30.04.2013 Views

İşkence Yapmak Şerefsizliktir! - Yürüyüş

İşkence Yapmak Şerefsizliktir! - Yürüyüş

İşkence Yapmak Şerefsizliktir! - Yürüyüş

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Eleştiri-özeleştiri ideolojik güçtür. Solu sol yapan<br />

en önemli köşe taşlarından birisidir! Fakat solun bu<br />

önemli köşe taşı da yerinden oynamıştır. Solda ideolojik<br />

eleştiri yok denecek kadar azdır.<br />

Bu yeni bir durum da değildir. On yıllardır sol<br />

eleştiriyi ideolojik mücadelenin bir aracı olarak kullanmıyor.<br />

Solda eleştiri çıkarlara göre şekilleniyor.<br />

Ortada solun kültürüyle, ideolojisiyle, ahlaki değerleriyle<br />

ilgisi olmayan bir olay vardır. Solun on yıllardır<br />

mücadeleyle kazandığı değerlere tahrif edilir. Burjuva<br />

ideolojisi sol saflara taşınır, sol adına savunulur. Sol<br />

için bunlar asla eleştiri konusu olmaz. Eğer bir hareketle<br />

her hangi bir problemi yoksa eleştiri adeta tatile çıkar.<br />

Eleştiriyi ideolojik mücadelenin aracı olarak değil saldırı<br />

olarak görür.<br />

Eleştiriyi birlik olmamanın, birlikte iş yapmamanın<br />

gerekçesi olarak görülür. Eleştirilere ideolojik olarak<br />

cevap vermez, çünkü ideolojik eleştiri güçlü bir ideoloji<br />

gerektirir. Onun yerine saldırır. Sol içi şiddete başvurur.<br />

Solun bu konudaki tarihi özellikle 12 Eylül öncesi utanç<br />

verici bir tablodur.<br />

Sol bugün eğer 12 Eylül öncesi gibi sıklıkta silahlı<br />

çatışmalara varan saldırılara başvurmuyorsa bu onun<br />

geçmişten olumlu dersler çıkarttığından değildir. 12<br />

Eylül öncesi olanaklarına sahip olsa yine aynı şeyleri<br />

yapacaktır.<br />

Dergimizin 320. sayısında Evrensel gazetesinden<br />

Seyiz Aslan’ın yalan ve kışkırtma üzene kurulu yazısından<br />

dolayı EMEP’i eleştirdiğimiz için her hafta verdiğimiz<br />

<strong>Yürüyüş</strong> dergisinin ilanı yayınlamadığını yazmıştık.<br />

EMEP bu tavrını sürdürüyor.<br />

Kendileri sahip oldukları Evrensel gazatesinde yalan<br />

ve kışkırtıcı yazılar yazıyor. Bize de diyorki; benim<br />

yalan ve kışkırtıcılığımı açığa çıkartmayacaksın. Çıkartırsan<br />

ben de ilanınızı yayınlamam.<br />

İlanımızı yayınlamamalarıyla ilgili Evrenselcilerle<br />

yüz yüze görüşme yaptık. Aşağıda Evrenselciler ile<br />

yapılan bu görüşmeye yer veriyoruz.<br />

***<br />

Evrensel: Sanırım ilanla ilgili konuşmak için geldiniz.<br />

<strong>Yürüyüş</strong>: Evet, ilanımızı yayınlamamışsınız. Dün<br />

bir arkadaşla görüşmüşsünüz. Telefonla görüşmek istemedik.<br />

Yüzyüze görüşelim istedik.<br />

Evrensel: İlanı etik bulmadığımız için gazetemizde<br />

yer vermedik. İlan bize geldiği andan itibaren size ulaşmaya<br />

çalıştık. Hatta İdil Kültür Merkezi'ni aradık. Ama<br />

ulaşamadık. En son mail attık.<br />

Evrensel Diyor ki;<br />

“Sen binim yalanımı ortaya çıkarttın,<br />

ben de senin ilanını yayınlamam!..”<br />

Şunu bilmenizi isteriz. Biz EMEP'i eleştiriyorsunuz<br />

diye ya da Evrensel Gazetesi'ni eleştiriyorsunuz diye<br />

ilanınızı yayınlamamazlık yapmadık. Şimdiye kadar<br />

Evrensel Gazetesi'ne veya EMEP'e onlarca eleştiri yaptınız.<br />

Şimdiye kadar ilanınızı yayınlamayacağız diye<br />

bir şey demedik. O eleştirilerinize karışmak bizim haddimiz<br />

de değil. Bizim için sorun olan şey, etik olarak<br />

doğru bulmadığımız şey bir kişinin hedef gösterilmesi,<br />

onun hakkında yalancı kışkırtıcı denilmesi. Birebir<br />

hedef göstermek düşmanca takınılmış bir tavırdır.<br />

Biz bunu etik bulmadığımız için gazetemizde bu<br />

ilana yer vermedik. Tekrar belirtelim. İlan bize geldiği<br />

andan itibaren size ulaşmak için uğraştık. Ama ulaşamadık.<br />

<strong>Yürüyüş</strong>: En başta şunu belirtelim. Siz bu ilanı<br />

bizimle dayanışma için yayınlamıyorsunuz. Aramızda<br />

ticari bir anlaşma var. Siz yayınlıyorsunuz, biz parasını<br />

ödüyoruz. Eleştirilerimizi doğru bulmayabilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz.<br />

Bunun yolu ilanı yayınlamamak<br />

mıdır? Sizin de gazeteniz var, televizyonunuz var. Oralardan<br />

pekala cevap verebilirsiniz. Oradan dersiniz:<br />

"<strong>Yürüyüş</strong> dergisinin söyledikleri doğru değildir. Biz<br />

kışkırtıcı değiliz, yalancı değiliz" dersiniz. Ama siz<br />

bunu yapmıyorsunuz. Bize yaptırım yoluna gidiyorsunuz.<br />

Esas devrimci olmayan, etik olmayan budur.<br />

Evrensel: Biz eleştirinin içeriğine ilişkin bir şey demiyoruz.<br />

Eleştiride istedinizi yazabilirsiniz, yazıyorsunuz<br />

da. Bizim dediğimiz üslup sorunu. Burada etik bir sorun<br />

var. İsim kullanarak Seyithan Aslan'a yalancı, kışkırtıcı<br />

diyerek hedef gösteriyorsunuz. Bizim gazetemizde etik<br />

olarak uyduğumuz şeyler vardır. Bunun tasarrufu bizdedir.<br />

Birebir hedef olarak gösteriyorsunuz. Böyle bir şeyi<br />

kendi sayfalarımızdan niye yer verelim? Sadece para<br />

meselesi değil. Parasını veren herkes Evrensel'de istediği<br />

ilanı veremez. Sizin de böyle düşünmediğinizden eminiz.<br />

<strong>Yürüyüş</strong>: Biz hedef göstermiyoruz. Sizi düşman<br />

olarak da görmüyoruz. Devrimci bir eleştiri yapıyoruz.<br />

Biz dostlarımıza eleştiri yaparız. Dostlarımızın devrimcileşmesi<br />

için eleştiri yaparız. Dostlarımızın yanlışlardan<br />

vazgeçmesi için eleştiririz. Eleştirilerimizi ağır bulabilirsiniz,<br />

beğenmeyebilirsiniz. Ama bu bizim eleştirimizdir.<br />

Böyle kabul etmek zorundasınız. Sonuçta burdaki görüşmelerimizi<br />

de yayınlacağız dergimizde. Biz eleştirilerimizin<br />

her kelimesini savunuyoruz.<br />

Evrensel: Bunu da etik bulmuyoruz. Görüşmenin<br />

sonuna gelmişiz. Bu görüşmeyi yayınlayacağız diye yeni<br />

söylüyorsunuz. Biz sonuçta röportaj yapmıyoruz, söyleşi<br />

yapmıyoruz. Bir konu üzerinde görüşüyoruz. Tam sonuna<br />

gelmişiz. Yayınlayacağız diye yeni söylüyorsunuz.<br />

<strong>Yürüyüş</strong>: Bizim halktan, insanlardan saklayacak<br />

gizleyecek bir şeyimiz yok. Biz ne söylediysek yaptık,<br />

ne yaptıysak savunduk. Burda söylediğimiz her kelimeyi,<br />

dergimizde yazdığımız her kelimeyi sonuna kadar sa-<br />

İŞKENCECİLERDEN HESAP SORDUK SORACAĞIZ!<br />

Sayı: 24<br />

<strong>Yürüyüş</strong><br />

24 Haziran<br />

2012<br />

33

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!