25.04.2017 Views

J.R.R. Tolkien - Hobbit (Resimli)

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

BÖLÜM 7<br />

TUHAF PANSİYON<br />

Ertesi sabah Bilbo gözlerine giren günün ilk ışıklarıyla uyandı. Saate bakmak ve gidip çaydanlığı<br />

ateşe koymak için fırladı, ancak hiç de evde olmadığının farkına vardı. Bunun üzerine oturdu ve boşu<br />

boşuna bir banyo ve fırça diledi durdu, Hiçbirisine kavuşamadı, tıpkı kahvaltı için çay, kızarmış<br />

ekmek ya da jambona kavuşamadığı gibi; yalnızca soğuk koyun ve tavşan eti vardı. Üstelik bundan<br />

sonra canlı bir başlangıç için hazırlanması gerekiyordu.<br />

Bu sefer bir kartalın sırtına tırmanmasına ve kanatları arasına sıkıca yapışmasına izin vermişlerdi.<br />

Hava üzerinden akıp giderken o gözlerini kapadı. Onbeş koca kuş dağın yamacından havalanırken<br />

cüceler hoşça kalmalarını bağırıyorlar ve eğer becerebilirlerse Kartalların Efendisi'ne borçlarını<br />

ödeyeceklerine söz veriyorlardı. Güneş her şeyin doğu kıyısına daha yakındı. Sabah serindi. Vadilere<br />

ve oyuklara sis çökmüş ve tepelerin doruk ve zirvelerinde oraya buraya sarılmıştı. Bilbo şöyle bir<br />

göz atmak için gözünün tekini araladı ve kuşlann çoktan iyice yükseldiğini, dünyanın çook uzaklarda<br />

kaldığını ve dağlann arkalarındaki uzaklıklara karıştığını gördü. Gözlerini yumdu ve daha bir sıkı<br />

tutundu.<br />

'Çimdikleyip durma!' dedi kartal, 'Bir tavşan gibi görünsen de bir tavşan gibi korkmana gerek yok.<br />

Hafif rüzgârlı, güzel bir sabah. Uçmaktan daha güzel ne olabilir ki?'<br />

Bilbo şöyle demek isterdi. 'Sıcak bir banyo, ardından da çimenler üzerinde geç yapılan bir kahvaltı;'<br />

ama hiçbir şey söylememenin ve azıcık daha gevşek tutmanın daha iyi olacağını düşündü.<br />

Epeyce bir zaman sonra, o kadar yüksekte olmalarına rağmen kartallar yöneldikleri noktayı görmüş<br />

olmalıydılar ki, kocaman helezonlar çizerek döne döne alçalmaya başladılar. Bunu uzun süre<br />

sürdürdüler ve hobbit sonunda gözlerini tekrar açtı. Yeryüzü çok daha yakınlaşmıştı ve altlarındaki<br />

ağaçlar meşe ve karaağaca benziyordu ve geniş çayırlıklarla tüm bunları bölerek geçen bir nehir<br />

vardı. Ancak akıntının tam yolunun ortasında, çepeçevre dolandığı koskoca bir kaya, hatta nerdeyse<br />

bir taştan tepe, sanki uzak dağların son uzantısı ya da devlerden bir dev tarafından ovaya doğru<br />

milletçe fırlatılmış devasa bir parça gibi duruyordu.<br />

Kartallar çabucak birer birer bu kayanın tepesine süzüldüler ve yolcularını indirdiler.<br />

'Yolunuz açık olsun!' diye bağırdılar, 'nereye yollanırsanız yollanın yolunuz açık olsun, taa kartal<br />

yuvalarınız yolculuğunuzun sonunda size kavuşana dek!' Bu kartallar arasında söylenen nazik bir<br />

sözdü.<br />

'Kanatlarımzın altındaki rüzgâr sizi güneşin yelken açtığı ve ayın gezindiği yerlere taşısın,' diye<br />

yanıtladı doğru cevabı bilen Gandalf.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!