23.07.2014 Views

Diyanet Dergisi

Temmuz 2014 | Sayi 283

Temmuz 2014 | Sayi 283

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Gazali, her canlının kendi nefsini ve zatını sevdiğini,<br />

bunun sebebini de kişinin varlığının devamına meyilli<br />

olması ve yok olmaktan korkması olarak açıklar.<br />

O’na göre, sevginin bir diğer sebebi ise ihsandır.<br />

İnsanlar kendisine iyilik yapanları severler. Burada<br />

sevgi zat için değil yapılan iyilik içindir. Dolayısıyla,<br />

iyilik kalkınca sevgi de kalkar.<br />

Üçüncü sebep, sevilen şeyi zatından dolayı sevmektir.<br />

Artıp eksilmeyen, yok olup tükenmeyen gerçek<br />

sevgi budur. Gazali bu sevgiye “hüsnücemal” sevgisi<br />

diyor. Güzelliği anlayan herkes güzeli sever.<br />

Allah’ın da güzel olduğu sabit olunca, O’nu sevmemek<br />

imkânsızdır. Zira O, güzellerin güzelidir.<br />

Gazali, “basiret erbabına göre gerçekte sevilen yalnız<br />

Allah’tır” der. Çünkü sevginin sebepleri olan her<br />

şey Allah’ta vardır. O’na göre Allah sevgisinin beş<br />

sebebi vardır ve bunların Allah’ta bulunması hakikat,<br />

başkalarında bulunması ise hayaldir.<br />

Birinci sebebi kişinin kendi varlığını ve devamını<br />

sevmesi olarak belirten Gazali, bu durumun fıtri<br />

bir özellik olduğuna da işaret eder. İnsanın kendini<br />

sevmesi bu açıdan ne kadar zorunlu ise, kendisini<br />

yaratan, devam ettiren ve ona birtakım özellikleri<br />

vereni sevmesi de o derece zorunludur.<br />

Gazali’ ye göre Allah’ı sevmenin ikinci sebebi ihsandır.<br />

Bir insan, mallarını korumak, tatlı konuşmak,<br />

yardım etmek, iyilik yapmak gibi bütün bu nimetleri<br />

kendisine verenin Allah olduğunu bilir. Bu konuya<br />

dikkatimizi çeken Gazali şu ayeti örnek verir:<br />

“Allah’ın verdiği nimetleri sayacak olsanız bitiremezsiniz.”<br />

(Nahl, 16/18.)<br />

Üçüncü sebep, iyilikte bulunan varlığı sırf iyiliği için<br />

sevmektir. Bu da bizi Allah sevgisine götürmektedir.<br />

Zira gerçekte iyilik eden Allah’tır. O, kendi fazlından<br />

bütün varlık âlemini yaratmış, onların ihtiyaçlarını<br />

karşılamış, onlara nimetler vererek birtakım<br />

ziynetlerle süslemiştir. O hâlde gerçek iyilik<br />

eden Allah’tır diyor Gazali ve ekliyor: Bunları bilen,<br />

bu sebeplerle Allah’ı sever.<br />

Gazali’ye göre sevmenin dördüncü sebebi, güzeli<br />

yalnız güzelliğinden dolayı sevmektir. Bunu ancak<br />

basiret sahipleri anlayabilir. Güzellikten anlayan<br />

herkes için, her güzellik sevimlidir. Örneğin,<br />

bütün insanlar toplansa bir karıncanın yaratılış hikmetini<br />

ve sebebini idrak edemezler. İnsanlar ancak<br />

Allah’ın bildirdiğini bilebilir. Bu noktada ilmi veren<br />

Allah’tır ve ilim sebebiyle başkasını değil doğrudan<br />

Allah’ı sevmek lazımdır. Çünkü bize güzeli ve güzelin<br />

ilmini Allah vermiştir.<br />

Sevmenin beşinci sebebi ise aralarında benzerlik ve<br />

münasebet olmasıdır. İnsan benzediği şeye meyleder.<br />

Çocuk çocuk ile büyük de büyük ile ünsiyet<br />

eder. İşte bu sebep de Allah’ı sevmeyi gerektirir.<br />

Çünkü her ne kadar suret ve şekil bahis konusu olmasa<br />

da, kul ile Allah arasında deruni bir münasebet<br />

ve yakınlık vardır.<br />

Şunu söyleyebiliriz ki, Gazali’ye göre Allah sevgisinin<br />

esası; O’nun fazlını, nimetini, ihsan ve rahmetini<br />

duyuş, cemal ve kemalini seziştir. O hâlde kim<br />

ihsanı seviyorsa bilmelidir ki, onun vericisi ve sahibi<br />

Allah’tır. Kim güzelliği seviyorsa bilsin ki, onun<br />

kaynağı da Allah’tır.<br />

Ahirette en çok mutlu olanların, Allah’ı en çok sevenler<br />

olduğuna işaret eden Gazali, dünya sevgisinin<br />

Allah sevgisini azalttığını, insanın dünya ile ünsiyet<br />

ettiği ölçüde Allah sevgisinin azalacağını, bunun<br />

ise ancak sabır, tövbe, züht, korku ve ümitle aşılacağını<br />

ifade etmektedir. Yine o’na göre gerçek sevgi<br />

için kalbi Allah’tan başka her şeyden temizlemek<br />

gerekir. Bunun da başlangıcı Allah’a ahirete, cennet<br />

ve cehenneme inanmaktır. Böyle bir imandan korku<br />

ve ümidin doğacağını ifade eden Gazali’ye göre,<br />

daha sonra sabır ve tövbenin doğacağını ve devamında<br />

ise kalpten Allah’tan başka her şeyin çıkarak,<br />

kalbin sadece Allah’ı bilmek ve sevmek için hazırlanmış<br />

olduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını,<br />

kalbi günahlardan temizledikten sonra marifet ve<br />

muhabbeti kalbe yerleştirmek gerektiğini dile getirmiştir.<br />

Ayrıca kulun Allah’a karşı duyduğu sevginin karşılıklı<br />

oluşundan da bahseden Gazali, Allah’ın kulunu<br />

sevmesine Kur’an-ı Kerim’den şu ayeti delil gösteriyor:<br />

“Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler.”<br />

(Maide, 5/54.)<br />

Gazali’ye göre Allah sevgisinin alameti, insanın hayatına<br />

yansıyan ibadetlerdir. Kulun Allah’ı sevmesi<br />

O’nu zikretmek, Kur’an okumak ve peygamberi<br />

sevmek ile olur. Gazali’ye göre sevginin işaretleri<br />

Kur’an okumak, ibadet ve itaat etmek, nimete<br />

şükrederek külfete katlanmak, insanlara merhametli<br />

olmak ve geceleri ibadetle geçirerek Allah’a<br />

yalvarmaktır.<br />

diyanet aylık dergi • Temmuz 2014 • sayı 283 37

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!