You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
18 MAYIS-HAZİRAN 2013<br />
Baba Hayri: Gol atmasaydım<br />
evlenemeyecektim<br />
Yakın tarihimizde futbolseverlerin<br />
‘baba’ diye bağrına bastığı isimler yok<br />
gibidir. En son bu lakabı alan Hayri<br />
Ülgen’dir. Ülgen’in futbolculuğa başlaması,<br />
futbolculuğunun zirveye çıkması,<br />
sonraki yaşamı aynen klasik bir Türk<br />
filmi gibi gözüküyor.<br />
AHMET TEKİN<br />
ayri Baba veya Baba Hayri. Türk futbol tarihinde bugüne<br />
kadar birçok futbolcu, yeşil sahalarda boy gös-<br />
H<br />
terip adını tarihe yazdırıp köşelerine çekildi. Ancak<br />
bunlardan bazıları ise taraftarların gözünde o kadar değerli<br />
hale geldi ki onlara ‘baba’ lakabı verildi. Beşiktaş’ta<br />
büyük başarılar yakalayan Hakkı Yeten’e verilen ‘baba’<br />
lakabının ardından yakın tarihimize baktığımızda<br />
futbolseverlerin ‘baba’ diye bağrına bastığı isimler<br />
yok gibidir. En son bu lakabı alan Hayri Ülgen’dir.<br />
Anadolu’nun ücra köşelerinden birisi Şanlıurfa’da<br />
1956 yılında doğan Hayri Ülgen’nin, futbolculuğa<br />
başlaması, futbolculuğunun zirveye çıkması, sonraki<br />
yaşamı aynen klasik bir Türk filmi gibi gözüküyor. Aktif<br />
futbol hayatı ve teknik direktörlüğünün ardından şu anda<br />
Takvim Gazetesi’nin spor yazarlığının yanı sıra başta<br />
TRT olmak üzere birçok TV kuruluşunda yorumculuk yapan<br />
Hayri Ülgen, yaşadıklarını Baba Hayri adlı kitapta toplayarak<br />
okuyucuların beğenisine sundu.<br />
TOZLU SAHALARDAN GOL KRALLIĞINA GİDEN YOL<br />
Her Türk genci gibi futbolcu olmak isteyen Hayri Ülgen, mahalle<br />
aralarında tozlu topraklar arasında top koşturmaya başlar.<br />
Ancak aynı Türk filmlerinde olduğu gibi aileler o zamanın<br />
deyimi ile ‘Ne işin var topçulukta, oku adam ol veya bir<br />
meslek sahibi ol’ baskılarına başlar. Tabii ki yine günümüzde<br />
olduğu gibi küçük Hayri, babasından gizli gizli sokak aralarında<br />
futbol oynar. Oldukça yetenekli bu genç, tabiî ki birileri<br />
tarafından keşfedilir. Bu genç artık sokak aralarında tozlu<br />
sahalarda meşin yuvarlağın peşinden koşmaktadır. 10 yaşına<br />
gelen küçük Hayri, aşçı babasının karşısına dikilerek “Ben<br />
futbolcu olmak istiyorum.” der fakat babası kesinlikle buna<br />
izin vermeyeceğini söyler. Ancak o zamanlar küçük, çocuk<br />
olan Hayri Ülgen, futbolcu olmayı kafasına koymuştur. Çünkü<br />
onun için futbol topu bir yaşam biçimidir.<br />
O günleri gözleri dolarak anlatan Hayri Ülgen, kulüplerin<br />
kendisini maçlara götürdüğünü ve birçoğunu da babasından<br />
gizli yaptığını anlatıyor. Hatta bir gün Urfaspor’un deplasmanda<br />
Akçakalespor ile oynadığı deplasman maçına izinsiz<br />
giden Hayri Ülgen, babasının okula gitmediğini öğrenmesi<br />
üzerine de bir güzel dayak yediğini anlatıyor. Bu dayak<br />
olayından sonra da futboldan kopamayacağını anlayan<br />
küçük Hayri, Urfa’dan kaçarak futbolcu olmanın planları<br />
içine girer. Babasının karşı çıkmasına rağmen ağabeylerinin<br />
desteği ile Hayri Ülgen, mahalle takımı Kahramanspor’a<br />
seçilir, oradan da Şanlıurfaspor alt yapısına geçer. Hayri Ülgen,<br />
o günlere ait bir anısında da şunları anlatır: “Küçüklü-