23.07.2014 Views

Diyanet Dergisi

Temmuz 2014 | Sayi 283

Temmuz 2014 | Sayi 283

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Gündem<br />

Prof. Dr. Kemal Sayar<br />

Psikiyatr<br />

Gelin Tanış Olalım<br />

Kâinat ve felekler, aşk üzere, dostluk üzere halk edilmiştir...<br />

Her şey gönülde cereyan ediyor. İnsanları gönül döllüyor.<br />

Fethi Gemuhluoğlu<br />

‘ Bir başkasının ruhunu’ demiş Paul Eluard,<br />

‘ancak kendi ruhumu dönüştürerek anlayabilirim.<br />

Tıpkı başkasının avucuna bıraktığım<br />

elimin değişmesi gibi’. Kişi kendi kalbine<br />

olan yolculuğunu tamamladığında, herkesin<br />

kalbinde kendini bulur. Başkasının ruhunu anlama<br />

çabasından uzak duruyoruz artık. İnsan bizi korkutuyor.<br />

Bir kibir zırhının ardından bakıyoruz dünyaya,<br />

samimiyet ve yakınlıktan çekiniyoruz. Batı toplumlarında<br />

yalnızlık giderek bir salgın halini aldı.<br />

Yalnız yaşayan, kalbden kalbe giden yolu bulamayan,<br />

yürüyemeyen insanlar yalnız da ölüyor. İnsanları<br />

bir araya getiren geniş manevi yapılar çöktükçe<br />

yalnızlık tırmanıyor. Bencillik insanları sadece<br />

kendileri için yaşamaya yönlendiriyor. Yakınlık ve<br />

samimiyetin öldüğü, insanların bir diğerinden yardım<br />

isteyemediği bir zamana erdik. İnsana kıymet<br />

vermeyen, insanın manevi ve ruhsal ihtiyaçlarını<br />

görmezden gelen bir maddiyatçı kültür, ‘bencil toplum’<br />

üretiyor. Sadece kendisi için kendi zırhının<br />

ardında yaşayan, öteki için asgari nezaketi bile esirgeyen<br />

insanlar. Nezaket göstermek, o zırhı indirmek<br />

ve kolayca yaralanabilmek olarak algılanıyor.<br />

Günümüzde nezaketsizliğin en yaygın sebeplerinden<br />

bir tanesi de tanış olmamak. Oysa insan, ‘başkasının<br />

gözlerinde ve yüreklerinde kendisini görmediği<br />

sürece firardadır’. Karşımızdaki insanı tanıyabildiğimiz<br />

ve onun iç dünyasına girebildiğimiz<br />

zaman, ona kolayca kötülük yapamayız. ‘Gelin tanış<br />

olalım’ diyor koca Yunus. Bir insanın hikayesine<br />

vakıf olmakla, onun da bizim gibi bir can olduğunu,<br />

benzer dertlere sahip, benzer yaralara sahip<br />

bir varlık olduğunu keşfederiz. ‘İnsan bilmediğinin<br />

düşmanıdır’ denir. Tanış olmadıklarımızı kolayca<br />

bir kategoriye yerleştirir, onun hakkında kolay bir<br />

hüküm verebiliriz.<br />

İnsanların hayat hikayesini paylaşmak bir gül bahçesinde<br />

birlikte dolaşmak gibidir, buyur edildiğiniz<br />

o bahçede gülleri artık hoyratça koparıp atamazsınız.<br />

Birbirlerine sır veren, iç dünyalarını açan insanların<br />

zaman içinde birbirlerini daha çok sevdiği<br />

biliniyor. Dolayısıyla tanış olmadığımız, bilmediğimiz<br />

insanları çok daha kolay bir şekilde kategorilere<br />

hapseder ve onlara bir takım olumsuz özellikleri<br />

atfedebiliriz. Onları çok daha kolay etiketler ve<br />

24<br />

diyanet aylık dergi • Temmuz 2014 • sayı 283

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!