Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
14 MAYIS-HAZİRAN 2013<br />
ken. İşin ahengini bozuyor. Eski Türkçede<br />
büyük- küçük harf mi vardı”<br />
SAĞCI VE SOLCU AYDINLAR BİRBİRİNİ ANLA-<br />
MAZLIKTAN GELDİ<br />
Söz konusu Cumhuriyet’in seksen yıllık<br />
döneminin altmış yılını kapsayan bir yazı<br />
hayatı olunca ünlü yazarlarla tanışıklığın<br />
olmaması da mümkün değil. Akkuşak’ın<br />
bu minvalde birçok isimle hatıraları bulunuyor.<br />
Bunların en başında ise Necip Fazıl<br />
Kısakürek geliyor. Daha sonra bu isimler<br />
arasında Osman Yüksel Serdengeçti, Peyami<br />
Safa, Abdi İpekçi, Halid Rıfkı Atay,<br />
Mehmet Kaplan, Ahmet Kabaklı, Nihat<br />
Sami Banarlı, Mümtaz Faik Fenik, Cihat<br />
Baban, Refi Cevat Dolunay, İsmail Hami<br />
Danişmend, Raif Ogan, Fahreddin Kerim<br />
Gökay ve daha birçok yazar bulunuyor.<br />
Akkuşak, İsmail Hami Danişmend’in<br />
Şişli’deki evinde her hafta cumartesi günleri<br />
sohbet olduğunu belirterek “Danişmend,<br />
8-9 dil bilen bir adamdır. Sümerce,<br />
Uygurca vesaire. Onun Şişli’deki evinde<br />
her hafta cumartesi günü düzenlenen sohbete<br />
Hamdullah Suphi, Seyfi Orhon gelir,<br />
Raif Ogan, Fahreddin Kerim Gökay gelirdi…<br />
Daha kimler gelmezdi ki... İsmail Hami<br />
Danişmend’in evinde çok yazar, şair,<br />
edebiyatçı ve devlet adamı ile tanıştık. 60’lı<br />
yıllarda her hafta giderdim. Bana ‘Molla’<br />
derdi. Ben ortaya sualler atardım, müzakereleri<br />
kızıştırırdım. Arif Dündar diye edebiyata<br />
hâkim, eski valilerden birisi vardı. Bana<br />
bir gün ‘Osman Bey çok zeki bir insansınız.<br />
Ortaya attığınız suallerle bu büyük<br />
edebiyatçıları meşgul ediyorsunuz.’ dedi”<br />
Akkuşak, Kemal Tahir ve kitabı<br />
“Devlet Ana” ile ilgili ilginç bir bilgiyi<br />
şöyle aktarıyor: “Çağdaş Türk Yazarları<br />
Komisyonu üyesiyim. Komisyonda<br />
Mehmet Kaplan, Nihat<br />
Sami Banarlı, Tarık Buğra,<br />
Ahmet Kabaklı, Ahmet Mühip<br />
Dıranas, Kenan Akyüz, Muharrem<br />
Ergin, Faruk Kadri Timurtaş<br />
var. Mehmet Kaplan,<br />
Kemal Tahir’in ‘Devlet<br />
Ana’ romanını basmayı<br />
teklif etti. Komisyon Başkanı<br />
Nihat Sami Banarlı,<br />
‘Hayır, ben solculuğu<br />
Türk gençliğine tavsiye<br />
etmiş bir adamın kitabını<br />
tavsiye edemem.’ dedi.<br />
Buz gibi bir hava… Ve<br />
karar alınamadı. Basılamadı.”<br />
Akkuşak, tam da bu noktada bir tespitte<br />
bulunarak “Lüzumsuz ideolojilerden,<br />
saplantılardan dolayı Türkiye’nin sağ<br />
ve sol aydınları birbirine cephe aldı.” diyor<br />
ve ekliyor: “Mesela Nazım Hikmet gerçek,<br />
mükemmel bir Türk şairidir. Benim onunla<br />
ilgili eserim duruyor hâlâ, bastıracağım.<br />
Nazım Hikmet, iktisadiyat hakkında, liberal<br />
ekonomi yahut devlet ekonomisi hakkında<br />
derin malumatı olan bir adam değil<br />
ama şiiri çok güzeldir. Rusya’ya gittiği vakit<br />
gerçekleri anlıyor ama iş işten geçmiş.<br />
O hakiki bir Türk’tür, hakiki bir vatanperverdir.<br />
Hakiki bir Osmanlıdır. O, dilin güzelliğini<br />
kullanıyor. ‘Gülüm’ diyor. ‘Gülüm’<br />
lafını kim söyler Türkçeyi en güzel<br />
şekilde ifade eden söyler. Türkçeyi bilen ve<br />
kullanan adamdır Nazım Hikmet.” Kendi<br />
kuşağının en büyük eksiğinin birbirini<br />
anlamamazlıktan gelmek olduğunu kaydeden<br />
Akkuşak şu tespiti yapıyor: “Solcusunda<br />
da güzel adamlar var, sağcısında<br />
da. Ama birbirlerini anlamazlıktan geldiler.<br />
Sağcı ve solcu aydınların birbirlerini<br />
dışlamaları hataydı.”<br />
NECİP FAZIL’IN SAATİ<br />
Akkuşak’ın altmış yıllık yazı hayatında<br />
Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in ayrı bir<br />
yeri var. Bir dönem Necip Fazıl’ın yanında<br />
çalışan Akkuşak, Üstad’ı “Üstad, büyük<br />
elem, ızdırap çeken bir adamdır, hafakanlarla<br />
dolu bir adamdır.” diye anlatıyor.<br />
Necip Fazıl’ın hatıralarını anlattığı “Yılanlı<br />
Kuyudan” kitabında kendisinden<br />
bahsettiğini ifade eden Akkuşak şunları<br />
söylüyor: “Ben Üstad’ın günlük gazete<br />
çıkardığı vakit edebiyat sayfası yaptım.<br />
Büyük Doğu’da edebiyat sayfası çalıştım.<br />
Benim bir Serkisof köstekli saatim vardı.<br />
Üstad’la beraberken bana saatin kaç olduğunu<br />
sordu. Saati çıkarınca ‘Aa, Osman,<br />
Serkisof mu Bakayım ona’ dedi, çıkardım<br />
verdim. Çok güzel olduğunu söyleyince<br />
‘Üstad’ım, beğendinizse size armağanım<br />
olsun’ dedim. Önce kabul etmek istemedi<br />
ama ben ‘Benim için size bir armağan sunmak<br />
şereftir Üstad’ım’ deyince kabul etti.<br />
Üstad hapse girince saat yere düşmüş,<br />
hapishane hatıralarında o saatten bahsediyor.<br />
‘Yakınlarımdan Osman Akkuşak’ın<br />
armağan ettiği saat’ diyor.”<br />
Konu Necip Fazıl olunca söz bir şekilde<br />
siyasete geliyor. Necip Fazıl’ın Adnan<br />
Menderes ile ilişkilerini sorduğumuz Akkuşak<br />
şunları anlatıyor: “Menderes’in yanına<br />
ben fazla girmedim. Bir iki sefer tokalaştık,<br />
bir iki konuşmasını dinledim o kadar. Şahsi<br />
münasebetim olmadı. Üstad, Menderes’le<br />
olan görüşmelerini ‘Girdim odasına ciddi<br />
konuları konuştuk. Halk Partisi’ni, İsmet<br />
Paşa’yı, önemli siyasî konuları konuştuk.<br />
İkimiz de öfkeliyiz, kızgınız.’ diye anlatıyor.<br />
Bana kalırsa Üstad, Menderes’i tahrik etti.<br />
İnönü aleyhine, Halk Partisi aleyhine tahrik<br />
etti... Üstad olmasaydı belki daha yumuşak<br />
münasebetler kurulacaktı. Üstad’ın rekabet<br />
duygusu, siyaset duygusu, şahsî emellerini<br />
tahrik ediyordu, teşvik ediyordu. Bana<br />
öyle geliyor ki Üstad, Menderes’i çok<br />
fazla tahrik etti.”<br />
Menderes’in, kabinedeki müşteki<br />
olduğu isimlerden Necip Fazıl’a bahsettiğini<br />
kaydeden Akkuşak, “Menderes,<br />
Üstad’a ‘Altımda var bir ağır yük,<br />
üstümde var bir ağır yük, iki şey arasında<br />
kaldım.’ demiş. Menderes’in üsttekinden<br />
bahsettiği Cumhurbaşkanı Celal<br />
Bayar, alttaki ise Başbakanlık Müsteşarı<br />
Ahmet Salih Korur. Korur masondu, mason<br />
olduğu biliniyordu. Bunu bilen bilirdi<br />
zaten. Pek dile getirilmezdi. Üstad bilirdi<br />
ve dile getirirdi. Cesur adamdı, masonlardan<br />
korkmazdı.” diyor.