… Hiç 

mi iyisi yok? Çok!.. Onların zaten cep 

telefonu numaralarını alıyoruz ki bir 

ihtiyaç anında bu adamları önce bulalım… 

Bir de uygulamalar var… Puan vereceğin 

için onlara katılan taksiciler daha hassas 

oluyor. Ama onların bile içinden bazen farklı 

adamlar çıkabiliyor. Keşke geneli pırlanta 

olsa ama genelde sıkıntı olunca yazıyı da 

genele göre yazmak icap ediyor. 

Sayılar da enteresan dünyaya kıyasla. 

İstanbul’da 889 kişiye 1 taksi, Paris 121 

kişiye 1 taksi, Singapur 376 kişiye 1 taksi, 

Tokyo 397 kişiye 1 taksi, Londra 418 kişiye 

1 taksi, Roma 538 kişiye 1 taksi ve New 

York 618 kişiye 1 taksi… Yani taksi sayımızın 

18.000 değil, en az 35.000 olması gerekiyor. 

Ama bir taksiciler odamız var ki maşallah… 

Sadece zam isterken veya belediyeyle kavga 

ederken görüyoruz kendilerini nedense 

bir eğitimdir, bir güzelliktir, bir sosyal 

sorumluluk projesidir falan hiç görmedik 

daha… Zaten bu kadar büyük metropolde 

neden sadece bir oda var? Sayın devletimiz 

mesela benzer bir konuda adım atıp 

baroları birden fazla hale getirmişti. Bence 

taksiciler odasının da en az dört adet 

olması gerekiyor. Şişli, Kadıköy, Esenler ve 

Kartal diye dört bölgeye rahatça ayırabiliriz 

İstanbul’u… 

Taksilerle yaşanan olumsuzlukların çözüm 

mercii de yok. Polisi arıyorsun bizi işimiz 

değil diyor. Belediyeyi arıyorsun polise 

şikâyet edin diyor. O yazan 153 şikâyet 

numarasının da hiçbir kifayeti yok. Bugüne 

dek hiçbir aksiyon aldıklarını görmedim. 

Ayrıca taksi plakalarının durumu nedir 

öyle? Bir plaka 2.500.000 TL bu rant işin 

meslek olmaktan çıkmış olduğunun kanıtı 

zaten. Hem taksi plakası sahiplerinin plaka 

kiralamalarında gelir vergisi ödemediğini de 

yeni öğrendim. Gerçekten şahane bir düzen. 

Halbuki ev alsa aldığı kiradan vergi verecek. 

Neden ev alayım, plaka alırım. Taksi zaten 

umurumda olmaz çünkü plaka hep artan 

değerde ve toplasan 1,5 kg teneke. Üç 

beş bin lira versen yeniden bastırıyorsun. 

Tertemiz gene 2,5 şahane… 

Bu sorunların çözülmesi için çalışma 

sürelerinin kayıt altına alınarak 

düzenlenmesi, kanuna tabi yevmiye 

alınması ya da maaşlı çalışılması, 

kiraların kanuna göre belirlenmesi, kiraya 

verenlerden gelir vergisi talep edilmesi, mal 

sahiplerinin gerçek kazançları üzerinden 

vergilendirilmesi, araçlara taksimetreye 

bağlı yazarkasa konması ve galericilerin 

tekelinin yıkılması gerekiyor. Özellikle bazı 

galericilerin kendi aralarında belirlediği 

kira ve plaka fiyatları mesleği zor duruma 

düşürüyor. Taksicilere yönelik trafik, 

davranış, teknik bilgi, adres, yabancı dil 

gibi eğitimlerin de artırılarak ve sınava 

tabi tutularak belge verilmesi de taksi 

camiasında kaliteyi artırabilir. Bunları da 

CNN’de öneri olarak gördüm. 

Benim ilave edeceğim sadece iki önemli 

konu var. Birincisi taksiciler odası sayısı 

artmalı ve aynı Fransa’da olduğu gibi 

sürücü ve taksi için çift ve eşlenik denetimle 

iş izni verilmeli. Yani taksi otomobil olarak 

yeterlilikten ve periyodik kontrollerden 

geçerken sürücü de eğitim ve sertifika 

süreci ve periyodik yenileme kurslarını 

bitirmeli. Dolayısıyla o aracı başka sürücü 

kullanamamalı. Bu durumda maaşlı 

sürücüler veya mal sahibi sürücüler 

olacaktır. Bu da sorumluluk ve ceza için 

muhatap bulmak demektir. 

Ya da ben artık otostop çekmeye 

başlayacağım. Bu da bir çözüm. Ortak ve 

sosyal bir bilinçle bu eski uygulamayı tekrar 

hayata geçirelim. 

Taksicilerin sorunları da var. Onu da bir 

sonraki yazımda taksicilerin gözünden 

İstanbul müşterileri olarak yazacağım. 

Yani merak etmeyin, iki tarafa da aynı 

mesafedeyim. Saygıdeğer taksici arkadaşlar 

yazıyı eleştirmeden önce bir de bir sonraki 

yazıyı beklesinler. 

Her zaman dediğim gibi iyi esnaf her zaman 

kazanır.

40 


& hi-tech 

gündem agenda 

KAYSERI SAĞLIK TURIZMINDE DE IDDIALI! 

Kayseri is also assertive in health tourism! 

Türkiye sağlık hizmetleri konusunda her geçen gün kendini geliştirmeye devam ediyor. Hem turistik 

gezi hem de daha uygun bütçeyle daha iyi sağlık hizmetinden yararlanmak isteyenlerin tercihi 

Türkiye oluyor. Ülkenin sağlık merkezleri arasında son dönemde Kayseri de öne çıkıyor. 

Turkey continues to improve itself every day in the field of health services. Turkey is the choice of those who want to 

benefit from both touristic trips and better health services with a more affordable budget. Among the health centers of 

the country, Kayseri has recently come to the fore. 

Türkiye pandemi dönemindeki 

kısıtlamalar hariç her geçen 

gün yükselen bir sağlık turizmi 

grafiğine sahip oldu. Uluslararası 

Sağlık Hizmetleri’nin (USHAŞ) yaptığı 

araştırmaya göre, 2022 yılının ilk üç 

çeyreğinde toplam 876 bin 521 kişi 

sağlık hizmeti almak için Türkiye’yi 

tercih etti. Kayseri de turistik ve 

tarihi zenginliklerinin yanı sıra, sağlık 

hizmetleriyle turizmde üst sıralara talip 

oldu. Kayseri'ye sağlık turizmi için ağırlıklı 

olarak Avrupa ülkelerinden gurbetçiler 

geliyor. 

Selvi: “Avrupa’nın birçok merkezinden 

Kayseri’ye direkt uçuşlar var” 

Roza Estetik Sağlık Turizm Kurucusu 

Kazım Selvi, “Çok geniş bir uçuş ağıyla 

güçlü bir hava taşımacılığı altyapısına 

sahip olmamız, pek çok ülkeden turistleri ülkemize çekiyor. Örneğin 

Avrupa’nın birçok merkezinden Kayseri’ye direkt uçuşlar mevcut. Kayseri 

Havalimanı şehir merkezine araçla sadece 5 dakika mesafede yer alıyor. Bu, 

ülkemize tedavi olmak için gelen bir kişinin, aynı gün içinde randevusuna 

yetişebileceği anlamına geliyor. Sağlık hizmetleri pek çok ülkede oldukça 

pahalı. Türkiye’yi tercih edenler aşağı yukarı yüzde 60 daha uygun bütçeyle 

saç ekimi yaptırabiliyor. Üstelik saç ekimi genelde 6-8 saat sürüyor ve 

kişiler sonrasında doktorun tavsiyelerine uyarak, sosyal aktivitelerden geri 

kalmadan süreci çok kolay bir şekilde atlatabiliyor” şeklinde konuştu. 

“İç Anadolu’yu sağlık turizminde zirveye taşıyacağız” 

İç Anadolu’daki sağlık turizmini zirveye taşımak istediklerini dile getiren 

Kazım Selvi, “Hem maliyet avantajı, hem gezme fırsatı, hem de kaliteli 

teknolojik altyapı sunan Türkiye, uluslararası hastaların ilk tercih ettiği 

ülkeler arasında yer alıyor. Araştırmalar gösteriyor ki sürekli yükselen 

bir sağlık turizmi grafiğine sahibiz. USHAŞ’ın raporuna göre, 2020 yılında 

yaşanan küresel salgın sebebiyle sağlık turisti sayısında gözle görülür bir 

azalma meydana geldi. 407 bin 423 hasta, sağlık hizmeti almak için Türkiye’yi 

tercih etti. Sağlık turizmi ve tıbbi nedenlerle gelen yabancı ziyaretçi ve yurt 

dışında ikamet eden vatandaşlardan elde edilen turizm geliri, 2020 yılında 

1.164.779 bin dolara geriledi. 2021 yılında 670 bin 730 kişi sağlık hizmeti 

aldı ve buradan elde edilen gelir 1.726.973 bin dolar tutarında gerçekleşti. 

2022 yılının ilk 3 çeyreğinde ise ülkemizin sağlık turizminden elde ettiği 

rakam 1.603.479 bin dolar oldu. Saç ekimi son yıllarda tüm dünyada oldukça 

popüler oldu. Teknoloji ve sistemler geliştikçe alınan sonuçlarda çok daha 

başarılı noktalara geldik. Bu da bizlere olan ilgiyi artırdı. Roza Estetik Sağlık 

Turizm olarak, İç Anadolu’daki sağlık turizminin gelişiminin çok iyi yerlere 

geleceğine inanıyoruz. Tarihi güzellikleriyle herkesi cezbeden doğa harikası 

Kapadokyamız, kış turizminin gözdesi Erciyes Kayak Merkezimiz var. Sağlık 

turistleri eğlence ve hizmeti birleştirebiliyor. 2023’te Kayseri'yi Avrupa'da 

tanınan önemli bir sağlık merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz” dedi. 

Except for the restrictions during the pandemic period, Turkey 

has had an increasing health tourism graphic every day. 

According to the research conducted by the International Health 

Services (USHAŞ), a total of 876 thousand 521 people preferred 

Turkey in the first three quarters of 2022 to receive health 

services. In addition to its touristic and historical riches, Kayseri 

aspired to the top in tourism with its health services. Expats 

come to Kayseri mainly from European countries for health 

tourism. 

Selvi: “There are direct flights to Kayseri from many centers 

in Europe.” 

Kazım Selvi, Founder of Roza Estetik Health Tourism, said, 

“That we have a strong air transport infrastructure with a very 

wide flight network attracts tourists from many countries to 

our country. For example, there are direct flights to Kayseri 

from many centers in Europe. Kayseri Airport is only 5 minutes 

away from the city center by car. This means that a person who 

comes to our country for treatment can catch his appointment 

on the same day. Healthcare is very expensive in many countries. 

Those who prefer Turkey can have hair transplantation with a 60 

percent more affordable budget. Moreover, hair transplantation 

usually takes 6-8 hours, and people can easily get through the 

process by following the doctor's recommendations, without 

falling behind from social activities.” 

We will carry Central Anatolia to the top in health tourism 

Kazım Selvi expressing that they want to carry the health 

tourism in Central Anatolia to the top, said “Turkey, which offers 

both cost advantage, opportunity to travel and high quality 

technological infrastructure, is among the countries preferred by 

international patients. Research shows that we have a constantly 

rising health tourism chart. According to the report of USHAŞ, 

there has been a noticeable decrease in the number of health 

tourists due to the global epidemic in 2020. 407 thousand 423 

patients preferred Turkey to receive health services. Tourism 

income from foreign visitors and citizens residing abroad for 

health tourism and medical reasons decreased to 1,164,779 

thousand dollars in 2020. 670 thousand 730 people received 

health services in 2021, and the income from this amounted to 

1,726,973 thousand dollars. In the first 3 quarters of 2022, the 

figure our country obtained from health tourism was 1,603,479 

thousand dollars. Hair transplantation has become very popular 

all over the world in recent years. As technology and systems 

have developed, we have come to much more successful points 

in the results obtained. This increased our interest. As Roza 

Estetik Health Tourism, we believe that the development of 

health tourism in Central Anatolia will come to very good places. 

We have Cappadocia, a natural wonder that attracts everyone 

with its historical beauties, and Erciyes Ski Center, the favorite 

of winter tourism. Health tourists can combine entertainment 

and service. We aim to make Kayseri an important health center 

recognized in Europe in 2023.”

42 


& hi-tech 

gündem agenda 

Son teknoloji teleferikler, 

uluslararası standartlarda 

pistler, modern konaklama 

tesisleri ve ulaşım imkânları 

ile Türkiye’nin Alpleri olan 

Erciyes ile yaklaşık 100 yıllık 

bir tarihe sahip Avusturya ve 

İsviçre sınırında kurulu olan 

ve 'Alplerin İbizası' olarak 

adlandırılan Ischgl Kayak 

Merkezi arasında iş birliği 

anlaşması yapıldı. 

ERCIYES ISCHGL ILE KARDEŞ 

KAYAK MERKEZI OLDU 

Erciyes became a sister ki resort with ISCHGL 

Karşılıklı iş birliği esasına dayalı 

anlaşma Kayseri Erciyes A.Ş. 

Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat 

Cahid Cıngı ile Ischgl & Samnaun Kayak 

Merkezi CEO’su Günther Zangerl ve 

Yönetim Kurulu Başkanı Jürgen Kurz 

arasında Avusturya’nın Tirol eyaletinin 

başkenti Innsbruck’taki Ischgl’da 

imzalandı. Dünyada kayak camiasında 

bir ilke imza atan ve her geçen yıl 

uluslararası arenada daha fazla tanınan 

Erciyes Kayak merkezi, “Twin Ski 

Resorts” iş birliği ile Avusturya’nın kış 

turizm tecrübesini Kayseri’ye ve ülkemize 

kazandırarak dünya markası olma 

yolundaki adımlarını hızlandırmış olacak. 

Sektörel güç birliği sağlanacak 

Anlaşma ile Erciyes A.Ş. çalışanları ile 

Ischgl-Samnaun Kayak Merkezi arasında 

teknik personel değişimi, yönetim 

tecrübelerinin paylaşılması, sosyal ve 

sportif faaliyetlerde birlikte hareket, 

pazarlama ve tanıtım gibi birçok farklı 

konuda sektörel güç birliği yapılması 

hedefleniyor. Türkiye’de yerli ve yabancı 

turistlerin en çok tercih ettiği kış 

destinasyonu olarak ön plan çıkan Erciyes 

ve Avrupa’nın global kayak merkezi Isghgl 

arasında yapılan anlaşma ile kardeş 

kayak merkezlerinden bir tanesinde tatil 

yapan bir kayakçı diğerinde bedelsiz kayak 

yapma imkanına da kavuşacak. Protokol 

çerçevesinde kardeş kayak merkezleri 

arasında ortak sosyal sorumluluk 

projeleri de hayata geçirilecek. 

A cooperation agreement was 

signed between Erciyes, Turkey's 

Alps, with state-of-the-art cable 

cars, tracks at international 

standards, modern accommodation 

facilities and transportation facilities, 

and Ischgl Ski Center, which is 

located on the Austrian and Swiss 

border with a history of nearly 100 

years and is called ‘Ibiza of the Alps’. 

Agreement based on mutual cooperation 

was signed between Murat Cahid Cıngı, 

Chairman of the Board of Directors of Kayseri 

Erciyes, Inc. and Günther Zangerl, CEO of 

Ischgl & Samnaun Ski Center and Jürgen 

Kurz, Chairman of the Board, in Ischgl in 

Innsbruck, the capital of the Austrian state of 

Tyrol. Erciyes Ski Center, which broke new 

ground in the world skiing community and 

became more well-known in the international 

arena every year, will accelerate its steps 

towards becoming a world brand by bringing 

Austria's winter tourism experience to 

Kayseri and our country in cooperation with 

“Twin Ski Resorts”. 

Sectoral union of forces will be ensured 

With the agreement, it is aimed to cooperate 

in many different areas such as technical 

personnel exchange between Erciyes Inc. 

employees and Ischgl-Samnaun Ski Center, 

sharing management experiences, acting 

together in social and sports activities, 

marketing and promotion. With the 

agreement between Erciyes, which stands 

out as the most preferred winter destination 

by domestic and foreign tourists in Turkey, 

and Isghgl, Europe's global ski center, a skier 

who takes a vacation in one of the sister ski 

resorts will also have the opportunity to ski 

for free in the other. Within the framework 

of the protocol, joint social responsibility 

projects will be implemented between the 

sister ski resorts.

44 


& hi-tech 


DEDEMAN MERSIN YENIŞEHIR 

2026’DA AÇILACAK 

2023 yılına hızlı bir giriş yapan Dedeman Hotels & Resorts International, 

2026 yılında açılacak yeni otel projesi Dedeman Mersin Yenişehir için 

management sözleşmesi imzaladı. 

Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş ile 

Victor Hotels Turizm İnşaat Sanayi 

ve Ticaret A.Ş arasında 6 Ocak’ta 

Dedeman Bostancı’da gerçekleştirilen imza 

töreninde, Dedeman Mersin Yenişehir için 

management sözleşmesi imzalandı. 

Dedeman Mersin Yenişehir; 120 odası, 1000 

kişilik balo salonu, 380 m²’lik lobisi, geniş 

olanaklara sahip spa’sı, roof’ta bulunan 

gökyüzü havuzu ve restoranı ile bölgeyi 

ziyaret eden yerli ve yabancı misafirlere 

hizmet verecek. Panoramik şehir manzaralı 

otel aynı zamanda; kurumsal etkinlikler, 

toplantılar ve düğünlere yönelik planlanan 

2000 m²’lik bahçesi ile Mersin’in en büyük 

açık hava etkinlik mekânı olacak. 

Yenişehir’e yeni bir soluk 

Mersin’in günden güne gelişen merkez 

ilçelerinden Yenişehir’de açılacak olan 

Dedeman Mersin Yenişehir, “Dünyanın en 

güzel sahili” sloganı ile düzenlemesi yapılan 

Mersin Kültür Park’a, Türkiye’de bulunan 

6 minareli 3 camiden biri olan Muğdat 

Cami’sine, Doğu Akdeniz çanağındaki 

en büyük marina olan Mersin Marina’ya, 

Akdeniz mimarisinin Türk motifleri ve 

modern unsurlarla harmanlandığı en güzel 

örneklerinden biri olan ödüllü Forum Mersin 

AVM’ye yakın konumuyla dikkat çekiyor. 

Balkan: “Mersin turizmde 

yatırımlara hazır bir bölge” 

İmza töreninde konuşan Victor Hotels 

Yönetim Kurulu Başkanı İdris Rojhat 

Balkan, “Mersin’in tıpkı İstanbul gibi çok 

renkli, çok karakterli bir demografik yapısı 

var. Şehrimiz bir liman ve turizm kenti. 

Aynı zamanda dünyayı birbirine bağlayan 

en büyük lojistik merkezi. Bu nedenle 

gelişime çok açığız; özellikle turizmde ciddi 

yatırımlara hazır bir bölgeyiz. Dedeman 

markasının şehrimizde olmasını bu açıdan 

çok kıymetli buluyorum. Fortune listesine 

göre ilk 200’de yer alan bir firmayız ve 

bugüne kadar 7 farklı sektörde faaliyet 

yürüttük. Bu proje ile sekizinci faaliyet 

alanımıza da giriş yapmış oluyoruz” dedi. 

Balkan’ın ardından söz alan Victor Hotels 

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mesut 

Aras Ürgen de yaptığı konuşmada, Dedeman 

markasının Mersin’de bulunmasından 

onur duyduklarını ifade ederken, Dedeman 

Mersin Yenişehir’in mimari projesini yürüten 

Nom Proje Geliştirme ve Yatırım Grubu’nun 

temsilcisi Erbay Güleryüzlü, özellikle ulusal 

firmaları çok önemsediklerini belirterek 

Dedeman’ın Mersin’de olmasının Dedeman 

ile birlikte şehre de bir marka değeri 

katacağını vurguladı. 

Dedeman: “Büyümeye Mersin ile 

devam ediyoruz” 

Konuşmasında Dedeman’ın büyüme 

hedeflerine değinen Banu Dedeman, 

“Dedeman ve Park Dedeman markalarımıza 

ek olarak; 2022 yılında hayata geçirdiğimiz 

7 yeni markamız, açılışını yaptığımız 

yeni otellerimiz ve imzaladığımız yeni 

otel sözleşmelerimiz ile zincirimizi hızla 

büyüttük. Şu an; Cizre ve 14 Ocak’ta açılışını 

yapacağımız Kayseri ile toplam 21 otelimizde 

3.229 oda ve 6.345 yatak kapasitesiyle 

konuklarımızı Dedeman Misafirperverliği ile 

ağırlıyor ve Dedeman bayrağını ülkemizin 

81 ilinde dalgalandırmayı hedefliyoruz. 

Bugün ise büyüme yolculuğumuza Mersin 

ile devam ediyoruz. Tarihi kadar doğasıyla 

da göz dolduran Mersin; 321 km’lik sahil 

şeridi, Türkiye’nin ihracat hacminin önemli 

bir kısmını karşılayan Mersin Uluslararası 

Limanı, ülkemizin ikinci büyük serbest 

bölgesi olan Mersin Serbest Bölgesi 

ile sanayi ve ticaret gücü açısından da 

ayrı bir öneme sahip. 2023’te açılacak 

“Çukurova Bölgesel Havalimanı” da 

yalnızca Mersin’e değil tüm bölgeye değer 

katacaktır. Mersin’in taşıdığı potansiyeli 

daha da büyüteceğine inandığımız otelimizin 

ülkemize ve Türk turizmine hayırlı olmasını 

diliyorum” şeklinde konuştu.

46 


& hi-tech 

yeni yatırımlar new investments 

POLAT PALANDÖKEN YENILENDI 

Polat Palandoken renewed 

Polat Turizm Otelcilik 

bünyesinde 2000 yılından 

bu yana hizmet veren Polat 

Palandöken, Autoban imzasıyla 

tamamen yenilendi. 

Dünyanın ikinci, Avrupa'nın en iyi doğal 

kayak pistine sahip kayak oteli Polat 

Palandöken, ödüllü mimarlık stüdyosu 

Autoban imzasıyla yenilendi. Kapsamlı bir 

renovasyon çalışmasının ardından deluxe 

odaları, suitleri, aile konaklamaları için farklı 

büyüklüklerde tasarlanan aile odalarının yanı 

sıra ana restoranı, lobisi, dinlenme alanları ve 

barlarıyla da yenilenen otel, bu kış çok daha 

iddialı! 

Momo artık Palandöken’de 

Gastronomi ve eğlence dünyasının önde gelen 

markalarından Momo’yu bünyesine katan otel, 

Palandöken’in etkileyici manzarasına karşı 

Momo Apres-ski’ye özel lezzetleriyle unutulmaz 

deneyimler vaat ediyor. Geçtiğimiz sezon sağlıklı 

yaşam etkinlikleri ile dikkat çeken kayak oteli, 

tüm sezon boyunca sürecek ruh, zihin, beden 

atölyeleri ve uzman isimlerin söyleşileriyle de 

bundan böyle The Studio Polat Palandöken’de 

olacak. 

Polat Palandöken’in yetişkinlere bir sürprizi 

de, yepyeni mekanı Secret Bar. Kayak keyfinin 

ardından sımsıcak ve samimi buluşmalar için 

mekan, tadına doyulmaz bir alternatif oluyor. 

Kayak kampları başladı 

Polat Palandöken, 6-13 yaş arası misafirleri 

için Popa Kayak Akademisi ile kayak kamplarını 

da başlattı. Çocuklara alanında uzman ve 

sertifikalı eğitmenler eşliğinde güvenli bir 

ortamda hem öğrenme hem de eğlenme imkanı 

sunan otelde 4-12 yaş arası misafirler Gymy 

Kids Club ile sanat ve spor atölyeleri, oyunlarla 

sosyalleşecek. 

Yeni nesil çalışma alanları için ilhamlarını 

geleneksel hanlardan alan Han Spaces 

çalışma alanında ise, dileyen ofis konforunda 

çalışabilecek, dileyen kitabını keyifle 

okuyabilecek. 

Polat Palandoken, which has been serving under Polat Turizm Otelcilik 

since 2000, has been completely renovated with the mark of Autoban. 

Polat Palandoken, the world's second ski 

hotel with Europe's best natural ski slope, 

has been renovated with the signature 

of the award-winning architecture 

studio Autoban. After a comprehensive 

renovation, the hotel was renovated with 

its main restaurant, lobby, resting areas 

and bars as well as deluxe rooms, suites, 

family rooms designed in different sizes for 

family accommodation, and this winter is 

much more assertive! 

Momo is now in Palandöken 

Incorporating Momo, one of the leading 

brands in the world of gastronomy 

and entertainment, the hotel promises 

unforgettable experiences with its special 

flavors for Momo Apres-ski, against the 

impressive view of Palandöken. The ski 

hotel, which attracted attention with its 

wellness activities last season, will now be 

at The Studio Polat Palandoken with spirit, 

mind and body workshops and interviews 

with experts throughout the season. 

Another surprise of Polat Palandoken for 

adults is its brand new venue Secret Bar. 

After skiing, the place becomes a lovely 

alternative for warm and sincere meetings. 

Ski camps started 

Polat Palandoken also started ski camps 

with Popa Ski Academy for its guests aged 

6-13. In the hotel, which offers children the 

opportunity to learn and have fun in a safe 

environment accompanied by expert and 

certified trainers, guests between the ages 

of 4-12 will socialize with art and sports 

workshops and games with the Gymy Kids 

Club. In the Han Spaces workspace, which 

takes its inspiration from traditional inns 

for new generation workspaces, anyone 

can work in the comfort of an office and 

read a book with pleasure.

48 


& hi-tech 

yeni yatırımlar / new investments 

THE PENINSULA HOTELS 

İSTANBUL’DA MERAKLA 

BEKLENEN OTELINI TANITTI 

The Peninsula Hotels, markanın sahibi ve işletmecisi The Hongkong and Shanghai 

Hotels, Limited, The Peninsula Istanbul ve yönetimi ile birlikte çalıştığı iş ortaklarını özel 

bir davetle tanıttı. 14 Şubat 2023'te resmen kapılarını açacak olan lüks segment otel, 

177 adet odasıyla hizmet verecek. 

Dünyanın en köklü otelcilik şirketi 

The Hongkong and Shanghai Hotels, 

Limited’e ait The Peninsula Hotels 

markasının dünya çapındaki en yeni üyesi 

olan ve 14 Şubat 2023'te açılacak The 

Peninsula Istanbul, büyüleyici yapılarının 

ortaya çıkmasını sağlayan, çoğunluğu Türk 

değerli iş ortaklarını 17 Ocak 2023 tarihinde 

ilk kez kapılarını açtığı ikonik lobisinde 

düzenlenen ön gösterim davetinde takdim 

etti. Otelin iş ortakları; iç mimari tasarım 

projelerinin kahramanı Zeynep Fadıllıoğlu, 

sanat danışmanı Çağla Saraç, peyzaj mimarı 

Enzo Enea, moda tasarımcısı Arzu Kaprol ve 

iki Michelin yıldızlı şef Fatih Tutak’ı, ilk kez 

20. yüzyılın başlarından kalma tarihi yolcu 

terminali binasının yüksek tavanlı ikonik The 

Peninsula lobisinde gerçekleşen buluşmada 

duyurdu. 

The Peninsula’nın dünyanın dört bir yanında 

olduğu gibi, kısa süre içinde İstanbul’da 

da bir klasik haline geleceği düşünülen 

Peninsula Çay Saati bu etkinlikte sürpriz 

tatları ile ilk kez buluşturuldu. Etkinlik, The 

Hongkong and Shanghai Hotels, Limited’in 

Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü 

Clement Kwok, The Hongkong and Shanghai 

Hotels, Limited Operasyonlardan Sorumlu 

Başkanı Peter Borer, Satış ve Pazarlamadan 

Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Mark 

Kobayashi, The Peninsula Istanbul Genel 

Müdürü Jonathan Crook ev sahipliğinde 

gerçekleşti. 

Kwok: “Grubumuz için önemli bir 

dönüm noktası” 


Limited’in Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel 

Müdürü Clement Kwok: "Bu, grubumuz 

için önemli bir dönüm noktası. İstanbul, 

dünyanın en dinamik şehirlerinden biri 

ve Doğu ile Batı'yı bir arada barındırıyor, 

eski ve yeninin inanılmaz bir karışımını 

sunuyor. Geleceğe heyecanla bakan ve 

olağanüstü bir mirasa sahip bir şirket 

olarak, The Peninsula'nın dünyaca ünlü 

lüks misafirperverliğini ve hizmetini 

deneyimlemek için lokal misafirlerimizi ve 

uluslararası ziyaretçilerimizi ağırlamayı 

dört gözle bekliyoruz." diyerek açılışla ilgili 

heyecan ve mutluluğunu dile getirdi. 

Crook: “Görkemli bir otel 

hedefledik” 

The Peninsula Istanbul Genel Müdürü 

Jonathan Crook, otel açılışıyla ilgili olarak 

“Tesadüfen bugün bu güzel şehirdeki 

birinci yıldönümüm ve şu an sizlere bu 

eşsiz lokasyonda, The Peninsula Istanbul’u 

ilk kez tanıtmaktan mutluluk ve onur 

duyuyorum. The Peninsula'da en çok 

kişiselleştirilmiş hizmetimiz ve detaylara 

verdiğimiz önemle tanınırız. Ama daha da 

önemlisi, tüm otellerimizin kendine özgü 

kişilikleri, tasarımları ve kültürleri vardır. 

The Peninsula Istanbul’da da her bir detay 

özenle tasarlandı. İstanbul'un mirasının 

zenginliğini yansıtan, ama aynı zamanda 

günümüzün dinamizmi ve enerjisini 

de içinde barındıran görkemli bir otel 

hedefledik. The Peninsula Istanbul'un ikonik 

özellikleri, kusursuz servisi ve lezzetleriyle 

sadece İstanbul'un değil tüm dünyanın 

ilgi odağı olacağına yürekten inanıyorum. 

Ama en önemlisi Türk misafirperverliği ve 

The Peninsula geleneklerinin mükemmel 

karışımı ile misafirlerimiz için kalıcı anılara 

imza atmak olacak.” diye konuştu.

THE PENINSULA HOTELS INTRODUCED 

ITS HIGHLY ANTICIPATED 

HOTEL IN ISTANBUL 

The Peninsula Hotels, The Hongkong and Shanghai Hotels, Limited, which is owner and 

operator of the brand, has introduced The Peninsula Istanbul and its business partners that 

it worked together its management with a special invitation. The luxury segment hotel, which 

will officially open its doors on February 14, 2023, will serve with 177 rooms. 

In anticipation of its opening on 14 

February 2023, The Peninsula Istanbul 

revealed the innovative, mainly Turkish 

creators whose craftsmanship have 

helped to shape the stunning new 

property. These creative partners, 

including celebrated interior designer 

Zeynep Fadıllıoğlu, art consultant Çağla 

Saraç landscape architect Enzo Enea, 

fashion designer Arzu Kaprol, and 

two-Michelin-starred chef Fatih Tutak, 

were announced at a press briefing on 

17 January 2023. The event was held 

in the soaring-ceilinged former 20thcentury 

ferry terminal that has been 

transformed into the hotel’s grand 

waterfront Lobby. 

The gathering included a signature 

Peninsula Afternoon Tea service, an 

iconic offering at Peninsula properties 

around the world, and introduced 

the creative partners, whose work 

exemplifies the ingenuity and artistic 

traditions for which Türkiye is legendary. 

The event was hosted by principals of 


Ltd., parent company of The Peninsula 

– including Clement Kwok, Managing 

Director and CEO; Peter Borer, Chief 

Operating Officer, and Mark Kobayashi, 

Senior VP of Sales & Marketing. Also 

present was Jonathan H. Crook, The 

Peninsula Istanbul’s Managing Director. 

Kwok: “An important milestone for 

our group” 

“This is an important milestone for our 

group. Istanbul is one of the world’s 

most dynamic cities and truly embodies 

East meets West. It offers such an 

incredible blend of ancient and modern,” 

says Clement Kwok, Managing Director 

and Chief Executive Officer of The 

Hongkong and Shanghai Hotels, Ltd., 

The Peninsula’s parent company. “As a 

company with an exceptional heritage 

which also looks firmly to the future, 

we are looking forward to welcoming 

local guests and international visitors 

to experience The Peninsula’s worldrenowned 

luxury hospitality and service.” 

Crook: “We aimed for a magnificent 

hotel” 

“It is a great pleasure to have partnered 

with some of Türkiye’s most preeminent 

creative minds to craft our hotel’s 

distinctive aesthetic,” Mr. Crook said 

at the event. “As well as providing an 

authentic and beautiful environment for 

guests, these artists are also carrying 

on the cultural legacies of their home 

country.”

50 


& hi-tech 


RADISSON’UN PRIZEOTEL 

MARKASINA 3 YENI HALKA 

Radisson Otel Grubu, bu yıl Dortmund ve Dresden dahil olmak üzere yeni açılışlar için 

gün sayarken, önümüzdeki beş yıl boyunca özellikle İngiltere ve İrlanda olmak üzere 

seçkin Avrupa ülkelerinde 45 yeni anlaşma ile markayı genişletme planlarını duyurdu. 

Radisson Otel Grubu’nun orta 

ölçekli yaşam tarzı markası 

prizeotel, yaklaşık 1000 odalık 3 

yeni otelin açılışıyla birlikte 2022 yılı 

boyunca büyümesini sürdürdü. Grup, 

2023'te Dortmund ve Dresden dahil 

olmak üzere yeni açılışlar için gün 

sayarken, önümüzdeki beş yıl boyunca 

özellikle İngiltere ve İrlanda olmak 

üzere seçkin Avrupa ülkelerinde 45 

yeni anlaşma ile markayı genişletme 

planlarını duyurdu. 

Tanışıp kaynaşmaya uygun 

prizeotel, ekonomik bir yatırım maliyeti 

ile birlikte, benzersiz ve seçkin bir 

karaktere sahip orta ölçekli bir yaşam 

tarzı deneyimi sunuyor. Markanın 

büyüleyici tasarım özellikleri, Brüt 

İşletme Kârı marjının (+%50) yüksek 

olduğu ve yalın işletme modelinin 

uygulanabildiği yeni otellere ve 

dönüşüm projelerine imkan sağlıyor. 

Her otel, daha modern yaşam alanları 

arayan gezginler için benzersiz bir 

alan, "tanışıp kaynaşmaya uygun” ortak 

çalışma alanları, dijital seyahatseverler 

için geçici evler, uluslararası 

topluluklar için buluşma yerleri ve 

çalışmak, yeni insanlarla tanışmak ve 

hayattan zevk almak için ilham verici 

mekanlar sunuyor. Tüm odalar, şehir 

tarzı ile rahat bir ortamı bir arada 

getirmek üzere tasarlandı. 

İlk olarak 2009 yılında Bremen, 

Almanya’da açılan prizeotel, yeni 

nesil uygun bütçeli tasarım otellerine 

yepyeni bir konsept getirdi. Akıllı yaşam 

tarzını uygun konaklama fiyatlarıyla bir 

araya getirebilme başarısını gösteren 

prizeotel, Bonn, Viyana ve Münster'de 

açılan yeni otellerle 2022 yılında 

Almanya ve Avusturya'da büyümesini 

sürdürüyor. Avrupa’nın heyecan verici 

destinasyonlarındaki diğer açılışlar 

ve yapılan anlaşmalar ise yakında 

açıklanacak. Marka şu anda Almanya, 

Avusturya, İsviçre ve Belçika'da faaliyet 

göstermekte olup, 3.200'den fazla odası 

olan 16 otele sahip. 

Radisson Otel Grubu Global Geliştirme 

Başkanı Elie Younes, “prizeotel’i 

2023 yılında Almanya ve Birleşik 

Krallık’a odaklanarak genişletmeyi 

sabırsızlıkla bekliyoruz. Markamız, 

optimum yatırım modeli, sunduğu 

yaşam tarzı ve sürdürülebilirlik 

programları sayesinde yatırımcıların 

yoğun ilgisini çekti. Önümüzdeki beş 

yılda mevcut portföyümüzü iki katından 

daha fazla büyütmeyi hedefliyoruz.” 

açıklamalarında bulundu.

52 


& hi-tech 


Beethoven'ın eski evine yürüme 

mesafesinde 

prizeotel Bonn-City Ren Nehri kıyısında 

ve Beethoven'ın eski evine 600 metrelik 

kısa bir yürüme mesafesinde bulunuyor. 

Yeni yapılan otel, teraslı 214 oda ve Ren 

Nehri manzaralı sky bar ile Altın DGNB 

Sertifikasına sahip. prizeotel Vienna- 

City, tarihi şehir merkezinin güneyindeki 

Favoriten bölgesinde, Viyana Merkez 

İstasyonunun hemen yanında yer alıyor. 

293 odalı otel, Viyana’daki en önemli 

altyapı geliştirme projesi olan, yeni 

inşa edilen tren istasyonu bölgesindeki 

büyük bir dönüşüm alanı olan “Quartier 

Belvedere’in” bir parçasını oluşturuyor. 

195 odalı prizeotel Münster-City’nin, 

Münster merkez istasyonuna doğrudan 

bağlantısı bulunuyor. Şehrin Orta 

Çağa uzanan zengin kültürel mirası ve 

günümüzün genç, canlı öğrenci hayatı, 

Münster’i iş ve tatil amaçlı seyahatler 

için önemli bir destinasyon haline 

getiriyor. 

Teknoloji ve sürdürülebilirlik, 

prizeotel’in misafirlerine sunduğu 

deneyimlerde kilit rol oynuyor. 

Dijital check-in imkanının yanı sıra, 

teknolojinin en iyi şekilde kullanıldığı 

odalarda yatağın kenarında doğrudan 

kablosuz şarj, tüm cihazları şarj etmek 

için çok sayıda priz ve otelin her yerinde 

ücretsiz, hızlı Wi-Fi bağlantısı gibi 

olanaklar, sorunsuz bir konaklama için 

gereken çok sayıda gelişmiş teknoloji 

özelliklerinden yalnızca birkaçı. 

Her otelinde %100 karbonsuz 

konaklama imkanı 

Basılı evrak ve nakit para kullanılmayan 

tüm prizeotel tesislerinde, çevre dostu 

kat hizmetlerini tercih eden misafirlere 

ücretsiz içecek jetonu verilmekte ve 

artan yiyecekler yerel hayır kurumlarına 

bağışlanmaktadır. Her otelinde %100 

karbonsuz konaklama imkanı sunan 

ilk şehir oteli olan prizeotel’de 2023 

itibariyle tüm misafirler sıfır karbon 

ayak iziyle konaklayacak. Sürdürülebilir 

Otel İşletmeciliğinin Temel İlkelerinin 

uygulandığı ve bu ilkelerin 2050 Yılında 

Net Sıfır Karbon hedefine ulaşılmasına 

yönelik Radisson Otel Grubu’nun 

sürdürülebilirlik stratejisi ile bir araya 

getirildiği tüm prizeotel 

tesisleri prizePromise 

kapsamındaki 

taahhütlerini yerine 

getirmeye devam 

ediyor. Bu amaçla, 

özellikle kiralık olanlar 

olmak üzere yeni inşa 

edilen tüm prizeotel 

tesisleri, çevre dostu 

bina sertifikasına sahip 

olacak ve dönüştürülen 

her otelde, binanın 

çevre performansını 

artırmaya yönelik özel bir plan 

uygulanacak. 

prizeotel Genel Direktörü Connor 

Ryterski şöyle konuştu: “prizeotel, 

kiralama, yönetim ve franchise olmak 

üzere esnek sözleşme çözümleri 

ile orta ölçekli otel segmentinde 

yatırımcılara geleneksel otel 

markalarının yanında oldukça cazip 

bir alternatif sunuyor. Optimum 

tasarım konsepti, hem mevcut 

otellerin dönüştürülmesine hem de 

yeni otellerin inşasına imkan sağlıyor. 

Yalın işletme konsepti ile pazara 

bağlı olmak üzere %50’nin üzerinde 

Brüt İşletme Kârı marjına ulaşmak 

mümkün. Sonuç olarak, orta ölçekli 

bir yaşam tarzı otelinin gelir seviyesi 

ile ekonomi segmentinin verimliliğini 

bir araya getiren prizeotel, bu özelliği 

ile otel yatırımcıları için tartışmasız ve 

benzersiz bir değer sunuyor”.

54 


& hi-tech 


PASHA GRUBU, MANDARIN ORIENTAL 

BODRUM’A %50 ORTAK OLDU 

Pasha Group became 50% partner of Mandarin Oriental Bodrum 

Azerbaycan merkezli Pasha Grubu, Astaş 

Holding bünyesinde faaliyet gösteren lüks 

otel zinciri Mandarin Oriental’in Türkiye’de 

işletmeye başladığı ilk oteli Mandarin 

Oriental Bodrum Otel’ine yüzde 50 ortak 

oldu. 

Astaş Holding’in 2014 yılında Bodrum’a kazandırdığı 132 

konaklama ünitesine sahip ve International Hotel Awards 

tarafından Avrupa’nın en iyi lüks oteli ve Condé Nast Traveler 

tarafından ise dünyanın en iyi ve lüks resort oteli seçilen ve dünya 

çapında 140’ı aşkın seçkin ödüle layık görülen Mandarin Oriental 

Bodrum Oteli için yeni bir dönem başlıyor. Pasha Holding, Astaş 

Holding’e ait Mandarin Oriental Bodrum’un hisselerinin yüzde 

50’sini devraldı. Mandarin Oriental Bodrum, Astaş Holding ve Pasha 

Holding’in ortak olduğu Asta Cennetkoy Turizm ve İşletmecilik A.Ş. 

adına Vedat Aşcı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığında faaliyetlerini 

sürdürecek. 

Aşçı: “Bodrum’a değer katacak” 

Bu önemli ortaklığa ilişkin açıklamada bulunan ASTAŞ Holding 

Yönetim Kurulu Başkanı Vedat Aşcı; “Mandarin Oriental, Bodrum’u 

dünya standartlarının üstünde çok büyük bir vizyon ve emek ile 9 yıl 

önce Türkiye turizmine kazandırdık. Böylesine başarılı bir projenin 

yatırımcısı olmaktan da gurur duyuyorum. Bodrum’un dünya jetset 

destinasyonları arasında yer almasına ciddi anlamda katkımız 

oldu. Markamızın güçlenmesi ve büyümesi, aynı derecede güçlü bir 

ortaklığa da vesile oldu. Pasha Holding, Türkiye’de yatırımları olan 

geniş perspektifli sağlam temellere dayalı bir grup. Markalarımıza 

yakışan bu önemli ortaklık ile doğacak sinerjinin çok daha başarılı 

ve örnek niteliğindeki işlere ve yeni iş birliklerine vesile olacağına 

inanıyorum. Pasha Holding ile yapmış olduğumuz bu güzel 

ortaklığın, bize verdiği mutluluğun yanı sıra ülkemize ve Bodrum’a 

büyük değer katacağına inanıyor ve tüm taraflara ve turizm 

sektörüne bu iş birliğinin hayırlı olmasını diliyorum.” ifadesine yer 

verdi. 

Gasimov: “Büyük bir anlaşmaya imza attık” 

PASHA Holding CEO’su Jalal Gasimov ise, “Türkiye’deki ilk 

yatırımımız bankacılık alanında oldu. 2015 yılından bu yana PASHA 

Yatırım Bankası ile finans sektöründe faaliyet gösteriyoruz. Bunun 

dışında, Türkiye’de bugüne kadar gayrimenkul ve turizm alanında 

da çeşitli yatırımlarımız oldu. Türkiye’nin grubumuzun uzun vadeli 

yatırım stratejilerinde önemli bir yeri var ve turizm alanında, diğer 

bir çok alanda olduğu gibi, önemli potansiyelleri barındırdığını 

düşünüyoruz. Bizim de ana yatırım odaklarımızdan olan bu sektörde, 

bugün çok önemli ve büyük bir anlaşmaya imza attık. Astaş Holding 

gibi sektörde çok değerli yatırımları başarıyla hayata geçirmiş 

olan ve bu sayede ülke turizmine ve ekonomisine önemli katkılar 

sağlamakta olan bir grupla ortaklığa gitmekten mutluluk ve heyecan 

duyuyoruz. Mandarin Oriental Bodrum Otel’deki bu ortaklığımızın 

tüm taraflar için hayırlı olmasını diliyor, uzun vadede farklı ve 

yeni yatırımlara da vesile olmasını temenni ediyorum” şeklinde 

açıklamada bulundu. 

Azerbaijan-based Pasha Grou has become a 50 percent partner 

in the Mandarin Oriental Bodrum Hotel, which is the first hotel of 

Mandarin Oriental, the luxury hotel chain operating under Astaş 

Holding, to operate in Turkey. 

A new era begins for the Mandarin 

Oriental Bodrum Hotel which has 

132 accommodation units that Astaş 

Holding brought to Bodrum in 2014, 

has been selected as the best luxury 

hotel in Europe by the International 

Hotel Awards and the best and luxury 

resort hotel in the world by Condé 

Nast Traveler, and has received 

more than 140 distinguished awards 

worldwide. Pasha Holding took over 

50 percent of the shares of Mandarin 

Oriental Bodrum, owned by Astaş 

Holding. Mandarin Oriental Bodrum 

will continue its activities by Vedat 

Aşcı as the Chairman of the Board of 

Directors on behalf of Asta Cennetkoy 

Turizm ve İşletmecilik, Inc., in which 

Astaş Holding and Pasha Holding are 

partners. 

Aşçı: "It will add value to 

Bodrum" 

Vedat Aşcı, Chairman of Board of 

Directors of ASTAŞ Holding, who made 

a statement regarding this important 

partnership; said "We brought 

Mandarin Oriental Bodrum to Turkish 

tourism 9 years ago with a great vision 

and effort above world standards. I 

am proud to be the investor of such a 

successful project. We have made a 

significant contribution to Bodrum to 

takeplace among the world's jet-set 

destinations. The strength and growth 

of our brand has resulted in an equally 

strong partnership. Pasha Holding 

is a broad-based, solid-based group 

with investments in Turkey. I believe 

that the synergy that will arise with 

this important partnership befitting 

our brands will lead to much more 

successful and exemplary businesses 

and new collaborations. I believe that 

this beautiful partnership we did with 

Pasha Holding will add great value to 

our country and Bodrum, as well as 

the happiness it brings to us, and I wish 

this cooperation to all parties and the 

tourism sector to be beneficial." 

Gasimov: "We signed a big 

deal" 

PASHA Holding CEO Jalal Gasimov 

said "Our first investment in Turkey 

was in the banking sector. We have 

been operating in the financial sector 

with PASHA Investment Bank since 

2015. Apart from this, we have made 

various investments in real estate 

and tourism in Turkey so far. Turkey 

has an important place in our group's 

long-term investment strategies 

and we think that it has important 

potentials in the field of tourism, as 

in many other fields. Today, we have 

signed a very important and big deal 

in this sector, which is one of our main 

investment focuses. We are happy and 

excited to partner with a group such as 

Astaş Holding, which has successfully 

implemented very valuable investments 

in the sector, thus making significant 

contributions to the country's 

tourism and economy. I wish that 

this partnership at Mandarin Oriental 

Bodrum Hotel will be beneficial for all 

parties, and I hope that it will lead to 

different and new investments in the 

long run.

56 


& hi-tech 


DEDEMAN’DAN CIZRE TURIZMINI 

BÜYÜTECEK YATIRIM 

Investment from Dedeman to develop tourism in Cizre 

Dedeman Hotels & Resorts 

International, zincirin yeni 

halkası Dedeman Cizre’yi 1 

Ocak 2023 itibariyle hizmete açtı. 

Dedeman Hotels & Resorts International’ın 

yeni durağı Cizre oldu. 22 Aralık 

2022 tarihinde Dedeman Bostancı’da 

gerçekleştirilen törende Dedeman Turizm 

Yönetimi ile uluslararası nakliyat, çimento 

ve kömür ihracatının yanı sıra turizm ve 

eğitim sektörlerinde faaliyet gösteren Karçağ 

Group arasında Dedeman Cizre için franchise 

sözleşmesi imzalandı. 

132 odalı 

İlçe merkezinde konumlanan Dedeman Cizre, 

121 superior, 5 junior suite, 5 family suite ve 1 

presidental suite olmak üzere toplam 132 odası, 

genişlikleri 46 m² ile 550 m² arasında değişen 4 

toplantı odası, açık yüzme havuzu, balo salonu 

ile misafirlerine 12 ay boyunca kesintisiz hizmet 

verecek. 1 Ocak 2023 itibariyle misafirlerini 

ağırlamaya başlayacak Dedeman Cizre, Şırnak 

Havalimanı’na 18 km, şehirlerarası otobüs 

terminaline 2 km mesafede olup, bölgenin 

hayranlık uyandırıcı tarihî eserlerine yakınlığıyla 

da dikkat çekiyor. 

İmza töreninde konuşan Karçağ Group Yönetim 

Kurulu Başkanı Süleyman Çağlı, “Bundan 8 yıl 

önce zor bir dönemde bu otel yatırımını yaptık, 

birçok engeli aştık. Bugün geldiğimiz noktada 

ise Dedeman ekibi ile büyük bir uyum yakaladık 

ve anlaşma sürecimiz bu nedenle çok hızlı oldu. 

Dedeman bayrağının Cizre’de dalgalanacak 

olmasından mutluluk duyuyoruz. Anlaşmamızın 

her iki tarafa da hayırlı olmasını diliyorum.” dedi. 

Dedeman: “Yerli ve milli bir marka olmanın 

sorumluğunu taşıyoruz” 

Konuşmasında Dedeman Cizre hakkında 

bilgi veren Banu Dedeman, “Yatırımcımız 

Süleyman Çağlı’nın bölgede üstlendiği birçok 

görevin yanı sıra Cizre’de ‘halkın adamı’ 

olarak tanımlanması, bölgeye birlikte nasıl 

önemli bir değer katacağımızın da ipuçlarını 

veriyor. Kendileri Cizre’ye çok güzel bir proje 

kazandırmışlar. Bu iş birliğine girmekten büyük 

bir mutluluk duyuyoruz.” dedi. Bu yılın Dedeman 

için hareketli ve başarılarla dolu bir yıl olduğunu 

belirten Banu Dedeman, “Bizler Dedeman’ın 56 

yıllık geçmişiyle 3. kuşak olarak işin başındayız, 

bayrağı bizden sonra devralacak yeni kuşak da 

bugün bizimle. Yerli ve milli bir otel markası 

olmanın sorumluğunu hep birlikte taşıyoruz. 

Bu yaklaşımla bayrağımızı sadece Türkiye’nin 

belli bölgelerine değil 81 iline yaymak, yurtdışına 

taşımak istiyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı. 

Dedeman Hotels & Resorts International opened Dedeman Cizre, 

the new link of the chain, as of January 1, 2023. 

Cizre has become the new stop of Dedeman 

Hotels & Resorts International. At the 

ceremony held in Dedeman Bostancı on 

December 22, 2022, a franchise agreement 

was signed for Dedeman Cizre between 

Dedeman Tourism Management and Karçağ 

Group, which operates in the tourism and 

education sectors as well as international 

shipping, cement and coal exports. 

132 rooms 

Dedeman Cizre, located in the district center, 

will continuously serve its guests with a total 

of 132 rooms, including 121 superior, 5 junior 

suites, 5 family suites and 1 presidential suite, 

4 meeting rooms which are varying between 46 

m² and 550 m² in size, an outdoor swimming 

pool, and a ballroom. Dedeman Cizre, which 

will start hosting its guests as of January 1, 

2023, is 18 km from Şırnak Airport and 2 km 

from the intercity bus terminal, and attracts 

attention with its proximity to the fascinating 

historical monuments of the region. 

Süleyman Çağlı, Chairman of the Board 

of Karçağ Group, speaking at the signing 

ceremony, said “We made this hotel 

investment 8 years ago during a difficult period, 

we overcame many obstacles. At the point 

we have reached today, we have achieved a 

great harmony with the Dedeman team and 

therefore our agreement process has been 

very fast. We are happy that the Dedeman flag 

will be flying in Cizre. I wish our agreement to 

be beneficial to both parties.” 

Dedeman: “We assume the responsibility of 

being a local and national brand” 

Banu Dedeman, In her speech, gave 

information about Dedeman Cizre and said 

“That our investor Süleyman Çağlı is known 

as the ‘man of the public’ in Cizre in addition 

to the many duties he has undertaken in the 

region, also gives clues on how we will add an 

important value to the region together. They 

brought a very good project to Cizre. We are 

very happy to enter into this cooperation.” 

Banu Dedeman stated that this year was an 

eventful and successful year for Dedeman 

and said “We are the 3rd generation with 

Dedeman's 56-year history, and the new 

generation that will take over the flag after 

us is with us today. We all assume the 

responsibility of being a local and national 

hotel brand. With this approach, we want to 

distribute our flag not only to certain regions of 

Turkey but also to 81 provinces and to carry it 

abroad.”

DEFINE 

DINING 

We have a collection suitable for every table design, from classic, 

timeless pieces to modern, trend lines. We invite you to discover the 

world of ID Fine and experience the magic of tableware for yourself. 

Klasikten moderne tüm koleksiyonlarımızla, büyülü sofra deneyimini 

yaşamak için sizi, ID Fine dünyasını keşfetmeye davet ediyoruz.

58 


& hi-tech 


Turizm yatırımlarına bir 

yenisini daha ekleyen Artaş 

Grubu, Avrupa Konutları 

Çamlıvadi projesi içinde yer alan 

Mövenpick Living Çamlıvadi’nin 

açılışını duyurdu. 

MÖVENPICK LIVING 

ÇAMLIVADI AÇILDI 

Mövenpick Living Camlivadi opened 

İstanbul ve Kayseri’de turizm yatırımları 

bulunan Artaş Grubu, dünyanın lider 

tanınmış markası Accor iş birliği ile otel 

projelerine bir yenisini daha ekledi. Artaş 

Grubu’nun 9 Haziran 2022’de Accor Grubu 

ile imzaladığı anlaşma kapsamında; yeni 

konut projeleri Avrupa Konutları Çamlıvadi 

ve Saklıvadi içinde yer alan Mövenpick 

Living markalı rezidansların ilki olan 

Mövenpick Living Çamlıvadi’nin açılışı 

gerçekleştirildi. 

Otel konforunda rezidans 

65 rezidans dairenin bulunduğu Mövenpick 

Living Çamlıvadi’de 1 odalı, 2 odalı ve 

penthouse daire tipleri yer alıyor. Her 

ayrıntısı özenle düşünülmüş Mövenpick 

Living Çamlıvadi’de misafirlere konforlu ve 

huzurlu bir konaklama ortamı sunuluyor. 

Tüm dairelerde ücretsiz internet bağlantısı, 

uzun süreli konaklamalarda çok tercih 

edilen; aynı gün teslim edilmek üzere 

çamaşır yıkama servisi, açık büfe kahvaltı 

hizmeti verilen restaurant ile kış bahçesi de 

yer alıyor. 

Zengin sosyal donatı alanlarına sahip 

Geniş sosyal aktivite alanlarının yer aldığı 

Mövenpick Living Çamlıvadi’de; kapalı 

havuz, sauna, dinlenme odası ile spor 

aletlerinin yer aldığı tesisler bulunuyor. 

Açık-kapalı otoparkların yer aldığı 

Mövenpick Living Çamlıvadi’de ayrıca küçük 

misafirlerin enerjilerini atacağı çocuk 

oyun parkına da yer veriliyor. Türkiye’nin 

en çok tercih edilen alışveriş ve eğlence 

merkezlerinden biri olan Vadistanbul 

AVM’ye yakın konumda yer alan Mövenpick 

Living Çamlıvadi, konuklarına Vadistanbul’a 

shuttle hizmeti de sunuyor. 

Artaş Group adding a new one to its tourism investments announced the 

opening of Mövenpick Living Çamlıvadi, which has taken part, is included 

in the Avrupa Konutları Çamlıvadi project. 

Artaş Group, which has tourism 

investments in Istanbul and Kayseri, has 

added a new one to its hotel projects in 

cooperation with the world's leading wellknown 

brand Accor. Within the scope of 

the agreement signed by the Artaş Group 

with the Accor Group on June 9, 2022, 

Mövenpick Living Çamlıvadi, the first of 

the Mövenpick Living branded residences 

located in the new housing projects Avrupa 

Konutları Çamlıvadi and Saklıvadi, was 

opened. 

Residence in the comfort of a 

hotel 

There are 1 bedroom, 2 bedroom and 

penthouse apartment types in Mövenpick 

Living Çamlıvadi where there are 65 

residence flats. At Mövenpick Living 

Çamlıvadi every detail has been carefully 

considered, the guests are offered a 

comfortable and peaceful accommodation 

environment. There are free internet 

connection in all apartments, laundry 

service that is highly preferred for longterm 

stays to be delivered on the same day, 

a restaurant with open buffet breakfast 

service and a winter garden. 

It has rich social facilities 

In Mövenpick Living Çamlıvadi, where 

large social activity areas are located, 

there are facilities with indoor pool, sauna, 

relaxation room and sports equipment. 

Mövenpick Living Çamlıvadi, where indoor 

and outdoor car parks are located, also 

includes a children's playground where 

the little guests can relieve their energy. 

Mövenpick Living Çamlıvadi, located close 

to Vadistanbul AVM, one of Turkey's most 

preferred shopping and entertainment 

centers, offers shuttle service to 

Vadistanbul for its guests.

60 


& hi-tech 

PERSONEL YÖNETIMINDE BIR DEVRIM 

STEADYCONTROL SISTEMI 

TÜRKIYE'DE 

Yiyecek -içecek sektöründe 

hizmet kalitesi doğrudan temel 

personelinin çalışmalarına 

bağlıdır. Her misafirin hizmetten 

maksimum verimi almasını sağlamak 

için, ekip bir saat gibi çalışır ve her 

temas noktasında- ilk siparişin 

alınmasından, hazır olan siparişin 

verilmesine kadar- iş standartlarına 

uyularak, çalışanların verimliliğini 

artırmak gerekir. Bu sorunları 

çözmek için SteadyControl, personel 

kontrol ve yönetim sistemi net 

çözümdür. İş süreçlerini yeniden 

inşa etmeye, personel motivasyonu 

ve şirketin karını artırmaya yardımcı 

olacaktır. 

Çalışan yönetimi için kapsamlı 

çözüm 

SteadyControl sistemi, modern 

SteadyControl Yönetici Ortağı Dmitry Lebedenko 

yönetim uygulamalarını, yapay 

zekayı ve en yeni ses ve video analiz 

teknolojilerini tek bir çözümde 

birleştirdi. Bu sistem HoReCa, 

perakende satışı, petrol istasyonları, 

otomotiv merkezleri ve diğer iş 

alanlarında kullanılır. SteadyControl 

ile sadece dijital bir çözüm değil, aynı 

zamanda her sektörde uzman desteği 

alırsınız. Sistem, Subway Rusya, 

Sushi Wok, Dodo Pizza, Rusya yanın 

diğer şirketleri, Çek Cumhuriyeti, 

Kazakistan, Belarus Cumhuriyeti ve 

Türkiye dahil olmak üzere personel 

yönetiminin standardı haline 

gelmiştir. 

Sistem çalışan verimliliğini nasıl 

artırıyor? 

SteadyControl, personel kontrol ve 

yönetim sistemi, sizin katılımınız

olmadan her çalışanın, çalışmalarını 

günlük olarak analiz eder. Ses 

rozetleri, video kameralar ve 

mikrofonlar, yazar kasa yazılımı ve 

CRM ile entegrasyon ile personele 

bağlı tüm süreçleri kapsar. Yapay 

zekaya dayalı teknoloji, şirket 

standartlarının ihlallerini otomatik 

olarak tespit eder: 

• İş disiplini ve hijyen kuralları – 

çalışma programı, ürün imha düzeni, 

çalışanın dış görünüşü, ürünler ile 

çalışabilme, salon temizliği; 

• Kasa disiplini ve CRM- siparişin 

adisyona uygunluğu, promosyon ve 

puanlarla çalışma standartları, bonus 

kart teklifi, hırsızlık; 

• Servis – hizmeti sıralaması, inisiyatif 

ve samimiyet, senaryolara uygunluk, 

"Bugün temel önceliklerimiz 

- restoranlardaki müşteri 

deneyimini iyileştirmek ve 

franchise alanlarımızın 

karlılığını artırmaktır. Her 

partnerimizin etkinliği 

kanıtlanmış ve güvenilir bir 

personel yönetim aracına sahip 

olması bizim için önemliydi. 

Franchise uygulamasında, 

sisteme sahip restoranlar 

ortalama adisyonda %30 

oranında büyüyor ve 

rekor gelir getiriyorlar. 

SteadyControl — hem bizim 

hem de franchise alanlarımız 

için başarılı bir yatırım 

projesidir ve ülke genelindeki 

Subway restoranlarında 

kaliteyi yönetmemize 

yardımcı olmaktadır.", - Oleg 

Protopopov, Subway Rusya 

Geliştirme Direktörü. 

Gürültü önleyici ses rozetleri 

SteadyControl: dünya pazarındaki en 

kompakt çözüm 

çatışma durumlarının çözülmesi, 

vitrinlerin doluluğu; 

• Aktif satışlar – kombolar, ek soslar, 

içecekler vb. ürün teklifi sunar 

Sistemle çalışma sonucunda her 

garson, kasiyer veya barista hizmet 

ve çalışma standartlarına uyarak, 

misafirler ise kaliteli hizmet almakta 

ve işletmeci hizmetin maddi getirisini 

arttırmaktadır. 

Pazar liderleri şimdiden 

SteadyControl'e geçti 

Bugün, SteadyControl 5 ülkede 

50.000'den fazla çalışanın 

yönetilmesine yardımcı olmaktadır. 

Teknoloji, farklı fiyat kategorilerinin 

kavramlarında ustalaşmıştır: fastfood 

zincirlerinden restoranlara ve 

premium kategorisindeki otellere 

kadar. 

Sistem, büyük bir Rus şirketi olan 

PizzaFabrika garsonlarının %99,5 

verimliliğini elde etmeye ve satışları 

önemli ölçüde artırmaya yardımcı 

oldu. SteadyControl uzmanları, satış 

yöntemlerin seçilmesine yardımcı 

oldu ve bunun sonucunda şirket ek 

ürün satışlarda 13 kat artırdı. 

Subway Russia'da SteadyControl 

sistemi, ağ genelinde yönetimin 

verimliliğini artırdı ve franchise 

sahipleri için çalışan yönetiminin 

yeni standardı haline geldi. Geçen 

yıl, Yönetim Şirketi, ülke genelindeki 

ortakları için SteadyControl 

sistemini birbirine bağlamak 

için bir ortak finansman projesi 

başlattı. Bu, Subway Rusya'nın 

ortaklarının gelirlerini artırmasına, 

markanın pazardaki konumunu 

güçlendirmesine ve her restorandaki 

hizmet standartlarını tek tip 

standartlara getirmesine olanak 

tanıyacak. 

Japon ve Pan-Asya mutfağı olan 

Sushi Wok'un uluslararası mağazalar 

zinciri, bir yıl önce personel kontrol 

ve yönetim sistemini bağladı. 

Zaten işin ilk ayında, şirket hem 

ana çalışanlarının hem de yönetim 

ekibinin verimliliğini 2 katına çıkardı. 

SteadyControl ile şubelerdeki gelir, 

sistemi olmayan şubelere kıyasla %8 

arttı. Şimdi SteadyControl sisteminin 

üzerinde çalıştığı ağın üçte biri, en 

yüksek satışların yarısından fazlasını 

soslar ve içecek satışlarının %47'sini 

getiriyor. 

Geçen yıl, SteadyControl Türkiye'de 

bir şube açtı. Bazı Türk şirketleri 

sisteme katılmış ve ileri personel 

yönetimi teknolojilerini kullanmaya 

başlamıştır. Rakiplerinin önüne 

geçmek, işletme gelirlerini 

artırmak ve pazardaki konumunu 

güçlendirmek için personel kontrol ve 

yönetim sisteminin sunumu için bir 

Talep oluşturun.

62 


& hi-tech 


I-MICE 2. Başkanı 

Işıl Özmen 

"Kadın-erkek, 

birlikte daha 

güçlüyüz!" 

"I-MICE'ta 1 Kadın, 1 Erkek başkan olması demokratik 

ve çağdaş bir vizyona sahip olduğumuzun en büyük 

göstergesi... Bu görüşün bütün sektörlerde örnek 

teşkil etmesini arzu ediyoruz." 

Röportaj: Hatice Ünal Bilen Fotoğraflar: Hibrid360 Medya Hizmetleri 

Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği'nin 2. 

Başkanı. 1998 yılından bu yana kurumsal 

hayatın merkezinde, 1995'ten beridir de 

turizmin içinde. 2000 yılından itibaren etkinlik 

yönetimi branşının gelişiminde aktif rol oynayan, 

2016 yılında kuruluşunu duyuran I-MICE'ın yeni 

dönem başkanlığı ile sektördeki kadın gücünün 

önemli temsilcilerinden biri olan Işıl Özmen 

ile sektörün 2023 görünümünü ve turizmde 

yolculuğunu konuştuk. 

İlk olarak sizi tanıyabilir miyiz? 

MICE Turizmi hikayeniz nasıl 

başladı? 

Doğma büyüme İstanbulluyum. Çocukluğum 

Kalamış sahilinde denize girerek, hava 

kararıncaya kadar sokakta oyun oynayarak 

geçti. Lisenin ardından Marmara Üniversitesi 

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat 

Bölümü mezuniyetime kadar hep Kalamış’da rol 

modellerini müthiş benimseyen ebeveynlerimle 

son derece demokrat bir ailede büyüdüm. Ve 

ailemle de her zaman gurur duydum. Kendimi 

bildiğim günden itibaren, iş insanı olmak en 

büyük arzumdu. Özellikle üniversitedeki bölüm 

tercihim sebebiyle kurumsal firmalarda işe 

başlamak ve kariyerimi bu yolda devam ettirmeyi 

istedim. Elbette ki babamı da iş hayatım için rol 

model olarak alıyordum Keza babam yüzde 100 

Alman sermayeli Bayer firmasında üst düzey 

yöneticiydi. 

Mezun olmanızın ardından 

profesyonel hayata ilk adımı nerede 

attınız? En başından beri aklınızda 

turizm sektöründe olmak var mıydı? 

Mezun olduktan sonra Londra'da 6 ay kaldım ve 

ülkeme döndüğümde 

ilk iş teklifine olumlu 

dönerek yaşamımdaki 

kurumsal kimliğin 

oluşmasında yapı 

taşlarından biri olan 

Çukurova Holding 

Genel Müdürlük'te 

işe başladım. 1988- 

1992 yılları arasında 

grup şirketlerinden 

Caterpillar'de dış 

ticaret ve yöneticiliği ile ilk kurumsal hayata 

adım attım. Gerek vizyoner patronum Mehmet 

Emin Karamehmet gerekse şirketin yurt 

dışındaki müthiş eğitimleri sayesinde kariyerim 

şekillenmeye başladı. 

1992-1998 yılları arasında ise, 6 kişilik bir ekip ile 

Çukurova’dan ayrılarak, BMG Otomotiv A.Ş.nin 

aynı sektörde lider olan Güney Koreli Daewoo 

markasının Türkiye’ye girişini sağlayan ekipte 

Genel Müdür Yardımcılığı yaptım. 1995 yılının 

ortalarında Güney Koreli Daewoo markasının 

otomobilleri ile de distribütörlük anlaşması 

yapan BMG firması, OMC Otomotiv firmasını 

kurarak, Türkiye’ye 1995 Kasım ayında Barış 

Manço'nun rol aldığı tanıtım kampanyasında ithal 

ettiği otomobiller için 3 yıl ya da 100 bin kilometre 

garanti vererek piyasada çok kısa sürede tutuldu. 

MICE hikayesi başlıyor 

İşte tam da bu sırada dış ticaret sorumluluğuma 

ilave kurumsal firma olarak çok yeni başlayan 

reklam ve organizasyonlar ile de ilgilenmeye 

başladım. O dönem reklam ajansları ile birlikte 

VIP Turizm ile lansmanımızı Lütfi Kırdar’da 

yapmıştık ve yavaş yavaş benzer etkinlikleri 

kuzenlerimin de acenteci olması sebebi ile 

bir işveren olarak öğrenmeye başladım. İşte 

MICE hikayesi tam da böyle başladı. Ancak, 

1997 yılı ortalarında başlayan Asya krizi ile 

Güney Kore’deki yan sanayi firmalarının iflası ve 

Türkiye’de ki ekonomik krizler sebebi ile BMG ve 

OMC firmalarının iflaslarını istemeleri ve benim 

de ikiz çocuklarıma hamile olmam sebebi ile 

çok severek yaptığım işimden ayrılarak, 1998- 

2000 yılları arası 4 ortak olarak kurduğumuz iş 

makinaları yedek parça servisi ile ilgili dış ticaret 

şirketinde yönetici ortak olarak bir süre görev 

yaptım. 

1998 yılının ekim ayında da biri kız biri erkek 

çocuklarımı kucağıma alarak, dünyada ki en 

önemli gururum olan anne olma sorumluluğunu 

aldım. Çocukların gelişimlerinde çok önemli 

olduğunu düşündüğüm ilk 2 yılı onlarla 

geçirmeyi tercih ederek iş hayatıma kısa bir ara 

verdim. Bu arada acenteci kuzenlerimin birlikte 

çalışma isteklerinin neticesinde kurumsalda 

çalışırken keyifle takip ettiğim organizasyonların 

içinde olmak beni ayrı heyecanlandırmaya 

da başlamıştı. Ve yoğun ısrarlarla kurumsal 

firmalarla görüşmeye başladım ve kendimi 

birden organizasyonlar yaparken buldum. Daha 

önce işveren olduğumdan kurumsalların tam 

da ne istediklerini bilmem ve sosyal ağı güçlü 

bir kişi olmam beni sektörün bu güzel aurasına 

doğru çekti.

I-MICE ile yollar kesişiyor 

2000 yılından itibaren dönemin çok saygın MICE 

acentelerinde biri olan Event Management 

(Etkinlik Yönetimi) branşının gelişiminde etkin 

rol oynayarak üst düzey yöneticilikler yaptım. 

Benim için en özel olan ise, 2007 yılı itibarıyla 10 

yıl boyunca, Active Turizm'in yeni markası "a la 

carte event management” departmanın gelişimi 

ve marka değerinin oluşması aşamasında 

büyük projelerde görev almak oldu. 2017 yılında 

Touristica Turizm'de M.I.C.E. departmanını 

kurdum ve yönettim.Tam da bu oluşumdayken 

I-MICE ile yollarımız kesişti. 

2016 yılında kuruluşunu duyuran I-MICE, 

Türkiye’nin ilk MICE derneğiydi. Ben de oluşuma 

üye olarak devam eden 2018 seçimlerinde 

yönetim kurulunda genel sekreter, 2022-2025 

döneminde de iki başkandan biri olarak sektörün 

gelişmesinde aktif görev almaya devam ettim. 

Bundan da büyük bir memnuniyet duyduğumu 

belirtmeliyim. Nitekim acente döneminde çok 

kıymetli iş insanları ile karşılaştım ve bazıları 

ile yaşam boyu diyeceğim dostluklar gelişti. 

Onlardan bir tanesi olan kadın girişimci dostum 

ile de 2018 yılında iş ortaklığımız oluştu ve 

halen de devam ediyor. HIBRID360 Reklam 

ajansı “event partner” olarak birlikte çok özel 

etkinliklere imza atıyoruz. 

Ağırlıklı olarak prodüksiyon ve dijital işler yapan 

Hibrid 360 Medya Hizmetleri, 2022 yılında dijital 

işlerinde Stüdyo ve Mutfak Stüdyo hizmetlerini 

outsource ederken, deneyimlediği eksiklikleri 

bütünsel olarak tek bir çatı altında toparlayarak 

müşterilerine daha iyi bir hizmet deneyim 

yaşatmak için fonksiyonel bir yapı oluşturdu. 

Aynı zamanda 15-20 kişilik küçük gruplara 

kapalı toplantı, chefs tablo yemek servisi, 

workshop atölyesi olarak da kullanılabilecek olan 

stüdyolarda dijital yemek filmleri, foodstylistler 

ve şeflerle birlikte hazırlanarak, zevkli poplar 

ve sanat yönetmeleriyle ürün tanıtım ve ürün 

kullanım videoları çekilebilecek. Yeni mekanın 

tanıtımını ise yakın bir zamanda I-MICE İcra 

Kurulu üyelerimizi ağırlayarak gerçekleştirdik. 

Bu yıl içinde mekanda gerçekleştirmeyi 

hedeflediğimiz fark oluşturan çalışmalar/ 

atölyeler ile güzel projelere imza atacağız. 

Pandemi döneminde pek çok sektör 

durma noktasına geldi. MICE da 

bunların başındaydı. Ancak siz bu 

dönemde I-MICE olarak sektörün 

sesi oldunuz. Dernek olarak sürece 

katkı ve desteklerinizi bir de sizden 

dinleyebilir miyiz? 

Küresel salgın, dünyanın dört bir yanında 

yaşayan insanların rutin yaşam tarzlarını oldukça 

etkiledi. Pandemiyle birlikte iş dünyasının önemli 

meydan okumalarla karşı karşıya kaldığını ve 

liderler başta olmak üzere burada yer alan 

tüm paydaşların köklü bir değişim ve dönüşüm 

sürecinden geçmeye başladığını bilfiil gördük 

ve yaşadık. Bu süreçte özellikle sokağa çıkma 

yasakları, tüm sektörlerdeki endüstriyel süreçleri 

olumsuz etkiledi. MICE endüstrisi de benzer 

bir kaderle karşı karşıya kaldı. Karantinalar 

sebebiyle tüm etkinliklerin yasaklanması; 

popüler MICE etkinlik destinasyonlarının 

belirsiz süreler boyunca kapanmasına ve bu 

destinasyonlara olan talebin azalması ile birlikte 

pazarın büyüme hızının düşmesine hatta durma 

noktasına gelmesine sebep oldu. Sektördeki 

işveren ve çalışanların hazırlıksız yakalandığı 

bu süreçte alınan önlemlerle süreci daha az 

etkilenecek şekilde geçirecek politikaların 

hazırlanmasında ve hayata geçmesinde önemli 

bir rol aldık. 

Dernek olarak, ilk yaptığımız kriz masası 

oluşturmak ve tam yetki ile krizden etkilenecek 

ve etkilenmekte olan tüm sektör paydaşlarımızı 

kucaklayıcı şekilde çalışmaya başlamak oldu. 

Bu çalışmalar neticesinde MICE Çalıştayı ile 

de sektörün tüm paydaşlarını 4 gün süreyle bir 

araya getirerek bir ilki gerçekleştirdik. Çalıştay 

sonrası resmi kurumlara verilmek üzere çok 

detaylı bir rapor hazırladık ve resmi ziyaretlerde 

bulunduk. Özellikle sektör bileşenleri olarak, 

direkt 120 binden fazla kişiye iş imkanı sağlayan; 

dolaylı olarak 500-600 bin kişiyi etkileyen krizde, 

vergi muafiyeti/affı ve Kısa Çalışma Ödeneği'nin 

uzatılması konusunda ısrarcı olduk. Bugüne 

kadar sadece deniz, kum, güneş turizmi olarak 

değil, MICE endüstrisi olarak sesimizi duyurduk. 

Gene pandemi döneminde 17 STK ile birlikte 

bir konsorsiyum oluşturarak basın toplantıları 

gerçekleştirdik. Bu toplantılarda sektörün 

sorunlarını ve çözümlerini net bir şekilde 

belirledik ve ifade ettik. 

"Küresel MICE pazarından pay 

almak istiyoruz" 

New York, ABD, 10 Ocak 2023 (GLOBE 

NEWSWIRE) - Research Dive'ın yeni yayınlanan 

raporuna göre; Küresel MICE endüstrisinin 2021- 

2028 zaman çizelgesi içinde %5,9'luk çarpıcı bir 

YBBO (Yıllık bileşik büyüme oranı ) ile büyüyerek 

1.619,3 milyar dolar gelir kaydetmesi bekleniyor. 

Ülke olarak, biz de bu büyümeden payımızı 

almalıyız. 

Kongre turizminde 2015 yılında dünyanın 8. 

Avrupa’nın 7. Kongre kenti olan İstanbul’un 

yürütülecek iyi bir pazarlama stratejisi ile 

birlikte gene üst sıralara yükselmesi mümkün. 

Hatta tesis ve kapasite olarak Antalya'da 

"MICE endüstrisinde 

tahminen 120 bin çalışanın 

%62’inin kadın olmasına 

rağmen üst düzey kadın 

çalışan sayısı maalesef 

çok az. Türkiye’de de 

kadınların temsil oranı, 

üst kademelere çıktıkça 

azalıyor. Bu konuda 

farkındalık oluşturan 

mentörlükler vermeyi 

hedefliyoruz." 

benzer şekilde dünyanın popüler kongre 

destinasyonlarından biri olabilir. Bu konuda 

üstümüze düşen sorumluluğu biliyor, projeler 

üretmeye devam ediyoruz. 

Bu yıl yurt dışı firmalardan MICE 

etkinliklerine ilgi nasıl? MICE’ın 

geleceğini nerede görüyorsunuz? 

Küresel MICE endüstrisinin temel olarak kilit 

pazar oyuncuları arasındaki stratejik ittifaklar 

nedeniyle 2028 yılına kadar muazzam bir şekilde 

büyümesi bekleniyor. Bu oyuncular, pazarda 

hakim bir konum elde etmek için birleşmeler, 

satın almalar ve iş birlikleri gibi çok sayıda iş 

stratejisi formüle ediyor. ACCESS Destination 

Services, Carlson Wagonlit Travel, Creative 

Group Inc., ATPI Ltd., Cievents, CSI DMC, BCD 

Group, Conference Care Ltd., IBTM Events, BI 

Worldwide'ı bunlara örnek verebilirim. 

Bölgesel analize göre, Avrupa bölgesindeki MICE 

endüstrisinin en karlı sektör olacağı ve analiz 

zaman diliminde 626,0 milyar dolarlık bir gelir 

kaydedeceği tahmin ediliyor. İngiltere, Fransa 

ve Almanya gibi önemli buluşma noktalarının 

varlığının bu bölgedeki pazarın büyümesinin 

arkasındaki ana faktör olması bekleniyor. Türkiye 

mutlaka bu büyüyen pazarda oyuncularla iş 

birliği geliştirerek, MICE sektöründe beklenen 

büyümedeki haklı payını almalı. 

Bununla beraber yönetim kurulu toplantıları, 

seminerler vb. etkinliklerin kurumsal dünyada 

oynadığı önemli rolün, toplantılar alt segmentini 

oldukça kazançlı hale getirmesi bekleniyor. 

Özellikle Avrupa bölgesinin 2021-2028 zaman 

diliminde oldukça karlı olması bekleniyorken, 

Türkiye olarak bu gelirden pay almak için yoğun 

tanıtımlar ve özel projelerle dünyadaki yerimizi 

almalıyız. Derneğimiz, özellikle yurt dışındaki 

DMC'lerle daha fazla iş birliği sağlayarak 

Türkiye’deki MICE pazarının avantajlarını anlatan 

ve tanıtımına katkı sağlayacak projeleri hayata 

geçirmek için çalışmalara devam ediyor. 

"Tam düzelme 2026'dan önce 

olmayacak" 

Alman Kongre Bürosu German Convention

64 


& hi-tech 


Bureau (GCB) tarafından geleceğe dair bir 

bakış açısı belirlemek ve mevcut sorunları 

sınıflandırmak için European Institute of 

the Meetings Industry (EITW) ve Oxford 

Economics’e yaptırılan iki ayrı çalışmada MICE 

sektöründe yaşanan değişimleri birkaç başlıkta 

toplanıyor. Bunlardan ilki enerji krizi, diğer 

önemli sorunlardan biri de pandemide nitelikli 

çalışan kıtlığı, enflasyon ve fiyat değişimleri. 

Araştırmanın sonucuna göre, bu sorunlar genel 

bir belirsizliğe sebep oluyor ve etkinliklerin 

planlanmasını bizler için oldukça zorlaştırıyor. 

Bazı tedarikçiler, kapasite kullanımının Mart 

2023 sonrası normalleşeceğini düşünürken, bazı 

organizatörler Şubat 2023 sonuna kadar stabil 

seyredeceğini belirtiyor. Mart sonrasının ise 

belirsiz olduğunu ifade ediliyor. 

Günümüzde sürdürülebilirliğin önemi arttı. Yakın 

gelecekte uluslararası katılımcıların daha düşük 

payda olması beklense de yerel pazarın sabit 

kalacağı bekleniyor. Bahsi geçen gelişmelere 

ek olarak, tedarikçilerin yüzde 80'i, etkinliklerin 

planlanması ve uygulanmasını önemli derecede 

etkileyen sürdürülebilirliğin öneminin arttığını 

belirtiyor. Tahminler arasındaki en iyi senaryo, 

ziyaretçi sayılarında neredeyse tam bir 

düzelme bekleniyor. Ancak, enflasyonun GSYH 

üzerindeki büyümeyi daha fazla baskılayacağını 

hesaplayarak tam düzelmenin 2026'dan önce 

olmayacağı görüşünde. 

Sizin görüşünüz de bu yönde mi? 

Benim düşünceme göre de, MICE 2023 yılına 

hız kazanarak giriş yaptı ve bu yıl sonuna kadar 

kaybettiklerini kazanmış ve tazelenmiş olarak 

2028 yılına kadar ivme kazanacak. Mevcut 

krizlerin gelecekteki iş etkinlikleri konusunda az 

bir etkiye sahip olacağı düşüncesindeyim. Bu yılın 

ilk yarısında gerçekleşecek seçimin demokratik 

koşullarda geçmesi ve seçim 

sonrası oluşacak güçlü bir hükümet 

sisteminin de hem yurt içinde istikrar 

ve güven ortamı hem de yurt dışında 

oluşacak yükselen MICE ivmesinin 

sektörümüzdeki beklenen yükselişe de 

büyük etki edeceğini düşünüyorum. 

MICE endüstrisindeki 

teknolojik gelişmelerin 

pazara etkileri hakkında 

neler söyleyebilirsiniz? 

Tüm bu gelişmeler elbette içinde 

bulunduğumuz dönemde pazara 

ciddi bir büyüme fırsatı sunacak. 

Özellikle hibrit toplantılarla, yaptığınız 

bir organizasyona dünyanın dört bir 

yanından özel kişileri konuşmacı olarak 

getirebiliyorsunuz. Keza herkesin 

seyahate tarihi uymasa da bir kongreye 

seminere uzaktan bağlanarak katılması 

son derece kıymetli oluyor. Ya da 

yapılan bir etkinlikte VR gözlüklerle 

bahsi geçen bir yere gidebilmek 

veya bir ürünü deneyimlemek 

bence teknolojinin sunduğu fırsatlar 

dünyasının bizlere sunduğu sonsuz 

seçenekten faydalanmak dönemin 

en önemli kazanımı. Pandemi 

sürecinde özellikle teknolojik gelişmeler normal 

seyrinden çok daha fazla gelişim göstererek, 

yeni dönemdeki etkinliklerin çıtasını da oldukça 

yukarıya çekti. 

I-MICE olarak, teknolojinin sektöre getirdiği 

dezavantajlar yerine avantajları ile ilgili 

gelişmeleri desteklemeye ve kullanmayı teşvik 

edici etkinlikler düzenlemeye devam ediyoruz. 

Mesela yaptığımız network etkinliklerinde 

tüm LCV işlemlerini dijital ortamda yapıyoruz. 

Ya da yüz tanıma teknolojisi ile etkinlik 

sırasında çekilen tüm fotoğraflar anında cep 

telefonlarımıza düşüyor veya VR gözlüklerle 

farklı etkinlikler düzenliyoruz. 

I-MICE bir dernek olmasının 

ötesinde sektör için itici ve 

birleştirici bir güce de sahip. Turizm 

sektöründe kendi kulvarınızda nasıl 

bir etkileşim söz konusu? 

Derneğimizin sizin de belirttiğiniz gibi, bir çatı 

dernek olması dışında tüm sektörü birleştirici 

bir güce sahip olması bizleri bir o kadar daha 

sorumlu hissettiriyor. Bu bilinçle birlikte 

hızlı karar alabilen, genç bir ekip olması 

çözüme giden yolu oldukça kısaltıyor. Patron 

zihniyetinden uzak, kurumsal bir yapı ve 

organizasyon yapısına sahip olmanın avantajlarını 

hızlı ve etkin projeler oluşturmak yolunda 

kullanıyoruz. Resmi kurum ziyaretlerimizi 

yapmaya devam ediyoruz. Bu ziyaretlerde güncel 

bilgi paylaşımları yapıyoruz. Sektördeki diğer 

STK'lar ile iş birliklerimiz devam ediyor. 

Sektörümüzdeki "bir araya gelemeyiz" zihniyetini 

büyük ölçüde eriterek, özellikle referans ile 

aldığımız üyelerimizle iş birlikleri oluşturmak 

üzere çalışmalarımız oluyor. Networking 

etkinliklerini, yurt içi ve yurt dışı acentelerin, 

tedarikçilerin birbirlerini tanımaları açısından 

çok önemli buluyoruz. Bu etkinliklerdeki iş 

birlikleri sayesinde de hem derneğimiz büyüyor 

hem de bizim sektöre sağladığımız katma değer 

bir o kadar artıyor. Pandemi döneminde yetkin 

personelin farklı iş kollarına kaymaları sonrası 

şu an personel sıkıntısı ile ilgili hem eleman 

yetişmesi konusunda I-MICE Akademi olarak 

eğitimler veriyor hem de WEB sitemizdeki 

"kariyer" bölümünde işveren ve iş arayanları 

buluşturmayı hedefliyoruz. 

Farklı destinasyonları bilinmeyen yönleri ile 

tanıyor, ayda bir kez olmak üzere kültür turları 

ile hem bilgilerimizi güncelliyoruz hem de 

deneyimlediğimiz tedarikçilerimizi tanıtmış 

oluyoruz. I-MICE TV olarak; derneğimize üye 

olan mekan ve oteller ile mini röportajlar yapıyor, 

bunları youtube kanalımızda yayınlıyor ve nokta 

atışı yapabilecekleri daha geniş çevrelere 

ulaşmalarını sağlıyoruz. 

Biraz da sizi konuşmak isterim. Siz 

derneğin ilk kadın başkanısınız. Bu 

görev size neler hissettiriyor? Bir 

kadın olarak MICE endüstrisinde 

var olmanın katma değeri sizce 

nedir? 

Derneğin kuruluş lansmanındaki heyecanlı 

konuşmalar gibi ilk sektörel buluşma olması 

da beni oldukça etkilemişti. Uzun yıllardır 

profesyonel hayata emek veren biri olarak, 

bu oluşum içinde varlık göstermem ve 

desteklemem gerektiğini düşündüm. Ben 

gençlere inanan, onlardan çok şey öğrenebilen 

biriyim. Bu sebeple, derneğe üye olduğum günle 

bugün arasındaki sorumluluk duygum ilk günkü 

kadar taze! 

Hepimizin ilk STK deneyimi olması 

sebebi ile birlikte öğrendik, birlikte 

büyüdük. Ast-üst kaygısı olmadan 

bir ideal çerçevesinde, gönüllülük 

esasına göre çalışıyoruz. Birbirini hiç 

tanımayan, ilk kez bir araya gelen 

meslektaşların sektörün iyileştirilmesi 

yönündeki birlikteliğinin böylesi anlamlı 

olacağına ilk günden inancım vardı. 

Birbirini tamamlayan bir ekibiz. Ben 

kişilere değil, ekiplere inanırım, ekip 

çalışmasının böyle güzel tamamlandığı 

olağanüstü gönüllü bir iş birliği ile 

ilerliyoruz. 

İş hayatında kadın olmanın 

getirebileceği ayrımcı yaklaşımların 

çok azı ile karşılaşmış biri olarak, 

derneğimizde de aynı şekilde tüm 

iş insanları ile aynı mesafede, aynı 

sorumluluk ve görev bilinci ile 

çalışıyoruz. Derneğimizin iç yapısında 

çalışma grupları/komiteler oluşturduk. 

Yeni yönetimlerin ilk icra kurulu 

toplantılarında herkesin hangi komitede 

çalışmak istediği soruluyor ve kendileri 

görev alıyor. Komite başkanları 

inisiyatifli olarak projeler üretiyor, 

yönetim kurulu onayı ile projelerini 

komiteler kendileri gerçekleştiriyor. 

Mesela MICE Akademi komitesi

66 


& hi-tech 


eğitimleri belirliyor, eğitmenleri ayarlıyor ve 

tasarımına kadar aynı komite ilgileniyor. Veya 

sosyal sorumluluk komitesi, etkinlik komitesi 

gibi. Kısaca görev dağılımı herkes kendi seçimini 

yaparak belirleniyor. Bu sebeple unvanların 

önemi olmaksızın herkesin fikrini söyleyebildiği 

demokratik bir ortamda proje üretiyoruz. 

Hepimizin kendine münhasır özellikleri var. Bu 

özelliklerini daha keskinleştirerek bir bütünün, 

bir faydanın oluşmasını sağlıyoruz. 

"MICE'ta beyaz yaka kadın istihdamı 

beklentinin altında" 

MICE sektöründe çalışan kadın sayısı oldukça 

fazla. Buna rağmen üst düzey veya yönetim 

kurulunda kadın olması beklenenin çok altında. 

Yapılan araştırmalara göre, 2025’e kadar 

toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması halinde 

dünya ekonomisine 12 trilyon dolarlık bir katkının 

sağlanacağı öngörülüyor. Kadınların ekonominin 

içinde olmadığı ülkelerde ise, ekonomik kaybın 

yüzde 30’lara kadar çıktığı tahmin ediliyor. 

Buna karşılık yükseköğretim mezunları 

içerisinde erkekler ve kadınların istihdam oranı 

arasında kayda değer bir fark söz konusu. 

Yükseköğretim kurumundan mezun erkeklerin 

yüzde 78,4’ü istihdama katılırken, bu oran 

kadınlarda %61’e düşüyor. MICE endüstrisinde 

tahminen 120 bin çalışanın %62’inin kadın 

olmasına rağmen üst düzey kadın çalışan 

sayısı maalesef çok az. Türkiye’de de kadınların 

temsil oranı, üst kademelere çıktıkça azalıyor. 

Bu konuda farkındalık oluşturan mentörlükler 

vermeyi hedefliyoruz. 

Birlikte çalıştığım BizBize Derneği ve YenidenBiz 

Derneği ile iş hayatına ara verip tekrar dönmek 

isteyen beyaz yaka personelin iş hayatına 

kazandırılması yönündeki çalışmalarına MICE 

sektöründe olup iş arayan kadın meslektaşlarımı 

da yönlendiriyorum. Derneğimizin icra 

kurulunda, çok kıymetli girişimci kadınlar var. 

Bu değerli kadınlarla ortak bir platformda iş 

sahibi olmak isteyen veya kendini eksik hissettiği 

konularda mentörlük almak isteyen kadınlara 

destek veriyoruz. Son olarak, derneğimizde, 1 

Kadın, 1 Erkek başkan olması demokratik ve 

çağdaş bir vizyona sahip olduğumuzun en büyük 

göstergesi... Bu görüşün bütün sektörlerde 

örnek teşkil etmesini arzu ediyoruz. 

Sektör faaliyetleri dışında neler 

yapmayı seversiniz? Bize özel 

yaşamındaki Işıl Özmen'i anlatır 

mısınız biraz da? 

Evdeki ve işteki Işıl Özmen birbirinden gerçekten 

farklı ama bir o kadar da temelde aynı. İnsan 

gelişiminde ilk 6 yıl tüm karakterimizin ana 

hatları yerleşmiş oluyor ve biz de tüm yapıyı işte 

tam da bu temellerin üzerine kuruyoruz. İş ve 

özel hayat dengesini sağlayabilen ve çok yoğun 

çok mesaili, seyahatli çalışsam da bunu çok iyi 

dengeleyebildiğimi övünerek ama bir o kadar 

da bunu paylaşabildiğim harika iş arkadaşlarım 

ve ailem olduğundan çok şanslı olduğumu 

belirtmek isterim. 

Pandemi ile hepimizin hayatında oluşan zaman 

boşluğu ise, bende bu kadar iş hayatı sırasında 

bir hobim bile olmamış farkındalığını oluşturdu 

ve acaba benim hobim ne olabilir diye akla 

gelecek her şeyi denemeye başladım. Resim ve 

seramik mi derken en iyisi bildiğin bir şeyden 

başla dedim ve örgü kursu ile kendimin bile 

şaştığı şeyler yapmaya başladım. Şu anda da 

kendimi deri işçiliği içinde müthiş bir tutku ile 

buldum. Bütün bunlarn yanında her zaman 

yeniliğe fütürist düşüncelere yakın olmamdan 

dolayı da dijital pazarlama, canva vb. gibi 

eğitimlere de devam ediyorum. 

Sosyal medya takibi, özellikle Linkedın çok 

kıymetli benim için. İş dünyasının influencerlarını 

takip etmek en büyük ilgi alanım. Hatta bu 

sayede şu an bir dijital pazarlama ajansı olan 

Stradesco Dijital Ajans da Senior•Stajyer olarak 

görev alıyor, digital pazarlama dünyasının püf 

noktalarını çok kıymetli bir kadın girişimciden 

öğreniyorum. 

I-MICE dışında varsa diğer bağlı 

bulunduğunuz örgütlenmelerden 

ve pozisyonlarınızdan bahseder 

misiniz? 

2019 yılında geçirdiğim meme kanseri tedavisi 

sırasında yoğun iş hayatıma ara vermiş 

olmama rağmen, İş hayatında kadın olmak 

ve kadın girişimciliği gibi konularda neler 

yapabileceğimi düşünmeye başladım ve o sene 

kadın derneklerinden bazıları ile görüşerek 

hem eğitimler aldım hem de kadınların iş 

gücüne katılımları ile ilgili istihdamı artırıcı neler 

yapılabilir, sorunları nasıl çözeriz, benim de 

çorbada biraz tuzum olsun diye kafa yormaya 

başladığım bir dönem oldu. 

Hatta 2019 sonunda - Türkiye İş Kadınları 

Derneği (TİKAD ) tarafından; İstanbul Kalkınma 

Ajansı ve Galatasaray Üniversitesi iş birliği ile 

hayata geçirilen GİKAMER projesinde 540 saat 

süren eğitimler ve mentörlükler sonunda kadın 

girişimciliği ile ilgili hazırladığım projem ilk 10’a 

girdi ve sertifikalarımızı Sayın Emine Erdoğan 

ve GİKAMER Başkanı Nilüfer Bulut'un elinden 

aldım. Akabinde pandeminin patlaması sebebi 

ile maalesef projemi hayata geçiremesem de 

aldığım eğitimlerle kadın girişimcilere destek 

olmaya, kadın istihdamının artırılması, ücret 

eşitsizliği ve üst düzey yönetimlerde daha fazla 

kadın olması yönünde çeşitli STK'lar ile iş birliği 

kurarak çalışmaya devam ediyorum. Kadınların, 

özellikle doğum sonrası tekrar iş hayatına 

dönmelerini kolaylaştırıcı iş hayatına dair güncel 

eğitimleri vermeye, kariyer planlamalarında daha 

üst yönetimlere çıkmalarını sağlayıcı olanaklar 

sunmaya da derneğimiz olarak katkı sağlayıcı 

eğitimler vermeye başladık. 

BizBizze Derneği'nde; girişimcilik, istihdam 

ve gönüllülük programları ile iş arayan, 

iş yaşamında güçlenmek ve/veya kariyer 

planında değişiklik yapmak isteyen kadınlara 

ihtiyaç duyduğu desteği veren yapıda gönüllü 

olarak çalışıyorum. YenidenBiz Derneği'nde; 

FLEX bölümünde danışmanlık ve iş birliği 

komitesi gönüllü liderliği yapıyorum. Derneğin 

manifestosu; sürdürülebilirlik, kapsayıcılık ve 

çeşitlilik odağında toplumsal cinsiyet eşitliği, yeni 

dünya düzeni ve dinamiği içinde yeni dönemin 

fark oluşturan insanı ve kadını için çalışmalar 

yapmak. 

Derneklerde tamamen gönüllük esasına göre 

çalışıyor ve yaşadığımız toplumu bilinçlendirmek, 

kalkındırmak ve tabii ki kadın istihdamını 

artırarak yaşadığımız ülkeye katma değer 

sağlamak benim için son derece önemli. 

Bundan sonrası için yapmak 

istedikleriniz, iş ve kişisel 

hayalleriniz var mı? 

Olmaz mı? Sosyal sorumluluk bilinciyle 

yaşadığımız toplumu güzelleştirmek, ülkemizi 

kalkındıracak projeler üretmek, geleceğe yön 

veren gençlerin sağlıklı gelişimlerini sağlamak, 

cinsiyet ayrımcılığının bir sonucu olarak eşitsizliği 

ortadan kaldırmak, değişimi, gelişimi ve fütürist 

yaklaşımları kendine görev ve sorumluluk 

edinmiş biriyim. Sahip olduğum tüm birikimleri 

fayda sağlayıcı hale getirmek en büyük hayalim. 

Büyük bir gururla kurulduğu günden 

bugüne içinde olduğum I-MICE Derneği’nin; 

sektörümüzün gelişiminde fayda sağlayacak 

yeni fikirler, projeler üretilmesi yönündeki 

çalışmalarında derneğin ulusal olduğu kadar 

uluslararası boyutta geniş bir ağa sahip olması 

ve bunun sayesinde ülkeme sektöre ve tüm 

üyelerimize fayda sağlayabilmek gerçekten çok 

önemli benim için. 

Dünyaya bir geliş nedenimizin olduğuna 

inanıyorum. Dolayısıyla her birimizin yaşadığımız 

topluma, ülkesine katma değer katması 

gerekiyor. En önemlisi, bir kadın olarak bunları 

başarabilecek özgürlüğe, medeni, siyasi, 

kültürel haklara sahip olmamıza vesile olan 

Atatürk’e minnet borcumuz var. Ülkemizin 

aydın kadınlarının da kalkınmamızda iş hayatına 

katılmaları ile büyük bir güç sağlayacağına 

inanıyorum. Sağlıkla donatılmış, güneşle 

aydınlatılmış yarınlar için elele, kadın-erkek, hep 

birlikte çok daha güçlüyüz!

Profesyonel hijyen teknolojileri ve gıda atık sistemleri 

SİZ 

İŞİNİZE 

ODAKLANIN; 

HİJYENİ 

BİZE 

BIRAKIN 

M-iQ – İnsan ve çevreyi gözeten bütünsel bulaşık yıkama teknolojisi 

MEIKO, bulaşık yıkama teknolojileri geliştirmeye devam ediyor. Bu doğrultuda sadece en iyi teknolojiyi sunmakla 

kalmıyor; bununla beraber insan, doğa ve kaynakları dikkate alarak resmin tamamını göz önünde tutuyoruz. 

Daha temiz bir dünya için sürdürülebilir yıkama teknolojilerini savunuyoruz. Birbiriyle çelişen ihtiyaçları uyumlu 

bir konseptte bir araya getiriyoruz: Bir yanda mutlak hijyen ve 

güvenlik, diğer yanda ise su ve enerji tüketiminde tasarrufu 

hedefliyoruz. Maliyet bilinci ve ekonomik teknolojinin yanı 

sıra en modern akıllı teknolojilerin kullanımını amaçlıyoruz. 

Sonuç: MEIKO konveyörlü ve tırnaklı bulaşık makinesi M-iQ; 

geleceğin bulaşık yıkama teknolojisi. 

www.meiko.com.tr

Röportaj: Hatice Ünal Bilen 

68 


& hi-tech 

marka röportaj brand interview 

AK GIDA - İÇIM SÜT CEO’SU ALI SÖZEN 

“YEME- IÇME PROFESYONELLERINI VE ŞEFLERI 

IŞ ORTAĞIMIZ OLARAK GÖRÜYORUZ” 

1996 yılında kurulan, 2015 yılından bu yana 

dünya süt endüstrisinin en büyük şirketi 

Grup Lactalis bünyesinde faaliyetlerini 

sürdüren Ak Gıda, Türkiye’nin en fazla süt ve 

süt ürünleri üretimini gerçekleştiren firması. 

Bugün toplam 6 fabrikasıyla sektörün 

en büyük işletmesi konumundaki gıda 

şirketinin ev dışı tüketim kanalına hitap eden 

markalarını Ak Gıda- İçim Süt CEO’su Ali 

Sözen ile konuştuk. 

Ak Gıda’yı kuruluşuyla tanıtarak; 

ev dışı tüketim pazarına hitap eden 

markaları hakkında bilgi verir 

misiniz? 

1996 yılında kurulan Ak Gıda, 2015 yılından 

bu yana dünya süt endüstrisinin en büyük 

şirketi Grup Lactalis bünyesinde faaliyetlerini 

sürdürüyor. Bugün Türkiye’nin en fazla süt 

ve süt ürünleri üretimini gerçekleştiren ve 

6 fabrikasıyla sektörün en büyük işletmesi 

konumundayız. 

Süt ve süt ürünleri pazarının önde gelen 

markalarından olan İçim’in ürün yelpazesi, 

tüketici ihtiyaçlarına ve değişen alışkanlıklara 

paralel olarak genişliyor. UHT süt, yoğurt, 

beyaz peynir ve kaşar peyniri üretimleri 

ile başlayan yolculuğumuz; bugün süzme 

peynirden kaymaklı tava yoğurtlara, laktozsuz 

sütten kefire kadar uzanan 300’ü aşkın ürün 

çeşidimizle devam ediyor. Batı tarzı peynir 

lezzetlerini de Président markası altında yerli 

üretimle tüketicilerimize sunuyoruz. 

İçim ve Président tüketici markalarımızın 

yanı sıra yeni lanse ettiğimiz Masterini 

markamızla da ev dışı tüketim (EDT) pazarına 

hitap ediyoruz. Masterini markamızla mutfak 

profesyonellerinin kullanımı ve otel, restoran, 

kafe müşterileri için bitkisel krema ve krem 

şanti, ketçap, mayonez, piknik ürünleri 

kategorilerinde ürünlerimizi sunuyoruz. 

Ev dışı tüketim (EDT) pazarında 

hangi yeni ürünler ve projelerle yer 

aldınız? 

İçim, Président ve Masterini markalarımızla 

sunduğumuz ürünlerimizi ev dışı tüketim 

pazarında faaliyet gösteren işletmelerin 

ihtiyaçlarına göre tasarlanan özel 

gramajlarda sunuyoruz. Örneğin 10 gram 

tereyağından 18 kilogram yoğurda kadar 

sektörün ihtiyaçlarına göre üretim yapıyor 

ve ürünlerimizi Türkiye’nin dört bir yanına 

ulaştırıyoruz. 

Geçmiş senelerde olduğu gibi 2022 yılında 

da EDT pazarına özel ürünler lanse ettik. 

Président markasıyla Pizza Peyniri, Donmuş 

Rende Mozarella ile birlikte EDT pazarına 

özel gramajlarda Gouda, Cheddar ve Red 

Cheddar lansmanlarını yaptık. 

İçim markasıyla sektöre özel sunduğumuz 

Böreklik Peynir, Pide Peyniri gibi 

ürünlerimize ek olarak 2022 yılında da Mini 

Peynir Taneleri ürünümüzü pazara sunduk. 

Krema kategorisinde de sıcak yemeklere özel 

formülüyle İçim Şef Yemeklik Krema (1 L) 

ürünümüzü pazara sunduk. 

Bu sene ayrıca ev dışı tüketim kanalına 

özel markamız Masterini’yi de lanse ettik. 

Büyüyen EDT pazarında biz de Ak Gıda 

olarak, yeni lansmanlarımızın da katkısıyla 

2022 yılında tonajda yüzde 50’nin üzerinde 

büyüme yakaladık. Yeme- içme sektörü 

profesyonellerini ve şefleri; büyümekte olan 

ev dışı tüketim pazarının değişen ihtiyaçlarını 

anlama konusunda iş birliği yaptığımız iş 

ortaklarımız olarak görüyoruz. 

Şeflere, işletmelere ne tür 

çözümler sunuyorsunuz? 

Yeme- içme sektörü profesyonellerini ve 

şefleri; büyümekte olan ev dışı tüketim 

pazarının değişen ihtiyaçlarını anlama 

konusunda iş birliği yaptığımız iş ortaklarımız 

olarak görüyoruz. Alanında uzman satış 

ekiplerimizle mutfak profesyonellerinin 

ihtiyaçlarını dinlerken, onların iş süreçlerini 

kolaylaştıracak çözümleri de Ar-Ge 

süreçlerimize entegre ediyoruz. 

Tüketici markalarımızda yeni ürün 

geliştirirken piyasanın ihtiyaçlarına kulak 

kabarttığımız gibi, ev dışı tüketimde de 

şeflerin kılavuzluğunu önemsiyoruz. 

Sektörde ihtiyaç olan ürünler uzman ekibimiz 

tarafından hazırlanıyor ve Ar-Ge mutfağında 

yapılan pek çok deneme sonrasında, şeflerin 

de yorumlarını alarak ürünlere son şeklini 

veriyoruz. 

Bazı müşterilerimizin ihtiyaçlarını 

karşılamak için onlara özel üretimler de 

yapabiliyoruz. Teknik destek ihtiyacı olması 

durumunda, Ar-Ge ekibimiz ve alanında 

uzman satış ekiplerimiz ile müşterilerimizi 

ziyaret ediyor ve ürün denemelerini birlikte 

gerçekleştiriyoruz. 

Sektöre tanıttığınız yeni markanız 

‘Masterini’ ile hangi ürünleri 

sunuyorsunuz? 

Artan şehirleşme ve hızlı yaşam temposuna 

paralel olarak ev dışı tüketimin pazar 

büyüklüğü de artarken, biz de bu 

sektörde önemli oyunculardan biri olmayı 

hedefliyoruz. Lansmanını bu sene yaptığımız, 

profesyoneller için ürettiğimiz ve süt ürünleri 

dışındaki ürünleri içerisinde barındıran 

Masterini markamızın ürün portföyünde 

Bitkisel Krema, Bitkisel Krem Şanti, Ketçap, 

Mayonez ile piknik formda bal, vişne ve çilek 

reçeli bulunuyor. 

Masterini’nin toplam marka portföyü 

içerisinde krema ve krem şanti %50’nin 

üzerinde satış payına sahip. Ak Gıda 

kalitesiyle üretilen Masterini ürünlerini 

ülkenin dört bir yanındaki otel, restoran ve 

kafelere ulaştırıyoruz. 

İçim, Président ve Masterini 

markalarıyla EDT sektörü 

profesyonellerine nasıl 

ulaşıyorsunuz? 

Alanında uzman profesyonel satış ekiplerimiz 

bölgelerinde bulunan otel, restoran, kafe 

gibi işletmeleri ziyaret ederek onlara en 

uygun portföyü ve çözüm önerilerini sunuyor. 

Sektöre yönelik web siteleri, dergiler, e-mail 

grupları ve sosyal medya aracılığıyla ev 

dışı tüketim profesyonellerine ulaşmayı 

hedefliyoruz. 

Gastronomi sektörünün buluştuğu fuar 

ve etkinliklerde yer almayı da piyasanın 

ihtiyaçlarını anlamak ve kendimizi anlatmak 

konusunda bir fırsat olarak görüyoruz. 

Geçtiğimiz yıl İçim, Président ve Masterini 

markalarıyla VII. Uluslararası Gastromasa 

Gastronomi Konferansı’nda yer aldık. 

Şefimiz Sedat Yaman standımızda gün boyu 

tadım aktiviteleri yaptı ve gördük ki yemek 

pişirmek giderek daha fazla insan için tutku 

oluyor. Böyle etkinlikleri hem sektörün 

profesyonelleri ve geleceğin şef adayları hem 

de tüketiciler için faydalı buluyoruz. 

17- 20 Ocak tarihlerinde Antalya’da 

gerçekleştirilen ANFAŞ Fuarı’nda da sektör 

profesyonellerini yine Şef Sedat Yaman ve 

ekibinin elinden İçim, Président ve Masterini 

lezzetleriyle hazırlanmış ikramlar ve tadım 

etkinlikleriyle standımızda ağırladık. Bu tür 

etkinliklerle ürünlerimizin farklı kullanım 

alanlarını anlatmaya devam edeceğiz.

AK GIDA - İÇİM SÜT CEO ALİ SÖZEN 

“WE CONSIDER FOOD & BEVERAGE PROFESSIONALS 

AND CHEFS AS OUR BUSINESS PARTNERS” 

Established in 1996 and operating under 

Group Lactalis, the largest company in the 

world's dairy industry since 2015, Ak Gıda 

is the company that produces the highest 

volume of milk and dairy products in Türkiye. 

We conducted an interview with Ali Sözen, 

CEO of Ak Gıda - İçim Süt, about the brands 

that appeal to the out-of-home consumption 

channel of the food company, which is 

presently the largest business in the sector 

with a total of 6 factories. 

By introducing Ak Gıda, could you tell 

us about the brands that appeal to the 

out-of-home consumption market? 

Founded in 1996, Ak Gıda has been operating 

under Grup Lactalis, the largest company in 

the world dairy industry, since 2015. Today, 

we are the largest company in the sector 

with 6 factories that produce the highest 

volume of milk and dairy products in Türkiye. 

As one of the leading brands in the milk and 

dairy products market, İçim's product range 

expands in line with consumer needs and 

changing habits. Our journey started with the 

production of UHT milk, yoghurt, feta cheese 

and kashar cheese; continues today with 

our product range of more than 300, ranging 

from UF feta cheese to crusted yoghurt, 

from lactose-free milk to kefir. We also 

offer European-style cheese flavors to our 

consumers under the Président brand with 

domestic production. 

In addition to our İçim and Président 

consumer brands, we also address the 

out-of-home consumption market with our 

newly launched Masterini brand. With our 

Masterini brand, we offer our products in the 

categories of vegetable cream and whipped 

cream, ketchup, mayonnaise, picnic products 

for the use of kitchen professionals and hotel, 

restaurant and cafe customers. 

With which new products and projects 

did you take part in the out-of-home 

consumption market? 

We offer İçim, Président and Masterini 

branded products, in special weights designed 

according to the needs of businesses 

operating in the out-of-home consumption 

market. For example, we produce according 

to the needs of the sector from 10 grams of 

butter to 18 kilograms of yogurt and we deliver 

our products all over Türkiye. As in previous 

years, we launched special products for the 

out-of-home consumption market in 2022 as 

well. We launched Gouda, Cheddar and Red 

Cheddar in special weights for the out-ofhome 

consumption market together with 

Pizza Cheese and Frozen Grated Mozzarella 

with the Président brand. 

In addition to our products such as Pastry 

Cheese and Pita Cheese, which we offer 

exclusively for the sector under the İçim 

brand, we also launched our Mini Cheese 

Drops product in 2022. In the cream category, 

we introduced İçim Chef Cooking Cream (1 

L) to the market with its special formula for 

hot meals. This year, we also launched our 

exclusive brand Masterini for the out-of-home 

consumption channel. In the growing out-ofhome 

consumption market, we, as Ak Gıda, 

achieved a growth of more than 50 percent 

in volume in 2022 with the contribution of our 

new launches. 

We see food and beverage industry 

professionals and chefs as our business 

partners with whom we cooperate in 

understanding the changing needs of the 

growing out-of-home consumption market. 

What kind of solutions do you offer to 

chefs and businesses? 

We consider food and beverage industry 

professionals and chefs as our business 

partners with whom we cooperate in 

understanding the changing needs of the 

growing out-of-home consumption market. 

While we listen to the needs of kitchen 

professionals with our expert sales teams, 

we integrate solutions that will facilitate their 

business processes into our R&D processes. 

While we are developing new products in 

our consumer brands, we pay attention to 

the needs of the market, and we care about 

the guidance of the chefs in out-of-home 

consumption. The products needed in the 

sector are prepared by our expert team and 

after many trials in the R&D kitchen, we give 

the final shape to the products by taking the 

comments of the chefs. In order to meet the 

needs of some of our customers, we can 

also make special productions for them. In 

case of need for technical support, we visit 

our customers and conduct product trials 

together with our R&D team and sales teams 

who are experts in their fields. 

What products do you offer with your 

new brand 'Masterini' that you have 

introduced to the sector? 

As the market size of out-of-home 

consumption increases in parallel with the 

increasing urbanization and fast pace of life, 

we aim to be one of the important players 

in this sector. The product portfolio of our 

Masterini brand, which we launched this 

year, produced for professionals and includes 

non-dairy products, includes Vegetable 

Cream, Vegetable Whipped Cream, Ketchup, 

Mayonnaise, and honey, cherry and strawberry 

jam in picnic form. Cream and whipped cream 

have a sales share of over 50% in Masterini's 

total brand portfolio. We deliver Masterini 

products produced with Ak Gıda quality to 

hotels, restaurants and cafes all over the 

country. 

How do you reach professionals in the 

out-of-home consumption industry 

with İçim, Président and Masterini 

brands? 

Our professional sales teams, who are experts 

in their fields, visit businesses such as hotels, 

restaurants and cafes in their regions and 

offer them the most suitable portfolio and 

solution suggestions. We aim to reach outof-home 

consumption professionals through 

sector-oriented websites, magazines, e-mail 

groups and social media. We take part in fairs 

and events where the Gastronomy industry 

meets, which we see as an opportunity to 

understand the needs of the market and 

present ourselves. Last year, we participated 

in the 7th International Gastromasa 

Gastronomy Conference with İçim, Président 

and Masterini brands. Our chef Sedat Yaman 

held tasting activities all day long at our 

booth. We have seen that cooking is becoming 

a passion for more and more people. We 

find such events beneficial for both industry 

professionals and future chef candidates as 

well as consumers. 

At the ANFAS Fair held in Antalya on 17-20 

January, we hosted the professionals of the 

food and beverage industry at our booth with 

treats and tasting events prepared with İçim, 

Président and Masterini products by Chef 

Sedat Yaman and his team. We will continue 

to present the different usage areas of our 

products with such events.

70 


& hi-tech 

marka brand 

OTEL YATIRIMCILARINDAN 

İNOKSAN’A YOĞUN ILGI 

Hotel Equipment – Uluslararası Konaklama ve AğırlamaEkipmanları İhtisas Fuarı’na katılan 

İnoksan, Türkiye’nin ilk ısı dönüşümlü bulaşık makinesi ve diğer yenilikçi ürünleriyle sektör 

profesyonellerinden yoğun ilgi gördü. 

Endüstriyel mutfak sektöründe ilklere 

imza atarak, yerel ve globalde 

sektörünün öncüsü olan İnoksan, 17 

– 20 Ocak tarihleri arasında Antalya’da bu 

yıl 33’üncüsü düzenlenen Hotel Equipment 

– Uluslararası Konaklama ve Ağırlama 

Ekipmanları İhtisas Fuarı’na yenilikçi 

ürünleriyle katıldı. 

İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi 

Varlık ve İnoksan Genel Müdürü Esra 

Altay Batkın fuarda sektör temsilcileri ve 

profesyonelleri ile bir araya gelerek son 

dönemde büyük gelişim gösteren turizm 

sektörü ile endüstriyel mutfak sektörünü 

değerlendirdi. Türkiye’de 20.000 m² 

kapalı alanda kurulu teknolojik mutfak 

üssü bulunan, 5 kıtaya ihracat yapan 

İnoksan, 2023 ve sonraki dönemde AR-GE 

yatırımları neticesinde geliştirdiği yenilikçi 

ürünleriyle Türkiye pazarında büyürken bir 

yandan da ihracatını artırmayı hedefliyor. 

Varlık: “AR-GE yatırımlarımıza hız 

verdik” 

Fuarda bu hedeflere dair bilgiler veren 

İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi 

Varlık, “Türkiye’nin 2022’de 52 milyon 

civarında turist ağırladığı, buna paralel 

2023’te de 60 milyon turist ağırlama hedefi 

bulunuyor. Bu gerek Antalya bölgesi 

gerekse de ülkemizdeki diğer turizm 

merkezlerimizde yeni otel yatırımları ve 

mevcut otellerin yenilenme süreçlerini 

de hızlandıracak bir gelişme olarak 

dikkat çekiyor. Pandemi sonrasında otel 

yatırımlarında yaşanan bu hareketlilik 

neticesinde önümüzdeki dönemde 

endüstriyel mutfak pazarında yeni 

projelere ihtiyaç duyulacak ve sektör iç 

pazarda büyüme oranını artıracaktır. 

İnoksan olarak uzun yıllardır dış pazarda 

5 kıtaya yayılmış küresel bir oyuncuyuz. 

Kombi fırınında ilk üreticisiyiz ve bu ürün 

özelinde küresel çapta referans gösterilen 

marka olduk. Bugün Almanya’dan 

Avustralya’ya kadar birçok farklı 

coğrafyada kombi fırın satıyoruz. Bulaşık 

makinesi kategorisinde ise İngiltere ve 

Almanya’da önemli başarılar elde ettik 

ve şimdi de Amerika pazarına gidiyoruz. 

İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık 

Türk otel yatırımcılarına da sesleniyoruz. 

Sektörümüz uluslararası arenada büyük 

başarılara imza atıyor. Uluslararası otel 

zincirleri memnuniyetle ürünlerimizi 

kullanıyor. Biz de bu referans ile Akdeniz 

piyasasındaki otel yatırımcılarının ilgisini 

büyük mutlulukla karşıladık” dedi. 

Türkiye’nin ilk ısı geri dönüşümlü 

bulaşık makinesi 

İnoksan Genel Müdürü Esra Altay Batkın 

ise, fuara katıldıkları yenilikçi ürünlere 

dair bilgiler verirken İnoksan’ın AR- 

GE yatırımları ile Türkiye’nin ilk ısı 

geri dönüşümlü bulaşık makinesini 

geliştirdiklerini söyledi. Fuarda da yoğun 

ilgi gören ısı geri dönüşümlü bulaşık 

makineleri ilk kullanımdan itibaren 

yüzde20-25 arasında enerji tasarrufu 

yaparak ürüne yapılan yatırımın 1 yılda 

geri dönüşünü sağladığını belirten Batkın, 

2023 yılı içerisinde AR-GE yatırımlarına 

hız vererek daha inovatif ürünler 

geliştireceklerini de sözlerine ekledi. 

İnoksan Genel Müdürü Esra Altay Batkın 

Yeni konveksiyonlu fırın ailesi 

dikkat çekiyor 

Fuara önceliği enerji verimliliği olan yenilikçi 

ürünler ile katılan İnoksan, konveksiyonlu 

fırın ailesi ile otel yatırımcılarının ilgi odağı 

oldu. Bu yeni fırın serisinde bilgisayarlı 

simülasyonlar ile kabin içerisi analiz 

edilerek tüm tepsilerdeki homojenizasyon 

en üst düzeyde sağlandı. Diğer yandan 

cihazlarda kullanılan PID kontrol sistemi 

ile de fırınların fazla enerji tüketmesinin 

önüne geçilerek enerji verimliliğine daha 

fazla odaklanılıyor. Ayrıca, premix sistem 

ile birlikte degazlı cihazlarda atmosferik 

yanmaya göre yüzde 50’ye varan yakıt 

tasarrufu sağlıyor. 

Bu yıl seri üretime geçirilen sulu velavataşlı 

ızgaralar sayesinde kullanıcılar maksimum 

performansı minimum güç ile alıyor. Bir 

diğer yeni ürün çalışması bulaşık yıkama 

ürün gruplarında bulunuyor. Bu ürünlerde 

özelikle su tüketimine yoğunlaşmış 

durumda ve yapılan çalışmalar da set altı 

makinelerinde su tüketiminde yüzde 25 

tasarruf sağlanıyor.


72 


& hi-tech 

marka röportaj brand interview 

38 yıllık bir tecrübeyle 2022 yılında 

perakende sektörüne adım atan 

DeLucca, bu yıl itibariyle HoReCa 

üretimlerini de başlattı. Babadan oğula 

aktarılmış köklü bir deneyimi ticari 

kaygılardan uzakta, insan odaklı bir yönetim 

anlayışıyla sunan DeLucca, yeni nesil 

sürülebilir krema pazarında bir dünya 

markası olma yolunda ilerliyor. 

MND Gıda çatısı altında ev dışı tüketim 

kanalına yepyeni bir soluk kattıklarını 

belirten MND Gıda Yönetim Kurulu Üyesi 

Emre Şeherli ile markanın bu yılki yatırım 

hedeflerini ve büyüme odaklarını konuştuk. 

De Lucca markası nasıl doğdu? 

Her şey baş döndüren lezzet dünyasına 

eşsiz ve alışılagelmişin dışında bir tat katma 

hayaliyle başladı. DeLucca markası aslında 

çok yeni olmasına rağmen 38 yıllık bir 

tecrübenin eseri. Hali hazırda çeyrek asırdan 

fazladır bu sektörün içerisindeyiz. De Lucca 

babadan oğula aktarılmış bir tecrübeden 

2022 yılında hayata geçirilen bir marka. Uzun 

zamandır tüm ekip Ar-Ge halindeydik. Bizim 

yapmayı düşündüğümüz ve hatta yaptığımız 

farklıydı. Biz şu an sadece ticari kaygıyla 

raflarda var olan pek çok ürün gibi her yere 

ulaşalım, satalım, para kazanalım derdinde 

hiç olmadık. Hem kıvamı, kokusu, dokusu, 

tadıyla yepyeni bir lezzet deneyimi sunmak 

hem de bir dünya markası haline gelerek 

tüketiciyle duygusal bir bağ kurmak istedik. 

MND Gıda, bu yeni markasıyla 

kimleri hedefliyor? Marka çatısı 

altında hangi ürün grupları yer 

alıyor? 

De Lucca olarak; İtalyan çikolatasının 

MND GIDA’DAN HORECA’YA 

YEPYENI BIR MARKA 

DELUCCA 

yüksek kalitesini hammadde olarak kullanıp, 

premium bir lezzet var etmeyi hedefledik. 

Bunu yaparken her bir ürünümüzün içeriğini 

özenle oluşturduk. Büyük bir özveri ile 

oluşturduğumuz lezzetlerimizde; beslenme 

düzeni ve hayat tarzlarını göz önüne alarak, 

%100 vegan ve glütensiz içeriğiyle kakaolu 

fındık kremamız ve %100 vegan ve glütensiz 

içeriğiyle şeker ilavesiz yer fıstığı ezmemizle 

hayalimizin ilk adımını gerçekleştirdik. Şu an 

markamızın sadece dört ürünü tüketicilerle 

buluştu. Karamelize Bisküvi Kreması, 

Kakaolu Bisküvi Kreması, %93 Yer Fıstığı 

Ezmesi ve tabii ki Vegan Kakaolu Fındık 

Kreması. 

2023’e hangi ürün gruplarıyla 

girdiniz? Bu yılki üretim stratejisini 

nasıl kurguladınız? 

Bu yıl market ürünlerimize ilave olarak 

HoReCa kanalına hitap edecek şekilde 

üretim yapmaya başladık. 2023’te bisküvi 

kremalarımızın pastacılık ve benzeri 

sektörlerde kullanılabilmesi için topping 

soslarını, yine benzer sektörler için bu 

kremaların pralin kıvamında olanlarını ve 

bisküvi tozlarını hazırladık. Lezzet dünyasına 

premium bir imza atmayı hedeflediğimiz 

bu hikâyeyi sizlerle paylaşmanın keyif ve 

heyecanıyla her gün biraz daha gelişiyoruz. 

Her biri profesyonel mühendis kadromuzun 

başarılı çalışmaları neticesinde hedeflenen 

amaca uygun bir şekilde üretildi. Bu yüzden 

de çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. 

2023’ün de beklentilerimizin üzerinde 

geçeceğinden hiçbir şüphem yok. 

2022 nasıl bir yıl oldu? 

DeLucca markasıyla sektöre yepyeni bir 

soluk getirdiğimizi düşünüyorum. Geçen 

bir yılda çok sayıda dünya fuarına katılım 

sağlayıp, ürünlerimizi sunma fırsatı bulduk. 

Müşterilerimizden aldığımız tepkiler ise 

muazzamdı. Kısa süre içerisinde dünyanın 

birçok ülkesinde marketlerdeki raflarda 

yerimizi aldık. Özetle, çok çalışmanın 

karşılığını aldığımız bir yıl geçirdik. 

İhracat hedefiniz nedir? 

Ajandanızda yeni pazarlar var mı? 

MND Gıda olarak toplam 44 ülkeye ihracat 

yapıyoruz. Tabii ki hedefimiz dünyanın her 

yerine, tüm kalplere dokunabilmek. Tüm 

bunlarla beraber Amazon Amerika ve Rusya 

Ozon pazaryerinde e-ihracatımız da var. 

Pandemi sonrası değişen 

müşteri taleplerini nasıl 

değerlendiriyorsunuz? Yeni 

dönemin trend belirleyicileri neler? 

Pandemiyle birlikte tüketicilerin alışveriş 

alışkanlıkları ciddi bir değişim gösterdi. 

İnsanlar artık online satış kanalları üzerinden 

kıyafet alır gibi gıda ürünleri satın alıyor ve 

bunda da herhangi bir sakınca görmüyor. 

Market veya internetten yapılan bu satın 

almalar geri bildirimin herkese açık bir 

şekilde üretici firmalara iletilebilmesi 

yönüyle bile diğer tüketicilerin alışveriş 

alışkanlıklarında belirleyici bir faktör 

olabiliyor. 

DeLucca olarak, bu şeffaflığı çok seviyoruz. 

Tüketicilerimizle birebir duygusal bağ kurup, 

ne isteyip ne istemediklerini doğru bir şekilde 

anlayarak şekilleniyoruz. 

Önümüzdeki yıla dair büyüme 

odaklarınız, hedefleriniz 

neler? Gündeminizde sektörle 

buluşturmak istediğiniz yeni 

ürünler var mı? 

Niyetimiz asla yeni ürün çıkarmak sevdasıyla 

üretim yapmak değil açıkçası. Ar-Ge’si 

yetersiz, üzerinde çalışılmamış ürünler çok 

da tercih ettiğimiz bir yatırım modeli değil. 

Ama özellikle şunun da altını çizmek isterim 

ki, Ar-Ge ekibimiz hiç denenmemiş tatları 

bulmakta çok başarılı, bu sayede kendimizi 

çok daha güçlü hissediyoruz.

DeLucca, who stepped into the retail sector 

in 2022 with 38 years of experience, also 

started HoReCa productions as of this 

year. DeLucca, which offers a deep-rooted 

experience handed down from father to 

son with a human-oriented management 

approach away from commercial concerns, 

is on its way to becoming a world brand in the 

new generation spreadable cream market. 

We conducted an interview with Emre 

Şeherli, Member of the Board of Directors of 

MND Gıda, who stated that they have brought 

a brand-new breath to the out-of-home 

consumption channel under the umbrella 

of MND Gıda, about the brand's investment 

targets and growth focuses this year. 

A BRAND-NEW BRAND FROM 

MND GIDA TO HORECA 

DELUCCA 

How was the De Lucca brand born? 

Everything started with the dream of adding 

a unique and unusual taste to the dizzying 

flavor world. Although the DeLucca brand 

is very new, it is the result of 38 years of 

experience. We have been in this industry 

for more than a quarter of a century. De 

Lucca is a brand that was brought to life 

in 2022 from an experience passed down 

from father to son. For a long time, the 

whole team was in R&D. What we thought 

to do and even what we did was different. 

We have never had to worry about reaching 

everywhere, selling and earning money 

just like many products on the shelves 

with commercial concerns. We wanted to 

offer a brand-new taste experience with its 

consistency, smell, texture and taste and 

to establish an emotional bond with the 

consumer by becoming a world brand. 

Who is MND Gıda targeting with this 

new brand? Which product groups 

are included under the brand roof? 

As De Lucca, we aimed to develop a premium 

flavor by using the high quality of Italian 

chocolate as raw material. While doing this, 

we carefully formed the content of each of 

our products. In our delicacies that we have 

made with great devotion, considering the 

diet and lifestyles, we realized the first step 

of our dreams with our 100% vegan and 

gluten-free cocoa hazelnut cream and 100% 

vegan and gluten-free peanut butter with no 

added sugar. Currently, only four products 

of our brand have met with consumers. 

Caramelized Biscuit Cream, Cocoa Biscuit 

Cream, 93% Peanut Butter and of course 

Vegan Cocoa Hazelnut Cream. 

With which product groups did you 

enter 2023? How did you set up this 

year's production strategy? 

This year, in addition to our market products, 

we started to produce in a way that appeals 

to the HoReCa channel. In order for our 

biscuit creams to be used in pastry and 

similar sectors in 2023, we prepared 

topping sauces, praline-like creams and 

biscuit powders for similar sectors. We 

are improving every day with the joy and 

excitement of sharing this story, which 

we aim to bring a premium signature to 

the world of taste, with you. Each of them 

has been produced in accordance with 

the targeted purpose as a result of the 

successful work of our professional engineer 

staff. So, I think we are very lucky. I have no 

doubt that 2023 will exceed our expectations. 

How was the year 2022 for you? 

I think we brought a new breath to the 

industry with the DeLucca brand. Last year, 

we have participated in many world fairs and 

had the opportunity to present our products. 

The response we got from our customers 

was tremendous. In a short time, we took our 

place on the shelves of the markets in many 

countries of the world. In summary, we had a 

year where hard work paid off. 

What is your export target? Do 

you have any new markets on your 

agenda? 

As MND Gıda, we export to 44 countries 

in total. Of course, our goal is to touch all 

hearts, all over the world. In addition to all 

these, we also have e-exports in Amazon 

America and Russia Ozone marketplace. 

How do you evaluate the 

changing customer demands 

after the pandemic? What are the 

trendsetters of the new era? 

With the pandemic, the shopping habits 

of consumers have changed dramatically. 

People now buy food products like they buy 

clothes through online sales channels, and 

they do not see any harm in this. These 

purchases made in the market or on the 

internet can be a determining factor in 

the shopping habits of other consumers, 

even with the fact that the feedback can be 

communicated openly to the manufacturers. 

What are your growth focuses and 

goals for the next year? Are there 

any new products on your agenda 

that you would like to introduce to 

the industry? 

Frankly, our intention is never to produce 

with the desire of producing new products. 

Products with insufficient R&D and 

unstudied products are not an investment 

model that we prefer. But I would like 

to underline that our R&D team is very 

successful in finding flavors that have never 

been tried; so, we feel much stronger.

74 


& hi-tech 

marka brand 

YEŞİM 

ÖZSAN 

“WE 

CONTINUE 

TO EXPAND 

OUR EXPORT 

NETWORK” 

KÜLSAN A.S., has been 

keeping its leadership in 

the melamine tableware 

and food service products 

category in Türkiye since 

1974. The company 

increases its competitive 

power in the HoReCa 

market with its innovative 

products. 

Having made its first export 

to Dubai in 1987, KÜLSAN 

has become a well known 

trademark selling its products 

to more than 65 countries at five 

continents. KÜLSAN’s Export 

Manager Mrs. Yeşim Özsan 

underlines that they also sell to the 

USA, Canada and some Central and 

KÜLSAN’s Export Manager 

Mrs. Yeşim Özsan 

South American countries along with the 

main markets of Europe, the Middle East 

and North Africa. 

At the end of 2018, the factory moved 

to its new place in Cerkezkoy-Tekirdag, 

a new plant of 12.500 sqm and has 

been continuing to serve both to HOME 

and HORECA markets with innovative 

products.

“We aim for aesthetics and 

functionality” 

Mrs. Yeşim Özsan says “We aim 

to produce decorative and durable 

melamine tableware and food service 

equipments satisfying utility while 

providing an aesthetical outlook. We are 

committed to be the leading company 

in Europe producing a tabletop range of 

quality & variety. “ 

“We focus on creating difference 

with innovative designs” 

Mrs. Yeşim Özsan states “KÜLSAN’s 

design team works hard on product 

development and new trends to be 

able to present the best and the most 

innovative to the customers. Our 

professional staff is always in close 

contact with customers to understand 

their needs and assist them before, 

during and after their purchasing 

activities.” 

“Exhibiting at fairs broaden our 

vision” 

Mrs. Yeşim Özsan emphasizes the 

importance of participating to fairs : 

“Külsan is proud to exhibit both in local 

and international fairs all around the 

world since 1987. Exhibiting at fairs 

gives us the opportunity to make new 

customers, displaying novelties and 

observing what is going on in different 

markets. Exhibiting at fairs is very 

important to broaden our vision and 

develop the correct products according 

to the needs of the market. 

“We will continue to work with all 

our strength” 

Özsan stresses the importance of 

working hard saying “KÜLSAN will 

continue to work hard on improving its 

product range and and expanding its 

markets while creating difference and 

adding value to all shareholders, staff, 

suppliers & customers.”

76 


& hi-tech 


LEZZETIN 

EFENDISI 

SOMER 

SIVRIOĞLU 

Doğma büyüme iki kuşak İstanbullu. 

Aşçılık hikayesi Ataköy'deki 

restoran barlarında başlıyor. 

Annesi de kendi gibi aşçı zaten. İstanbul 

Moda Lisesi'nde okurken iflasla kapanan 

restoranları ve rol model benimsediği 

annesinin Bodrum'a yerleşme kararı 

hayatında bir dönüm noktası oluyor. Ya 

askere gidecek ya da okuluna devam 

edecek! O ise seçimini eğitimden 

yana kullanarak, Bilkent Üniversitesi 

Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünde 

hem teorik hem akademik aşçılığın 

temellerini atıyor. 90'ların başı sözünü 

ettiği yıllar, Somer Sivrioğlu'nun. 

Üniversite eğitiminin hemen ardından ise 

Avustralya UTS’den mastera kabulüyle 

kıta değiştiriyor.. 


Kıtadan kıtaya mutfak 

Somer Şef'in Avustralya'daki her bir 

günü okumak ve çalışmakla geçiyor. 

Beş yıldızlı restoranlarda bulaşık da 

yıkıyor, aşçı yamaklığı da yapıyor. Okul 

bittikten hemen sonra Hilton Oteli'nin 

gece kulübüne barlar müdürü olarak 

giren Sivrioğlu, 2-3 sene kadar 7-8 

barın sorumluluğunu alıyor. Ardından 

Fox Studios Avustralya’yı açan ekibin 

operasyon müdürlüğünü üstlenen 

tecrübeli şef, altındaki 7-8 restoranı 

başarıyla yönetiyor. 

Somer Sivrioğlu'nun kariyer 

yolculuğunda sadece hizmet sektörü de 

yok! Bir dönem de süper marketlerin 

operasyon müdürlüğünü yapan Sivrioğlu, 

bu görevi için yaklaşık bir yıl boyunca 

Chicago’nun güneyinde staj eğitimi 

görüyor. Geri dönüşünde yaklaşık 

6 ay çalıştığını, ne var ki sektörden 

bir türlü kopamadığını dile getiren 

Somer Şef, "Ben de başka bir sektörde 

yapamayacağımı tekrar anlamış oldum 

ve o görevden ayrıldım." diyor. 

Devamında önce Bavarian Hospitality 

Group'a genel müdür olarak geçiyor. 

Dört yılın ardından ise Wagamama’da 

operasyon direktörü olarak pozisyon 

alıyor. Somer Şef, o dönem hem 

Londra’daki işleyişi öğrendiğini hem de 

Avustralya’da 13 tane restoran açtığını 

dile getirerek, "Artık kendi restoranımı 

açmanın vaktinin geldiğini gördüm ve 

bunun için çalışmaya başladım." diye 

anlatıyor. 

Artık kendi restoranını açma 

zamanı! 

Ünlü şefin kendine ait ilk restoranı, 

Efendy. Et ve hamur işleri ağırlıklı klasik 

bir Türk restoranı konseptine sahip. 

2007 yılında açtığı restoranı pandemiden 

sonra mal sahibi değişikliği sebebiyle 

kapattığını söyleyen Sivrioğlu, "1.5 

yıldır Efendy kapalı ama Avustralya'ya 

döner dönmez yeni bir yer bakmaya 

başlayacağız. Umarım ben Türkiye’ye 

dönmeden yeni yerini de açmış oluruz." 

dileğini dile getiriyor. Unutmadan, 

Sivrioğlu 2015 yılında Anatolia kitabını 5 

dilde basarak 7 ülkede yayınlıyor. 

Şefin Efendy'den sonraki restoranı, 

Sydney’in merkezindeki Barangaroo

ölgesine kabul edilen 10 restorandan 

biri konumundaki Anason. 2016 yılında 

açtığı mekan, İstanbul meze bar 

konseptinde, balık ve sebze ağırlıklı 

tabaklarıyla öne çıkıyor. 

Somer Şef'in Avustralya'daki üçüncü 

restoranı ise, geçtiğimiz sene 

açtığı, Maydanoz ve ilk sokak lezzeti 

konseptindeki, Tombik. Şefin anlattığına 

göre, Maydanoz, %90 vejetaryen bir 

restoran. Türkiye’nin, genellikle 

Kuzey Ege bölgesindeki 

lezzetlerin yorumlanması 

üzerine kurulu bir menüsü var. 

Tombik ise, döner konseptini 

kendince yorumladığı ve birayla 

servis ettiği bir konsept. Ünlü 

şef, Tombik’i bu sene daha 

da hareketlendirerek, yeni 

şubelerini açmak isteğini de 

sözlerine ekliyor. 

Ve anavatan! 

Masterchef'in sevilen jürisi 

Somer Sivrioğlu, Okyanusya 

kıtasındaki en büyük yüzölçümlü 

ülkesinde şöhretli mutfağıyla 

harika işler başarırken aklının 

bir köşesinde de hep bir türlü 

kopamadığı Türkiyesi var. O 

yüzden ki Avustralya-Türkiye 

hattında gastronomi turları 

düzenliyor, ülke gastronomisini 

yakından takip ediyor. Ne zaman 

ki sosyal medyada "MasterChef 

başlıyor" diye bir yazı görüyor. 

Hoş bir hatıra olur gayesiyle 

Avustralya'da da pazarlamak 

istediği formatın Türkiye'deki üç popüler 

jürisinden biri oluyor, sürpriz bir 

gelişmeyle. 

"Masterchef, harika bir yolculuk" 

Şef Somer Sivrioğlu için Masterchef'in 

yeri ayrı. Yarışma programını mesleki 

kariyerinde 'harika bir yolculuk' olarak 

tanımlarken bu görüşünü "Çünkü 

bizim sektörün gelişen tarafı, şeflerin 

Ünlü Şef Somer Sivrioğlu için 

ödül, kariyerinde bir destek, 

motive edici bir güç olsa da, 

hiçbir zaman ulaşılması gereken 

bir hedef değil! Avustralya’da pek 

çok ödül kazandığını anımsatan 

şef, Türkiye'deki ödül sistemine 

çok da güvenmediği söylemekten 

çekinmiyor. İstanbul'da henüz 

bir yılını bile tamamlamadığı 

için Efendy'nin nasıl bir yolculuk 

olacağını tam bilemediğini 

söyleyen Sivrioğlu, "Türkiye’deki 

ödül sistemi de pek yurt 

dışındakiler kadar başarılı değil, 

işin içine başka şeyler de giriyor. 

O yüzden beklenti olarak oldukça 

gerçekçiyim. Bizim için önemli 

olan restoranımızın dolu olması, 

misafirlerimizin keyif alması ve 

güzel zaman geçirerek ayrılması." 

diye ekliyor. 

dünyasının popülerleşmesiyle birlikte 

televizyona kaymasıydı. Masterchef 

de bunun en başarılı örneği. 

Dünyanın en başarılı yarışma 

formatlarından bir tanesi ve 

uluslararası arenada 20’den 

fazla ülkede yayımlanıyor. 

Bu oluşumun içinde olmak, 

Türkiye’de jüriliğini yapmak 

beni çok mutlu ediyor ve 

onurlandırıyor. Harika bir 

tecrübe." ifadeleriyle destekliyor. 

Efendy ile İstanbul'da 

Somer Sivrioğlu, Masterchef'te 

jürilik yaparken restoranı 

olmayan bir şef, "4 yıl direndim" 

dediği süre boyunca." Özellikle 6 

aydan uzun bir süre olduğunda 

gerçekten zor. O yüzden Efendy’i 

açtığımız ve bu kadar başarılı 

gittiği için çok mutluyum. 

Geçen sene yine İstanbul’daki 

ilk restoranımız Efendy'i açtık. 

Ben doğma büyüme, iki kuşak 

İstanbulluyum. O yüzden bana 

bütün fikir ve ilhamımı veren 

şehirde restoran açmak; o 

dönüşümü sağlayıp tekrar 

burada yemek pişirebilmek

78 


& hi-tech 


çok güzel. Kendimi çok şanslı ve mutlu 

hissediyorum." sözleriyle özetliyor 

hislerini. 

Türk ve dünya klasiklerinden birbirinden 

lezzetli yemekleri Efendy restoranında 

tabaklayan Sivrioğlu, Avustralya'da 

edindiği 25 yıllık mutfak deneyimini 

ve sıra dışı yorum gücünü menüsüne 

ustalıkla yansıtıyor. Söyleşimizin 

devamında Avustralya'nın yeme 

içme mutfak kültürüne de kısaca 

değinen Sivrioğlu, ülkenin İngilizce 

konuşan çok kültürlü toplumlar 

içinde bunu en başarılı sergileyen 

ülke olduğunu belirterek, "25 yıldır 

orada yaşadığımdan bunu birebir 

deneyimledim. Kendilerinin dominant bir 

mutfak kültürü olmadığından her türlü 

mutfağı deneyimlemeye çok açıklar. 

Hem seyahat etmeyi sevmeleri hem de 

bunun kolay olmayışı sebebiyle özellikle 

ülke mutfaklarını deneyimlemek çok 

hoşlarına gidiyor." diyor. 

"Avustralya’da Türk mutfağı iyi bir 

yerde" 

Avustralya'da Türk mutfağının ülkede 

çalışan Türk şeflerin katkılarıyla 

oldukça iyi bir yerde olduğunun altını 

çizen Sivrioğlu, "Sadece bizimle değil, 

aslında Avustralya’daki ilk fine dining 

Türk restoranı diyebileceğimiz Ottoman 

bizden 20 yıl önce Canberra’da açılmıştı. 

Daha sonra Sydney’de Stanbury 

Restaurant açıldı ama pandemiden 

sonra kapandı. Melbourn’da Sevgili 

Coşkun ve Kemal’in Tulum ve Lezzet 

restoranları devam ediyor." diyor. 

Ülke genelindeki Türk restoranların 

ciddi bir atılım içerisinde olduğunu 

anlatan Somer Şef, ülkede Türkiye’de 

bile bulunmayacak bir serbestliğin 

olduğuna işaret ederek, "Yani Türk 

mutfağının sınırları dışına daha kolay 

çıkabiliyoruz. Türkiye’de de restoranım 

olduğundan, bizim bu konuda biraz daha 

'o öyle yapılmaz' tutuculuğuna sahip 

olduğumuzu biliyorum." diye belirtiyor. 

Lokal ürünler ama kökenine 

dayanan fikirler 

Somer Şef'in mesleki felsefesi, "Lokal 

ürünler ama kökenine dayanan fikirler" 

ekseninde şekilleniyor. Ürün bazlı 

çalışan bir mutfak profesyoneli olarak 

Avustralya’daki restoranlarında da bu 

anlayışı uygulamaya çalıştığını söyleyen 

Sivrioğlu, ülkenin lokal ürünleriyle Türk 

mutfağının fikir ve öğelerini ustalıkla 

harmanlayarak doğru lezzeti yakalamaya 

çalıştığını dile getiriyor. 

Çiçekli ürün kullanımına karşı 

Tabakta lezzete vurgu yapmayı prensip 

edinen Somer Şef'in mutfağında 

lezzetsiz bir sunuma yer yok! Genelde 

ürünü öne çıkaran tabakları tercih 

ettiğini söyleyen Sivrioğlu, ana yemekgarnitür 

eşleştirmelerinde lüzumsuz 

yan ürün kullanımına karşı olduğunu 

şu sözleriyle anlatıyor: "İyi ürün 

kullandığınız zaman da diğer yan ürünler 

onu daha da yukarıya taşımalı. Eğer 

tabağa ekstra bir şey sağlamayacaksa, 

çiçek gibi ürünleri tabakta kullanmayı 

sevmiyorum. Bunu söylerken aslında 

pek çok üründe soğan çiçeği, sarımsak 

çiçeği ve rezene çiçeği gibi baharat 

yoğunluğu fazla olan çiçekleri 

kullanmayı sevdiğimi söyleyeyim. Ama 

menekşe ya da viyola gibi çiçekler, 

hata kapatmak için konulmuş gibi 

hissettiriyor." 

Mutfak, vazgeçilmez tutkusu 

Mutfak onun için bir tutku demek. Çok 

meşakkatli ama aynı zamanda da asla 

vazgeçilemeyecek bir tutku... "Şayet 

içinizde bu tutku yoksa başarılı olmanız 

çok zor olacaktır." diyen Somer Şef, tam 

bir esnaf mutfağı sevdalısı! Karnıyarık 

ve pilava bayılıyor, annesinden yadigar 

pırasalı böreğe ise bir lezzet mirası 

olarak bakıyor. Genelde sulu yemeklerin 

büyüsüne kapıldığını anlatan ünlü şef, 

iyi yapılmış kebapların da ciddi derecede 

hastası! 

Türk mutfağı ise şefin ömürlük tutkusu! 

Öz mutfağının her öğesini, çeşitliliğini, 

varyasyonunu ve besleyiciliğini sevdiğini 

dile getiren Sivrioğlu, işte bu duyguyla 

açtığı her restoranda Türk mutfağının 

farklı bir özelliğini öne çıkarmaya 

çalıştığını söylüyor. 

Somer Şef'in dünya mutfakları içindeki 

favorisi ise, Japon mutfağı. Japonya’yı 

pek çok kez ziyaret ettiğini anlatan şef, 

Uzakdoğu ülkesindeki ahiliğe ve sürekli 

devinime büyük bir saygı duyuyor. 

"Eskiden daha tutucu ve 

kontrollüydüm" 

Biraz da şefi kendi ağzından tanıtmak 

istiyorum. Mutfağındaki gelişim süreci 

gibi Masterchef yolculuğunun da zorunlu 

olarak, kendisini takım çalışmasına daha 

yatkın bir şef yaptığını söyleyen Sivrioğlu, 

"Çünkü iki kıtada restoran işletmeciliği 

yapıyorum ve bunu yapabilmenin de tek 

sırrı iyi bir şekilde delege edebilmek." 

diyor. Eskiden daha kurallarına 

bağlı, daha tutucu ve kontrolcü bir

şef olduğunu itiraf eden Sivrioğlu, 

şimdilerde takımına güvenerek, onların 

yaptıklarını denetleyerek, gerekli 

uyarıları yaparak doğru yolu birlikte 

bulmaya çalışan, kolektif bir çabanın 

içinde olan bir şef olarak vasıflandırıyor 

kendini. 

"Gençlerin tutkularını bulmalarına 

yardım etmeliyiz" 

15 ve 17 yaşlarında iki evlat sahibi 

olmanın avantajıyla yeni nesil kuşağı 

daha rahat anlayabildiğini söyleyen 

Somer Şef, gençlere sergiledikleri 

davranışların zorlayıcılığının farkında 

olduğunun altını çizerek, "Mümkün 

olduğunca onları ortak etmelisiniz, 

sebeplerini açıklamalısınız, yaptıkları 

işi sorgulamalarına izin vermelisiniz 

ki özümseyip içlerinden geldiği gibi 

davransınlar. Çok daha hızlı değişen, 

kararlarını değiştirmekten çekinmeyen, 

cesur bir kuşakla çalışıyoruz. O yüzden 

de onları işin içine dahil edip tutkularını 

bulmalarına yardım etmeliyiz. Bu şekilde 

beraber başarılı ilerleyebileceğimizi 

düşünüyorum." sözleriyle samimi 

duruşunu açıkça ortaya koyuyor. 

Kariyerini sonlandırana dek Türk 

mutfağını tanıtacak 

Somer Şef ile gelecek planlarını 

konuşuyoruz biraz da. İleride sadece 

Avustralya ve Türkiye’de değil, yurt 

dışındaki farklı ülkelerde de restoran 

yatırımları yapmak istediğini söyleyen 

Sivrioğlu, değişik konseptler geliştirmek 

ve devam ettirmek hayalini paylaşıyor. 

Ünlü şefin ömürlük arzularından en 

güçlüsü de, kariyerini sonlandırana 

dekTürk mutfağını tanıtmak ve dünyada 

hakettiği değere erişmesine hizmet 

etmek! Somer Şef, işte tam da bu 

motivasyonla restoranlarını tüm dünyaya 

yayma gayesinin altını çiziyor ve "Bunun 

en önemli yollarından biri de diğer 

ülkelerde yapılacak doğru konseptlerden 

geçiyor." diyor. 

Türk mutfağının uluslararası arenada 

daha başarılı olması için yapılması 

gereken çok işin olduğunu vurgulayan 

Sivrioğlu, bu konuda Kültür ve Turizm 

Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve 

Geliştirme Ajansı ile birtakım çalışmalar 

yürüttüklerini de sözlerine ekliyor. 

"Kitap projesi her zaman var 

ama..." 

Son olarak planlarında bir kitap projesi 

var mı, soruyorum. Kitap çıkarmanın 

çok kolay bir iş olmadığına dikkat 

çeken Somer Sivrioğlu, şu sözleriyle 

veda ediyor: "Dijital bir dünyada analog 

bir ürün çıkarıyorsunuz. Hem finansal 

kısmını, hem de harcanan emeğin geri 

dönüşümünü düşündüğümüzde kitap 

çıkarmak gittikçe zorlaştı. Bununla 

birlikte Türkiye’deki evlerde pek çok 

yemeğin pişirilemediğini ya da yanlış 

pişirildiğini görüyorum. Bunları işleyen, 

temel pişirme tekniklerine dayalı bir 

kitap ya da program fikri ilgimi çekiyor 

açıkçası."

80 


& hi-tech 

gastro güncel gastro current 

MICHELIN’DEN SONRA 

GAULT & MILLAU DA TÜRKIYE’DE! 

Michelin Rehberi’nden sonra Gault & Millau da Türkiye’de! Sözen Organizasyon iş birliği ile 17. ülke 

olarak Türkiye’yi bünyesine katan Fransız derecelendirme rehberi, bu yıl Marmara, Ege, Akdeniz ve 

Güneydoğu bölgesinden 500 restoranı değerlendirecek, 2024 yılı için 300’ünü rehberine katacak! 

Dünyanın en prestijli iki gastronomi 

rehberinden biri olan Gault & Millau, 

Sözen Organizasyon iş birliği ile 

Türkiye'ye geldiğini basın toplantısıyla 

duyurdu. Six Senses Kocataş Mansion’s 

İstanbul’da 12 Ocak Perşembe günü 

gerçekleştirilen basın toplantısı Gökmen 

Sözen, Gault & Millau CEO’su Patrick Hayoun 

ve Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül 

Özkan Yavuz’un katılımıyla gerçekleşti. 

Sözen: “Türkiye’yi dünya 

gastronomisinin merkezine 

taşıyoruz” 

Gault & Millau iş birliğinden dolayı çok 

heyecanlı olduklarını dile getiren Gökmen 

Sözen, bu iki önemli markanın girişiminin 

global gastronomi sektörü ve Türkiye 

arasında köprü olacağını vurguladı. Sözen, 

“Dünyada her geçen gün yıldızı parlayan 

Türkiye gastronomisi için atılan dev adımlara 

bir yenisini daha eklediğimiz için gururluyuz. 

Türkiye’de gastronomi sektöründeki hizmet 

ve yatırım zincirine Gault & Millau Rehberi 

ile altın bir halka daha eklemiş bulunuyoruz. 

Sözen Organizasyon aracılığıyla Gastromasa 

gibi uluslararası etkinliklerle Türkiye’yi dünya 

gastronomisinin merkezine taşıyoruz. Türkiye 

gastronomisinin geleceğini birlikte inşa etmek 

için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. 

Bu yolda ilerlerken bize destek olan herkese 

bir kez daha kalpten teşekkür ediyor, sağlık ve 

lezzet dolu günler diliyorum.” diye konuştu. 

Hayoun: “Rehberimize hoş geldiniz!” 

Gault & Millau'nun CEO'su Patrick 

Hayoun ise, Gault&Millau Türkiye için 

yeni bir ortaklığa imza atmaktan duyduğu 

memnuniyeti dile getirerek, “Bugün burada 

olduğmuz için çok mutluyuz. Türkiye’deki 

faaliyetlerimizi Gökmen Sözen iş birliği ile 

başlatıyoruz. Geçtiğimiz 50 yıl boyunca, 

Gault&Millau çok sayıda rehber ve dergi 

yayımladı, güçlü bir dijital içerik sunmakla 

birlikte çeşitli etkinlikler düzenledi. 

Fransa'dan Japonya'ya dünya çapında şefleri 

ve restoranlarını tanıttı. Dijitalde artık çok 

daha kuvvetliyiz.” diye konuştu. 

Gault & Millau’nun öncelikle genç yetenekleri 

desteklediğini belirten Hayoun şöyle devam 

etti: “Faaliyetlerimizle yarının yeteneklerini 

ortaya çıkarıyoruz. Restoran seçimimiz, 

atmosferiyle birlikte eksiksiz bir mutfak 

deneyimi, kaliteli hizmet ve şarap listesine 

dayanıyor. Amacımız bir şey empoze etmek, 

kurallar oluşturmak değil, yeni bir düşünce 

tarzını teşvik etmek ve gerçekten hak edenleri 

öne çıkarmaktır. Bize yeni bir gastronomi 

sahnesi sunan ve gastronomi alanında 

büyük bir potansiyele sahip olan Türkiye’ye 

rehberimize hoşgeldiniz diyoruz.” 

“2024 rehberimize Türkiye’den 300 

restoran girecek” 

2024’de yayımlanacak ‘milisime’ rehberinin 

Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanacağını 

kaydeden Hayoun, bu yıl 500 restoranın 

incelemeye alınacağını ve 300’ünün rehberde 

yer alacağını belirtti. Öncelikli olarak 

Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu 

bölgesini değerlendireceklerinin bilgisini 

veren Hayoun, tek tek restoranlara değil, 

genel ekosisteme odaklanacaklarına vurgu 

yaptı. Restoran performanslarının yanı 

sıra Türkiye’nin yerli ürünlerini ve zengin 

mutfaklarını tanıtmayı amaçladıklarını ifade 

eden Hayoun, özellikle de mezeleri tanıtmak 

hedefinde olduklarını söyledi. Hayoun, Türkiye 

ile birlikte 17. ülke sayısına eriştikleri Gault 

Millau listesini 30’a çıkarmayı hedeflediklerini 

de sözlerine ekledi. 

Yavuz: “Dünya gastronomisiyle boy 

ölçüşecek seviyedeyiz” 

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül 

Özkan Yavuz ise, Gault& Millau’ya Türk 

mutfağının da dahil edilmesinden duyduğu 

mutluluğu dile getirdi. Son yıllarda Türk 

mutfağının dünyada ilgi odağı haline geldiğine 

vurgu yapan Özkan, şunları söyledi: “Bugün, 

gastronomi alanında elde edilen başarılarla 

potansiyeli tescillenen ülkemizin uluslararası 

düzeyde bir kez daha öne çıkacağı Gault& 

Millau Türkiye için bir aradayız. Dünya 

yeme içme sektöründe saygın ve önemli 

bir yeri olan Gault & Millau rehberine 

Türk mutfağının da dahil edileceği bilgisini 

paylaşmaktan son derece memnuniyet 

duyuyoruz. Türk restoranları, Türk şefleri ve 

genel olarak da Türk mutfağı dünyada giderek 

daha fazla ilgi odağı haline gelmeyi başardı. 

Zengin yemek kültürümüz, şef restoranların 

sayısı ve kalitesindeki artışla günümüzde 

gastronomi alanında önde gelen ülkelerle boy 

ölçüşecek seviyelere geldik. Özellikle İstanbul 

için artık bir Gastro City sıfatını rahatlıkla 

kullanabiliyoruz.” 

“Bakanlık olarak destekliyoruz” 

İş birliğinin önemine değinen Özkan, “Bu 

saygın rehberin ülkemize göstermiş olduğu 

ilgi, bizlere hem gastronomide önemli yol 

aldığımızı gösteriyor hem de gastronomi 

alanındaki iddiamızı daha üst sıralara 

taşıyacağımıza işaret ediyor. Gurme turistleri 

ülkemize çekmek, Türk mutfağını dünya 

çapında markalaştırmak, aynı zamanda dünya 

mutfaklarının en iyi örneklerinin de ülkemizde 

yer alması ve ülkemizdeki şehirlerin Gastro 

City konumlandırılmasını sağlamlaştırmak 

Bakanlık olarak stratejik hedeflerimizden 

biri. Gault & Millau’nun Türkiye’ye gelmesi, 

sektörümüzün sahip olduğu yüksek 

standartların tüm dünyaya tanıtılmasında son 

derece önemli bir adımı oluşturuyor. Türk 

turizmine katkı sunan her emeğin önemini 

biliyoruz, bu yolda sarfedilen tüm çabaların 

her zaman destekçisi olacağız.” şeklinde 

sözlerini tamamladı.

AFTER MICHELIN, 

GAULT & MILLAU IS ALSO IN TURKEY! 

After the Michelin Guide, Gault & Millau is also in Turkey! The French rating guide, 

incorporating Turkey as the 17th country in cooperation with Sözen Organization, will evaluate 

500 restaurants from the Marmara, Aegean, Mediterranean and Southeast regions this year, 

and will include 300 of them in its guide for 2024! 

Gault & Millau, one of 

the two most prestigious 

gastronomy guides in the 

world, announced at a press 

conference that it came to 

Turkey in cooperation with 

Sözen Organization. The 

press conference held on 

Thursday, January 12 at Six 

Senses Kocataş Mansion's 

Istanbul was held with the 

participation of Gökmen 

Sözen, Gault & Millau CEO 

Patrick Hayoun and Deputy 

Minister of Culture and 

Tourism Özgül Özkan Yavuz. 

Sözen: “We are moving 

Turkey to the center of world 

gastronomy” 

Gökmen Sözen, expressing that they are very 

excited about the Gault & Millau cooperation, 

emphasized that the initiative of these two 

important brands will be a bridge between 

the global gastronomy industry and Turkey. 

Sözen said “We are proud to have added a 

new one to the giant steps taken for Turkish 

gastronomy, whose star is shining every 

day in the world. With the Gault & Millau 

Guide, we have added another golden link 

to the service and investment chain in the 

gastronomy sector in Turkey. We bring 

Turkey to the center of world gastronomy 

with international events such as Gastromasa 

through Sözen Organization. We will continue 

to work together in order to build the future 

of Turkish gastronomy together. I would like 

to express my heartfelt thanks once again to 

everyone who supported us on this way, and 

wish you a day full of health and taste.” 

Hayoun: “Welcome to our guide!” 

Patrick Hayoun, CEO of Gault & Millau, 

expressed his gladness at signing a new 

partnership for Gault & Millau Turkey and 

said “We are very happy to be here today. 

We are starting our activities in Turkey in 

cooperation with Gökmen Sözen. Over the 

past 50 years, Gault&Millau has published 

numerous guides and magazines, offered 

strong digital content and organized 

various events. It has introduced chefs and 

restaurants around the world, from France to 

Japan. We are much stronger in digital now.” 

Hayoun stating that Gault & Millau primarily 

supports young talents continued “With our 

activities, we reveal the talents of tomorrow. 

Our restaurant selection is based on a 

complete culinary experience, quality service 

and wine list with its atmosphere. Our aim 

is not to impose anything, to establish rules, 

but to encourage a new way of thinking and 

highlight those who truly deserve it. We 

welcome our guide to Turkey, which offers 

us a new gastronomy scene and has great 

potential in the field of gastronomy.” 

“300 restaurants from Turkey will 

be included in our guide of 2024” 

Hayoun, noting that the milisime guide 

to be published in 2024 will be published 

in Turkish and English, stated that 500 

restaurants will be examined this year and 

300 will be included in the guide. Hayoun, 

informing that they will primarily evaluate 

the Marmara, Aegean, Mediterranean and 

Southeast regions, emphasized that they will 

focus on the overall ecosystem, not individual 

restaurants. Hayoun stating that they aim 

to promote Turkey's local products and rich 

cuisines as well as restaurant performances, 

said that they aim to introduce appetizers 

in particular. Hayoun added that they aim to 

increase the Gault Millau list, which is the 

17th country with Turkey, to 30. 

Yavuz: “We are at a level 

to compete with world 

gastronomy” 

Özgül Özkan Yavuz, Deputy Minister 

of Culture and Tourism, expressed 

her happiness at the inclusion of 

Turkish cuisine in Gault & Millau. 

Özkan emphasizing that Turkish 

cuisine has become the center of 

attention in the world in recent 

years, said “Today, we are together 

for Gault & Millau Turkey, our 

country, whose potential has been 

proven with the achievements in the 

field of gastronomy, will once again 

come to the fore at the international 

level. We are very pleased to share 

the information that Turkish cuisine will be 

included in the Gault & Millau guide, which 

has a respected and important place in the 

world food and beverage sector. Turkish 

restaurants, Turkish chefs and Turkish 

cuisine in general have managed to become 

the focus of attention in the world. With our 

rich food culture, the increase in the number 

and quality of chef restaurants, we have 

come to a level that can compete with the 

leading countries in the field of gastronomy. 

We can now easily use the title of Gastro City 

especially for Istanbul.” 

“As Ministry, we support” 

Özkan referring to the importance of 

cooperation said “The interest this respected 

guide has shown to our country indicates 

that we have made significant progress 

in gastronomy and that we will carry our 

claim in the field of gastronomy to higher 

ranks. As the Ministry, one of our strategic 

goals is to attract gourmet tourists to our 

country, to brand Turkish cuisine around the 

world, to have the best examples of world 

cuisines in our country, and to strengthen 

the positioning of the cities in our country as 

Gastro City. That Gault & Millau comes to 

Turkey constitutes an extremely important 

step in promoting the high standards of 

our sector to the whole world. We know the 

importance of every effort that contributes to 

Turkish tourism, and we will always support 

all efforts made on this path.”

82 


& hi-tech 

gastro güncel / makale 

Ottoman 

Serdar 

Hotels Group Genel Müdürü 

Balta 

Gastronomisiz bir otel düşünmemek 

için 12 sebep! 

Düşük kârlılık ve yüksek maliyet gibi 

sebepler halen tartışıladursun, otel 

restoranları Avrupa’da olduğu gibi İstanbul 

gastronomisinde de artık söz sahibi. 

Gastronomisi olmayan bir otel restoranı 

düşünmek ise neredeyse imkansız!.. 

Michelin 2023 seçkisinde tavsiye edilen 

restoranlar kategorisine giren Matbah 

Restaurant’ın ve Ottoman Hotels Group’un 

Genel Müdürü Serdar Balta, gastronomisiz 

bir otel düşünmemek için 12 sebebi kaleme 

aldı… 

İşte o başlıklar… 

Karakter ve İmaj: Otelinize uygun 

belirlediğiniz mutfak konsepti, imajı ve 

karakteri, odaların sınırlı katma değerinden 

çok daha fazlasıyla işletmeye dinamizm ve 

sürekli bir heyecan katacaktır. 

Misafir Memnuniyeti: Akılda kalıcı 

deneyimler, hem mevcut misafirlerin hem 

de yeni gelen konukların memnuniyetlerine 

memnuniyet katacaktır. 

Ücretsiz Pazarlama ve Pazar Oluşturma: 

Her otelin mevcut bir pazarı olmakla 

birlikte yepyeni gastronomi deneyimleriyle 

yeni pazarlar oluşturması da mümkündür. 

Memnuniyet seviyesi yüksek bir deneyim, 

bir sonraki seçimin de anahtarı olacak, kişi 

bir sonraki seyahatinde otelini de seçmiş 

olacaktır. Kendiliğinden oluşan bir pazara ve 

potansiyele sürekli misafir profiline ulaşmak 

mümkündür. 

Gelir: Otelcilikte gelir kalemi olarak 

konaklama kadar bir kârlılık, kârlı bir kalem 

olmasa da F&B geliri doğru bir zihniyetle 

yönetildiğinde harika sonuçlar doğurabilir, 

zaman zaman odalar gelirlerinden fazla bir 

gelir de üretilebilir. 

İletişim ve Katılım: Takımınızın gerek otel 

misafirleri gerekse otel dışı misafirler ile 

kuracağı doğru iletişim sizi daima birkaç 

adım öne taşıyacak, bununla beraber olası 

ters bir durum karşısında telafisini de 

mümkün kılacaktır. Resepsiyon önünde 5-10 

dakikasını harcayan bir misafirin restoranda 

saatler harcadığı göz ardı edilmemelidir. 

Etkinlik ve Kültürel Faaliyetler: Toplantılar, 

özel etkinlikler, düğünler ve resepsiyonlar, 

otellerin bel kemiğini oluşturan operasyon 

süreçleridir ve iyi değerlendirilmelidir. 

Konsepte uygun tasarlanan özel bir menü, 

otelinize ayrıcalık ve bilinirlik katmak için iyi 

bir fırsat olacaktır. 

Bir otel restoranı sadece kahvaltı 

salonu değildir: Yöneticinin aldığı 

riskler bir tarafa, yatırımcının sabrıyla 

birleştirilebilecek güçlü bir takım arkadaşlığı 

sizi BB (Bed&Breakfast) düzeninden hayal 

edemeyeceğiniz noktalara taşıyabilir. Kaldı 

ki, en değerli yatırım, çalışma arkadaşlarına 

yapılan yatırımdır. 

Alternatif Bir Turizm Modeli Olarak 

‘Gastronomi Turizmi’: Dünyada gastronomi 

turizmi kaynaklı 3,5 milyon kişinin seyahat 

ettiği gerçeği bir yana… Mevlana'nın aşçısı 

olarak bilinen Ateşbaz Veli'ye ait türbenin, 

bir aşçıya ait dünyadaki ilk anıt mezar 

olması, dünyanın en ünlü gurme yazarlarının 

Konya ziyareti sonrası “Biz Konya’ya turist 

gittik, hacı döndük’ ifadeleri… Tüm bunların 

ışığında ülkemiz gastronomi zenginliklerini, 

yöresel ürünlerini ve lezzetlerini sunmamak 

hiç kuşkusuz kaçınılmaz bir yol! 

Sağlıklı Ürün & Sağlıklı Yeme İçme: 

Konaklama işletmelerinde mevcut ve 

yeni getirilen kriterler ile birlikte gerek 

denetimler gerek pandemi yaşanmışlıkları, 

yabancı ve lokal misafirlerin güven içinde 

yiyip içebilecekleri en güvenli alanlardır. 

Sürdürülebilirlik: Dünyamızda 

her geçen gün değerini artıran bir 

yaklaşım, sürdürülebilirlik. Gastronomi 

için de paha biçilmez bir değer aynı 

zamanda. Mutfağınızda ve servisinizde 

benimseyeceğiniz sürdürülebilirlik ilkeleri 

tarladan sofraya felsefesiyle otel ve restoran 

markanıza değer katacaktır. 

Marka Oluşturmak ve Marka Olmak: Tüm 

dünyayı teslim alan tüketim çılgınlığı kendi 

markanızı oluşturmanıza bir engel değil! İlk 

adım olarak, yeni doğan bir bebeğe isim verir 

gibi markanıza uygun bir isimle yola çıkabilir, 

ilgili tescillerle yolunuza devam edebilirsiniz. 

Ben her zaman tıpkı insanlar gibi mekanların 

da isimleriyle özdeş olduğuna inanmışımdır. 

Doğmak, emeklemek, yürümek ve koşmak 

vb. insan olgusu süreçler markalar için de 

geçerlidir. Ve bilinmelidir ki, bu bir sabır ve 

takım işidir. 

Dünya Arenası ve Markanız: Yukarıda 

sıraladığım maddeler ışığında markalaşmak, 

üstelik bunu globale taşıyabilmek zorlu ve 

meşakkatli bir süreçtir. Otel bünyesindeki 

bir restoran olarak markalaşmak ise çok 

daha zorlu… Bunu başarabilmenin en güçlü 

motivasyonlarından biri ise, işinizi aşk ile 

yapmaktır. Bu duygu sizi dünyanın en etkili 

değerlendirme otoritesi olan Michelin 

Guide’a dahi götürebilir, lokal bir markadan 

globale taşıyabilir. İşe duyulan saygı, bağlılık, 

sorumluluk, sabır ve iyi bir takım çalışması 

ülke gastronomisini dünya arenasında da 

gururlandıracak bir seviyeye ulaştırabilir.

84 


& hi-tech 

gastro güncel gastro current 

ŞEF EBRU BAYBARA DEMIR’E 

AENNE BURDA YARATICI LIDERLIK ÖDÜLÜ 

Chef Ebru Baybara Demir wins Aenne Burda Creative Leadership Award 

DLD Münih Konferansı 

kapsamında 2006 yılından 

bu yana dünyada girişimciliği 

ve yaratıcılığıyla ilham veren 

kadınlara sunulan Aenne Burda 

Yaratıcı Liderlik Ödülü'nün bu 

yılki sahibi, Şef Ebru Baybara 

Demir oldu. 

Her yıl ocak ayında Münih’te düzenlenen 

DLD (Digital – Life – Design) 

Konferansı’na Türkiye’den konuşmacı 

olarak davet edilen ve konferans kapsamında 

ilk akşam yemeğini bizzat hazırlayarak Türk 

mutfağının lezzetinden sunumuna tüm 

kültürel ögelerini davetlilere sunan Ebru 

Baybara Demir, Aenne Burda Yaratıcı Liderlik 

Ödülü'ne layık görüldü. Demir, 2006 yılından 

bu yana cesur, iyimser, yenilikçi, yaratıcı 

ve ilham veren niteliklere sahip kadınlara 

takdim edilen bu ödülü ilk kez Türkiye’ye 

taşıdı. Demir, DLD23 kapsamında yaptığı 

konuşmada Cercis Murat Konağı’ndan 

Sorgül Buğdayı’nın çoğaltımına, Topraktan 

Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nden 

Topraktan Toprağa Biyobozunur Atık 

Yönetimi projesine daha iyi bir gelecek 

için sağlıklı gıdanın, tohumun, toprağın 

sürdürülebilirliği ve yerel ekonomilerin 

canlandırılması konusunda gastronominin 

dönüştürücü gücü ile hayata geçen projeleri 

aktardı. 

Demir: “Geleceğimiz için çalışıyoruz” 

DLD Pazarlama ve İletişim Başkanı Melissa 

von Faber-Castell‘in takdiminin ardından 

ödülünü DLD kurucularından ve yöneticisi 

Steffi Czerny’den alan Demir; “Bu yıl 

benim ve ülkem için çok önemli bir yıl. 

Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümü. Atatürk'ün 

yüz yıl önce Türk kadınına verdiği değer, 

bugünkü başarılarımı sizlere anlatabilmemin 

temelini oluşturuyor. Birçok insanla birlikte 

geleceğimiz için toprağımız, çevremiz, 

suyumuz ve gıdamız için çalışıyoruz. Bu ödülü 

20 yılı aşkın süredir bana inanan ve benimle 

çalışan tüm kadın ve erkeklere bir teşekkür 

olarak taşıyacağım” şeklinde konuştu. 

As part of the DLD Munich Conference, Chef Ebru Baybara Demir won 

the Aenne Burda Creative Leadership Award, which has been presented 

to women who have inspired women around the world with their 

entrepreneurship and creativity since 2006 

Ebru Baybara Demir, who is invited 

as a speaker from Türkiye to the DLD 

(Digital – Life – Design) Conference 

held in Munich every year in January 

and prepared the first dinner 

personally within the scope of the 

conference and presented all the 

cultural elements from the taste to 

the presentation of Turkish cuisine 

to the guests, received the Aenne 

Burda Creative Leadership Award. 

Demir brought this award, which 

has been presented to women with 

courageous, optimistic, innovative, 

creative and inspiring qualities since 

2006, to Türkiye for the first time. In 

her speech within the scope of DLD23, 

Demir talked about the projects 

from Cercis Murat Mansion, from 

reproduction of Sorgül Wheat to Plate 

Agricultural Development Cooperative 

to Soil-to-Soil Biodegradable Waste 

Management project for a better 

future, the transformative power of 

gastronomy for the sustainability 

of healthy food, seeds, soil and 

revitalizing local economies. 

Demir: “We are working for our 

future” 

After the presentation of Melissa von 

Faber-Castell, Head of Marketing 

and Communications of DLD, Demir 

received her award from DLD cofounder 

and manager Steffi Czerny; 

“This year is a very important year for 

me and my country. 100th Anniversary 

of our Republic. The value Atatürk 

gave to Turkish women a hundred 

years ago forms the basis of my ability 

to tell you about my achievements 

today. Together with many people, 

we work for our future, our land, our 

environment, our water and our food. 

I will carry this award as a thank you 

to all the men and women who have 

confident with me and worked with me 

for more than 20 years.”

86 


& hi-tech 

gastro etkinlik 

ALTIN KAŞIK 

GASTRONOMI 

ÖDÜLLERI 

4.KEZ 

SAHIPLERINI 

BULDU 

Mutfak Dostları Derneği, 4. Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri’ni 17 Ocak 2023’de düzenlenen 

tören ile sahipleriyle ile buluşturdu. 

Four Seasons Sultanahmet 

ev sahipliğinde, Jumbo’nun 

katkılarıyla 17 Ocak 2023’de 

gerçekleşen 4. Altın Kaşık Gastronomi 

Ödülleri gecesinde on bir farklı 

kategorideki ödüller ile Jüri Özel Ödülü 

ve Tuğrul Şavkay Yaşam Boyu Başarı 

Ödülü sahipleri ile buluştu. Mutfak 

Dostları Derneği’nin 2019 yılında onur 

ödülü vererek başlattığı ödül töreni, 

2020 yılında sekiz dalda sahipleri ile 

buluşmuştu. Ödül programı, küresel 

pandemi sebebiyle gastronomi 

sektörünün olağanüstü bir dönemden 

geçtiği 2020 ve 2021 yıllarına özel Altın 

Kaşık Pandemi Dönemi Özel Ödülleri ile 

yoluna devam etmişti. 

Yaşam Boyu Başarı ödülü, Beyti 

Güler’in 

Gecede; Jüri Özel Ödülü’nü İstanbul’un 

gastronomi destinasyonu olarak 

Türk gastronomi dünyasının önde gelen isimleri, basın mensupları 

ve kanaat önderlerinin de katıldığı 4. Altın Kaşık Gastronomi Ödülleri 

gecesinde açıklanan ödüllerin kategorileri ve kazananları şöyle: 

Yılın Türk Şefi 

Yılın Yabancı Şefi 

Yılın Genç Şefi 

Yılın Pasta Şefi 

Yılın Geleneksel Lokantası 

Yılın Yabancı Konsept Lokantası 

Yılın Tek Ürün Geleneksel Lokantası 

Yılın Pastanesi veya Tatlı Evi 

Yılın Ürün Satış Noktası 

Yılın Gastronomi Kitabı 

Yılın Dijital Yayını 

Maksut Aşkar, Neolokal 

Claudio Chinali, Eataly 

Yaren Çarpar, Ema Bakery & Catering 

Metin Saruhanlı, Arpège, Patisserie 

Yanyalı Fehmi 

Fauna 

Aslanboğa Kokoreç 

Léone Patisserie 

Antre Gourmet 

Meyhane İhtisas Kitabı 

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme 

Derneği (E-Dergi & Instagram Hesabı)

güçlenmesine ve mutfak kültürümüzün 

global çapta tanıtımına sağladığı önemli 

katkılarla Turk Fatih Tutak, Tuğrul 

Şavkay Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü 

ise gastronomi dünyamızın mihenk 

taşlarından Beyti Güler aldı. 

Baloğlu:”Sürdürülebilir ve güvenilir 

bir referans olmayı hedefliyoruz” 

Mutfak Dostları Derneği Başkanı 

Alparslan Baloğlu, 4. Altın Kaşık 

Gastronomi Ödülleri ile ilgili şunları 

söyledi: “Altın Kaşık Gastronomi 

Ödülleri’ni bu yıl dördüncü kez hayata 

geçirmiş olmaktan dolayı çok mutluyuz. 

Ödül programımızın ülkemizin 

gastronomi sahnesinde sürdürülebilir 

ve güvenilir bir referans olmasını 

hedefliyor ve güçlenerek ilerliyoruz. 

Bu yıl üç farklı kategoriyi ödül 

programımıza ekledik. Derneğimiz otuz 

yılı aşkın süredir Türk gastronomisinin 

ileri taşınmasına yoğun katkı sağlayan 

bir kurum ve ülkemizde gastronomi 

alanında yaşanan olumlu gelişmeler 

bizi son derece mutlu ediyor. Kapsayıcı 

bir bakış açısı ile gözümüzü İstanbul’un 

dışına da çevirmeye özellikle dikkat 

ediyor, başarılı rol modellerin ön 

plana çıkarılmasını ve onların motive 

edilmesini son derece önemsiyoruz. 

Dileğim ve inancım ödül programımızın; 

titizlikle çalışan, özgünlükleri ile öne 

çıkan kişi ve kuruluşları motive ederek 

gastronomi dünyamızın çıtasının daha 

da yükseğe çıkmasına destek olmaya 

uzun yıllar devam etmesi.” 

Altın Kaşık Gastronomi 

Ödülleri, Türkiye’de 

gastronomi alanında bir 

sivil toplum kuruluşunun 

başlattığı ve organize 

ettiği ilk ödül programı 

olma niteliğini taşıyor. 

Türk gastronomisine katkı 

sağlayan kişi ve kuruluşları 

ödüllendirmek, onları 

motive ederek gastronomi 

dünyamızın çıtasının 

yükseltilmesine destek olmak 

amacıyla oluşturulan ve 

objektif kriterler ile işleyen 

ödül sistemi, kategorilerin 

her biri için ön jürinin 

önerilerinin ana jüri 

tarafından değerlendirilmesi 

yöntemine dayanıyor.

88 


& hi-tech 

Gamze Cizreli, Forbes listesinde 

Gamze Cizreli, Forbes tarafından; “50 Over 

50: Europe, Middle East And Africa 2023” 

listesinde dünyanın fark yaratan kadınları 

arasında yer aldı. Türkiye’de 19 şehirde 

76 şube ve yurt dışında 6 ülkede 9 şube ile 

toplamda 85 şubeye ulaşan BigChefs markası 

ile Forbes’ta Türkiye’nin önde gelen restoran 

girişimcilerinden biri olarak gösterilen 

Gamze Cizreli, başarısını dünyaya da yansıttı. 

Cizreli, BigChefs markası ile çıktığı yolda 

sadece hizmet veren değil; aynı zamanda 

ilham veren bir yeme içme grubu markasını 

yaratan bir kadın lider olarak Forbes’un 

değerlendirmesindeki başarısı hakkında 

Dört eşsiz 

lezzet bir 

arada 

gastro aktüel 

konuştu. Cizreli; “Dünyaca ünlü iş dünyası 

dergisi Forbes’un bu seçkin değerlendirme 

listesinde yer aldığım için hem ülkem hem 

de kendi adıma çok mutluyum. Cumhuriyet 

kadını olarak bu başarının benim için anlamlı 

olmasının bir sebebi de Cumhuriyetimizin 

100. yılına denk gelmiş olması. Üstlendiğim 

sürdürülebilirlik misyonu ile kadın istihdamı, 

yerel üreticiyi destekleme, sosyal yardım, 

eğitim gibi konularda yapmış olduğum 

çalışmaların karşılığında bu ödüle layık 

görülmek beni oldukça gururlandırdı. Bu 

ödülü ülkesine ve toplumuna değer katan 

tüm kadınlar adına alıyorum.” dedi. 

Türkiye’nin ödüllü 

İskender markası Bursa 

Kebap Evi ile hafızalara kazınan eşsiz tatlar bir arada. Adana’nın 

meşhur lezzeti Adana Kebabı, tavukseverlerin gözdesi tavuk şiş, 

kıvrım kıvrım incecik kesilmiş döner ve geleneksel kasap köfte ile 

hazırlanan “Karışık İstanbul Kebabı” enfes tadıyla dikkat çekerken, her 

ağız tadına hitap ediyor. Kaliteli ürünlerle ve özenle hazırlanan karışık 

kebap, tıpkı İstanbul gibi herkesin vazgeçilmezi oluyor. Birbirinden özel 

lezzetleri en şık şekilde beğeniye sunarken, geniş ürün çeşitliliğiyle her 

damak tadına hitap ediyor. Güçlü know how’ı ile dünyada 7 ülkede 14 

şubesiyle, Türkiye’de 44 ilde 94 şubesiyle hizmet veren Bursa Kebap 

Evi, başarılı hijyenik soğuk zincir ile tüketicilerin güvenilir gıdaya 

ulaşmasını sağlıyor. Markanın menüsünde İskender, Bursa Kebabı, 

Muhteşem Bursa, Beğendi Yatağında Köfte gibi ana yemekler, Peynirli 

Kemalpaşa Tatlısı, Kestaneli Uludağ Tatlısı, Üzüm Şırası ve Kozahan 

Türk Kahvesi gibi yöreye has ürünleriyle 7’den 70’e herkesin beğenisini 

kazanırken, vazgeçilmez lezzetini Üstün Lezzet Ödül’ü ile taçlandırıyor. 

GTD, “İsveç Köftesi 

Yemiyoruz!” hareketi başlattı 

İsveç'de uluslararası kardeşliğe gölge düşürecek davranışlara 

müsaade edilmesi; toplumların kültürler hassiyetlerini dikkate 

almayan davranışlara izin verilmesi sebebiyle GTD-Gastronomi 

Turizmi Derneği; İsveç kültürünün bir öğesi olan İsveç köftesinin 

yenilmemesi için bir hareket başlattı. Ülkemizde özellikle 

Anadolu mutfağı ve Osmanlı mutfağını deneyimlemek isteyen 

yerli ve yabancı turistlerin tanıtım misyonunda önemli bir görev 

üstlenen GTD, Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde 

yapılan çirkin eylem karşısında İsveç'in tutumunu eleştirdi. Türk 

mutfağı konusunda yaklaşık 10 yıldır çeşitli bakanlıklarla yurt içi 

ve yurt dışında faaliyet gösteren GTD hareketi kısa süre içinde 

yoğun bir destek aldı. 

Seğmen tahin & pekmez ailesi ile 

işiniz daha verimli 

Yoğun iş temposunda verimli bir çalışma enerji ister. Enerji depolamak için 

sağlıklı atıştırmalık arayışında olanlar Seğmen tahin, pekmez ailesini tercih 

edebilir. Tahin-pekmez çeşitleri arasında dut, harnup ve üzüm pekmezi sunan 

Seğmen, tahin-pekmez karışımını farklı damak zevklerine uygun hale getiriyor. 

Çeşitli formlara sahip olan Seğmen tahin, pekmez ailesi gün boyu zinde kalmanızı 

sağlıyor. Farklı formları sayesinde sadece çalışanlar için değil; otel, restoran, 

kafeterya ve yurt gibi büyük kalabalık işletmelerde de tercih edilen Seğmen tahinpekmezleri 

aynı zamanda sporcuların da vazgeçilmezleri arasında yer alır. Hem 

kendiniz hem de hizmet sunduğunuz müşterileriniz için Seğmen tahin-pekmez 

ailesini tercih edebilirsiniz. Ürünlerimize segmen.com.tr üzerinden ulaşabilir, 

toptan alımlarınız içinse Seğmen’in bölge temsilcilikleri ile iletişime geçerek 

güvenli bir alışveriş yapabilirsiniz.

92 


& hi-tech 

fair 

AMBIENTE 

HOSTS THE 

GLOBAL 

MARKET 

UNDER ONE 

ROOF 

The giant show is divided into the areas 

Dining, Living, Giving and Working. 

Within each of these four themes, the 

range is clearly structured for the 

various forms of trade and distribution 

channels. The trade fair is held in 

Frankfurt am Main, 3-7 February 2023. 

Dining – table, kitchen and 

household 

Dining is the major stage at the fair 

for everything that makes cooking 

and the household easier and the 

eating experience more special – 

from glass, porcelain and innovative 

kitchen accessories to small electrical 

appliances. HoReCa buyers find 

inspiration here from new gastronomy 

and customising concepts. 

Living – interior design, furnishings 

and decoration 

Living shows how we will design our 

homes in future. Solutions for every 

interior concept and in every possible 

style are presented here. The area 

offers the ideal platform for furniture 

design, classic furnishing ideas, lights, 

decoration trends, home fragrance and 

much more. 

Giving – the world of gifts 

Giving celebrates the diversity of gift 

ideas. This area at the fair offers an 

exciting, cross-sector product mix for all 

events and lifestyles – from gift items, 

decorative and personal accessories and 

bags. 

Working – all about the desk of the 

future 

As a new product area at Ambiente, 

Ambiente Working will showcase 

extensive products and solutions 

for office supplies, high-volume 

business and commercial buyers. The 

combination of home and office will 

continue to define our living and working 

environments in the future. Topics 

such as collaboration, mobile working 

and architectural developments will be 

integrated into the concept. Working 

thus creates new perspectives for the 

office industry target groups, architects 

and interior designers and opens up 

additional potential for exhibitors and 

visitors.

94 


& hi-tech 

fuar 

YILDIZ HOLDING 

EDT ŞIRKETLERIYLE 

ANFAŞ’A DAMGA VURDU 

Yıldız Holding, bu yıl 29.’su düzenlenen Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı’na Bizim Toptan, 

Kerevitaş, g2m ve DFU şirketleriyle damga vurdu. 

Yıldız Holding, bu yıl 29.’su organize 

edilen, sektörün en önemli 

uluslararası organizasyonlardan 

biri olan “Gıda ve İçecek İhtisas” fuarına 

her biri sektörlerinin lider ve öncü 

şirketleri olan Bizim Toptan, Kerevitaş, 

g2M ve DFU şirketleriyle katıldı. 45’in 

üzerinde ülkeden 45 binden fazla 

profesyonel ziyaretçiyi buluşturan 

fuarda g2m, Donuk Fırıncılık, Bizim 

Toptan ve SuperFresh stantlarında 2023 

yılına yönelik yeni ürün ve konseptleri 

yer aldı. 

2023’te Türkiye’deki yatırımlarını 

4,4 milyar TL’ye çıkaracak 

Ana faaliyet kolları gıda ve perakende 

olan Yıldız Holding, odaklandığı 

alanlarda kaynak oluşturmaya ve 

organik büyümeye devam ediyor. 

Odaklı, vizyoner ve inovatif çalışmaları 

sonucunda henüz kesinleşmeyen 

rakamlara göre 2022’nin tamamını 

kapsayan konsolide cirosunu 170 milyar 

TL olarak açıklayan Yıldız Holding, 

önceki yıla oranla yüzde 70 büyüme 

rakamına ulaşacağını duyurdu. Sadece 

ciro açısından değil, istihdam ve ihracat 

açısından da kayda değer bir büyüme 

sergileyen şirketler topluluğu, imal 

ettiği ürünleri Kuzey Amerika, Avrupa, 

Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya’ya 

ihraç ediyor. Kasım 2022 itibarıyla 

ihracatta geçen yılın aynı dönemine 

göre yüzde 106 artış sağlayarak 11,2 

milyar TL gelir elde eden Yıldız Holding, 

istihdam konusunda da ciddi bir 

sorumluluk üstleniyor. Global bir Türk 

şirketi olarak 75 bin çalışana sahip olan 

şirketler topluluğunun çalışanlarının 12 

bin 400’ü yurt dışında, 62 bin 600’ü ise 

Türkiye’de bulunuyor. 

Yıldız Holding şirketleri için 2023, 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 

100’üncü yılı olması sebebiyle çok 

büyük önem taşıyor. Lider gıda 

şirketleri topluluğu, önümüzdeki 

dönem Türkiye’nin küresel arenada 

daha da güçlü konuma gelmesine 

katkıda bulunmaya, ihracat ve üretimle 

Türkiye’ye katma değer sağlamaya 

devam edeceklerini bildiriyor. 

Bu yaklaşımla, 2023’te 250 milyar 

TL ciro ve yaklaşık 10 bin kişiye ilave 

istihdam amaçlayan Yıldız Holding, 

“Hedeflediğimiz bu büyümenin 

sürdürülebilir olması yatırımlardan 

geçiyor. 2023’te Türkiye’deki 

yatırımlarımızı 2022’ye göre yüzde 76 

artırarak 4,4 milyar TL’ye çıkarmayı 

planlıyoruz. Dünya genelinde yeni 

coğrafyalara yapacağımız yatırımlarla 

da Türk bayrağını yurt dışında daha 

çok sayıda fabrikada ve tesiste 

dalgalandırmak istiyoruz.” ifadelerine 

yer veriyor. 

Fuara Katılan Yıldız Holding 

Şirketleri: 

Bizim Toptan 

Türkiye’de cash & carry sisteminin 

en büyük temsilcilerinden biri, aynı 

zamanda mağaza sayısı açısından da 

en büyük toptan marketi konumundaki 

Bizim Toptan, “Ticaretin Yanında” 

mottosuyla sektöre değer katıyor. 

72 ilde toplam 178 mağazaya sahip 

olan Bizim Toptan, bu mağazalarıyla 

Türkiye’nin 81 iline hizmet veriyor. Yıldız 

Holding şirketlerine bağlı markaların 

ve ürünlerin satışının gerçekleştiği 

Bizim Toptan’da bunun yanı sıra farklı 

şirketlerin ürünleri ve Bizim Toptan’ın 

öz markaları da ürün portföyünde 

yerini alıyor. Bu haliyle restoranlardan 

otellere, ofislerden benzin istasyonu 

marketlerine kadar pek çok işletmeye 

geniş portföyünü sunan Bizim Toptan,

ev dışı tüketim alanında faaliyet 

gösteren tüm işletmelerin gıda ve 

gıda dışı ihtiyaçlarını uygun fiyatlarla 

karşılıyor. Bugün 178 mağazaya sahip 

Bizim Toptan’ın en geniş mağazası, 

www.prosaf.com.tr ve bu dijital satış 

portalı Prosaf işletmelere profesyonel 

çözümleri online ortamda sunuyor. 

Son dönemde dijital alt yapısını daha 

da güçlendiren Bizim Toptan, bu 

yatırımları sayesinde 2022’nin ilk 9 

ayında yüzde 89,3 artışla 9.3 milyar TL 

satış geliri elde ettiğini açıkladı. 

Kerevitaş 

Yıldız Holding şirketlerinden Kerevitaş, 

bu yılki fuarda SuperFresh markasıyla 

yerini aldı. SuperFresh, yüzde 50 pazar 

payı ve yüzde 100 marka bilinirliği ile 

dondurulmuş gıda pazarının lideri 

konumunda bulunuyor. Pizzadan 

böreğe, milföyden simite, sebze ve 

meyve, patatese kadar 100’den fazla 

ürünü tüketiciyle buluşturan pazarın 

en geniş portföye sahip markası, yakın 

bir zamanda ünlü şef Refika Birgül ile 

sektöründe bir ilki gerçekleştirerek, 

ürünlerinin tarladan başlayan ve 

tabaklara ulaşan yolculuğunu ve 

üretim sürecine ilişkin tüm ayrıntıları 

‘SuperFresh Bi’ Yolculuk’ isimli yeni 

iletişim kampanyasını lanse etti. 

SuperFresh’in yanı sıra margarin 

sektöründe Besler ile Bizim Yağ, 

Teremyağ ve Luna gibi öncü markalarla 

büyüme yolculuğunu sürdüren 

Kerevitaş çatısı altında yer alan 

Marsa ise bugün Türkiye'nin lider 

margarin ihracatçısı ve ev dışı tüketim 

pazarı lideri konumunda faaliyetlerini 

sürdürüyor. Dondurulmuş gıda, 

konserve ve margarindeki başarılı 

performansıyla geçtiğimiz yıl çarpıcı 

sonuçlar elde eden ince Kerevitaş, 2022 

yılının ilk dokuz aylık konsolide cirosu 

yüzde 169 gibi rekor bir artışla 8,5 

milyar TL oldu. İlk dokuz aylık ihracat 

da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 

136 artarak 1,1 milyar TL’ye ulaştı. 

Kerevitaş, bu başarılı sonuçların 2023’te 

de devam edeceğine inanıyor. 

g2m 

Yıldız Holding’in satın aldığı bir firma 

olan g2m’in ev dışı tüketim sektöründe 

40 yılı aşkın bir tecrübesi bulunuyor. 

Profesyonel mutfak ve işletmelere hem 

özel markalı ürünler hem de ulusal 

markalar tedarik eden şirketin yaklaşık 

500 öz markası, 3.000’e yakın da ev dışı 

tüketime dönük özel ürünü bulunuyor. 

Şirket, bu tedarik sürecini Bizim 

Toptan’daki gibi mağazalar aracılığıyla 

değil, Türkiye genelinde dağıtım ve 

lojistik hizmetleriyle gerçekleştiriyor. 

3 farklı ısı rejiminde, kuru, +4 derece 

ve -18 derecede dağıtım kabiliyetiyle 

alanında fark oluşturan g2m, bunun 

yanı sıra bünyesindeki HoReCa şefleri 

ve pastacılık ustalarıyla yeni tarifler, 

reçeteler üretip uzmanlığını ortaya 

koyuyor. 2022’de cirosunu yüzde 120 

artıran ve bu yıl da aynı şekilde devam 

edeceğini öngören şirket, bu yıl yaklaşık 

100 milyon TL tutarındaki iki yeni 

depo yatırımıyla Trabzon ve Diyarbakır 

bölgesindeki tedarik gücünü artırmayı 

ve ilave istihdam sağlamayı hedefliyor. 

DFU 

Ekmek, simit, börek, kek, kurabiye, 

poğaça gibi hamur işlerini dondurulmuş 

olarak müşterilerine sunan DFU’nun 

portföyünde sadece yerel lezzetler 

yok. Farklı ülkelerin tercih ettiği 

baget, kruvasan, danish, cookie gibi 

uluslararası lezzetleri de sunan 

şirketin toplamda 250 çeşit ürünü 

bulunuyor. Geçtiğimiz yıl 18 ülkeye 

yaptığı ihracatla kapsadığı coğrafyayı 

hızla büyütmeye devam eden şirket, 

2022 yılında üretimini 2021’e göre yüzde 

33 artırırken, toplam satışı ise 2022’de 

620 milyon TL oldu. Gıda şirketinin 

2023 hedefinde ise, üretim kapasite 

artırımıyla yüzde 20 büyümek var. 

Bugün sayısız otel, restoran ve kafenin 

ürün tedariki sağladığı DFU, üretim 

kapasitesinin yanı sıra yeni hatlara da 

yatırım yapacak, böylece farklı yerel ve 

uluslararası lezzetleri de portföyüne 

ekleyecek.

96 


& hi-tech 


Gusto-Akademisyen 

Reha Tartıcı 

BOĞAZ’IN BÜYÜLEYICI MAVISI 

EŞLIĞINDE YAŞANAN DENEYIM 

Mövenpick Hotel İstanbul 

Bosphorus’un 21. katında hizmet 

veren Da Vittorio misafirlerini 

Boğaz’ın en özel manzarası eşliğinde 

sunduğu imza lezzetlerle ağırlıyor. Kapıdan 

içeriye adım attığınızda karşılaştığınız 

manzara gerçekten büyüleyici. Yüksek 

tavan ve modern çizgilerin hakim olduğu 

dekorasyon, yaşadığınız gastronomik 

deneyimin lezzetine lezzet katıyor. 

Deneyimli İşletme Müdürü Erol Usta 

ve ekibinin kusursuz hizmet anlayışı 

ile misafirlerini ağırlayan restoran 

menüsü; New York ve İstanbul’un gözde 

restoranlarında görev almış olan İtalyan 

şef Vittorio Sintoni imzasını taşıyor. Menü 

oldukça zengin ve sunduğu özel ev yapımı 

lezzetler ile fark oluşturuyor. İtalyan 

mutfağının İstanbul’daki temsilcilerinden 

olan Da Vittorio’da denediğim lezzetler 

arasında beni en fazla etkileyen lezzetlere 

gelince… Poşe bıldırcın yumurtası 

eşliğinde servis edilen “Taze Kuşkonmaz”, 

porçini mantarı, siyah trüf ezmesi ve kiraz 

domates sosu ile servis edilen “Ev Yapımı 

Isırgan Otlu Tagliolini”, “Tiramisu” ve 

“Klasik Amalfi Usulü Tart”ın öne çıkanlar 

arasında yer aldığını söyleyebilirim. 

Lezzet düşkünlerine İstanbul’un kalbi 

sayılabilecek Balmumcu’da hizmet 

veren Da Vittorio’nun mükemmel Boğaz 

manzarası, zarif ambiyansı ve zengin 

menüsünü deneyimleyerek damaklarını 

şımartmalarını öneriyorum. 

Bomonti’nin yeni gözdesi 

Adını 1890 yılında İsviçreli Bomonti Kardeşler 

tarafından kurulan bira fabrikasından 

alan semt son yıllarda değişen çehresiyle 

bana göre Şişli’nin en dinamik semti. 

Bomonti sokaklarında gezerken kendinizi 

adeta bir Avrupa şehrinde tura çıkmış gibi 

hissediyorsunuz. Semtte yaşanan bu çehre 

değişimi son yıllarda açılan mekanların 

tarzı ve kalitesine de doğal olarak yansımış. 

Bu hafta içinde ziyaret ettiğim Griffin’de 

bu değişimin izlerini taşıyanlardan. Yola 

“Herkesin Mutlu Olduğu Yer” mottosuyla 

çıkmışlar. Modern çizgilerin hakim olduğu 

şık atmosferi ve dekorasyonuyla kapısından 

geçen herkesi adeta içeri çekiyor. Menüsü 

oldukça zengin. Günün her saati için farklı 

alternatifler bulabiliyorsunuz. Menüde yer alan 

hemen hemen her şeyi kendileri üretiyorlar. 

Özellikle ekşi mayalı ekmeklerini geldiğinizde 

muhakkak denemelisiniz. Gün kahvaltı ile 

başlıyor. Farklı damak zevklerine ve beslenme 

tercihlerine uygun alternatifler menüde yer 

alıyor. Öğlen ve akşam için de oldukça geniş 

bir lezzet yelpazesiyle misafirlerini ağırlıyorlar. 

Benim favori lezzetlerime gelince “Poşe 

Armut Salatası” kesinlikle ilk sırada yer alıyor. 

Damakta fırtınalar koparan bu salatanın lezzet 

dengesi için fevkaladenin fevkinde demem 

yanlış olmayacaktır. Bir diğer favorimde 

menüde yer alan en özel alternatiflerden biri 

olan “Trüflü Pancar Erişte”. Hem görseli, 

hem de lezzetiyle bu övgüyü fazlasıyla hak 

ediyor. İltifatı hak eden bir başka seçenekte 

ağır ateşte pişirilen dana kaburgalar ile 

hazırlanan “Tiftik Sandviç”. Tabii ki menüde 

yer alan burger, pizza ve makarna çeşitlerinin 

de tadına bakmayı ihmal etmemelisiniz. 

Böylesine keyifli bir mekandan tatlı yemeden 

kalkmam diyenler için “Crumble Profiterol”, 

“Poşe Armutlu Millefeuille” ya da “Nemesis 

Cheesecake”ten birini önerebilirim.

98 


& hi-tech 


Lokal lezzetlerle fark 

oluşturuyor 

Etiler dendiğinde akla ilk gelen 

buluşma noktalarından biri olan 

Akmerkez’in giriş katında açılan “No 

54 Kebap & Steak” adını son dönemde 

çok sık duyuyordum. Damağına 

güvendiğim dostlarım kullandıkları 

lokal lezzetlerle fark yarattıklarından 

bahsediyorlardı. Geçtiğimiz günlerde 

rotamı Etiler’e çevirip yeme içme 

sektöründe 23 yıllı geride bırakan 

Happy Moon’s grubun en yeni markası 

olan mekanı ziyaret ettim. Öncelikle 

şunu söylemeliyim ki modern çizgilerin 

hakim olduğu dekorasyonu gerçekten 

etkileyici. Kapısından geçerken bile 

dikkatinizi hemen çekiyor ve adeta sizi 

içeriye davet ediyor. Bu davete kayıtsız 

kalmayıp içeri girdiğinizde pişman 

olmayacağınız bir tercih yaptığınızı 

hemen hissediyorsunuz. Çünkü sizi içeri 

çeken genel ambiyans keyif ve huzur 

veriyor. 

Menüye gelince et, kebap ve meze 

çeşitlerinden oluşan selektif bir seçki 

ile karşılaşıyorsunuz. Yöresinden ve 

mevsiminde temin edilen birbirinden 

leziz et ve baharatlarla hazırlanan 

alternatifler arasından seçim yapmakta 

zorlanabilirsiniz. Dana etlerinin 

Bandırma’nın en iyi çiftliklerinden 

karkas olarak seçilip dinlendirildikten 

sonra işlendiği No. 54 Kebap & Steak’te 

kebapların tamamında kıvırcık kuzu eti 

kullanılıyor. Kazdağları’nda özgürce 

gezen kuzulardan elde edilen etlerin 

Gaziantep’in meşhur yaprak pul 

biberiyle buluştuğu, Antep fıstığıyla 

en özel sütlerden elde edilen manda 

kaymağının ve daha pek çok benzersiz 

lezzetin yer aldığı menüdeki favori 

lezzetlerime gelince. Mezelerden 

damağınıza uygun alternatifleri tercih 

edebilirsiniz ama “Acılı Ezme” ve 

“Tekmilli Fava” mutlaka aralarında 

olmalı. Etlere geçmeden önce 

lahmacunun da tadına bakın derim. Et 

çeşitleri ve kebaplara gelince bence 

“Dana Lokum” ve “Adana Kebap” 

mutlaka denemelisiniz. 

Böylesine keyifli bir yemeği tatlı ile 

taçlandırmadan olmaz diyenler için 

sunumu da lezzeti kadar iyi olan “Çıtır 

Kabak Tatlısı” biçilmiş kaftan. Anadolu 

topraklarında var olan yerel ürünlere 

sahip çıkan NO.54 Kebap & Steak’i 

yolu Etiler’den geçen lezzet severlere 

öneriyorum.

100 


& hi-tech 

yeni mekan new place 

BUBA’S 

BOSPHORUS’A YENI ŞEF 

GENIŞLEYEN MENÜ… 

New chef to Buba's Bosphorus 

Expanding menu… 

Rumelihisarı’nın en sakin ve keyifli köşesinde, bir 

yılı aşkın süredir misafirlerini ağırlayan Buba’s 

Bosphorus, yeni şefi ve genişlettiği menüsüyle 

lezzetseverleri ağırlamaya devam ediyor… 

Lezzetler yeni ancak keyif bildik… 

Buba’s Bosphorus, Perili Köşk 

olarak anılan tarihi Yusuf Ziya Paşa 

Köşkü’nün hemen eteğinde 2021 yılının 

Ekim ayından bu yana hizmet veriyor. 

Rumelihisarı’nın alışıldık kalabalığından 

uzakta, sakin ve kaliteli şekilde vakit 

geçirmek isteyenleri şık mekanında, 

özenli lezzetleri ve insanı canlandıran 

muhteşem Boğaz manzarası eşliğinde 

ağırlıyor. 

Şef Muharrem Çipil yönetiminde 

Buba’s Bosphorus bugüne dek özellikle 

zengin kahvaltı menüsü ve iştah açan 

burgerleri ile adından söz ettiriyordu. Bu 

alandaki iddiasını korumaya devam eden 

mekan şimdi ayrıca, yeni Şefi Muharrem 

Çipil yönetiminde yepyeni lezzetleriyle 

yine akılda kalacak anlara imza atmaya 

hazırlanıyor. Buba’s Bosphorus 

menüsünde artık balık odaklı tarifler 

daha fazla ön plana çıkarken, antipasti 

ve salata seçenekleri, makarna ve risotto 

çeşitleri ile sürpriz tatlılar da misafirleri 

bekliyor. 

Buba's Bosphorus, which has been hosting its guests for more than a 

year in the most calm and pleasant corner of Rumelihisarı, continues to 

host taste lovers with its new chef and expanded menu... 

The tastes are new, but the pleasure is 

known... Buba's Bosphorus has been 

serving since October 2021, right at the 

foot of the historical Yusuf Ziya Pasha 

Mansion, known as the Perili Köşk. It 

welcomes those who want to spend 

time in a quiet and quality way, away 

from the usual crowds of Rumelihisarı, 

in its elegant place, accompanied by 

meticulous tastes and an enlivening 

magnificent Bosphorus view. 

Under the management of Chief 

Muharrem Çipil 

Buba's Bosphorus has made a name for 

itself especially with its rich breakfast 

menu and appetizing burgers. The 

venue continuing to keep its claim in 

this area, is now also preparing to make 

memorable moments with its brand new 

flavors under the management of its 

new Chef, Muharrem Çipil. While fishoriented 

recipes come to the fore more 

in Buba's Bosphorus menu, it waits 

for the guests with antipasti and salad 

options, pasta and risotto varieties and 

surprise desserts.

102 


& hi-tech 

yeni mekan 

STARBUCKS’TAN YEPYENI 

DRIVE THRU MAĞAZASI 

Starbucks, Başakşehir’de açtığı yeni Ulubatlı Hasan Starbucks Drive Thru mağazasında, 

sunduğu dijital arabaya servis hizmetiyle misafirlerine araçlarından inmelerine gerek 

kalmadan konforlu bir alışveriş deneyimi sağlıyor. 

Starbucks, Türkiye’de 2022 yılı 

içinde hayata geçirdiği dijital 

konseptli “Arabaya Servis” 

mağazalarının sayısını hızla artırıyor. 

Yakın zamanda kahve tutkunu 

misafirlerinin yolculukları sırasında 

araçlarından inmeden sipariş 

verebilmelerine imkan sağlayan 

dijital ekranlar ile görüntülü sipariş 

konseptini hayata geçirmişti. 

Starbucks, bu sefer de yeni dijital 

konseptli Ulubatlı Hasan Drive Thru 

mağazasında bir ilke daha imza 

atarak sürdürülebilirliği odağına aldı. 

Başakşehir’de 

Başakşehir’de açtığı yeni 

Ulubatlı Hasan Starbucks Drive 

Thru mağazasında, sunduğu 

dijital arabaya servis hizmetiyle 

misafirlerine, araçlarından 

inmelerine gerek kalmadan 

konforlu bir alışveriş deneyimi 

sağlıyor. Arabaya servis hizmetinin 

yanı sıra sürdürülebilirlik 

anlayışı çerçevesinde tamamı 

geri dönüştürülmüş materyaller 

kullanarak Türkiye’deki mağaza 

konseptlerine bir yenisini daha 

ekliyor. Starbucks, kullanılan 

materyaller ve fark oluşturan 

mağaza dizaynı ile çevre dostu olarak 

niteliklendirilebilecek mağazasında 

misafir deneyiminde bir dönüm 

noktası oluşturuyor. 

Canlandıran deneyim 

Bu yeni mağaza, yolcuğa bir mola 

verip kahvesini keyifle yudumlamak 

isteyen misafirleri her biri geri 

Misafirlerinin beklentilerini 

ve değişen taleplerini 

karşılamaya yönelik 

mağazalarında her zaman 

yenilikçi konseptler sunmaya 

özen gösteren Starbucks, 

attığı önemli adımlarla 

eşsiz misafir deneyimini 

Türkiye’de bir üst noktaya 

taşımayı hedefliyor. 

dönüştürülebilir özgün materyaller 

ve yeşilin tonlarıyla karşılıyor. 

Hem iç hem de dış alanlara 

yerleştirilen bitkiler, kahve üretimini 

ve sürdürülebilirliğinin hikayesini 

temsil eden tablolar, doğal renk 

paleti ve duvarlarda kullanılan toprak 

tonlarındaki tuğlalar, misafirlere 

ziyaretleri sırasında rahatladıkları ve 

zihinlerini canlandırdıkları eşsiz bir 

Starbucks deneyimi sunuyor.

104 


& hi-tech 

yeni mekanlar 

Kurukahveci 

Mehmet Efendi 

yeni mağazasıyla 

Sirkeci’de 

Dünyanın yaşayan en eski kahve markalarından 

Kurukahveci Mehmet Efendi’nin, Sirkeci Marmaray 

çıkışındaki yeni mağazası hizmet vermeye başladı. 

Türk kahvesi denince akla ilk gelen marka Kurukahveci Mehmet 

Efendi… Kuruluşundan bugüne kadar geçen 152 yıl içinde kahve 

çekirdeklerini özenle kavurup tüketicilerine ulaştıran marka, yeni 

mağazasını Sirkeci Marmaray çıkışında açtı. Sadece Türkiye’nin 

değil dünyanın da yaşayan en eski kahve markalarından olan 

Kurukahveci Mehmet Efendi, böylece İstanbul’daki üçüncü 

şubesini Sirkeci’de açmış oldu. Marmaray istasyonunun çıkışında 

bulunan yeni şube, tarihi mağazadaki gibi taze kavrulmuş ve 

öğütülmüş Türk kahvesinin yanı sıra, filtre kahve ve espresso 

çeşitlerini de tüketici ile buluşturacak. 

Türk kahvesi geleneğinin “UNESCO Somut Olmayan Kültür 

Mirası” listesine girmesi için çaba gösteren Kurukahveci Mehmet 

Efendi Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kurukahveci, yeni binanın 

bir anlamda markanın tarihine ve kuruculara da saygı niteliği 

taşıdığını belirterek şöyle devam etti: “Türk kahvesinin ikramı, 

kültürümüzde her zaman sevginin, saygının ve konuğa verilen 

değerin bir göstergesi oldu. Dolayısıyla Kurukahveci Ailesi 

olarak bizler de bu değerlerle anılmak, her fincan kahveyle 

kahveseverlerin teveccühüne layık olmak idealiyle çalışıyoruz. 

Zira, Kurukahveci Mehmet Efendi, sadece Türkiye’nin değil, 

dünyanın yaşayan en eski kahve markalarından biri. Dolayısıyla 

hem tüketicimize hem de sektöre karşı sorumluluğumuz var. 

Türk kahvesi kültürünü yaşatmak, Türk kahvesi ile ilgili bilgi ve 

belgeleri ilgililerinin hizmetine sunmak da bu sorumluluğun 

önemli bir parçası. Tahmis Binası ile birlikte Eminönü, Kadıköy 

ve Sirkeci’deki mağazalarımızda da bu kültürü yaşatmaya devam 

edeceğiz.” 

Mehmet Akçetin 

ikinci mekânıyla Manhattan’da 

Amerika'da yaşayan iş insanı Mehmet Akçetin, yatırımlarına devam ediyor. New 

Jersey'de Acoustic isimli mekânıyla Amerika’nın en iyi gece kulüpleri arasında 

gösterilen Akçetin, ikinci mekânı Babylon Lounge'ı Manhattan’da açtı. 

Mekânında Türk mutfağından 

Güneydoğu lezzetlerini sunan hem 

de görkemli sahne eğlencesiyle 

misafirlerine unutulmaz bir deneyim 

yaşatan iş insanı, sektörün gözde 

işletmecileri arasına girdi. Sadece hafta 

sonları açtığı Acoustic’te farklı türde 

sanatçıları sahnesinde misafir eden 

Akçetin, “Türkiye'den sanatçıları buraya 

davet ediyoruz. Amerika’da birçok 

milletten insan yaşıyor. Türk lezzetlerine 

hayrandılar şimdi bizim müziğimiz, 

eğlencemiz için geliyorlar. Bağlamamızı, 

ud, cümbüş, kanunu dinlemek için gelen 

birçok yabancı misafirimiz var. Ayrıca 

sahne şovlarımız da büyük ilgi görüyor.” 

diye konuştu. 

Türk sanatçılarını ve kültürünü dünyaya 

açmaya çalıştıklarını vurgulayan 

Akçetin, “Misafirlerimiz arasında Türkler 

dışında Amerikalılar, Azerbaycanlılar, 

Özbekistanlılar, Kırgızistanlılar, 

Ukraynalılar ve Ruslar bulunuyor. Türk 

müziği ile eğlenmeye geliyorlar. Kısa 

sürede büyük ilgi görmeye başladık ve 

uluslararası bir işletme olduk. Deneyimli 

çalışanlarımla misafirlerimize kusursuz 

bir hizmet veriyoruz” dedi.


106 & hi-tech 

Aşkı 

hissettiren 

tatlar 

Sevgililer Günü Özel 

El yapımı artizan çikolatanın adresi Butterfly, 

yılın en romantik gününde aşka yakışan 

lezzetleri sunmaya devam ediyor. Butterfly, 

özgün ve kaliteli içerikleriyle Sevgililer 

Günü’nde çikolatanın baş döndürücü 

etkisini yaşamak isteyenlere sesleniyor. 14 

Şubat’ı yaşatacak olan Butterfly lezzetleri 

arasında kalp şeklinde tasarlanan 6-8 kişilik 

ya da 2 kişilik "Praline Feuillete" pastalar, 

kırma çikolatalar, Butterfly Chocolate keşif 

koleksiyonları ve daha birçok seçenek 

bulunuyor. Butterfly’ın güne özel hazırlanan 

"Praline Feuillete" pastalarının özel reçetesi, 

dünyaca ünlü, 3 Michelin yıldızlı Guy Savoy 

Restoran’ın ödüllü pasta şefliğini yapmış olan 

ve bugün Paris’te Hugo&Victor çikolata zincirini 

yöneten Hughes Pouget tarafından tasarlandı. 

Butterfly Chocolate’ın seçkin dünyasını 

yansıtan "Praline Feuillete" pastalar, %70 bitter 

çikolatayı çıtır krep dantellerle buluşturuyor. 

Bütün ürünlerini hijyen kuralları çerçevesinde, 

hiçbir katkı maddesi kullanmadan üreten 

Butterfly, mevsimsel ürünlerin de kullanımına 

dikkat ederek ve dünya trendlerini yakından 

takip ederek, Türkiye’deki çikolata ve çikolatalı 

ürün sektöründe her daim öncü olmaya 

devam ediyor. Butterfly’ın geniş ürün yelpazesi 

butterfly.com.tr veya Butterfly mağazalarında 

satışta. 

Fırında aşk var! 

İtalyan işi pizzalarıyla 

lezzet tutkunlarına farklı 

deneyimler yaşatan 

Pizza İl Forno, 14 Şubat 

Sevgililer Günü’ne özel 

aşk temalı bir menü 

oluşturdu. Özellikle 

vegan ve glütensiz pizza 

seçenekleriyle öne çıkan 

mekan, 14 Şubat’ın ruhuna 

uygun olarak bu özel günde fırınlarında kalp 

şeklinde pizzalar pişirecek. Sevdikleriyle 

yediği içtiği ayrı gitmeyenler, 14 Şubat’ta 

Pizza İl Forno’ya gelerek aşkla pişen pizzaları 

deneyimleyebilir ya da bu özel lezzetleri 

evlerine sipariş edebilirler. Mekanın Sevgililer 

Günü’ne özel sürprizlerinden birisi de kalp 

şeklinde hazırladığı çikolatalı pizza olacak. 

Günlerini tatlandırmak isteyen çiftler, İtalyan işi 

pizza hamurunun taptaze mevsim meyveleri ve 

çikolata sosuyla lezzetlendirildiği tatlı pizzasını 

sipariş edebilirler. Detaylı Bilgi İçin: www. 

pizzailforno.com.tr 

Aşkın Büyüsü 

Fairmont’ta yaşanır 

Fairmont Quasar Istanbul, yılın en romantik gününü 

unutulmaz kılmak için özenle hazırladığı, Aila ve Ukiyo’da 

aşk tınıları eşliğinde benzersiz bir Sevgililer Günü yemeği 

ve çiftlere özel ayrıcalıklı masaj terapileri ile misafirlerine 

eşsiz 

deneyimler yaşatacak. Michelin Rehberi 2023’de tavsiye edilen restoran seçilen Aila’da Mutfak 

Şefi Kemal Can Yurttaş tarafından 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel olarak hazırlanan Anadolu 

mutfağından benzersiz lezzetler ve DJ’in geçmişten günümüze en sevilen aşk şarkılarından 

oluşan performansı eşliğinde aşkın büyüsünü tüm ruhunuzda hissedeceksiniz. Fairmont 

Quasar Istanbul’un beşinci katında yer alan ışıltılı Boğaz manzaralı Ukiyo, Executive Chef Ercan 

Yamantürk’ün hazırladığı Asya esintili 14 Şubat Sevgililer Günü menüsü ve DJ’in en romantik 

aşk şarkılarıyla taçlanan programı ile unutulmaz bir gece geçirmek isteyen çiftleri ağırlıyor. 

14 Şubat’a özel atölye Şehrin içinde aşk molası 

İkonikleşmiş 

atölyelerinin 

yanı sıra özel 

günlere yönelik 

atölyelere 

de yer veren 

USLA, hem 

sosyalleşmek 

hem sevdikleriyle güzel zaman geçirmek hem 

de yepyeni lezzetler keşfederek mutfaktaki 

hünerlerini geliştirmek isteyen çiftleri 

14 Şubat Salı günü düzenlenen Sevgiliye 

Özel Çikolata ve Yemekte Aşk Kokusu Var 

atölyelerinde ağırlıyor. 14 Şubat Sevgililer 

Günü’nün olmazsa olmazı çikolatayı bu sefer 

siz sevdiğiniz için kendiniz hazırlamak ve içine 

de aşkınızı katmak istiyorsanız USLA’nın tam 

da Sevgililer Günü’nde yani 14 Şubat Salı günü 

düzenlediği Sevgiliye Özel Çikolata Atölyesi 

size göre. Sadece Güne özel gerçekleştirilen 

bu özel atölye tam da çiftlere yaraşır bir 

reçete olan kırmızı şaraplı bonbon çikolata 

ile başlıyor. Sütlü, Antep fıstıklı ve frambuazlı 

mendiant ile tatlı mı tatlı bir şekilde devam 

eden Sevgiliye Özel Çikolata Atölyesi sütlü, 

fındıklı ve kitkat kıtırlı bark ile tamamlanıyor. 

Saat 18.00’da başlayan bu atölye 21.00’a 

kadar devam ediyor; size kalan ise sevgiliniz 

için özenle hazırladığınız bu lezzetlerin tadını 

çıkarmak oluyor. 

Şehirdeki merkezi konumu 

ve misafir etme tutkusuyla 

unutulmaz anlara ev 

sahipliği yapmaya devam 

eden Wish More Hotel 

Şişli, Sevgililer Günü’nü 

özel kılmak isteyen çiftler için unutulmaz 

bir akşam yemeği sunuyor. Yılın en romantik 

gününde çiftleri Wish More Hotel Şişli’nin 

birbirinden enfes lezzetleriyle unutulmaz bir 

Sevgililer Günü yemeğine davet eden otelde, 

kahvaltı ve akşam yemeğinin dahil olduğu 

çok özel bir konaklama deneyimi de bekliyor. 

Beş yıldızlı otelin Executive Şefi Muhittin 

Kabasakal’ın Sevgililer Günü’ne özel hazırladığı 

akşam yemeği menüsü ile çiftlere romantik 

ve eşsiz bir gün vadediyor. Saat 20.00’de 

başlayacak keman eşliğindeki akşam yemeği ile 

çiftleri benzersiz bir akşam bekliyor. Haşlanmış 

somon ve çıtır "ciabatta" ile pazı çorbası, dağ 

mantarları, kestane ve siyah trüf sosu ile ağır 

ateşte pişirilmiş ördekli ravioli, domatesli 

tarhun otlu komposto ile patlıcan püresi ve 

kuşkonmaz üzerinde tavada kızartılmış lagos 

balığının yanı sıra tatlı olarak da beyaz çikolatalı 

mus menünün birbirinden eşsiz lezzetleri 

arasında yer alıyor. Misafirlerine her daim 

kaliteli ve konforlu bir konaklama deneyimi 

sunan otel, 14 Şubat’ta konaklamak isteyen 

çiftlere özel konaklama paketi de sunuyor. 

Oligark İstanbul’da 

aşk başkadır 

İstanbul’un en büyük eğlence mekanı Oligark İstanbul; 

Sevgililer Günü’nü boğazın nefes kesen manzarasında 

kutlamak isteyenler için hazırladığı özel menüyle fark 

oluşturuyor. Gecenin sürpriz tadı ise, “Sweet Love In 

Bosphorus”. Executive Chef Şaban Gülmez imzasını taşıyan 

menüde Avakadolu Deniz Ürünleri, Dana Carpaccio, 

Ördekli Çıtır Börek, California Roll, Mantarlı Risotto, Cafe 

De Paris Soslu Bonfile, Philadelphia Roll lezzetleri dikkat çekerken, 

sevgilinizin kalbine gidecek sürpriz ise “Sweet Love In Bosphorus” oluyor. Boğaz’ın 

büyülü atmosferi, damağınızda eşsiz bir etki bırakacak leziz bir menü ve sabahın ilk ışıklarına 

kadar kaliteli müzik eşliğinde dans. Sevgililer Günü’nü İstanbul’un en büyük eğlence mekanı 

Oligark İstanbul’da kutlamanız için üç neden… Oligark İstanbul’un restorantında Executive 

Chef Şaban Gülmez imzasını taşıyan Sevgililer Günü menüsünden dileğiniz lezzetleri seçerek 

başlayacağınız geceye kulüpte DJ Ozan Bahtiyar eşliğinde en güzel aşk şarkıları ve dans 

müzikleri ile dans ederek devam edebilirsiniz.

108 


& hi-tech 

horeca teknolojileri horeca technologies 

OSMAN ÜNLÜ 

“DÜNYAMIZI IYILEŞTIRMEYE SANAYIDEN 

BAŞLAMALIYIZ” 

Çukurova Isı Pazarlama Müdürü Osman Ünlü, 9-15 Ocak Enerji Verimliliği Haftası dolayısıyla yaptığı 

açıklamada, sanayide kullanılan eski ve verimsiz ısıtma sistemlerinin dünya genelinde yaşanan 

çevresel problemlerde önemli rol oynadığına dikkat çekti, “Dünyamızı iyileştirmeye sanayiden 

başlamalıyız” vurgusu yaptı. 

Son yıllarda dünya genelinde 

meydana gelen çevresel 

problemler, enerji kaynaklarının 

verimli kullanılması ve böylece CO2 

emisyonlarının azaltılması konusunu 

gündeme getirdi. Sanayide kullanılan 

eski ve verimsiz ısıtma sistemleri de 

yaşanan çevresel problemlerde önemli 

rol oynuyor. Çünkü dünyada tüketilen 

enerjinin yüzde 30’u sanayide tüketiliyor 

ve sanayide tüketilen enerjinin yüzde 

60’ı verimsiz ısıtma ve soğutma 

sistemleri tarafından kullanılıyor. 

“Doğru ısıtma sistemi, yüzde 

65’lere varan tasarruf sağlıyor” 

Türkiye'de ki sera gazı emisyonlarının 

yüzde 70'inin enerji kaynaklı olduğunu 

belirten Çukurova Isı Pazarlama 

Müdürü Osman Ünlü, “En fazla sera 

gazı emisyonu yüzde 34,7’lik pay ile 

sanayi tarafından yapılıyor. Bu nedenle 

dünyamızı iyileştirmeye sanayiden 

başlamalıyız. Sanayideki enerji 

harcamalarında yüzde 60’lık bir paya 

sahip olan iklimlendirme sistemleri 

de bu kapsamda alınması gereken 

önlemlerin başında geliyor. Endüstriyel 

tesislerde doğru ısıtma sistemi 

kullanarak, yüzde 65’lere varan oranda 

enerji tasarrufu sağlamak mümkün. 

Böylece fazla enerji tüketimine 

bağlı olarak oluşabilecek CO2 

emisyonunun, küresel bir 

sorun haline gelen iklim 

krizi üzerindeki 

etkilerini 

azaltmak da 

mümkün 

hale 

geliyor. Sanayide kullanılan eski ve 

verimsiz ısıtma sistemlerini, yüksek 

verim ve daha az enerji tüketimi 

sağlayan radyant ısıtma sistemleriyle 

değiştirilmesi de C02 emisyonlarının 

sürdürülebilir bir şekilde azaltılmasına 

katkı sağlıyor” dedi. 

“Türkiye’nin düşük karbonlu 

ekonomiye geçişini destekliyor” 

Radyant ısıtma teknolojileri 

ile endüstriyel tesislerin 

ısıtmasında, merkezi sıcak 

hava üflemeli sistemlere göre 

yüzde 30 ila 65 oranlarında 

tasarruf sağlanabileceğini 

belirten Ünlü, radyant ısıtma 

sistemlerinin verimli çalışma 

prensibinin; sanayinin ısıtmadan 

kaynaklı enerji kullanımını 

düşürdüğünü ve Türkiye’nin düşük 

karbonlu ekonomiye geçişini ve iklim 

kriziyle mücadelesini desteklediğinin 

altını çizerek şöyle devam etti: 

“Doğru projelendirme, yüksek 

mühendislik kabiliyeti gerektirir” 

“Radyant ısıtıcı, klasik sistemlerde 

olduğu gibi havayı ısıtmayı hedeflemez, 

mekân içerisinde belirlenen 

bölgeleri ısıtır. Bu nedenle radyant 

ısıtma sistemlerinde, klasik ısıtma 

sistemlerindeki gibi transfer 

elemanlarından kaynaklı ısı kaybı 

yaşanmaz. Ancak endüstriyel tesislerde, 

radyant ısıtma sistemleri ile yüksek 

enerji verimliliği sağlayabilmek için 

doğru projelendirme yani sistemin 

doğru kapasitelerde seçilmesi ve 

fabrikanın yerleşim planına göre 

doğru projelendirilip, uygulanması 

gerekir. Doğru projelendirme, yüksek 

mühendislik kabiliyeti ve uzmanlık 

gerektirir. 

“Sürdürülebilir dünyanın anahtarı, 

tasarruftur” 

Çukurova Isı olarak 32 yılda 20 

bini aşkın referansa imza attık. 

Tecrübelerimiz ve mühendislik 

kabiliyetimizle hazırladığımız 

projelerimiz ile müşterilerimizin hem 

ilk yatırımda hem de işletmede tasarruf 

etmelerini sağladık. Çünkü biliyoruz ki 

sürdürülebilir bir dünyanın anahtarı, 

tasarruftur.”

OSMAN ÜNLÜ 

"WE MUST START FROM INDUSTRY TO 

IMPROVE OUR WORLD" 

Çukurova Isı Marketing Manager Osman Ünlü, in his statement on the occasion of the 9-15 

January Energy Efficiency Week, drew attention to that old and inefficient heating systems 

used in the industry play an important role in the environmental problems experienced 

throughout the world, said "We must start from the industry to improve our world.” 

Environmental problems occured 

around the world in recent years have 

brought up the issue of efficient use of 

energy resources and thus reducing 

CO2 emissions. Old and inefficient 

heating systems used in industry 

also play an important role in the 

experienced environmental problems. 

It is because 30 percent of the energy 

consumed in the world is consumed in 

industry and 60 percent of the energy 

consumed in the industry is used by 

inefficient heating and cooling systems. 

"The right heating system saves up 

to 65 percent" 

Çukurova Isı Marketing Manager 

Osman Ünlü stating that 70 percent 

of the greenhouse gas emissions in 

Turkey originate from energy, said "The 

highest greenhouse gas emissions are 

made by the industry with a share of 

34.7%. For thatreason, we must start 

improving our world from industry. Air 

conditioning systems, having a share 

of 60 percent in energy expenditures 

in the industry, are one of the leading 

measures to be taken in this context. 

It is possible to save up to 65 percent 

of energy by using the right heating 

system in industrial facilities. Thus, it 

becomes possible to reduce the effects 

of CO2 emissions, which may occur due 

to excessive energy consumption, on 

the climate crisis, which has become a 

global problem. Replacing the old and 

inefficient heating systems used in the 

industry with radiant heating systems 

that provide high efficiency and less 

energy consumption also contributes 

to the sustainable reduction of CO2 

emissions. 

"It supports Turkey to transfer to a 

low-carbon economy" 

Ünlü, noting that 30 to 65 percent 

savings can be achieved in the heating 

of industrial facilities with radiant 

heating technologies, compared to 

central hot air blowing systems, said 

that the efficient working principle 

of radiant heating systems and 

emphasized that the industry reduces 

the energy use from heating and 

supports Turkey's transition to a lowcarbon 

economy and its fight against 

the climate crisis, and continued as 

follows: 

"Correct projecting requires high 

engineering skills" 

"The radiant heater does not aim to 

heat the air as in classical systems, 

it heats the areas determined in the 

space. Therefore, in radiant heating 

systems, there is no heat loss due 

to transfer elements as in classical 

heating systems. However, in industrial 

facilities, in order to provide high 

energy efficiency with radiant heating 

systems, the right project, that is, the 

selection of the system with the right 

capacities, and the right project and 

implementation according to the layout 

of the factory are required. Correct 

projecting requires high engineering 

skills and expertise." 

"The key to a sustainable world is 

savings" 

As Çukurova Isı, we have signed more 

than 20 thousand references in 32 years. 

With the projects we have prepared with 

our experience and engineering skills, 

we have enabled our customers to save 

money both in the first investment and in 

the operation. Because we know that the 

key to a sustainable world is savings."

110 


& hi-tech 

horeca technologies 

HOTELS GO UP TO THE CLOUD 

Talya Bilişim Managing Partner Nilüfer Durukal, explaining that Elektraweb Hotel 

Program, which has been used by 2,000 hotels in Turkiye, was a great solution partner 

for hotels, said, "Hotels save both time and budget with this program." 

Cloud technology, which offers faster 

access to innovations, more flexible 

resources and a more scalable way of 

working, has now started to take its place 

among today's indispensable investments. 

In the transition to cloud technologies, which 

are also rapidly gaining ground in tourism, 

hotels and agencies have almost stepped 

up. Elektraweb Hotel Program, developed 

by Talya Bilişim, one of the leading software 

companies in Turkey, entirely for the tourism 

sector with Turkish engineers and used in 4 

continents and 23 countries, with its webbased 

cloud structure, servers that need to 

be renewed every few years, server licenses, 

virus programs, and backup, eliminates such 

costs. So, hotels can easily use the program 

with a smart phone, tablet or computer with 

an internet connection. Thus, businesses 

save both time and money. 

2 thousand hotels switched 

Nilüfer Durukal, Managing Partner of Talya 

Bilişim, shared the latest developments 

regarding the transition to cloud technologies 

in the tourism sector. Explaining that the 

digitalization progress was accelerated in 

the sector with the pandemic, Durukal noted 

that 2,000 hotels in Turkey started to use 

the Elektraweb Hotel Program. Noting that 

the technologies developed by Talya Bilişim 

are structures that fully meet the "fast, safe, 

error-free, efficient and economical solution" 

expectations of hotels and agencies, Durukal 

added that the Elektraweb Hotel Program 

they have implemented in this context is a 

great solution partner for hotels. Durukal 

said, “Electraweb Hotel Program, which 

enables the end-to-end digital management 

of accommodation facilities, eliminates the 

costs such as servers, server licenses, virus 

programs, backup, which need to be renewed 

every few years, with its web-based cloud 

structure.” 

Data is protected by the cloud 

Explaining that Elektraweb Hotel Program 

can be used easily with a smart phone, 

tablet or computer with internet connection, 

Durukal said, “This feature brings mobility 

with it. Another advantage is that it keeps 

the data in a secure area. Because cloud 

systems are both seriously protected 

and ensure data security by keeping 

simultaneous copies of data in different 

locations around the world. Moreover, 

the information processed and stored in 

Elektraweb is recorded in accordance with 

the Personal Data Protection Law (KVKK) 

and the European Union Data Protection 

Regulation (GDPR). All of these features pave 

the way for businesses to save both time and 

budget.” 

The whole system works integrated 

Noting that Elektraweb Hotel Software 

is the only hotel management system 

that includes online reservation engine, 

channel management, Google and virtual 

pos integration features to the front 

desk, Nilüfer Durukal noted that it is also 

the most comprehensive one. “You can 

manage all your administrative, financial 

and operational processes through a 

single program. In this way, instead 

of 15 different companies, you will be 

dealing with one company and the whole 

system works seamlessly in an integrated 

manner," Durukal said and continued: 

“Elektraweb Hotel Software is a system 

that maximizes the sales potential of 

hotels and 'suggests' smart strategies by 

reporting all kinds of data. In addition to 

these, we offer our users free of charge 

the 'Price Management' module, which 

enables the determination of the most 

suitable price by analyzing the prices of 

hotel competitors in all sales channels, 

and the 'Dynamic Price Management' 

modules, which increase the price as the 

occupancy increases.” 

Used in 23 countries on 4 continents 

Noting that the Elektraweb Hotel Program is 

used in 23 countries on 4 continents, Durukal 

said, "We are very proud as a company, that a 

100% domestic product, produced entirely by 

Turkish engineers, has become widespread 

globally in such a short time." Explaining 

that Elektraweb is used in nearly 60 hotels in 

Azerbaijan, Durukal said, “It makes us even 

happier to have users in important tourism 

destinations such as Spain and Italy. We aim 

to grow through a distributor in each country. 

Our primary target is the African market and 

the Balkan countries.” 

Front desk service will be removed 

Durukal, who also gave information about 

the innovations expected in tourism 

technologies in the coming years, said, “It 

is not difficult to foresee that the concept of 

artificial intelligence will take place much 

more in the tourism and hotel industry in 

the global sense. We already use it in price 

management processes. In the coming 

years, artificial intelligence applications will 

be indispensable in providing personalized 

products/services, customer relations and 

services, demand forecasting, analysis of 

customer data, developing recommendations 

according to customer preferences, 

understanding and interpreting consumer 

behavior. Stating that the front desks of 

the hotels will begin to lose their physical 

functions in the medium term, Durukal 

said, “We can already do all the reception 

transactions online. With robots that can 

learn, it does not seem like a long time ago 

that we will be greeted in Turkish in a country 

where you do not speak the language and 

that we will be able to get answers to our 

possible questions in your own language. 

Again, in the very near future, the 'Internet of 

Things' will become a much more effective 

concept in our daily lives. The devices in 

the facility will be able to predict their 

possible failures and order spare parts or 

replacements themselves.”

112 


& hi-tech 


UPSTER: BENZERSIZ FIYAT-PERFORMANS 

DENGESIYLE DAHA AZ PARAYA DAHA FAZLA KALITE, 

DAHA FAZLA FAYDA VE DAHA FAZLA DONANIM… 

Alman bulaşık yıkama teknolojileri uzmanı Meiko, UPster serisi ile akıllıca tasarlanmış 

bir teknolojiyi şaşırtıcı derecede cazip fiyatlara sunarak, hem genç girişimcilere hem de 

işini bilen deneyimli profesyonellere “pırıl pırıl” bir geleceğin yolunu açıyor. 

Seri, modüler yapısı sayesinde 

konaklama ve gastronomi gibi esnek 

ve dinamik sektörler için en doğru 

seçimi oluşturuyor. UPster bulaşık makinesi 

portföyü, farklı modellerde tezgahaltı, 

giyotin ve konveyörlü bulaşık makineleriyle 

her segmentten müşterinin ihtiyacına cevap 

veriyor. 

UPster tezgahaltı ve giyotin serisi verimli 

yıkama performansı, konforlu kullanım, 

maksimum esneklik ve optimum fiyatperformans 

dengesi sunuyor. Yüksek 

temizlik kalitesinin, sadece sağlam 

teknoloji ve en iyi malzeme seçimi ile 

mümkün olduğunu bilen Meiko, yıkama 

ve durulama kolları ile dozaj hatları gibi 

önemli komponentleri paslanmaz çelikten 

üretiyor. İlave kapak izolasyonlu çift cidarlı 

konstrüksiyon sayesinde ısı ve ses emisyonu 

minimum düzeyde kalıyor. Kolay anlaşılır 

mavi kullanım konsepti hatalı 

kullanımı önlüyor. Kendi 

kendini temizleme programı 

ile yıkama haznesi her 

zaman temiz kalıyor. 

Mutlak hijyen 

güvenliği 

Yumuşak başlama 

sistemli yıkama pompası, 

bardakları ve diğer 

hassas malzemeleri 

korurken, yıkama ve 

durulama sıcaklıklarını gösteren 

dijital ısı göstergesi sayesinde 

mutlak hijyen güvenliği 

sağlanıyor. AktifPlus yıkama suyu filtre 

sistemi sayesinde son derece tasarruflu 

ama aynı zamanda mükemmel bir temizlik 

sonucu elde ediliyor. Zira üstteki ve alttaki 

yıkama ve durulama sistemleri, ulaşılması 

en zor köşelere kadar temizlik sağlıyor. 

Durulama pompası, şebeke basıncından 

bağımsız yıkamayı mümkün kılarken, taban 

damlama tavasındaki sızıntı tespit sistemi 

sayesinde yüksek operasyon güvenliği elde 

ediliyor. 

2015 yılında lanse edilen UPster K 

konveyörlü bulaşık makineleri ileri 

teknolojiyi, kullanıcı dostu Meiko paketiyle 

sunarak hız, temizlik ve güvenilirlikte 

yeni standartlar belirliyor. Makinenin 

modüler tasarımı sayesinde, farklı uzunluk 

seçenekleriyle işletmenin ihtiyacı için 

en uygun kapasite sunuluyor. Makinenin 

öne çıkan özellikleri arasında temizliği 

kolaylaştıran teknolojisi, mavi renkli 

bileşenleriyle kullanıcı dostu operasyonu ve 

yenilikçi cam ekranı sayesinde ergonomik 

kullanımı yer alıyor. 

Hata yapma riskine son! 

Makinenin temperli camdan üretilmiş 

ekranı, kullanıcının, yıkamanın her aşaması 

hakkında bilgi sahibi olmasını sağlıyor. 

Göz hizasında konumlanan ekranda 

sadece o esnada kullanılabilir fonksiyonlar 

gösterilerek kullanıcının hata yapma riski 

ortadan kalkıyor. Upster K makinelerde, 

kullanıcıların müdahale edebildiği tüm 

parçalar mavi renkte. Bu renk kodlaması, 

dünyanın her yerinde anlaşılır sezgisel 

bir kullanım konsepti oluşturuyor. Uzun 

kullanım kılavuzlarına gerek kalmadığından 

kullanıcıların hayatı kolaylaşıyor. Tüm Meiko 

makinelerinde olduğu gibi Upster K da çift 

cidarlı konstrüksiyona ve kapak yalıtımına 

sahip. Kapak kulpları da ısı yalıtımlı 

olduğu için asla fazla ısınmıyor, her an 

dokunmak mümkün olabiliyor. Yana 

açılan kapaklar yıkama kollarına 

ve makine içine kolay erişim 

sağlıyor. Altta ve üstte yer 

alan yıkama ve durulama 

kolları paslanmaz çelikten 

ve tıkanmayan nozullara 

sahip. Upster K, 508 mm 

geçiş yüksekliği ile tepsi, 

tava ve tencere gibi büyük 

malzemeleri de tertemiz 

yıkıyor.

114 


& hi-tech 


Daikin Türkiye’den 

eğitime destek 

Daha önce gençlerin eğitimine katkıda 

bulunmak, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik 

bilincini yaygınlaştırmak amacıyla İstanbul 

ve İzmir’de 2 adet mesleki ve teknik Anadolu 

lisesinde laboratuvar açan Daikin Türkiye, 

şimdi de Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde 

kurulan iklimlendirme laboratuvarının resmi 

açılışını gerçekleştirdi. 

İklimlendirme sektörünün öncü markası 

Daikin Türkiye; iklimlendirme sektörüne 

sunduğu yeniliklerle büyümesine devam 

ederken, aynı zamanda eğitim konusundaki 

çalışmalarını da sürdürüyor. Hem sektöre 

hem de geleceğin profesyonelleri olan 

öğrencilere yönelik çeşitli eğitimler sunan 

şirket; mesleki eğitim veren okullara da 

bu kapsamda destekte bulunuyor. F25 

stratejileri kapsamında 2025 yılına kadar en 

az 5 yeni iklimlendirme laboratuvarı kurma 

hedefi belirleyen Daikin Türkiye; daha önce 

İstanbul’da Pendik Borsa İstanbul Mesleki ve 

Teknik Anadolu Lisesi’nde ısıtma ve soğutma 

olarak 2 adet ve İzmir Aliağa Habaş Hamdi 

Başaran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde 

de 1 adet Daikin laboratuvarı kurdu. Meslek 

ve Anadolu liselerinin yanı sıra Manisa Celal 

Bayar Üniversitesi’nde de iklimlendirme 

laboratuvarı kuran Daikin Türkiye, her 

yaş grubundan öğrencinin iklimlendirme 

sektöründeki mesleki yetkinliklerini son 

teknolojileri deneyimleyerek geliştirmesini 

hedefliyor. Daikin Türkiye’nin mesleki eğitime 

verdiği önem ile ilgili Daikin Türkiye Genel 

Müdür Yardımcısı Tuncer Gülsaran: “Daikin 

olarak eğitime çok önem veriyoruz ve bu 

kapsamda gerek Daikin Global Trainee gibi 

işe alım programlarımız kapsamında gerekse 

Daikin Akademi ile hem sektöre yönelik hem 

öğrencilere yönelik eğitimler sunuyoruz. 

İklimlendirme sektörünün de gelişimine 

katkıda bulunmak amacıyla mesleki eğitim 

konusunda üzerimize düşeni yapmaya gayret 

ediyoruz. Amacımız geleceğin profesyonelleri 

olan gençlerimizin Daikin iklimlendirme 

laboratuvarları ile görerek, deneyimleyerek bu 

alanda son teknolojilerle eğitim alabilmeleri.” 

Himalaya 

Airlines Hitit ile 

operasyonlarına 

başladı 

Nepal merkezli faaliyet gösteren 

havayolu şirketi Himalaya Airlines, 

Hitit’le vardığı anlaşma sonrası 

dijital dönüşümünü tamamlayarak 

uçuşlarına sorunsuz bir şekilde 

başladı. 

Nepal’in havayolu şirketlerinden 

Himalaya Airlines dijital dönüşüm için 

Hitit’i tercih etti. Teknolojik altyapısını 

güçlendirmek adına girdiği yenilik 

sürecinde Hitit’i tercih eden havayolu 

şirketi, Hitit’in Crane çözümleri ile 

uçmaya başladı. Himalaya Airlines, 

Hitit’in ödüllü ve kapsamlı yolcu hizmet 

sistemlerinin yanısıra muhasebe 

ve ödüllü iş performans indeksi 

yazılımlarını da kullanmaya başladı. Kısa 

ve sorunsuz geçen sistem geçişi sonrası, 

operasyonlarına başlayan Himalaya 

Airlines, operasyonlarını eksiksiz 

ve entegre bir şekilde sürdürüyor. 

Konuyla ilgili açıklama yapan Hitit’in 

Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel 

Müdür Yardımcısı Nevra Onursal 

Karaağaç, şunları söyledi: “Nepal’deki 

operasyon ağımızı gittikçe büyütmeye 

devam ediyoruz. Nepal Havayolları 

sonrasında şimdi de Himalaya Airlines 

ile çalışmaya başladığımız için çok 

mutluyuz. Teknolojimize güvendiğimiz 

kadar müşteri hizmetleri alanındaki 

yaklaşımımızın da takdir topladığını 

biliyoruz. Partnerlerimizin Hitit’ten 

duyduğu memnuniyetin, sektörümüzde 

tercih edilirliğini arttırdığını farkındayız 

ve bu bilinçle yüksek hizmet ve teknoloji 

kalitemizden ödün vermeden çalışmaya 

devam edeceğiz.”

116 


& hi-tech 


Enerjide dışa bağlılığı azaltmanın 

yolu yalıtımdan geçiyor 

Türkiye'nin en büyük yalıtım üreticisi İzocam, 11-18 Ocak Enerji 

Tasarrufu Haftası’nda Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (NSEB) konseptine 

dikkat çekerek, Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ndeki 2023 

yılı güncellemelerini masaya yatırdı. 

Türkiye'nin en büyük yalıtım üreticisi İzocam, 

11-18 Ocak Enerji Tasarrufu Haftası’nda 

Türkiye’nin enerji karnesini değerlendirdi. 

Enerji tasarrufu için Neredeyse Sıfır Enerjili 

Bina (NSEB) konseptine dikkat çeken İzocam, 

1 Ocak 2023 itibariyle geçerli olan Binalarda 

Enerji Performansı Yönetmeliği’ndeki son 

güncellemeleri de masaya yatırdı. Enerjide 

aşırı dışa bağlılığımızı azaltmanın yolunun 

yalıtımdan geçtiğini vurgulayan İzocam Genel 

Direktörü Murat Savcı, doğru malzeme ve 

uygun kalınlık ile yalıtım yapılan binaların 

enerji tasarrufu için atılacak en büyük adım 

olduğunun altını çizdi. Sadece yönetmeliklere 

uygun yapılan yalıtım ile bir binada, yalıtımsız 

bir binaya göre %60’ın üzerinde enerji 

tasarrufu elde edildiğini kaydeden Savcı, 

ülke olarak nihai hedefimizin yönetmeliklerin 

getirdiği asgari değerlerin üzerinde yalıtım 

yaparak, Neredeyse Sıfır Enerjili Binalara 

(NSEB) ulaşmak olması gerektiğini vurguladı. 

Savcı şöyle devam etti: “Avrupa Birliği’nde 

2019 yılından bu yana kamu binalarının tümü, 

2020 yılının başından itibaren de tüm yeni 

binalar Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (NSEB) 

olarak inşa ediliyor. Bu binaların ısıtma ve 

soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık 

enerji tüketimi 30-50 kWh olacak şekilde 

yalıtımlı olarak tasarlanıyor. Ülkemizde ise 

yeni yönetmelikle, toplam inşaat alanı 5 bin 

metrekareden büyük olan sınırlı sayıdaki 

yapılarda enerji tüketiminin ancak 100-120 

kWh seviyesine çekilmesi hedefleniyor. 

Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım 

yapılan binalar, enerji tasarrufu için atılacak 

en büyük adımdır. Yalıtımın, ülke ve hane 

ekonomisine katkı sağlamasının yanı sıra 

zararlı gaz salımlarının azaltılması ve çevreye 

katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır. Bu 

nedenle Neredeyse Sıfır Enerjili Bina (NSEB) 

uygulamalarının kapsamının genişletilerek 

yaygınlaştırılması geleceğimize bırakacağımız 

en büyük miraslardan biri olacaktır.” 

TSE idari binasının 

iklimlendirme konforu 

Mitsubishi Heavy imzalı 

Üstün Japon teknolojisiyle Form 

kalitesini bir araya getiren Form MHI 

Klima Sistemleri’nin başarılı referansları 

arasına bir isim daha ekleniyor. TSE 

idari binasının iklimlendirme ihtiyaçları 

Mitsubishi Heavy VRF klima sistemleri 

ile karşılanacak. 

Gücünü 57 yıllık Form tecrübesi ve 

Mitsubishi Heavy’nin üstün Japon 

teknolojisinden alan Form MHI Klima 

Sistemleri, Ankara’daki TSE (Türk 

Standartları Enstitüsü) idari binasının 

iklimlendirme ihtiyacına yüksek enerji 

verimliliğine sahip Mitsubishi Heavy 

Heat Pump ve Heat Pump Recovery 

VRF sistemleriyle çözüm sunuyor. TSE 

idari binasının iklimlendirmesi 74 adet 

Heat Pump dış ünite, 97 adet Heat 

Recovery dış ünite; 768 adet kanallı, 

77 adet duvar tipi ve 1,175 adet kaset 

tipi klima olmak üzere 2,020 adet de iç 

ünite ile sağlanıyor. Soğutma ve ısıtma 

ihtiyaçları farklı olan çoklu mahalleri 

özel bir kontrol yöntemi ile birleştiren 

Heat Pump sistemi, aynı anda farklı 

mekânların iklimlendirmesini sağlıyor. 

Büyük mekânlarda ısıtma ve soğutma 

yapabilme özelliği ile farklı yönlere 

bakan ve binanın cephelerine göre ısı 

yükleri değişiklik gösteren yapılar için 

de oldukça uygun bir sistem olmasıyla 

tercih ediliyor. Heat Recovery ise eş 

zamanlı ısıtma ve soğutma yapan ısı geri 

kazanımlı sistemi ile enerji verimliliği 

yüksek bir iklimlendirme sağlıyor. Dışw 

ünite; her bir iç ünitenin bağımsız olarak 

iç ortam şartlarına ve ihtiyaçlarına göre 

ısıtma ya da soğutma için çalışmasına 

imkan tanıyor. Patentli CHCC – Sürekli 

Isıtma Kapasitesi Kontrol Özelliği 

teknolojisi ile de bir süre sonra enerji 

kaybına neden olan defrost çevrimine 

yenilikçi bir çözüm sunuyor.

118 


& hi-tech 

ürünler 

%60’a varan 

enerji tasarrufu 

İklim değişikliğinin 

tüm dünyayı 

derinden etkilediği 

günümüzde, 

sürdürülebilir sanayi 

verimliliğini odak 

noktasına alan Atlas 

Copco Kompresör 

Tekniği, geniş ürün 

portföyüyle sanayide 

sürdürülebilir 

verimliliği 

desteklemeye ve 

yenilikçi çözümlerini 

iş ortaklarına sunuyor. Basınçlı havanın kullanıldığı 

her yerde enerji tasarrufu ve verimlilik sağlayan 

şirketin son teknolojiyle geliştirdiği GA VSDs, şimdiye 

kadar yapılmış en yüksek enerji verimliliğine sahip ve 

sürdürülebilir kompresör olma özelliği taşıyor. Öncü 

akıllı özellikleri sayesinde ise her müşteriye göre 

uyarlanabiliyor ve optimize edilebiliyor. VSD ve VSD+ 

modellerinden sonra yeni satışa sunduğu GA VSDS 

ile kompresör teknolojisini bir üst seviyeye taşıyan 

Atlas Copco Kompresör Tekniği yeni ürünü ile %60’a 

kadar enerji verimliliği sağlıyor. Bu oranın sektör için 

çığır açar nitelikte olduğunu ifade eden Atlas Copco 

Kompresör Tekniği Endüstriyel Hava Bölümü Ürün 

ve Pazarlama Müdürü Mert Şenol; “GA VSDs, şimdiye 

kadar üretilmiş en verimli vidalı kompresör. Bu da 

müşterilerimize enerji maliyetleri ve karbon ayak izini 

azaltma hedeflerinde çok önemli bir avantaj sağlıyor. 

Sadece 2021’de kurulumu gerçekleştirilen invertörlü 

kompresör modellerimizle Türkiye sanayisine yıllık 

222.500 MWh yani 570 milyon TL’ye eşdeğer elektrik 

enerjisi tasarrufu sağladık. GA VSDs ile bu seviyeyi çok 

daha ilerilere taşıyacağımızı öngörüyoruz” dedi. 

5 kat 

daha fazla 

verim 

R32 soğutucu 

akışkanlı ürünleriyle 

Türk iklimlendirme 

sektöründe bir ilki 

gerçekleştiren Daikin, 

sektöre öncülük ediyor. 

Klimalarda R32 soğutucu 

akışkan kullanımını ilk 

sağlayan marka olmasının 

yanı sıra, Daikin aynı 

zamanda 93 adet patentini 

de tüm dünyayla ücretsiz 

paylaşıyor. R-32 soğutucu akışkan kullanılarak üretilen bir diğer ürün de yeni 

nesil Altherma 3 ısı pompası. Isı pompası pazarının lideri Daikin’in sunduğu 

yenilikçi ve çevreci ürünlerin üst düzeydeki tüm standartlarını taşıyan Daikin 

Altherma, fosil yakıtlara veya elektriğe dayalı klasik bir ısıtma sistemine göre 

5 kat daha verimli çalışıyor. Dış havadaki ısıyı kullanarak daha az enerji sarf 

eden Daikin Altherma, kullandığı her 1 kW'lık enerjiye karşılık en az 5 kW'lık 

ısı üretiyor. Kurulum ve bakım ihtiyacı düşük olan Daikin Altherma, inverter 

kompresör teknolojisi ile yüksek enerji tasarrufu sağlıyor. Hem dış hem de 

iç ünitesi ile kompakt bir tasarıma sahip olan Daikin Altherma, ısıyı havadan 

alıyor. Herhangi bir yerin kazılmasına veya sondaja gerek olmadan kurulumu 

gerçekleşen Daikin Altherma, dumansız ve alevsiz çalışıyor. Üretilen 

ısının yüzde 80’ini yenilenebilir kaynaktan (hava) sağlayan Daikin Altherma, 

düşük karbondioksit (CO2) emisyonu ile çevreci bir çözüm sunuyor. Tek bir 

merkezden yönetilebilen Daikin Altherma, bu özelliği ile konutların yanı sıra 

otel, spor merkezi, SPA, hastane, kütüphane ve okul gibi mekanlarda da tercih 

ediliyor. 

Atık önleyici, 

kârlılık 

sağlayıcı 

Akıllı Tartı 

Sistemi 

HoReCa sektörünün çok çeşitli 

paydaşlarını dünya pazarlarıyla 

Antalya’da buluşturan ANFAŞ’ta 

yerini alan Fazla; ev dışı tüketim 

kanalı için özel olarak geliştirdiği ve 

Nesnelerin İnterneti (IoT) çözümü 

olarak portföyüne kattığı Akıllı Tartı 

Sistemi’ni sektör paydaşlarına tanıttı. Sistem; işletmelerde oluşan gıda atığını 

ölçümleyip takip ediyor, ölçüm sonrası oluşturduğu otomatik veri analizleri 

ve raporlar ile günlük ve haftalık olarak gıdanın hangi aşamada, ne miktarda 

atığa dönüştüğünü ürün bazında kullanıcılarına sunuyor. Buradan hareketle 

satın alım ve üretimin atığa dönüşme oranını, atığa dönüşen gıdanın çevresel 

ve finansal etkisini ölçümleyebiliyor. Veriye dayalı raporlar ışığında işletmeler; 

satın alım ve tedarik sürecinin planlanması, büfe ve üretim yönetimi, menü 

tasarımı, porsiyonlama ve reçete iyileştirme gibi farklı alanlarda atık önleyici ve 

kârlılık sağlayıcı aksiyonlar alabiliyor.

TV + İnternet 

Fırsat Bu Fırsat 

Kampanyası 

Kablonet (16 mbps sınırsız) 

KabloTV (giriş paket) 

İnternetten yeni abonelik başvurusunda 

İlk Ay Bedava 

12 ay sözünüze 

ilk 3 ay 

ayda 

99,00TL 

sonraki 9 ay 

ayda 

189,00TL 

FIRSAT 

TV + İnternet + Bulut 

4’ü Bir Arada 

Kampanyası 

Kablonet (25 mbps sınırsız) 

KabloTV (temel paket) 

Gümüş Sinema 

Kablo Bulut (25 gb) 

İnternetten yeni abonelik başvurusunda 

İlk Ay Bedava 


ayda 

230,00TL 


ilk 12 ay 

ayda 

199,00TL 

sonraki 12 ay 

ayda 

249,00TL

Hotel Restaurant Şubat 2023

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?