Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Onları dilimizin büyük şairlerinden biri olarak değerlendiriyorum.<br />
Daha biz bir şey söylemeden Ejder Ol söze başlıyor:<br />
- <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong> Azerbaycan’daki Türklerin ve Türkiye<br />
Türklerinin, Oğuzların ortak bir sanatkârıdır.<br />
13. asırda dillerimizin sınırları ayrı değildi. <strong>Yunus</strong><br />
<strong>Emre</strong>’yi biz öz şairimiz sayıyoruz, siz de öz şairiniz<br />
sayıyorsunuz. Siz de bizimkisiniz biz de sizinkiyiz.<br />
Aynı köktür. Fuzuli gibi, Nesimi gibi bir Türk şairidir,<br />
diyor. Etkileniyoruz, Ömer Hoca alıp başını gidiyor<br />
İmdat Hoca ile. Duman vakti gelmiştir.<br />
Bu arada Reşad Macid <strong>Yunus</strong>’tan mısralarla giriyor<br />
söze:<br />
-Beni bende deme bende değilem<br />
Bir ben var bende benden içerü”<br />
Çocukluğumuzdan biz bu mısraları öğrenmişiz.<br />
<strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong>’yi bir Azeri şairi olarak kabul etmişiz.<br />
<strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong> öyle bir değerdir ki bütün Türk dünyasının<br />
ortak bir şairidir. Orta Asya’da da Türkiye’de de<br />
biraz bilgisi olanlar onun dilini anlayabilirler. Ayrıca<br />
<strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong>’nin Azerbaycan’da mezarı da vardır.<br />
<strong>Yunus</strong>’un bir irfan ve tasavvuf şairi olduğundan<br />
bahsediyor konuklarımız. Reşad Macid devam ediyor:<br />
-Azerbaycan şiirinde <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong>’nin şiirinin büyük<br />
tesiri vardır. <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong> fikrimce Türk dünyasında<br />
genişçe tanıtılmalıdır. Biz hepimiz onu aynı derecede<br />
seviyoruz, muhabbet besliyoruz. O Türk kültür<br />
dünyasının öyle bir yüce zirvesi yüce dağdır ki bütün<br />
Türk dünyasından o yüce dağı görmek mümkündür,<br />
diyor.<br />
Anar Hoca:<br />
-Ben isterim ki bir gün Bakü’de de <strong>Yunus</strong>’un abidesi<br />
yücelsin. Çünkü o bizim ortak şairimizdir.<br />
Konuklarımız ağız birliği etmişçesine ayrı sözcüklerle<br />
aynı şeyleri söylüyorlar.<br />
Ömer Hoca tek başına dönüyor.<br />
-<strong>Yunus</strong>’u büyük bir coğrafyada tanıtan ve evrensel<br />
yapan değerler nelerdir, diyorum.<br />
Ejder Ol cevap veriyor:<br />
-<strong>Yunus</strong> bildiğiniz gibi öz halkını güzel bir şekilde<br />
ifade eden, yazan, gösteren bir sanatkâr hem de evrensel<br />
bir sanatkârdır. Öz halkının sevdiği sanatkârı<br />
dünya da seviyor. Sohbet insandan gelir ve insan her<br />
yerde insandır. <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong>’nin dili çok sade, güzel ve<br />
şirindi ki her sade insan onun dilini anlayabiliyordu.<br />
<strong>Yunus</strong>’un fikri de aydındı sözü de. <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong> su gibi,<br />
hava gibi, toprak gibi doğaldı.<br />
Rejad Macid de görüşlerini ortaya koyuyor:<br />
-Türk dünyası için değeri dilinin kolaylıkla anlaşılmasıdır.<br />
Onun şiirinin felsefi, derin özellikleri var.<br />
Mevlana seviyesinde bir hayata bakış ve sistem söz<br />
konusu <strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong>’de. Her mısrası insanı felsefi derinliklere<br />
çekmektedir. Bu sebeple büyük düşünceler<br />
sistemini taşıyor mısraları. Dünya da insanın içine<br />
seslenen bu tür söyleyişlere daha çok ilgi gösteriyor.<br />
Ve giderek de artıyor.<br />
Anar Hoca son noktayı koyuyor:<br />
-Celaleddin-i Rumî’den de gelen değerlerdir bunlar.<br />
İnsanlığı barışa çağıran fikirlerdir. Dünyanın<br />
faniliği hakkında “Biz gider olduk kalanlara selam<br />
olsun.” düşüncesi ile yaşamak düşüncesi <strong>Yunus</strong> için<br />
de karakteristik bir seciyedir.<br />
“Söz ola kese savaşı / Söz ola kestire başı<br />
Söz ola ağulu aşı /Yağ ile bal ede bir söz”<br />
dörtlüğü ile söze girip bu dizeler hakkında ne düşündüklerini<br />
soruyoruz konuklarımıza:<br />
-İnsanın düşüncesi sözünde ortaya çıkar. Ne düşünürse<br />
onu sözle söyler. Bütün savaşları da söz başlatır,<br />
silahlar değil. Bir ateş emri verilir, sonra vuruş<br />
başlar. Nitekim dünya da sözle başlar “ ol” der Rabbimiz<br />
ve dünya yaratılır. Sulhlar da sözle başlar. Neredeki<br />
aşk var, sulh var, Allah aşkı var, orada <strong>Yunus</strong><br />
<strong>Emre</strong> var. Savaşın, kinin olduğu yerde de <strong>Yunus</strong> emre<br />
yoktur, diyor Ejder Ol.<br />
Anar Hoca, Şairlerimiz, Nesimi, Fuzuli, <strong>Yunus</strong><br />
<strong>Emre</strong> söz hakkında çok şiirler söylemişler. Ben de<br />
bunları paylaşıyorum, diyor ve <strong>Yunus</strong>’tan etkilenerek<br />
yazdığı şiiri okuyor bize:<br />
Geçip gitti ömrüm benim<br />
Yeller esip geçmiş gibi,<br />
Ömrün sonu kaçınılmaz<br />
Felek kefen biçmiş gibi.<br />
İstedim deryada yüzem<br />
Kartal gibi gökte süzem<br />
Öyle bildim ölümsüzem<br />
Ab-ı hayat içmiş gibi.<br />
Yıllar geçti bir an gibi<br />
Cellât yoktur zaman gibi<br />
Hayat bir uykuymuş meğer<br />
Bize gelir olmuş gibi<br />
Anar Hoca: <strong>Yunus</strong>’un şiirlerinin dili Dede Korkut<br />
diline yakındır. “Hanım hey” ifadesi hem <strong>Yunus</strong>’ta<br />
hem de Dede Korkut’ta vardır. Her ikisinin dilinde de<br />
Arapça sözleri çok azdır. Dilin temizliği bakımından<br />
<strong>Yunus</strong> <strong>Emre</strong> Dede Korkut’a çok yakındır, diyor.<br />
Dil ile başlıyoruz söze ve dil ile bitiriyoruz sözü.<br />
Anar Hoca’ya, Ejder Ol ve Reşad Macid’e teşekkür<br />
ediyoruz. ■<br />
104<br />
haziran-temmuz-ağustos<br />
2012