Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
'Öyle güzel bir rüya görüyordum ki,' diye homurdandı, 'en mükemmelinden bir akşam yemeği.'<br />
'Aman Tanrım! O da Bombur'a benzedi,' dediler. 'Bize rüyalardan bahsetme. Rüya yemekleri bir işe<br />
yaramazlar, hem onları paylaşamayız da,'<br />
'Bu berbat yerde bulabildiğim en iyi şeyler,' diye mırıldandı cücelerin yanına uzanıp tekrar uykuya<br />
dalarak rüyasını yakalamaya çalışırken.<br />
Ama bu ormandaki ışıkların sonuncusu değildi. Sonraları, gece ilerliyorken o sırada nöbet tutan Kili<br />
gelip hepsini yeniden uyandırarak şöyle dedi:<br />
'Yakınlarda bir yerde yeni yanmaya başlayan ışık pırıltıları var. Yüzlerce meşale ve bir sürü ateş<br />
aniden ve sihirle yandı. Ve şarkı söyleyenlerle harp seslerine kulak verin!'<br />
Bir süre uzanıp dinledikten sonra, daha yakına gitme ve yardım almak için bir kez daha deneme<br />
arzusuna dayanamadılar. Yeniden ayağa kalktılar; bu sefer sonuç felaketti. O sıra gördükleri ziyafet<br />
öncekinden çok daha büyük ve muazzamdı; ve uzun bir sıra oluşturan ziyafettekilerin başında, tıpkı<br />
Bombur'un düşündeki gibi altın saçlarının üzerinde yapraklardan bir taç bulunan bir ormanülkesi<br />
kralı oturuyordu. Elfimsi kişiler elden ele ve ateşin üzerinden karşıya çanaklar geçiriyorlar ve<br />
bazıları harp çalıyor, birçoğu ise şarkı söylüyordu. Parıldayan saçları çiçeklerle örülmüştü; yeşil ve<br />
beyaz mücevherler yaka ve kemerlerinde pırıl pırıl parlıyorlardı; ve yüzleri ve şarkıları neşe<br />
doluydu. Coşkulu, berrak ve güzeldi bu şarkılar ve Thorin tam ortalarına adımını attı.<br />
Tam bir sözcüğün ortasında ölü bir sessizlik çöktü. Tüm ışıklar söndü. Ateşler kara dumanlar<br />
arasında oraya buraya fırladılar, Küller ve yanmış odun parçaları cücelerin gözlerine doluştu ve<br />
orman yeniden onların gürültü patırtı ve çığlıklarıyla doldu.<br />
Bilbo kendini koşarak dönüp durur (ya da öyle olduğunu sanıyordu) bir taraftan da bağırırken buldu:<br />
Dori, Nori, Ori, Oin, Gloin, Fili, Kili, Bombur, Bifur, Bofur, Dwalin, Balİn, Thorin Meşekalkan.' O<br />
sırada göremediği ya da hissedemediği insanlar da onun çevresinde aynı şeyi (ama arada bir araya<br />
'Bilbo!' atarak) yapıyordu. Ama diğerlerinin çığlıkları gitgide uzaklaştı ve zayıfladı ve bir süre sonra<br />
bu çığlıkların uzaktan yardım isteyen bağırışlar ve feryatlara dönüşüyormuş gibi gelmesine rağmen<br />
sonunda tüm gürültü yitip gitti ve o tam bir sessizlik ve karanlıkta tek başına kalakaldı.<br />
Bu onun en çaresiz anlarından biriydi. Ama çok geçmeden gün biraz olsun ışıkla gelene dek bir şey<br />
yapmaya çalışmanın bir işe yaramayacağı ve onu canlandıracak bir kahvaltı umudu olmadan da<br />
aramaya kalkışıp kendini yormanın epey gereksiz olduğuna karar verdi. Bunun üzerine sırtını bir<br />
ağaca dayayıp oturdu ve sonuncu kez olmamak kaydıyla çok uzaklardaki nefis kilerli hobbit-kovuğunu<br />
düşündü. Jambon, yumurta, kızarmış ekmek ve tereyağ dolu derin düşüncelere dalmışken bir şeylerin<br />
ona dokunduğunu hissetti. Güçlü yapışkan bir ip gibi bir şey sol elinin üzerindeydi ve kıpırdamaya<br />
çalıştığında bacaklarının çoktan aynı şeyle bağlanmış olduğunu fark etti ve böylece ayağa kalkınca<br />
yere düştü.<br />
Sonra uyuklarken onu bağlamakla meşgul olan kocaman bir örümcek arkasından geldi ve üzerine<br />
yürüdü, <strong>Hobbit</strong> bu şeyin yalnız gözlerini görebiliyor, ancak o iğrenç ağ ipliklerini etrafına dolayıp