Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
na omuzlamak zorunda kalan dullar bir ‘kimse’ bekler;<br />
bu zorlu seferde yanlarında yürüyecek, ihtiyaçlarını<br />
karşılamak için koşuşturacak, yetimlerine, öksüzlerine<br />
kucak açacak, yükünün bir ucundan tutup<br />
kaldıracak bir kimse…<br />
Sokaklar kimsesiz olur, fakat gençler kimsesiz<br />
olmaz, olmamalı!<br />
Sokakları bilirsiniz, bazısı aydınlık olur bazısı karanlık,<br />
kimisi meydana açılır kimisi çıkmazdır.<br />
Gençlik de böyledir. Ömrün<br />
baharı olan bu mevsimi<br />
uzun uzun yaşayan<br />
da vardır, kısadan hayata<br />
atılan da, ilerlediğinde<br />
meydana<br />
erişen de vardır,<br />
çıkmaza düşen<br />
de. Gençliğinde kimsesizliği<br />
tadanlar, ıssız<br />
sokaklar gibi, güneşin<br />
doğmasını isterler. Belki<br />
doğan güneş sokakları şenlendirdiği<br />
gibi, onların yalnızlığını dağıtır ve yeni dostluklar<br />
getirir.<br />
Şimdi çıkmaz sokaklar gibi bunalımlar içinde kalmış,<br />
ışıksız caddeler gibi karanlıklara gömülmüş<br />
gençler bir ‘kimse’ bekler; bunalımlarının kapısını<br />
aralayacak, etrafındaki karanlıkları aydınlatacak, onları<br />
kuytu çıkmazlardan alıp ferah meydanlara götürecek<br />
bir kimse…<br />
Evler kimsesiz olur, ama çocuklar kimsesiz olmaz,<br />
olmamalı!<br />
Çocuklar evler gibidir, üzerine nice güzel hayaller<br />
kurulur. Bütün ev hayallerinin de baş aktörü çocuklar<br />
olur. Onlar gülüştükçe evlere sükûnet dolar, onlar<br />
koşuştukça evler dinlenir, onlar gürültü yaptıkça<br />
evler durulur. Kısaca çocuk cıvıltıları varsa, evler birer<br />
rahmet yuvası olur. Çocuk seslerinden mahrum<br />
olan evler yetimdir, öksüzdür tıpkı anne-baba şefkatinden<br />
yoksun kalan yavrular gibi. Annesini, babasını<br />
yitirmiş yavrular ise haraptır, virandır tıpkı kimsesiz<br />
evler gibi…<br />
Allah Rasulü (s.a.s.) kişinin bahtiyarlığını evinin güzelliğine<br />
(İbn Hanbel, I, 169, Hadis No:1445.), evin hayrını<br />
da içinde gözetilen yetimlerin olmasına bağlamıştır.<br />
Şöyle buyurur: “Müslüman evlerinin en hayırlıları,<br />
içinde kendisine iyi bakılan bir yetimin bulunduğu<br />
evdir. En kötüleri ise kendisine iyi davranılmayan<br />
bir yetimin bulunduğu evdir. (İbn Mace, Edeb,<br />
6, Hadis No: 3679.)<br />
Şimdi hayata kablosuz<br />
bağlanan, odasından çıkmadan<br />
dünya çapında gezinti yapan sanal<br />
kimsesizler bir ‘kimse’ bekler; mesajlaşmayla<br />
değil, konuşarak iletişim kuracak, iki nokta ve<br />
parantezle değil, gözlerinin içine bakarak<br />
gülümseyecek, ekranında değil,<br />
yanında olacak bir kimse…<br />
Şimdi hiç sakini kalmamış ıssız evler misali mahzun<br />
bakışlı yetimler, kapısına kilit vurulmuş<br />
konaklar misali utangaç<br />
duruşlu öksüzler bir<br />
‘kimse’ bekler; bir baba<br />
edasıyla başını okşayacak,<br />
bir anne sıcaklığıyla<br />
kendisini<br />
kucaklayacak, onu<br />
sofrasına alıp ekmeğini<br />
bölüşecek,<br />
yumuşak bir yatak verip<br />
üzerini örtecek bir<br />
kimse…<br />
Gerçek kimsesizliğin yanında bir<br />
de ‘Sanal Kimsesizlik’ olmamalı!<br />
Bu gün yollar, sokaklar, evler kalabalık. Fakat bu kalabalıklar<br />
arasındaki insanlar derin bir yalnızlık içindeler.<br />
Somut beraberliklerin kıyısında, sanal kimsesizlikler<br />
yaşıyorlar. Akrabaları, yakınları olduğu<br />
hâlde, onlarla yetinmeyip, farazi ortamlarda sıkı<br />
dostluklar kurma peşinde olanların yaşadığı buhrandır,<br />
sanal kimsesizlik. Sorun genellikle ya anlaşılmamaktır<br />
ya da anlaşamamak. Çözüm ise sanal<br />
mekânlarda e-yarenler edinmek oluverir. Annesinin<br />
yaptığı yemeği beğenmeyenler, arkadaşının<br />
paylaştığı yemek fotoğrafını “beğen”irler, babasının<br />
öğütlerine aldırmayanlar, başkasının “twit”lerine<br />
sarılırlar… Bunlar kendini yalnız vehmeden, sanal<br />
kimsesizlerin bilinçsiz çırpınışlarıdır.<br />
Şimdi hayata kablosuz bağlanan, odasından çıkmadan<br />
dünya çapında gezinti yapan sanal kimsesizler<br />
bir ‘kimse’ bekler; mesajlaşmayla değil, konuşarak<br />
iletişim kuracak, iki nokta ve parantezle değil, gözlerinin<br />
içine bakarak gülümseyecek, ekranında değil,<br />
yanında olacak bir kimse…<br />
diyanet aylık dergi • Temmuz 2014 • sayı 283 11