AKP'NİN FUHUŞ DEVLETİNİ - Yürüyüş
AKP'NİN FUHUŞ DEVLETİNİ - Yürüyüş
AKP'NİN FUHUŞ DEVLETİNİ - Yürüyüş
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Sayı: 354<br />
<strong>Yürüyüş</strong><br />
3 Mart<br />
2013<br />
20<br />
İŞTE AKP’NİN ADALETİ: Cem Aygün’ün Katili Polise Takipsizlik Kararı<br />
Verilirken, Ablalarına 58 Yıl Hapis Cezası İsteniyor<br />
Yetmez: Cem’in Katili Polise Ödül Verin,<br />
Ablalarını ASIN!<br />
Ankara’nın Keçiören İlçesi’nde, 30<br />
Ağustos 2012’de, polisin “dur” uyarısına<br />
uymadığı gerekçesiyle açılan<br />
ateş sonucu katledilen Cem Aygün’ün<br />
ablalarına katil polisleri protesto ettiği<br />
için 58 yıl hapis isteyen savcı; ablaları<br />
darp eden polisler hakkında takipsizlik<br />
kararı verdi.<br />
AKP’nin adaletini, yargısını anlatmak<br />
için başka ne demek gerekir? Yukarıdaki<br />
paragraf her şeyi bütün gerçekliğiyle<br />
ortaya sermektedir. AKP’nin<br />
ileri demokrasisi, açılımları, çağdaşlıkları<br />
hepsi bu bir paragrafın içindedir.<br />
Bakın AKP iktidara geldiğinden bu<br />
yana, mahkeme dosyalarında hırsızların,<br />
soyguncuların hortumcuların,<br />
katliamcıların nasıl korunduğunu göreceksiniz.<br />
Katleden polise değil de<br />
katledilen Aygün’ün ablalarına ceza<br />
istiyorlar. Sırtından vurup sakat bırakan<br />
polise 9 yıl isteyen mahkeme<br />
bir ömrü tekerlekli sandalyede geçirecek<br />
olan Ferhat’a 15 yıl istiyor. Ve<br />
daha onlarca örnek var. Ölenin ablalarını<br />
ölmeyenin de neden ölmedin<br />
diye kendisini yargılıyor. Bir devletin<br />
Buna rağmen, Özgür Gelecek yukarıdaki satırları yazabiliyor.<br />
Çünkü onun derdi başka. Direniş saflarını terk<br />
etmiş ve 19 Aralık'ta düşmanın, eline verdiği megafonla<br />
teslimiyet çağrısı yapmış olmanın ezikliğiyle kendini<br />
aklamak için illa ki "Herkes kendi doğru bildiği politikayla<br />
direndi" demek zorunda hissediyor kendisini.<br />
Hangi taktikle direndiniz? Anlatın da “taktik” öğrenelim...<br />
Düşmanın elinize verdiği megafonla teslimiyet<br />
çağrısını anlatmayın ama, bilmediğimiz başka taktikleriniz<br />
varsa onları anlatın.<br />
Geçin bu saçmalıkları. "Herkes kendi doğru bildiği<br />
politikayla direndi" diye bir şey yoktur. Ya direniş<br />
içindesinizdir ya da dışında. Ya elinizde Ahmet İbili'nin<br />
feda ateşi vardır ya da düşmanın megafonu. Bunun<br />
arası, ortası yoktur. "Biz de direndik" diyerek direnilmiş<br />
olunmuyor. Direnişin ölçüsü, direnmenin örneği vardır.<br />
19 Aralık'ta TKP/ML'nin elinde düşmanın megafonu<br />
vardı. "Doğru bildiğiniz politika" gereği o megafonu<br />
elinize aldınız ve bize teslimiyet çağrısı yaptınız. Biz<br />
ise Fidanlar, Ahmet İbililer olarak "Bir canım var<br />
mahkemelerini düşünün, sanatçısını<br />
tutsak etmekle yetinmeyip savunma<br />
hakkını kullandırmıyor. Sözde adaletin<br />
yeri olan kürsüsünün önünde işkence<br />
yaptırıyor. Müvekkilinin savunma<br />
hakkını savunan avukatı salondan atmaya<br />
çalışıyor. Avukatı tutukluyor,<br />
müvekkilini savundun diye. Gazetecisini<br />
tutukluyor, fotoğraf çektin diye.<br />
Ama tutuklamıyor polisini, katlettin<br />
diye. Komplolar düzenledin, işkence<br />
yaptın diye. Polisi her şeyi yapabilir.<br />
Savcısı hakimi kılıfını diker. Olmadı<br />
mı başbakanı genarali girer devreye.<br />
İyi çocuktur tanıyorum der. Elini soğutmayalım<br />
der. Yani biz istediğimizi<br />
yaparız sen sus der. İşte Cem Aygün’ün<br />
ablalarına da dediği budur.<br />
Devlet kardeşinizi öldürebilir ama<br />
bir şey demeyeceksiniz diyor. Eğer<br />
itiraz ederseniz sizi de yaşadığınıza<br />
pişman ederim diyor.<br />
Bu tüm faşist iktidarlarda olduğu gibi<br />
AKP’nin de tüm halkı baskı altında<br />
tutmak için kullandığı bir zulüm sindirme<br />
politikasıdır. AKP Aygün’ün<br />
ablaları nezdinde tüm halka gözdağı<br />
vermektedir. AKP Hitler’in ruhuna<br />
rahmet okuturcasına faşizmin tüm<br />
yöntemlerini halka karşı kullanmaktadır.<br />
AKP’nin adaleti hep hırsızı<br />
soyguncuyu katili koruyan aklayan<br />
bir adalettir. Çünkü AKP’nin kendisi<br />
yağma ve talanın katillerin işkencecilerin<br />
bir araya getirilerek oluşturulan<br />
uşak bir partidir. Ve uşaklığını en iyi<br />
şekilde yapmak yurdumuzu olabildiğince<br />
emperyalizme peşkeş çekebilmek<br />
için halkı susturmaya ihtiyacı<br />
vardır. Bunun için de AKP’nin polisi,<br />
askeri olduğu gibi yargısı da halkın<br />
sırtında sopa görevi görmektedir.<br />
Nitekim halkta da bu adaletsizliğe<br />
karşı adalet özlemi büyümektedir.<br />
AKP’nin işkence salonlarından halka<br />
adalet çıkmayacaktır. O salonlarda<br />
kimin parası varsa hukuk ona işlemektedir.<br />
İşte bundan dolayı İbrahim<br />
Çuhadarlar, Alişan Şanlılar halkın<br />
adalet özlemini sahiplenmişlerdir.<br />
Adaletin olmadığı yerde halkın kendi<br />
adaleti işler. Zalimlerden hesap sormak<br />
meşrudur. Yaşasın Halkın Adaleti.<br />
feda olsun halkıma" diyerek direndik. Eline düşmanın<br />
megafonunu alıp teslimiyet çağrısı yapanlar, "proletarya",<br />
biz "küçük burjuva"yız, öyle mi? Sizin gibi<br />
"komünist" olmaktan allah bizi korusun. (!)<br />
Sonuç olarak,<br />
1- Direnmeyen çürümeye devam ediyor. Çürüyenler<br />
kokuşuyor ve ağızlarını her açtıklarında bu bilinç çürümesinin<br />
kokuşmuşluğu yayılıyor etrafa.<br />
2- Özgür Gelecek çizgisi emeğe saygıyı öğrenmeden,<br />
direniş kaçkınlığıyla hesaplaşmadan bu çürümesinden<br />
de kurtulamaz...<br />
3- Devrimci bir eleştiri de yapamaz. Örnek "Devrimci<br />
bir eleştiri denemesi ya da P/C tipi film" başlıklı<br />
yazıdır.<br />
4- F Tipi Film teslimiyeti değil, direnişi, tecriti<br />
anlatan bir filmdir. Tecriti, direnişi anlatmak bile başlı<br />
başına bir yürek ister. Düşmana karşı vurulan bir<br />
darbedir. Devrimci bir eleştiri bu gerçeklik gözardı<br />
edilerek yapılamaz...<br />
ÜMİT İLTER<br />
AKP’NİN <strong>FUHUŞ</strong> <strong>DEVLETİNİ</strong>