Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
BÖLÜM 11<br />
KAPININ EŞİĞİNDE<br />
İki günlük yolculuk sırasında Uzun Göl'ün yukarısına doğru küreklere asılıp Akan Nehir'e geçtiler ve<br />
o zaman hepsi Yalnız Dağ'ı önlerinde suratsız ve dimdik yükselirken görebildiler. Akıntı güçlü ve<br />
gidişleri ağırdı. Üçüncü günün sonunda nehrin birkaç mil yukarısında sola, yani nehrin batı kıyısına<br />
yanaşıp karaya ayak bastılar. Burada onlarla buluşmak üzere gönderilmiş kumanyalar ve gerekli<br />
şeylerle yüklü atlar ve kendileri için olan midillilerin yanma vardılar. Midillilere yükleyebildikleri<br />
kadarını yüklediler ve geri kalanı bir çadırın altına depolandı, ama kasabadan hiç kimse bu geceyi<br />
Dağ'ın gölgesine bu denli yakın bir yerde, onlarla birlikte geçirmeyecekti.<br />
'Şarkılar gerçekleşmedikçe hiçbir şekilde olmaz!' dediler. Bu yabanıl yerlerde Ejderha'ya inanmak<br />
daha kolay Thorin'e inanmaksa zordu. Zaten buradaki tüm topraklar ıssız ve boş olduğundan<br />
depolarının muhafıza İhtiyacı yoktu. Bunun üzerine gece çoktan çökmeye başlamasına rağmen<br />
refakatçıları, onlardan ayrıldı ve nehrin aşağısı ve kıyıya yakın patikalar boyunca aceleyle<br />
koşturdular.<br />
Soğuk ve yalnız bir gece geçirdiler ve cesaretleri kırıldı. Ertesi gün tekrar yola koyuldular. Balin ve<br />
Bilbo, her birisi iyice yüklü bir midilliyi çekerek arkadan geliyorlardı; diğerleri biraz önde, patika<br />
falan olmadığından ağır ağır, bir yol tutturmuş gidiyorlardı. Akan Nehir'den uzaklaşarak, Dağın<br />
güneye, onlara doğru savurduğu devasa bir çıkıntıya gitgide yanaşarak kuzeybatıya yöneldiler.