05.02.2015 Views

edebiyat

edebiyat

edebiyat

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ortaya Duygu ve düşüncelerin en gerginleştiği<br />

zaman, Necip Fâzıl'dan «Çâremizi» dinlemek ne<br />

güzeldi. Şimdi oturup okumok da herfıâlde ondan<br />

daha güzel, manâlı ve faydalı olur. «Giden şanlı<br />

akınoı'nın yurduna dönüşünü» büyük bir hasretle,<br />

ümitle beklemek ne büyüleyici hayâldir. Nice hayâllerin<br />

gerçekleştiği bir ilhanda, akıncının bir<br />

gün yeniden zuhur etmeyeceğini, akıncılık ruhunun<br />

dirilmeyeceğini kim iddia edebilir Bizzat<br />

şâirin kendisi bu ruhun bir başka tarzdaki, kılıktaki<br />

temsilcisi değil midir ! Bu düşüncemin tesiriyle<br />

olacak ki, Necip Fâzıl denilince gözümde<br />

hem bir akıncı hayâli canlanmıştır. Akıncılık, a-<br />

kıncıılar, akıncı üzerine yazılmış çok şiir, hikâye<br />

okumuşumdur, lâkin hiçbirinde yazılanları yazanları<br />

ile birlikte tam olarak hayâl edememişimdir.<br />

Yahya Kemâl'in şiirlerinde az-çok bu havayı bulduklarım<br />

olmuştur. Fakat onu, o büyük şâiri, u-<br />

çar gibi giden atlar üzerinde tasavvur edememişimdir.<br />

Veya bir sur'a tırmanan, o yükseklikte<br />

vurularak kartallar gibi düşen «Yeniçeri» hayâlini<br />

de yine Yahya Kemâl tipinde canlandıramamışımdır.<br />

Belki böyle düşünmemde Yahya Kemâl'in<br />

yaşadığı âsûde hayâtın rolü vardır. Rintçe<br />

duyguları ve tavırlarımın bende böyle intibalar<br />

doğurması tabiîdir.<br />

Necip Fâzıl'ı küffâr üzre hep kılıç sallarken,<br />

ok uçururken, kâfir kalelerine saldırırken düşünmek<br />

zihnime uygun geliyor.<br />

«Diyâr-ı küfr neresidir» diye suâl ederseniz,<br />

İslâm'ın ulaşamadığı, ulaştığı halde bayrak dikemediği<br />

her yer. «Diyâr-ı küfr»ün mânâsı, mahiyeti,<br />

yeri ve yönü tıpkı «Krzılelma» gibi zaman<br />

şartlarına bağlı olarak değişmiştir. Ama, uzun<br />

bir zaman, fethedilinceye kadar, Türk orduları,<br />

Arap askerleri, hükümdarlar, âlimler sanatkârlar<br />

vs. küfrün temsilcisi olarak hep Bizans'ı o-<br />

nun remzi olan Konsîantiniyye'yi görüyorlardı.<br />

Bu şehir aynı zamanda İs I âmin ve Türk'ün Kızılelması<br />

ve rüyasıydı.<br />

Küfür, hîle, desise denilince aklımıza hep Bizans<br />

gelmiştir. Bununla ilgili deyimler yapmışız.<br />

Bizans entrikası gibi... Türklüğün yeni bir hamle<br />

gücü kazanması için Bizans'ın düşmesi, Konstantiniyye'nin<br />

Türk olması gerekirdi. Rûm'un çelengi<br />

düşecek, Frenk'ın başı 'İslâm îmânı karşısında<br />

eğilecekti. Küfür Kal'asını çevreleyen surlarda<br />

fetihten çok önce gedikler açılmıştı. Açılan<br />

gedikleri birleştirmek, diyâr-ı küfrün üstüne hilâl'i<br />

kazımak Fâtih'e kısmet oldu.<br />

iBizans, fetih, Fâtih ve bütün bunları düşününce<br />

Necip Fâzıl'ı karşımda Ulubatlı Hasan<br />

gibi görüyorum. Surlarda kelime-i tevhidli, hilâi'li<br />

bayrağı dalgalandıran, fakat son hücumda şehid<br />

düşüp İstanbul'u görıemiyen Yeniçeri hayâli gözümde<br />

canlanıyor. Tuna'yı her sefer ayında aşıp<br />

Avrupa içlerine yönelen akıncılar vardı ya, bunlar<br />

serden, anadan, yardan vazgeçmiş gaza erleriydi.<br />

Maksatları Ailah'ın yüce, güzel ve mübarek<br />

isimlerini yükseltmek, nice dil bilmez, yol bilmez<br />

insanı müslüman etmek, nice kara donlu<br />

zorlu kâfirlere baş eğdirmek, diz çöktürmek, onları<br />

îmâna getirmekti. İşte Necip Fazıl bu akıncı,<br />

serdengeçti erlerinden biriydi, siz isterseniz<br />

«Beyleri ndendi» deyiniz.<br />

Evet, Necip Fâzıl surda gedik açanlardan<br />

biridir. Cenk meydânında şehid düşmedi, fakat<br />

gaza okları alaraik, gâzîlik berâatini kazandı.<br />

Küfür kalesinde büyük kayıplara rağmen gedikler<br />

açılmıştır, karşı tarafın bütün gayretine rağmen<br />

surlarda açılan boşluklar kapatılamamıştır.<br />

Bu deliklerden iman orduları geçip Bzians'a dâhil<br />

olacaktır. Bizans'ın Hakk'a, îmâna, nura kısaca<br />

topyekûn İslâm'a teslimi mukadderdir. Ama ne<br />

zaman Seksiz şüphesiz deyiniz: Allah'ın takdir<br />

ettiği zaman!<br />

Necip Fâzıl'a, karşı cephedeki adamlar takılmışlardır.<br />

(Kalem mücâdelesinde yenemedikleri<br />

için ona karşı ne akıl almaz dolaplar çevirmişlerdir.<br />

İftira etmiş, alaya alarak küçük düşürmeye<br />

çalışmışlardır. Buldukları isimlerden biri: Süper<br />

Mürşid'îiktir. Onlar ne derse desin şüphesiz<br />

ki, Necip Fâzıl irşâd edici bir büyük san'atkârdır.<br />

Söz bu, noktaya gelince bir mukayeseyi gayet<br />

temkinli ve itinayla yapmak istiyorum. Necip<br />

Fâzıl'ı diğer tarîkat mensuplarından ayıran<br />

birçok tarafları var • Zamanımızda veya geçmiş<br />

asırlardaki irşâd edicilerin çoğu kapalı bir muhitte<br />

çalışır, gözlerini, kulaklarını nice kötü ve<br />

çirkin şeylere kapar ve tıkarlar. Uzak durdukları<br />

konuların başında siyâset ve devlet güdücülüğü<br />

gelir. Evlerinde, tekke veya zaviyelerinde kendilerine<br />

bağlıı insanları irşâd ederler. Tâbir caizse<br />

düşman sahasına girmeden faaliyet gösterirler.<br />

Halbuki Necip Fâzıl meydânlarda en güçlü cihazlarla<br />

dâvayı ilân etmiştir: Allah ve Resule<br />

bağlılık! Allah nizâmı dışındaki bütün nizâmlara<br />

hayır. Necip Fâzıl caddelerde, sokaklarda kalabalıkların<br />

içindedir. Çıkmaz sokakları işaretlemektedir.<br />

Devlete, devlet idaresine taliptir. Tasavvuf<br />

ehlinde görülen soğukkanlılığı Necip Fâzıl'da<br />

her zaman görmek mümkün değildir. Ayranı<br />

sık sık kabarır, umumiyetle şahsının dışında<br />

kalan sebeplere bağlı bir öfke. Allah adına<br />

öfkelenmek... Her yiğidin göze alamayacağı bir<br />

davranış.<br />

Necip Fâzıl'ın kahramanları da değişik; gönlünün<br />

bir tarafında Yunus Emre, diğer köşesinde<br />

Köroğlu. Birbirine zıt İki tip. Halbuki bizim tarikat<br />

geleneğimizde ideal şahsiyet Yunus'tur. Necip<br />

Fâzıl'ın benzerini ilk islâm mücâhidleri veya<br />

Anadolu'nun Türkleşmesinde —İslâmlaşmasında<br />

rol almış derviş— gaziler arasında görmek mümkündür.<br />

Cihâd ve gaza için neye ihtiyaç var<br />

Düşmana. Necip Fâzıl enterasan bir şahsiyet.<br />

Allah ve Resul'ün aşkıyla yanıp tutuşurken bir<br />

yandan da düşmanına muhtaç olduğunu açık a-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!